Etiket: keyfiniz

  • Havuz ve deniz keyfiniz kâbusa dönüşmesin

    Yaz aylarında artan havuz ve deniz keyfi, kirli sulardan kaynaklı dış kulak yolu iltihaplanmasıyla kâbusa dönüşebilir.

    Dış kulak yolunun sıcak, nemli ve hassas bir yapıya sahip olduğunu uzun süre suda kalanlarda bu dengenin bozulabildiğini ifade eden Medical Park Bursa Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Vasıf Soysal, “Bu durum bakteri ve mantarların kolayca hastalık yapmasına zemin hazırlar. Klor seviyesi fazla olan havuzlarda dış kulak yolu enfeksiyonları sık görülmektedir. Yüksek klor dış kulak yolu florasının bozulmasına neden olur. Kulağı temizlemek veya kaşımak amacıyla yabancı bir cismi kulağa sokmak koruyucu tabakayı ortadan kaldırabilir ve bu bölgedeki cilde hasar vererek enfeksiyon gelişmesine yol açabilir. Ayrıca kişinin daha önce kulak problemi yaşamış olması ve kulağına temas eden suyun kirli ve mikroplu olması önemli faktörlerdir. Dış kulak yolu iltihabı riski yüksek olan hastaların havuz ve denize girerken dikkat etmeleri gerekir” diye konuştu.

    Dış kulak yolu iltihaplarında, şiddetli zonklayıcı tarzda kulak ağrısı, pis kokulu sarı yeşil kulak akıntısı, kulakta kaşıntı, tıkanıklık, işitme azlığı ve ileri durumlarda kulakta şişme ve kızarıklık görüldüğünü anlatan Vasıf Soysal, “Hasta bazen kulak ağrısından çeneyi hareket ettiremez ve yemek yiyemez duruma gelebilir. Ağrı boyun ve göze yayılabilir. Dış kulak yolu iltihabı olan hastalar, mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına görünmeli ve tedavisini yaptırmalıdır. Bu hastalar tedavileri bitene kadar kirli sulardan uzak durmalı, duş aldıkları sırada kulaklarının suyla direkt temasını önlemeleri gerekir. Yaz aylarında dış kulak yolu iltihapları riskini asgariye indirmek için havuzların temizliğine dikkat edilmelidir. Önceden kulak rahatsızlığı olanların kulaklarına su kaçırmamaları gerekir. Geçmişte kulakla ilgili bir sorunu olmayan kişilerin deniz ya da havuza girerken kulaklarını tıkaması gerekmez” dedi.

  • Yaz keyfiniz kabusa dönüşmesin

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uz. Dr. Ali Şahabettinoğlu, yaz aylarında kullanımı artan klima, tatil bavullarının ağırlığı, düğünlerde giyilen yüksek topuklu ayakkabı, bahçe ve balkon düzenlemelerinde yapılan duruş yanlışlıklarının bel fıtığına davetiye çıkardığını söyledi.

    Vücudun pek çok bölgesinde olduğu gibi omurgada da yıllar içerisinde yıpranmalar ve değişiklikler olduğunu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uz. Dr. Ali Şahabettinoğlu, bunun ise egzersiz yapılmaması, kilo kontrolünün sağlanamaması ve ev-iş şartlarında omurga sağlığına ters hareketlerde bulunulmasından kaynaklandığını ifade etti. Yaz mevsiminin gelişi ile birlikte soğuk klima kullanımının arttığı, tatil, gezi ve seyahat planlarının yapıldığı, bahçe ve balkon hobi işlerinin çoğaldığına dikkat çeken Uz. Dr. Ali Şahabettinoğlu, “Bel hareketlerindeki dikkatsizlik de bunlara eklenince bel ağrısı ve bel fıtığında artma kaçınılmaz olmaktadır. Problemsiz ve keyifli bir yaz sezonu geçirebilmek için çok dikkatli olunması gerekiyor. Uzun kış aylarında hareketsiz bir süreç geçirildiyse, hızlı kilo verebilmek için bedeni ani ve yüksek tempolu egzersiz hareketlerden korumak gerekir. Bu sebeple yaz aylarında kısa süreyle başlayıp yavaş yavaş arttırılan tempoyla devam eden yürüyüşler ve yüzme sporu yapmak idealdir. Klimalı ortamlarda akımın doğrudan omurganıza gelmesini önlemek gerekir. Tatil veya başka sebeplerden dolayı çıkılan seyahatlerde bel bölgesine fazla yük binmemesi için dört tekerlekli, sürüklenebilir ve uygun kiloda valiz kullanılmasına dikkat edilmeli. Yolculuk esnasında bel desteğini sağlamak ve sık sık mola verip kısa yürüyüşler yapılmalıdır” diye konuştu.

    Güneşlenme esnasında uzun süre bel ve boynu zorlayacak eğik ve yüzükoyun uzanmalardan da kaçılması gerektiğini belirten Şahabettinoğlu, “En önemlisi tatil sonrası kilo almamaya özen gösterilmelidir. Bahçe ve balkonda yapılacak işleri bir seferde değil günlere yayarak ve doğru duruş pozisyonlarında yapmalıdır. Düğünlerde ise uzun süre çok yüksek topuklu ayakkabılarla ayakta kalınmamasına dikkat edilmelidir. Bu hususlara dikkat edilmediği takdirde bel ağrısı ve bel fıtığı ile karşı karşıya kalınabilir. Ya da olan bel fıtığı artabilir” dedi.

    Uyguladığı manuel (elle) tedavi ile 2 ile 8 seans arasında bel fıtığı hastalarının yüzde 98’inin iyileştiğini belirten Şahabettinoğlu, “Sadece yüzde 2 hastada ameliyat gerekir ki, bunlar ayaklarda ilerleyen güç kaybı, idrar-büyük abdest kaçırma şikayeti olanlar veya ameliyatsız tedavilere cevap vermeyip şikayetleri ilerleyen hastalardır. Genel olarak bel fıtığı tedavisi hangi yolla yapılırsa yapılsın, sonrasında hastalığın tekrarını önlemek için bel ve karın egzersizleri ile günlük yaşam önerileri konusunda hastalar mutlaka eğitilmelidir’’ diye uyardı.

  • Kayak keyfiniz zehir olmasın

    Acıbadem Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nadir Şener, yarıyıl tatilini kayak yaparak geçirmek isteyen kişilerin nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda uyardı.

    Kış sporları içinde en keyifli aktivitelerden biri olan kayak sporunu yaparken, en istenmedik olayın yaralanmak olduğunu ifade eden Acıbadem Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nadir Şener, kayak sporunun dayanıklılık, çabukluk, güç ve denge gibi kondisyon özellikleri gerektirdiğini vurguladı. Prof. Dr. Nadir Şener, en ufak bir dikkatsizlikte, kırıklardan çıkıklara kadar pek çok yaralanma olabileceği konusunda uyarıda bulunarak, “Kayak yaralanmalarının yaklaşık yüzde 50’si diz yaralanmaları oluşturuyor.Bunun için diz bölgesinin gerek kayma sırasında gerekse düşerken aşırı dönme ve açılanmalara dikkat edilmeli. En sık da ön çapraz bağ ve iç yan bağ yırtığı ile iç menisküs yırtığı tespitidir. Vücudun üst tarafında ise, kayak sopalarına bağlı el başparmak yaralanmaları, köprücük kemiği kırıkları ve omuz çevresi çıkıkları görülebiliyor” diye konuştu.

    Snowboard’da ise, vücudun üst kısmı yaralanmalara daha açık olduğunu ifade eden Şener, “Düşmeyle birlikte el bilekleri arkaya doğru gerilerek kırılmalara sebep oluyor. Kayak yaralanmalarının bir kısmı da pistteki çarpışmalara bağlı kazalar sonucu meydana geliyor. Kaymaya bağlı hızla birlikte daha ciddi sağlık problemleri doğuran bu tür kazaların sonunda uyluk kemiği gibi uzun kemiklerde kırıklar, kafa içi hasarları, boyun kırıkları oluşabiliyor” dedi.

    Kayak sporuna yeni başlayacaklar için uygun ekipman seçimi, atılması gereken ilk adımlardan biri olduğunu ifade eden Şener, “Kayağın ve snowboardun doğru boyda seçilmesinin gerekliliği kadar kayak ayakkabılarının doğru sıkılıkta bağlanması da önem kazanıyor. Kayak dersleri almadan, tecrübesiz bir şekilde pistlere çıkmakta çok tehlikeli. Dolayısıyla yeni kaymaya başlayanlar mutlaka profesyonel biri gözetiminde tecrübe kazanmalı. Ayrıca herkesin tecrübesine uygun pistte kayması gerekir” şeklinde konuştu.

    Soğuk havanın da etkisiyle yaralanmalarda ilk başta bir ağrı hissedilemeyeceğini belirten Şener, “Ufak bir yaralanma dahi olsa umursamazlık edip, kaymaya devam etmeyin. Bir süre dinlenip, kendinizi yoklayın. Yaralanma bölgesine ilk müdahale olarak, cildinize direkt gelmeyecek şekilde soğuk su, buz ya da kar uygulayabilirsiniz. Bir süre sonra ağrıdığını hissetmeye başlarsanız mutlaka bir hastaneye gidin” dedi.

  • Havuz keyfiniz kabusa dönüşmesin

    Yaz aylarında serinlemek isteyenlerin koştuğu yüzme havuzlarında hijyenin önemine değinen yetkililer, 27 dereceden sıcak ve devir sirkülasyonu yapmayan havuzların tehlike saçtığını söyledi.

    Bursa’da 1985 yılından beri europool markası ile yüzme havuzu, gösteri ve süs havuzları üretimi yapan Biytaş Şirketler Grubu’nun Başkanı Suat Gülçimen, havuzların mutlaka uzman bir ekip tarafından kontrol edilmesi ve mümkünse otomasyon sistemi bulunması gerektiğini söyledi. Gülçimen havuz kullanıcılarının da temizliğe büyük özen göstermesinin önemli olduğuna vurgu yaptı.

    Gülçimen, yaz aylarında serinlemek isteyenlerin tercih ettiği havuzlarda hijyen kurallarına uyulması gerektiğine dikkat çekti. Hijyen kurallarına uyulmayan havuzlarda serinlemenin riskli olduğuna vurgu yapan Gülçimen, “Havuz suyu gerekli önlemler alınmazsa kolayca kirlenir. Havuz kaynaklı hastalıklardan korunmak için havuz seçiminde dikkat edilmelidir. Periyodik bakımları yapılmayan, uygun kimyasallar kullanılmayan ve su sirkülasyonu yetersiz olan havuzlar sağlığınız tehdit edebilir. Havuzların periyodik olarak yapılması gereken günlük, haftalık ve sezonluk bakım ve temizlikleri olduğu da unutulmamalıdır” dedi.

    Havuz temizliğinde bilinçsiz kimyasal madde kullanmanın sağlık problemlerine yol açtığını ifade eden Gülçimen, “Bu işi uzmanlar yapmalıdır veya otomasyon sitemi ile yapılmalıdır. Havuzda kimyasal madde yetersiz kullanılırsa hijyen riski artar, fazla kullanılırsa göz ve cilt rahatsızlıklarına yol açar. Her havuzun bir kapasitesi vardır. Belirli kapasitenin üzerinde dolu olan havuzlarda hijyenden söz edemeyiz. Havuz suyu berrak olmadır. 27 dereceden daha sıcak olmamalıdır. Havuz suyu devir sirkülasyonlu olmalıdır” dedi.

    Vatandaşların kendi sağlığı kadar başkalarının da sağlığını düşünmesi gerektiğini ifade eden Gülçimen, havuza girilmeden önce duş alınmalı ve bulaşıcı herhangi bir hastalık varsa havuzlardan uzak durması gerektiğini söyledi.