Etiket: “Kırım

  • Rusya Konsolosluğu önünde Kırım eylemi

    Beyoğlu’nda Rusya Federasyonu Başkonsolosluğu önünde toplanan Kırım Türkleri, Rusya’nın Kırım işgalini protesto ederek Rus Konsolosluğu önüne siyah çelenk bıraktı.

    Galatasaray Meydanı’nda toplanan Kırım Türkleri, İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Rusya Federasyonu Başkonsolosluğu önüne yürüdü. Eylemciler yürüyüş boyunca Rusya Lideri Putin ve Rusya aleyhinde sloganlar attı. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü çerçevesinde düzenlenen yürüyüşte yöresel kıyafetler giyen Kırımlılar, ellerinde Türk ve Kırım bayrakları taşıdı. Yürüyüş konsolosluk binası önünde son buldu. Açılan büyük Kırım Bayrağının önünde saygı duruşunda bulunuldu. İstiklal Marşı ve Kırım milli marşı okunarak, dua edildi. İstanbul Kırım Derneği Başkanı Celal İçten adına basın açıklamasını Elif Bağış okudu. Okunan basın açıklamasında, “Rusya Kırım’ı işgal etmiş. Askeri bir üsse çevirdiği yarımadayı üstünde yaşayan insanlar için korku ve endişe kaynağına dönüştürmüştür. İşgalden bu yana Rusya Kırım’daki insanlara karşı özellikle Kırım Tararlarına yönelik insan hakları ihlallerini sürdürmektedir.

    Bizler Türkiye’de yaşamakta olan Kırım Türkleri olarak tarihten bugüne yayılmacı ve baskıcı politikasını sürdüren Rusya’nın zorbaca ve haksızca işgal ettiği vatanımız Kırım’dan derhal çıkmasını. Ukrayna’ya bağlı olarak yarımadadaki mevcut hak ve özgürlüklerin yeniden tesis edilmesini istiyoruz” denildi.

    Eylem konsolosluk binası önüne siyah çelenk bırakılmasıyla son buldu. Polis eylem boyunca güvenlik tedbiri aldı.

  • Muş’ta tütün kırım sezonu başladı

    Muş’ta binlerce çiftçinin geçim kaynağı olan tütün için kırım sezonu başlatılırken, Türkiye Tütün Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri Birliği Genel Başkanı Şeyhmus Solgun da tütün kırımına katıldı.

    Mayıs ayında binlerce çiftçinin ekimini yaptığı ve geçim kaynağı olan tütünün ilk kırımları başladı. Beşikteki bebekleri ile birlikte tarlada ailece tütün kırımı yapan çiftçiler, emeklerinin karşılığını almayı ümitle bekliyorlar.

    Merkeze bağlı Harman köyünde çiftçileri tarlada ziyaret ederek birlikte tütün kırımı yapan Türkiye Tütün Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri Birliği Genel Başkanı Şeyhmus Solgun, çiftçilere bol kazançlı bir yıl geçirmeleri temennisinde bulundu. Türkiye’nin en kaliteli tütünün Muş’un Harman köyünde yetiştiğini belirten Solgun, 135 ülkede tütün üretiminin yapıldığını ve Türkiye’nin ilk üçte yer aldığını söyledi. Bu yıl 53 bin ton tütünden 383 milyon ABD dolarını ülkeye kazandırdıklarını ifade eden Solgun, “Türkiye’nin en kaliteli tütünü üretilen il ve köyündeyiz. Dünyada tek başına içilen bir tütün köyümüz, Muş Harman köyü. Ülkemizde halen 70 bin üretici ailemiz yaklaşık 85 bin ton tütün üretmektedir, geçimini insanlarımız tütün ile sağlamaktadır. Yıllar yılı alıştığımız bir ürün tütün, insanlarımızın, çiftçilerimizin geçim kaynağımız olan ürünlerimizin içerisindeyiz. Tütünümüz dünyanın en kaliteli tütünü, malumunuz 135 tane ülkede tütün üretimi yapılıyor ama içlerinde ilk 2’inci ve 3’üncü sırada yer aldığımız Türkiye’nin tütünlerinin tarlasındayız, birinci el kırımlarındayız. Üreticimize hayırlı olsun demeye geldik. Bu yıl bizim ihracat ettiğimiz yaklaşık 53 bin ton tütünden 383 milyon ABD dolarını ülkemize kazandırmışız. Bizim amacımız, temennimiz ithalatın önüne geçmektir. Ülkemizde yeni bir başlangıç diyebiliriz. Tütün üreticisi direnişe geçmiş, tütün üreticisi daha fazla kazanması için bizlerde uğraşımızı veriyoruz” dedi.

    10 kişilik ailesinin tek geçim kaynağının sadece tütün olduğunu kaydeden tarla sahibi Cafer Demir de, “Bizim geçim kaynağımız tütündür. Tütünden başka bir şey yok. Tütün eskiden daha iyiydi şimdi su sıkıntısından fazla ekemiyoruz. Biz on nüfusuz ve geçim kaynağımız sadece budur” ifadelerini kullandı.

    Küçüklüğünden beri tütünle uğraşıp ailesinin geçimine katkı sunan Elfesya Demir ise, “Biz tütünle uğraşıyoruz, geçimimiz tütündür. Biz küçüklükten beri tütünle büyüdük. Şimdi de çocuklarımız için tütünle uğraşıyoruz, geçimimiz hepsi tütündür” diye konuştu.

    Yaz tatili nedeniyle ailesine yardım edip okul harçlığını çıkardığını vurgulayan Habibe Demir (14) ise, “Biz okula gidiyoruz. Yazın da anneme babama yardım ediyoruz. Bizde okul harçlığımızı burada çıkarıyoruz. Tütünle uğraşıyoruz, zorda olsa tütün ekiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Anadolu Üniversitesi’nden Kırım Tatarları lideri Kırımoğlu’na ‘Fahri Doktora’ unvanı

    Anadolu Üniversitesi tarafından, Kırım Tatarları’nın Milli Lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na ‘Fahri Doktora’ unvanı verildi.

    Yunus Emre Kampüsü Öğrenci Merkezi’nde düzenlenen törene, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer, Anadolu Üniversitesi Rektörü Naci Gündoğan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, Kırım Tatarları’nın Milli Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Kongresi üyeleri, rektör yardımcıları, senato üyeleri, öğretim görevlileri ve çok sayıda davetli katıldı. Program öncesinde, Rektör Gündoğan ve Kırım Tatarları’nın lideri Kırımoğlu birlikte, Kırımoğlu adına fuaye alanında açılan sergiyi gezdi. Tören, saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı ve Kırım Tatar Milli Marşı’nın okunmasıyla başladı.

    “Darbe girişiminde Kırımoğlu, milletimizin yanında oldu”

    Açılışta konuşan Rektör Prof. Dr. Naci Gündoğan, sözlerine 15 Temmuz darbe girişimini kınayarak başladı. Türkiye’nin seçilen, meşru hükümetini devirme girişiminin milletin sağlam iradesi ve benzersiz cesareti sayesinde durdurulduğunu aktaran Gündoğan, hain girişimin Anadolu Üniversitesi olarak en başından beri karşısında olduklarını ifade etti. Kırımoğlu’nun FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi sırasında da Türkiye’nin yanında olduğunu aktaran Gündoğan, “Sayın Kırımoğlu, halkının özgürlük mücadelesine önderlik edip, uzun yıllarını cezaevlerinde geçirmesine rağmen hoşgörü ve anlayıştan ödün vermemiş, aşırı eylemlerden, taşkınlıklardan kaçınılmasını sürekli telkin etmiştir. Bu haklı davada, Kırım Tatarlarının hiçbir şekilde şiddete başvurmamasında Kırımoğlu’nun rolü tartışılmaz. Kırımoğlu’nun Fethullahçı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişimi sırasında milletimizin yanında olduğunu da belirtmek isterim” dedi.

    “Senato tarafından evrensel katkıları dolayısıyla fahri doktora unvanı verilmesi kararlaştırıldı”

    Ardından Kırımoğlu’nun darbe girişiminden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mesajdan bir bölüm okuyan Gündoğan, Anadolu Üniversitesi Senatosu tarafından yaptığı katkılar dolayısıyla fahri doktora unvanı vermeye karar verildiğini ifade etti. Gündoğan, “Kırımoğlu için üniversitemiz senatosu, Kırım Tatar halkının anayurduna dönmesine ve özgür yaşamasına yaptığı olağanüstü katkıları, Kırım Tatar halkının sorunlarının tüm dünya kamuoyuna duyurulmasına ve bu sorunların barışçıl yollarla çözülmesine yaptığı katkıları, düşünce ve ifade özgürlüğü değerlerini yaşamı boyunca savunması ve dünya çapında gelişmesine yaptığı katkıları, halkının liderliğini ve kanaat önderliğini en zor şartlar altında üstlenmesi, üniversitemizin de derinden bağlı olduğu insani değerleri savunması ve evrensel düzeyde geliştirilmesine yaptığı katkıları nedeniyle fahri doktora unvanı verilmesini kararlaştırmıştır” ifadelerini kullandı.

    “Beni en çok üzen şey üniversite diploması alamamak oldu”

    Aldığı diplomanın kendisini son derece mutlu ettiğini aktaran Kırım Tatarları’nın Milli Lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ise şunları dile getirdi:

    “Bana üniversitede diploma almak nasip olmadı. Aslında hayatımda beni en çok üzen şey o oldu. Bilge veya öğrenci olamayacağımdan dolayı değil. Bir şeyler öğrenmiş olsam, Sovyetler beni okutmaya vazgeçtikten sonra öğrendim. Hayatın gerçeğini hapislerde öğrendim. Ama üniversiteyi bitirmeyi çok isterdim çünkü anne ve babam çok çaba sarf ettiler. Diplomayı anne ve babama göstermeyi çok isterdim. O sebepten dolayı çok üzülmüştüm. Şimdi bana verilen bu diploma benim için sanki Sovyet rejiminden intikam almış gibi oldum.”

    Konuşmaların ardından Rektör Naci Gündoğan, Kırımoğlu’na cübbesini giydirerek fahri doktora belgesini takdim etti.

  • Kırım Tatar Liderinden İslam Ülkelerine Sitem, Rusya’ya Gözdağı

    Rusya’nın iki yıl önce ilhak ettiği Ukrayna’nın Kırım Yarımadası’nda Milli Meclisleri kapatılan Kırım Tatar halkının Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, İslam İşbirliği Konferansı’ndan bekledikleri desteği alamadıklarını söyledi.

    Kırım Tatar halkının Milli Meclisi’nin kapatılmasına yönelik Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nden tepkili açıklamalar olduğunu hatırlatan Tatar halkının Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, İslam ülkelerinden Rusya’ya yönelik bekledikleri tenkit edici bir açıklama bulamadıklarını ifade etti.

    Rus işgalinden kurtulmak için dünya kamuoyunda bütün diplomatik yolları kullanacaklarını ancak tahammüllerin sonsuz olmadığını söyleyen Kırımoğlu, aksi halde halkın ayaklanabileceği mesajını verdi.

    “İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI BEKLEDİĞİMİZ AÇIKLAMAYI YAPMADI”

    Kırımoğlu, “Rusya tarafından milli meclisimizin kapatılması elbette dünyada büyük bir tepkiye neden oldu. Birleşmiş Milletler tarafından, Avrupa Birliği tarafından en önemlisi İnternational Örgütü tarafından tepki gösteren önemli açıklamalar geldi. Bizim ise umudumuz davet edilerek katıldığım İslam İşbirliği Teşkilatı’nın açıklamalarındaydı. Ama maalesef öyle şey olmadı. Türkiye sağ olsun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bize yapılan baskıyı kendi konuşmasında anlattı. Fakat İslam İşbirliği Konferansı sonuç bildirisinde sadece ’İslam İşbirliği Teşkilatı, Kırım Tatarları’nın durumuyla ilgileniyor’ diye yer aldı. Burada rahatsızlık kelimesi bile yok. Biz elbette ilk önce böyle durum karşısında yanımızda İslam ülkelerini görmek isterdik. Çünkü Kırım Tatar halkı Kırım Yarımadası’nın Müslüman halkı böyle bir durumda olduğu zaman elbette İslam ülkelerinden keskin bir tepki bekleme hakkımız vardı. Eğer Müslüman dayanışması, İslam dayanışması var ise böyle bir durumda bize destek vermediler, bu dayanışmayı anlamıyoruz. İlk önce İran ve Mısır katiyen karşı çıktılar. Aslında Rusya’yı tenkit edecek bir kelime girsinler kesinlikle istemediler. Yani bu ülkelerin kendi çıkarları var. Burada İslam dayanışması gibi bir şey söz konusu bile değil. Maalesef böyle” dedi.

    “ÖNCELİĞİMİZ DİPLOMATİK YOLLAR, AKSİ HALDE TAHAMMÜLLER SONSUZ DEĞİL”

    Kırım Tatar halkının diplomatik yollarla başarılı olamaması halinde her şeyin yaşanabileceğini de ifade eden Kırımoğlu, “Kırım Tatar halkı işgal altında Rusya içerisinde hiçbir gelecek perspektif yok. Oradaki insan hakları korunması için tek bir yol işgalcileri oradan kovmak. Başka bir yol görmüyoruz. Onun için bütün dünya, uygar dünya bu yaptırımlara katılması lazım. Orada savaş olmaması için çünkü böyle yaptırımlar da yapılmayacak olsa orada çatışmalar çıkacak. İnsanların tahammülleri sonsuz değil. Ama biz isterdik ki bu kanla, savaşla değil de diplomatik yollarla yaptırımlar neticesinde Rusya mecbur kalarak işgal olan toprakları terk etsin. 21. Yüzyılda böyle davranışlar ’ben güçlüyüm benim silahım daha fazla’ diye başka ülkeye girip de onun toprağını kendi toprağına ilhak edecek olsa bu dünyada ne olacak. Her şey olabilir. Buna kesinlikle garanti bir şey olmaz demek mümkün değil” ifadelerini kaydetti.

  • Rusya, Kırım Tatar Meclisi’nin Faaliyetlerini Durdurdu

    Rusya’nın Ukrayna’dan ilhak ettiği Kırım’a atadığı Savcı Natalya Poklonskaya, Kırım Tatar Milli Meclisi’nin tüm faaliyetlerini durdurma kararı aldı.

    Savcı Poklonskaya’nın bu kararı federal yasanın ihlal edilmesinin önüne geçmek için aldığı ifade edilirken Poklonskaya tarafından daha önce de Kırım Tatar Meclisinin aşırı örgüt kapsamına alınması için mahkemeye başvuru yapılmıştı. Mahkeme sonuçlanıncaya kadar Kırım Tatar Milli Meclisi’nin tüm faaliyetlerinin durdurulması kararını veren Savcı Poklonskaya, “Kırım Tatar Meclisi’nin tüm ulusal ve yerel medyayı kullanmaları, halk toplantıları düzenlemeleri, banka mevduatı kullanmaları ve genel olarak herhangi bir faaliyette bulunmaları yasaklanmıştır. Onların tüm propaganda faaliyetleri de yasaklanacaktır” dedi.

    Savcı Poklonskaya tarafından Kırım Tatar Meclisi’nin aşırı örgüt kapsamına alınması ve tüm faaliyetlerinin yasaklanması konusunda yapılan müracaat ise 17 Mart tarihinde mahkeme tarafından görülmeye başlanmıştı.