Etiket: Kimyasal

  • İAÜ, kimyasal madde içermeyen gıda ambalajı üretecek

    İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Gıda Mühendisliği Bölümü, gıda ambalajlarındaki kimyasal tehlikeye karşı harekete geçti. Üniversite, kimyasal madde içermeyen, sağlıklı ve düşük maliyetli ambalajlar geliştirmek için çalışmalarına hız verdi.

    Gelişen gıda teknolojisiyle birlikte ambalaj sanayisi de son yıllarda önemli aşamalar kaydediyor. Ancak gıdaların korunmasını ve tüketicilere ulaşmasını sağlayan ambalajlar, zararlı maddelerden üretildiği takdirde insan sağlığı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlar ise gıda ambalajlarında kullanılan kimyasalların kansere yol açabileceği konusunda uyarıyor.

    İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülay Baysal, ambalajların gıda ile temas ettiğinde reaksiyona geçerek yapısındaki insan sağlığına zararlı maddeleri gıdaya geçirmemesi, gıdanın tadını, görüntüsünü ve kokusunu etkilememesi gerektiğini vurguladı.

    “Gıda ambalajlarında kullanılan kimyasallar kanser, beyin tümörü ve diyabete yol açıyor”

    Kullanılacak ambalajların yüzeyinin kir tutmayan ve mikroorganizma üremesine karşı savaşabilme özelliğine sahip bir yapıda olması gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Baysal, “Gıda ambalajlarında kullanılan kimyasallar, ambalajların yıkamaya veya sıcaklığa maruz kaldıklarında beyin tümörü, kanser ve diyabet gibi çeşitli hastalıklara yol açıyor. Bu kimyasalların başında ise başlıca plastik ambalajlarda kullanılan ‘bisfenol’ gelmektedir. Bu sebeple gıda ile temas eden madde ve malzemeler kesinlikle sağlığa zararlı olabilecek hammadde ve yardımcı maddelerden üretilmemeli. Sıcaklık değiştikçe, zamanla gıdaya geçmemelidir” dedi.

    “Kimyasaldan uzak, düşük maliyetli gıda ambalajları üretme çalışmalarımız sürüyor”

    İAÜ’de düşük maliyetli gıda ambalajı üretimleri için çalışmalarının tüm hızıyla sürdüğünün altını çizen Yrd. Doç. Dr. Gülay Baysal şunları söyledi:

    “İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nde yapmış olduğumuz çalışmalarla sentetik polimerlerden ve kanserojen kimyasallardan uzak, tamamen biyouyumlu ve biyobozunur malzemeler kullanarak tüketiminde sağlık riski taşımayan düşük maliyetli, anti-bakteriyel gıda ambalajları üretme çalışmalarını sürdürmekteyiz. Bu konuda patent başvurularına en kısa zamanda başvurmayı hedefliyoruz.”

  • (Özel haber) Dr. Bozkurt’tan ’kimyasal hadım’ değerlendirmesi

    Kimyasal hadımla ilgili değerlendirmeler yapan Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Dr. Zeynep Burcu Akbaba Bozkurt, “Gerçekten de bu suçlulara yönelik endişelerimizin giderileceğini düşünüyorum” dedi.

    Dr. Zeynep Burcu Bozkurt, kimyasal hadımın yer aldığı yönetmeliği değerlendirerek, “Resmi gazetede yayınlanan yönetmelikte cinsel suçlara karşı kimyasal hadım yönteminin uygulanmasını düzenlemekte ve uygulamada bakıldığında gelen itibariyle sadece çocuklara karşı cinsel suç işleyenlere değil, daha geniş bir ifade ile cinsel suç işleyenlerin bu tıbbi yönteme tabi tutulmasını görmekteyiz” dedi.

    Kimyasal hadımın tartışıldığını vurgulayan Dr. Zeynep Burcu Akbaba Bozkurt, “Tabii ki Türkiye’de son zamanlarda, son dönemlerde yaşanan bir takım olumsuz durumlardan ötürü uzun zamandır kimyasal hadım yöntemi tartışılmaktaydı. Bende zaten hazırlık aşamasına dahil olmuştum bu çalışmanın. Bu noktada hem mağdurun ve ailelerinin endişelerini, özellikle çocuklara karşı cinsel suç işleyen kişiler açısından, mağdurların ve ailelerin kaygılarını ve endişelerini giderebilme açısından ve suçluların tekrar topluma kazandırılması, bu suçların, tekrar benzer suçları işlemesinin önüne geçilmesi açısından oldukça önemli bir yönetmelik ve çok güzel bir çalışma olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    Yönetmeliğin aşamalarına değinen Bozkurt, “Yönetmeliğin işleyişi öncelikle çocuklara karşı cinsel suç işleyenleri değil genel itibariyle cinsel suçluları kapsamakta ve yönetmelikte her ne kadar kimyasal hadım uygulaması esas itibariyle başlıkta geçse de biz şuan bunu konuşsak ta, kimyasal hadım uygulaması bir prosedürden ibaret. Kişinin öncelikle ilgili sağlık kurumlarınca değerlendirilerek durumunun tespit edilmesi ve daha sonra bu tespit doğrultusunda şayet gerekiyorsa bir takım terapi yöntemleri, bir takım kongratif davranış terapisi gibi akabinde belki anti depresanlar ile tedavi edilmesi başlanabilir. Bu yöntemler işe yaramaz ise bu noktada kimyasal hadım dediğimiz prosedür devreye giriyor. Burada bir takım ilaçlar kişilere enjekte edilerek yad a haplar ile verilerek kişilerin testesteron salgılarının durdurulması ya da var olan testesteron hormonunun azaltılması sayesinde kişinin cinsel istek duymasının, özellikle çocuklara karşı herhangi bir cinsel hissiyat beslemelerinin önüne geçilmesi hedeflenmekte. Bu kimyasal hadım uygulaması mevzu bahis olduğu süreç içerisindeki kişiler çocuklar ile her hangi bir cinsel münasebette bulunamayacağı için bunun tekerrürü de olmayacak. Bu aynı zamanda caydırıcı bir önlem, hem de tedavi olduğundan ötürü belli bir uygulanıp kişilerin tedavi olduğuna inanıldığı taktirde uygulama durdurulacak. Zaten yönetmelik tedavinin nasıl yapılacağını, tedavide ilgili uzman hekimlerin, hangi hastanelerin uygun olduğunu belirtmekte ve kişilerin uygun olup olmadığını bu tedaviye bunların nasıl tespit edileceğini de anlatmakta. Şayet kişiler bu uygulamaya uyum sağlamaz ise bir şekilde söz konusu tedavinin gereklerini yerine getirmez ise, yükümlülüklerini yerine getirmezler ise bir takım cezai müeyyidelere de tabi tutulacağı söylenmekte. Bu yüzden baktığınızda yönetmeliğe, baştan sona kadar uygun bir şekilde anlatmakta bu prosedürü. Ama kimyasal hadıma kişinin uygun olup olmadığını, bu prosedürün hangi noktada devreye gireceği, öncede uygulanacak tedavi yöntemleri ve sonrası şu noktada sağlık kurumlarına bağlı” dedi.

    “Oldukça etkin ve caydırıcılığı da yüksek bir yöntem”

    Bazı ülkelerde kimyasal hadımın yıllardan bu yana uygulandığına değinen Dr. Bozkurt, “Kimyasal hadım uygulaması zaten Amerika’da ortaya çıkan bir uygulama. Özellikle çocuklara karşı cinsel suç işleyenler için. Daha sonra Avrupa’ya da yayıldı ve İngiltere bunu son 5 senedir uyguluyor. Nathingm’da bir hapishanede. Tabii ki hapishanenin koşulları tamamen kimyasal hadım uygulamasına uygun bir şekilde düzenlendikten sonra şu an bu hapishanede olan doğru tabiri ile pedofilik cinsel suçlular için uygulanan bir yöntem. Henüz istatistik bir İngiltere için elimizde yok ama Avrupa ülkeleri için şunu söyleyebilirim. Kimyasal hadım uygulanmadan önce çocuklara karşı cinsel suç işleyen kişilerin tekrar bu suçu işleme oranı yüzde 80’lerde iken, kimyasal hadım uygulamasına tabi tutulanların yüzde 5 ve altında bir suçu tekerrür etme istatistiği mevzu bahis. Oldukça etkin ve caydırıcılığı da oldukça yüksek bir yöntem. Tabii bu bir yandan da bir rehabilitasyon suçlular için esas itibariyle baktığınızda. 2015 yılında Çek Cumhuriyetinde bu uygulamaya tabi olan bir kişi haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kimyasal hadım yönteminin her hangi bir hakka, sözleşmede düzenlenmiş hakka aykırı olmadığını, her hangi bir hakkı ihlal etmediğini ancak uygulamanın nasıl olduğunun önemli olduğunu beyan etmişti. Bu neden ile de Türkiye’deki bu yönetmelikte gerçekten ciddi bir adım. Kimyasal hadımın uygulanması için ya da şöyle söyleyelim. Çocuklara yönelik cinsel suç işleyen kişilerin tedavi edilmesi için önemli bir çalışma ama tabii ki de nasıl uygulanacağı bundan daha da önemli. Çünkü uygulama esnasında bir takım hatalardan ötürü sadece suçluların haklarından ziyade mağdurlar açısından da üzüntü verici sonuçlar ortaya çıkabilir” diye konuştu.

    Kimyasal hadımın doğru bir karar olduğunu değinen Dr. Bozkurt, “Avrupa’da ya da Amerika’da bu yöntem uzun zamandır denendiği için şu anki uygulama deneme yanılma yöntemi ile bu noktaya geldi ve başarılı olduğunu kabul ediyorlar bütün uluslararası kuruluşlarda. Türkiye bu noktada bence doğru bir zamanda doğru bir adım attı diyebilirim.” dedi.

    “Uzun zamandır özellikle çocuklara karşı cinsel suçlulardan ötürü acı çekiyoruz”

    Yöntemin özellikle çocuklara karşı işlenen cinsel suçlara karşı caydırıcı olacağına değinen Dr. Bozkurt, “Uzun zamandır biz özellikle çocuklara karşı cinsel suçlulardan ötürü acı çekiyoruz ve bu suçluların sadece cezalandırılmasının yeterli olmadığını artık hepimiz biliyoruz. Doğru ve etkili bir tedavi yönteminin gelmesi gerekiyordu ve doğru bir şekilde uygulandığı takdirde ben başarılı olacağına inanıyorum. Toplumun güvenliği açısından, gelecek nesillerin doğru bir şekilde yetişmesi ve sağlıklı bireyler olması açısından gerçekten doğru bir yöntem. Sadece yönetmelikte kimyasal hadımdan da bahsetmiyor. Bunu dışında bir takım caydırıcı ya da kişilerin suç işlemesini önleyici bir takım yöntemler de var. Bunlar suçluların kayıt altına alınması ve bildirim yükümlülüğü, elektronik izleme yöntemleri ve bir takım yerleşim yerlerine kısıtlama getirilmiş durumda bu yönetmelik sayesinde. Bu sayede gerçekten bu tarz olayların artık toplumu üzmeyeceğini düşünüyorum. Gerçekten de bu suçlulara yönelik endişelerimizin giderileceğini düşünüyorum” dedi.

  • Cinsel saldırı suçlularına ’Kimyasal hadım’a Trabzon’dan destek

    Cinsel saldırı suçlularına, ’kimyasal hadım’ olarak da adlandırılan ilaçla tedaviyi de içeren, “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik”in dün Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından kamuoyunda olumlu tepkiler gelmeye başladı. Trabzon’da vatandaşlar uygulamaya destek çıkarken, uygulamanın genişletilmesinden yana olduklarını söylediler.

    Trabzon’da balıkçılıkla uğraşan Mehmet Can Örseloğlu aslında bu uygulamanın dünyanın bazı özgür ülkelerinde geçerli olduğunu belirterek “Ne yazık ki ülkemizdeki bazı kurallar Avrupalılar’ın tepkisini çekiyor. Onlara gelince özgürlükten bahsediyorlar bize gelince farklı bir sistem. İstismar konusunda devletin daha caydırıcı kararlar alması lazım. Alınan kararı çok doğru buluyorum. Aslında bunların daha üzerine gidilmesi gerekir” derken, Abdullah Sarı ise “Alınan kararı olumlu buluyorum. Mağdurun yanına yaklaştırılmaması bulunduğu yerden hemen uzaklaştırılması lazım. Hatta gerekirse toplumdan uzaklaştırılması lazım” diye konuştu.

    Tuncay Kaya isimli vatandaş da “Çok doğru hatta eksik bir karar. Cinsel istismarda bulunan bir kişinin dinimize göre cezası ne ise halk olarak ondan yanayız. Bunun da cezası da bellidir. Yetmez ama evet” ifadelerini kullandı.

    Havvanur Akgün de uygulamanın devamı gelmesinden yana olduğunu belirterek “Bu tür şeyleri çok engellemeleri lazım. Biz çocuklarımız için yaşıyoruz. Türk insanı namusu için yaşar. Ben bu kararları destekliyorum. Bu kararların devamının gelmesini istiyorum. Devamı gelirse caydırıcılık olur. Müslüman bir ülkede yaşadığımız için bu kararları takdir ediyorum ancak devamının gelmesini diliyorum” şeklinde konuştu.

    Öte yandan ‘Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmenlik’ Resmi Gazete’de yayınlanırken, yönetmenlikte, cinsel suçlardan hüküm alanlar hakkında cezanın infazı sırasında ya da koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içerisinde cinsel isteği azaltıcı tıbbi tedavi de dahil önemli yaptırımlar getirildiği gibi yargı kararıyla getirilecek yükümlülükler arasında “Tedavi amaçlı programlara katılmak, suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak, mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak, çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak” gibi maddeler yer alıyor.

  • Başkent’te Kimyasal Maddeden Zehirlenen İki Kardeş Hayatını Kaybetti

    Başkent’te, kimyasal maddelerin bulunduğu bir depoda zehirlenen iki kardeş hayatını kaybetti.

    Olay, gece saatlerinde Yenimahalle’de meydana geldi. Edinilen bilgilere göre; İvedik Mahallesi 1564 Cadde üzerinde bulunan bir kimyasal madde deposunda çalışan Celil Serim (35) ve Selim Mehmet Serim’i (33) sahur için telefonla arayan yakınları, iki kardeşe ulaşamayınca bulundukları depoya gitmeye karar verdi. Depoya giden yakınlar, iki kardeşin yerde hareketsiz şekilde yattıklarını gördü, ancak yoğun zehirli madde kokusu nedeniyle dışarı çıkmak zorunda kaldı. Bunun üzerine polis, itfaiye ve sağlık ekiplerine haber verildi.

    Olay yerine gelen polis ve sağlık ekipleri, yoğun kimyasal madde kokusu nedeniyle içeri giremedi. İtfaiye erlerinin gelmesi üzerine, ekipler özel kıyafetler ve oksijen tüpü yardımıyla içeri girdi. Özel kıyafetli yetkililer tarafından sedyeyle ambulansa taşınan kardeşler, sağlık ekiplerinin bütün müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Kardeşlerin ölüm haberini alan yakınları gözyaşlarına boğuldu.

    Polis ve itfaiye ekipleri depo çevresinde güvenlik önlemleri aldı. Olay yerine çağrılan AFAD ekipleri incelemelerde bulundu. Deponun içerisinde boya sökümü için kullanılan kimyasallar bulunduğu öğrenildi.

    İki kardeşin cansız bedenleri adli tıp kurumu morguna kaldırıldı. Polis ekipleri, olayla ilgili soruşturma başlattı.

  • Zabıtadan Kimyasal Varil Operasyonu

    ANKARA (İHA) – Ankara Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri, içindeki kimyasal madde İmrahor Çayı’na döküldükten sonra çay kenarına bırakılan 100’ün üzerinde varil ele geçirdi. Kimyasal maddeleri çaya döken kişi yakalandı.

    Ankara Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri, Akdere Kuru Baraj mevkiinde içindeki kimyasal madde İmrahor Çayı’na döküldükten sonra çay kenarına bırakılan 100’ün üzerinde varil ele geçirdi. Zabıta Dairesi Çevre Denetim Merkez Amirliği tarafından rutin kontroller sırasında kimyasal atıkların çaya döküldüğünün fark edilmesinin ardından, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, emniyet ile Mamak zabıta ekiplerinin de desteğiyle olay yerinde önlem alındı.

    Zabıta Daire Başkanlığı yetkilileri, varillerin özel bir firmaya ait olduğunun tespit edildiğini ve içinde yapı kimyasalı olduğunun düşünüldüğünü söylediler. Yetkililer, “Öncelikle varillere ilişkin yapılan ön incelemede, içinde yapı kimyasallarının olduğu tespit edildi. Ardından gerekli önlemler alındı ve varilleri İmrahor Deresi’ne döken kişi yakalandı. Bu kişi emniyetteki sorgulamasında, özel bir firmanın varilleri bertaraf etmesi için para verdiğini ve kendisinin de kimyasalları dereye döktüğünü söyledi” ifadelerini kullandı.

    Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün kimyasallar üzerinde inceleme yapacağını, duruma göre de bu kimyasalların nasıl bertaraf edilmesi gerektiğine karar vereceğini kaydeden yetkililer, “Firmaya da 2872 Sayılı Çevre Kanunu çerçevesinde en düşük 149 bin TL olmak üzere idari para cezası kesilecek. Ayrıca olay mahkemeye de intikal edecek ve adli süreç de başlatılmış olacak” açıklamasında bulundu.

    Bu tür kimyasalların toprak ve suya bırakılamayacağını, kimyasalın türüne göre Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün kriterlerine uygun bir şekilde bertaraf edilmesi gerektiğini belirten yetkililer, şunları kaydetti:

    “Ancak bu olayda firma söz konusu kriterlere uymadan varilleri bu şekilde bertaraf etmeye kalkmış. Variller, herhangi bir patlama veya olumsuz bir durumun yaşanmaması için bomba imha ekiplerinin de dahil olduğu ekiplerce gerekli tüm önlemler alınıp buradan kaldırıldı. Bundan sonraki teknik süreç Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, adli süreç ise emniyet tarafından yürütülecek.”