Etiket: Kılıçdaroğlunun

  • Akın, Kılıçdaroğlu’nun Başdanışmanı Oldu

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın’ı başdanışmanı olarak görevlendirdi. Milletvekili Akın, özellikle enerji konularında CHP liderinin sağ kolu olarak görev yapacak.

    CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından enerji politikalarından sorumlu başdanışman olarak görevlendirildi. Verilen görevin kendisi için büyük gurur olduğunu söyleyen Ahmet Akın, “Partim ve genel başkanım tarafından verilen her görev benim için onurdur. Genel başkanım tarafından verilen yeni görev sorumluluğumu daha da artırmıştır. Partimin başarısı için üzerime aldığım bütün görevlerin gereğini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışacağım” dedi.

  • Kılıçdaroğlu’nun Tarım Başdanışmanı Gaytancıoğlu Oldu

    CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tarım politikalarından sorumlu başdanışmanı oldu.

    Gaytancıoğlu, Atatürkçü Düşünde Derneği (ADD) Edirne Şubesi’ni ziyaret etti. Burada basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Gaytancıoğlu, başdanışmanlık konusunda, “Kendisi Parti Meclisine giremememden ötürü üzüldüğünü söyledi. Parti Meclisine girseydim MYK’ya alacağını da açık açık söyledi. Ama ’Senin çalışmalarından memnunum’ dedi. ’Edirne’yi onura etmiş olalım ve seni de partinin tarım politikalarından sorumlu, Türkiye’nin tarım politikalarından sorumlu, partinin bir yüzü olarak yanıma genel başkan başdanışmanı olarak atıyorum’ dedi. Ben de sevincimi, onure olduğumu söyledim. Yazım yazıldı. Genel Başkanımızın Almanya ziyareti nedeniyle biraz aksama oldu. Bugün yarın yazım resmi olarak imzalanacak. Görevimiz Türkiye genelinde partinin tarım politikalarını oluşturmak” dedi.

  • Kılıçdaroğlu’nun Araya Girmesiyle Yıkımı Durdurulan Evler Yıkılacak

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun araya girmesiyle yıkım kararı durdurulan Urla ilçesindeki 74 ev için, Urla Kaymakamlığı tarafından yıkım kararı verildi.

    İzmir’in Urla ilçesinin Balıklıova mahallesinde 25 yıl önce kiraladıkları arsaya yaptıkları evlerin Kıyı Kanununa aykırı ve ruhsatsız olduğu için Urla belediyesi tarafından çıkan yıkım kararı, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun araya girmesiyle durdurulmuştu. Kılıçdaroğlu’nun araya girmesiyle, Danıştay’dan çıkacak nihai karara kadar yıkım ya da tahliye yapılmaması yolunda karar alınmasına rağmen Urla Kaymakamlığı tarafından yıkım kararı alındı.

    TAHLİYE İÇİN SON GÜN ÇARŞAMBA SABAHI

    Urla Kaymakamlığı tarafından Balıklıova mahallesinde bulunan 74 evin yıkılması yönünde çıkan karar ev sahiplerine gönderildi. Ev sahiplerine gönderilen yazıda; 20.01.16 Çarşamba gününe kadar evlerin boşaltılarak belediyeye teslim edilmesi aksi taktirde Çarşamba sabahı saat 09.00 da tahliye işleminin gerçekleştirileceği yazıldı.

    NE OLMUŞTU?

    Özel İdare’nin kapatılmasıyla birlikte, İzmir Valiliği bünyesinde kurulan Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu tarafından Urla Belediyesi’ne devredilen Balıklıova mahallesindeki 74 ev için Urla Belediye Encümen Üyeleri, evlerin Kıyı Kanunu’na uygun olmadığı ve inşaat ruhsatı bulunmadığı gerekçesiyle evlerin boşaltılarak yıkılmasına karar verdi. Bu kararın verilmesinden sonra farklı şekillerde haklarını arayan ev sahipleri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanlığını bastı. Yaklaşık 100 kişi haklarını aramak için CHP İzmir İl Başkanlığına gelerek burada üç gün süren oturma eylemi yaptı. Eylemi duyan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, duruma el attı ve Danıştay’dan çıkacak nihai kararın beklenileceği söylendi.

  • Kılıçdaroğlu’nun Doğu Ve Güneydoğu CHP İl Ve İlçe Başkanlarıyla Görüşmesi Sona Erdi

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Doğu ve Güneydoğu’dan gelen CHP il ve ilçe başkanlarıyla toplantısı sona erdi.

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, artan terör olayları ve güvenlik güçlerinin operasyonlarını değerlendirmek üzere bölgenin il ve ilçe başkanlarını toplayarak bir değerlendirme toplantısı yaptı. Toplantıya Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerinin yanı sıra bölge milletvekilleri de katıldı. Toplantı yaklaşık 3 saat sürdü.

    Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “Sıkı yönetim ve olağanüstü hal dönemlerinde görmediğimiz ağır tablolarla karşı karşıyayız. Bu ağır tablonun insani maliyeti de çok ağır oluyor. Asker ve polisler şehit edildi. Okullar tatil, eğitim öğretim yapılamıyor. Bu ağır tablo elbette barikatların, enkazların kazılmasıyla ortaya çıkan bir tablo aynı zamanda. Bu ağır tablo hükümet tarafından yönetilemiyor. Geçtiğimiz gün MYK’da, Meclis Grubumuzda değerlendirdik. Bugün de bölgede sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı il ve ilçelerimizin başkanlarını çağırdık. Onlardan ağır insani dramlara ilişkin şahitliklerini aldık. Bundan sonrası yapacaklarımızla ilgili önerilerini aldık. Bu tablodan çıkış için üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

    “PARLAMENTONUN MUTLAKA DAHA ÖNCE ÖNERDİĞİMİZ GİBİ İNİSİYATİF ALMASI LAZIM”

    Tanrıkulu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Hem yaşanan bu insani drama son vermek ve dayanışma içerisinde olmak çözüm yeri olan parlamentoda adım atılmasını sağlamak için CHP olarak bu süreçte üzerimize ne düşerse bundan sonraki süreçte de üzerimize düşeni yapacağız. Bu durum sürdürülebilir bir durum değildir, Türkiye açısından, bölge açısından. Biran evvel normal yaşama dönmek için yeni bir durumun yaratılması lazım. Bunun için de parlamentonun mutlaka daha önce önerdiğimiz gibi inisiyatif alması lazım. Bir kez daha parlamentoda grubu bulunan siyasi partilere seslenmek istiyoruz. CHP geçtiğimiz dönem parlamentoda yöntem olarak sunduğu önerisinin arkasındayız. Geçen hafta itibariyle bu öneriyi yeniledik. Parlamentoya 60’dan fazla milletvekilimizin imzasıyla sunduk. Dolayısıyla diğer siyasi partiler de tutum almalılar ve parlamentoda bir çözüm yolu aramalıyız diye düşünüyoruz.”

    Toplantının sonuçlarını MYK’da ve Meclis grubunda yeniden değerlendireceklerini anlatan Tanrıkulu, üzerlerine düşen bütün sorumlulukları almaya hazır olduklarını ifade etti.

    “PARLAMENTOYU MERKEZ ALAN, PARLAMENTODA BİR ZEMİNİN BAŞLAMASINA YARAYACAK BİR SÜRECİ BAŞLATMAMIZ LAZIM”

    Bölgeye gideceklerini, barikatların kaldırılması için baskıcı olacaklarını kaydeden Tanrıkulu, “Gitmekle sorunun çözülmediği ortada. Bizim parlamentoyu merkez alan, parlamentoda bir zeminin başlamasına yarayacak bir süreci başlatmamız lazım. Türkiye’nin bu sorunun çözümü bakımından kaybedeceği zamanı yoktur. Parlamentonun yeniden umut olacağını, çözüm konusunda adım atacağını bizim yurttaşlarımıza göstermemiz lazım. Biz ya iç tüzükte bir değişiklik yapılarak bu konuya örgütlenmiş bir komisyon kurulmasını, bu komisyonla beraber çalışacak sivil aktörler olması gerektiğini veya yasayla bir komisyon kurulması gerektiği konusundaki iki ayrı yöntem önerisini parlamento başkanlığına sunmuş durumdayız. Parlamentoda Türkiye’nin bu sorununa özgü bu yapılanmayı oluşturabiliriz” dedi.

    “PARLAMENTO DEVREDE OLURSA YURTTAŞLARIMIZDA BİR İNANÇ BAŞLAR”

    Hükümete bir acil çağrısının olup olmadığı sorusu üzerine Tanrıkulu, şunları söyledi:

    “Türkiye’nin Kürt meselesi son 13 yılın meselesi değil. AK Parti’nin ortaya çıkardığı bir sorun değil. O icat etmedi. Ancak onların döneminde kriz derinleşti ve neredeyse bölgesel hale geldi. Dolayısıyla bizim bu krizden ağır insan hakları tablosuyla veya salt güvenlikçi politikalarla çıkmamız mümkün değil. Bunlar bize göre sorunu çözmez, daha derinleştiriyor. O nedenle parlamentoda konuşabileceğimiz zemin olması lazım. Parlamento devrede olursa yurttaşlarımızda bir inanç başlar. Bu barikatların kapatılması yönünde irade oluşabilir.”

    “’KARAMSAR OLMAYIN’ DEDİ”

    CHP Adıyaman İl Başkanı Abuzer Tanrıverdi ise, toplantıda konuşulanlara ilişkin, “Buradaki tüm il başkanı, ilçe başkanı arkadaşlar kendi görüşlerini anlattılar. Durum çok vahim. Bizim ilimizde Adıyaman’da her ne kadar bu sıkıntı yoksa da biz onlardan daha fazla rahatsızız. Orada o sıkıntı varsa batıda da aynı sıkıntı var” dedi.

    Sonuç olarak tekrar MYK’da toplanıp karar alınacağını, gerekirse bir veya iki heyetin gönderileceğini söyleyen Tanrıverdi, Kılıçdaroğlu’nun ‘Karamsar olmayın’ dediğini ifade etti. Tanrıverdi, “Ellerinden ne gelirse yapacaklarını dile getirdiler. Oradaki halktan yansıyan şuanda çözümün CHP’de olacağını özellikle Genel Başkanımızın bu konudaki duyarlılığını dile getiriyorlar” ifadelerini kullandı.

    Tanrıverdi, il ve ilçe başkanlarının özellikle bölgeye heyet gönderilmesini talep ettiklerini kaydetti.

  • Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır Ziyareti

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz Cumartesi günü çıkan çatışmada hayatını kaybeden Tahir Elçi’nin ailesine taziye dileklerinde bulunmak için Diyarbakır’a geldi. Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’da yaptığı açıklamada, olayın bir an önce aydınlatılması gerektiğini söyledi.

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sabah saatlerinde geldiği Diyarbakır’da ilk önce Elçi’nin ailesini ziyaret etti. Yaklaşık 45 dakika süren görüşmede Kılıçdaroğlu, Elçi’nin eşi Türkan Elçi ve yakınlarına başsağlığı dileklerinde bulundu. Kılıçdaroğlu, daha sonra Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nü ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, burada yetkililerden Tahir Elçi’nin olayı ile ilgili bilgi aldıktan sonra Diyarbakır Barosu’na geçti. Çatışmada başına isabet eden kurşun nedeniyle hayatını kaybeden Elçi’nin odasını gezen Kılıçdaroğlu, daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

    “21. YÜZYILIN TÜRKİYE’SİNDE BİR FAİLİ MEÇHUL OLMAMALI”

    Tahir Elçi’nin eşini ziyaret ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Başsağlığı dileklerimizi ilettik. Büyük bir mentanetle karşıladı bizi. En büyük arzusu, faillerin ortaya çıkarılması. Diyarbakır’ın göbeğinde, bir faili meçhul olmamalı, böyle bir tablo yaşanmamalı. Bir baro başkanı katlediliyor ve bunun faillerinin mutlaka ortaya çıkarılması gerekiyor. Değişik çevrelerden beyanları izliyoruz. Ortak kanaat, bu olayın aydınlatılması, kim olursa olsun olay mutlaka aydınlatılmalı. Gün yüzüne çıkarılmalı, failleri belirlenmeli ve yargıya teslim edilmeli. Biz siyaseten bunun takipçisi olacağız. Barodan Elçi’nin arkadaşlarına ilettik, söyledik, biz siyaseten bu işin takipçisi olacağız, sizler de baro olarak avukatlar olarak bu işin takipçisi olun. 21. yüzyılın Türkiye’sinde bir faili meçhul olmamalı. Tahir Elçi, yüreğinde insan sevgisi olan biri. Kentini seviyor, insanları seviyor, saygın bir hukukçu, insan haklarına önem veriyor, kent kültürüne sahip çıkıyor. Diyarbakır sıradan bir kent değil, tarihin bütün dokularını burada bulabilirsiniz. Kentte sahip çıkmak için oraya gidiyor, basın toplantısı düzenliyor. Çatışma kültürünü asla kabul etmiyor. İnsan haklarına değer veren bir insan, bütün hayatı mücadelelerle geçmiş, hukuku ve hukukun üstünlüğünü bütün yaşamı boyunca savunmuş böyle bir insanın kaybedilmesi yüreğimizi acıtıyor. Bütün yurttaşlar olarak, bu olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Sözde değil, samimiyetle bu olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Failler bulunmalı, yargıya teslim edilmeli. Eşi, çocukları bunu istiyor, hepimiz hukuk adına, insanlık adına, aileleri adına istiyoruz. Bu olay mutlaka aydınlığa kavuşturulmalı” dedi.

    “ARTIK TÜRKİYE’DE HUZUR İSTİYORUZ”

    Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nü de ziyaret ettiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “İki polisimizin şehit edilmesi nedeniyle başsağlığı dileklerimizi ilettik. Artık Türkiye’de huzur istiyoruz. Türkiye’nin sokaklarında insanlarımız rahat ve huzur içinde gezebilmeli. CHP olarak bizim üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız. Bu ülkenin huzura ve barışa ihtiyacı var. Birbirimizi anlamalıyız. Ayrışmanın felaket getirdiğini artık hepimiz görüyor ve biliyoruz. Bu güzel ülkede hepimiz rahatça yaşayabiliriz, bunun altyapısını oluşturmalıyız. Barolar, STK’lar meslek kuruluşları, siyasetçiler bunu oluşturmalı. Sevinçlerimizi, dostluklarımızı paylaşalım. Bütün bu acıların üzerine 6 çocuğumuzun acısı da eklendi. Neden çocuklarımız orada bir yangında hayatını kaybetti? Hepimiz acımızı da mutluluğumuzu da paylaşmak zorundayız. Diyarbakır Baro’suna başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Onlar bu olayın takipçisi olacaklar. Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü savunuyorsak, insanlara değer veriyorsak bu olayların üzerine gitmeliyiz.”

    “BARİKATLAR SORUN ÇÖZMEZ, SORUN YARATIR”

    Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, hendek ve barikatlar ile ilgili sorulan bir soruya şöyle cevap verdi:

    “Rahmetli, barıştan yanaydı, yollarda barikatların kurulmasının doğru olmadığını ifade ediyordu. Eğer bu vasiyetse ona herkesin uyması lazım. Barikatlar sorunu çözmez, sorun yaratır. Diyarbakırlı, İzmirli bunu istemiyor. Eğer siz bu kentin sokaklarını ayırırsanız, barikatlar kurarsanız bu kabul edilemez ve doğru değildir. Barikatları kuran arkadaşlara da kişilere de, kim yapıyorsa, onu bilmiyoruz tabi, kesinlikle Tahir Elçi’yi seviyorsanız, onun vasiyetinin gereğini yapın kaldırın onları diyoruz. Bu cinayet eğer bu ülkede onun beklentilerinin gereğinin vasiyeti olarak sorunların çözüleceği bir tarihse evet bu başlangıç. Bizim sorunlarımızı kendimiz irademizle çözmeliyiz. Bu daha farklı çağrışımları gündeme getiriyor diye düşünüyorsanız, biz ona katılmıyoruz. Biz bu ülkede hangi meslek veya kuruluştan olursa olsun, hepimizin ortak bir ses çıkarması lazım. Bu ülkede biz birlikte huzur içinde yaşamak istiyoruz. Rahmetli de bunu istiyordu, konuşma yaptığı anda da söylüyordu bunları. Eğer ona saygı duyuyorsak, onun vasiyetinin gereğini yapalım.”

    “SORUNUN ÇÖZÜM ADRESİNİN PARLAMENTO OLDUĞUNU DEFALARCA İFADE ETTİK”

    “Öcalan ile devlet arasında barikatların kaldırılmasına yönelik bir görüşme olmalı mı?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Hükümetin ne yaptığını bilmiyoruz. Neler yaptığını da bilmiyoruz. Ama geldiği süreci biliyoruz. Gelinen süreç sorun yaratan bir süreç dedik. Bu yol haritası ile giderseniz bu sorunu çözemezsiniz diye defalarca ifade ettik. Sorunun çözüm adresi parlamento olduğunu defalarca ifade ettik. Yol haritasını bizzat ben kendim 2012’de dönemin başbakanını ziyaret ederek yol haritasını kendisine verdim. Sorunun nasıl çözülmesi gerektiğini biz biliyoruz. Ama onlar daha farklı bir yöntem izlediler, o yöntem Türkiye’yi bu noktaya taşıdı. Bir insan var hayatını kaybetmiştir, bu insan baro başkanıdır. Faillerin bulunmasını devlet ciddiyetinin içinde bulunmasını isteriz” diye cevap verdi.

    “24. DÖNEMDE 24 KEZ FAİLİ MEÇHULLERLE İLGİLİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMASINI İSTEDİK”

    Faili meçhullerin aydınlatılması ile ilgili olarak, 24. dönemde tam 24 kez faili meçhullerle ilgili araştırma komisyonu kurulmasını istediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

    “Türkiye’nin bu ayıptan kurtarılmasını istedim. Kim faili meçhulleri aydınlatmadı bunun kamuoyuna duyurulmasını istedik. Faili meçhuller yeni değil Türkiye’nin karnesi bu konuda zayıftır. Konu ile ilgili hükümetten bir bilgi almadık, önce buraya geldik, konuştuk önümüzdeki günlerde belki daha ayrıntılı bir açıklama yaparlar. Biz bunu takip edeceğiz. Delillerin toplanması, karartılması gibi pek çok kaygı irade beyan edildi. Eğer birileri dosyayı kapatmak istiyorsa üzerine gideceğiz. Umarız olay aydınlığa kavuşur. Doğru haber yaptı diye gazeteci hapse atılıyorsa, siz Türkiye’de demokrasiden söz edebilir misiniz?”

    BARO BAŞKANININ POLİSE YÖNELİK AÇIKLAMALARINA KILIÇDAROĞLU KAYITSIZ KALDI

    Daha sonra konuşan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Ahmet Özmen de, “Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyete teşekkür etmek istiyorum. Diyarbakır Barosu olarak her türlü her türlü siyasi tartışmadan, siyasi görüşten ari ve bağımsız olarak merhum baro başkanımızın katledilmesinin aydınlatılmasını istiyoruz. Bizim talebimiz bu. Daha öncede dile getirdik, yineliyoruz. Olayın gerçekleşme şekline baktığımız zaman maalesef kafamızda ciddi soru işaretleri, şüpheler bulunmakta. Olay günü, olayın yaşandığı yerde güvenlik görevlileri var, orada bulunan iki şahıs var. Sokağın başına bir taksi geliyor, bu taksi fiziki takipte olan bir taksi. Taksi oraya gelmeden neden müdahale edilmedi? Yönetimimizin orada basın açıklaması yaptığı biliniyor. Elimizde çok büyük deliller yok. En büyük delil basın delilleri. Dört ayaklı minarenin orada aslında bir çatışma olmadığı görülüyor. Balistikten çıkan şey ise 6. kurşunun ters dönüp tutukluk yaptığı. Orada ateş eden güvenlik güçleri. Polis burada töhmet altında, bu polislere bir gözaltı işlemi yapılması gerekir. Bir diğer mesele, bizim başsavcılıktan talebimiz temas edilen her delilden an itibari ile bizim haberdar olmamız o delili beraber değerlendirmemizin, işlememizin sağlanmasıdır. Biz delil hazırlandıktan sonra ona ulaşmamız çok büyük bir ifade etmeyecektir. Bu koordinasyonun sağlanmasını talep ediyoruz. Katillerin ve arkasındakilerin bir an önce bulunarak etkin bir ceza ile cezalandırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

    Baro Başkan Yardımcısının suçlayıcı ve imalı açıklamalarına Kılıçdaroğlu ise kayıtsız kaldı. İkili daha sonra tokalaştı.