Etiket: Kocadan

  • Bakan Koca’dan hastaneleri ziyaret paylaşımı

    Bakan Koca’dan hastaneleri ziyaret paylaşımı

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul’daki programı kapsamında gerçekleştirdiği bir dizi hastane ziyaretine ilişkin sosyal medyada paylaşımda bulundu.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, korona virüs vaka sayılarının arttığı İstanbul’daki programı kapsamında hastaneleri ziyaret etti. Ziyaret ettiği hastanelerin başhekimlerinden ve yetkililerinden hastaneler hakkında bilgi alan Bakan Koca, incelemelerde bulundu. Hastanelere yaptığı ziyaretten bir fotoğraf karesini sosyal medya hesabında paylaşan Bakan Koca, yapılan toplantılarda hasta yüküne karşı yapılması gerekenlerin konuşulduğunu vurguladı. Bakan Koca paylaşımında, “İstanbul Beylikdüzü, Esenyurt, Büyükçekmece Devlet Hastaneleri Ziyareti: Bu üç hastane, hasta sayılarımızın arttığı İstanbul’da salgına karşı verilen savaşın önemli merkezlerinden. Yaptığımız toplantılarda, yatak kapasitelerini, hasta yüküne karşı yapılması gerekenleri ele aldık” dedi.

  • Sağlık Bakanı Koca’dan Bilim Kurulu Toplantısı sonrası önemli açıklamalar

    Sağlık Bakanı Koca’dan Bilim Kurulu Toplantısı sonrası önemli açıklamalar

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “İki aşı adayımızın hayvan deneyleri başarıyla tamamlanmış, sıra gönüllüler üzerinde yapılacak deneylere gelmiştir” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilkent Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen Koronavinüs Bilim Kurulu Toplantısı’nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bakan Koca, tedbirlere uyulursa hem gribal enfeksiyondan hem de korona virüsten korunmuş olunabileceğini belirtti. Koca, “Korona virüsle ilgili artık çok şey biliyoruz. Kuralların sonuçları hakkında, somut, ölçülebilir tecrübelerimiz var. Salgının maske, mesafe ve temizlik tedbirlere uyuldukça gerilediğini, bu tedbirlerden vazgeçtikçe tırmanışa geçtiğini hem ülkemizde hem dünyada görüyoruz. Maskenin koruyuculuk özellikleri konusunda yeni veriler ortaya çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2 gün önce 12 Ekim’de grip güncelleme raporunu yayınladı. Bu raporda grip mevsimini yaşamış olan Güney Yarım Küre’de Yeni Zelanda, Orta ve Güney Amerika gibi yerler de bu yıl bu enfeksiyonun çok seyrek görüldüğü bildirilmektedir. DÖS grip vakalarının azalması sonucunu maske, sosyal mesafe ve el hijyenine bağlamaktadır. Yapılan bazı araştırmalar korona virüs tedbirlerinin grip ve bazı enfeksiyonları yüzde 35 civarında diğer bazı araştırmalarsa en az yarı yarıya ortaya koymaktadır. Ekim ayındayız. Gribin en yaygın olduğu günlere girdik. Korona virüse karşı alacağımız tedbirler bizi gripten de koruyacak. Tedbirlere uyarsak 2 hastalıktan birden korunmuş olacağız. 2 ayrı virüse karşı tedbir aynıdır. Grip ölüme yol açabilen bir hastalıktır. Kronik karaciğer, kronik akciğer, kalp, hipertansiyon, diyabet hastalığı olan vücut direnci düşük kişiler gribal enfeksiyonlar sonucunda hayatını kaybedebilmektedir. Buna rağmen gribin bulaşmasına karşı yeterince duyarlı değiliz” ifadelerine yer verdi.

    DSÖ Covid-19 raporuna ve AB ilerleme Raporu’na değinen Bakan Koca, “DSÖ Covid-19 raporunda pandemiye karşı elde ettiğimiz başarı kapsamlı şekilde ele alınıyor. Türkiye’nin en zengin ülkeler arasında olmamasına rağmen salgınla mücadelede en cömert davranan ülkelerden biri olduğu vurgulanıyor. Temaslı taramasıyla vaka tespiti izalasyonla kontrol altına almaya strateji buna ek olarak erken tanı ve tedaviye dayalı klinik uygulamasına vurgu yapılıyor. DSÖ Covid-19 Türkiye raporundan sonra bugünlerde yayınlanan AB İlerleme Raporu’na değinmek istiyorum. Raporda Türkiye’de mart ayında başlayan Covid-19 pandemisi çerçevesinde bakanlığımız halk sağlığı koruyucu ve sağlık kuruluşlarıyla sağlık personelinin üstündeki yükü artması önleyici tedbirleri vakit kaybı olmadan belirtilmektedir. Türkiye’nin sağlık sistemi Covid-19 pandemisinin gereklerini sağlayabilecek güçtedir. Sosyal güvencelere bakılmaksızın herkese ücretsiz test ve tedavi imkanı sağlanmıştır. Türkiye krizin erken döneminde AB İlerleme Raporu’nda yer alan değindiğim hususlar küresel salgına karşı savaşımızı küresel standartlarda verdiğimizi göstermektedir. Bu standartlar başarımızın bir kısmını değerlendirmeye dönüktür” diye konuştu.

    “Virüs taramalarına başladık”

    Temmuz ayından itibaren normalleşme dönemine geçtiğini hatırlatan Koca, “Sınırlamalar kalktı. Ülkeler arasında gidiş ve gelişler yine ülkelerin koyduğu günlük vaka sayılarının belli düzeyin altında olması şartıyla başladı. Bu dönemin yeni gereklilerine uygun olarak virüs taramalarına başladık. Bu taramaları havaalanlarında, yurtdışına gidenlere, cezaevinde bulunanlara, asker, sporcu, organize çalışanlarına yapıyoruz. Bugüne kadar havayoluyla yurtdışına gidenlerde yaptığımız test sayısı 490 bin 480’dir. Bu taramalarda bin 226 kişide test pozitif çıkmıştır” dedi.

    “15 Ekim’de bu saha taramasını tekrarlıyoruz”

    15 Ekim’de saha taramasına tekrar başlanacağını vurgulayan Koca şu ifadelere yer verdi:

    “Daha önce enfeksiyonun yaygınlığı ve bağışıklık durumunu ölçmek için 153 bin kişiyi kapsayan bir saha taraması yapmış, sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşmıştık. 15 Ekim’de bu saha taramasını tekrarlıyoruz. Toplumunun tamamını yansıtacak büyüklükte örneklendirme üzerinde çalışma yapıyoruz. Hem belirtisiz olduğu halde testi pozitif çıkan taşıyıcı vakaları hem de antikor testleriyle daha önce virüs kendisine bulaştığı halde bunu fark etmemiş fakat sonuçta bağışıklık geliştirmiş kişileri tespit etmiş olacağız. Bu çalışma bize toplumun tamamı hakkında fikir verecektir. Pandeminin ilerleyen aylarında yurt dışına gidip gelenler, dış alanlarda tedbirlere uyanlar toplumca disiplinli olduğumuzu belirtiyorlar. Törenler ve toplu etkinliklerin olduğu ayları geride bıraktık. Kapalı alanlar çok önem kazandı. Aynı işyerinde çalışan kişilerin tedbir almadıklarını duyuyoruz. Maske kuralından ödün verilmemelidir”

    “Risk tabana yayılıyor”

    Maskenin bazı bilim adamlarınca aşı benzeri bir konu olarak kabul edildiğini hatırlatan Koca, “Aşı konusunda salgına karşı tam bir güvence olarak görülmemelidir. Korona virüs bulaştığı kişide 2 veya 3 hafta sonra iz bırakmayacağı hatta fark edilemeyeceği gibi bu süre hayatın en çetin günleri de olabilir. Aşı konusunda gelişmeler ise çok yol alınmasına rağmen böyle kısa günlerde ifade edilemez. Aşı yaygın olarak yapılabileceği güne kadar kendini virüsten koruyabilenler için bir çare olacaktır. Aşı kendisini virüsten koruyamayanlar için çare değildir. Salgında başta çok sıkı tutulan tedbirler yorgunluk sebebiyle gevşiyor. Virüsün yol açtığı hastalık ve tedavisi hakkında çok daha bilgi sahibi olmakla birlikte risk tabana yayılıyor. Testi pozitif çıkanların ve bunların temaslıların izolasyon kuralına uyması şarttır. Bakanlık olarak gerekli önlemleri alıyoruz. Belirgin semptomu olan kişilerin sağlık kuruluşlarına bir an önce başvurmalarını istiyoruz. Ağır hastalar bunlar arasından çıkıyor. İzlediğimiz strateji tedbir ve koruma, tanı ve izolasyonla normal yaşama dönüştür” ifadelerine yer verdi.

    HES uygulaması

    HES’ten her vatandaşın yararlanması gerektiğini ifade eden Koca, ”Girip çıkacağınız yerin risk durumunu HES’le öğrenebilirsiniz. HES korona virüs konusunda güncel tüm verileri içeren bir nevi haritadır. Bizler sahada her türlü tedbiri almak ve bütün şüphelilere ulaşmak için seferberlik halindeyken bütün pozitifleri takip altında tutarken sizler de lütfen HES’ten yararlanın” dedi. Son 6 haftadır Türkiye’nin bazı bölgelerine ziyaretlerde bulunduğunu anımsatan Koca, “Salgınlar yerinde müdahaleleri gerektiriyor. Biz de bu sebeple son 6 haftadır ülkenin bazı bölgelerine ziyaretlerde bulunduk. Vakaların artış gösterdiği bölgelerde sebepleri ortaya çıkararak ek tedbirler aldık. Son bir hafta içinde İstanbul, Bursa, Denizli, Kahramanmaraş’ın olduğu bazı illerimizde artışlar oluştu. Geçtiğimiz pazartesi günü yüz yüze eğitimde planlanan ikinci aşama ortaya kondu. Salgında başarı kazandıkça hayatın her alanında sırayla eski düzene kavuşacağımız aşamaya yaklaşıyoruz. Hem DSÖ hem AB ilerleme raporunda bahsettiği salgınla mücadele stratejimizle bu işin üstesinden alnımızın akıyla geleceğiz, şüpheniz olmasın, sizden istediğimiz sabır, sebat ve bilhassa da girdiğimiz aylarda tedbirlere harfiyen uymaktır” diye konuştu.

    “Ortak çalışma grubumuz şu anda 4 farklı aşı üzerinden çalışmaktadır”

    Ortak çalışma grubunun 4 farklı aşı üzerinde çalışıldığını belirten Koca, “Çalışmalarını kamuoyunda sürdürmeyen tek hedefleri olan aşıya kilitlenen bir kurulumuz daha var. Temmuz ayında oluşmaya başlayan yerli ortak çalışma grubunda biraz daha yol alınmasını bekleyerek size detaylı bilgi vermedim. Bugün bu aşamaya geldiğimize inanıyorum. Aşı ortak çalışma grubunda diğer aşı çalışmalarını doğrudan yürüten uzmanlar da bulunmaktadır. Türkiye’nin aşı çalışmaları bu bilim insanlarına bağlı 600 kişilik bir ekip tarafından sürdürülmektedir. Ortak çalışma grubumuz şu anda 4 farklı aşı üzerinden çalışmaktadır. Başka çalışmalar da vardır. Aşı çalışmalarını yürüten ekiplerimiz sonuca en kısa zamanda ulaşmak için rekabet içinde, birbirinin başarısı için de dayanışma içindedirler. Şu an aşılardan ikisi insan deneyi aşamasına yakındır. Aşı çalışmaları Sağlık Bakanlığımızın himayesi altındadır. Bakanlığımıza bağlı TÜSEP bilimsel ve teknolojik alanda ülkece gurur duyduğumuz TÜBİTAK bu çalışmaların öne çıkan aktörleri arasındadır” açıklamasında bulundu.

    Bulaşıcı hastalıkların geçmişine bakıldığında aşıların kolay bulunmadığını belirten Koca, “Kızamık aşısı 7 yılda, boğmaca aşısı 8 yılda, çocuk felci aşısı 20 yılda, grip aşısı 14 yılda geliştirilmiştir. Bilimsel bilginin üzerine o tarihlere kıyasla kat kat bilgi eklenmiş, teknolojisi mukayese edilmeyecek derecede ilerlemiştir. Bugün ki durum elbette farklı olacaktır ama işin doğasında bir zorluk olduğu da bilinmektedir. Salgının başlangıcında aşı için öngörülen zaman en az 12 ortalama 18 aydır. Salgın 1 yılını doldurmaya yaklaşırken gerçekten önemli gelişmeler ortaya kondu. Çin, Rusya, İngiltere ve bazı ülkeler insan üzerinde deneye geçtiklerini bildirdiler. Fakat bunların hiçbiri satın almak istediğinizde her şeyiyle sonuçlanmış bir aşı taahhüdünde bulunamamaktadırlar. Bilim şuanda umut olmayı kabul etmekte kesin vaadi erken görmektedir. Aşı konusunda dünyadaki durum budur, umut çok yüksek olmakla birlikte temkini ve tedbiri elden bırakmamak gerekmektedir” ifadelerine yer verdi.

    “2 aşı adayımız hayvan deneyleri başarıyla tamamlanmış sıra gönüllüler üzerinde yapılacak deneylere gelmiştir”

    Türkiye’deki aşı çalışmaları hakkında bilgi veren Koca, “Türkiye’deki aşı çalışmalarıyla diğer bazı ülkelerdeki aşı çalışmaları arasında fark hayvan deneylerinden insan üzerinde yapılacak deneylerin üstünde bir farktır. Sonuca daha yakın görünen 2 aşı adayımız hayvan deneyleri başarıyla tamamlanmış sıra gönüllüler üzerinde yapılacak deneylere gelmiştir. Aşı bu salgına karşı insanlığın bir zaferi olacaktır. Bu zaferi elde edecekler arasında sizin konuştuğunuz dili konuşan sizin okuduğunuz okullardan yetişen bilim inşalarından kuşkunuz olmanız. Bilim imkan ve adanma işidir. Türkiye aşının gerektirdiği tüm teknolojik imkanları bilim insanlarına sunmuş durumdadır. Bilim insanlarımız da bu konuyu hayatların temel meselesi haline getirmiştir. Sizlerden bilim insanlarımıza inanmanızı, önerdikleri tedbirlere, maske, mesafe ve temizlik kuralına uymamızı, sağduyu içinde yılgınlık göstermeden devam ettirmenizi istirham ediyorum. Aşı tüm denemelerden başarıya geçip üretilene kadar elimizdeki güç tedbirdir” şeklinde konuştu.

  • Bakan Koca’dan saldırıya uğrayan sağlık çalışanlarına ziyaret

    Bakan Koca’dan saldırıya uğrayan sağlık çalışanlarına ziyaret

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Keçiören Eğitim Araştırma Hastanesi Acil Servisi’nde hasta yakınlarının saldırı girişiminde bulunduğu sağlık çalışanlarını ziyaret ederek bilgi aldı.

    Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Keçiören EAH Acil Servisindeki arkadaşlarımı ziyaret ettim. Emniyet güçlerimizce incelenen kamera kayıtları, arkadaşlarımızın beyanı olayın ciddiyetini ortaya koymuştur. Cumhuriyet Başsavcılığımız süreci başlatmıştır. Sağlık camiası olarak üzgün ve konunun takibinde kararlıyız” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Koca’dan, bir milletvekilinin paylaştığı ’ölüm raporu’na ilişkin açıklama

    Bakan Koca’dan, bir milletvekilinin paylaştığı ’ölüm raporu’na ilişkin açıklama

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bir milletvekilinin bir vatandaşa ait ölüm raporuna ilişkin, ”Rapor doğru, değerlendirme yanlış. Rapor sahibi hastanın ölüm nedeni kayıtlarımıza ’U073 COVİD-19’ olarak geçmiş ve kesin raporu da aynı şekilde düzenlenmiş” açıklamasında bulundu.

    Bakan Koca, bir milletvekilinin sosyal medyada paylaştığı ölüm raporuna ilişkin, Twitter hesabından paylaşımda bulundu. Bakan Koca, “Bir vekilimiz sosyal medya hesabından bir vatandaşımıza ait ölüm raporunu paylaşmış. Rapor doğru, değerlendirme yanlış. Rapor sahibi hastanın ölüm nedeni kayıtlarımıza ’U073 COVİD-19’ olarak geçmiş ve kesin raporu da aynı şekilde düzenlenmiş. Uluslararası sınıflamaya göre ölüm şekli ’enfeksiyon hastalığı (doğal ölüm).’ Sayın vekilin paylaştığı ön raporda, ölüm nedeninin hekimin kontrol onayından sonra yazılacağı belirtiliyor” ifadelerini kullandı.

    Bakan Koca, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

    “Sayın vekil her halde ’doğal ölüm’ ifadesinin teknik bir tabir olduğunu fark etmemiş. Uluslararası sınıflamaya göre her enfeksiyondan ölüm doğal ölüm kabul edilir. Kaza, cinayet vb. doğal olmayan ölümler ayrıca sınıflanmaktadır. Salgınla mücadele hepimizin görevi. Acı bir kayıp üzerine teknik tabirlerin farkında olmadan yorumda bulunmanın mücadeleye de kayıplarımıza da faydası yoktur. Bu tür mücadele enerjimizi tüketecek yorumlardan uzak durmak hepimizin sorumluluğu. Salgınla hep birlikte mücadele edebiliriz. Birbirimizle değil, salgınla mücadele edelim. Bu mücadeleye hassasiyetle destek verin” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Koca’dan ‘grip aşısı’ açıklaması

    Bakan Koca’dan ‘grip aşısı’ açıklaması

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, özellikle riskli olan, mutlak yapmasını düşündükleri hastalara grip aşısı yapma noktasında bir sorun olmadığını söyleyerek, “Bölgede de bu anlamda riskli hastalarımıza grip aşısını verme noktasında sorun yaşamayacağımızı rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi.

    Bakan Koca, Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezinde düzenlenen bölge değerlendirme toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Grip aşısına olan taleple ilgili yöneltilen bir soruyu cevaplayan Bakan Koca, bu yıl dünya genelinde grup aşısına ilgi ve talebin olduğunu gördüklerini, üretim yapan firmaların sayısının da arttığını söyledi. Tüm dünyada bu kapasitede toplamda yüzde 20 oranında bu yıl artışın yaşandığını ancak talebin bundan daha fazla olduğunu söyleyen Koca, Türkiye’de ise bu anlamda geçen yıl talep ettikleri aşıdan daha fazlasını tedarik etmek üzere yoğun bir çaba içinde olduklarını dile getirdi. Geçen yılların 3-4 katı oranında bu tedariği sağlama noktasında bir sonuç elde etmiş olacaklarını aktaran Koca, “Önemli olan herkesin grip aşısını yapmak zorunluluğu içinde olmadığını bilebilir olmamız. Bununla ilgili bilim kurulumuz ’grip aşısı kimlere yapılmalı’ şeklinde bir çalışma yapıyor. Bunu önümüzdeki günlerde ya da bir iki hafta içerisinde açıklamış oluruz. Özellikle riskli olan, mutlak yapmasını düşündüğümüz hastalarımıza yapma noktasında bir sorun olmadığını söyleyebilirim. Bölge için de yaşlı nüfusun çok yüksek olmadığını, yüzde 4.8 oranında olduğunu biliyoruz. Bölgede de bu anlamda riskli hastalarımıza grip aşısını verme noktasında sorun yaşamayacağımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun dışında geçen hafta 6 ille ilgili yapılan değerlendirme sonrası yüzde 30 ile 70 arası değişken oranda hasta sayısının azaldığını ifade etmiştim. Bu hafta boyunca yine bütün illerimizde bu azalışın kısmen de olsa devam ettiğini, kimisinde sabit kaldığını ama yükselen biri ilimizin olmadığını söyleyebilir. Altı için söylüyorum” dedi.

    Heybeliada’daki sanatoryum

    Bakan Koca, Diyanet İşleri Başkanlığının Heybeli Ada’daki sanatoryumun devredilmesine ilişkin yöneltilen soruya ise “Burası 2005’e kadar hastane olarak kullanılan bir yerdi. 2005’ten sonra tüberküloz hastalarının oraya gönderilmesiyle ilgili bir ihtiyaç ortadan kalkmıştı ve o dönemde hastane olarak kullanımının devam etmemesine karar verildiğini biliyoruz. 2005 yılından bu yana yani 15 yıllık zaman diliminde bu binalar kullanılmıyor. Dolayısıyla kullanılabilir durumda da değil. Bu dönemde pandemi hastanesi için gündeme geldi. İstanbul’da toplam 2 bin 16 yatak kapasitesi olan iki tane pandemi hastanesini açmış olduk bu süreçte. Dolayısıyla bu hastanelerden sonra İstanbul’da şu an ilave pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söyleyebilirim. Bu arsanın yeri, mülkiyeti Sağlık Bakanlığı’na ait değil. Milli Emlak’ta. İki yıldan fazla zaman önce Milli Emlak tarafından Diyanet İşleri Başkanlığımıza tahsis edildiğini biliyoruz. Bizim şu dönemde pandemi hastanesine ihtiyacımız yok. İki yıl zaman diliminde Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu yere herhangi bir yatırım yapmadığını ve bir inşaat faaliyetinin olmadığını biliyoruz. Eğer bu süreçte tahsis edilen amaç doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı değerlendirmeme noktasına bir irade beyanında bulunursa biz de bu süreçte pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söylüyoruz ama buna rağmen böyle bir irade ortaya konulursa sağlık amaçlı değerlendirmeyi gündemimize alabileceğimizi söylemek istiyorum” cevabını verdi.

    Yeni açılan hastanelere personel alımıyla ilgili de konuşan Bakan Koca, “Bu yeni hastanelerimizle birlikte personel alımı gündemimize gelebilir. Bununla ilgili çalışıyoruz. Bu dönemde de personel alımı yer yer yaptığımızı da söylemek istiyorum” dedi.

    “Hiç kimsenin pandemiyle mücadelede dışarıda kalmaya hakkı olamaz”

    Yapılan kalabalık düğünlerle ilgili yöneltilen soruya ise Bakan Koca, şöyle cevap verdi:

    “Özellikle pandeminin yaşandığı olduğu bu dönemde 83 milyon herkes tedbirlere uymak zorunluluğu hissediyor olmalı. Çünkü hiç kimsenin pandemiyle mücadelede dışarıda kalmaya hakkı olamaz. Ve özellikle sorumluluk sahibi olan kişilerin, bu milletvekili de olabilir, bürokrat da olabilir, yönetici de olabilir, sorumluluk sahibi olan kişilerin daha ciddi anlamda sorumluluğun gereğini yapabiliyor olması gerektiğini düşünüyorum. Yani insandan insana geçen salgını giderek daha da artırabilecek olan mekanların, ortamların oluşturulmaması, bu noktada vatandaşımıza sorumluluk sahibi olan kişilerin daha çok örnek olması gerektiği kanaatindeyim. Dolayısıyla bu anlamda herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek bu salgınla mücadelede yer alması gerektiği kanaatindeyim.”

    Aşı çalışması

    Bakan Koca, dünyada yürütülen aşı çalışmalarını ise şöyle değerlendirdi:

    “Almanya’da yapılan çalışma çalışmayla ilgili biliyorsunuz şu an faz-3 çalışmasına kadar gelmiş bulunuyoruz. Bu faz-3 çalışmasına Türkiye’de de başlandı. Yani dosyasının yeterli olduğu, hayvan, fare ve maymun çalışmalarının yapıldığını, faz-1, faz-2 dediğimiz insan çalışmalarının da yapıldığını ve buralarda başarılı sonuçlar elde edildiğini, faz-3’ün daha geniş insan topluluğu ve birden fazla ülkede yapılması gereken bir dönem. Onunla ilgili de Türkiye’de biliyorsunuz 10’a yakın üniversitemiz bu anlamda bu çalışmayı bakanlığımızın izin vermesiyle başlatmış oldu. Bir diğer çalışma, bahsettiğiniz Oxford’un çalışması. Onunla ilgili bir reaksiyon geliştiği için şimdilik durduruldu. Ama önümüzdeki dönemde bununla ilgili daha net bilgiler elde etmiş olacağız. Bir diğer Türkiye’de yapılan çalışma ise Çin’de Sinovac dediğimiz aşıyla ilgili yine dosyası bizim Aşı Bilim Kurulu tarafından yeterli görülen, hayvan çalışmaları, faz-1, faz-2 dediğimiz insan çalışmaları yapılıp uygun görülen, faz-3 çalışması için de bize müracaat edildi. Bakanlık olarak faz-3 çalışmasına izin verildi. Hacettepe Üniversitesi sorumluluğunda 10 merkezde faz-3 çalışması başlamış oldu. Bu faz-3 çalışmalarına Türkiye’de biz niye veriyoruz. Burada izin vermemizdeki temel amaç şu, faz-1, faz-2 insan çalışmaları yapılmış olan, toksik etkisi olmayan, daha geniş insan topluluğuna ve birden fazla ülkede yapılma zorunluluğu olduğu için biz burada özellikle insanımızın, Türkiye’de genetik farklılıkları dahil olmak üzere bu aşıların etkisini ayrıca bilmek istiyoruz. Çünkü ona göre reaksiyon almak istiyoruz.”

    Rusya’da yapılan aşıyla ilgili faz-3 çalışması için kendilerine müracaat edildiğini söyleyen Bakan Koca, “Faz-3 çalışmasıyla ilgili müracaat edilen dosyanın yeterli olduğunu, hem fare hem maymun hem faz-1, faz-2 çalışmalarının yapıldığını gördük. Bunu bize sundular. Aşı Bilim Kurulu önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili değerlendirmesini yapmış olur. Muhtemelen önümüzdeki hafta Rusya’daki aşının faz-3 çalışmasına da izin verebiliriz. Ayrıca bizim Türkiye’de yaptığımız çalışmalarımız var. Toplam 13 tane aşı çalışması var. Bu aşı çalışmalarını faz-1 çalışmasına kadar gelmiş oldu ama faz-1 çalışması daha başlamadı. Önümüzdeki haftalar faz-1 çalışması başlayabilir. Ama aşının ortaya çıkması sanırım 2021’in başlarında olur. Yani nisan, mayıs ya da haziran aylarında olabilir. Hem Pfizer, hem Çin Sinovac, hem Rusya’nın aşılarının yıl bitmeden de piyasaya verileceği kanaati taşıyorum. Bununla ilgili de ayrıca bağlantılarımızın, iş birliğimizin olduğunu da söylemek istiyorum” ifadelerini kullandı.