Etiket: Kimyasal

  • Tarım Alanlarındaki Kimyasal Atıklar Yerinde Tespit Edilecek

    Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Bekir Yıldız’ın projesi ile tarım alanlarındaki kimyasal atıklar yerinde tespit edilecek.

    KTO Karatay Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Malzeme Bilimi ve Nano Teknoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Bekir Yıldız’ın projesi TÜBİTAK BİGG (Bireysel Genç Girişim) 1512’den 150 Bin TL hibe almaya layık görüldü.

    SELÇUK Teknoloji Transfer Ofisi’nden aldıkları girişimcilik eğitimleri ile birlikte projede büyük bir aşama kaydettiklerini ve şirket kuracaklarını belirten Doç. Dr. Yıldız, 545 projeden desteklenen ilk 220 proje arasına giren “SolarPest: Pestisit Sensörü Olarak Kullanılan Güneş Hücreleri” başlıklı projesi hakkında bilgi verdi. Doç. Dr. Yıldız, “Çalışmalarımız sonucunda bitki fotosentezine duyarlı fotobiyoelektrokimyasal güneş hücresi içeren biyosensör kiti oluşturacağız. Bilindiği üzere tarım alanları kimyasal ilaçlamalara maruz kalıyor, bu kimyasallar suya karışarak sağlık açısından ciddi sorunlar oluşturuyor. Özel laboratuvarlarda sudaki pestisit miktarı günlerce süren analizlerin sonunda yüksek ücretlere yapılıyor. Bizler ise taşınabilir ve ergonomik hale getireceğimiz bu kit ile kimyasalları yerinde tespit edip kısa bir süre içerisinde analizin sonucuna ulaşabileceğiz. Bu kit ile zaman ve mekan problemi yaşamayacak, sorunun olduğu yerde çok daha ucuza çözüm üretmiş olacağız” diye konuştu.

    “KİMYASAL ATIKLAR HIZLI VE EKONOMİK BİR ŞEKİLDE ANALİZ EDİLECEK”

    Zararlı kimyasalların geliştirdikleri sistem ile en hızlı ve ucuz bir şekilde ayrıştırılabileceğini aktaran Yıldız, “Oluşturduğumuz bu kit ile tarım alanlarında kullanılan ve bir şekilde suya geçen pestisit adı verilen zararlı kimyasalları, ekonomik ve hızlı bir yöntem ile suda nitel ve nicel tespit edebileceğiz. Sistemin işleyişi hakkında bilgiler aktaran Yıldız, “Bitki klorofillerinin sahip olduğu tilakoid membranları iletken polimer kaplı elektrotlar üzerinde tutuklayıp, bu tilakoid membran bazlı elektrotları güneş hücresinde kullanarak güneş ışığından fotosentez yoluyla yüksek derecede elektrik üretilecektir. Pestisitlerin tilakoid membranlarındaki fotosentezin inhibe etmesi özelliğinden dolayı fotobiyoelektrokimyasal güneş hücresinde oluşacak elektrik üretiminde azalma olacaktır. Bu maddelerin konsantrasyonların arttırıldığında ise güneş hücresinde üretilen fotoakım azalmaya devam edecek ve belli bir süre sonra da elektrik üretimi gözlemlenmeyecektir. Böylece sürekli elektrik üreten tilakoid membran bazlı fotobiyoelektrokimyasal güneş hücresini duyarlı bir pestisit biyosensörü olarak kullanmak mümkün olacaktır. Bu projede güneş ışığından fotosentez yoluyla yüksek derecede fotoakım üretimi için oluşturulacak fotobiyoelektrokimyasal güneş hücresi sisteminin biyosensör olarak kullanılabilmesi, atık sulardaki zararlı kimyasalların varlığının hızlı, ucuz ve duyarlı olacak şekilde sahada analizine olanak sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

  • Manisa’da 100 Ton Atık Kimyasal Sıvı Ele Geçirildi

    Manisa’nın Kula ilçesinde boş bir depoda, 72 varil atık kimyasal sıvı bulundu.

    Kula Belediyesi zabıta ekipleri, İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri ve Kula Çevre Sağlık Müdürlüğü ekipleri ihbar edilen depoya giderek inceleme yaptı. Yapılan inceleme sonucunda kime ait olduğu belirlenemeyen kimyasal maddelerin bulunduğu depoda zabıta ekipleri önlem olarak deponun giriş çıkışlarını kapattı.

    Kula ilçesinde zabıtaya gelen ihbar üzerine Tabakhaneler mevkisindeki boş depoda 100 ton ağırlığında içlerinde atık sıvı kimyasal madde bulunan 72 varil ele geçirildi. Yapılan inceleme sonucu varillerden alınan numune incelenmek üzere Manisa Çevre Müdürlüğüne gönderildi. Depoda Kula Kaymakamı Murat Güven, İlçe Emniyet Müdürü Tarkan Gündoğdu ve Sağlık Grup Başkanı Aslı Aybüke Ayyıldız incelemelerde bulundu.

  • Suriye’de Kimyasal Terör

    Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütünün (OPCW) yaptığı araştırmaya göre, Suriye savaşında kimyasal silahların kullanımının durmaksızın devam ettiğini belirtti.

    Eğilmez, “Dünya kamuoyu, Barack Obama yönetiminin Suriye krizinde beklenen ve etkili bir efor sarf etmediğini şaşkınlık içerisinde izliyor. Suriye’de kimyasal silahlı kullanılması durumunun kendisi için kırmızı çizgi olacağını sert bir şekilde belirtmesine rağmen, bu konuda da kendi koyduğu prensipleri ve verdiği sözleri unutmuştur.” dedi.

    Bu yılın başlarında, merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan “Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW)”nün iddialarına göre, Suriye savaşında kimyasal silahların kullanımının durmaksızın devam ettiğini ifade eden Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, “OPWC; “Suriye’deki iç savaşta kimyasal silah kullanımı rutin hale dönüşmüş durumda” diyor. Yakın zamanda rejim güçleri tarafından Suriye yakınlarındaki Mare kasabası kimyasal silahlarla vurulması sonucunda, üç aile bütün fertleri ve henüz bebek yaştaki çocuklarıyla korkunç bir şekilde can vermiştir. OPCW’ye göre rejim güçlerinin yanında, başta DAİŞ olmak üzere diğer terör örgütleri de kimyasal silahları çok kolay elde ediyor ve hiç çekinmeden kullanıyorlar.” diye konuştu.

    Dr. Eğilmez, kimyasal silahların nasıl temin edildiğine dairde şu açıklmada bulundu:

    “Esad rejiminin savaştan önce de kimyasal silah stoklarına sahip olduğu biliniyordu. Esad’ın hem stoklarında kimyasal silahları var, hem de Rus teknolojisiyle bu silahları üretebilecek kapasiteye sahip tesisleri mevcut. Libya lideri Kaddafi iktidar döneminde, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC)’ne katılacağını ilan ettiğinde, bu durum George Bush hükümetinin büyük bir zaferi olarak serviş edilmişti. Ne var ki, Kaddafi yönetimi devrildikten sonra, isyancıların OPCW’ye verdikleri raporda, Kaddafi’ye ait, kayıt altına alınmamış 9.5 ton hardal gazı bulduklarını belirtmişlerdi. Ama bu kadar büyük çaptaki kimyasal mühimmatı ne yapacaklarını açıklamamışlardı. Ve ne yaptıklarına dair de açık bir takip yapılamamıştı. Birçok uzmana göre 1990’dan önceki senelerde, Irak’ta büyük miktarda kimyasal silah stoku yapılmıştı. Bugün Irak’ta hatırı sayılır bir bölgenin terör örgütlerinin elinde olduğu düşünülürse, Irak’taki kimyasal silahların bir kısmının da terör örgütlerinin kontrolü altında olduğu sonucuna varmak için çok zeki olmaya gerek yoktur. OPCW’nin raporlarına göre Esad rejimi birçok defa kimyasal saldırı düzenlemiş ve sahip olduğu sarin ve hardal gazı stoklarının çoğunu tüketmiştir. Ortaya çıkan kimyasal mühimmat sıkıntısını, klor ile doldurduğu varil bombalarıyla çözmüştür. Helikopterlerden bıraktığı varil bombalarıyla kimyasal ölüm kusmaya devam etmiştir. 2015 yılının Mart ve Mayıs aylarında varil bombalarıyla İdlib’e saldırmış ve onlarca masum insanı yakarak öldürmüştür. Esad rejimi 2014 yılının başından beri defalarca kimyasal saldırı düzenlemiş, yüzlerce insanı katletmiş, dünyada bu kimyasal terörü film gibi izlemekle yetinmiştir. Normal şartlar altında bu kadar yoğun kimyasal kullanımından sonra, rejimin elindeki stokların bitmiş olması gerekirken, saldırılarına devam ediyor olması yeni kimyasal kaynakları ulaştığının tartışılmaz bir kanıtıdır. Savaşın tamamen bitmesi, kimyasal silahların kullanılmasın önüne geçilmesinin tek yolu gibi gözüküyor. Fakat Rusya’nın savaşa direkt olarak katılması, Esad’ın dolayısıyla da savaşın ömrünü uzatmış durumda. Savaşı sonlandırma konusunda hiçbir çaba sarf etmeyen ABD, kimyasal silah kullanımını engelleme konusunda da bırakın sorumluluk almayı açıklama bile yapmıyor. Ayrıca son günlerde Rusya’nın Suriye’ye gönderdiği S-400 füzelerinin ardından, ABD öncülüğündeki koalisyonun bu ülkedeki DAİŞ hedeflerine yönelik saldırıları da gözle görülür şekilde azalmıştır. Bu nedenle, NATO’da hiç vakit kaybetmeden ittifakın doğu kanadındaki gücünü caydırıcı bir şekilde artırmalı ve Rusya’nın hareket alanını daraltmalıdır. Aksi taktirde Rusya’nın varlığı ve Esad’a olan desteği devam ettikçe savaşın ateşi hiç düşmeyecektir. Ve masum insanların kimyasal cehennemdeki acıları ve ölümleri artarak devam edecektir.”

  • Tuzla’da Kimyasal Maddeden 7 Kişi Zehirlendi

    Tuzla’da bir gübre üretiminde kullanılan kazanın temizliği sırasında 5 kişi kimyasal maddeden zehirlendi. Zehirlenen 5 kişiye müdahale eden iki sağlık görevlisinin de rahatsızlanarak tedavi altına alındı.

    Edinilen bilgiye göre, İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesindeki bir iş yerinde çalışan 2 işçi gübre yapımı sırasında kullanılan kazanı temizlemeye başladı. Temizlik sırasında kullanılan kimyasal maddeden etkilenen Arda Kıran, Serkan Can isimli işçiler fenalaştı. Arkadaşlarının fenalaştığını gören işçiler de onları kurtarmak için kazana girdi. Kazandan çıkan işçilerin tamamı kimyasal maddeden etkilendi. Diğer çalışanların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi.

    Zehirlenenlerden durumu iyi olan İbrahim Yılmaz, Doğan Uysal ve ismi belirlenemeyen bir kişi Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumu ağır olduğu öğrenilen Arda Kıran ve Serkan Can ise Tuzla Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Acil serviste ilk tedavileri yapılan hastalar Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) tarafından Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi.

    Tuzla Devlet Hastanesi acil servisi yaklaşık 2 saat karantinaya alınırken buradaki görevli personele de maske dağıtıldı.

    SAĞLIK GÖREVLİLERİ DE ZEHİRLENDİ

    Öte yandan kimyasal madde nedeniyle zehirlenen işçileri hastaneye götüren ambulansta bulunan sağlık görevlileri Nihal Gülsever ve Mehmet Uraslı’da zehirlendi. Gülsever’e Tuzla Devlet Hastanesi önünde bulunan ambulansın içerisinde ilk müdahalesi yapıldı. Daha sonra 2 sağlık personeli de Kartal Devlet Hastanesi’ne sevk edildi

    Olay ilgili soruşturma başlatılırken bir görgü tanığı “Gübre fabrikasıydı bura. Oksijensiz kaldılar. Her biri diğerini kurtarmak için girdi” diyerek yaşananları anlattı.

  • Okulda Kimyasal Madde Olayıyla İlgili Müfettiş Görevlendirildi

    Niğde’de bir lisede fen laboratuvarında kısmi görme engelli hizmetlinin düşürdüğü kimyasal madde şişesinin kendisiyle birlikte 5 öğrenciyi de hastanelik ettiği kaza ile ilgili olarak Milli Eğitim Müdürlüğü soruşturma başlattı.

    Niğde Merkez Atatürk Anadolu Lisesi’nde fen laboratuvarında meydana gelen olayda, hizmetli Burak E.’nin içinde kimyasal madde bulunan şişeyi başka bir odaya taşıdığı sırada yere düşürmesi ile birlikte ortaya çıkan kokudan Keziban K., Esra E., Tuğba Y., Aybüke G., Meral D. etkilenmişti. Olayda hizmetli Burak E. ise ayağından yaralanmıştı. Olay sonrasında ise okul müdürü Sami Adem, sirke şişesinin düştüğünü ve önemli bir durumun olmadığını savunmuştu.

    Olayla ilgili olarak, polisin başlattığı soruşturmanın yanında Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de soruşturma başlatığı ve okula iki müfettişin gönderildiği öğrenildi.