Etiket: Kılıçdaroğluna

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na eleştiri

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Varsın birileri ülkesinin değil terör örgütlerinin safında yer alsın. Beraber sözde adalet yürüyüşü yapsınlar. Önce siz İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki işçilerinin adaletle haklarını versin. Şişli Belediyesi’ndeki o taşeron temizlik işçilerinin önce adaletle haklarını verin. Sen daha bunları halledemiyorsun kalkıp, Türkiye’yi Almanya’ya şikayet ediyorsun” dedi.

    Isparta Hükümet Meydanı’nda toplu açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı konuşmada, eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim, sosyal yardım, toplu konut ve diğer alanlarda Türkiye’ye çağ atlattıklarını kaydetti. Isparta’nın da bu yatırımlardan payını aldığını dile getiren Erdoğan, “Örneğin Isparta’ya kazandırdığımız derslik sayısı 1426, üniversitemiz her geçen gün büyüyerek kendi alanında önemli bir marka haline geldi. Sağlıkta en önemli projelerinden olan şehir hastanelerinden biri ilklerinden Isparta’da faaliyete geçti. Yatırım bedeli 1,1 milyar TL, bu dev tesis 5 aya yakın süredir sizlere hizmet veriyor. Biz sizin içi varız, bundan 15 yıl önce Isparta’ya böyle bir şehir hastanesi yapılacak deseydiler, inanır mıydınız? Ama yaptık mı, biz söz veririz ve yaparız, Elhamdülillah biraz sonra kontrole gideceğim, bakalım hastalar ne diyor. Toplu konutta 4 bine yakın projeyi hayata geçirdik. Ulaştırmada yaptığımız yatırımların tutarı 1 milyarı buldu. Isparta-Antalya karayolunun büyük bölümü tamamlandı. Bunlara sürekli yenilerini ekliyoruz” diye konuştu.

    “At binenin kılıç kuşananın”

    Isparta’da 235 milyon yatırım bedeli bulunan meyve suyu fabrikasının açılışını yaptıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık elmalarınız çürüğe gitmeyecek, yüzlerce kardeşim benim, elmasını toplayacak ve oraya verecek. Eskiden bu elmalar çürüyordu, bu iş at binenin kılıç kuşananındır. Bu böyle olur, şimdi burada da kamu yatırımlarının açılışını yapıyoruz. Kurum ve belediyelere ait 252 milyar liralık yatırımın resmi açılışını yaparak hizmet hanesine yeni kalemlerimizi ekliyoruz. Üniversitemize gelen öğrencilerimizin yer yurt sorunu olmayacak. Üniversitemizin 59 milyon liralık yatırımı, TOKİ’nin Keçiborlu da 158 konutu tamamlandı. Kurumların hizmet binaları inşa edildi, çiftçiye yönelik 65 milyon destekleme projesi hayata geçirildi. Isparta ve ilçe belediyelerinin resmi açılışını gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.

    “İstiklal mücadelesini vermiş bir şehir”

    Isparta’nın kadim bir şehir olduğunu vurgulayan Erdoğan, “ Son 800 yıldır Türk milleti olarak bu topraklarda kendi hükümdarlığımız altında yaşıyoruz. Bu süreçte ne zaman devletimiz güçlü olmuşsa, imar faaliyetlerini artırmışsa, adaleti tesis etmişse Isparta büyümüş, refah içinde yaşamıştır. Ancak bir dönem Celali İsyanları gibi karışıklık ve deprem gibi tabi afetler şehri hırpalamıştır. Milli mücadele döneminde Isparta kendi kurduğu demir ağıyla işgalcilere karşı verdiği mücadeleyle adını tarihe altın harflerle kazınmıştır. Düşmanlar bir hafta bile dayanamamıştır. Isparta bayrağı ve ezanı tehdit altına girdiğinde kimsenin çağrısına ihtiyaç duymadan mücadelesini vermiş bir şehirdir. Bu vesileyle istiklal harbimizin tüm sarıklı kalpaklı mücadelecilerini rahmetle anıyorum. Aziz Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını da rahmetle anıyorum” ifadelerine yer verdi.

    “Milletin huzurunu kaçıran bedelini ödeyecek”

    Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

    “Isparta 15 Temmuz’daki duruşunuzla Hafız İbrahim efendinin torunları olduğunu göstermiştir. Ülkemizin bölücü terör örgütü PKK ile DEAŞ’la, FETÖ’yle diğer terör örgütleriyle yürüttüğümüz mücadelenin tamamı bu istikbal kavgasının sonuçlarıdır. Suriye ve Irak’ta sınırlarımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör devletin de amacı budur. Avrupa ülkelerinin bir kısmının ölçüsüz ve temelsiz ithamlarının kızgınlıklarının maruz kaldığımız örtülü ambargoların da sebebi budur. Biz bu durum karşısında ecdadımızdan aldığımız ilhamla, sesimizin yettiği tonla yüreğimizden gelerek diyoruz ki, başaramayacaksınız, milletimizi bölemeyeceksiniz, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, ezanlarımızı susturamayacaksınız, vatanımızı parçalayamayacaksınız, devletimizi yıkamayacaksınız, hakkın ve hakikatin son ümidini kıramayacaksınız. Özgürlüğü uğruna nice canlar feda etmiş bu millete, bize meydanı bu çapulculara bırakıp kaçmak yakışmaz değil mi? Yakışır mı, bize yakışan tek millet diyerek 80 milyon bir beraber ve kardeş olarak Türkiye olmaktır. İkincisi tek bayrak. Bayrak üzerindeki şehitlerimizin kanı vardır. Üçüncüsü tek vatan diyerek, 780 bin kilometre karelik vatan toprakları üzerinde operasyon yaptırdık mı? Yaptırmadık. Ve Tendürek Dağlarında, Gabar’da, Cudi’de hatta Kandil’de bunları gömdük mü? Gömmeye de devam edeceğiz. Milletimin huzurunu kaçıranlar bedelini ödeyecek. Parlamentodan onaylandıktan sonra bana geldiğinde ben onaylarım. Şu nedir bu nedir ben buna bakmam. Allah ne der ben buna bakarım. 4’ncü geliyor tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yok. Bu devlete sahip çıkacağız. Paralel devlet, bilmem PKK’nın bilmem nesiymiş asla. Türkiye Cumhuriyeti devletinin altında ülkemizi büyüteceğiz.”

    “Koalisyonlarla ülkemiz yavaşlatıldı”

    Türkiye’nin yapması gerekenleri yapmaya devam ettikçe kimsenin önünde durmayacağını ifade eden Erdoğan, “Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız. Biz birbirimizi seviyoruz değil mi? Ne için. Yaradan’dan ötürü yaratılanı seviyoruz. Bizim sevgi anlayışımız bu. İşte bunu böyle bildikleri için ülkemizi yıllarca koalisyonlarla, bürokratik oligarşik çarkları yavaşlattılar. Sürekli kavga, sürekli fitne pompalayarak enerjimizi heyecanımızı zamanımızı aldılar. 2019 yerel seçimlerine hazır mıyız? Ardından 2019 seçimlerine var mıyız. Ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak. Kapı kapı dolaşmamız lazım. Hanım kardeşlerin unutmayın kale içeriden fetholur. Siz bu işin anahtarı olacaksınız. Gençler kapı kapı dolaşmaya var mıyız. Dayanışma içinde bunu halledeceğiz. Ne zamanki milletimiz istikrar ve güven ortamını belirli limanına gitmiştir işte o zaman işler değişmiştir. Şimdide bunu yapmak istiyorlar ama geçti. Şimdi sür eşeği Niğde’ye. Ülkemizin son dönmemde büyük bir değişiminin arkasında olmasının sebebi yıllarca tavşana kaç tazıya tut oyununu görmüş olmasıdır” diye konuştu.

    “AK Partinin değerlerinden uzaklaşan yorulmuştur, defoludur”

    Siyasetin milletin sıkıntılarını görüp de çözüm üretmesinin birilerini ürküttüğünün altını çizen Erdoğan, “Kısır yılların ülkemize ağır maliyetleri olmuştur. 15 yıllık istikrar ve güven ikliminin korunması çok önemlidir. 16 Nisan’daki oylamayla yürürlüğe giren yeni yönetim sitem bu konuda ülkemize çok önemli imkanlar getirecek. En azından aylar boyunca kurulamadığı zamanlarda yeterli çoğunluğu sağlamak üzere karanlık pazarlıklara gerek kalmayan bir döneme giriyoruz. Cumhurbaşkanıyla, meclisiyle, yargısıyla daha güçlü bir Türkiye’nin temellerini 16 Nisan’da sizlerle temelini attık. Şimdi bize 2019 kadar yeni döneme uygun şekilde kendimizi yenilemek ve tazelemek için partimizde köklü bir değişimi gerçekleştirmekte kararlıyız. AK Parti’nin değerlerinden uzaklaşmış olan herkes bizim gözümüzde yorulmuştur. Yolunu kaybetmiştir, defolu hale gelmiştir. Bize ülkemizin şehrinin geleceği için donanımı olan projesi olan enerjisi olan yol arkadaşları lazımdır. AK Parti’de görev değişimi bir bayrak yarışıdır. Yeni arkadaşlarımızla saflarımızı sıklaştırarak yola devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Sana bu yürüyüşü sağlayan, bu imkanı veren kim?”

    2019 yılına kadar mevcudu ileriye taşıyacak yatırımları kat ve kat yapmaları gerektiğini işaret eden Erdoğan, “2019 yılına kadar projelerimizi tamamlayıp milletimizin önüne çıkacağız. Biz asla ,’10 dönüm bostan yan gel yat Osman’ anlayışı içinde olmadık. Milletimizin teveccühüne layık olabilmek için daha çok çalışacağız. Rabbim bizi mahcup etmesin. Ülkemize gözünü dikenlere karşı rabbim bizi mahcup etmesin. Kritik bir dönemde sorumluluk almanın farkındayız. Çok çalışarak en iyi ekipleri oluşturarak Allahın yardımıyla vazifemizi hakkıyla yerine getirmenin gayreti içinde olacağız. Biz bu yoldan dönmeyeceğiz. Varsın birileri ülkesinin değil terör örgütlerinin safında yer alsın. Beraber sözde adalet yürüyüşü yapsınlar. Önce siz İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki işçilerinin adaletle haklarını versin. Şişli Belediyesi’ndeki o taşeron temizlik işçilerinin önce adaletle haklarını verin. Sen daha bunları halledemiyorsun kalkıp, Türkiye’yi Almanya’ya şikayet ediyorsun. Bir defa 29 gün yürüdün Ankara İstanbul. Sana bu yürüyüşü sağlayan, bu imkanı veren kim? Bu hükümet polisiyle her şeyiyle seni koruma altına alıyor, sen hala bu ülkede güvenlik yok, özgürlük yok diyorsun. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Biz hak hakikat yolundan milletimizin yolundan ayrılmayacağız” dedi.

    “Malazgirt’te olacağım her yıl”

    “Biz seferle mükellefiz zafer Allah’a ait” diyen Erdoğan, “Bunu bileceğiz. Son nefesimize kadar mücadelemizi böyle sürdüreceğiz. Ecdadımız bunun tersini düşünseydi Sultan Alparslan, Malazgirt’e kendisinden 3-4 kat büyük ordunun karşısına çıkmaya cesaret edebilir miydi? Bu sene 26 Ağustos kutlamalarında Malazgirt’teyim. Nasıl Çanakkale’ye gidiyorsam her yıl bundan sonra her yıl Malazgirt’teyim. Malazgirt Ovası’ndan sesleneceğim. Tek mesele güç dengesi olsa yeni düvele meydan okuyabilir miydik? Fatih İstanbul’un surlarını geçebilir miydi. Tek mesele güç dengesi olsa istiklal harbini kazanabilir miydik? 15 Temmuz’da milletimiz tankların savaş uçaklarının zırhların karşısına yüreğiyle ve çıplak elleriyle çıkabilir miydi? İnanç inanç. Asıl mesele iman meselesidir. Cesaret, güven, Türk milleti olarak bizde bunlar ziyadesiyle mevcut. Kalan eksiklikleri sadece zaman meselesidir. 15 yılda savunma sanayimizin dışa bağımlılığını yüzde 80’den 40’a indirdik. Biz birbirimize inanalım. Birbirimiz Allah için sevelim. 80 milyon bir olacağız. Yaradan da ötürü birbirimizi seveceğiz. Ümmet bilinci budur. Birbirimizin arkasından asla konuşmayacağız.”dedi.

    Erdoğan, yaptığı Rabia işaretini terör örgütünün işareti olduğunu ileri süren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na şöyle seslendi:

    “Tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet inşallah dersine çalışır. Bunun içinde karşı olunacak bir şey var mı?”

    Konuşmaların ardından Erdoğan, bakanlar ve Isparta protokolü ile toplu açılış hizmetlerinin kurdelesini kesti. Erdoğan, vatandaşlara satranç takımı hediye etmeyi de ihmal etmedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da eşlik etti.

  • Çavuşoğlu’ndan Kılıçdaroğlu’na: “Bu millet sizi affetmeyecek”

    Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde Alman bir dergiye verdiği röportajı eleştirerek, “AK Parti ve sayın cumhurbaşkanımıza olan düşmanlığınızı Türkiye düşmanlığına dönüştüremezsiniz. Buna hakkınız yok. Bu millet bunu affetmez ve sizi affetmeyecektir” dedi.

    Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Yalova’nın Armutlu ilçesinde kapalı pazar yeri ve sosyal tesislerin açılışını gerçekleştirdi. Törende konuşan Bakan Arslan, “İstanbul-İzmir otoyolu adeta İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir’i birbirine komşu kapısı yaptı. Bunun içinde bu bölgelerde seyahat rahatladı. İnsanımızı seyahat konforu arttı. Bütün bu projeler ekonomi ve sanayi büyümesinde lokomotif köprüsü görüyor. Osmangazi Köprüsü ve otoyol ile Yalova ve Armutlu her tarafa yaklaştı. İnsanlarımız eskiden bu yollara çıkmaktan korkarken, şimdi dünyanın en gelişmiş otoyollarından birinde seyahat ediyor. Sadece Yalova’ya bakanlığımız olarak 1 milyar lira yatırım yaptık. IMF’nin kapısında birkaç milyon bulmak için dilenen Türkiye Cumhuriyeti’nden sadece bugün ulaştırma anlamında 1 milyarlık yatırım yapılıyor. 14 yılda ise 8 milyar yatırım yapılmış” dedi.

    Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ise, “Neler yaşamadık ki. 2013 yılında 3-5 ağacın arkasına gizlenmek suretiyle iktidarı ve devleti teslim almaya çalıştılar. 17-25 Aralık sürecinde yolsuzluk susturucusu taktırılmış bir yargı darbesiyle iktidarı teslim almaya çalıştılar. Daha sonra 6-7 Ekim Kobani olayları. Oldu bittiyle bir özel bölge oluşturmaya çalıştılar. Sonra çukur ve hendek siyasetiyle aynı şekilde milletimize ve orada yaşayan insanlarımıza hayatı çekilmez kaldılar. Son olarak 40 yıldır bu milletin hücrelerine sirayet etmiş ve bugünün maşası, onların hayallerini gerçekleştirmek üzere kurulmuş, programlandırılmış bir FETÖ terör örgütü çıkarak bu milletin evlatlarına, ülkemizden temin ettiği uçaklarla, tanklarla, donanımlarla onu yok etmeye, teslim etmeye ve işgal etmeye çalıştılar. Ama hiçbir şeyden kaçmayan, ben kefenimi giydim de bu yola çıktım ibaresiyle kendisine siyaset yolu çizen cumhurbaşkanımızın çıkışı ve milletimizin arkasından gidilerek bayrak teslim edilmedi” açıklamasını yaptı.

    “Bu milletten özür dileyeceksin”

    “Ortada yaşanan bir senaryo var” diyen Çavuşoğlu, şunları söyledi:

    “Onların hepsini bir yere kadar anlayışla karşılayabiliriz. Ama bizim esasen anlayışla karşılamayacağımız, hazmedemeyeceğiz, bizi hayal kırıklığına uğratan nedir biliyor musunuz? Bu ülkeyi idare etmek tasarrufuyla ortaya çıkıp, hem de cumhuriyetin kurucu partisi olduğunu iddia eden bir siyasi partinin genel başkanının FETÖ ağzıyla düşmanca fikirlerini anlamakta zorlanıyoruz. Siz 2013 yılında Gezi sürecinde milletvekilleriniz aracılığıyla terör estirenlere cebinizden paralar dağıtmış olabilir, Ankara’nın göbeğinde Türk bayrağı yakılırken onlara set kurup savunmuş olabilirsiniz. Hendek terörün estirildiği zaman milletvekillerinizi oraya göndererek devletin katliam yaptığına ilişkin raporlar hazırlattınız. Yargı susturucusu takılmış bu 17-25 Aralık sürecinde illegal görüntü ve ses kayıtlarıyla mecliste dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmış olabilirsiniz. En son olarak geçen hafta Alman dergisine vermiş olduğunuz röportaj en dip ve çukur noktadır. Ana muhalefet partisinin lideri açık açık bu ülkeye düşmanlık etmektedir. Bu ülkede can ve mal güvenliğinin olmadığını ifade etmektedir. Bu yanlıştır, doğru değildir. 15 Temmuz akşamı havaalanında darbecilerle anlaşarak Bakırköy Belediye Başkanının evine sıvışmış olabilirsiniz. Ama bu sözlerinizden kaçamazsınız, sıvışamazsınız. Bu milletten özür dileyeceksiniz. Yoksa bu millet sizi asla affetmez.”

    “Bu millet sizi affetmeyecektir”

    Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Çavuşoğlu, “Almanya’da bir dergide bu beyanlar yayınlanıyor. Ondan sonra bunlar bizim tasvip etmediğimiz, esasen söylemediğimiz şeyler diye ifade geliyor. Aynı dergi kendilerinden teyit aldık da bunu yayınladık diyor. Bir özür var mı? Bu ne pişkinlik? Siz bu Türkiye’nin turizmine, yabancı yatırımcısına aba altından nasıl sopa gösterirsiniz, ülkenin gelişmesinde nasıl bariyer oluyorsunuz? Bu yetkiyi size kim veriyor? Aldığınız 11 milyon oy. CHP’li kardeşlerim, bunun için mi oy verdiniz? Muhalefet, terakki, ilerleme demektir. Yapıcı eleştirilerle iktidara yanlışlarını göstermek, aynı zamanda yol gösterici pozisyonda bulunmak demektir. Eğer işin içerisinde Türkiye varsa, aynı noktada birleşmek demektir. Siz AK Parti ve sayın cumhurbaşkanımızı siyaseten alt edemediğiniz için gerçekten nevriniz dönüyor olabilir. Bunu kabullenemiyor olabilirsiniz. AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımıza olan düşmanlığınızı Türkiye düşmanlığına dönüştüremezsiniz. Buna hakkınız yok. Bu millet bunu affetmez ve sizi affetmeyecektir. İçeride ve dışarıda kim ne yapıyorsa yapsın biz yolumuza devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

  • Bakandan Kılıçdaroğlu’na belediye tepkisi

    Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’li belediyelere yönelik açıklamalarını eleştirdi. Eroğlu, “CHP’li belediyeleri biz görüyoruz çukur, pislik, çöp, yolsuzluk. İstanbul’da da gördük yaşadık. İSKİ skandalı vardı” diye konuştu.

    Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Zonguldak ziyareti kapsamında AK Parti Zonguldak İl Başkanlığını ziyaret etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bir insan bir kentte yaşamak istiyorsa, huzur içinde yaşamak istiyorsa, rahatlıkla yaşamak istiyorsa tercih edeceği kent CHP’li belediyelerin yönettiği kenttir” sözlerini eleştiren Bakan Eroğlu, şöyle dedi:

    “Geçen gün CHP lideri Kılıçdaroğlu diyor ki gelsin CHP’li belediyeleri görsünler diyor. Görüyoruz çukur, pislik, çöp, yolsuzluk İstanbul’da da gördük yaşadık. Biz sayın başbakanımızdan iki buçuk milyar dolar borç aldık. İSKİ skandalı vardı. 2,5 milyar dolar borç aldık. İSKİ skandalı vardı, Kocaeli Yuvacık’ta dört buçuk milyar dolarlık skandal. Bunları biz gördük. Gel Kılıçdaroğlu AK Partili belediyelere bak çiçek gibi her yer. Dolayısıyla fark bu birisi çukur diğeri çiçek gibi belediye. Sizlerden ricam daha güzel hizmetler için belediyelere çok güzel hizmetler veriyoruz. Hiç bir ayrım yok, nüfusla orantılı olarak para gidiyor. Eskisi gibi böyle kayırmacılık yok. Tüm belediyelere orantılı para gidiyor. Bizde adalet var. Çünkü biz Adalet ve Kalkınma Partisi’yiz.”

    15 Temmuz darbe girişiminin milletin kahramanlık destanıyla püskürtüldüğünü anlatan Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, “Tarihimizin en kanlı en alçak hain darbe girişimine karşı milletimizin kahramanlığı. İşte bu kahramanlık destanı sadece kendi tarihimize değil, bütün tarihlere kahramanlık destanı olarak geçti. Cumhurbaşkanımızın cesareti ve dirayeti başkanımızın, tüm herkesin ve 80 milyonun kararlılık neticesinde bu darbe girişimi püskürtüldü. Allah’ım böyle acılar bir daha göstermesin. Önümüzde seçimler var. Artık yeni bir sisteme geçtik. Bu sistemde yüzde 35 oy alan iktidar olamayacak. Bu yüzden daha çok çalışmamız bütün milleti kucaklamamız lazım” diye konuştu.

    Bakan Eroğlu’na Çaycuma manda yoğurdunun yanı sıra Madenci heykeli de hediye edildi.

  • AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dağ’dan Kılıçdaroğlu’na 15 Temmuz göndermesi

    Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na göndermede bulunarak, “Kemal Kılıçdaroğlu 15 temmuz hatırasını yazabilir mi? Yazamaz, çünkü utanacağı bir gece” dedi.

    Memur-Sen’in düzenlediği “15 Temmuz Hatıram” isimli panele katılan Memur-Sen Adana İl Başkanı Mehmet Sezer, AK Parti Milletvekilleri Şükrü Erdinç ve Fatma Güldemet Sarı, darbe girişiminin yaşandığı gece yaşadıklarını anlattı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ da AK Parti’yi kurdukları 2001 yılından bugüne kadar yaşanan değişimlerle 16 yıl sonra yaşanacak değişimlerin büyüklüğünü dile getirdi. 15 Temmuz anılarını da anlatan Dağ, Türkiye’nin bağımsız hareketine engel olma cüretini gösterenlerin varolduğunu ifade etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz darbe girişimindeki tutumunu eleştiren Dağ, “Kemal Kılıçdaroğlu 15 Temmuz hatırasını yazabilir mi? Yazamaz çünkü utanacağı bir gece” diye konuştu.

    Öte yandan, “15 Temmuz Hatıram” çalışması ile 15 Temmuz nöbetlerinde milletin ruhunu en iyi şekilde yansıtan video, fotoğraf ve anılar oluşturulan arşivde toplanıyor. “15temmuzhatiram.com” adresine gönderilen video ve fotoğraflar arşivde yer alıyor.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na “Rabia” ödevi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerini sürdürerek “Ana muhalefetin başındaki zatı Rabia’yı öğrenme ödevi veriyorum. Bunu öğrenmesi lazım. Rabia’nın anlamının tek millet, tek bayrak tek vatan tek devlet olduğunu öğrenene kadar cezalı. Bunu öğrenmesi lazım” dedi.

    “Türkiye güvenlik ve ekonomi konusunda tarihinin en büyük imtihanlarından birini verirken maalesef içimizdeki bazıları bu mücadeleye adete karşı tarafın saflarında katılıyor” diyerek Kılıçdaroğlu’na göndermede bulunan Erdoğan “Bir Alman Dergisi’ne ‘Türkiye’de şuanda hiç kimse için güvenlik garantisi yok, ne can, ne mal güvenliği yok’ bunu nasıl dersin. Ankara’dan İstanbul’a yola çıkıyorsun. 29 gün bu devletin bu polisi senin yollarda güvence içerisinde tutuyor ve İstanbul’a kadar seninle beraber yürüyor. Niye? Güvenlik nedir bunun dersini veriyor ayıptır ya. Böyle bir ülkenin güvenlik güçlerine bu hareket yapılır mı? Böyle bir devlete bu hakaret yapılır mı? Sözde adalet yürüyüşü sende adalet diye bir şey yok ki. Sende adalet varsa önce İzmir Belediyen işçilerin hakkını vermiyor. Sen git adaletini temin et. Şişli Belediyesi aynı şekilde bunları yapıyor, git onların adaleti ver. Şişli şuan çöpten geçilmiyor niye adalet yok. Ücretlerini doğru dürüst ödeyemiyorsun. İzmir öyle. Hadi adalet burada işte hallet, halledemiyor. Böyle bir dertleri yok bunların. Kendi ülkesine böylesine karalayan bir kişi maalesef bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanlık koltuğunda oturuyor. Peki bu zata şu soruyu sormak lazım siz bu ülkede yaşamıyor musunuz. Bugüne kadar kim sizin canınıza, malınıza, namusunuza, haysiyetinize tasallukta bulundu da devlet seyirci kaldı ? Ya şunu bir söyle be. Bu devlet değil mi 24 saat sizi koruyan hukuk devleti sınırları içinde yapılan hangi faaliyetiniz engellendi. Ne yaptınız da ‘dur’ dendi. Hatta terör örgütleriyle ilişkileri sebebiyle yargılanan kişileri desteklemek için Ankara’dan İstanbul’a giderken onlarla kol kola yürümedin mi? Teröristler yanındaydı” ifadelerini kullandı.

    “Karın ağrısı başka”

    Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun derdinin başka olduğunu belirterek “Tabi bu zatın karın ağrısı başka. Partisinin Türkiye’nin yakın zamanda gördüğü en büyük ihanet suçlarından biri olan MİT Tırları davasıyla ilgili suçu sebebiyle cezaevine giren milletvekilinin durumu kendisini rahatsız ediyor. Ne diyordu, bütün kayıtlarda var. ‘Devletimizi yıkmaya yeltenenler olursa tankların önünde ilk ben dururum, tankın üzerine ben çıkarım’ Peki Atütürk Havalimanı’nda tanklar orada dururken, bütün millet orada dururken sen niye oradan kaçıverdin. Adamların gitti hemen o tankların başındakilerle görüşmeleri yaptılar ondan sonra da sen Bakırköy’ü geçtin, belediye başkanının evine misafir oldun, güzel kahveler demlendi, çaylar demlendi. Sonra kendin ifade ettin ‘oradan izledim’ diyorsun. Fakat biz Elhamdüllillah bizi bekleyen vatandaşlarımıza ulaştık ve vatandaşlarımızla beraber ertesi gün öğle vaktine kadar havalimanında durduk bütün darbe girişimini defettik. 16 saatlik bir süreçti ve ondan sonra da atılması gereken adımlar atıldı ve yola devam ettik. Tabi sorun bir milletvekilinin hapiste bulunması sorunu değil. Sorun bu işin ucunun nerelere varabileceğini biliyor olmasıdır. Yargı terör örgütüne destek verenlere yönelik soruşturmasını genişlettikçe bunlarda korku artıyor. Çünkü kabahatlerinin farkındalar. Ama korkunun ecele faydası yok. Şayet terör örgütleriyle karanlık ilişkiler içerisine girmişlerse adalet önünde bu hesabı verecekler. Değil yabancılarla şeytanla bile işbirliği yapsalar ülkemize ve milletimize karşı işledikleri suçların hesabını vermekten kurtulamayacaklar. Ne zaman ki kendisine bölyle bir soru yönelten yabancı gazetecilere ne münasebet Türkiye herkesin can ve mal güvenliğinin devletimizin güvencesi altında olduğu bir ülkedir cevabını verirse o zaman hak ettiği saygıyı görür. Bunun için çok çalışması gerektiği açık. Ana muhalefetin başındaki zatı Rabia’yı öğrenme ödevi veriyorum. Bunu öğrenmesi lazım. Rabia’nın anlamının tek millet, tek bayrak tek vatan tek devlet olduğunu öğrenene kadar cezalı. Bunu öğrenmesi lazım. Bu işaret bir terör örgütünün işaretiymiş. Bu tek bayrak, tek devlet, tek millet ve tek vatan bizim manifestomuz” diye konuştu.

    Terörle mücadelenin sürdüğünü ifade eden Erdoğan “Güneydoğdu’da Doğu’da birileri gelecek operasyon yapacak. Yok öyle şey Gabar’da da Cudi’de de, Tendürek’te de daha da ileri Kandil’de de bunların beynine beynine giriyoruz, gireceğiz. Bu topraklara kim saldıracak olursa bizim insanımıza kim musallat olursa bedelini anında ödeyecektir. Nitekim ödediler” dedi.

    “Şimdi mahkemelerimizin milletimizin hissiyatını hukuk içinde hayata geçirmesin istiyoruz”

    “Şaka bir yana ana muhalefetin başındaki zatın asıl gölgelemeye çalıştığı adeta gövdesini siper ettiği hususun FETÖ’cülerin akıbeti olduğu açıktır” diyen Erdoğan “Siyasette yalan söyleme, söylediğini inkar etme hususunda bu zatın oldukça mahir olduğunu kendi tecrübelerimizden biliyoruz. Mahkemelerdeki Fetöcüler de onun izinden gidiyor. Elinde silahla ateş ederken görüntülenen adam neredeyse bu silahı kim elime tutuşturdu edası ile konuşuyor. Böyle garip şeyler var ya. Akıncı’da üniformalı generallerin selam durduğu kişi arsa bakmak için orada bulunduğunu söylüyor. Darbeciler ile yakalan bir başkası ‘sosyal bir etkinlik için oraya gitmiştim’ diyor. Genelkurmay’daki darbecileri organize eden bir başkası gözümüzün içine baka baka ‘odamdan hiç çıkmadım’ diyor. Hatta içlerinden biri darbeyi engellemek için oraya gittiğini, terör ile mücadele amacı ile silah kuşandığını, terör saldırısını engellemek için tankları ile uçakları ile helikopterleri ile harekete geçtiklerini söyleyecek kadar zıvanadan çıkanlar var. Halbuki mızrak çuvala sığmıyor. Ayan beyan her şey ortada. Savcılarımız tüm tespitlerini yapmışlar. Hakimlerimiz dosyalarında bulunan belgeler sayesinde tüm gerçekleri görüyorlar. Mahkemede masal anlatanlar nasıl bir dünyada yaşıyor bilemeyiz ama milletimiz bunların hepsini de gönlünde zaten; Rabbimizin ifadesi ile ‘Bel Hum Edall’ sıfatına mahkum. Şimdi mahkemelerimizin milletimizin hissiyatını hukuk içinde hayata geçirmesin istiyoruz. Biliyorum fazla vakit yok. Çok kısa zamanda bu kararlar arka arkaya inşallah gelecek” ifadelerini kullandı.

    “Ana muhalefetin başındaki zata ve kendisi destekleyen güruha ne oluyor”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin içinden geçtiği kritik döneme vurgu yaparak konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Hadi Fetöcü hainlerin ruhlarını ve bedenlerini Pensilvanya’daki şarlatana sattıkları, Alamut Kalesi benzeri yapıyı kendi elleri ile inşa ettikleri bir hayal aleminde yaşıyorlar. Hadi PKK’lı bölücüler en çok parayı kim verirse onun kiralık katili haline dönüştüler. Hadi savcıları vurmak ve polislere saldırmak ile övünen bir terör örgütü kendi ideolojik saplantısı içinde çırpınıp duruyor peki onlarla aynı yolda ilerleyen ana muhafetin başındaki zata ve kendisi destekleyen güruha ne oluyor. Türkiye’yi ihanet yarışması açıldı da bizim mi haberimiz yok ? Türk milletine en büyük ihaneti kim yaparsa büyük ödül ona vaat edildi de biz mi duymadık. Bu gönüllü mankurtluk dalgasına kapılıp gidenler kendilerinin ve evlatlarının geleceklerini tehlikeye attıklarını acaba görmüyorlar mı ? Terör örgütlerinin ağzı ile konuşanlar teröristlerin can siperane savunucusu kesilenler bu işin sonunun nereye varacağını hesaplamıyorlar mı ? Bizim tek milletimiz parçalandığı, tek bayrağımızın indiğini, tek vatanımız bölündüğü, tek devletimiz yıkıldığı zaman kimsenin bu kıyametten uzak tutamayacağı belli değil mi ? Öyleyse Türkiye’nin içinden geçtiği şu kritik dönemde herkes aklını başına alsın. Sıfatı, görüşleri, tercihleri ne olursa olsun her vatandaşımız ülkesinin ve milletlinin geleceğini kendi günübirlik çıkarları üzerinde tutmak zorundadır. Aksi taktirde milletimiz, adalet önünde hesap veren hainler gibi bu gafilleri de affetmeyecektir. Türkiye geçtiğimiz 15 yılda içerdeki ve dışarıdaki tüm olumsuzluklara rağmen büyüdü, gelişti, bu günlere geldi. İnşallah önümüzdeki dönemde de yine bunlara rağmen hedeflerimize doğru yürümeyi sürdüreceğiz. Kardeşlerim yeter ki bir olalım, iri olayım, hep birlikte Türkiye olalım. Gerisi çok kolay.”