Etiket: Kavuşturdu

  • Van büyükşehir, Taşdöndürenli çiftçileri suya kavuşturdu

    Van Büyükşehir Belediyesi Gürpınar’a bağlı Taşdöndüren mahallesinde 3 bin 440 metrelik beton sulama kanalı yaparak çiftçileri suya kavuşturdu.

    İçişleri Bakanlığınca yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Van Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili olarak görevlendirilen Murat Zorluoğlu döneminde Van’da tarımsal hizmetlerde adeta bir devrim yaşanıyor. Van Büyükşehir Belediyesi bölgede çiftçilik ve hayvancılık faaliyetleri ile uğraşan vatandaşların ihtiyaçları doğrultusunda yeni sulama tesisleri, beton kanallar, göletler ve sondaj çalışmaları yapıyor. Bu kapsamda Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı tarafından Gürpınar ilçesine bağlı 500 nüfuslu Taşdöndüren mahallesinde bulunan bin 100 hektarlık arazi yapılan yeni sulama tesisleri ile suya kavuşturuldu. Toplamda 3 bin 440 metre beton sulama kanalı, 6 adet sel geçişi ve 3 adet hayvan – araç geçişleri için plak köprü yapılan Taşdöndüren’de vatandaşlar suya kavuşmanın sevincini yaşadı.

    “Yıllar süren özlem sona erdi”

    Bölgede ikamet eden vatandaşların çoğunlukla çiftçilikle uğraştığını ve buğday, yonca, arpa, korunga gibi ürün gruplarında üretim yaptığını belirten Taşdöndüren Mahallesi Muhtarı Azathan Erdemir, “Yıllardan beri özlemini duyduğumuz modern sulama tesislerini mahallemize ve çiftçimize kazandıran Vali Murat Zorluoğlu ve Büyükşehir Belediyesine teşekkür ediyoruz” dedi.

    Eski toprak sulama kanallarının zaman ve emek kaybına neden olduğunu ifade eden Erdemir, “Çiftçilerimizin kazma ve küreklerle kazdığı toprak kanallar nedeniyle su kaybı yaşanıyordu ve tüm araziye eşit miktarda su taşınamıyordu. Bu durum çiftçilerimizi olumsuz etkiliyordu. Önceki yerel seçimlerin sonuçlanmasının ardından Büyükşehir Belediyesi’ne defalarca başvuruda bulunarak mahallemizin çiftçilik faaliyetleri için ihtiyaç duyduğu sulama kanallarının yapılmasını talep etmiştik. Yönetim değişikliğinin ardından bu talebimiz yanıt buldu. Büyükşehir Belediyesi kısa bir süre içinde yeni sulama tesislerini yaparak mahallemize kazandırdı. Eski toprak kanallarla 600 – 700 hektarlık bir alan yeterli suya ulaşamazken şimdi toplam bin 100 hektarlık alan suya kavuştu. Yeni sulama tesisleri ile ürün rekoltemizde ve çiftçilerimizin kazancında ciddi artışlar olacak” diye konuştu.

  • Trenin çarptığı köpeği belediye sağlığına kavuşturdu

    Batman Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü, tren çarpması sonucu yaralanan köpeğin tedavi ve bakımını yaptı.

    Belediye Alo 153 şikayet hattına gelen ihbar üzerine olay yerine intikal eden Belediye Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri, yaralı köpek için seferber oldu. Tren garında meydana gelen çarpmada yaralanan köpeği Belediye Hayvan Bakım Evine alan ekipler, burada röntgeni çekilen köpeğin çenesinde kırık ve ön sağ bacakta yara ile incinme tespit etti. Yaralı köpek, kırık çene tedavisi için Tatvan Belediyesi Hayvan Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon merkezine sevk edildi. Tatvan’da yapılan cerrahi operasyonunun ardından yaralı köpek 5 gün müşahede altında tutuldu. Yeniden Batman Belediyesi Hayvan Bakım evine getirilen köpeğin tedavi ve bakım süreci devam ediyor. Tedavi ve bakım hizmetleri nedeniyle çok hızlı bir şekilde toparlanarak iyileşme sürecine giren yaralı köpeğin beslenmesine başlandı.

  • Yardım eli Aziz Selahattin Çavdır’ı sağlığına kavuşturdu

    Kütahya’da skolyoz (omurga eğriliği) hastası olan Aziz Selahattin Çavdır, vatandaşların sosyal medyadan başlattığı yardım ile ameliyat oldu ve sağlığına kavuştu.

    Sosyal medyadan destek çağrısında bulunulması üzerine çok kısa bir sürede Kütahyalı hayırseverlerin bağışladığı 60 bin TL’lik yardım ile Kütahya Necip Fazıl Kısakürek Anadolu Lisesi 10. sınıf öğrencisi olan 16 yaşındaki Aziz Selahattin Çavdır’ın ameliyat olması için çalışmalara başlanmıştı. Skolyoz hastalığı ile ilgili ameliyatı yapan alanındaki en iyi doktorlardan birisi olan Prof. Dr. Ahmet Alanay ile görüşerek 90 bin TL’lik ameliyat parası 60 TL’ye indirilmiş ve kontrolleri yapılan Aziz Selahattin Çavdır ameliyat oldu.

    Aziz, basketbol oynayacağı, rahatlıkla gezip dolaşabileceği günü bekliyor.

    Aziz Selahattin Çavdır, ameliyat öncesi ve ameliyata giden süreci anlatarak “Bana yardım eden herkese teşekkür ederim” dedi. Çavdır, “Ameliyata girmeden önce çok mutluydum, çünkü güvendiğin bir hekime Prof. Dr. Ahmet Alanay’a ameliyat olacaktım. Ameliyattan çıktıktan sonra herkese ilk sözüm ’benim omurgam sizin omurganızdan düzgün mü?’ oldu. İlk defa dik durdum, boyum uzamış ve aynaya bakınca ’bu ben miyim?’ diye kendime sordum. Çünkü boyum çok uzamış. Ameliyattan sonra dik durmaya başladım özgüvenim yerime geldi. Ancak her şeyi zaman gösterecek ve sonra ben de arkadaşlarım ile beraber olacağım. Ben de spor yapabileceğim” şeklinde konuştu.

    Çavdar, aylarca kullandığı korseyi de çöpe attı.

    Anne Melek Çavdır ise, Kütahya halkına teşekkür etti. Mutlu olduğunu ifade eden anne Melek Çavdır “Ameliyat öncesi çok korktum, büyük bir ameliyattı. 11 saat süren ameliyatta endişe ve korku vardı artık yavaş yavaş hüznüm mutluluğa dönüştü. Ameliyattan 2 gün sonra onu ayakta gördüm. Hep o benim koluma giriyordu, artık ben Aziz’in koluna girerek yürüyorum” diye konuştu.

  • Çamur içinde kılınan namaz, ülkeyi en büyük camiye kavuşturdu

    Kurban organizasyonu için gittikleri Gine’de, halkın çamur içinde namaz kıldığını gören İnsana Değer Veren Dernekler Federasyonu (İDDEF) yetkilileri, cami yaptırmaya karar verdi. Konakri’de 2013 yılında inşasına başlanan 7 bin kişi kapasiteli II. Abdulhamid Han Camii, binlerce kişinin katıldığı törenle hizmete açıldı.

    Batı Afrika ülkesi Gine’nin başkenti Konakri’de 2013 yılında inşasına başlanan 7 bin kişi kapasiteli II. Abdulhamid Han Camii binlerce kişinin katıldığı törenle hizmete açıldı. Törene, İnsana Değer Veren Dernekler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Şevket Ustaosmanoğlu ve Türkiye’den 180 kişilik bir heyet eşlik etti. Gine Din İşleri Bakanı Abdulkarim Jobari ve Konakri Belediye Başkanı Süleyman Torancalu da açılış törenine katıldı. Gineli binlerce vatandaş, açılış töreni için camiye akın etti.

    Caminin yapım kararının 2009 yılında verildiğini ifade eden İDDEF Genel Koordinatörü Mehmet Turan, “Bir kurban için gelmiş olduğumuz Gine’de insanların çamur içinde, hiç tereddüt etmeden secdeye gittiklerini ve ibadete düşkünlüklerini gördük. Biz o zaman bu camiyi yapmaya karar verdik. Osmanlı mimarisinde yapıldı. Gine’de hizmete açtığımız bu camii şerif, ihtisas merkezi ve her gün 3 bin kişiye aş dağıtacağımız merkezimizin tüm Gine halkına hayırlı olmasını temenni ediyoruz” dedi.

    Afrika’nın en yoksul ülkelerinden olan Gine’de inşa edilen külliye, ülkedeki en büyük İslami kompleks olması ile ayrı bir önem taşıyor. Külliye içerisinde kız ve erkek medresesi, 500 öğrenci kapasiteli ihtisas merkezi, günde 100 kişi kapasiteli sağlık ocağı, üç bin kişi kapasiteli aşevi ve misafirhane de bulunuyor. Mahmut Ustaosmanoğlu adına başlanan külliye 21 metrekare alan üzerine inşa edildi. Külliye bu alanda ülkenin en büyük ibadethanesi konumunda bulunuyor. Ana bölümü ise II. Abdülhamit Han Camii bin 450 metrekare alandan oluşturuyor. Sarı kubbesi ile Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın mimarisinden esinlenilerek inşa edilen II. Abdulhamid Han Camii’nde 7 bin kişi aynı anda namaz kılabilecek.

  • Fedakar annenin umudu oğlunu sağlığına kavuşturdu

    Gaziantep’te yaşayan Kübra Dilar, doğumundan 5 ay sonra felç geçiren oğlu için başlattığı mücadelede zor anlar yaşadı. Umudunu hiç kaybetmeyen ve tedavi sürecinde çeşitli kurslara da katılarak öğrendiklerini oğlunun gelişimi için uygulayan annenin hastalıklarla boğuşan çocuğu sağlığına kavuştu.

    Gaziantepli Kübra Dilar’ın 2 çocuğundan biri olan 5 yaşındaki Burak Mihraç, doğumdan 5 ay sonra felç geçirdi. Oğlunu zamanında hastaneye yetiştiren anne, sonraki süreçte ise çocuğunun beyninde 5 santim stoklaması, göz kanalı tıkanıklığı ve körelme gibi hastalıkların da bulunduğunu öğrendi. Bu hastalıkların yanı sıra oğlunun kanında yüksek oranda mikrop ve enfeksiyonun tespit edilmesiyle hayli zorlu 5 yıl geçiren anne, umudunu kaybetmedi. Oğlunun hiç bir tedavisini aksatmadan yürüten Kübra Dilar, bulduğu her fırsatta ise çocuk bakımı ile ilgili kurslara gitti. Kursta öğrendiği bilgileri çocuğu üzerinde uygulayan anne, sürekli oğlunun moralini yüksek tutarak, hem kendisini hem de çocuğunu hastalıklardan kurtulacağına inandırdı.

    Anne Kübra Dilar, “2 çocuk annesiyim. Oğlum normal doğdu, ancak 5 aylık olduktan sonra belden aşağı felç oldu. Bunu öğrendiğimizde büyük bir şok yaşadık, yıkıldık. Doktora götürdüğümde bana tam zamanında getirdiğimi, eğer geç kalsaydınız çocuğumun bir daha yürüyemeyeceğini söyledi. Doktor bana ’bütün iş sana düşüyor. Çok sabırlı olmalısın. Belki çocuğun ömür boyu yürüyemeyebilir. Ama senin bu emeğin karşısında yürüyebilir de’ dedi. Oğlumun beyninde 5 santim stoklaması, göz kanalı tıkanıklığı ve körelme başlamıştı. Kanında mikrop ve enfeksiyon hat safhada teşhis edildi” dedi.

    “Kurtulursa büyük bir nimet olur”

    Dilar, doktorların “Kurtulursa çok büyük bir nimet olur” dediği oğlunun konuşamama tehdidinin de ortaya çıkmasına rağmen pes etmedi. Tedavisini sürdüren anne Dilar, “Çocuğum sürekli ağlıyordu. Ağlamaktan bütün vücudu morarıyordu. Sonradan anladık ki dilinin altında perde varmış. Oğlumun bir daha konuşmama ihtimali yüksekti. Dilinin altındaki perdeyi aldık. Yılmadık, mücadeleme devam ettim” dedi.

    Çaresizlikten kurslara gitti

    Dilar, çocuğunun sağlığına kavuşması ihtimalinin çok düşük olması nedeniyle ne yapacağını şaşırdı. Dilar, bir taraftan oğlunun tedavisini yaptırırken, fırsat bulduğu kısıtlı zamanlarda ise oğluna sayılı olduğu söylenen günlerinde en iyi şekilde bakabilmesi çocuk gelişimi kitapları okuyarak, kurslara katıldı. Oğlunun psikolojik ve sosyolojik gelişimi için de çaba harcayan Dilar, “Bu süre içerisinde elimden geldiği kadar çocuğum ile ilgilendim. Hiç yanından ayrılmadım. Bulduğum fırsatları ise gelişimi kitapları okuyarak değerlendirdim. Çocuk gelişimi ile ilgili açılan her kursa katıldım. Kendimi geliştirdim. Son olarak Gaziantep Büyükşehir belediyesi GASMEK’in açtığı Montesorri kursuna katıldım” ifadelerini kullandı.

    Oğlu normale döndü

    Dilar, oğlunun aksatmadığı tedavi sürecinde sürekli dua ettiğini söyledi. Oğlunun son 3 yıl fizik tedavi gördüğünü belirten fedakar anne, oğlunun tedavilere cevap vermesi sonucu hastalıkları yenmeye başladığını ifade etti. Oğlunun azmi ve kendisinin fedakarlıkları ile oğlunun tamamen iyileştiğini anlatan anne, “Çok zorlu süreç yaşadık. Bu süreç hem oğlumu bana, beni oğluma daha da bağladı. Umudumuzu yitirmedik, süreci tamamlayabilmek için pes etmedik. Allah, bana çocuğumu bağışladı. Çok şükür” diye konuştu.

    Annenin fedakarlığı, oğlunun ise azmi olayı duyanların da takdirini kazandı. Anne oğul, biten tedavi sürecinin ardından ise hemen hemen tüm vakti birlikte değerlendiriyor.