Etiket: KKTC’nin

  • Akpınar: “Girne’miz KKTC’nin en mükemmel donanım ve altyapısına sahip hastanesine kavuşuyor”

    Girne Amerikan Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar, Girne’nin KKTC’nin en mükemmel donanım ve altyapısına sahip hastanesine kavuştuğunu söyledi.

    Akpınar, GAÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi inşaat alanında yapmış olduğu incelemelerin ardından açıklamada bulundu. Hastane inşaatı süreci hakkında bilgi veren Akpınar, aynı zamanda, mahkeme süreçleri noktasında da arkalarında sadece halkın olduğunu ve bu durumun demokratik yollarla üstesinden geleceklerine inandıklarını belirtti.

    “Yüzde 65 oranında tamamlanmış bulunmaktadır”

    GAÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesinde incelemelerde bulunduklarını belirten Akpınar, “Bugün halen inşaatı devam eden üniversite hastanemizin inceleme programında, gelişmeler konusunda bilgi aldık ve proje, yüzde 65 oranında tamamlanmış bulunmaktadır. Girne’miz, KKTC’nin en mükemmel donanım ve altyapısına sahip hastanesine kavuşuyor. Bizler için çok heyecan verici” dedi.

    “Arkamızda Sadece Bize İnanan Halkımız Var”

    GAÜ’nün korku ve endişe içerisinde yıpratılmaya çalışıldığını söyleyen Akpınar, hedef alanlar gibi sinsilik ve kumpas içerisinde olmadıklarını belirterek, GAÜ’nün büyük bir aile olduğunu ve arkasında sadece halkın olduğunu söyledi. Akpınar, “Atıyor olduğumuz adımları hep paylaşıyoruz. KKTC’nin; Adanın ilk üniversitesi GAÜ, yıl 1985… Bunu bile hazmedemeyip 1978’lere kuruluşunu götürmeye çalışanlar değiliz biz. Bugün algı operasyonları içerisine, GAÜ’yü de çekmeye çalışıyorlar ancak, bu kesinlikle mümkün değil. YÖDAK ve Milli Eğitim Bakanlığımız çaresizce bu duruma seyirci. Hükümetimiz ise kendi YİM kararlarını uygulamamakta direniyor” ifadelerini kullandı.

    “AB mahkemelerine başvuru sürecini başlattık”

    KKTC’den sonra Türkiye’de de davalara devam ettiklerini belirten Akpınar, AB mahkemelerine başvuru sürecini başlattıklarını vurguladı. Akpınar açıklamasının devamında, “Yasalarla ve hukuk çerçevesinde atıyor olduğumuz pozitif adımlar ve kazanımlara karşı her geçen gün sinsi manevralarına devam ediyorlar. Biz yoldayız ve kendi hedeflerimize odaklıyız. Süreci hep birlikte izleyenler olacağız. Halkımız üzerinden siyaset yapmıyoruz. GAÜ bugünlere kendi küresel ailesinin alın teri ve bu toprakları tırnakları ile kazarak gelmiştir. Üniversite hastanemizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

  • KKTC’nin İlk Ve TEK Araba Müzesi Tarih İçinde Yolculuğa Çıkartıyor

    Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ), akademik çalışmalar kapsamında 2007 yılında kurulan ve 100’ün üzerinde klasik ve spor arabanın bulunduğu KKTC’nin ilk ve tek araba müzesi asırlık arabaları ile ziyaretçilerini adeta tarih içinde bir yolculuğa çıkartıyor.

    KKTC’nin başkenti Lefkoşa’daki YDÜ kampüsü içinde yer alan YDÜ Araba Müzesi düzenlenen resepsiyonla basına tanıtıldı. Müzede üretimine ilk yıllarında başlanan ve dünyada sayıları bir elin parmağını geçmeyecek sayıda kalan o yılların tarih kokulu araçları sergileniyor. Müzenin en eski aracı olan 1899 model Crest Mobile, dünyada tek olma özelliğine sahip. Müzede Buick, Crest Mobile C ve Wolseley olmak üzere 100 yaşın üzerinde üç tane araba bulunuyor.

    MÜZENİN PAHA BİÇİLMEZ ARABASI DR. FAZIL KÜÇÜK’ÜN AUSTİN PRİNCESS’İ

    Koleksiyonun en önemli arabalarından biri ise cumhuriyetin kurucularından Dr. Fazıl Küçük’ün 1960 yılında kullandığı, cumhurbaşkanı muavini makam arabası Austin Princess. İngiliz arabası olan Austin Princess’in iki toplumlu Kıbrıs Ortaklık Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Makarios ile Cumhurbaşkanı Muavini Dr. Küçük’e İngiliz Elçisi tarafından hediye edildiği belirtiliyor. Müzede, ülkeye İngiltere’den getirilen ve kasası tamamen ahşaptan Kıbrıs’ta üretilerek Kıbrıs tarihine damgasını vuran ve Kıbrıs Türkleri nezdinde de ayrı bir öneme sahip Bedford Bus da bulunuyor.

    Müzede pek çok hızlı ve seçkin yeni modern ve spor arabanın içinde yine otomotiv tarihine mal olmuş 1950’lerin efsane arabası Ford GT’nin 2005 yılında yeniden üretilmiş modeli de yer alıyor. Müzede 4 Ferrari ile pek çok spor araba da bulunuyor. 1980 model Ferrari Mondial 8, 1993 imalatı Ferrari 348 TB, Ferrari 355 ile Ferrari F360 Modena F1 modeli de yer alıyor. Müzede ayrıca Mercedes SLR, Dodge Viper gibi pek çok spor araba da bulunuyor.

    Müzede YDÜ Kurucu Rektörü Dr. Suat İ. Günsel’in öğrencilik yıllarında kullandığı ilk arabası da yıllar sonra oğlu İrfan S. Günsel tarafından bulunarak, Suat İ. Günsel’e doğum gününde büyük bir sürprizle hediye edilerek müzedeki yerine konuldu.

    Resepsiyonun açılış konuşmasını yapan YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan S. Günsel, “Yaklaşık on yıl önce Suat Hoca’nın yıllar önce öğrenciliğinde Ankara’da kullandığı otomobili uzun araştırmalar sonucu bulduk. Haliyle oldukça yıpranmış durumdaydı. Bu arabayı, ki bugün onu da diğerleri arasında göreceksiniz, restore ettik ve eski sahibine doğum gününde hediye ettik. Suat Hoca’nın zaten çocukluktan gelen bir araba merakı vardı. Kilden araba modelleri yapardı. Toprakta başlayan çocukluk oyunları, Kıbrıs’ta bir araba fabrikası kurmak ve kendi modellerini üretmek gibi bir hayale dönüştü. Kendisine hediye edilen eski arabasıyla birlikte bu hayal yeniden canlandı. Ancak bu kez, bu hayalin kültürel ve teknolojik boyutu ele alındı, bu hayal farklı bir boyuta taşındı. Bugün teknoloji savaşlarının yaşandığı, binlerce farklı model arabanın üretildiği bir dünyada yeni bir araba modeli üretmek belki de çok dikkat çekmezdi. Öncelikli olarak araba üretmek yerine olayın kültürel boyutuna önem vermek ve araba tarihinde adı efsaneleşmiş klasik ve spor arabalardan oluşan bir müze oluşturmak, ülkemize kültürel ve turistik çok daha büyük katkı sağlayabilirdi. Bu inançla yola çıkıldı. Önce bir projeksiyon çalışması yapıldı ve araba tarihinde üretilen arabalar tek tek gözden geçirildi. Sonra, yıllar sürecek ve dünyanın dört bir yanını kapsayacak meşakkatli bir araştırma ve restorasyon dönemi başladı. Dünyanın dört bir köşesinde araba tarihinin ilklerini ve üretildikleri dönemlerde isimleri efsaneleşmiş arabaları sabırla aradık, bulduk, ülkemize getirdik. Bu arabaların bazılarının varlığı bile unutulmuştu ve bir köşede atıl vaziyette kaderlerine terk edilmişlerdi. Özenle taşınarak ülkemize getirildiler. Her biri özel olarak hazırlanmış atölyemizde sabır ve itinayla restore edildi, tam çalışır duruma getirildi. Bazılarını orijinal haline getirmek için yapılan çalışmalar birkaç yıl sürdü. Zaman içinde Yakın Doğu Üniversitesi Araba Müzesi yavaş yavaş oluşmaya, zenginleşmeye başladı. Bugün son halini verdiğimiz Yakın Doğu Üniversitesi Araba Müzesi’nde yüzden fazla klasik ve spor araba bulunmaktadır. Bugün araba müzesinde bulunan arabaların bazıları bu dünyada bulunan ilkler ve sonlardır. Dünyada ilk üretilen ve ilk üretilenlerin son kalan yegane örnekleridir. Bu arabaların herbiri, üretildiği dönemlerin ve ülkelerin kendine özgü teknoloji ve tasarım anlayışlarını yansıtmaktadır. Bu bakımdan her bir arabaya bakarken üretildiği dönemin ve ülkenin kendine özgü karakteristiklerini de göreceksiniz” dedi.

    Öte yandan müzede bulunan ve tamamen uçak parçalarından tasarlanan toplantı odası da büyük ilgi gördü.

  • Mersin’de KKTC’nin Kuruluşu Tören Ve Resepsiyonla Kutlandı

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kuruluşunun 32. yıl dönümü Mersin’de düzenlenen törenin ardından akşam da resepsiyonla kutlandı.

    KKTC’nin kuruluşu için Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen törende, KKTC Mersin Konsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, Atatürk Anıtı’na çelenk sunmasının ardından, Konsolosluk binasında da tebrikleri kabul etti. Tebrik törenine, Mersin Vali Vekili Süleyman Deniz ile il protokolü katıldı.

    Akşam da KKTC’nin kuruluş yılı dolayısıyla Konsolos İnanıroğlu tarafından resepsiyon verildi. Sultaşa Oteli’nde Konsolos İnanıroğlu, eşi ile birlikte ev sahipliği yaptığı resepsiyona, Vali Vekili Deniz, il protokolü, askeri ve mülki erkan ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve davetliler katıldı. Kıbrıslı Türklerin bağımsızlık mücadelesinin başlangıcından bugüne kadar olan süreçte verdiği desteklerden dolayı Türk halkına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne teşekkür eden İnanıroğlu, daha sonra davetlilerle birlikte pasta kesti.