Etiket: kene

  • Uzmanından böcek ve akrep sokmaları ile kene ısırıklarına karşı uyarı

    Denizli Kale Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Utku Özgen yaz aylarında yaşanan böcek ve akrep sokmaları ile kene ısırıklarına karşı vatandaşları uyardı.

    Özgen, tarım işçiliği ve hayvancılığın yaygın olduğu kentte, yaz aylarında böcek, kene, akrep ve yılan sokmalarının sık yaşandığını belirterek hem tarlada çalışanlar hem de serinlemek için park ve bahçeleri tercih edenler için uyarılarda bulundu. Böcek ısırıklarının ve sokmalarının çoğunun zararsız olmasına rağmen yine de dikkatli olunması ve tedbir alınması gerektiğinin altını çizen Özgen, “Böcek ısırıklarında karşılaştığımız semptomlar, kişiden kişiye, ısıran veya sokan böceğin cinsine göre değişmekle birlikte genel olarak kaşıntı, acı, ağrı, kızarıklık, şişkinlik, bulantı, terleme şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu gibi durumlarda temas olunan bölgeye soğuk uygulama yapılmalı, sokulan bölge sabunlu su ile yıkanmalı, çok fazla hareket ettirilmemelidir. Zehrin vücuda yayılmasını engellemek amacı ile sokulan yerin üstünden bandaj uygulanmalıdır. Hasta ve yakınları durumu takip etmeli, mevcut durumda kötüleşme tespit edilir edilmez yakın bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır” dedi.

    “Kene üzerine herhangi bir kimyasal madde uygulanmamalıdır”

    Özgen, tarla, bağ, bahçe, piknik alanları gibi kene, böcek, örümcek gibi canlılarla temas acısından riskli bölgelere gidildiğinde dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Oturulacak alana acık renkli örtüler serilmeli, açık renkli kıyafetler giyilmeli, pantolon paçaları çorap içine sokulmalı veya uzun çizmeler giyilmelidir. Bu gibi riskli alanlardan dönüldükten sonra tüm vücut üzerinde kene varlığı araştırılmalıdır. Eğer kene tutunması tespit edilmişse çıplak elle dokunmadan eldiven, bez, poşet kullanılarak çıkarılmalı, çıkarılamıyorsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Kene üzerine herhangi bir kimyasal madde uygulanmamalıdır.”

    Akrep, yılan sokmalarında ise sokulan alanda şişlik, kızarıklık, ağrı meydana geldiğini ifade eden Özgen, zehrin kana karışmasından sonra kas krampları, bulantı, kusma, nefes alamama gibi sistemik belirtilerin ortaya çıktığını, bu gibi durumlarda sokulan yerin vücuda yakın olan kısmından turnike uygulanması ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi.

  • 6 yaşındaki çocuk kene kurbanı oldu

    Sivas’ta 6 yaşındaki çocuk kene ısırması sonucu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığından hayatını kaybetti.

    Edinilen bilgiye göre olay, Sivas’ın Koyulhisar ilçesine bağlı Bozkuş köyünde meydana geldi. Fikret Karataş’ın 6 yaşındaki oğlu M.R.K.’yi geçtiğimiz günlerde kene ısırdı. Rahatsızlanan çocuk Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma ve Uygulama hastanesinde tedavi altına alındı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) tanısı konan çocuk burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Minik çocuk bugün Bozkuş köyünde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek.

  • Fuhşun şifresi ’araba’ ve ’kene’

    Adana’da yardıma muhtaç kadınlara zorla sözleşme imzalatıp fuhuş yaptırdığı ileri sürülerek tutuklanan 9 kişinin telefon görüşmelerinde polise yakalanmamak için kadına “Araba”, çirkin kadına “Toros araba”, zengin müşteriye ise “Keneli” dediği ortaya çıktı.

    Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Ahlak Büro Amirliği ekipleri ekipleri 17 Nisan’da kimsesiz ve yardıma muhtaç kadınlara zorla fuhuş yaptıran, fuhşa aracılık ve yer temininde bulunduğu öne sürülen kişilerin evlerine şafak vakti baskın yaptı. Bazı evlere özel harekat polisiyle giren polis 9 erkeği gözaltına aldı. Zanlıların 23 kadına zorla fuhuş yaptırdığı saptandı. Kadınlar da emniyete götürülerek ifadeleri alındı.

    Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen zanlılar Ali K. (34), Muhittin B. (45), Hüsnü Ö. (31), Hıdır A. (49), Harun Ö.(31), Yaşar Y. (57), Erol A. (36), Mehmet K. (50) ve İkbal K. (50) ise ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi.

    Suçlamaları kabul etmeyen zanlılar, teknik takipteki konuşmalarında “Kadın ayarlayalım” ifadelerini ise şaka olarak nitelendirdi. Zanlılar çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.

    23 mağdur ise zanlıların kendilerini “İsterseniz size para kazandırırım, kalacak yer ve yemek veririm” diyerek kandırıp daha sonra da fuhuş yaptırdığını belirtti. Ayrıca kadınların verdiği ifadede zanlıların Adana ve çevre ilçelerdeki kimsesiz ve yardıma muhtaç kadınları bulup otoyol ve parkta fuhuş yaptıracak kişiye getirdiği, bundan dolayı bin lira para aldığı, ayrıca her fuhuştan yüzde 50 pay aldığı belirlendi. Kadınların ayrıca, fuhuş yaptıran kişinin sözleşme hazırladığını ve bunu de kendilerine imzalattığını söylediği öğrenildi. Bu sözleşmede “Kadını bulan bin lira para alır. Her fuhuştan yüzde 50 pay alır. Geriye kalan yüzde 50’yi ise aracılık eden alır. Kadınlar güzel giyinip bakımlı olmalı” yazdığı öğrenildi.

    Fuhşun şifresi ’araba’

    Bu arada, zanlıların polisin teknik takip yapmasına karşı da önlemler aldığı belirlendi. Zanlıların polis kendilerini dinlediklerinde anlamamaları için şifreli konuştukları anlaşıldı. Buna göre zanlıların kadın yerine “Araba” kelimesini, zengin müşteri yerine “Keneli” kelimesini, fuhuş sözcüğü yerine ise “Otobana vurmak” kelimesini kullandıkları tespit edildi. Bu yöntemle zanlıların 23 kadını otoyol ve parklarda fuhşa sürüklediği, kadınların günde ortalama 50 erkekle birlikte olduğu ve 20 ila 100 lira arasında değişen paralar kazandığı tespit edildi.

    Çirkin kadının şifresi ’Toros’

    Ayrıca, zanlıların müşterilere sattıkları kadınları çirkin ve güzel kadın olarak ayırdıkları ancak polise yakalanmamak için çirkin kadın cümlesi yerine “Toros”, güzel kadın yerine de “Lüks otomobil” isimleri söyledikleri tespit edildi. Ayrıca çirkin kadını gören kamyon sürücüleri için “Dikkatli olun Toros geliyor onu gören hemen kamyonu ile dağa vurabilir” dedikleri öğrenildi. Ayrıca bazı müşterilerin kadınları çok çirkin bulduklarında ise “Benim hastam vardı onu ziyarete gidecektim” diyerek fuhuş yapmaktan vazgeçtiği de belirlendi.

  • Durakta bekleyen kadını kene ısırdı

    Adana’da durakta beklerken kenenin ısırdığı kadın hastaneye kaldırıldı.

    Alınan bilgiye göre, sağlık görevlisi eşi Cumali Tekin’i iş yerinde ziyaret eden Zuhal Tekin (42), daha sonra eve gitmek için durağa geçti. Tekin, toplu taşıma aracı beklerken duvara yaslandı. Dolmuşa binen Tekin, bir süre sonra sırtında yanma hissetti. Evine geldikten sonra sırtındaki yanma hissi arttı. Yanan yere elin uzatan Tekin, sırtında bir cisim olduğunu fark edip yaradan dolayı oluşan kabuk zannedip çıkardı. Ancak kabuk sandığı şeyin hareket ettiğini görünce bir sağlık kuruluşunda çalışan komşusuna gösterdi. Komşusu bunun kene olduğunu belirterek hemen hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi.

    Zuhal Tekin ambulans ile Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Burada tedavi altına alınan kadının sırtında kalan kenenin diğer parçası da çıkarıldı. Kene ise incelemeye alındı.

    Bu arada Tekin’e Kırım Kongo Kanamalı Ateş’e yakalanmaması için 5 iğne yapıldı. Daha sonra Tekin, hastanede kalmak istemediğini söyledi. Doktorlar ise hastanın kendi isteğiyle hastaneden ayrılmasını kabul edip, mide bulantısı, kaşıntı olması durumunda hemen hastaneye gelmesi gerektiğini bildirdi. Tekin evine gitti ancak akşam mide bulantısı ve kaşıntı başlayınca tekrar hastaneye kaldırıldı.

    “Ölmek istemedim”

    Zuhal Tekin, dolmuşa bindikten sonra sırtında biri sigara söndürmüş gibi bir yanma hissettiğini belirterek, “Hatta şoföre bile benim buram yandı dedim. Eve geldim arkam kaşınıyordu yara zannettim kabuk bağlamış olabileceğini düşündüm. Daha onu çıkartırken elime aldım hemen yürümeye başladı. Büyük oğlum vardı yanımda ona söyledim komşumuza söyledik o da görevden gelmişti hemen uyandırdık. Elimde yürüyen şeyin kene olduğunu söyleyip hemen hastaneye gitmem gerektiğini söyledi. Zaten bütün vücudumu kaşıntı tuttu hastaneye gittik. Hastanede gözetim altına aldılar 5 tane iğne yaptılar. Ondan sonra kalan bir parça vardı onu çıkardılar. Orayı tekrar ilaçlayıp tetanos iğnesi yaptılar” dedi.

    Tekin, vücudunda kene olduğunu öğrenince korktuğunu belirterek, “Ölmek istemedim korktum ilk defa hayatımda böyle bir şey başıma geldi, ilk defa keneyi gördüm. Kocam var çocuklarım var ölmek istemedim” diye konuştu.

  • Kene kabusu fren yaptı

    Gümüşhane’de ilk olarak 2004 yılında görülen ve bugüne kadar 15 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) ile ilgili eğitim çalışmaları aralıksız devam ettiriliyor.

    Halk Sağlığı Müdürlüğüne bağlı Toplum Sağlığı Merkezi (TSM) tarafından yürütülen eğitim çalışmaları kapsamında ekipler köy köy gezerek vatandaşları bilgilendiriyor, vücutta kene ısırması olması halinde neler yapılacağını uygulamalı olarak gösteriyor.

    TSM Başkanı Dr. Sezgin Eroğlu başkanlığında sürdürülen çalışmalar kapsamında ekipler merkeze bağlı Mescitli köyüne giderek vatandaşları bilgilendirdi, kene kartı ve broşür dağıttı.

    KKKA 2008-2011 arasında zirve yaptı

    KKKA hastalığıyla ilgili Türkiye’de ilk vakanın Tokat’ta, Gümüşhane’de ise 2004 yılında ilk kez görüldüğünü belirten Dr. Eroğlu, bu vakaların 2008-2011 yılları arasında en yüksek seviyeye ulaştığını ve daha sonra kene ile yapılan mücadele ile birlikte vaka sayılarında azalmalar olduğunu söyledi.

    Eğitimlerle vaka sayısı azaldı

    Kene vakalarında azalmaların en önemli sebebinin konu ile ilgili olarak yapılan eğitimler olduğunu

    Kaydeden Eroğlu, “Yapılan eğitimler, halkın bilinçlenmesini sağladı. Kene ısırması sonrası vatandaşların hastanelerimize başvurmasıyla beraber bu vaka sayıları azaldı. Bunun dışında kenenin doğal yaşamındaki kırılmalar da bu vaka sayılarının azalmasının bir sebebi olarak görmekteyiz. Artan popülasyonlar zirveye ulaştıktan sonra zaten düşmesi gerekiyordu, öyle de oldu” dedi.

    Gümüşhane’de 13 yılda 15 kişi KKKA’dan öldü

    Gümüşhane’de 2004 yılında görülen ilk vakadan sonra KKKA hastalığından 15 kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Eroğlu, “Her geçen yıl vaka sayılarımız azalmaktadır. En yüksek vaka sayısına 2011 yılında ulaştık. Geçen yıl ise sadece bir kişi KKKA hastalığından hayatını kaybetti. Bu yıl henüz böyle üzücü bir vaka yaşamadık, inşallah da yaşamayız. Belirttiğim gibi vaka sayılarımız her geçen yıl azalmakta, azalmaktaki et büyük etken de yaptığımız eğitimlerdir. Eğitimlerimizi özellikle halka yönelik yapıyoruz. Din adamlarına, muhtarlara yönelik yapıyoruz. Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği yaparak öğretmenlere, öğrencilere yönelik yapıyoruz. Geçen yıl yaklaşık 30 bin kişiye eğitim verildi. Bu yılki eğitim sayımız 16 bine ulaştı. Ancak Mayıs ve Haziran aylarındaki veriler henüz elimize ulaşmadı. Temmuz ayı sonu itibariyle eğitimlerimizi tamamlayacağız. Başta Gümüşhane merkez ilçe olmak üzere tüm ilçelerimize bağlı gitmeyeceğimiz köy kalmayacak” diye konuştu.

    Bu yıl 182 kene ısırığı vakası var, 9’u pozitif

    Geçtiğimiz yıl Gümüşhane’de 582 kene ısırma vakası yaşandığını, 20 kişide KKKA hastalığı tespit edildiğini ve bir kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Eroğlu, “Bu yıl ise 182 kene ısırığı vakası oldu, bunlardan 9’u pozitif çıktı. Şükürler olsun henüz bir kaybımız yok. Birisi Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde diğeri KTÜ Farabi Hastanesi’nde olmak üzere iki vatandaşımızın tedavisi sürüyor. İnşallah onlar da en kısa zamanda sağlığına kavuşurlar” ifadelerini kullandı.

    “Gurbetçiler olayın ciddiyetinin farkında değil”

    Gümüşhane’de yaz nüfusunun farklı olması nedeniyle ortaya çıkan bir sorunu da aktaran Eroğlu, şunları söyledi: “Bizim ilimizde sonbahar ayları ile büyük illere göç edip yaz aylarında vatandaşlarımızın gelme durumu var. Kalıcı nüfusun duyarlılık seviyesi yükselmiş durumda ama yaz aylarında gelenlerde aynı duyarlılığı göremiyoruz. Çünkü onlar bu olaya uzaklar. Kışı gidip yaz döneminde gelenlerin bilincini artırmak istiyoruz.”

    Eroğlu, geçen yıl 45 bin büyükbaş, 8 bin adet de küçükbaş hayvanın KKKA hastalığı kapsamında ilaçlandığını, bu yıl da aynı işlemlerin devam ettiğini sözlerine ekledi.