Etiket: Kılavuzu

  • YÖK ile TSE iş birliğinde bulaşıcı hastalıklarla mücadele kılavuzu hazırlanacak

    YÖK ile TSE iş birliğinde bulaşıcı hastalıklarla mücadele kılavuzu hazırlanacak

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ile TSE arasında teknik alanlarda iş birliği hayata geçiyor. İlk aşamada ’Yükseköğretim Kurumlarında Sağlıklı ve Temiz Ortamların Geliştirilmesi ve Enfeksiyon Kontrol Önlemleri Kılavuzu’nu beraber hazırlayacağız. Bu Kılavuz, COVID-19 salgını ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele kapsamında üniversitelerde sağlıklı ortamlar oluşturmaya odaklanacak” dedi.

    Korona virüsle mücadele kapsamında yükseköğretim kurumlarında sağlıklı, temiz ortamların oluşturulması, hijyen koşullarının sağlanması ve enfeksiyon kontrol önlemlerinin uygulanması amacıyla Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı arasında iş birliği protokolü imzalandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında düzenlenen imza törenine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, YÖK Başkanı Yekta Saraç ve TSE Başkanı Adem Şahin katıldı. Bakan Varank, törende yaptığı konuşmada, TSE ile YÖK Başkanlığı arasında imzalanacak iş birliği protokolü ile üniversitelerde yüz yüze eğitimin güvenli ve sağlıklı koşullarda gerçekleştirmek adına önemli bir adım atacaklarını söyledi. Okullarda salgınlarla mücadelede hijyen ve sanitasyon koşullarını geliştirmek için Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte 27 Temmuz’da protokol imzaladıklarını anımsatan Varank, tüm çocukların zamanı geldiğinde okula güvenli bir şekilde dönmelerini istediklerini, bu amaçla eğitim kurumlarına yönelik “Hijyen Şartlarının Geliştirilmesi, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu”nu hazırladıklarını kaydetti. Okullarda etkin bir hijyen yönetimi kurarak çocuklar, personel ve ailelerin hastalık yükünü azaltmayı hedeflediklerini aktaran Varank, uygulama aşamasını geçen okulları “Okulum Temiz” belgesiyle belgelendirdiklerini belirterek, bugüne kadar 67 özel okulu denetlediklerini ve belgelendirme sürecini tamamladıklarını dile getirdi.

    “Üniversitelerde sağlıklı ortamlar oluşturmaya odaklanacak”

    Şimdi yeni bir çalışmanın heyecanı içerisinde olduklarını ifade eden Varank, “Birazdan imzalayacağımız protokolle, yükseköğretimde yüz yüze eğitimin geleceği için önemli bir çalışmayı başlatacağız. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ile TSE arasında teknik alanlarda iş birliği hayata geçiyor. İlk aşamada ’Yükseköğretim Kurumlarında Sağlıklı ve Temiz Ortamların Geliştirilmesi ve Enfeksiyon Kontrol Önlemleri Kılavuzu’nu beraber hazırlayacağız. Bu Kılavuz, COVID-19 salgını ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele kapsamında üniversitelerde sağlıklı ortamlar oluşturmaya odaklanacak. Bununla birlikte üniversitelerde hijyen koşullarının sağlanması, enfeksiyon kontrol önlemlerinin uygulanması ve takibi için gerekli altyapı geliştirilecek. Bu noktada biz Bakanlık olarak tüm teknik birikimimizi aktaracağız. Ayrıca eğitim, denetim ve belgelendirme faaliyetleri yoluyla da yine üniversitelerimizin yanında olacağız. Talep eden tüm üniversitelerimiz, sunduğumuz imkanlardan faydalanabilecek” diye konuştu.

    “Bu standartlar isteyen üniversitelerimiz için bir çerçeve niteliği taşıyacaktır”

    YÖK Başkanı Yekta Saraç ise YÖK’ün, “Küresel Salgında Yeni Normalleşme Süreci” adıyla bir rehber yayımladığını hatırlatarak, “Buna göre salgının bölgesel ve yerel seyri, üniversitelerimizin alt yapı imkanları ve ilgili programlardaki öğrenci sayılarına göre üniversitelerimiz 2020-2021 eğitim ve öğretim döneminde planlamalarını yapacaklardır. Bu süreçte sağlıklı ortamların sunulması için bir takım standartların geliştirilmesi gerektiği de muhakkaktır. Bu standartlar isteyen üniversitelerimiz için bir çerçeve niteliği taşıyacaktır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile birlikte hazırlayacağımız ’Yükseköğretim Kurumlarında Sağlıklı ve Temiz Ortamların Geliştirilmesi ve Enfeksiyon Kontrol Önlemleri Kılavuzu’ gerek bu Covid-19 salgını gerekse diğer bulaşıcı hastalıklar ile mücadele kapsamında önemli bir adımdır. Amacımız üniversite kampüslerinin ve eğitim öğretim ortamlarının sağlıklı ortamlar olmasını sağlamak” ifadelerini kullandı.

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank ve YÖK Başkanı Saraç, konuşmaların ardından iş birliği protokolü metnini imzaladı.

  • TKGM Türk vatandaşlığı kılavuzu yayınlandı

    TKGM Türk vatandaşlığı kılavuzu yayınlandı

    Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı “Taşınmazın hangi yolla alındığı ve alınma tarihine vatandaşlık işlemlerinde dikkat edilecek. Örneğin 12 Ocak 2017’den önce satın alınmış taşınmazlar ile 07 Aralık 2018 tarihinden önce satış vaadi sözleşmesine konu edilen taşınmazlar vatandaşlık kapsamında dikkate alınmayacak” dedi.

    Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü taşınmaz edinimi yoluyla Türk vatandaşlığı kazanılması konusunda bilgilendirilme kılavuzu yayınladı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Taşınmazın hangi yolla alındığı ve alınma tarihine vatandaşlık işlemlerinde dikkat edilecek. Örneğin 12.01.2017’den önce satın alınmış taşınmazlar ile 07/12/2018 tarihinden önce satış vaadi sözleşmesine konu edilen taşınmazlar vatandaşlık kapsamında dikkate alınmayacak” dedi.

    “Suriyeliler faydalanamıyor”

    Özelmacıklı “Ülkemizde taşınmaz edinebilecek 183 ülke vatandaşları ve edinim şartları belirlenerek TAKBİS’e entegre edilmiş. Lakin bazı ülke vatandaşları önreğin Suriye vatandaşları, şahısları adına ülkemizde taşınmaz edinemediklerinden, taşınmaz edinim yoluyla vatandaşlık başvurusu yapmaları da mümkün değil. Düzenleme yabancı gerçek kişilerin şahsi taşınmaz edinimleri ile de sınırlı. Yani yabancı gerçek kişilerin şahsı dışında eşi, çocuğu vb. adına veya yöneticisi/ortağı oldukları şirket tüzel kişiliği adına yapılan taşınmaz edinimleri bu kapsamda değerlendirilmiyor” diye konuştu.

    “Tarım arazisinde proje şartı”

    Yabancı kişilerin tarım arazisi alımlarının tarım mevzuatı kapsamında değerlendirildiğini belirten Özelmacıklı, “Arazi alanlardan 2 yıl içinde tarım projesi sunma taahhüdü, arsa nitelikli yapısız taşınmaz alanlardan ise 2 yıl içinde ilgili Belediye veya kurumlara inşaat/yapı ruhsatı projesi sunma taahhüdü alınıyor. Hisseli taşınmazlarda ise resmi senede diğer hissedarların yasal ön alım hakkının varlığı resmi senede ekleniyor” şeklinde konuştu.

    “Satış vaadi noterde olmalı”

    7 Aralık 2018 tarihinden sonra noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile de vatandaşlık başvurusunun mümkün olduğunu belirten Özelmacıklı “Bu tür vatandaşlık başvurularında taşınmazın 250 bin dolar değerinde olması, kat mülkiyeti veya kat irtifakı bulunması şartları aranıyor. Bir bağımsız bölümde birden fazla satış vaadi sözleşmesi için de taahhüt verilemiyor. İster satış, ister satış vaadi olsun taşınmaz sayısında da herhangi bir sınırlama bulunmuyor” dedi.

    “Değerler denk olmalı”

    Kılavuzda değer denkliğine de dikkat çekildiğini belirten Özelmacıklı “Resmi senette beyan edilen satış bedelleri, değerleme raporundaki değerler toplamı ve bedel ödemeleri toplamı, yani değer tespitine esas alınan üç değer türü, ayrı ayrı yönetmelikte belirtilen değeri sağlamalıdır. Özellikle kur hesaplamalarına da dikkat edilmeli” ifadelerini kullandı.

  • Serttaş: “İhracat destek ofisleri firmaların kılavuzu olacak”

    Mersin Girişimci İş Adamları Derneği (GİAD) Yönetim Kurulu üyesi Soner Serttaş, İhracat Destek Ofisleri Projesinin, Türkiye’nin dış pazardaki yerini sağlamlaştırmak adına önemli bir proje olduğunu belirtti.

    Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) birlikte yürüttüğü “İhracat Destek Ofisleri’’ projesinin firmalara kılavuz görevi göreceğini ifade eden Serttaş, ihracatı yüksek olan illerin yanı sıra ihracatı düşük olan kentlerin de desteklenmesi adına önemli bir adım olduğunu dile getirdi. Serttaş, “Ticaret Bakanlığı ve TOBB tarafından yürütülen İhracat Destek Ofisleri Projesi Türkiye’nin dış pazardaki yerini sağlamlaştırmak ve ihracatı düşük olan şehirlerin ihracatındaki hacmi üst seviyelere çıkartmak adına önemli bir adım. Türkiye’de üretim bazlı çalışan firmaları ayağa kaldırmak ve ürünlerini tüm dünyaya yaymak adına, ihracat seferberliği kapsamında ihracat destek ofislerinin iş dünyasına rehber olacağını düşünüyorum” dedi.

    Türkiye’nin ekonomi sağlığının düzelmesi adına üretim ve ihracat alanında başarıyı yakalaması gerektiğine dikkat çeken Serttaş, hükümetin yaptığı hamlelerin iş dünyasına cesaret verdiğini kaydetti. Serttaş, “Türkiye’nin ekonomik sağlığının düzelmesi üretim ve ihracata bağlıdır. Bizler iş dünyası mensupları olarak üretimlerimizi artırarak ürünlerimizi dünyanın dört bir tarafına yayarak dış pazarda güçlü bir yere sahip olmak için yoğun çaba içerisindeyiz. Hükümetimizin ekonomi, üretim ve ihracat alanında attığı adımlar bizlere cesaret veriyor. Enflasyon ile topyekun mücadele ettiğimiz dönemde hükümetimizin başlattığı ihracat seferberliğini de sonuna kadar destekliyoruz. Bizler iş dünyası olarak üretmeye, yatırım yapmaya, ülkemizin geleceği adına projeler üretmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Kılavuzu karga olanın, bir şey demiyorum”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin tek parti dönemindeki iktidarını hatırlatarak, “Bir dönem CHP’nin il başkanı, valiydi” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Gümrük ve Ticaret bakanı Bülent Tüfenkci, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, TBMM Ak Parti Genel Başkan Yardımcıları Öznur Çalık, Hayati Yazıcı ve Cevdet Yılmaz ile birlikte Malatya’ya geldi. Malatya Yeni Belediye binası yanındaki meydanda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Konuşmamın başında El Bab’ı DEAŞ’ın katil sürülerine dar eden kahraman mehmetçiklerimizi selamlıyorum. Onlar gece gündüz, istikbal ve istiklali için canlarına ortaya koyuyorlarsa, biz de taş üstüne taş koymanın mücadelesini veriyoruz. Dünyanın dört bir yanında bayrağımızı yükseltmenin yollarını arıyoruz. Bahreyn’e suudi Arabistan’a, katar’a gittik, hep bu mücadele” dedi.

    Açılışı yapılan eser ve yatırımlar hakkında bilgi veren Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlatarak, “Milletimle gurur duyuyorum. Milletimle iftihar ediyorum. Çünkü, sizler, istiklal marşımızın ruhunu kavradınız. Benim milletim eşi ve benzeri olmayan bir millet. Genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeği ile tankların üzerine yürüdü” ifadelerini kullandı.

    İdam talebi

    Alandakilerin “idam isteriz” sloganları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Parlamentodan gelecek, bana geldiği zaman ben bunu onaylarım. 248 şehidimizin bir defa hesabı var. O hesabı hep beraber vereceğiz. Bundan hiç endişeniz olmasın. Biz, beşer planında hiçbir gücün karşısında eğilmedik. Rabbimin huzurunda rükuda, secdede eğildik. Başka eğilme yok” diye konuştu.

    “Yasakçı zihniyette bitti”

    Erdoğan, AK Parti iktidarı öncesindeki yasakçı zihniyetin de bitirildiğini söyleyerek, “Vatandaşına hizmet etmek yerine onunla kavga eden, yasakçılıktan başka bir şey bilmeyen bir devlet vardı. Kızlarının başörtüsü ile uğraşan bir devlet vardı. Onların üniversite kapısından geri çeviren bir ülke vardı” dedi.

    “Yasakçılar, hayırcı oldu”

    Yasakçı zihniyetin şimdi ise hayır saflarında olduğunu belirten Erdoğan, “Şimdi onlar hayırcı o oldu. Hayır diyorlar. Başörtülülere üniversitelerin kapıları açıldı mı? İmam hatiplerin üniversite yolu açıldı mı, fark bu” dedi.

    “Kılavuzu karga olanın, bir şey demiyorum”

    Erdoğan, “Kişi sevdikleri ile beraberdir” ifadesini hatırlatarak, “Kandilden talimat geliyor. Hayır diyeceksiniz diyor. Hayır diyor onlar. Şimdi Kandil hayır diyor. Kandil ile beraber ‘hayır’ diyenler onlarla aynı değil mi. Çünkü bizim değerler silsilemizde kutlu bir ifade var. Kişi sevdikleri ile beraber. Biliyorsunuz değil mi? Dolayısıyla ‘efendim ne alakası var’. Ne demek, ne alakası var? Kılavuzu karga olanın bir şey demiyorum. Onlar bu. Biz diyoruz ki, hak tecelli edecek, 16 Nisan’da. Buna hazır mıyız. Vesayet odaklarının millete ayar vermeye çalışanların milletin sırtından para kazanmaya alışmış, bir avuç elitin gönlünü hoş tutmaktan başka mahareti olmayan bir parlamenter sistemi vardı. 14 yıl boyunca inançla, cesaretle, aşkla çalışarak, o karanlık günlerinden ülkeyi aydınlığa çıkardık. Bir taraftan merkez bankasının kasasını doldururken, diğer taraftan devletin borçlarını kapattı” dedi.

    “Beyler Deresine sor da anlatsın”

    AK Parti’nin hizmet siyasini bilmeyenlerin Beyler deresine sormasını isteyen Erdoğan, “Bu ülke nereden nereye geldiğini, istismar değil, hizmet siyasetinin demek olduğunu en iyi Malatya bilir. Malatya Havalimanına bak görürsün. Merkeze doğru yürü, görürsün. O Beyler deresine sor da neler oldu, neler anlatsın. Onları bizim zihniyetimiz düzeltti” dedi.

    Erdoğan, CHP’nin de kandil ile birlikte hareket ettiğini vurgulayarak, “Sivas-Malatya hızlı tren projesi için çalışmalar devam ediyor. Proje ihalesine bu yıly çıkıyoruz. Malatya havalimanı büyüttük, yetmiyor Malatya’ya. Refah düzeyi yükseldi. Malatyalı çiftçilerimize geçen yıl 194 trilyon liraya tarımsal destek ödemesi yaptık. Akıl izan ve vicdan sahibi herkes Türkiye’nin 14 yılda yazdı başarı hikayesini görüyor ve takdir ediyor. Kandil’deki ondan anlamaz ki, onunla hareket eden de anlamaz ki. Ana muhaletfet de onlarla hareket ediyor zaten. Ana Muhalefet liderinin SSK başında olduğu zaman hastanelerin halini Savaş Ay’ın programında izlediniz değil mi. Sağlam gir, hasta çıkarsın. Hala birileri eski Türkiye’den bahsediyor. Biz yeni Türkiye’yi büyük Türkiye’yi, güçlü Türkiyeyi inşa etme çabasındayız. Şimdi ülke ve millet olarak yeni bir yol ayrımındayız” şeklinde konuştu.

    “CHP’nin il başkanı, valiydi”

    Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nde hep yönetim sistemi tartışması yaşandığını belirterek, bu tartışmaların tek partili CHP iktidarında yaşanmadığını söyledi. CHP hükümeti döneminde partinin il başkanlarının bulundukları illerde vali olduğunu söyleyen Erdoğan, “Türkiye daha öncesinden başlayarak, özellikle Cumhuriyet tarihi boyunca hep bir yönetim sistemi tartışması yaşamıştır. Tek parti dönemini kenara bırakıyorum. Çünkü o zaman chp vardı. Gençler bunu bilin siyasi partinin il başkanı, yani CHP’nin il başkanı valiydi, o zaman. Şimdi böyle bir şey konuşabilir miyiz. Bunların demokrasi ile alakası yok. Asıl diktatör bunlar. Bizim cumhuriyet tarihimizi gölgelediler.

    “Özal’ın hayalini gerçekleştirmek için yola çıktık”

    Erdoğan, hazırlanan Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin devletin ihtiyaçları ve milletin özlemlerine uygun olarak hazırlandığını ifade etti. Böyle bir yönetimin Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Rahmetli Turgut Özal’ın da hayali olduğunu belirterek, “Devletin ihtiyaçlarına, özlemlerine uygun bir yönetim sistemi getirmelidir. Esasen adının ne olduğu da önemli değildir. Ülkemizin ihtiyacı, milletimizin arzusu, güçlü bir yürütme, yasama ve yargı organlarından oluşan bir Türkiye’dir. Merhum Özal’ın hayali de böyle bir Türkiye’ydi. Biz Özal’ın hayalini gerçekleştirmek üzere yola çıktık. Rabbim ayrılıp da kavuşamayanların dertleri dışında her derde deva vermiş. Türkiye’nin çektiği sıkıntılarının devası, bu yeni yönetim şeklidir” diye konuştu. .

    “Biz aynı delikten değil 2, 20 defa ısırıldık”

    Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin şahsi bir ihtirasın ürünü olmadığını vurgulayarak, “Yüzyıllarca yıllık birikim, çekilmiş acılar, sıkıntılar vardı. Müslüman aynı delikten 2 kez ısırılmaz derler, biz aynı delikten değil 2, 20 defa ısırıldık. Yine de birileri gereken dersi çıkarmadı. Ayakları ısırdılar, burun kırdılar. Kafa göz yardılar. Ne oldu? Bu, parlamenter demokrasi de, işte orada oldu. Türkiye’nin son 2.5 yıllık sahip olduğu yönetim biçiminin bir ismi ve örneği yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde her ikisi de gücünü milletten alan, yürütme üzerinde geniş yetkilere sahip lider aynı anda olmaz. Ya başbakan yetki sahibidir, ya diğeri. Biri vitrin süsüdür, diğeri geniş yetkilere sahiptir. Başkanlık sistemlerin bir kısmında hiç başbakan yoktur” dedi.

    Abdullah Gül dönemi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti iktidarları döneminde Cumhurbaşkanları ve Başbakanların uyum içerisinde ülkeyi yönetmesi ile ilgili ise “İşin aslına bakarken, Gül ile beraber de bu işi birlikte yürüttük. Bu bizim insani vasıflarımızdı. Bizden önce anaya kitapçığı başbakanın suratına fırlatıldı. Merhum Ecevit, aşağıya inip, hiç beklenmeyen basın açıklamasını yaptı mı? Bu ülke bu hale düşmeliydi. Bunun sebebi sistemin kendisiydi. Bizim aramızda diyalog sebebiyle sıkıntı olmadı, uyum sebebiyle sıkıntı olmadı. Bu uyum şahsidir” dedi.

    Başbakan Binali Yıldırım ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye anayasa paketi için teşekkür eden Erdoğan, “Bu güven oyu farklıydı. Sağolsun sayın Yıldırım ve Bahçeli el ele vermek suretiyle, parlamentoda oluşturdukları dayanışma, güven oylamasına giden süreci aştı. Şimdi yeni bir şey var. Buradan sesleniyorum. AK Parti’ye gönül vermiş kardeşlerim, MHP’ye gönül vermiş kardeşlerim size sesleniyorum., CHP’ye, HDP’ye gönül vermiş kardeşlerim size sesleniyorum. Kandildeki demiyorum. Partiye gönül vermiş kardeşlerim diyoruz. Çünkü doğruyu anlatacağız. Biz tebliğle mükellefiz. Onun için hep birlikte bu 18 maddeden oluşan halk oylamasında 16 Nisan’da bir konsolidasyon oluşsun. Tek millet, tek bayrak, tek devlet diyorum ya, bundan birleşen bir anlayıştan bahsediyorum. Hepsini buraya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

    “Artık millet, yetkiyi vereceği kişiyi de hesap soracağı kişiyi de bilecek”

    Anayasa değişikliğinden sonra Türkiye’nin nasıl yöneleceği konusunda da bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yürütme gücü tamamen Cumhurbaşkanlığını veriliyor. Artık Milletimiz yetkiyi ve sorumluluğu kime verileceğini biliyor. Dolayısıyla kimden hesap soracağını bilecektir. Yeni sistemde bu kişi Cumhurbaşkanı olacak. Artık Başbakan olmayacak. Kararnamelere ona göre çıkacak. Bu yetkililere karşı tüm sorumlulukta Cumhurbaşkanı’nda olacak. Meclis asli işini yapacak. Bütçe dışında Cumhurbaşkanı’nın kanun teklifi yetkisi bulunmuyor. Cumhurbaşkanı’nın kararname yayınladığı konuda, meclis kanun çıkartırsa, kanun geçerli olacak” dedi.

    Meclisin yetkileri genişliyor

    Erdoğan, Meclisin yetkilerinin genişleyeceğini belirterek, Cumhurbaşkanın çıkardığı kararnamenin üstünde de bir otorite olacağını vurguladı. Erdoğan, “Meclis var, ama birileri hala utanmadan sıkılmadan meclis kaldırılıyor diyor. Yasama yetkisi Meclise aittir, bu konuda üstünlük, Meclisindir. Meclisin yetkilileri, genişletiliyor” dedi.

    Gen soru yakınması

    Daha önceki muhalefet milletvekillerinin Meclise verdiği gen soruları da eleştiren Erdoğan, “Gensoru vardı. Akıllarına geldiği zaman gen soru. Biz iş yapacağız. Biliyor ki geçmeyecek. Ver bir gensoru. Niye, meclisin çalışmamasını, engellemek için. Bunların çalışmak diye bir derdi yok. Güven oylaması öncesinde parlamentoda hep bunları yaptılar”

    “Birlikte yapılacak seçimlerle tehdit ihtimali ortadan kalkıyor”

    Erdoğan, yeni sistemle Cumhurbaşkanılığı ve milletvekili seçimlerin birlikte yapılması ile birlikte iki organın birbirini tehdit ihtimalinin de ortadan kaldırıldığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizin zamanınızda, geçmişte çift kamera sistemi vardı. Sayı, 600’dü. Senatör ve milletvekilleri olarak. Biz aynen 600 yaptık. Cumhurbaşkanı ve meclis seçimleri beraber 5 yılda bir. Bu iki organdan birinin diğerini tehdit etme ihtimali ortadan kalkıyor. Anca beraber, kanca beraber” dedi.

    Yeni sistemle gençlerin seçilme yaşının 18’e düşürüldüğünü hatırlatan Erdoğan, “Şimdi geldim size, gençler, bana göre anayasa değişikliği en önemli maddesi 18 yaş uygulamasıdır. Tarih ayağa kalkıyor. Gencine güvenmeyen bir yapı vardı. Şimdi bu yapı değişiyor. Şimdi seçilme yaşını 18’e indiriyoruz. Seçme yetkisini veriyorsun da, zaten zor olan seçmektir. Seçilmeyi niye vermiyorsun. Bu gençlik Fatih’in nesli. 21 yaşında bir çağ kapayıp, bir çağı aştı mı? Demek ki oluyor. Fatih’in istanbul’un fethettiği yaştasın. Ama çok çalışacaksınız. İnşallah parlamento bu gençlerimizde inşallah çok daha güçlü, dinamik olacak. Kabinemizin içerisinde de genç arkadaşlarımız olacak. Tarih, 16 Nisan’da karar, seçim zamanında olursa, o zaman 2019 Kasım”.

    Yeni yapılan stadı da hatırlatan Erdoğan, “Malatyaspor değil, Yeni Malatya, yeni. Tabii statta bitiyor. Stadı doldurmazsanız yandınız. Büyük stat istediniz. Biz de yaptık, nasıl dolduracaksınız. Bu meydandaki kalabalık maçlara da giderse dolar”diye konuştu.

    “Malatya kendi kaderini AK Parti ile eşitlemiş”

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise “Malatya, kendi kaderini Ak Parti’nin kaderi ile eşitlemiş, Türkiye’nin omurga illerinden biridir. Her zaman sağduyudan, halktan, mazlumdan, haklıdan yana oldu. 2016 yılında ülkemiz her yönüyle tehditlerle karşı karşıya kalmasına rağmen sizin liderliğinde de almış olduğumuz kararlar 2017 yılında güçlü girdik. Liderliğinizde ak parti olarak, ülkemiz, milletimiz için çalıştık, halkın ve hakkın rızasını gözeterek çalıştık. Malatya, Ülkemizin istikrar ve geleceği için Cumhurbaşkanılığı hükümet sistemine evet diyecektir. Bunun için Malatya’de gece gündüz çalışmaya, en yüksek oy oranını çıkarmaya Cumhurbaşkanımız huzurunda söz veriyor muyuz Malatya olarak, biz istikrardan yana olduk, huzurdan yana olduk., Güvenden yana olduk. Teröre karşı dur diyenlerden, milli birlik ve beraberlikten yana olduk. Kardeşlikten yana olduk. Bunun için de her zaman Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine her zaman evet diyoruz, evet , evet, evet diyoruz” dedi.

    Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Erdoğan, sahnede MHP İl Bakanı Mehmet Erdem ile tokalaştı. Erdoğan, protokol tribününde 15 Temmuz gazisi Enis Gün ile görüştü

  • Türkiye’nin de artık “kurdeşen kılavuzu” var

    Halk arasında “kurdeşen” olarak bilinen ve kaşındıkça kızarık, kabartılı bir görünüm alan “ürtiker” hastalığı, birçok kişinin korkulu rüyası haline dönüşürken, Türkiye’nin de artık “kurdeşen kılavuzu” hazırlandı.

    En az 6 hafta süren ve tamamen yok olması bazen 25 yılı bulan ürtiker (kurdeşen), ne zaman ve nerede ortaya çıkacağı belli olmadığı için birçok hastayı iş ve günlük hayatında büyük strese sokuyor. Kolay teşhis edilmesine rağmen hekimler tarafından farklı yaklaşımlar uygulanması sebebiyle birçok hastanın sabretmeyerek tedaviyi yarım bırakması Türk dermatologlarını harekete geçirdi. Türk Dermatoloji Derneği ve Dermatoimmunoloji ve Allerji Derneği çeşitli üniversitelerdeki dermatologları bir araya getirerek, kurdeşene doğru teşhis ve tedavi uygulanmasını sağlamak maksadıyla “Türkiye Ürtiker Tanı ve Tedavi Kılavuzu”nu yayınladı.

    Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan’ın da yazarları arasında bulunduğu kılavuz, kurdeşenle ilgili Medline veriler ve 2000-2016 yılları arasında yayımlanan tüm kurdeşen teşhis ve tedavi kılavuzları ve uzman görüşleri incelenerek hazırlandı. Delile dayalı verilerden ve kişisel tecrübelerden yola çıkarak hazırlanan kılavuz, kurdeşen hastalarında teşhis ve tedavi yaklaşımlarını yönlendirerek, hem hekimlerin hem de hastaların işini kolaylaştırmayı hedefliyor.

    Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı öğretim üyeleri, “1 Ekim Dünya Ürtiker Günü” dolayısıyla, kurdeşen hastalarını bir araya getirerek, hastalıkla ilgili son gelişmeleri anlattı. UÜ Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, hastalığın stres ve toplumsal travmalara bağlı olarak ortaya çıkabildiği veya alevlendiğini, tedavisinin de sabır gerektirdiğini söyledi. Teşhisi zor olmamasına rağmen bazen hekimlerin farklı yaklaşımlar uygulaması sebebiyle hastaların yılgınlık gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, TÜRKDERM dergisinde ulusal bir kılavuz yayınladığını, kurdeşenin teşhis ve tedavisinde bu rehberin dermatologlara yol göstereceğini söyledi.

    “1 Ekim Dünya Ürtiker Günü” nedeniyle kurdeşen (ürtiker) hastalarına verilen seminerde konuşan Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayriye Sarıcaoğlu, bazı gıda maddelerinin, ilaçların ve enfeksiyonların ürtikere yol açabildiğini, bunların da kişiye göre değişebildiğini, bazı ürtikerlerin ise soğukla temas, ağır bir eşya taşıma, sıcakla temas, eklem ağrılarının artması, güneşe çıkma, suyla temas gibi fizikî faktörlere dayandığını, bunların çeşitli testlerle ortaya çıkarılabildiğini kaydetti.

    Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Aydoğan da, üst solunum yolu enfeksiyonları, ilaçlar, aspirin, diş çürükleri, haşere ısırıkları, lastik, gıda katkı maddeleri, kolalı içecekler, meyve suları ve eldivenlerin de bazı kişilerde kurdeşene yol açabildiğini hatırlatarak, perhizle ilgili bilgiler verdi.