Etiket: Keşfedildi

  • Kelliğe neden olan hücreler ilk kez keşfedildi

    Amerikalı bilim adamları kelliğe ve saçın beyazlaşmasına sebebiyet veren hücreleri ilk kes kesin olarak tespit etti. Kellik tedavisinde çığır açacak buluş sayesinde, beyaz saç ve kellik tarih olabilir.

    Amerika merkezli Southwestern Sağlık Merkezi laboratuvarında yapılan kanser araştırmaları sırasında, saçların dökülmesine neden olan hücreler ilk defa tespit edildi. Araştırmada saçların uzamasını sağlayan hücrelerin yanı sıra, saç beyazlaşmasına neden olan hücreler de ilk defa görüntülendi.

    Fareler üzerinde yapılan deneyde SCF ve KROX20 adlı proteinlerin farelerden alındığında saç uzamasının durduğu ve saçların beyazlaştığı görüldü.

    Araştırmayı yürüten Doktor Lu LE, “Bu buluş sayesinde saçın uzamasını sağlayan hücrelerde gen tedavisini uygulayarak, evrensel bir problem olan kelliği tedavi edebileceğimizi umuyoruz” dedi.

  • Roma Yolu Adım Adım Keşfedildi

    ‘Büyükşehir ile Adım Adım Bursa’ ekibi bu kez, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için buluştu.

    Yaklaşık 2 bin yıl önce Fidan Han’dan başlayarak Ege Bölgesi’ne kadar devam eden Roma Yolu, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Dağcılık Federasyonu Bursa İl Temsilciliği’nin programıyla keşfedildi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Dairesi Başkanlığı Kültür ve Turizm Şube Müdürlüğü koordinasyonunda gerçekleştirilen ‘Büyükşehir ile Adım Adım Bursa’ projesi, bu kez doğaseverleri 23 Nisan için bir araya getirdi. Tayyare Kültür Merkezi’nde başlayan programa katılan dağcılar, hep birlikte Alacahırka Mahallesi Abdal Murat Camii’ne giderek, buradan Roma Yolu güzergahında yürüyüş yaptı. Güzergah üzerinde bulunan Yiğitali ( Congara ) Mahallesi’ne adını veren Ali’nin eşkıyalar tarafından şehit edildiği yerdeki Eşkıya Çeşmesi’ni de görme fırsatı bulan katılımcılar, yürüyüşü Maksem Camii’nde sonlandırdı. Türkiye Dağcılık Federasyonu Bursa İl Temsilciliği’nde İl Tertip Komitesi görevini üstlenen Ferudun Baykara, her zaman sporun ve sporcunun yanında olduğunu gösteren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye organizasyona verdiği büyük destekten ötürü teşekkür etti. ‘Büyükşehir ile Adım Adım Bursa’ projesinin önemine değinen Baykara, kentin kültürel ve turistik değerlerinin sporla daha geniş kitlelere tanıtıldığının altını çizdi.

  • Karadelik Etrafında Evrenin En Hızlı Rüzgârları Keşfedildi

    Aralarında Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Nurten Filiz Ak’ın da bulunduğu bir grup astrofizikçi, evrenin şimdiye kadar keşfedilmiş en hızlı rüzgârlarını bir süper kütleli karadeliğin etrafında gözledi.

    Karadelik etrafında keşfedilen bu rüzgârların hızı saatte 200 milyon km’den daha fazla. Dünya üzerinde şimdiye kadar görülmüş en güçlü kasırgaların en yüksek hızı saatte 300 km’ye ulaşıyor. Karadelikler etrafında keşfedilen bu rüzgârların hızı ise bunun yaklaşık 1 milyon katı.

    Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Sloan Digital Sky Survey teleskobu ve Hawaii ve Şili’de bulunan Gemini ikiz teleskoplarından alınan mor-ötesi ışınımları inceleyen ekip, süper kütleli karadelikleri araştırmak için onların etrafındaki rüzgârların dinamiğini inceliyor. Evrenin bilinen en parlak cisimleri olan bu süper kütleli karadelikler etrafındaki madde ile beraber kuazar olarak isimlendiriliyor.

    Astrofizikçiler, bazı kuazarların etrafında güçlü rüzgârların olduğunu 1960’lı yıllardan bu yana biliyorlar. Veriler, her dört kuazardan bir tanesinin güçlü rüzgarlara sahip olduğunu gösteriyor. Kuazarlar, etrafında disk şeklinde gaz ve tozun bulunduğu süper kütleli karadelikler içeriyorlar. Boyutları güneş sistemimizden daha küçük olsa da, yaptıkları güçlü ışınım sayesinde gözlenebilen evrenin sınırlarını oluşturuyorlar.

    ERÜ Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurten Filiz Ak, yaptığı açıklamada, yabancı bilim adamları ile birlikte yürüttüğü çalışmanın temel amacının, kuazar rüzgârlarının nasıl oluştuğunu ve dinamiğini incelemek ve bu sayede karadeliklerin nasıl büyüdüğünü ve beslendiğini araştırmak olduğunu söyledi.

    Kuazar rüzgârlarını inceleyen çalışma ekibinde kendisiyle beraber Kanada York Üniversitesinden Dr. Jesse Rogerson, Dr. Patrick Hall, Dr. Paola Hidalgo, Dr. Patrik Pirkola ile Pensilvanya Eyalet Üniversitesi’nden Dr. W. Niel Brandt’in de yer aldığı ve çalışmanın Kanada Temel Bilimler ve Mühendislik Araştırma Konseyi, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilim Fonu ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklendiğini belirten ERÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ak,

    “Bu karadelikler güneşin kütlesinden bir kaç milyar kat daha büyük bir kütleye sahipler. Etraflarında yeterince yakında bulunan her şeyi yutabiliyorlar. Bu yutma süreci de tıpkı bir-iki yaşında bir çocuğun kendi kendine yemek yemesine benziyor; tabağındakilerden çoğu etrafa saçılırken, az bir kısmı midesine gidiyor. Kuazarlar da etraflarındaki maddeleri yutarken güçlü rüzgarlar oluşuyor ve bu rüzgarlar sayesinde maddenin bir kısmını etrafa saçıyorlar. Biz de bu rüzgârları inceleyerek karadelikleri anlamaya çalışıyoruz. Bu kuazarda şimdiye kadarki en hızlı rüzgârı keşfettik, ayrıca çok daha yavaş olan bir başka rüzgarın da yeni oluştuğunu gözlemledik. Yeni oluşan rüzgarın hızı yaklaşık 140 milyon kilometre. Daha sonra neler olacağını görmek için bu kuazarı gözlemeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

  • Kahramanmaraş’ta Yeni Kelebek Türü Keşfedildi

    Kahramanmaraş’ta yeni bir kelebek türü keşfedildi. Andırın ilçesinde bulunan ‘çok gözlü’ kelebek türüne keşfi yapan 40 yaşındaki Ali Bali’nin ismi verildi.

    Osmaniye’de öğretmenlik yapan ve 2008 yılından bu yana amatör kelebek gözlemciliği yapan Ali Bali, Latince adı Polyommatus olan çok gözlü kelebek cinsini 7 aylık çalışma sonucu görüntülemeyi başardı.

    Kanat altındaki benekleri nedeniyle bu isimle anılan ve Palearktik bölgede geniş dağılım gösteren yeni kelebek türü, Türkiye’nin tüm Avrupa’dan daha çok türe ev sahipliği yaptığını bir kere daha kanıtladı.

    Kelebeklere olan merakı, endemik kelebek türlerinin varlığını öğrendiğinde çalışmalara başlayan ve Türkiye’ye özgü en yeni türe isim babalığı yapan Ali Bali, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen sonuca ulaştı.

    Önce AdaMerOs (Adana-Osmaniye-Mersin Kelebekleri) ve sonra Trakel, (Türkiye’nin Anonim Kelebekleri) adında teması sadece kelebek olan ve gönüllülük esasına dayalı kelebek gözlem ve paylaşım siteleri ile tanışan Ali Bali, halen Trakel’de tür tanımı yapmaya devam ediyor.

    Her kelebek gözlemcisinin hayali olan yeni bir tür ile karşılaşması ise Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde 2015 yılının Temmuz ayında gerçekleşti.

    Yeni türü fotoğraflamayı başaran Ali Bali, elde ettiği verileri bu konuda en önemli yabancı otoritelerden biri olan Fransız böcek bilimci Frédéric Carbonell’e gönderdi.

    Yapılan araştırma neticesinde Ali Bali, Carbonell’e göre bu kelebekle yeni bir tür keşfettiğini müjdesini aldı.

    Yaşanan bu gelişmeyle ilgili görüşlerini açıklayan Görsel Sanatlar Öğretmeni Amatör Kelebek Araştırmacısı Ali Bali, “Hobi olarak başladığım kelebek dünyasıyla önce Adana, Osmaniye, Mersin kelebekleri ’adameros.org’, sonrasında Türkiye’nin Anonim Kelebekleri ’trakel.org’ ismindeki kelebek gözlem siteleri sayesinde tanıştım. Halen Trakel’de kelebek türleri hakkında paylaşımlarda bulunuyor ve site üyelerine tür tanımlarında yardımcı olmaya çalışıyorum. Andırın’daki gözlemlerim sırasında rastladığım türün daha önce görülmediğinden emindim. Açıkçası bilim dünyası için yeni bir tür olacağı o an aklıma gelmedi. Ancak yapılan detaylı bilimsel araştırma ile, bu kelebeğin yeni bir tür olduğu sonucuna ulaşıldı. Türü keşfetmekle mutlu oldum ve rüyam gerçek oldu. Ben ülkemizde bulunan gizli saklı birçok türün hâlâ keşfedilmeyi beklediğine inanıyorum ve hayatım boyunca kelebeklerin peşinde olacağım” dedi.

  • Türkiye’nin İlk Lav Tüpü Mağarası Keşfedildi

    Türkiye’nin ilk lav tüpü mağarası keşfedildi. “Hassa Lav Tüpü” mağarası Türkiye’nin Ulusal Mağara Envanteri’ne kaydedilen ilk volkanik kökenli doğal mağarası oldu.

    Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü ile Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) Genel Müdürlüğü’nünyürüttüğü Ulusal Mağara Envanteri’ne bugüne kadar kaydedilen bütün mağaralar karstik mağara özelliği taşıyor. Temmuz 2015 güncellemesinde de envanterde yer alan 1377 adet mağara içerisinde volkanik süreçlerle oluşmuş herhangi bir mağara kayıt altına alınmamıştı.

    Ancak Hatay’da yapılan ön etüt çalışmalarında Hassa ilçesi sınırları içerisinde lav tüpü mağarası bulunduğu belirlendi ve ortaklaşa yürütülen bir çalışmayla sahada etüt çalışması yapıldı.

    MAĞARANIN HARİTALAMA ÇALIŞMASI AĞUSTOS 2016 TARİHİNDE TAMAMLANACAK

    Yeri belirlenen lav tüpü mağarasının girişinin bloklarla neredeyse tamamen kapalı olması sebebiyle “daral” olarak adlandırılan ve ancak sürünerek girilebilen bir pasajdan anlaşıldığı kadarıyla mağara bazaltik volkanizma içerisinde gelişmiş, bir ana galeri ile buna bağlı 3 yan koldan oluşan mağara yatay bir tüp şeklinde ilerliyor. Yürütülen çalışmalarda mağaranın 200 metrelik kesiminin ölçümü yapıldı. Ancak her üç galeride de bataklık zeminde ilerlemenin imkansız hale gelmesi ile ölçümler sonlandırıldı. ‘Hassa Lav Tüpü” olarak adlandırılan mağaranın haritalama çalışmalarının ise Ağustos 2016 tarihinde tamamlanması hedefleniyor.

    “HASSA MAĞARASI’NIN ULUSLARARASI ALANDA SIRALAMAYA GİRMESİNİ BEKLİYORUZ”

    Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, lav örtüsünün sahadaki yayılımına göre mağaranın toplam uzunluğunun 1 km’yi geçmesini beklediklerini ifade ederek “Hassa Lav Tüpü Mağarası sahip olduğu özellikleriyle Türkiye’nin Ulusal Mağara Envanteri’ne kaydedilen ilk volkanik kökenli doğal mağarası oldu. Ülkemiz açısından bir ilk olan bu mağaranın aynı zamanda uluslararası alanda da sıralamaya girmesini bekliyoruz” diye konuştu.