Etiket: kene

  • Kene korkusu yeniden başladı

    Doğu Anadolu Bölgesinde havaların ısınması ile birlikte kene korkusu yeniden baş gösterdi. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesiyle Erzurum’da 10’a yakın vatandaş hastanelere müracaat etti.

    Erzurum’da Haziran ayıyla birlikte son günlerde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı şüphesiyle hastanelere müracaatta artış yaşanmaya başladı. Erzurum’un ilçelerinden Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı şüphesiyle 10’a yakın hasta ambulanslarla getirilerek tedavi altına alındı.

    “Kırım Kongo Kanamalı Ateşine karşı uyarı”

    Erzurum Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mahmut Uçar, hava sıcaklarının artmasıyla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına karşı vatandaşları uyardı.

    Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının mikrobun alınmasından sonraki günler içerisinde ortaya çıktığını kaydeden Halk Sağlığı Müdürü Uçar, şöyle konuştu:

    “Keneler mayıs ayıyla beraber yeniden canlanmaktadır. İlkbahar ve yaz aylarında, pikniği sıkça tercih eden vatandaşlarımız piknik alanlarına gittiklerinde zeminle direk temas etmemelidirler. Oturacakları yere en azından bir örtü sermeliler. Kenelerden insanlara geçen Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı, sadece çiftçilikle uğraşanlar için değil, pikniğe giden vatandaşlar için de tehlike oluşturmaktadır. Hasta insanların veya enfekte hayvanların kan, idrar ve diğer vücut sıvılarına korunmasız temas sonucunda hastalığın belirtileri 5-6 günde, en fazla 13 gün içerisinde ortaya çıkabilmektedir. Hastalık ateş, halsizlik, üşüme, titreme, baş ağrısı, yaygın kas ağrıları, yüzde ve gözlerde kızarıklık, bulantı-kusma ve ishal şikayetleri ile ortaya çıkar. Hangi kenenin mikrop taşıdığı bilinemediğinden tüm keneler hastalık yapabilir. Bunun için bildiğimiz sakırga, kuru budak, mal kenesi gibi isim verilen keneler dahil tüm kenelere karşı dikkatli olunmalıdır. Keneler özellikle bahar ve yaz aylarında tarlada, bağ ve bahçede çalışırken gelir. Vücudunuza tutunurken o bölgede ağrı veya kaşıntıya yol açmaz, dolayısıyla tutunduğu fark edilemeyebilir. O nedenle eve dönüşte çocuklarımızda ve kendi vücudumuzda gözle kene kontrolü yapmak çok önemlidir. Etkinliği kanıtlanmış aşısı ve virüse özel tedavisi bulunmamakla birlikte erken teşhis konulduğunda uygulanacak destek tedavi ile kişinin iyileşme ihtimali artar.” dedi.

    İnsan vücuduna kene yapışması durumunda neler yapılması gerektiğini anlatan Erzurum Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mahmut Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vücuda kene tutunması halinde çıplak elle dokunulmadan bir kene kartı, eldiven, kağıt mendil, bez, naylon poşet veya yaprak ile vakit geçirilmeden, kene ezilmeden, patlatılmadan hemen çıkarılmalı ve çıkarılan yer tentürdiyot ile temizlenmelidir. Kene çıkarılırken kenenin başı deri içinde kalsa bile hastalık açısından bilinen bir risk oluşturmamaktadır. Kene çıkarılamıyorsa hemen en yakın sağlık kuruluşuna giderek çıkarılması sağlanmalıdır. Vücuda tutunan kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığa yakalanma riski de o kadar az olur”

  • Uzmanlardan kene uyarısı

    Hitit Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurcan Baykam, yaz ayları ile birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarının görülmeye başlandığını belirterek vatandaşları uyardı.

    Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının zehirli keneler aracılığıyla bulaştığını dile getiren Prof. Dr. Nurcan Baykam, özellikle Mayıs aylarından itibaren havaların ısınmasıyla birlikte KKKA vakalarına rastlanmaya başlandığına işaret etti.

    Vatandaşların ve hayvancılıkla uğraşan, hayvanlarla teması olan çiftçilerin keneler konusunda duyarlı olması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Baykam, gösterilen hassasiyet ve duyarlılığın hastalıkların bulaşımını önlemede en önemli etkenlerden birisi olduğuna dikkat çekti.

    Tarlaya, bahçeye, giden hayvanlarla teması olan çiftçilerin akşamları iş dönüşü evlerine geldiklerinde vücutlarında kene kontrolü yapmalarını öneren Prof. Dr. Baykam, tarla ve bahçede çalışanların vücutlarında açık yer bırakmamaları özellikle pantolon paçalarını çoraplarının içerisine sokmaları ya da uzun çizmeler giymelerini istedi.

    Kene teması olduğunda ateş, halsizlik, bulantı, kusma, kas ağrıları, vücut ağrısı, sırt ağrısı, ishal gibi belirtiler görüldüğünde mutlaka bir doktora başvurulması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Nurcan Baykam, “Aile hekimlerimiz ve doktorlarımız bu konuda duyarlılar ilgililer. Bu bulgularla gelen hastaları KKKKA açısından da değerlendiriyorlar. Buda KKKA’nın ilk aşamada tespit edilmesine neden oluyor. Yıllar içerisinde bu duyarlılık gittikçe arttı. Ama öyle durumlar oluyor ki hasta kene ile temasının hiç olmadığından bahsediyor. Bazen yanlış bilgide veriyor. Birkaç gün gecikmeler oluyor. Bu açıdan duyarlılığın artması şart. Ağır formda geldiğinde ilk müdahale yapılmadan gelen hastaları kaybedebiliyoruz. Bu aşamada yapılan bütün müdahaleler cevapsız kalabiliyor. Bu vücudun virüse verdiği tepkiyle ilişkili bu dönemdeki tedavilerin karşılık bulmadığı hastalar oluyor. Bu tür vakalarda olabildiğince en hızlı şekilde sağlık kuruluşlarına başvurmak çok önemli. Bazen vücudun verdiği tepkiyle de hastalar çok kısa zamanda ağırlaşabiliyor. Bazen erken geldiğini düşünen hastalarda ağır bir şekilde sağlık kuruluşuna başvurabiliyor” dedi.

    “Cımbızla çıkarmak en iyi yöntem”

    Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının ‘Hyalomma marginatum’ adı verilen kene türü ile bulaştığını anlatan Baykam, “Bazen halkımız biz çocukluğumuzdan beri bu keneleri biliriz hatta elimizle temizleriz. Bugüne kadar bir şey olmadı, bundan sonrada bir şey olmaz çok yanlış bir algı. Görülen her türlü kenenin bu virüsü taşıyor olabileceğini düşünmek bilmek lazım. Keneyi olabildiğinde hızla vücuttan uzaklaştırmak en önemli nokta. Kene vücutta ne kadar uzun süre kalırsa virüsü vücuda salma oranı o kadar artıyor ancak kene vücuttan hızla uzaklaştırılırsa bu olasılık azalıyor. Vücuda yapışan bir keneyi patlatmadan çıkarmalıyız. Cımbızla çıkarmak en iyi yöntem” ifadelerini kullandı.

  • Uzmanlardan Kene Uyarısı

    Özel Anadolu Kastamonu Hastaneleri Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Saliha Bakır Özbey, ısınan havalar ile birlikte kenelerin yeniden canlandığını ve özellikle kırsalda yaşayanların kenelere karşı dikkatli olmaları uyarısında bulundu.

    Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 2002-2015 yılları arasında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı nedeniyle 469 kişi hayatını kaybetti, 9 bin 787 vaka görüldü. En fazla ölüm ve vaka 2009 yılında tespit edildi. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte kene vakalarının artmaya başladığını belirten Özel Kastamonu Anadolu Hastaneleri Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Saliha Bakır Özbey, “KKKA çoğunlukla hayvanlardan insanlara bulaşan viral bir hastalıktır. Kenenin yoğun olarak bulunduğu yerler özellikle hayvancılığın yapıldığı orman kenarı, parçalı arazi yapısına sahip çalı ve çırpılı alanlar ile otların bulunduğu yerlerdir. Ülkemizde ilk kez 2002 yılında Tokat yöresinde görülen ve 2003 yılında tanımlanan hastalık, ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyi, Karadeniz Bölgesi’nin güneyi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde görüldü. Daha sonraki yıllarda ülkenin her bölgesinden vakalar bildirilmeye başlanmış olup, Kastamonu ve çevresinde de birçok vaka saptanmış ve yapılan tedaviye rağmen hayatını kaybedenler olmuştur. KKKA her yıl Nisan-Ekim ayları arasında görülmekte ve Haziran-Temmuz aylarında pik yapmaktadır. Yabani kemirici hayvanlar, kuşlar ve keneler hastalığın doğadaki saklayıcısı durumundadır. Keneler beslenmek için bu hayvanlardan kan emerken virüsü alırlar. Hastalık, virüsü taşıyan kenelerin insan vücuduna tutunması, virüsü taşıyan kenelerin çıplak el ile ezilmesi (kene kırma), virüsü taşıyan hayvanların kan, doku ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi ve hasta insanların kan ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi ile bulaşmaktadır. Evcil hayvanlara da virüs aynı şekilde bulaşabilir. Fakat hastalık hayvanlarda belirtisiz seyrederken insanlarda oldukça öldürücü olabilmektedir. KKKA hastalığı için hastalığın yaygın olduğu bölgelerde yaşayan, tarım ve hayvancılık ile uğraşan çiftçiler, çobanlar, kasaplar, mezbaha çalışanları, veteriner hekimler, enfekte hastalar ile temas eden sağlık çalışanları, laboratuvar çalışanları, hasta yakınları, askerler, kamp ve piknik yapanlar ve korunmasız olarak yeşil alanlarda (bağ, bahçe, tarla, orman ve orman kenarı tarım arazisi vb.) bulunanlar risk altındadır” dedi.

    KKKA hastalığının kontrolünde bilinçli korunma önlemlerinin alınmasının oldukça önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Özbey, şöyle konuştu:

    “Kene riski olan bölgelere gidenler mümkün olduğunca vücutta açık kısım kalmamasına özen göstermeli ve kenelerin daha kolay fark edilmesi nedeniyle açık renkli elbiseleri tercih etmelidirler. Kenelerin vücuda girebileceği yerlerin kapatılması (örneğin pantolon paçalarının çorap içine alınması, çizme giyilmesi) gerekmektedir. Kene tutunmaları sıklıkla ağrısız olduğu için genellikle kişiler keneyi tutunduktan çok daha sonra, bazen kene günlerce kan emerek şiştikten sonra fark ederler. Bu nedenle kene riski olan yerlerden eve dönüldüğünde kollar, bacaklar, gövde diz arkası, koltuk altları, kulak arkası, ense, saç dipleri ve kasıklar dahil vücudun her tarafı ve elbiseler iyice kontrol edilerek kene olup olmadığına bakılmalıdır. Çocukların vücudu ve elbiseleri de anne ve babaları tarafından mutlaka kontrol edilmelidir. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak elle koparılmamalıdır. Hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına korunmasız bir şekilde çıplak el ile temas edilmemelidir. Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında eldiven, önlük gibi gerekli korunma önlemleri alınmalıdır. Ayrıca insanların kanlarına ve vücut sıvılarına da korunmasız çıplak elle temas edilmemelidir.”

    “KENE TUTUNMASI DURUMUNDA EN YAKIN SAĞLIK KURULUŞUNA BAŞVURULMALIDIR”

    Kene tutunması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğinin altını çizen Dr. Özbey, “Hastalık bulaşma riski kenenin vücutta kaldığı süre ile doğru orantılı olduğundan en kısa zamanda çıkarılmalıdır. Vücuda tutunmuş kene görüldüğünde kene asla çıplak elle çıkartılmamalıdır. Eldiven, naylon poşet, bez parçası ile tutularak ya da ince uçlu bir pens veya varsa kene çıkartma kartı ile ezilmeden çıkarılmalı ve en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacı ile üzerine sigara basmak ve alkol, gaz yağı, kolonya gibi herhangi bir kimyasal madde dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır. Keneler patlatılmamalı ve ezilmemelidir. Kene tutunmasından sonra 10 gün içinde ateş, halsizlik, iştahsızlık, karın ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi şikayetleri ortaya çıkarsa hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” diye konuştu.

  • Sezon Başladı, Kene Isırmalarına Dikkat

    Aydın Liva Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Erdal Gezer, ısınan havalar ile birlikte kenelerin yeniden canlandığını ve özellikle kırsalda yaşayanların kenelere karşı dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu.

    Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 13 yılda 2002-2015 yılları arasında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nedeniyle 469 kişi hayatını kaybetti. Yine 13 yılda 9 bin 787 kişiye KKKA bulaştı, tedavi edildi. En fazla ölüm ve vaka 2009 yılında bin 318 olarak tespit edildi. En fazla ölüm olayı ise 63’er ölüm ile 2008 ve 2009 yıllarında oldu.

    Yaz aylarının gelmesiyle birlikte kene ısırması sonucu bulaşan KKKA hastalığına yakalananların sayısının artmaya başladığını belirten Aydın Liva Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Erdal Gezer,”KKKA çoğunlukla hayvanlardan insanlara bulaşan mikrobik bir hastalıktır. Hastalık hayvanlarda belirtisiz seyrederken insanlarda öldürücü olabilir. Kenenin yoğun olarak bulunduğu yerler özellikle hayvancılığın yapıldığı orman kenarı parçalı arazi yapısına sahip çalı ve çırpılı alanlar ile otların bulunduğu yerlerdir. İlk kez Tokat yöresinde görülen hastalık ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyi, Karadeniz Bölgesi’nin güneyi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde görüldü. Daha sonraki yıllarda ülkenin her yerinde görülmesye başlayan hastalık nedeniyle Aydın ve çevresinde de bir çok vaka yaşanmış ve hayatını kaybedenler de olmuştu. Son yıllarda hastalığın görüldüğü alan genişlemiş olup, hemen hemen ülkemizin her bölgesinden vaka bildirimi yapılmaktadır. Hastalığın tedavisinde uygulanabilecek etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış bir ilaç ve aşı bulunmamaktadır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının kontrolünde bilinçli korunma tedbirlerinin alınması oldukça önemlidir. Kene riski olan yerlerden eve dönüldüğünde kollar, bacaklar, gövde, diz arkası, koltuk altları, kulak arkası, ense, saç dipleri, kasıklar dahil vücudun her tarafı ve elbiseler iyice kontrol edilerek kene olup olmadığına bakılmalıdır. Çocukların vücudu ve elbiseleri de anne ve babaları tarafından mutlaka kontrol edilmelidir” dedi.

    “KENENİN ISIRMASI DURUMUNDA EN YAKIN HEKİME BAŞVURULMALIDIR”

    Kenenin ısırması durumunda en yakın hekime başvurulması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Gezer,” Kene ısırması durumunda mümkünse en yakın sağlık kuruluşuna başvurup eğitimli bir sağlık personelinin keneyi usulüne uygun olarak çıkarması önerilir. Hastalık bulaşma riski kenenin vücutta kaldığı süre ile doğru orantılı olduğundan kene en kısa zamanda çıkarılmalıdır. Vücuda yapışmış keneler, hijyen ortamı sağlanıp eldiven giyildikten sonra ezilmeden, ağızdan veya başından tutularak bir cımbız veya pens yardımıyla, vida çıkarır gibi sağa sola çevrilerek çıkarılmalı. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla üzerine sigara basmak veya kolonya ve gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır” şeklinde konuştu.

  • Kene Korkusu Tavuk Çiftliği Sahibi Yaptı

    Tokat’ta 9 yıl önce kene korkusu nedeniyle birkaç adet tavuk beslemeye başlayan emekli tersaneci İzzet Altun, bugün bin 500’e yakın tavuk ile yumurta sektörüne girdi.

    Tokat’ta kenelerden insanlara geçen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı nedeni ile ilkbahar aylarında yaşanan sorunlara karşı doğal çözüm arayışları devam ediyor. Kenelere karşı kimleri sülün, beç tavuğu beslerken Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından ise belirli dönemlerde keklik ve sülün doğaya bırakılıyor. 2000 yılında İstanbul Haliç Tersanesi’nden emekli olarak memleketi Tokat’ın Pazar ilçesine yerleşen evli ve 3 çocuk babası 62 yaşındaki İzzet Altun ise evinin bahçesinde vücuduna kene tutunması sonucu tavuk beslemeye karar verdi. Keneye karşı 3-4 tane tavuk alarak evinin bahçesinde beslemeye başlayan Altun, 15-20, 450 derken bin 500 tavukla çiftlik kurdu. Oğlu ile birlikte organik yumurta ticaretine başlayan Altun, yaklaşık 9 yıldır marketlere yumurta satıyor. Talepleri karşılamakta zorluk çeken Altun, yaptığı işten mutlu olduğunu ifade ederek, “Sabahın ilk ışıklarından akşam saatlerine kadar çalışıyorum. Bu işi yapmak isteyenlere pazarı varsa işinin mesuliyetini biliyorsa yapsınlar. Ama pazarları yoksa kolay para kazanmak istiyorlarsa yapmazlar” diye konuştu.

    Keneye karşı vatandaşların tavuk beslemesini tavsiye eden Altun,”Tavuğun olduğu yerde kene olmaz. Keneden korkanlar tavuk beslesinler. Hobi amaçlı 3-4 tane olsun tavuk alarak beslesinler” diye konuştu.