Etiket: Kemik

  • Çocuk Kemik İliği Nakli

    Medical Park Bahçelievler Hastanesi Çocuk Hemotoloji ve Onkoloji Uzmanı Doç Dr. Ceyhun Bozkurt, ’’Avrupa’da, Almanya’dan sonra çocuk kemik iliği naklini en çok yapan ülkeyiz. ’Sadece ülkemizdeki vatandaşlara değil, sağlık turizmi aracılığıyla yurt dışından gelen hastalarımıza hizmet verme durumundayız’’ dedi.

    Küçücük bedenleri, kocaman yürekleriyle aylarca süren tedavi süreçleri ardından kemik iliği nakli ile hayata yeniden tutunmayı başaran 50 çocuk, Medikal Parkı Bahçelievler Hastanesi’nde düzenlenen moral etkinliğinde bir araya geldi. Palyaçoların yaptığı gösteri ve eğlenceli müzik eşliğinde keyifli saatler geçiren çocuklar, üzerinde ’’Gerçek Survivorlar’’ yazılı pastayı kesti.

    ’’ÇOCUKLAR VE AİLELER BİR ARAYA GELEREK MOTİVASYONU ARTIRIYORUZ’’

    Medical Park Bahçelievler Hastanesi Kemik İliği Nakli Direktörü Prof. Dr. Tunç Fışgın ise, “Bu etkinliği yıl sonunda her zaman yapıyoruz. Aileler ve çocuklarla bir araya gelerek onların motivasyonunu artırıyoruz. Yıl boyunca neler yaptık, nereleri değiştirebiliriz, gelecek yıl nereleri ekleyebiliriz diye konuşuyoruz ve çocuklarla eğleniyoruz. Son 10-15 yıldır kemik iliği nakli çok hızlı bir gelişme gösterdi ve oldukça iyi bir noktaya geldi. Elbette alınacak yol var. Özellikle donör bulma konusunda ve bağış konularında bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın son yıllarda önemli çalışmaları oldu. Verici bulma konusunda çok daha iyi noktadayız. Fakat bilinçlenmeyi biraz daha arttırmamız gerek. Özellikle Kızılay’a, Kan Merkezlerine kan bağışı yaparken, bir yanda da kemik iliği donörü olabileceklerini bildirirseler veri tabanına katılmış olacaklar’’ diye konuştu.

    ’’BU YIL 55 KEMİK İLİĞİ NAKLİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

    Prof. Dr. Tunç, temel birkaç tedavi yöntemi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Kemoterapi, radyoterapi, kemik iliği nakli, cerrahi tedavi. Bu tedavi yöntemlerini çocukların hastalıklarına göre değerlendirip uyguluyoruz. 2015 yılında 55 kemik iliği nakli gerçekleştirdik. Yurt içinden hastalar olduğu gibi yurt dışından da gelen hasta var. Tedavi oranlarımız oldukça iyi. Çocukların çıktığı bu yolda onlara sıcak sağlık evinde mutlu bir hizmet vermek gerekir. Çocukların hastaneye gelirken mutlu olması ve buradan mutlu dönmesini sağlamak gerekir. Bizde ekip olarak bunu yapmaya çalıştık.’’

    ’’KEMİK İLİĞİ NAKLİ KONUSUNDA İYİ DURUMDAYIZ’’

    Yapılan çalışmanın bir yıllık çalışma olduğunu belirten Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Ceyhun Bozkurt da, ’’Ön planda biz görünüyoruz ama işin aslı öyle değil. Arka plan çok geniş bir ekip var. Tüm ekibin emeğinin parçasıdır bu. Emek verip hasta çocukların iyi olduğunu görmek ve geleceğimize çocukları kazandırma mutluluk verici. Daha önce hastalarımızın önemli bir kısmı nakil konusunda nakil olamadıkları için ya kaybediliyor ya da yurt dışına gitmek zorunda kalıyordu. Artık ülkemizde bizim merkezimizin içinde bulunduğu çok gelişmiş merkezler, üniteler ve alt yapılar var. Avrupa’da Almanya’dan sonra çocuk kemik iliği naklini en çok yapan ülkeyiz. Sadece ülkemizdeki vatandaşlara değil, sağlık turizmi aracılığıyla yurt dışından gelen hastalarımıza hizmet verme durumundayız. Oldukça iyi durumdayız. Eksiklerimiz var, yok değil. Hızla bu eksikliği tamamlayarak Batılı ülkeler seviyesinde yer ediniyoruz’’ şeklinde konuştu.

    “CESARETİNİZLE TÜM ZORLUKLARI GERİDE BIRAKTIK”

    Son olarak söz alan Medical Park Bahçelievler Hastanesi Genel Müdürü Metin Arslan ise şunları söyledi: “Bu güzel moral partisi vesilesiyle çocuklarımızla bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Kimi zaman zorluklar yaşadık ama cesaretiniz ve çabanızla tüm zorlukları geride bıraktık. Bu süreçte hep yanınızda olmaya çalıştık, yeni yıla daha sağlıklı ve taptaze umutlarla ’merhaba’ diyeceğiz.”

    Hastanenin çocukluk çağı kanserleri ile mücadele konusunu önceliğine almış ve bu anlamda 2011 yılından itibaren çocuklara modern teknolojinin de desteğiyle, sevecen ve mutlu bir ekip ile kaliteli sağlık hizmeti vermeyi kendine ilke edindiğini anlatan Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Çocukluk çağı kanserlerinin temel tedavi yöntemleri olan kemoterapi, radyoterapi, cerrahi tedavi ve kemik iliği nakli konularında sahip olduğumuz deneyimli kadrolarımızla, multidisipliner bir ekip çalışması ile bundan sonra da çocuklarımıza “sıcak bir sağlık evi” formasyonunda hizmet vermeyi sürdüreceğiz.”

  • Pediatrik Kemik İliği Nakli Hastaları Sinemada Buluştu

    Medical Park Antalya Hastane Kompleksi, Pediatrik Kemik İliği Nakli Bölümü’nde tedavi gören ve iyileşen çocuklar sinemada bir araya geldi.

    Pediatrik Kemik İliği Nakli Bölümü’nde tedavi gören ve iyileşen çocuklar, Snoppy ve Charlie Brown isimli filmi izledi. Çocuklarının sinemaya gitme hayalini gerçekleştirdikleri için teşekkür eden aileler, “Uygun koşulları sağlayarak, sadece bizim için salonun kapatılması sayesinde çocuklarımızı sinemaya getirdik. Bu, onların hayaliydi. Bu hayali gerçekleştirdiğiniz için teşekkür ederiz” dedi.

  • Dr. Kemik: “Soba Değil İhmal Öldürür”

    Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, yanlış kurulan, yanlış yakılan ve baca donanımı yetersiz olan sobaların insanların hayatlarına mal olduğunu belirterek, ‘sessiz katil’ olarak bilinen karbonmonoksit gazı zehirlenmelerine karşı vatandaşları uyardı. “Soba değil ihmal öldürür” diyen Dr. Kemik, soba ve şofben zehirlenmelerine karşı dikkatli olunmasını istedi.

    Dr. Kemik, yazılı bir açıklama yaparak, kış aylarının gelmesiyle birlikte kullanımına başlanan odun ve kömür sobalarına karşı halkı uyardı. Soba zehirlenmesinin odun, kömür gibi ısınma aracı olarak kullanılan maddelerin yanması ile ortaya çıkan karbonmonoksit gazından kaynaklandığına dikkat çeken Kemik, Türkiye’de bilgisizlik, yanlış kullanım ve ihmal yüzünden soba, şofben ve baca zehirlenmelerinin, her yıl kış aylarında özellikle alçak basınçlı havalarda tehlikeli boyutlara ulaştığını kaydetti. Güneybatıdan esen bir rüzgar olan lodos nedeniyle her yıl onlarca kişinin, özellikle sobadan sızan karbonmonoksit gazı ile zehirlendiğini belirten Kemik, “Karbonmonoksit gazı tatsız, renksiz, kokusuz olması ve tahriş etme özelliğinin olmaması nedeniyle fark edilmediği için ‘sessiz katil’ olarak bilinmektedir. Vücuda solunum yoluyla girer ve doğrudan kana geçerek oksijen alımını engeller, zehirlenme ve ölüme neden olur. Karbonmonoksit gazı ile zehirlenmeler sıklıkla kapalı ortamlarda açık ocaklar, bacası çekmeyen soba, şofben, bacasız gaz sobalarında yakıtın iyi yanmaması nedeniyle meydana gelir” dedi.

    ZEHİRLENME BELİRTİLERİNE DİKKAT

    Karbonmonoksit zehirlenmesinde ilk belirtilerin baş ağrısı, yorgunluk hissi, mide bulantısı gibi semptomlar olduğuna işaret eden Dr. Kemik, “Genellikle bu semptomların ağırlığı karbonmonoksit düzeyi ve maruz kalınan süre ile ilişkilidir. Ciddi zehirlenmelerde baş dönmesi, kusma, bilinç kaybı ve ölüm görülür. Soba zehirlenmeleri nedeniyle söz konusu üzücü olayların yaşanmaması için vatandaşlarımızın soba kullanımı konusunda dikkatli olmaları gerekmektedir. Zehirlenme durumlarında hasta bulunduğu yerden temiz havalı bir yere taşınmalı ve hemen suni solunum yaptırılmalıdır. Hasta vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna götürülmelidir” ifadelerini kullandı.

    Zehirlenmelerin önüne geçmek için soba, şofben ve bacaların kurulumu, yakılması ve temizliğine dikkat edilmesi, kurallara mutlaka uyulması gerektiğinin altını çizen Kemik, kullanılan her türlü ısıtma cihazının kalite belgesine sahip olup olmadığına, garantilerine ve garanti sürelerine bakılmasını istedi. Dr. Kemik, soba ve bacalarda uyulması gereken kuralları şöyle sıraladı:

    “Kullanılan yakıtın standartlara uygunluğu kontrol edilmeli, izin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalı. Aşırı doldurulan sobanın duman yolu daralacağı, soba içinde düzensiz ısı dağılımı nedeniyle de baca çekişi zayıflayacağı için soba yakılırken aşırı doldurulmamalı. Sönmekte olan sobaya asla tutuşması için güç yakıtlar konulmamalı, yakıt yavaş yavaş ilave edilmeli, yatmadan önce sobaya kesinlikle yakıt konulmamalı. Yanmakta olan soba yatmadan evvel mutlak surette söndürülmeli. İyi ısınmayan ve alttan yakılan kömür sobalarında karbonmonoksit zehirlenmesi riski artacağından soba tutuşturulurken yakıtın üstten yanması sağlanmalı. Özellikle alçak basınçlı lodoslu havalarda ölüm olaylarında artış görüldüğü için eğer bacalar standartlara uygun değilse alçak basınçlı havalarda soba yakılmamalı, yakılması zorunlu ise gece yatarken mutlaka tam olarak söndürülmeli. Soba borularının birbiriyle birleştirilmesinde hava ve baca gazı sızdırmazlığı sağlanmalı. Sobanın bulunduğu yer sürekli havalandırılmalı. Bacalar standartlara uygun ve yalıtımlı olmalı, düzenli olarak temizletilmeli. Dumanın geri tepmesini önlemek için bacaların en üst noktasının çatının en üst noktasından 1 metre daha yüksekte olması sağlanmalı ve baca şapkası mutlaka takılmalı.”

    Dr. Kemik, şofben kullanımında dikkat edilmesi gerekenler konusunda da şunları kaydetti:

    “Şofben mutlaka bacaya bağlanmalı, baca bağlantısı olmayan, bina aydınlığına bağlı şofben asla çalıştırılmamalı. Şofbenin monte edileceği mekan yeterli büyüklükte olmalı, şofben mümkünse banyo yerine balkona veya başka bir havadar mekana takılmalı, şofbenin montajı mutlaka yetkili servis tarafından yapılmalı. Şofbenin kullanıldığı yere sürekli temiz hava girmesi sağlanmalı. Bacalar yatak odalarından, merdiven sahanlığından, bina girişlerinden, havalandırma boşluklarından, çatı arasından, banyo ve tuvaletten geçirilmemeli. Şofbende gaz kaçağı hissedildiğinde öncelikle gaz vanası ve tüp dedantörü kapatılmalı, elektrik düğmeleri açılmamalı, açıksa hemen kapatılmalı, kibrit, çakmak gibi alev ve kıvılcım çıkartabilecek hiçbir işlem yapılmamalı, pencereler karşılıklı açılarak ortam havalandırılmalı, hızla gaz şirketi yetkilisi veya şofben servisi aranmalıdır.”

  • Taksim Yayalaştırma Projesindeki Kazı Çalışmalarında Kemik Bulundu

    Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi kapsamında devam eden kazılarda, bir insana ait olabileceği düşünülen kemik ve kafatası parçaları bulundu.

    Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi kapsamında devam eden kazı çalışmaları sırasında çalışanlar, ilginç bir olayla karşı karşıya kaldı. Taksim Meydanının Atatürk Kültür Merkezi bölümüne yakın olan kısmında yapılan çalışmalarda, bir insana ait olabileceği düşünülen kemik ve kafatası parçaları bulundu. Kazı yapılan toprak zeminde insana ait olduğu iddia edilen kafatası ve kemik parçaları net bir şekilde görülürken, kemikleri gören vatandaşlar şaşkınlıklarını gizleyemedi.