Etiket: Kendilerini

  • Araçlarında bir kilo 170 kokain ele geçen sevgililer kendilerini “İçiciyiz” diye savundu

    Adana’da şüphe üzerine durdurulan bir araçta yapılan aramada bir kilo 170 gram kokain ele geçirildi. Araçlarında kokain ele geçen sevgililer kendilerini “İçiciyiz” diye savundu.

    Edinilen bilgiye göre, merkez Seyhan ilçesinde bulunan Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü önünde gece rutin yol uygulaması yapan ekipler şüphe üzerine bir araç durdurdu. 2 kişinin bulunduğu araçta arama yapan ekipler motor kaputuna gizlenmiş bir kilo 170 gram kokain buldu. Araç içerisinde bulunan erkek B.H.K (24) ile sevgilisi Y.B. (20) gözaltına alındı.

    Gözaltına alınan zanlılardan B.H.K’nın polise verdiği ifadesinde, içici olması nedeniyle torbacılara para kaptırmamak için İstanbul’a giderek bir kilo 170 gram kokaini piyasa değeri olan 110 bin dolar yerine 55 bin dolara aldığını söylediği öğrenildi. Öte yandan, B.H.K. ile Y.B.’nin nişanlanacakları ortaya çıktı.

    Gözaltına alınan zanlılar Adli Tıp Birimindeki sağlık kontrolünün ardından sorgulanmak üzere Adana Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

  • Laçinel: ’’Gençlere ilk önce kendilerini tanımlarını, kendi yeteneklerini fark etmelerini öneriyorum’’

    Ayşen Laçinel, ’’Gençler mülakata davet edilmişse bu büyük bir fırsat. Bu mülakatı iyi değerlendirmelidir. Bunun için gençlere ilk önce kendilerini tanımalarını, kendi yeteneklerini fark etmelerini öneriyorum. Bu çok ciddi bir çalışma’’ dedi.

    Marka ve İnsan Kaynakları Danışmanı, Kariyer Koçu, Eğitmen, AL Danışmanlık Genel Müdürü Ayşen Laçinel’in yeni kitabı ’Liderlik Frekansı’ imza günü, Taksim Sed Otel’de, bir davette, iş ve ekonomi dünyasının önde gelen isimlerini buluşturdu. Engin tecrübesine dayanan Laçinel, gençlerin mülakata giderken nelere dikkat etmesi gerektiğini, işe giriş-çıkışın hızlı olması nedeni ve bunun ekonomiye kaybını, patronların stratejik planlama nereler dikkat etmesi ve yeni kitabı ile ilgili önemli bilgiler verdi.

    Gençlere iş mülakatından önerilerde bulunan Ayşen Laçinel, ’’Gençler mülakata davet edilmişse bu büyük bir fırsat. Bu mülakatı iyi değerlendirmelidir. Bunun için gençlere ilk önce kendilerini tanımalarını, kendi yeteneklerini fark etmelerini öneriyorum. Bu çok ciddi bir çalışma. Biz, herkesi fark ediyoruz, herşeyi algılıyoruz. Peki, kendimi fark ediyor muyum? Ben kendimi tanıyor muyum? Benim güçlü yönlerim neler? İlgi alanım nedir? Yeteneklerin nedir? Ben bu güçlü yönlerime, yeteneklerime ve ilgi alanıma yönelik bir iş mi seçtim? Oraya mı mülakata gidiyorum? Eğer bunların cevabı evetse, bir adım önce başlıyorum. İlgim ve yeteneklerim olan işe başvurmam beni öneçıkaracakken,yeteneklerimi bilmemle birlikte işin tanımını öğrenmem gerekiyor. Mülakata gittiğim zaman, beni niye seçsinler? Bunu çok iyi açıklayabilmeliyim. Kendi yeteneklerim, ilgim ve kendime yaptığım yatırımlar beni diğerlerinden ayıracak bilgiler. Ben işin tanımını,yeteneklerimi biliyorum ve yatırımı yaptım. İş yerine gittiğinde, bütün bu içeriği doğru ve etkili bir şekilde ifade edebiliyor muyum? Bir başka önemli bir nokta, benim talip olduğum kurum ne? O kurumun özelliklerini biliyor muyum? O kurumun kültürünü ve değerlerini araştırdım mı? Yeteneğim ve ilgim o işe uygunken, benim değerlerim ve benim kültürüm, kurumun kültür ve değerleriyle örtüşüyor mu? Bu soruların cevabı da evetse, kişinin bu bilgileri önce karşındakini dinleyerek, sorularını gerçekten anlayarak ve o sorulara bilgisi ve iletişim yetenekleriyle en doğru ve en etkili cevabı vererek başarmasıyla mümkün. Dolayısıyla ben, görüntünün kurum kültürüne uygun bir giyim stilini seçmenin önemini vurguluyorum. Aklın, gönlün, kendine yaptığın emeğin ve birikimin önemini anlatıyorum.Gençler bunlara dikkat ederse o işi almamalarına imkan yok. Sonuç olarak şunu söylüyorum: Önce, kendine liderlik edeceksin. Önce, kendini bileceksin. Kendini bilen, herşeyi bilir. Kendine liderlik eden, o mülakata liderlik eder. Diğer liderlerle senkronize şekilde çalışabilir. Başarılı sonuçlar alman için bence bunlar yeterli’’ dedi.

    ’’İşe giriş-çıkış hızının çok yüksek olmasının, yılda yaklaşık 3 milyar liralık kayba neden oluyor’’

    Hizmet sektöründe işçi giriş-çıkışların(turnover) ekonomiye olan kaybını değerlendiren Laçinel, ’’Ciddi oranda ekonomiye kaybı var. Mülakat için insan kaynaklarındaki uzmanın ayırdığı süre, mülakattan önce yapılan cv taramaları, işe alınan kişiye verilen işe giriş oryantasyon eğitimleri, o kişiye ayrılan zaman, sigortası, yemeği, maaşı, bütün bu zaman, emek ve para yatırımı, 3-4 ay sonra kişini işten çıkarılması veya kişinin orayı sevmemesi ile son bulabiliyor. Özellikle üniversiteli gençlikte iş arama sorunu, birde iş bulan gençliğin işte barınamama sorunu birleşince, hem moraller bozuluyor hem de Türk ekonomisine ciddi kaybı oluyor. İşe giriş-çıkış hızının çok yüksek olmasının yılda yaklaşık 3 milyar liralık kaybı var. Bunun en büyük sebeplerinden birincisi, firmanın organizasyon şemasının tanımının net olmaması. Aslında firma, ne hedefini tam belirlemiş olabiliyor ve rotadan hedef kayıyor ne de organizasyonundaki görev tanımları birbirinden ayrıştırılmış. Böyle olunca, ne aradığını bilmeyen bir insan kaynakları yaklaşımıyla, işe geldiğinde de ne istediğini bilmeyen işçi ortaya çıkıyor. Eğer ben etkili iletişim tekniklerini öğrenmişsem çok güzel paketle kendimi kabul ettirebiliyorum. Ancak işe girdikten sonra içerik, akıl ve deneyim göstermek gerekiyor. Bunları gösteremediğiniz zaman aynı ’Made İn China personel ve ürün’ gibi, -mış gibi yapıp, işe gelen arkadaşlarımızın aslının o olmadığını, onun gibi olduğu anlaşılıyor ve işten çıkarılıyor. Öbür tarafta ne istediğini bilmeyen insan kaynaklarının alım vizyonunun, isteklerinde erozyona uğraması, aldığı kişiyi değerlendirmemesine neden oluyor. Etkili,doğru, liderlik ve yönetimi sergilenemiyor. Liderlik ve yetenek yönetimi sergilenemiyor. Bunu sergileyemeyen insan kaynakları yöneticisiyle, ne istediğini tam bilmeyen işe aday arkadaşlarımız, ömrü kısa iş deneyimlerine sahip oluyor. İşe giriş-çıkış hızı çok yükseliyor ve Türk ekonomisine ciddi zarar veriyor’’ şeklinde konuştu.

    Patronlara stratejik planlar yaparken önerilerde bulunan Laçinel,’’Kişilere önerdiğim gibi kurumun kendini çok iyi tanıması lazım. O kurumun, o sektörde var olmasını sağlayacak olan ve o sektörde rakiplerden kurumu ayıracak olan özelliklerini çok iyi görebiliyor olmasın olması gerekiyor. Bu özellikleri öne çıkarırken, şu şirket bunu yapıyorsa bende bunu yapıyorum demeden, kendi özelliklerini farklılaştırarak, doğru bir iletişim stratejisiyle anlatabiliyor olması gerekiyor. Sadece kendini bilmekte yetmiyor. Ülke pazarında ve dünya pazarında, kendi faaliyet alanındaki oyuncuları da çok iyi tanıması lazım ki, müzik değiştiğinde dansı değiştiğini de bilebilsin. Taklit etmeyen, gücünü ve farklıklarını bilen, stratejisini doğru yansıtan bir kurumu vizyonu, vizyonu gerçekleştirecek insan kaynaklarının kurgulanmasıyla da başarılı olacaktır. Şirketin kendine liderlik etmesi gerekiyor. Kendi gücüne, pazara, ülkeye, büyüdükçe dünyaya ve bütün bunlardan önce dünyaya liderlik etmesi gerekiyor’’ diye konuştu.

    Laçinel kitabı hakkından şu bilgileri verdi: ’’Biz bazen sahip olmak istediklerimiz şeylere, sahip olunca mutlu olacağımızı sanıyoruz. Oysa ki, kendi değerlerimiz ertelersek, kendimize, ailemize ve sevdiklerimize haksızlık edersek, sahip olmak istediklerimiz olduğunda da, oldu da yinede mutlu değilim diyoruz. Demek ki sonradan sahip olduğumuz şeyler bize mutluluk vermeyecek. O halde mutluluk nedir? Mutluluk kendini bilmek, eğitim alırken, kariyer yaparken, güç sahibi olurken etrafa ne kadar fayda verebiliyorsun? Güçlendikçe ne kadar güçlendirebiliyorsun? Bunu anlamak lazım. Bunu anladığımız zaman paranız varken de mutlusunuz, yokken de mutlusunuz. Belki paranız hiçbir zaman olmayacak, ama o zamanda değerlisiniz. Belki de yatırımdan yatırıma koşacaksınız. Bütün bunlar, sizin değerinizi etkileyen faktörler değil. ’Liderlik Frekansı’ kitabımda, ilk kitabım olan ’Sen Kimsin’den sonra diyorum ki, şen şimdi kendini fark ettin, kendi yeteneklerinin farkındasın, kim olduğunu biliyorsun ve bir yolculuğa çıktın. Kim olduğunu bilen kişi, sağlam ve sağlıklı yolculuk yapar. Çünkü hedefini de bilir. Bu kitabımda diyorum ki, ’’Aslında Yolculuk Kendine ve Kendi Yolculuğunda Kendi Yıldızın Parlasın.’’ Okurlarıma bu mesajı veriyorum. Bütün insan kaynakları danışmanlıklarım, marka danışmanlıklarım, yaptığım kariyer koçlukları ve eğitimlerin özeti bu kitabımda’’

    ’’Yaşam bir liderlik yolculuğudur. Kendine liderlik etmektir aslolan’’ diyen Ayşen Laçinel, yaşamdaki her birimizin özel, tek ve biricik olduğumuzu anlattığı 2.’ci kitabında, kendini fark etmenin ve yaşam amacını bilmenin anlamını vurguluyor. Gerek özel, gerek iş yaşamında, kılavuzunuz olacak bu kitapta, pek çok faydalı bilgi ve örnekler, okuyucuya güvenli bir yol arkadaşı olmaya hazır.

  • Kendilerini Tiyatro Oyununda Anlattılar

    Eskişehir Toplum Ruh Sağlığı Merkezinde kayıtlı olan hastalar, kendi hastalıklarını ve toplumun dışarıdan bakış açısını oynadıkları tiyatro gösterisiyle anlattılar.

    Zübeyde Hanım Yerleşkesi Toplum Ruh Sağlığı Merkezi bahçesinde gerçekleşen tiyatro gösterisi, Ruh Sağlığı Merkezine kayıtlı olan hastalar tarafından grup çalışması adı altında yapıldı. Hastalar, hem kendi sorunlarını hem de toplumun kendilerine nasıl baktıkları konusunu oynadıkları oyun ile gözler önüne serdiler. Drama hocası önderliğinde yaklaşık 3 aylık bir çalışmanın ardından hastane personeline yapılan gösteri yoğun alkış aldı. Ayrıca oyun sırasında hastalar, yapmak istedikleri hayallerini sessiz ve teatral şeklinde oynayarak, katılımcılara kendilerinin ne yaptığı sorunsu sordu. Ardından hayallerinde kurdukları şeyi anlattılar.

    “HASTALARIMIZA DIŞARIDAN BAKAN İNSANLARIN ONLARI NASIL GÖRDÜĞÜ İLE İLGİLİ BİR OYUNDU”

    Konuyla ilgili açıklama yapan Toplum Ruh Sağlığı Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Yasemin Tekin Uludağ, gerçekleşen tiyatro oyununda bahsederek, “Toplum Ruh Sağlığı Merkezine kayıtlı hastalarımızla sürdürdüğümüz etkinliklerden bir tanesi duygularını ifade etmek, insanların duygularını anlayabilmek, düşünceleri daha iyi ifade etmekle ilgili bir çalışma başlattık. Bu anlamda grup çalışmaları yapabilmek adına da drama hocamızın önderliğinde tiyatro çalışmasını yaptık. Yaklaşık 3 aydır bu oyun için çalışılıyor. Bu oyun biraz daha hastalarımızın durumuyla ilgili izleyenlere ayna tutmak. Biraz onların nasıl hissettiği, hastalarımıza dışarıdan bakan insanların onları nasıl gördüğü ile ilgili, bir ayna tutmakla ilgili bir oyundu. Amacına da ulaştığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    Yapılan tiyatro gösterisinin ardından Toplum Ruh Sağlığı Merkezi hastaları hazırladıkları koro ile dinleti gerçekleştirdiler.

  • Üniversiteler Kendilerini Tanıttı

    YGS sonrasında LYS’ye yoğun bir tempoda hazırlanan Mamaklı öğrenciler için Mamak Milli Eğitim Müdürlüğü üniversite tanıtım günleri düzenledi. Cebeci Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde düzenlenen tanıtım günlerine yurtiçinde ve KKTC’de eğitim veren 40 üniversite katıldı.

    Üniversite tanıtım günlerinin açılışını Mamak Belediyesi Başkan Vekili Erdal Ak, Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürü Rahmi Güney ve okul müdürleri gerçekleştirdi. Açılışta bir konuşma yapan Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürü Rahmi Güney, “Gençlerin ileriki hayatlarına atılmış en önemli imza okuyacakları üniversitedir. Üniversite seçimi yaparken çok dikkatli olmalısınız ve kendinize en uygun üniversiteyi seçmelisiniz. Bizler sizlerin en doğru tercihi yapması için böyle bir organizasyon yaptık” dedi. Eğitimin son derece önemli olduğunu söyleyen Mamak Belediyesi Başkan Vekili Erdal Ak’ta öğrencilerin yetenek ve ilgileri doğrultusunda tercih etmelerinin son derece önemli olduğunu dile getirerek; “Hedeflerinizi yetenekleriniz doğrultusunda belirleyerek en doğru bölümü tercih etmelisiniz” dedi.

    Mamak’ta bulunan lise son sınıf öğrencilerinin büyük bir rağbet gösterdikleri üniversite tanıtım günlerine binlerce öğrenci katıldı. Öğrenciler üniversiteler ve bölümler hakkında merak ettikleri bütün soruların cevabını en yetkin ağızdan aldı.

  • Vali Çakacak: “Öğretmenlerimiz Sürekli Kendilerini Yenilemeli”

    Mersin’e yeni atanan aday öğretmenlere deneyimli öğretmenler danışmanlık yapacak. Bu kapsamda, Aday Öğretmen Yetiştirme Programı başlatıldı.

    Mersin’e yeni atanan aday öğretmenler ile onların yetişmelerinde danışmanlık yapacak deneyimli öğretmenleri bir araya getiren Aday Öğretmen Yetiştirme Programı’nın açılış töreni, Mersin Valisi Özdemir Çakacak’ın katılımıyla Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde yapıldı.

    Törende yaptığı konuşmada aday öğretmenlere seslenen Vali Çakacak, dünyanın en eski ve en kutsal mesleklerinden biri olarak tarihin her döneminde daima saygın bir konumda olan öğretmenlik mesleğine ilk adımlarını attıklarını söyledi. Öğretmenliğin, Türk kültüründe ve inancında annelik kadar sevgi ve sıcaklık, babalık kadar şefkat ve fedakarlık gerektiren bir meslek olarak ayrı bir yere ve öneme sahip olduğunu vurgulayan Çakacak, “Ömrünü ve tüm enerjisini milletin geleceği için harcayan, hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan başta Başöğretmen Atatürk olmak üzere, tüm öğretmenlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum” dedi.

    Bir ülkenin kültürel, sosyal ve ekonomik kalkınmasında ve çağdaşlaşmasında, halkın refah ve huzur içinde yaşamasında temel unsurun insan ve insana verilen eğitim olduğunu, eğitimde ise temel faktörün öğretmen olduğunu belirten Çakacak, öğretmenlerin eğitimci olmalarının yanında toplumda birleştirici ve yönlendirici olduklarının da altını çizdi. Atatürk’ün, bu gerçeği “Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir ulus henüz ulus adını almak yeteneğini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle denir, ulus denemez. Bir kitle ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere ihtiyaç duyar” sözleri ile en anlamlı şekilde ifade ettiğini söyleyen Çakacak, “Cumhuriyet tarihimiz boyunca devletimiz, milletimizin, geleceğimizin sağlam temeller üzerine inşa edilmesi için eğitime büyük önem vermiş, son yıllarda hükümetimizin bütçeden eğitime önemli miktarlarda ödenek ayırmasıyla eğitim altyapımızda fiziki ve teknolojik olarak önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bizler de Hükümetimizin belirlemiş olduğu çağdaş eğitim standartlarını Mersin’imizde kalıcı bir şekilde sağlamaya önem ve öncelik veriyoruz. Bütün bunlara değerli öğretmenlerimizin özverili çabaları da eklenince Mersin eğitim alanındaki birçok göstergede Türkiye ortalamasının üzerine çıkmaktadır” diye konuştu.

    “ÖĞRETMENLERİMİZ SÜREKLİ KENDİLERİNİ YENİLEMELİ”

    Günümüz dünyasında bilim, teknoloji ve iletişim sektörlerinde hızlı büyüme, gelişim ve dönüşümün, herkesi öğrenmeye zorladığına dikkat çeken Çakacak, “Milletimizin geleceğinin tohumlarını eken öğretmenlerimizin, bilim ve teknolojideki gelişmeleri ve değişmeleri takip etmelerinin çok daha önemli ve zorunlu olduğuna inanıyorum. Zira yaşadığımız bilgi teknolojileri çağı, çocuklarımızın neredeyse yetişkinlerden daha çok şey bildikleri bir dönemi de beraberinde getirmiştir. Bugün öğretmenlerimizin bu gerçeğin farkında olarak, teknolojik imkanlardan daha sık faydalanmaları, günün şartlarına göre kendilerini yenilemeleri, sürekli okuyarak yenilikleri takip etmeleri gerekmektedir. Öğretmenlerimizin modern teknikleri, yeni yöntemleri kullanmak suretiyle çocukların derse severek aktif olarak katılmalarını sağlamaları esas olmalıdır. Çünkü öğretmenlerimizin göstereceği bu özverili ilgi, çocuklarımızın en iyi şekilde yetişmelerine zemin hazırlayacaktır. Bu şekilde yetişen çocuklarımızın da milletimizi çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefine hızla taşıyacağına inanıyorum. Öğretmenlerimiz, milletimizin gelişen ve hızla değişen dünya değerlerine ulaşmasında katılımcı ve üretken bireyler yetiştirmek gibi çok önemli bir sorumluluğu üstlenmişlerdir” diye konuştu.

    Çağımızda bilginin en büyük beşeri ve sosyal sermaye olduğunu, kendine özgü değerleri koruyarak eleştirel düşünebilen, problem çözebilen, bilgiye ulaşabilen, ulaştığı bilgiyi kullanabilen ve başkalarıyla da paylaşabilen bireyler yetiştirmenin millet olarak çok daha güçlü olmamızı sağlayacağını da dile getiren Çakacak, “Sevgili öğretmenlerimiz, öğrencilerimize öğrenirken eğlenme duygusu yerleştirmek, onları hayat boyu öğrenme sürecine dahil etmek, kendilerini değiştirmelerini ve yeni şeyler öğrenmelerini bir alışkanlık haline getirebilmelerini sağlamak için onları içinizdeki sevgiye, heyecana ve geniş ufkunuza ortak ediniz. Öğretmenler, geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz çocuklarımızı bilgi, karakter ve değerler yönünden şekillendirme gücüne sahiptir. Bu nedenle gerek okul içerisinde gerekse okul dışında rol model insanlar olarak tutum ve davranışlarıyla da öğrencilerine ve çevrelerine daima örnek olmalıdırlar. Sizlerin de üzerinize düşen bu büyük görevin bilinci içerisinde hareket ederek, bu onurlu görevi en iyi şekilde yerine getireceğinize yürekten inanıyorum. Yeni atıldığınız meslek hayatınızın sizlere, ailenize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

    İl Milli Eğitim Müdürü Adem Koca da öğretmenliğin insanlık tarihinin en anlamlı ve ölümsüz mesleği olduğunu vurgulayarak, Öğretmenin vazifesi, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirerek toplumun inşasına katkı sağlamaktır. İnsan hayatında eğitim, davranışları doğru yönlendirmede ve bireylerin haklarına tecavüz edilmesinin engellenmesinde birinci derecede etkilidir. Öğretmen, görevini yerine getirirken bu önceliği asla ihmal etmemelidir. Bunun için de heyecanımızı diri tutmalı ve ideallerimizi yeniden kuşanmalı, vazgeçmeden yolumuza devam etmeliyiz” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından aday öğretmenlere “İlimize Hoş Geldiniz” belgeleri verildi.