Etiket: Kılıçdaroğluna

  • Hakan Çavuşoğlu’dan Kılıçdaroğlu’na sert eleştiri

    Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “Kemal Kılıçdaroğlu bu millet ile CHP’lileri yerli ve milli olmaktan uzak tutmak için görevlendirilmiş bir operasyon aparatıdır” dedi.

    Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, AK Parti 5. Olağan Yıldırım İlçe Gençlik Kolları Kongresi’ne katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, “Birileri şuanda, bütün millet şuanda bu harekatın arkasında kenetlendiğinde, bu harekete destek veriyormuş gibi yaparak, diğer taraftan da PYD terör örgütü diyemeyenler var aramızda. 19 Ocak günü CHP’nin parti meclis toplantısı vardı. Kılıçdaroğlu ekranların karşısına çıktı. Orada, Afrin ve Zeytin Dalı harekatıyla alakalı birkaç söz sarf etti. Bunlardan bir cümlesi çok önemli. Bugün yapılmak istenenleri açık eden bir cümle. Orada, ‘Tayyip Erdoğan eğer Afrin’e asker göndereceksen kefenle seni karşılayanları gönder’ dedi. Bu esasen yüreğim kabul etmiyor ama, içimden diyorum ama, dışımdan millet çok fazlasıyla bu harekatı destekliyor onun için gerçeği söyleyemiyorum demektir. Millet tamamen bu harekatın arkasında kenetlenince sağa, sola sapma imkanları kalmadı. Ancak parti yetkilileriyle beraber ortaya çıkarak Türkiye’den televizyon ekranlarından yurt dışındaki vampirlere sinyal çıkıyorlar. Bir taraftan ÖSO ile ilgili söz söylüyorlar” diye konuştu.

    “Bugün Amerika bile kabul etti”

    Bir CHP’li milletvekilin televizyondaki açıklamalarına değinen Çavuşoğlu, şunları söyledi:

    “Diğer taraftan televizyona çıkan CHP’li milletvekiline spiker, ‘sizce PYD terör örgütü mü’ diye soruyor. Cevap olarak, ‘elimizde buna dair bir istihbarat yok’ diyor. Sanki her gün Kilis’e, tarihi camiye inen roketler sivillerin üzerine inmiyor, teröristler tarafından atılmıyor. 16 yaşındaki Reyhanlı’daki Fatma kardeşimiz uyurken sanki yatağında şehit olmadı. Nerede siyaset yapıyorsunuz. Hangi ülkede yaşıyorsunuz. Bugün Amerika bile kabul etti. PYD demek, PKK demek. PKK demek, YPG demek. Sen nasıl bunu söylüyorsun. Sen kime hizmet ediyorsun. Sana kim askerin motivasyonunu boz, milletin direncini kır dedi. Sen kime hizmet ediyorsun, kimin vatandaşısın. Sen hangi milletin unsurusun. Bunları sormayacak mıyız? Ne olursa olsun milli ve yerli olmak lafla söylemekle olmaz.”

    “Sen millete hesap vereceksin”

    “Öbür taraftan bir genel başkan yardımcısı çıkmış ‘ben kimseye hesap vermem’ diyor” diyen Çavuşoğlu, “Sen kimsin ya. Sen millete hesap vereceksin. Biz 12 defa hesap verdik millete, bu millet 12 defa da bu hesabı bize başarılısınız diye verdi. Senin genel başkanın bu hesabı vermek için 8 defa girdi, her defasında başarısız oldu. Hesap bu demek. Demokrasi hesabını soracak olan millettir. Sen kime meydan okuyorsun, kime baş kaldırıyorum diyorsun. CHP’nin kadroları, içlerinde iyi olanları tenzih ederek söylüyorum, Kemal Kılıçdaroğlu bu millet ve CHP’lileri yerli ve milli olmaktan uzak tutmak için görevlendirilmiş bir operasyon aparatıdır” şeklinde konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akış’tan Kemal Kılıçdaroğlu’na açık mektup

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış, 17-25 Aralık darbe girişimi ile ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na kendisini de hedef alan açıklamaları ile ilgili mektup gönderdi. Gönderdiği mektubu şahsi web sitesinden de yayınlayan Akış, ortaya attığı iftiralardan dolayı yüzünün kızarmadığını belirttiği Kılıçdaroğlu’nu yavuz hırsıza benzetti.

    24. Dönem AK Parti Konya Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 17-25 Aralık darbe girişimi ile ilgili açıklamalarına karşılık açık mektup gönderdi. Akış, Kılıçdaroğlu’nu hedef aldığı mektubunu şahsi web sitesinden de kamuoyuyla paylaşırken mektubun girişinde, “Mektup yazmak içeriği ne olursa olsun kıymetli bir şeydir. En nihayetinde yazan için bir muhatap ve zahmet söz konusudur. O yüzden ne yazdığın kadar kime yazdığın da önemli bir motivasyon unsurudur. Açıkçası bu mektubu yazarken işin muhatap kısmı, özgül ağırlığınız itibariyle şahsımda ciddi bir motivasyon eksikliği yaşatsa da içinden geçtiğimiz tarihi sürecin bize yüklediği sorumluluk bu zahmeti tek başına anlamlı hale getirmeye yetti” cümlelerine yer verdi.

    “Verdiğim kararın sonuna kadar arkasındayım”

    Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada, 17-25 Aralık sonrasında dört eski bakan ile alakalı olarak kurulan soruşturma komisyonunun, AK Partili üyelerini terbiye dışı bir dille hedef almaya çalıştığı belirtilen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış’ın mektubunda, “Tıpkı 17-25 Aralık sürecinde yaptığınız gibi kürsüden isimlerimizi tek tek saydınız ve devamında en yavuz hırsızı kıskandıracak pişkin bir tavırla bize, ’şimdi benim haklı çıktığımı daha iyi görüyorsunuz değil mi?’ diye bir soru yönelttiniz. Kendi payıma düşen cevabı buradan vereyim. O gün neredeysem bugün de oradayım. O gün verdiğim kararın sonuna kadar arkasındayım. Bugün aynı durum olsa, yine aynı kararı veririm. O gün, dört eski bakan üzerinden ülkemize çekilmek istenen operasyonun, 7 Şubat MİT krizinden, MİT TIR’arının durdurulması hadisesinden, Dışişleri Bakanlığında yapılan özel toplantının dinlenmesinden ve servis edilmesinden, o dönem Başbakanlık makamındaki Cumhurbaşkanımızın çalışma ofisine böcek konulmasından, sosyal medya üzerinden piyasaya sürülen montaj ses kayıtlarından, savcı kılığına girmiş bir terör örgütü üyesinin kasıla kasıla ’bu devletin sahibi biziz’ edasıyla emniyeti basmasından ve emniyet güçlerine hukuksuz fezleke dayatmasından ayrı olmadığını ifade etmiştim. Davanın hukuki olarak meşruiyetsizliği ve dikkatini çektiğim siyasal mahiyeti doğrultusunda o gün bu kararı verdim” cümleleri yer aldı.

    “O gün de kızarmıyordunuz, şimdi de”

    Başdanışman Akış, Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’ye olan diyet borcunu ödeme konusundaki cömert tavrının o dönem alınan kararı haklı çıkardığını savunarak şunları söyledi:

    “Normalde, bu kararımın ardından tarih, kritik zamanlarda hangi aktörlerin nerede ve kimlerle durduğunu yazacak diyerek geleceğe not düşer, hakikatin herkes nezdinde tecelli etmesini beklemeye koyulurdum. Ancak ‘muazzam siyasal kabiliyetiniz’ ve FETÖ’ye olan diyet borcunuzu ödeme konusundaki cömert tavrınızla, tarih karşısında o kadar çabuk deşifre oldunuz ki, bizi oldukça zahmetli bir sabır yükünden de kurtardınız. Dolayısıyla, bugünden geriye bakınca gördüğüm tek şey, kararımızın haklılığının hem hukuk hem vicdan hem de millet nezdinde yaşananlar ile daha da tahkim olduğudur. O gün ulusal ölçekte yapılan 17-25 Aralık darbe girişiminin, bugün ABD eliyle küresel ölçeğe taşındığını milletçe müşahede ediyoruz. Oynanan oyundan, aktörlerin tavır ve söylemlerine kadar hiçbir şeyin değişmediğini de görüyoruz. Herkes doğasının, kendisine biçilen ve hak ettiği rolün gereğini yapmaya devam ediyor. Siz de öyle. O gün, grup toplantılarınızı 17-25 Aralık mahsulü montaj kayıtlar üzerinden yapıyordunuz, bugün ABD’de görülen düzmece davanın kayıtları üzerinden. O gün de, ’bu hafta çok önemli belgeler açıklayacağım’ diyerek ülkenin gündemini taşeronu olduğunuz uluslararası yapıların lehine esir alıyordunuz, bugün de aynı tutumu sergiliyorsunuz. O gün de biz komisyon üyelerini hedefe koyarken isimlerimizi tek tek sayıyor, siyaset yaptığımız şehrimize, ailemizle olan ilişkilerimize kadar hedef gösteriyordunuz, bugün de öyle. O zaman da iddialarınız asılsız çıkınca kızarmıyordunuz, şimdi de.”

    “Aparatı olduğunuz yapıların lehine dilediğinizi yapmaya devam edebilirsiniz”

    Mustafa Akış, ana muhalefet liderine gönderdiği mektupta Kılıçdaroğlu’nun yalan ve iftiraları sahiplenme noktasında sınır tanımadığını belirterek, “Eğer utanmıyorsan dilediğini yap diye çok sevdiğim bir Hadis-i Şerif var. Bize bir anlamda yapabileceğimiz yanlışların ve kötülüklerin sınırlarını gösterir. 15 Temmuz hain işgal girişiminden sonra bile hala FETÖ ile bu kadar eşgüdümlü hareket edebiliyor ve 17-25 Aralık sürecinin yalan ve iftiralarını bu denli sahipleniyor olmanız, bize bu noktada hiçbir sınır tanımadığınızı gösteriyor. Bu yüzden bundan sonrası için de aparatı olduğunuz yapıların lehine dilediğinizi yapmaya devam edebilirsiniz” dedi.

    Kılıçdaroğlu’na gönderdiği mektubun sonunda, “Ben yine de, başına büyük bir talihsizlik olarak geldiğiniz kurumun toplumsal tabanına duyduğum saygımdan ötürü, komisyonda verdiğim kararın gerekçesini detaylarıyla anlattığım TBMM Genel Kurul konuşma metnini EK’te yolluyorum“ diyen Akış, o dönem gerçekleştirdiği Meclis Soruşturması Genel Kurul Konuşmasını da ek olarak yolladı.

  • Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na: “Gün yaklaşıyor, yargıda hesabını vereceksin”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun avuç dolusu sahte evrak sallamakla kendisine ve ailesine leke süremeyeceğini belirterek, “Yargıda hesabını vereceksin. Geliyor, gün yaklaşıyor. İnşallah yargıda hesabını vereceği gibi, bundan sonra atacağı iftiraların boynuna nasıl dolanacağını görecek” dedi. Erdoğan, FETÖ’nün verdiği sahte evrakları sallayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tongaya düştüğünün altını çizerken, iddialarını ispatlaması halinde kendisinin siyaseti bırakacağını, aynı onurlu tavrı da Kemal Kılıçdaroğlu’ndan beklediğini ifade etti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Yalova İl Kongresi’nde konuştu. CHP’yi ’ana hıyanet’ olarak nitelendiren Erdoğan şunları söyledi:

    “Ana hıyanet bunları hiçbirini görmüyor” diyen Erdoğan, “Gel bir Osman Gazi’den, Yavuz Sultan Selim, Avrasya’dan geç. Yoksa biz görmediğimizde mi geçiyor? Ne yapıyor bilmiyorum. Bunları kimler yaptı bir gör. Bu köprülerin fiyatını açıklamadınız diyor. Hastanelerin fiyatını açıklamıyorsunuz diyor. Kaynak çeşitlendirme nedir, ekonomide bunu bilmeyecek kadar cahil bu adam. Cebinizdeki parayı harcamak gayet kolaydır. Aslolan, biz geldiğimizde kasa tam takır. Böyleydi. Ne yapacağız? Bir şeyler ortaya koymamız lazım. Ne yaptık? Dedik ki giyotin sistemi. Kamu özel ortaklığı. Tüm bunları devreye sokarak hastaneleri böyle yaptık. Biz zamanı sattık. Eskiler ne demiş, vakit nakittir. Vakti, zamanı nakde dönüştürdük. Hastane mi yapıyor? Dedik ki al 10-15 yıllığına. İhaleyi böyle yaptık. Köprü de aynı şekilde. Yine zamanı, 15-20 yıl neyse, böyle yaptık. Bunların kafası basmaz, anlamaz. Biz mankafa kime dedik? Mankafa kime deriz biliyorsunuz değil mi? Siz anlıyorsunuz zaten. Nereden aklına geldi başkan. Man adadan aklıma geldi. Sağlıkta 3 bin 500 üzerinde yeni hastane açtık. En modern cihazlarla donatarak sağlık çalışanların sayısına 513 bin ilave yaptık” diye konuştu.

    “Sahte evrakları sallamakla Erdoğan ve ailesine leke süremezsin”

    Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenen Erdoğan, “Ey Kılıçdaroğlu, sen bu ülkede SSK Genel Müdürlüğü yaptın. SSK Genel Müdürlüğü yaptığın zaman bu hastanelerin hali neydi? Savaş Ay güzel bir program yapmıştı. O yaptığı programda hastanelerin rezaletini ortaya koyuyordu. Halk hastanelerde kuyrukta sefalet içindeydik. Kullanılan galoşları tekrar satıyorlardı. Kuyruğa gir, sıra gelmez. O çileleri çektik. Yaşadık. Beyefendi kendi 1 yaşındaki torununu sigortalı yapmanın gayreti içine girdi. 14-15 yaşındaki oğlunu SSK’lı yapmanın gayreti içine girdi. Şimdi diyor ki, Samsun’daki şu yavru ölmüş. Neden ölmüş? Zaten sana onun cevabını veriyorlar. Benim milletim nerede neyin olduğunu gayet iyi biliyor. Sen bir yaşındaki torununu nasıl SSK’lı yaptın? 15 yaşındaki çocuğunu nasıl SSK’lı yaptın, bunların hesabını ver. Avuç dolusu sahte evraklar sallamakla sen kalkıp da Tayyip Erdoğan ve ailesine leke süremezsin. Yargıda hesabını vereceksin. Geliyor. Gün yaklaşıyor. İnşallah yargıda hesabını vereceği gibi, bundan sonra atacağı iftiraların boynuna nasıl dolanacağını görecek” dedi.

    “FETÖ takımı tongaya düşürdü”

    Erdoğan, “Yakınlarımın bir adada hesabı varmış. Yok böyle bir şey. A’dan Z’ye hepsi yalan. Ne söylediysem adam cevabını veremiyor. ’Siyaseti de bırakacağım’ dedim. İspatlayamazsan aynı onurlu tavrı senden de bekiyorum. ’Bırakacak mısın’ dedim. Daha ne diyeyim. İspatla. Nerede böyle bir hesap? İspatla. Yok. Anlaşıldı ki yine bunları FETÖ takımı tongaya düşürdü. Hiç alakası olmayan tamamı uydurma kağıtlarla ana hıyanetin başındaki zatı bir kez daha ortaya sürdüler. Yalanlar ortaya çıktı. Karşı taraftan ses yok. Biz milletimize gerçekleri anlatmayı sürdüreceğiz. Sadece iftiralara cevap vermekle yetinmeyeceğiz. Gelecekte nasıl bir Türkiye hayal ettiğimizi 2053 ve 2071 vizyonlarımızı nasıl oluşturacağımızı anlatacağız. Teşkilat mensuplarımız bunları yaptıklarında milletimizin kulağı ve kalbinin onlarla değil; bizimle olduğunu çok daha iyi görecekler. Bizim Rabiamız tek başına onların tüm yalanlarını yerle yeksan etmeye yeter” diye konuştu.

  • Bakan Kaya’dan Kılıçdaroğlu’na “kadına şiddet” tepkisi

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, “Erkek işsizse hıncını karısından alır” açıklamasını yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Erkek işsizse, eve yeteri kadar para gelmiyorsa bu erkek de hıncını gelir, karısından alır” şeklindeki açıklamasına, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’dan tepki geldi. Tepkisini sosyal medya hesabı Twitter’dan dile getiren Bakan Kaya, “Kılıçdaroğlu’nun kadına şiddeti adeta meşru gören sözlerini kınıyorum. Bu sözleri sadece kadınlarımızı değil, tüm toplumumuzu yaralamıştır” dedi.

  • Kılıçdaroğlu’na Tekirdağ’da pankartlı tepki

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, toplu açılış töreni için geldiği Tekirdağ’da konuşma yapacağı salonun karşısındaki binaya protesto amaçlı pankart asıldı.

    Kılıçdaroğlu, bir dizi programa katılmak için bugün Tekirdağ’a geldi. Tekirdağ Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleşen 153 milyon TL’lik toplu açılış töreni sırasında, karşıdaki yüzme havuzu binasına kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce protesto amaçlı pankart asıldı. Pankartta “Faşist diktatör arıyorsan aynaya, milletine hizmetkar arıyorsan Reise bak” yazıyordu. Asılan pankartın ardından CHP Milletvekilleri Faik Öztrak, Emre Köprülü, CHP Tekirdağ İl Başkanı Recep Ökten, Süleymanpaşa İlçe Başkanı İlker Yağcıoğlu ve gençlik kolları pankarta müdahale ederek indirdi.

    Pankartın kim ya da kimler tarafından asıldığı öğrenilemedi.