Etiket: KOAH

  • Türkiye’de 40 Yaş Üstü Her 5 Kişiden Biri Koah Hastası

    Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, Türkiye’de, 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH rahatsızılğı olduğunu söyledi.

    Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, bu yıl Dünya KOAH Günü’nün 18 Kasım 2015 olarak belirlendiğini söyleyerek, “KOAH [Kronik (Müzmin) Obstrüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı] nefes yollarında mikroplarla oluşmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığıdır. KOAH, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmasına karşın, kamuoyu tarafından yeterince bilinmeyen bir hastalıktır. KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde yüzde 15- 20’dir. Bir diğer deyişle toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı alabilmiştir. Bu durumda, ülkemizde bulunan 3-5 milyona yakın KOAH’lı hastanın sadece 300-500 bini kendisinde hastalık olduğunu bilmektedir. Hedefimiz KOAH’ın her yıl daha fazla kişi tarafından bilinmesi ve risk faktörü taşıyan kişilerin sağlık kuruluşlarına başvurmalarını sağlayarak yaşamlarını daha kaliteli sürdürmelerini sağlanmasıdır” dedi.

    “KOAH DÜNYADA 3. ÖLÜM NEDENİ”

    Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre, KOAH’ın yılda 2.9 milyon ölüme neden olduğunu belirten Prof. Dr. Yorgancıoğlu şöyle devam etti:

    “Günümüzde tüm dünyada 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de yüzde 5.5’inden sorumludur. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları en sık görülen 3. ölüm nedenidir ve bu ölümlerin yüzde 61.5’i KOAH nedeniyledir. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştirmektedir. KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü sigara dumanıdır. Sigara içenler, içmeyenlere göre, daha fazla solunumsal şikayetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler. Diğer tip tütün kullanımı (pipo, puro, nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine katkıda bulunmaktadır. KOAH gelişiminde genetik risk faktörlerinin rolü henüz çok iyi aydınlatılamamış olmasına rağmen, sağlıkta eşitsizlik, özellikle biyomas (odun, tezek, kök benzeri yakıt) kullanımına ikincil iç ortam hava kirliliği ve tozlu-dumanlı işyerlerinde çalışmanın en önemli çevresel risk faktörleri olduğu bilinmektedir. Son yıllarda önemi giderek vurgulanmaya başlayan fiziksel aktivitede azalma, hareketsizlik de artık bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir”.

    “KOAH’LI HASTALAR MUTLAKA EGZERSİZ YAPMALI”

    Türk Toraks Derneği GARD Temsilcisi ve Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu ise KOAH’da en sık görülen yakınmaların nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarması olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

    “Sigara içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar. Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede azalma ortaya çıkar. Eforda nefes darlığı çeken kişi, yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, markete gitmeye çekinir ve zamanla evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar. Yirmi yıl boyunca izlenen KOAH’lı olgularda haftada iki saat ve daha fazla yürüyüş yapan hastalarda hem KOAH nedeniyle hastaneye başvurularda hem de bu hastalık nedeniyle ortaya çıkan ölüm oranlarında yüzde 30-40 azalma saptanmıştır. Bu nedenle, hem bu hastalığın önlenmesi hem de ilerlemesinin engellenmesinde ‘fiziksel aktivitenin arttırılması gerekmektedir”.

    “KOAH’IN ERKEN TANISI ÇOK ÖNEMLİ”

    KOAH’ın tanısının, basit ve ağrısız bir test olan “nefes ölçüm testi” ile kolayca konabildiğini belirten Prof. Dr Gemicioğlu, KOAH’ın erken tanısı, hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm oranlarını azalttığını ifade etti. Prof. Dr Gemicioğlu, bu nedenle 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte olan ve/veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan kişilerde müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp ”nefes ölçüm testini” yaptırması gerektiğinin altını çizdi.

    KOAH ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr Gemicioğlu şöyle devam etti:

    “KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak amacıyla hekime başvurmasıdır. Sigara bağımlılığı tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır. Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur, haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktivite yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı hemen tüm yararları sağlayabilmektedir”.

  • Koah Dünyada 4. Ölüm Nedeni

    Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Evren Toprak, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) hastalığının dünyada ölüm nedenleri arasında 4. sırada olduğunu ve her yıl bu hastalık yüzünden milyonlarca kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.

    Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Evren Toprak, 16 Kasım Dünya KOAH Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Toprak, KOAH hastalığının dünyada ölüm nedenleri arasında 4. sırada olduğunu ve her yıl bu hastalık yüzünden milyonlarca kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. KOAH’ın nefes yollarında mikrobik olmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığı olduğunu belirten Uzm. Dr. Evren Toprak, “KOAH hastalığı özellikle sigara içen kişilerde, bazı mesleklerde karşılaşılan toz, duman, evlerde kullanılan odun, tezek, kök benzeri yakıtlardan çıkan dumanın solunması, akciğerlerde bir çeşit iltihap oluşturarak, akciğerlerin olduğundan daha erken yaşlanmasına neden olur” şeklinde konuştu.

    SİGARA VE TOZLU ORTAM SEBEP OLABİLİR

    Erken tanıyla hastanın yaşam kalitesinin arttırılabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Evren Toprak, “Hastalığın ilerlemiş olduğu olgularda uzun süren öksürük, balgam ve özellikle yürüyüş ve yokuş tırmanmakla oluşan nefes darlığı en sık görünen yakınmalardır. Erken evrelerde hiçbir yakınma gelişmeyebilir. Bu nedenle 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte olan, meslek icabı tozlu ortamlarda bulunan kişilerde müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp nefes ölçüm testini yaptırması gerekmektedir” dedi.

    40 YAŞ ÜSTÜ HER 5 KİŞİDEN BİRİ KOAH

    Türkiye’de toplumda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH olduğunu ve bu hastalardan sadece birinin doktora başvurmuş olduğuna vurgu yapan Uzm. Dr. Toprak, “Ülkemizde bulunan 3-5 milyona yakın KOAH’lı hastanın sadece 300-500 bini kendisinde hastalık olduğunu biliyor. Bu hastalığın tedavisinde özellikle sigaranın bıraktırılması gerekmektedir. KOAH’ı kontrol altına almak ve daha sağlıklı bir yaşam için anahtarlar, doğru beslenme, doktor kontrolünde yapılacak düzenli bir egzersiz programı, düzenli uyku ve sigaradan uzak ortamlardır” ifadelerini kullandı.

  • Yılda 2,9 milyon kişi KOAH’tan ölüyor

    Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, yılda 2,9 milyon kişinin KOAH’dan öldüğünü ifade ederek, “KOAH gelişiminde tüm dünyada en yaygın risk faktörlerinin başında sigara gelmektedir.

     

    Sigara kullanımı KOAH ve onlarca kronik, öldürücü hastalığa neden olarak bebek, çocuk, yetişkin ayrımı gözetmeden halk sağlığını tehdit eden ve mutlaka mücadele edilerek önlenmesi gereken bir sorundur” dedi.

    Pulmoner Rehabilitasyon Haftası dolasıyla açıklamalarda bulunan Dr. Kemik, kronik akciğer hastalıklarından dolayı birçok sorunun ortaya çıkabileceğini kaydederek, “Nefes darlığı, çabuk yorulma, güçsüzlük hissediyorsanız, günlük aktivitelerinizi yapmakta güçlük çekiyorsanız değerlendirme için göğüs hastalıkları uzmanına başvurduktan sonra pulmoner rehabilitasyon programlarından yararlanmalısınız. Günümüzde kronik solunum hastalıklarının tıbbi tedavisinin standart bir bileşeni olarak kabul edilen pulmoner rehabilitasyon, kronik solunum hastalarının fiziksel ve psikolojik durumlarını düzeltmeyi ve sağlığı iyileştirmeyi hedefleyen, hasta değerlendirmesini takiben bireysel olarak belirlenen egzersiz eğitimi, davranış değişikliği ve hasta eğitimi gibi yaklaşımları içeren kapsamlı uygulamalar bütünüdür” diye konuştu.

    Günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlanma, yaşam kalitesinde azalma veya egzersiz kapasitesinde kısıtlılığı olan tüm solunum hastalarına pulmoner rehabilitasyon uygulanabildiğini vurgulayan Kemik, “Pulmoner rehabilitasyon, her yaştaki solunum hastalarına rehabilitasyon ünitelerinin özelliklerine bağlı olarak hastanede, ayaktan ya da evde uygulanabilmektedir. KOAH başta olmak üzere astım, bronşektazi, kistik fibrozis, akciğer nakli öncesi ve sonrası, akciğer kanseri, obezite ilişkili tüm akciğer hastalıklarında pulmoner rehabilitasyon programı başarı ile uygulanabilmektedir. Pulmoner rehabilitasyonun en önemli basamağı egzersiz eğitimidir.

    Hasta ve ailesine eğitim verilmesi, psikososyal destek, nefes darlığı ile baş edebilme yöntemleri, iş-uğraşı tedavisi, enerji koruma yöntemleri ve gerektiğinde beslenme desteği pulmoner rehabilitasyon programlarında yer almaktadır. Pulmoner rehabilitasyon programı en az 8 hafta süre ile uygulanmalıdır. Egzersiz eğitimi bırakıldığında kazanımlar kaybedildiği için egzersiz alışkanlığının devam ettirilmesi gerekmektedir. En yaygın risk faktörlerinin başında sigara gelmektedir. Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre, yılda 2,9 milyon kişi KOAH’tan ölmektedir. KOAH gelişiminde tüm dünyada en yaygın risk faktörlerinin başında sigara gelmektedir. Sigara kullanımı KOAH ve onlarca kronik, öldürücü hastalığa neden olarak bebek, çocuk, yetişkin ayrımı gözetmeden halk sağlığını tehdit eden ve mutlaka mücadele edilerek önlenmesi gereken bir sorundur” şeklinde konuştu.