Etiket: Keçiören’de

  • Keçiören’de “Mahallede iftar var”

    Gelenekselleşen ve zengin, fakir, genç, yaşlı demeden herkesi aynı sofrada buluşturan “Mahallede İftar Var” etkinliğinde bu sefer Kuşcağız Mahallesi sakinleri bir araya geldi.

    Kuşcağız Kapalı Pazar Yerinde Kur’an tilavetiyle başlayan iftar programına Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve eşi Hatice Ak, AK Parti Ankara Milletvekili Adayı Ahmet Fethan Baykoç, 19 Mayıs, Esertepe, Atapark ve Kuşcağız mahalle sakinleri katıldı.

    Ramazan’ın birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma ayı olduğunu vurgulayan Başkan Mustafa Ak, herkesi etrafında zor durumda olanlara karşı duyarlı olmaya davet ederek, “Bu ayda kimsesiz ve zorda olanlara karşı yardım elimizi uzatalım. Çevremizden de sorumluyuz. Sizler yardımcı olamıyorsanız, bizlere haber verin, bizler onlara yardım elimizi uzatalım. Ramazan’ın 18. gününü geride bırakıyor ve Kadir Gecesi’ne yaklaşıyoruz. Huzur, birlik ve kardeşlik içinde bayrama erişmeyi temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.

    Kuşcağız Mahallesi’nin Keçiören’de en fazla nüfusa sahip mahalle olduğunu vurgulayan Ak, mahalledeki 2 caminin imar düzenlemeleri ile ilgili de bilgi verdi. Kuşcağız Pazar Yeri’nin üstünü kapattıklarını da söyleyen Başkan Ak, vatandaşın alışverişini daha rahat yapacağına dikkat çekerken, Keçiören’in 51 mahallesine eşit hizmet götürdüklerini belirtti.

    Başkan Ak, Kuşcağız Mahallesi’ne yaptıkları Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi ile Aşık Veysel Nikah Sarayı’nın da mahalleli için önemine vurgu yaptı.

  • Keçiören’de Dadaş rüzgarı

    Kültürel ve sanatsal etkinlikleri ile dikkat çeken Keçiören Belediyesinin düzenlediği hemşehri geceleri bu sefer de Dadaşları buluşturdu.

    Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezinde düzenlenen Erzurum türkülerinin seslendirildiği geceyi hemşehri dernek başkanları ve vatandaşlar izledi. Sanat yönetmenliğini Mustafa Acar’ın yaptığı ve sanatçı Aysun Gültekin’in seslendirdiği türkülerle dinleyenlerin adeta kulaklarının pasının sildiği gecede Erzurumlu insanların yaşam tarzlarına ilişkin bilgiler verilirken, anlatılan fıkralar da izleyenleri kahkahalara boğdu. Erzurum bar ekibinin sahne gösterisi keyifli dakikalar yaşatırken ritmik türkülere de izleyenler alkışlarıyla tempo tuttu.

    Kültürel etkinliklerle de Keçiören’in iddialı olduğuna vurgu yapan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, “Etkinliklerimiz her kesimden insanı bir araya getiriyor. Keçiören göç alan bir ilçe. Vatandaşlarımız Erzurum türküleriyle hem kendi kültürlerini yeniden hatırlarken hem de hemşehri geceleri ile birlik ve beraberlik ruhunu yaşatmaya devam ediyorlar. Ortak değerleri yaşatma ve ortak değerler etrafında insanımızı buluşturma adına bu etkinlikleri düzenliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Keçiören’de “Ombudsmanlık Tarihi” sergisi açıldı

    Keçiören’de bir alışveriş merkezinde vatandaşların beğenisine sunulan sergide konuşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Tokat’ta üniversite sınavına girerken tıbbi cihaz kullanmak zorunda kalan bir genç kızın sınav kağıdının geçersiz sayıldığını hatırlatarak, “Bir hak ihlali olduğunu Kamu Denetimi Başkanlığımız yerinde gördü ve ÖSYM kararını düzeltmek zorunda kaldı” dedi.

    Kökü Osmanlı Devleti’ne dayanan Ombudsmanlık (Kamu Başdenetçiliği) kurumunun tarihini konu alan “Ombudsmanlık Tarihi Sergisi”nin açılışı, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve Kamu Başdenetçisi(Ombudsman) Şeref Malkoç’un da katıldığı törenle yapıldı.

    Keçiören’de bir alışveriş merkezinde vatandaşların beğenisine sunulan sergi, Kamu Denetçiliği Kurumu, TÜGVA(Türkiye Gençlik Vakfı) ve Keçiören Belediyesi iş birliğiyle gerçekleştirildi. Serginin açılışında Bakan Yılmaz ve Şeref Malkoç’un yanı sıra, Kamu Denetçisi Mustafa Özyar, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, TÜGVA Ankara İl Temsilcisi Abdülkadir Kocatepe ve TÜGVA Keçiören İlçe Temsilcisi Yusuf İslam Ak da hazır bulundu.

    Bakan Yılmaz: “Amaç vatandaşa daha iyi hizmet vermek”

    Sergiye emeği geçen bütün kurumlara ve Başkan Mustafa Ak’a teşekkür ederek konuşmasına başlayan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Toplumumuzda kamu denetimi ile ilgili farkındalığı artırmamız lazım. Kamu denetiminin asli vazifesi vatandaşa daha iyi hizmetin verilmesini, kamu görevlilerinin hukuka uygun, eksiksiz olarak çalışmasını sağlamaktır, vatandaş memnuniyetinin artırılmasıdır. Kamu denetimi ‘Yargı uzun sürüyor, bir netice bulamam’ diyenlerin, yargıya başvurmadan önce daha kısa zamanda hakkı, hukuku arayacakları bir kapıdır. Bu konuda bu bilincin oluşturulması, vatandaş memnuniyeti açısından da önemlidir” şeklinde konuştu. Vatandaşın kendisine yönetenlere güvenmesi gerektiğini, bu güveni ise yönetimin hukuka uygun çalışmasının sağlayacağını belirten Bakan Yılmaz, “İşte Kamu Denetiminin asli vazifesi vatandaş adına bu hukuk denetimini yapmaktır. Gerçekten yapıyor mu, hiç şüpheniz olmasın. Kamu Denetimi daha 5 yaşında, yani eğitimdeki karşılığı okul öncesi eğitim çağında, ama çok kısa zamanda büyük başarılara imza attı” ifadelerini kullandı.

    “Vatandaşın hakkını savunan bir kurum”

    Tokat’ta üniversite sınavına girerken tıbbi cihaz kullanmak zorunda kalan bir genç kızın sınav kağıdının geçersiz sayıldığını hatırlatan Yılmaz, “Bir hak ihlali olduğunu Kamu Denetimi Başkanlığımız yerinde gördü ve ÖSYM kararını düzeltmek zorunda kaldı. Mevlana’nın güzel bir sözü var: ‘Yüzde ısrar etme, doksan da olur, insan dediğinde noksan da olur.’ İşte Kamu Denetimi Kurumu bu noksanları giderecektir diyorum. Gerçekten toplumumuzdan istirhamımız şu; yanınızda, bürokrasi ve yönetim karşısında sizin haklarınızı savunacak bir kurum var. 300 yıl önce bu toprakların öz malıydı, çünkü insana değer verilirdi, eşref-i mahlukattı. Biz de bundan sonra aynı bilinçte insanımıza hizmet edeceğiz, çünkü bir eşref-i mahlukat insana hizmet ediyoruz” mesajını verdi.

    Kamu Başdenetçisi Malkoç: “Kökeni Osmanlı’ya dayanıyor”

    Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç ise, sergiye gösterilen ilginin Keçiörenlilerin sanata ve tarihe olan düşkünlüğünün bir kanıtı olduğunu ifade ederek, “Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu 2012 yılında kuruldu. Yeni bir kurum, ama çok güzel işler görüyor. Kökü bizde 1709 yılına kadar gidiyor aslında. İsveç Kralı XII. Demirbaş Şarl savaşta Ruslara yeniliyor ve o zamanın en kudretli devleti Osmanlı Devleti’ne sığınıyor. Beş yıl Osmanlı’da kalıyor, kendi ülkesinde işler aksıyor, rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma gibi sıkıntılar oluyor. Haber gönderiyorlar, ama Ruslardan çekindiği için bir şey yapamıyor” dedi. Osmanlı’ya sığındığı dönemde Divan-ı Hümayun’u inceleyen İsveç Kralı’nın bu sistemi örnek olarak Ombudsmanlık müessesini kurduğunu anlatan Malkoç, “Divan-ı Hümayun sistemini özetleyip ülkesine gönderiyor, emirnameyi takip etmek için birini görevlendiriyor, ona Ombudsman diyorlar. Döndüğünde bakıyor ki çok iyi olmuş, ondan sonra Ombudsmanlık dünyada yaygınlaşmaya başlıyor. Yani bizim müessesimizdir bu” bilgisini paylaştı.

    “Kusurları düzeltmek için varız”

    Türkiye’de idarenin hizmetleri yürütmesine herkesin katkıda bulunması gerektiğini kaydeden Malkoç, “Kamu Denetçiliği Kurumu, kamuda görev yapan arkadaşların eksiklerinden kaynaklanan kusurları düzeltmek için var. Bunun en somut örneği YGS’yi başarıyla geçip, LYS’ye girme hakkı kazanan, ama zamanında para yatıramayan veya KPSS’ye girme hakkını elde edip para yatıramayan kişiler bize müracaat ettiğinde görüldü. Biz idarelerle görüşerek bu işi çözdük ve insanların hayır duasını aldık” diye konuştu. Kamu Denetçisi Mustafa Özyar da, bu serginin hazırlanması için teklif getiren ve emek veren TÜGVA Keçiören Teşkilatı ile Keçiören Belediye Başkanına teşekkür etti.

    Ombudsmanlık müessesinin Türkiye’ye ait tarihi bir kurum olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Mustafa Ak ise, “Ombudsmanlığın tarihimizde gerçek anlamda kurumsallaşmış bir yapı olduğunu gösteren bir serginin açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu sergi tarihimizde Ombudsmanlık ile alakalı neler olduğunu ortaya koyuyor. TÜGVA ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nun hazırladığı bu serginin Keçiören’de yapılmasından dolayı büyük bir memnuniyet duyuyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.

    TÜGVA Keçiören İlçe Temsilcisi Yusuf İslam Ak da, serginin hayırlara vesile olmasını temenni ederek, “Ombudsmanlık Tarihi Sergimizi kıymetli vatandaşlarımızla buluşturmanın heyecanı içerisinde, sergimizi destekleyen kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkürlerimizi iletiyorum” diye konuştu.

    1 Mayıs’a kadar gezilebilecek

    Daha sonra kurdele keserek serginin açılışını yapan protokol heyeti, sergiyi gezerek Osmanlı döneminden kalan Ombudsmanlık ile ilgili tarihi eserleri inceledi. Sergi 1 Mayıs’a kadar ziyarete açık olacak.

  • Bakan Bozdağ Keçiören’de şehit ailelerini ziyaret etti

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, referandum çalışmaları kapsamında Ankara Keçiören’de şehit aileleri ve esnaf ziyaretlerinde bulundu.

    Adalet Bakanı Bozdağ, Keçiören’de şehit ailelerini ve esnafları ziyaret etti. Bakan Bozdağ’a Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve AK Parti Keçiören İlçe Başkanı Zafer Çoktan da eşlik etti. Bozdağ, 15 Temmuz hain darbe girişiminde şehit düşen Cengiz Polat’ın ailesini ziyaret etti.

  • Hocalı şehitleri Keçiören’de anıldı

    Keçiören Belediyesi ve Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği işbirliğinde, 25. yılında Hocalı Katliamı şehitleri anıldı.

    25 yıl önce Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ bölgesinin Hocalı şehrinde, Ermeniler tarafından düzenlenen saldırıda 106’sı kadın, 63’ü çocuk ve 70’i yaşlı olmak üzere, toplam 613 Azerbaycan vatandaşı katledilmiş, bin 275 kişi esir alınmıştı. 26 Şubat 1992 tarihinde gerçekleştirilen katliam, Keçiören Belediyesi ve Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği işbirliğinde düzenlenen törenle anıldı.

    Anma programının ardından Estergon Türk Kültür Merkezi’nde 613 Hocalı şehidinin anısına, karartılan eserlerden oluşan resim sergisi açıldı. Törene ve sergiye Türk ve Azerbaycanlı yetkililer katıldı.

    “25 yıl önce yaşanan bu acı insanlık tarihi için kara bir gün”

    Hocalı Katliamını unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını belirten Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, İHA muhabirinin katliama ilişkin sorusuna “Burası Azerbaycan Meydanı, bu meydanın içinde birde Hocalı Anıtı’nı yaptırdık. Bu anıtı Azerbaycan’da kardeş belediyemizle birlikte gerçekleştirdik. 25 yıl önce yaşanan bu acı insanlık tarihi için kara bir gün. Tekrar Karabağ’ın özgürlüğüne kavuşması, Azerbaycan’ın ayrılmaz parçası olarak devam etmesi umudundayız. Oradaki son zamanlardaki gelişmeler bizde bu umudu yeşertiyor” şeklinde cevap verdi.

    “Bizim bu vahşeti görmezden gelmemiz söz konusu olamazdı”

    Kur’an-ı Kerim tilaveti ve iki ülkenin milli marşlarının okunmasıyla başlayan törende konuşan Ak, “Unutmamak, için unutturmamak için buradayız. Kardeş Azerbaycan’ın acılarına ortak olmak için her yıl bu anma programını düzenliyoruz. İnsanlığa karşı, İslam dünyasına karşı 20. yüzyılda pek çok soykırım yaşandı ve yaşanıyor. Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında 26 Şubat 1992’de Ermeniler tarafından katledilen şehitlerimizin acısı 25 yıldır içimizi yakıyor. O zaman batılı ülkeler bu soykırımı görmezden geldiler, bizim bu vahşeti görmezden gelmemiz söz konusu olamazdı. Türkiye ve Azerbaycan ilişkileri hep bir millet iki devlet politikası ekseninde devam etmiştir ve edecektir” diye konuştu.

    Keçiören’in Azerbaycan’da bulunan kardeş belediyesi ile yaptıkları etkinlikleri anlatan Mustafa Ak, Keçiören’de 2014 yılında açılan anıtın, Türkiye’de Hocalı katliamı anısına yapılan ilk anıt olduğunun altını çizdi.

    Keçiören Kaymakamı Uğur Bulut ise, Hocalı Katliamı şehitlerini anarken, “Azerbaycanlı kardeşlerimizle bir ve beraber olduğumuzu Keçiören’den haykırıyorum” dedi.

    “Yaşanan vahşeti 25 yıldır anlatıyoruz ve anlatmaya da devam edeceğiz”

    Hocalı Katliamı başta olmak üzere vatanın her köşesinde şehit düşenlere rahmet dileyen Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Faig Bağırov, “Hocalı’da yaşanan vahşeti 25 yıldır anlatıyoruz ve anlatmaya da devam edeceğiz. Vicdanı olan herkes Hocalı’da neler yaşandığını, kaç masum insanın hayatının karardığını iyi bilmekte ve sesimize ses vermektedir. Bizler 100 yıllık Ermeni terör zihniyetinin son halkası olmasını umduğumuz Hocalı soykırımını adalet yerini buluncaya kadar anlatmakla mükellefiz” ifadelerini kullandı.

    Bağırov, tarih bilincinin canlı tutulmasının büyük bir zorunluluk olduğunun altını çizerek, “Tarih bilinci tarihten husumet çıkartmak, toplumsal kan davası gütmek demek değildir. Aynı zulmü yaşamamak için yaşananları unutmamak ve unutturmamaktır. Terör zihniyeti ile yönetilen Ermenistan’ın yönetimi, yönetimde olan Cumhurbaşkanı Sarkisyan 2011 yılında Ermeni gençlerine hitaben söyledi ‘Karabağ’ı bizim kuşak aldı, Ağrı’yı da gelecek kuşaklara bıraktık’ mealindeki konuşmasını asla akıldan çıkartmamalıyız. Çünkü Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarını işgal altında tutan bu hasta yönetim, Türkiye Cumhuriyetinin Doğu topraklarını da Batı Ermenistan olarak görmekte ve gençlerine hedef göstermektedir. Devam eden barış görüşmelerinden olumlu sonuç alma ihtimali ortadan kalkarsa Azerbaycan ordusu kendi görevini başarı ile tamamlayacaktır” açıklamasında bulundu.

    25 yıl önce Hocalı’da hayatını kaybeden şehitlere rahmet dileyen Azerbaycan Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Adana Milletvekili Necdet Ünüvar, “Dostluk sevinçte ve acıda oluyor. Sevinci ve acıları paylaşmakla dostluk ortaya koyulur. Hocalı bizim ortak bir acımız. 25 yıl önce Hocalı’da yaşanan hadiseyi bütün boyutları ile biliyoruz. Hocalı bu kadar açıkken dünyayı yönetenler bunu görmemeyi yeğliyorlar. Onlar görmese de bizim bunları göstermemiz lazım” değerlendirmelerinde bulundu.

    “Büyük hayallere kapıldılar ve bu topraklarda soykırımlar yaptılar”

    “Hocalı’yı unutmayacağız, unutturmayacağız” açıklamasında bulunan AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, tarihten ders alınması gerektiğini ve bir daha bu acıların tekrarlamaması gerektiğini söyledi. İşler, “Bizim güçlü olmamız, bir olmamız, beraber olmamız, kardeş olmamız lazım. Onu başardığımız zaman bir daha benzer acıları yaşamayız. Ermeniler batılı emperyalist devletlerin şımarık çocuğudur. O şımarıklığın neticesinde, milleti sadıka olarak bilinen o Ermeniler, 800 yıl bu topraklarda beraberce kardeşlik içinde yaşadığımız Ermeniler, batılıların akıllarına girmesi sonucunda şımardılar, büyük hayallere kapıldılar ve bu topraklarda soykırımlar yaptılar. Bizim coğrafyamızda yaptıkları soykırım o kadar büyük ki, Osmanlı arşivlerinde hazırlanmış kitaplar var, 520 bin kardeşimizi şehit ettiler. 1915’te bu ülke Ermeni çetelerinden kurtulmak için tehcir kararını aldıktan sonra onu da sözde soykırım olarak bugüne kadar getirdiler” dedi.

    Ermenilerin soykırım yalanlarını anlatan İşler, “Eğer bu acıları bir daha yaşamak istemiyorsak güçlü olmamız lazım. Güçlü Türkiye, güçlü Azerbaycan istemiyorlar” diye konuştu.

    Anma programının ardından Estergon Türk Kültür Merkezi’nde, 613 Hocalı şehidinin anısına karartılan eserlerden oluşan resim sergisi açıldı.