Etiket: Kokuyor

  • Bu evin her köşesi tarih kokuyor

    Marmaris’te faaliyet gösteren ‘Kapurcuk Kültür ve Gastronomi Evi’nin her köşesi tarih kokuyor. İki katlı işletmede ilçeye özgü unutulmuş yöresel tatlar, elişi ürünler, ilçenin eski geçim kaynakları hakkında bilgi veren araç gereçler, tarihi ev eşyaları sergileniyor. Kar amacı gütmeyen işletmeyi ziyaret eden misafirler dilediklerinde yöresel tatları tadıp, satın alabiliyor.

    Marmaris’te bulunan ‘Kapurcuk Kültür ve Gastronomi Evi’ tarihi dokusuyla dikkat çekiyor. Kent merkezinde bulunan işletmenin her köşesi tarih kokuyor. İki katlı işletmenin birinci katında yöresel tatların yapıldığı mutfak, elişi ürünler, hediyelik eşyalar, eskiden sokak oyunlarında kullanılan oyuncaklar, ilçenin geçmişteki geçim kaynaklarını hakkında bilgi veren araç gereçler, yöresel kıyafetler sergileniyor.

    İkinci katta ise yöre yaşayanlarının geçmişte ev dekorunda kullandıkları eşyalar bulunuyor. İşletme sorumlusu Musa Atar işletme hakkında bilgi verdi. Yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi gördüklerini anlatan Atar, “Buradaki temel amacımız Marmaris’in eski tarihini, kültürünü ve yöresel ürünlerini burada sergilemektir. Kapurcuk’u Marmarisli iş insanı Mehmet Baysal yaptı. Burası Marmarisliler için yapılan bir eserdir. Burası kültürel miras dediğimiz, unutulmuş mesleklerle ilgili, Marmaris’e özgü tatlarla ilgili ve aynı zamanda üst katta da Marmaris’in eski evlerini anlatan tarihi bir müze gibi misafirlerimizi gezdirdiğimiz bölümlerden oluşuyor. Mutfağımızda yöremize ait tatlardan olan kıyam, parmak tatlısı, Marmaris kurabiyesi, kalbura bastı gibi tatları yaparak bu tatları hatırlatmaya çalışıyoruz. Her Cuma aşure yapıyoruz. Üst katta ise eskileri bir araya getirip, tarihi dokuyu bozmadan, sergilediğimiz ürünler var. İşletmemizde Ege ve Muğla yörelerine ait türküleri çalıyoruz. Kapurcuk’a ilgi çok büyük. Yerli turistler daha çok ilgi gösteriyor. Yabancı turistlerde bizim kültürümüzü merak ettikleri için çok ilgi gösteriyorlar.” dedi.

  • Keçiören menekşe kokuyor

    Keçiören Belediyesi, mevsimlik çiçek ekimleri ile ilçeyi çiçek bahçesine çevirdi.

    Rengarenk çiçeklerle Keçiören’i bezeyen Keçiören Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, 400 bin menekşenin dikimine başladı. Çevre düzenleme ve peyzaj çalışmalarını sonbaharda da sürdüren Keçiören Belediyesi, ilçedeki park, bahçe ve yeşil alanları çiçeklerle donatırken ağaçların budama işlemini de gerçekleştiriyor. Yeşillendirme çalışmalarına büyük önem veren Belediye, Türkiye’nin en kalabalık ilçesinde kişi başına düşen yeşil alan miktarını kısa sürede 2.2 metrekareden 7 metrekareye çıkardı.

    Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, yeşil bir Keçiören için yılda ortalama 50 bin ağaç diktiklerine vurgu yaparak, “Keçiören’in dört mevsim güzel kalması ve vatandaşımızın doğa ile iç içe olması için kişi başına düşen yeşil alan miktarını artırma odaklı çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

    Çiçeklerin dikilmesiyle adeta cennet bahçesine dönen ilçe, her mevsim güzel kalarak özellikle anı fotoğraflarına ve öz çekimlere dekor oluyor.

  • Mamak’ta pazar alanları deterjan kokuyor

    Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, “Sağlıklı bireyler yetiştirebilmemiz için sağlıklı ortamlar sunmalıyız. Bunun için gerek cadde ve sokaklarımızda gerek camilerimizde gerekse pazar yerlerimizde temizlik çalışmalarına önem veriyor” dedi.

    Mamak Belediyesi sokak ve caddelerin temizliği konusundaki hassasiyetini toplu kullanım alanlarında da sürdürüyor. Sokak ve caddeleri her gün süpürerek 24 saat boyunca sürekli temiz tutan ekipler, ilçede bulunan kapalı pazar alanlarının da temizliğine yoğun bir mesai sarf ediyor. Vatandaşın alışverişini yaptığı pazar yerlerinin temizliğine ayrı bir özen gösterildiği Mamak’ta, pazar kaldırıldıktan hemen sonra temizlenerek hijyenik hale getiriliyor. Pazar yerlerinde biriken atıklar kaldırılarak, yerler deterjanlı su ile yıkanıyor. Kötü kokudan arındırılan pazar yerlerinde hem görüntü kirliliği hem de sağlığı da tehdit eden unsurlar ortadan kaldırılıyor.

    Sağlıklı ortam sağlıklı birey

    Toplu kullanım alanlarına ayrı bir özen gösterdiklerini ifade eden Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, “Sağlıklı bireyler yetiştirebilmemiz için sağlıklı ortamlar sunmalıyız. Bunun için gerek cadde ve sokaklarımızda gerek camilerimizde gerekse pazar yerlerimizde temizlik çalışmalarına önem veriyor” ifadelerini kullandı.

  • Trabzon’un her yanı tarih kokuyor

    Trabzon tarihi eserler bakımından Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en zengin şehri olarak dikkat çekiyor. Tarihi eserler arasında en tanınmışları ise Sümela Manastırı ile Ayasofya Camisi olarak dikkat çekiyor.

    İl genelindeki tescilli tarihi yapıtların sayısı bin 877 olarak belirlenirken, bu yapıtların çoğunu tarihi evler oluşturuyor. Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından koruma altına alınarak tescil edilen tarihi evlerden bazılarına sahiplerine ulaşılamadığından restorasyon işlemi gerçekleşemiyor.

    Trabzon’da aralarında cami, çeşme, şadırvan, köprü, konak, kilise, manastır, işyeri, hastane, su kemeri, hamam, gözetleme kulesi, kale, okul, su kuyusu, mezarlık, medrese gibi yapıtların yer aldığı bin 877 tarihi yapıt bulunurken, bu yapıtlar arasında konutların çoğunluğu dikkat çekiyor.

    Yaklaşık 700 kadar tarihi konutun büyük bir kısmı kamulaştırılırken, sahiplerine ulaşılamayan bazı konutlarda neredeyse bakımsızlıktan yıkılmak üzere. Bunlar arasında en dikkat çekeni ise her gün önünden binlerce kişinin gelip geçtiği ve yaklaşık 200 yıllık olduğu tahmin edilen Ortahisar mahallesindeki tekke olduğu tahmin edilen ev dikkat çekiyor. Tarihi evlerin büyük bir kısmı ise Ortahisar ilçesinde yer alıyor.

    Trabzon, tarihi kiliseler bakımından da bölgenin en zengin yerleri arasında yer alıyor. Ortahisar ilçesinde 14 adet tescilli kilise yer alırken, bu ilçeyi 11 rakamıyla Maçka ilçesi izliyor. Maçka ilçesinde 11 kilisenin yanı sıra 3 adet de manastır yer alıyor.

  • (Özel Haber) Dünya El Sanatları Müzesi Tarih Kokuyor

    Ziyaretçilerini 600 yıl öncesine götüren, zemin katı mağara olmak üzere 3 kattan oluşan Gaziantep Dünya El Sanatları Müzesi tarih kokuyor. Dünya el sanatları müzesinde geçmişteki medeniyetlere ait binlerce eşya bulunuyor.

    İçinde Osmanlı’dan kalma bir çok eser bulunan müzede, tüm dünyadan tarihi eserler var. Müzede 200 yıllık Fransız saatleri, Osmanlıya ait tüfekler, Osmanlı döneminden şamdanlar, eski Antep mutfağına ait eşyalar, gramofonlar, eski paralar, el yazmalı Kur’an-ı Kerimler, nostaljik fotoğraf makineleri, Osmanlıya ait aydınlatma fenerlerinin de aralarında yer aldığı toplamda 8 bine yakın tarihi eser bulunuyor. Tarihi müzenin altında eski Antep hamamı olarak kullanılan bir de mağara bulunuyor.

    20 senedir birikim yaptığını ifade eden müze sahibi Hanefi Özaslan, “Köylerde bakır eşyaları satardık. Ben de 12-13 yaşlarından beri babamın yanında gezerdim o dönemden beridir, bende bir hastalık, zevk oldu. İşte Gaziantep’e de 2000 yılında göç yaptık 2000 yılından beri Gaziantep’teyim zaman zaman eski bakırlar tarihi eserler alıp satıyorduk Gaziantep müzesine 6 bin eşya verdim sonra hep böyle malzemeleri İstanbul’dan Avrupa’dan gelip alıyorlardı. Ben de en iyi malzemeleri kendime saklamaya başladım. Bu evi satın aldık, 5-6 yıl evvel burayı müze yapmayı düşündük ve 2-3 yıl tamiriyle uğraştık, burayı da müze haline getirdik. Burada 8 bine yakın parça adet sayısı var, Türkiye ve Avrupa kültürünü anlatacak eşyalar var. Kapıdan, ev mutfağından tutup süs eşyasına kadar var. Gaziantep’te savaş aletleri, silahlar, bıçaklar, Gaziantep savaşında kullanılmış tüfekler var. Osmanlı döneminde kullanılmış yeniçerilerin kılıçları var. Aynı zamanda yeniçerilerin kullanılmış kalkan miğfer takımlarımız var, ondan sonra Gaziantep’te kapılarında kullanılmış 100’e yakın kapı tokmaklarımız var. Gaziantep’te kullanılmış mutfak eşyalarımız var. Osmanlı döneminde kullanılmış şamdanlar var, camilerde, kiliselerde kullanılmış şamdanlar var” ifadelerini kullandı.

    “ÇOK KEYİF ALDIM”

    İstanbul’dan Gaziantep’e gezmeye geldiğini ifade eden Berna Kök ise Gaziantep Kalesi’nden itibaren gezdiğini kaydetti. Müze gezisinden büyük keyfi aldığını anlatan Kök, “Böyle sokakları dolaşa dolaşa tesadüfen yolum buraya çıktı. Muhteşem yani, her bir katta uzun süre orada kalıp bilmiyorum onları dinleyip sanki o çağda onların seslerini duymak istiyor insan onların içinde kalınca her bir katta burada Osmanlısı Bizanslısı bilmiyorum bir sürü her şey çok çeşit anlatılmaz ancak yaşanınca biliniyor, ben keyif aldım çok keyif aldım” şeklinde konuştu.