Etiket: Kırılma

  • Prof. Dr. Şerif Barış: “Gemlik-İznik fay hattında kırılma olursa 7.6, Eskişehir fay hattında olursa 7.4 büyüklüğünde deprem bekleniyor”

    Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Kocaeli Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şerif Barış, Gemlik-İznik fay hattında bir kırılma olursa İnegöl’de 7.6, Eskişehir fay hattında bir kırılma olursa 7.4 büyüklüğünde deprem beklendiğini söyledi.

    İnegöl Belediyesi tarafından Sani Konukoğlu Konferans Salonu’nda “Afet Riski ve Mücadele Yöntemleri” semineri düzenlendi. Çok sayıda kişinin katıldığı seminerde konuşan deprem uzmanı Prof. Dr. Şerif Barış, AFAD tarafından hazırlanan haritadaki kırık fay hatları üzerinde bilgi verdi. Prof. Dr. Şerif Barış, “Doğanın kuralıdır, yeryüzünde yaşayan bir canlı, varlık bir yerde bir doğal olayı olmuşsa o olay tekrar edecektir. Dolasıyla İnegöl, Bursa daha önce büyük depremlere maruz kalmış, ilerde de bu depremlere maruz kalacaksınız. Gemlik-İznik fay hattı kırılırsa İnegöl’de 7.6 büyüklüğünde bir deprem, Eskişehir fay hattında bir kırılma olursa 7.4 büyüklüğünde bir deprem olacak. İnegöl için 5 büyük tehlike var. Bu fay hatlarında biri kırılırsa mutlaka büyük bir deprem olacak ve eski binalar yıkılacak, maalesef altında çok sayıda insan kalacak. 1855 yılında iki tane büyük, daha sonrada artçıları 128 deprem oldu. 1856 gibi etrafımız birçok depremle sarılmış. Kırmızı noktalar ise 118 yıllık deprem kayıtları. Bunların her biri küçük depremleri gösteriyor. Yani 120 yıllık deprem etkinliği İnegöl’e bakarsanız. Bursa-Eskişehir, Balıkesir tarafından inanılmaz yoğun bir küçük deprem etkinliği var” diye konuştu.

    “İnegöl’ün zemini sağlam değil”

    Prof. Dr. Barış, harita üzerinde yaptığı analizde ilçelerin zemin sağlamlığı konusunda da bilgiler verdi. İnegöl’ün zemininin çok zayıf olduğunu söyleyen Prof. Dr. Barış, ’’İnegöl’ün tamamına yakını maalesef zayıf, maalesef alüminyum, maalesef su içeriği yüksek zeminler. Peki ne olacak? Sarı zeminde deprem binanızı bir etkileyecekse, kırmızı zeminde minimum 3 maksimum 10 kat artacak. Yani az önce söylediğim 0.5 chi, belki siz 1.5 chi binanın altına kadar bir sarsılmayı göreceksiniz’’ dedi.

  • Murat Sönmez: ”Hakemin penaltı kararı kırılma noktasıydı”

    Hatayspor Teknik Direktörü Murat Sönmez, Adana Demirspor mağlubiyetinin ardından, ”Hatayspor olarak net bir üstünlüğümüz vardı, hakemin vermiş olduğu penaltı kararı bir kırılma noktasıydı” dedi.

    Spor Toto 1. Lig’in 5. haftasında Hatayspor, deplasmanda Adana Demirspor’a 3-0 mağlup oldu. Maçın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Teknik Direktör Murat Sönmez, ”İyi oynamaya başlamışken, bizim yaptığımız bir atakta top döndü, kontra ile penaltı oldu. Golü yedik, ikinci yarıda da oyun 1-0’a geldikten sonraki bölümde, doğru hamleleri yaptığımızı düşündüğümüz oyuncularla yer değiştirdik. Ön tarafı biraz fazla tutunca ortada ve geriye dönük pozisyonlar vermeye başladık. Onlar da oyunu 3-0’a getirdi. Hatayspor olarak net bir üstünlüğümüz vardı, hakemin vermiş olduğu penaltı kararı bir kırılma noktası. Net bir şekilde teması bile yok oyuncunun” diye konuştu.

  • Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar: “FETÖ, PKK ve DAEŞ üzerinden jeopolitik bir kırılma yaşanıyor”

    Güvenlik uzmanı emekli özel harpçi Abdullah Ağar, FETÖ, DAEŞ, PKK, HBDH VE TAK’ın tek elden yönetildiğini söyleyerek, “FETÖ, PKK ve DAEŞ üzerinden jeopolitik bir kırılma yaşanıyor” dedi.

    Güvenlik uzmanı Ağar, terör örgütlerinin Türkiye üzerindeki kirli oyunlarına devam ettikleri vurgulayarak, FETÖ’nün ardından bu kez de PKK terör örgütünün Şırnak, Diyarbakır ve Mardin’de kanlı terörünü estirdiğine dikkat çekti. 15 Temmuz’un ardından iyice su yüzüne çıkan FETÖ-PKK işbirliğinin dün de bunu kanıtlar nitelikte alçak saldırılar düzenlediğini belirten Ağar, bu olaylarda hayatını kaybedenlerle birlikte ‘darbe girişimi sonrası’ şehit sayısının 50’yi aştığını ifade etti. FETÖ’nün darbe girişimi başarılı olamayınca ortağı PKK’nın tehditler savurmaya başladığını söyleyen Ağar, şunları kaydetti:

    “PKK’nın sözde yöneticilerinden Cemil Bayık Türkiye’ye yönelik meşum ifadelerle; ’Savaş artık dağ ile sınırlı olmayacaktır. Metropollerde yürütülecektir, yürütülmektedir’ diyerek, bunun yeni bir aşama olduğunu iddia etti Peki, Türkiye’de darbe girişiminde bulunan ve hain kanlı saldırılar düzenleyen terör örgütleri tek bir elden mi yönetiliyor? Terör örgütleri bundan sonraki süreçte Türkiye üzerinde nasıl bir oyun planlıyor? Artık biz ’zamana ve alana yayılı, sıralı terör eylemlerinin katlayıcı etkisinden’ bahsetmek, karşı koyuşumuzu ve taarruz ruhumuzu buna göre yapılandırmak zorundayız. Asıl yapılanma da zaten bu bileşik tehdide ve ardılına göre olmalı. Şimdilik bir PKK vuruyor, bir DAEŞ vuruyor, bir FETÖ vuruyor veya bunlara müzahir diğer yapılar vuruyor. Bir de bunun ardılı var, asıl unutulmaması gereken. Yeniden yapılanma bileşik iç ve dış tehditle ’bugün ve yarın’ nasıl mücadele edilebilecekse ona göre olmalı. Emir ve komuta, kontrol ve koordinasyon, planlama buna göre yapılandırılmalı. ’Mücadele’ ve ’dış tehdit’ ve ’seferberlik tetkik yapılanması’ güçlerinin taktik-operatif ve stratejik konumlanmaları da buna göre belirlenmeli.”

    “FETÖ, DAEŞ, PKK, HBDH ve TAK’ın tek elden yönetildiği belli”

    “Türkiye üzerinde emelleri olan terör örgütlerinin adı DAEŞ, FETÖ, PKK, HBDH, TAK veya diğer taşeronların, vekalet ve proxy örgütlerin tek bir çatıdan yönetildiği aşikâr” diyen Ağar şunları ifade etti:

    “Şuan coğrafyada bir dizayn var. Dizayn eden güçler bu coğrafyadaki aparat güçleri kendi menfaatleri doğrultusunda kullanıyor. Bu örgütleri Irak ve Suriye’de hem zemin hazırlayarak hem de bizzat kendileri kurarak ortaya çıkarttılar. Bu örgütleri beslediler, himaye altına aldılar. Hem de ilginç bir şekilde bunlardan bazılarını gerekçe göstererek coğrafyayı dizayna giriştiler.Delicesine bilginin ürediği ve nefes nefese bu bilgileri takip etmeye çalıştığımız FETÖ terörü ortamında çok önemli bir detayın gözlerden kaçmaması gerek. İHA’nın istihbarat kaynaklarına dayandırarak aboneleriyle paylaştığı haberde ’iki örgüt arasında darbe’ anlaşmasının yapıldığı, FETÖ darbe girişiminin başarılı olması halinde kuzey Suriye’de (Rojava) ‘sözde’ PKK oldubitti (infacto) devletinin tanınması için destek sözü verdiği, FETÖ ve arkasındaki güçlerin PKK’yı (KCK-PKK-HPG-PJAK-YRK) İran’a karşı kullanmayı planladığı, FETÖ’nün PKK’ya darbe yapılacağını bildirdiği-tam tarih vermediği-10 ile 20 Temmuz arasını işaret ettiği, FETÖ’nün darbenin başarılı olması durumunda PKK’nın terörist varlığını Türkiye’den Kandil’e çekmesini istediği, iki terör örgütü arasındaki anlaşma nedeniyle PKK’nın sözde kuzey saha sorumlusunun kendisine bağlı teröristlere darbe girişimi gecesinden itibaren bir süre eylem yapmamaları uyarısında bulunduğu, ancak girişiminin başarısız olmasıyla PKK’nın yeniden eylemlerine başladığı’ ifade ediliyor. Bu bilgiler, yaşanan ve sahadan gelen diğer verilerle birlikte değerlendirildiğinde büyük bir doğruluk ve gerçeklik ortaya koyuyor. Burada çok önemli bir detay daha var. Bu veri, iki örgüt arasındaki ilişkinin sadece iki örgüt arasında değil, işin içinde çok daha büyük bir iradenin veya iradelerin olduğunu ispat ediyor. Yoksa bir süredir karıştırılmakta olan İran’ın kuzey Suriye’de ‘sözde’ PKK oldubitti devletinin, Irak’taki bizden bağımsız diğer gelişmelerin konuyla ne ilgisi var? Aynı zamanda ‘başarılı olması halinde’ cilalanmış darbenin Türk halkına yutturulmasıyla ilgili çok ilginç ve önemli bir detay bu; ’PKK, FETÖ sayesinde Kandil’e çekildi’ Ya sonrası? Bu Türkiye’nin jeopolitik direncinin ortadan kalkması, sonra Türkiye’nin bölünmesi ve sıranın İran’a gelmesi demek. Dizayn artık bitiyor demek.”

    Ağar, Batı’nın tavrını değerlendirdi

    Batı’dan yapılan açıklamalara da dikkat çeken Ağar, şunları kaydetti:

    “Onlar FETÖ’cü darbe girişimiyle ya da PKK terörüyle ilgili kınama ve ‘ilgilerinin olmadığına dair’ mesajları yayınlamaya devam ede dursunlar, artık şunu bilmeleri gerekiyor. ‘Demokrasi, adalet ve özgürlük getireceğiz’ diye, ‘Barış, istikrar, refah, huzur ve stabilizasyon getireceğiz’ diye bu coğrafyaya müdahale ettiler. Ve bütün bunlar bu müdahaleler sonrasında ortaya çıktı. Batı’nın gerçekten demokrasi, barış, huzur, istikrar, adalet, özgürlük getirmek, refah, huzur, güvenlik ve stabilizasyon üretmek gibi bir derdi varsa bunun nasıl yapılacağını kesinlikle bilmiyor. Hem de hiç bilmiyor. Gitsinler biraz medeniyet çalışsınlar lütfen. Eğer dertleri karmaşa, kaos, istikrarsızlık ve düşmanlık üretmek ise bu işi gerçekten çok iyi biliyorlar. Hem de çok iyi biliyorlar. Dersini de çok iyi çalışmışlar. Bugün bu coğrafyada etnik, mezhepsel, meşrepsel kırılmalar, düşmanlıklar, darbeler, çatışmalar ve savaşlar varsa bunun temel nedeni Batı’nın coğrafyaya müdahaleleri ve manipülasyonlarıdır. Bunlara çanak tutanlar da, coğrafyada ve içimizde elemanlanan, devşirilen dinsel, mezhepsel, meşrepsel etnik güç ve menfaat odaklarıdır. Irak ve Suriye’de yaşanan işgal, iç savaşlar, kurulan ve kurulmak istenen kukla devletçikler ve aparat örgütler ile Türkiye’deki PKK, IŞİD ve FETÖ terörü bunun en belirgin örnekleridir.”

  • Öztürk: “Maçın Kırılma Yerlerinde Basit Hatalar Yaptık”

    Samsun Canik Belediye Baş Antrenörü Mehmet Can Öztürk, “Maçın kırılma yerlerinde basit hatalar yaptık” dedi.

    Ligin 8. haftasında kendi sahasında oynadığı İstanbul Üniversitesi’ne 77-69 yenilen Samsun Canik Belediye’de Başantrenör Mehmet Can Öztürk ve oyunculardan Nazlı Gökdemir maç sonunda açıklamalarda bulundu.

    ÖZTÜRK: “MAÇIN KIRILMA YERLERİNDE BASİT HATALAR YAPTIK”

    Maçın ilk yarısında çok kötü bir oyun sergilediklerini belirten Samsun Canik Belediye Baş Antrenörü Mehmet Can Öztürk, “İstanbul Üniversitesi bu yılın sürpriz ekiplerinden bir tanesi. Kendi sahamızda kazanmak istiyorduk. İlk yarı onları savunmada durduramadık. 3 sayı yüzdeleri oldukça yüksekti. İstediğimiz sertliği ikinci yarı sağladık. Farkı da düşürdük fakat maçın kırılma yerlerinde basit hatalar yaptık. Önümüzdeki maçı kazanmaya çalışacağız. Kadromuza 1 oyuncu katmak istiyoruz. Şu anda istediğimiz kalitede bir oyuncu yok. Carson’un bir sakatlığı var. İdman yapmadan tedavilerle sahaya çıkıyor. Carson’un yerine kaliteli bir oyuncu bulursak, kadromuza katacağız. Şuan getirdiğimiz 1 oyuncuyu deneyeceğiz” diye konuştu.

    GÖKDEMİR: “KAZANMAMIZ GEREKEN BİR MAÇTI”

    Bu maçtan kazanan taraf olarak ayrılmaları gerektiğini belirten Samsun Canik Belediyeli pota altı oyuncusu Nazlı Gökdemir, “Bu maç bizim için çok önemliydi. Kazanmamız gereken bir maçtı. Haftaya oynayacağımız maçı da kazanıp bir seri yapmak istiyorduk. İlk yarı maça çok kötü başladık. İkinci yarı toparladık ama yeterli olmadı. İlk yarıda yaptığımız kötü müdafaa ile ikinci yarı oyunu düzeltemedik. Elimizden geleni yaptık ama olmadı. Önümüzdeki hafta oynayacağımız maçı kesinlikle almak zorundayız” şeklinde konuştu.

    Öte yandan, Samsun Canik Belediye denemek üzere Alex Harden’i Samsun’a getirdiği öğrenildi.

  • Obezite Cerrahisi Kemiklerde Kırılma Riskini Artırıyor

    Obez bireylerde kilo verdirme amaçlı olarak uygulanan obezite cerrahisinin, ameliyat olan kişilerde kemik kırılması riskini yüzde 20 artırdığı ortaya çıktı.

    Obezite günümüzde insan sağlığını tehdit eden küresel bir sorun olarak karşımıza çıkarken, son dönemde obezite tedavisinde sıkça uygulanan obezite cerrahisinin, kemik ve iskelet sistemi üzerinde bazı olumsuz etkilerinin olduğu ortaya çıktı. ABD’de yapılan bir çalışma, obezite cerrahisi uygulanmış hastalarda, kemik kırılması riskinin arttığını ortaya koydu. Amerikan Kemik ve Mineral Araştırmaları Derneği’nin 2015 yılı toplantısında sunulan araştırmaya göre; obezite cerrahisi olmuş, çoğunluğu orta yaşlı, obez kadınların oluşturduğu hastalarda, ameliyat sonrasında kemik kırığı riskinin yüzde 20 arttığı ve kırıkların genellikle ameliyattan sonraki birkaç yıl içinde görüldüğü saptandı. Çalışmaya göre; obezite cerrahisi uygulanmış bireylerin omuz, kol, dirsek veya el bileğinde kırık oluşma riski iki kat artarken; kalça, bacak ve leğen kemiğinde kırık görülme riski üç kat artıyor.

    Obezite cerrahisinden sonra kırık görülen bölgelerdeki değişikliğe neden olarak; özellikle mide bypassı gibi emilim bozucu obezite ameliyatları sonrasında gelişen besin yetersizliğinin kırık riskini artırabileceği belirtildi. Bunun yanı sıra, kilo kaybının fiziksel aktiviteyi artırabileceğine bağlı olarak, sarsıntı nedenli kırık riskinin de artabileceği ifade edildi. Araştırma ekibinden Dr. Rousseau, obezite cerrahisi geçiren hastaların kemik kırılması açısından yüksek riskli bir grup olduğunun altını çizerek, “Ameliyat olan bireylerin takip sürecinde bu riskin de değerlendirilmesi büyük önem taşıyor. obezite cerrahisi uygulanan hastalar; kemik kayıpları ve kemik metabolizmasında değişiklikler ile karşılaşıyor. Bu risk daha önce belirgin değildi” diye konuştu.

    Konu ile ilgili olarak görüşlerini aktaran Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı Başkanı Doç. Dr. Alper Çelik, kilo verme amacı veya beklentisi ile yapılan ameliyatların her yönü ile ele alınması gerektiğini vurguladı. Obezite cerrahisi kapsamında uygulanan bazı ameliyatların vitamin ve mineral emilimini bozduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Çelik şunları söyledi:

    “Bu duruma yol açan ameliyatlar, genellikle büyük bağırsak kesitlerinin yemek geçişine kapatıldığı ameliyatlardır. Her ameliyatın etkinliği, etki mekanizması ve sonuçları farklıdır. Burada hastaları bekleyen en önemli tehlike, emilim bozukluğuna bağlı olarak ilerleyen yıllarda ortaya çıkabilecek kemik ve eklem sorunlarının yanı sıra vitamin ve mineral eksiklikleridir.”

    Hastalara ameliyatın bilimsel ismini öğrenip, ameliyatları her yönü ile araştırmaları ve sonrasında karar vermeleri gerektiği tavsiyesinde bulunan Çelik, “Hastalar ameliyat öncesinde özellikle ömür boyu vitamin, mineral, demir ve kalsiyum bağımlısı olup olmayacaklarını mutlaka sorgulamalıdırlar” şeklinde konuştu.