Etiket: KISIRLIK

  • Kısırlık tedavisinde çip bebek dönemi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Haşmet Mesut Özsoy, mikro akışkan çip teknolojisiyle bebek sahibi olamayan ailelere yeni bir umut ışığı doğduğunu söyledi.

    Gözde İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Haşmet Mesut Özsoy, tüp bebek tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi.

    Tüp bebek tedavisinin başarısında kadının yumurta kalitesi kadar diğer önemli bir konunun da sağlıklı sperm seçimi olduğunu belirten Özsoy, ’Mikro Akışkan Çip Teknolojisi’ ile erkekteki en sağlıklı spermlerin seçilerek hamilelik olasılığının artırıldığını dile getirdi.

    Harvard Üniversitesi’nde bir Türk profesör tarafından geliştirilen ve Türkiye’de aynı zamanda uygulanmaya başlayan ’Mikro Akışkan Çip Teknolojisi’ ile gebelikte başarı oranlarını bir buçuk katına çıkarmayı başardıklarını vurgulayan Özsoy, “Gözde İzmir Hastanesi olarak, uzun yıllardır tedavi görmesine rağmen çocuk sahibi olamayan ailelerde başarıyı yakaladık ve bu yöntem sayesinde çocuk sahibi olan aileler var. Adıyaman ve Malatya’daki Gözde Hastaneleri’nde de aynı tedavi yöntemini uyguluyoruz. Önümüzdeki dönemde açılacak Gözde Kuşadası Hastanesi’nde de başvuran ailelere ’Mikro Akışkan Çip Tedavisi’ni uygulayacağız” dedi.

    Risk ortadan kaldırılıyor

    Tedavi sürecinin işleyişi hakkında da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Haşmet Mesut Özsoy, “Tedavinin ilk şartı, erkeğin canlı sperm sahibi olmasıdır” dedi.

    Tedavi aşamasında ilk olarak sağlıklı spermler ve diğerlerine göre daha az sağlıklı olan spermlerin ayırt edildiğini anlatan Özsoy, “Sperm çipleri mikro kanalcıklardan oluşuyor. Mikro kanalların görevi de iyi kalitedeki spermlerin seçilmesini sağlamaktır. Çip bebek yöntemiyle, kaliteli ve kalitesiz spermler iki farklı tarafta toplanır. Bir tarafta sağlıklı ve DNA’sı oldukça düzgün olan kaliteli spermler toplanırken; bir tarafta da diğerlerinden daha sağlıksız olan, DNA’sı hasar görmüş spermler toplanır. Bu sayede sağlıksız spermler elenerek gebelik şansını düşürmeleri riski ortadan kaldırılır. Bu süre zarfında eş zamanlı olarak anne adayının yumurta sayısını artırmak için hormon tedavisi uygulanır. Son aşamada ise sperm, rahim içine bırakılarak yumurtanın döllenmesi beklenir” diye konuştu.

    “En yüksek seviyeye ulaşmayı amaçlıyoruz”

    Denemelerine rağmen 6 ay-1 yıl içinde çocuk sahibi olunamayan durumların infertilite yani kısırlık olarak tanımlandığını belirten Prof. Dr. Haşmet Mesut Özsoy, çip bebek yöntemi aracılığıyla kaliteli spermlerin seçilerek daha başarılı aşılama çalışmalarının elde edildiğine dikkat çekti.

    Geliştirilmiş sperm çipleriyle, aynı bir süzgeç gibi sağlıklı ve kaliteli olan spermlerin diğer spermlerden ayırt edildiğine değinen Özsoy sözlerine şöyle devam etti:

    “Mikro kanalcıklarda bulunan bu sağlıklı spermlerin farklı bir yerde depolanması sağlanır. Çipe konulan spermler göç eden kuş sürüsü mantığıyla hareket ederek, DNA’sı en iyi olan spermi öne geçirir. Amerika ile eş zamanlı olarak Türkiye’de de bu yöntemle ilgili olumlu haberler gün geçtikçe artıyor. Amacımız mevcut gebelik oranlarını en yüksek seviyeye ulaştırmak.”

  • Çocuklarda inmemiş testise karşı kısırlık uyarısı

    Özel Hatem Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. M.Ergün Parmaksız, inmemiş testisi tanımlayarak, neden olabileceği sorunlar ve ne yapılması gerektiği konusunda bilgiler verdi.

    İnmemiş testisin erkek çocukların cinsel organlarına ait en sık rastlanan anormalliklerin başında geldiğine dikkat çeken Özel Hatem Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. M. Ergün Parmaksız, ‘Anne karnındaki bebekte testisler, karın içinde böbrek komşuluğunda gelişmeye başlar. Doğuma yakın dönemde testisler karından aşağı doğru inerek kasık kanalından geçer ve her iki taraftaki torbalara yerleşir. Testislerin normalde bulunması gereken torbalar içine yerleşmemesine ‘inmemiş testis’ denir. Bu çocuklarda testis çoğunlukla kasık kanalı içinde, bazen de kanalın dışında bir yerde veya karnın içerisinde kalabilir” dedi.

    İnmemiş testis nasıl anlaşılır

    İnmemiş testisin el muayenesi ile tespit edilebileceğini vurgulayan Parmaksız, ’’Eğer tek taraflı inmemiş testis durumu var ise dışarıdan bakıldığında iki torba arasında büyük farklılık gözlemlenir. İki taraflı inmemiş testis durumunda, yeterli gelişme olmadığından her iki torbanın da yassı olduğu görülür. İnmemiş testis sağ tarafta sıklıkla görülmektedir. Nadiren iki tarafta da görülebilir. Ayrıca inmemiş testis şayet yerinde değil ise karın içinden skrotumun girişine dek hemen her yerde bulunabilir. Genellikle bulunduğu yer ise kasık kanalının çıkış noktasıdır. Eğer testis karın içerisinde değil ise çocuk cerrahı tarafından yapılan fiziksel incelemede testis mutlaka saptanır. Bazı durumlarda testis kanala girmeyip karın içinde kalmış olabilir” dedi.

    İnmemiş testis kısırlığa veya kansere neden olur mu

    Parmaksız, ’’Testislerin görevlerini normal şekilde yapabilmeleri için, vücut ısısından 3-4 derece daha düşük bir ortamda bulunmaları gerekir. Torbalar, testis için gereken bu koşulları sağlar. Çünkü bu bölgede ısı 33 dereceyken; kasık kanalında 35, karın içinde 37 derece civarındadır. Yüksekte kalmış ve hiç aşağıya inmemiş testisler, ısıdan etkilenir, hücrelerinde belirgin hasar oluşarak fonksiyonları bozulur. Testisin torba dışında daha sıcak bir ortamda kalması, sperm yapısında bozulmaya ve ileride kısırlığa yol açabilir. Özellikle, ameliyatla düzeltilmeyen iki taraflı inmemiş testisi bulunanların çocuk sahibi olma şansı belirgin biçimde düşer’’ ifadelerini kullandı.

    Parmaksız,’’Testis kanseri hastalarının yüzde 10’luk bir diliminde inmemiş testis durumu saptanmıştır. İnmemiş testis durumu olan fakat gerekli müdahalenin zamanında yapılmadığı hastalarda, özellikle 30-40 yaş aralığında kanser riski oldukça fazladır’’ dedi.

    Yaş ilerledikçe tedavi şansı azalır mı

    Çocuklarda inmemiş testiste erken teşhisin önemine değinen Özel Hatem Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. M. Ergün Parmaksız, “10 yaşını geçmiş ya da 15 yaşında tamamen ölmüş yumurtalarla gelen hastaların tedavi şansları neredeyse yok. 15 yaşına gelmiş bir çocuğun yüzde 99 oranında testisi bir işe yaramaz ve bu testis çıkarılıp silikondan yapay testis yapılması gerekir. Eğer iki testiste birden sorun varsa, çocuk sahibi olma şansı da kalmaz” şeklinde konuştu.

    Parmaksız, ’’Testisin torbanın hemen yukarısında olması gibi çok sınırlı bazı durumlarda hormonal tedaviyle testislerin kısmen torbaya inmesi sağlanabilir. Ancak bu tedavi, başarı şansı düşük, yan etki ihtimali büyük bir tedavi şeklidir Gerçek inmemiş testisli çocuklarda asıl tedavi, cerrahi girişimle testisi yumurta torbasına indirmektir’’ diye konuştu.

  • Kadın Ve Erkekte Kısırlık Nedenleri

    Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Ahmet Canbaz, kısırlığın (infertilite) çiftlerin yüzde 13-15’ini etkilediğini söyledi.

    Medical Park Samsun Hastanesi Kadın Doğum ve Hastalıkları Kliniği’nden Opr. Dr. Ahmet Canbaz “infertilite(kısırlık)” hakkında bilgi verdi. Dr. Canbaz “İnfertilite sık görülen klinik bir problemdir ve çiftlerin yüzde 13-15’ini etkilemektedir. Son 30 yılda infertilite alanındaki özellikle de yardımcı üreme tekniklerindeki gelişmeler sonucunda gebelik oranları artmaktadır.1973 yılında Speroff ve Kase’in Klinik Jinekolojik Endokrinoloji ve İnfertilite birinci basıma göre; infertil çiftin de değerlendirilmesinde anamnez, fizik muayene, postkoital test, tubal açıklığın değerlendirilmesi için Ruben testi, HSG, ovulasyon için bazal vücut ısısı değerlendirilmesi, endometrial biyopsi, sperm-antikor testi ve rutin kuldoskopi veya laparoskopi önerilmekteydi. Günümüzde ise bu değerlendirme, semen analizi, ovulasyonun gösterilmesi, overian rezervin değerlendirilmesi, normal uterin kavitenin gösterilmesi ve tubal açıklığın değerlendirilmesi olarak sınırlandırılmıştır” dedi.

    Sağlıklı genç çiftler için gebelik elde etme oranının her siklus(adet döngüsü) için yüzde 20-25 oranında olduğunu söyleyen Opr. Dr. Canbaz “Kümülatif gebelik oranı 6 ay için yüzde 60, 1 yıl için yüzde 86 ve 2 yıl için ise yüzde 92’dir. Bilinen bir üreme patolojisinin olmadığı durumlarda 2 yıl süreyle korunmasız düzenli cinsel ilişkiye rağmen konsepsiyon oluşmadıysa çiftlerin değerlendirme ve tedavisine başlanmalıdır. Ancak, birinci yılın sonunda testler önerilebilir. Daha erken değerlendirme ve tedavi endikasyonları: 1) 35 yaş üstü 2)oligomenore/amenore öyküsü 3)bilinen veya şüphe edilen uterin/tubal hastalık, endometriosis veya azalmış ovaryen rezerv 4)partnerde bilinen veya şüphe edilen supfertilitedir. Değerlendirme, çiftin istekleri, hasta yaşı, infertilite süresi, anamnez ve fizik muayenedeki özel durumlar göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Birçok çalışmada infertilite için farklı sebepler rapor edilmiştir. İnfertilite nedenlerine bakıldığında yüzde 30-40 erkek faktör, yüzde 40-50’sinde kadında problem saptanır. Yüzde 10-15 oranında da kadın ve erkekte herhangi bir patoloji saptanmaz ve bu durum açıklanamayan infertilite olarak değerlendirilir. Kadındaki infertilite nedenlerini yüzde 40 ovulasyon bozuklukları, yüzde 40 tubal patolojiler, yüzde 5-15 endometriosis ve yüzde 5-10 diğer nedenler oluşturmaktadır” diye konuştu.

    Opr. Dr. Ahmet Canbaz şu bilgileri verdi: “İnfertil çiftin ilk değerlendirilmesinde reprodüktif fizyolojinin her komponenti (serviks, uterus, endometrium, overian fonksiyon, fallop tüpleri) anormallikleri tanımlanmak üzere değerlendirilir. Erkek faktör değerlendirmesi, detaylı anamnez ve fizik muayene sonrasında 15 gün arayla yapılmış semen analizini içermektedir. Birinci basamakta infertilitenin araştırılması için yapılması gerekli testler; erkek infertilitesi için semen analizi ve kadın infertilite değerlendirilmesinde değerlendirilmesin de, overyan fonksiyon için siklusun 1-3. günleri bazal hormon düzeyi tayini (FSH, LH), midluteal progesteron (beklenen menstrüasyondan 7 gün önce), prolaktin ve tiroit fonksiyon testleri, hiperandrojenizm bulguları mevcut hastalarda testesteron düzeyi, servikal sitoloji ve chlamidya trachomatis taraması önerilmektedir. Pelvik görüntülemenin (ultrasonografi ve histerosalpingografi) ikinci basamak merkezlerde değerlendirilmesi önerilir.”

    Dr. Ahmet Canbaz açıklamasını şöyle tamamladı: “Sonuç olarak, infertilite değerlendirmesi sırasında, çiftler infertilite problemini paylaştığından, ayrı ayrı bireyler olarak değerlendirilmelidir. Değerlendirmede ilk basamak öykü ve fizik muayenedir. İnfertil kadın değerlendirilirken, serviks, uterus, endometrium, ovaryan fonksiyon, fallop tüpleri veya peritonu içeren reprodüktif fizyolojinin her komponentinin değerlendirilmesi gerekir. Erkek faktör araştırılması için semen analizi yapılmalıdır.”

  • Obezite Kısırlık Sebebi

    Vücutta sağlığı bozacak düzeyde yağ birikmesi olarak tanımlanan obezitenin, pek çok sağlık sorununu beraberinde getirirken üreme sağlığını tehdit ettiği bildirildi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ege Üniversitesi Aile Planlaması-İnfertilite Araştırma ve Uygulama Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Erol Tavmergen, obezitenin kadınlarda yumurtlama sorununa neden olduğunu ayrıca düşük riskini de artırdığını söyledi.

    Hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız ve düzensiz beslenme alışkanlıklarının beraberinde getirdiği obezite yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 25’ini, kadınlarda yüzde 30’unu yağ dokusunun oluşturması olarak ifade ediliyor. Türkiye’de de görülme sıklığı artan obeziteye karşı Sağlık Bakanlığının yürüttüğü projeler de durumun ciddiyetini ortaya koyarken Türkiye’de erkeklerin yüzde 20’sinde kadınların yüzde 40’ında obeziteyle mücadele ettiği kaydedildi.

    Kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere pek çok sağlık sorununu hatta kısırlığı beraberinde getiren obezitenin, düşük riskini de artırdığını söyleyen Prof. Dr. Erol Tavmergen, obezitenin kadınlarda adet düzensizliğinin yanı sıra yumurtlama problemine sebep olduğunu, oluşan gebeliklerde düşük riskinin arttığını vurguladı.

    OBEZİTE, TÜP BEBEK TEDAVİSİNİN BAŞARISINI AZALTIYOR

    Erol Tavmergen, “Araştırmaların, fazla kilolu ve obez kadınların hamile kalma oranlarının normal kilodaki kadınlara nazaran daha düşük olduğunu gösterdiğini” söyledi. Oluşan hamileliğin düşükle sonuçlanması riskinin, kilolu ve obez kadınlarda daha yüksek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erol Tavmergen, “Obez kişilerde tüp bebek tedavisi sırasında daha yüksek dozda ilaca gereksinim duyulur, tedavi süresi uzar, gelişen yumurta sayısı azdır ve tedavinin yarıda kalma ihtimali yüksektir. Tüm bunların yanında obezite, gebelik komplikasyonlarını artırır, kısaca sağlıklı canlı doğum oranını azaltır” dedi.

    Tavmergen, “Anne ve baba adaylarına, tüp bebek tedavisine başlamadan önce ideal kiloya gelmelerini” önerdi. Fazla sayıdaki yağ hücresinin ostrojen dengesini bozduğunu, yüksek miktardaki ostrojenin ise yumurtlamayı engellediğini belirten Tavmergen, şöyle konuştu: “Obezite, metabolik bozukluk yaparak küçük yani olgunlaşma sorunu olan yumurta gelişimine yani yumurtlama bozukluğuna aynı zamanda kadın vücudunda testosteron gibi erkeklik hormonlarının artmasına sebep olarak doğal gebelik şansını düşürüyor. Yapılan araştırmalar, gebe kalmak için en ideal vücut kütle endeksinin 21 ile 29 arasında olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca, obez kadınların yüzde 5 oranında kilo kaybetmesiyle adet düzensizliğinin yüzde 60 oranında düzeldiği de araştırmalarca kanıtlandı.”

    HER 10 KİLOLUK ARTIŞ KISIRLIK RİSKİNİ YÜZDE 10 ARTIRIYOR

    Prof. Dr. Tavmergen, şişmanlığın sadece kadınları değil erkekleri de etkilediğine dikkat çekerek şişman erkeklerin sperm kalitelerinin düştüğünü kaydetti. Yapılan çalışmalarda şişman erkeklerde sperm kalitesinde azalma olduğunun tespit edildiğini belirten Tavmergen, şunları söyledi:

    “Normalde erkeklerde yağ dokusundan ostrojen hormonu az miktarda salgılanmaktadır. Obez erkeklerde yağ dokusunda testesteronun östrojene dönüşmesi artar ve dolayısıyla testesteron azalır ve buna bağlı olarak da sperm kalitesi düşer. Fazla kilosu olan erkeklerde hormon düzensizlikleri ideal kiloya sahip olanlara göre daha yüksektir. Yine yapılan çalışmalar göstermiştir ki; fazla kilolu erkeklerin testosteron düzeyleri, normal kilodaki erkeklerinkinden yüzde 24, obez erkeklerinki ise yüzde 26 daha düşüktür. Yani erkek kilo aldıkça testosteron seviyesi azalıyor.”

    Tavmergen, Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre, obez erkeklerin kısır olma olasılıkları, normal kilodaki erkeklere nazaran daha yüksek olduğunu gösterdiğini belirtti. Tavmergen, araştırmaya göre bir erkeğin kilosundaki yaklaşık 10 kiloluk artış, kısırlık olasılığını da yüzde 10 artırdığını sözlerine ekledi.

  • Prof. Dr. Kıran: “Kısırlık Sadece Kadınların Sorunu Değil”

    Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi (SUAH) Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Kıran, “Kısırlık sadece kadınların sorunu değil. Bilimsel araştırmalara göre bu oran erkek ve kadında yüzde 50-50” dedi.

    Kahramanmaraş’ın ilk tüp bebekleri, Alev ve Murat Boran çiftinin çift yumurta ikizleri Asya ve Arya’nın dünyaya gelmesiyle birlikte çalışmalarına hız verdiklerini kaydeden Prof. Dr. Hakan Kıran, çifti kontrole davet etti.

    Asya ve Arya bebeklerin sağlık kontrolünün ardından konuşan Prof. Dr. Hakan Kıran, “Ülkemizde şu anda eşler eşit bir şekilde bu işten sorumlu. Geçmişte sadece kadınlardan şüphelenilirdi ama bilimsel veriler gösteriyor ki, çiftler yüzde 50 eşit olarak bu işten sorumlu. Bunun için kadınlar kontrole giderken eşlerini de bu kontrole götürsünler. Alev hanım ile Murat bey 8 yıllık evli bir çift. Daha önce bir takım tedaviler geçirmişti. Biz de ilk değerlendirmeden sonra ekibimizle tüp bebek kararını verdik. Ve ilk denememizde de gebeliği yakaladık. Sezaryen yönetimiyle ikiz bebek dünyaya getirdi. Şu anda bebeklerin sağlık durumu gayet iyi. Tüp bebek yönteminin aynında aşılama sperm ile embriyo dondurma işlemleri de yapıyoruz. Çiftlerimiz bu işi hiç ertelemesinler. Nasıl olursa olur, ileride düşünürüz demektense, bir kontrolden geçmelerini özellikle erkek eşlerin de bir kerede olsa gerekli kontrolleri yaptırmalarını rica ediyorum” dedi.

    8 YIL ARADAN SONRA TÜP BEBEK YÖNTEMİYLE İKİZLERİ OLDU

    8 yıl aradan sonra ikizleri kucağına alan yüzme ve dalış eğitmeni olan anne Alev Boran (38) ise “Çok mutluyum. Allah herkese böyle güzellik nasip etsin. Dünyanın en güzel varlıkları bunlar gibi geliyor bana şu an. Çocuk sahibi olmayan çiftler yılmadan, usanmadan bu işin peşini bırakmasınlar. Umutla beklesinler” diye konuştu.

    Her fırsatta Asya ve Arya bebekleri ziyaret eden KSÜ Rektörü Prof. Dr. Durmuş Deveci ise, “Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi uygulama hastanemizde ilk defa tüp bebek merkezimizi kurmuş olduk. Merkezimizin ilk bebekleri Asya ve Arya dünyaya geldi. Daha kırkı çıkmadan ekranlara çıktılar. Biz daha önce kendilerini ziyaret ederek hediyelerini vermiştik. Artık Kahramanmaraşlı hemşehrilerimiz kendi şehirlerinde güvenilir bir merkezde artık bebek sahibi olabilecekler” dedi.