Etiket: Kaygısı’

  • “Sınav Kaygısı ve Motivasyon” semineri

    “Sınav Kaygısı ve Motivasyon” semineri

    Akademi Lise’lerde öğrencilere psikologlar ve psikolojik danışmanlar tarafından çevrimiçi olarak “Sınav Kaygısı ve Motivasyon” semineri yapıldı.

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Koronavirüs salgınıyla beraber birçok yenilik yaparak vatandaşlara en üst düzeyde destek olmaya devam ediyor. Ödüllü gençlik projesi Kılavuz Gençlik Modeli ise gençler için yaptığı çalışmalarla ön plana çıkıyor. Bu kapsamda Akademi Lise’lerde öğrencilere psikologlar ve psikolojik danışmanlar tarafından çevrimiçi olarak “Sınav Kaygısı ve Motivasyon” semineri yapıldı. Seminerde öğrenciler psikososyal yönden desteklenirken özellikle sınavlarla ilgili oluşabilecek soru işaretlerinin minimum seviyede olması gerektiğine dikkat çekildi. Ayrıca öğrenciler de sorularını eğitmenlere sorarak kaygı ile başa çıkma konusunda bilgi edindi. Yapılan seminerle, vakitlerinin büyük kısmını evde geçiren ve sınavlara hazırlanan gençler desteklenirken bunun yanında gençlerin kaybettiği motivasyonun geri kazandırılması hedeflendi.

    Akademi Lise Psikolojik Destek Merkezlerinde görevli psikologlar ve psikolojik danışmanlar tarafından grup ve bireysel olarak verilen rehberlik faaliyetleri ve psikolojik seminerler, Akademi Lise öğrencilerini kapsadı. Seminerde üzerinde durulan başlıca diğer konular ise duygu farkındalığı, doğru ders çalışma teknikleri ve hedef belirleme konuları oldu.

    Salgının başladığı andan bugüne kadar toplumun her kesimine yönelik yardım ve hizmetleri götüren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu süreçte de eğitime desteğini hız kesmeden sürdürmeye devam etti. Covid 19 virüsünün görülmeye başlandığı günden bu yana Akademi Lise’lerde 7 bin 325 PDR görüşmesi yapılarak öğrencilerle doğrudan iletişim kuruldu.

  • Sınav kaygısı ile başa çıkma yöntemleri

    Sınav kaygısı ile başa çıkma yöntemleri

    SANKO Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Gökalp Özcan, sınav kaygısının öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili biçimde kullanılmasını engelleyen, dikkati toplamayı zorlaştıran ve başarıda düşmeye yol açan yoğun kaygı olduğunu söyledi.

    Dr. Özcan, “Büyük sınavlar yaklaşırken pek çoğumuz bunalmış, çaresiz, hayal kırıklığına uğramış hissedebiliriz. Bazen sınavlarda kalbimiz hızla çarpıp, titreyebilir, terleyebilir, belki de nefes almakta zorlanabiliriz. Bu hissettiğimiz kaygılar çoğunlukla sınav öncesi motive edici, algılamamızı kolaylaştırıcı etki gösterse de bazı kişilerde yoğun kaygı ortaya çıktığında rahatsız edici, dikkati olumsuz yönde etkileyecek biçimde olabilir ve bu durum performansı etkileyebilir” dedi.

    Dr. Özcan, sınav kaygısı hissedilirken zihinde “yapamayacağım, başaramayacağım” gibi düşüncelere neden olduğuna vurgu yaptı.

    Bedensel etkiler

    Yoğun kaygı yaşanırken vücutta titreme, terleme, çarpıntı, bulantı, ateş basması gibi belirtilerin ortaya çıktığına dikkat çeken Dr. Özcan, şöyle devam etti:

    “Bu belirtiler, dışarıdan bir tehdit sezdiğimizde, örneğin bir deprem, trafik kazası ya da bizi ölümle burun buruna getirebilecek başka bir olay yaşadığımızda hissettiğimiz kaygı durumunda da ortaya çıkar. Buna ‘savaş ya da kaç’ yanıtı diyoruz. Kaygı aslında yaşadığımız bu tehlikeli durumlardan bizi korumaya ve vücudumuzu harekete geçirmeye çalışır. Ama bazen dışarıdan bir tehdit olmasa da zihnimiz bazı durumları tehdit olarak algıladığında yine kaygı oluşur ve vücudumuzu alarm durumuna geçirir. Aslında bu algılanan tehdit, yaşamı tehlikeye sokan bir durum değil, içsel olarak düşüncelerle oluşturduğumuz bir durumdur.”

    Sınav kaygısının nedenleri

    Kaygının zihindeki “Yapamayacağım, sınavı yetiştiremeyeceğim, istediğim bölümü kazanamayacağım, kazanamazsam rezil olacağım” gibi kötü senaryolarla başladığını anımsatan Dr. Özcan, “Kendini yetersiz, başarısız biri olarak değerlendirmek, başarısızlığa yönelik düşünceleri ve kaygıyı iyice arttırır. Sürekli sınavın sonucuna odaklanma, kendini başkalarıyla kıyaslama dikkati bozar ve akademik eksiklikler, sınavlardan ve ders çalışmaktan kaçınmalar baş gösterir” diye konuştu.

    Kaygı ile baş etme yöntemleri

    Dr. Özcan, sınav kaygısıyla başa çıkmak için yapılması gerekenleri şöyle özetledi:

    “Bedensel belirtiler ortaya çıktığında, bunun kaygı durumunda ortaya çıkan fizyolojik belirtiler olduğunu kendimize hatırlatmalıyız. Zihnimiz bir tehlike algılar ancak ortada hayatımızı tehdit eden bir durum yok. Öyleyse bedensel belirtilere odaklanmak yerine yapacağımız işe odaklanmakla işe başlayabiliriz. Kaygı düzeyi bir süre sonra azaldığında bedensel belirtiler de yavaşça kaybolacak. Sınavdan ve çalışmaktan kaçınmak bilgi eksikliğine yol açacağından kaygımızı artıracaktır. Bu nedenle ne kadar zor görünürse görünsün, başarılı olmak ya da sınav sonucuna odaklanmak yerine elimizden geleni yapmalıyız. Sınav çalışma düzenini planlamak, konu tekrar etmek, soru çözmek, bizi en çok kaygılandıran şeyleri tespit etmeye çalışmak, çalışma odamızı rahat edebileceğimiz düzene sokmak gibi sınav için kontrol edebileceğimiz alanların yanında, sınav günü ve sınav sonuçları gibi kontrol edemeyeceğimiz şeyler de olabilir. Kontrol edebileceğimiz alanlara odaklanmamız kaygımızı azaltacaktır. Olumsuz düşünceler üzerine çalışabiliriz. Örneğin, ‘Yapamayacağım’ yerine ‘yapmak değil, yapmaya çalışmak benim elimde’, ‘sınavda başarısız olursam ben bir hiçim’ yerine ‘alacağım sonuç yalnızca sınavın bir değerlendirmesi, benim değil’, ’takdir edilmek için çok çalışmam lazım’ yerine ‘insanların beni takdir etmesi sınava bağlı değil, ben başkalarını başarılarına göre mi seviyorum’, ’kazanamazsam aileme ne derim? Benim için çok fedakârlık yaptılar’ yerine ‘ben ebeveyn olsaydım aynısını yapardım, ben de çalışmak için elimden geleni yapacağım’, ’hiç heyecanlanmamalıyım’ yerine ‘sınavda heyecanlanmak doğal, heyecanım bana gerekli’, ‘hiçbir soruya takılmamalıyım, hepsini yapmalıyım’ yerine ‘takıldığım sorular olabilir, yapamadığım olursa diğer sorulara geçerim’, ‘sınavı yapamazsam değersiz ve başarısız biriyim demektir’ yerine ‘ben sınava çalıştım, eğer yapamazsam bu beni değersiz ve başarısız biri yapmaz. Sadece sınava çalışma davranışımın yetersiz olduğunu gösterir’ gibi düşünceye yoğunlaşıp, olumsuz düşüncelerle savaşabiliriz. Zamanı verimli kullanmayı öğrenmek. Programlama ve zaman çizelgesi hazırlamak.Gevşeme ve nefes egzersizleri yapmak.”

    Sınav öncesinde yapılacaklar

    Dr. Özcan sınav öncesinde yapılması gerekenlerle ilgili şu önerilerde bulundu:

    “Sınavdan bir gün önce çalışmamak. Ilık duş ve rahatlatıcı, hafif, gevşeme ve nefes egzersizleri yapmak. Neşeli bir film izlemek. Özel hayatta değişiklik yapmamak. Aynı saatte ve uygun süre uyumak, aynı beslenme düzenini sürdürmek.Sınava girilecek yeri önceden görmek, sınavda yanına alınacak eşyalar ve belgeleri düzenlemek, zamanında sınav yerine gitmek.”

    “Sınav esnasında yapılması gerekenler”

    Dr. Özcan, sınav esnasında yapılabilecekleri ise şöyle sıraladı:

    “Tuvalete gitmek. Rahat oturma şekli belirlemek. ‘Ben elimden geleni yaptım’ diye tekrar etmek. Kolay olarak yapılan sorulardan başlamak, zor soruları atlamak, sonra dönmek. Sınavda çevreye bakıp nasıl yaptıklarını izlemek yerine diğerlerini görmezden gelmek ya da başka yere odaklanmak. Sınavda kaygı çok artarsa biraz ara verip nefes egzersizi yapmak.”

    Ailelere ve öğretmenlere öneriler

    Dr. Özcan, ailelere ve öğretmenlere de önemli görevler düştüğünü belirterek şu önerilerde bulundu:

    “Mükemmeliyetçi sözler/davranışlar ve bu tarz mesajlardan uzak durmalı. Sonuca değil sürece vurgu yapan sözlerle yaklaşmalı. Kıyaslamalardan ve yüksek standartlardan uzak durmalı. Gerçekdışı beklentiler ve hedefler koymamalı. Kendi kaygımızı yönetmekte zorlanıyorsak bir uzman yardımı almalıyız.”

    Dr. Özcan, “Sevgili gençler, sınava hazırlanırken yardım/tedavi alarak baş etme yöntemlerini öğrenebilir, zorlu düşünceler geldiğinde ‘ben elimden gelenin en iyisini yaptım’ diyebiliriz. Hepinize yürekten başarılar diliyorum” diye konuştu.

  • Sınav kaygısı EMDR terapisi ile çözülebiliyor

    Uzmanlar, üniversite sınavına girecek öğrencilerin kaygı düzeyinin, ameliyata girecek hastaların kaygı düzeyinden daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor.

    Her yıl milyonlarca öğrencinin ilköğretimden üniversite bitene kadar hatta mezun olduktan sonra işe alım sürecindeki mülakatlar da dahil olmak üzere girdikleri onlarca sınavın kaygısının toplumsal bir sorun olduğu ortaya çıkıyor.

    İnsula Psikoloji’den Uzman Klinik Psikolog Gülşah Öztürk Erten, sınav kaygısının nasıl üstesinden gelinebileceğinden önce, kaygı kavramının ne olduğunun iyi bilinmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

    Sınav kaygısının kişinin akademik başarısızlığını genellemesinden dolayı ortaya çıktığını belirten Uzman Klinik Psikolog Gülşah Öztürk Erten, sınav kaygısı yaşayan bireylerde; sınav öncesi uyku ve beslenme düzeninin bozulduğu, sınav sırasında öğrenilen bilgilerin kullanılamayacağına dair düşüncelere engel olunamadığı ve sınav anında kontrol edemeyeceği durumların ortaya çıkacağına dair inançlarının olduğunu vurguluyor.

    “EMDR terapisi ile sınav kaygısı son buluyor”

    Sınav kaygısında en hızlı çözümün EMDR terapisi olduğuna dikkat çeken ve yöntem hakkında bilgi veren Psikolog Gülşah Öztürk Erten, “EMDR, Dr. Francine Shapiro tarafından 1987 yılında bulunan göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme adı verilen bir yöntem. Bu yönteme göre olumsuz duygu, düşünce, davranış ve rahatsızlıkların arkasında işlenmemiş anılar yatıyor. Travmatik ya da çok rahatsız edici olaylar yaşandığında bilgi sağlıklı olarak işlenemeyebiliyor. Duyguların, düşüncelerin, seslerin, görüntülerin ve beden tepkilerinin, olayın yaşandığı haliyle depolanıyor. Dolayısıyla olaydan sonra yaşanılan bazı durumların, bu işlenmemiş anıyı tetiklerse, kişi anının tamamını ya da bir kısmını yaşıyor gibi tepki verebiliyor. EMDR uygulaması ve bilişsel yaklaşımlarla kişiye yaşadığı duyguları anlamlandırması, bu duyguların daha az rahatsızlık verir hale getirilmesi, olumlu düşünmesi, güçlüklere karşı sahip olduğu potansiyelinin farkına varması hedefleniyor. Özellikle sınav kaygısında, yaşanmış olan olumsuz anıların beyinde işlenmesini sağlayarak kişinin verdiği bedensel tepkilerin ve sınava dair olumsuz inançların hızlıca yok olmasını sağlıyor” dedi.

    “Travmatik olaylar psikolojik sorunlara yol açıyor”

    Erten, özellikle erken çocukluk dönemi olmak üzere her yaşta yaşanan etkisi travmatik olan olayların, küçük düşürülme, ihmal edilme ve yaşanan başarısızlıkların da işlenmemiş anılar olarak ayrı ayrı depolanarak birikebildiğini, bunun sonucunda çocuk, ergen ve yetişkinlerde psikosomatik rahatsızlıklar, kaygı bozuklukları, fobiler, depresyon, bağlanma bozukluğu, yeme bozukluğu gibi psikolojik sorunların ortaya çıkabildiğini kaydetti.

    “Sınav kaygısı kendiliğinden geçmez”

    Sınav kaygısı yaşayanların yaptığı en büyük yanlışın, süreci ertelemek, kendiliğinden geçmesini beklemek ya da sınava kısa bir süre kala yardım istemek olduğunu belirten Gülşah Öztürk Erten, “Kaygıyı tetikleyen faktörlerin çokluğu süreci uzatabiliyor. Bunun için size kontrolünüzü kaybettiren sınav kaygısını bir an önce yeniden yapılandırmalısınız. Sınav kaygısını yoğun yaşayan kişilerin bir uzmandan yardım alması sonucu sınavı riske atmamak açısından önemli olacak” ifadelerini kullandı.

    (SO-Y)

  • HKÜ, Sınav Kaygısı Ve Motivasyon Seminerlerini Sürdürüyor

    Hasan Kalyoncu Üniversitesinin (HKÜ) ’Sınav Kaygısı ve Motivasyonu ile ilgili seminerlerini Trabzon’da devam etti.

    Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ),Türkiye’nin dört bir yanında, öğrencilere seminerlerini sürdürüyor. HKÜ Mütevelli Heyeti Danışmanı Dr. Songül Kalyoncu ve HKÜ Öğretim Görevlisi Klinik Psikolog Mehmet Dinç, Karadeniz Bölgesindeki Trabzon’da, valilik ve Milli Eğitim Müdürlüğü desteğiyle seminere katıldı. Hamamızade İhsan Bey Kültür ve Konferans Salonunda düzenlenen seminerde Mehmet Dinç, öğrenci, veli ve öğretmenlere, ’Sınav kaygısı ve motivasyonu” konulu sunum yaptı. Dinç, konuşmasında, “YGS’yi geride bırakalı uzun zaman oldu. Artık kısa bir zaman sonra LYS var. Göründüğü üzere zaman hızla geçiyor. Zamanı verimli kullanmak çok önemli. Zaman kadar önemli olan bir diğer kavram ise bir şeyi gerçekten istemektir. Eğer siz tüm bahanelerden arınarak sınavınıza adapte olur ve bu sınavı gerçekten kazanmayı isterseniz başaran sizler olacaksınız. Evet sınav çok önemli ama kesinlikle dünyanın sonu değil. Eğer sınavınız iyi geçmese bile, bu size asla hedefe ulaşmada engel oluşturmasın. Hedefe ulaşana kadar çabalayın, olumsuz düşüncelerden, olumsuz kişilerden uzak durun ve başarıya odaklanın. Önemli olan gerçekten istediğiniz ve bir ömür sürdüreceğiniz mesleğinizi iyi belirlemek. Benim tavsiyem, ’bu üniversite iyidir, şu üniversite kötüdür’ gibi düşünceler yerine, hangi bölümü severek yaparım bunu düşünmenizdir. Çünkü seçtiğiniz bölümün üniversite hayatı 4 yıllık bir bölüm için 4 yılken, seçtiğiniz mesleğiniz belki 40 yıl hayatınızı etkileyecektir. O yüzden buna dikkat etmeniz gerekir. Bir diğer önemli olay ise bir işi severek yapmanızdır. Hangi işi yapıyorsanız yapın, mutlaka severek ve isteyerek yapın. Bu nedenle de severek yapacağınız meslekleri tercih ediniz” dedi. Semineri Eski Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak,Trabzon Vali Yardımcısı Mustafa Gürdal, Trabzon İl Milli Eğitim Müdür Vekili Zekeriya Taşan, Trabzon İl Milli Eğitim Şube Müdürü Mesut Kaş, okul müdürleri öğretmenler, veliler ve öğrenciler katıldı.

    Öğrencilerin keyifle dinlediği seminer sonrasında ise Hasan Kalyoncu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Danışmanı Songül Kalyoncu’ya, Eski Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, Uzman Psikolog Mehmet Dinç’e Trabzon Vali Yardımcısı Mustafa Gürdal tarafından yöresel hediye ve teşekkür plaketi verildi. Kalyoncu da, günün anısına Trabzon Vali Yardımcısı Mustafa Gürdal ve Trabzon İl Milli Eğitim Müdür Vekili Zekeriya Taşan’a hediye verdi.

    Program hatıra fotoğrafı çekilmesi ile sona erdi.

  • Sınav Kaygısı Başarıyı Engelliyor

    Psikolog Fulya Özbilen, bireylerin geleceği için kritik rol oynayan sınavların, çoğu zaman sadece heyecan ve kaygı nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanabildiğini söyledi.

    Erkan Koleji, öğrencilerin sınav kaygılarını yenmelerine yardımcı olmak amacıyla, uzman psikologların konuşmacı olarak katıldığı seminerler düzenliyor.

    Bu kapsamda, Erkan Temel Lisesi’nde, sınav kaygısıyla baş etme ve sınavda başarılı olmanın yollarının anlatıldığı, ayrıca öğrencilere dikkat taramasının yapıldığı seminerler düzenlendi. Seminerlere konuşmacı olarak katılan Yaprak Psikiyatrik ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi Psikoloğu Fulya Özbilen, yaşamda her insanın bir kaygısı olduğunu, bu kaygıların da insanlarda zaman zaman başarısızlığa neden olabildiğini ifade etti.

    “SINAVLAR, MUTLULUK VE BAŞARININ TEK GÖSTERGESİ DEĞİL”

    Sınavların önemli olduğunu, ancak hayattaki mutluluğun ve başarının tek göstergesi olmadığını vurgulayan Özbilen, “’Şu okulu kazanmalıyım’, ’Şu puanı almalıyım’ gibi düşünceler ile aileyi hayal kırıklığına uğratma korkusu, sınav kaygısını artırır. Sınav stresi yaşamamak için bunlardan uzaklaşmak gerekir. Zihninizi dinlendirme ve güzel şeyler düşünme zamanı! Unutmayın, asıl başarı, sevdiğiniz bir işi yapıp, kendinizi mutlu ve huzurlu hissedebilmektir” dedi.

    Öğrencilerin kaygılanmalarındaki en önemli unsurlardan birinin de anne ve babaların tutumları olduğunu belirten Özbilen, bunun dışında danışılacak kimsenin olmaması, çalışma metotlarının bilinmemesi, hedeflerin belirlenmemesi gibi nedenlerin kaygıyı artırdığına dikkat çekti.

    ÖĞRENCİLERE DİKKAT TARAMASI

    Seminerler dizisinin ikinci ve üçüncü haftasında, öğrencilere “dikkat taraması” konu başlığı altında kaygı termometresi uygulayan Psikolog Fulya Özbilen, öğrencilere, sınav öncesi ve sınav anında oluşan korkuyu yenmenin yollarını anlattı.

    Seminer sonunda Özel Erkan Temel Lisesi öğrencilerinin sorularını cevaplayan Psikolog Fulya Özbilen, öğrencilere, yaşadıkları sorun ve sıkıntıları öncelikle aileleriyle, daha sonra yakın arkadaşları ve eğitimcilerle paylaşmaları tavsiyesinde bulundu.