Etiket: Kavurucu

  • Uzmanlardan kavurucu sıcaklar için uyarı

    Bitlis İl Sağlık Müdürü Dr. Koray Okur, kentte bu yıl hava sıcaklığının mevsim normalinin üzerinde seyretmesinden dolayı bazı önerilerde bulundu.

    Bitlis’te mevsim normallerinin üzerinde seyreden aşırı sıcakların, çeşitli sağlık problemlerini de beraberinde getirdiğini ifade eden Okur, vücut ısısının dengede tutulması gerektiğini söyledi. Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısının arttığını ve metabolizmanın bu yeni duruma uyum sağlamaya çalıştığını ifade eden Okur, “Normal şartlarda terleme, vücut ısısını dengede tutma mekanizmalarının başında gelir. Ancak aşırı sıcaklarda sadece terleyerek vücut ısısı dengelenemez. Yaşlılar, bebekler ve kronik hastalığı olanlarda terleme mekanizması ile vücut ısısının dengede tutulması her zaman mümkün olmayabilir. Yine ortamdaki nem oranı yüksekse terleme suretiyle vücut ısısı yeterli düzeylere düşürülemeyebilir. Bununla beraber şişmanlık, herhangi bir hastalığa bağlı yüksek ateş, aşırı sıvı kaybı, kalp hastalığı, ruh ve sinir hastalığı, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı ile tedavi amaçlı bazı ilaçların kullanımı da sıcak havalarda terlemeyi etkileyen diğer faktörlerdendir. Bu gibi durumlarda yükselen vücut ısısı beyin ve diğer hayati organlarda hasara yol açabilir” dedi.

    Aşırı sıcaklardan en çok etkilenen grupların başında yaşlılar, beş yaşından küçük çocuklar, bakıma ihtiyacı olanlar, hamileler, açık alanda çalışanlar, aşırı kiloluların geldiğini belirten Okur, “Kronik hastalığı, şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, kronik solunum sistemi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, böbrek hastalıkları, özellikle tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, depresyon ve uyku ilaçları kullanan kişiler, sokak çocukları ve evsizlerdir. Özellikle kronik hastalığı bulunan ve yalnız yaşayan yaşlılar en çok risk taşıyan gruptur” diye konuştu.

    “Günün en sıcak saatlerinde mecbur kalınmadıkça dışarı çıkılmamalıdır”

    Bitlis İl Sağlık Müdürü Okur, 10.00 ile 16.00 saatleri arasında mecbur kalınmadıkça dışarı çıkılmaması gerektiği konusunda uyarılarda bulunarak, sözlerine şöyle devam etti:

    “Dışarıda çalışması gerekenler mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamaya, aşırı hareketlerden kaçınmaya, sık sık tuz içeren sulu gıdalar almaya dikkat etmelidirler. Açık havada geçirilen zamanlarda açık renkli, hafif, bol ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan giysiler tercih edilmeli; geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapka giyilmeli ve güneşin zararlı ışınlarından koruyan güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde 10.00-16.00 denize girilmemeli ve güneşlenilmemelidir. Bu saatlerin dışında denize girmek isteyenler güneşten koruyucu krem kullanmalı, şapka ve gözlük gibi gerekli koruyucu önlemleri almalı ve uzun süre kesintisiz güneşlenmemelidir. Risk altındaki yetişkinler ve yaşlılar, günde en az iki kez güneş veya sıcak çarpması yönünden izlenmelidir. Bebekler ise bu açıdan daha sık izlenmelidir. Bebek, çocuk, engelliler ve hayvanlar kapalı ve park etmiş araçlarda kesinlikle bırakılmamalıdır. Araçların iç ısıları, klima olsa dahi park edildikten çok kısa süre sonra yükselmektedir. Araç terk edilirken herkesin dışarı çıktığından emin olunmalıdır.”

    “Kapalı alanlar iyi havalandırılmalıdır”

    Dr. Okur, güneş gören pencerelerin perde gibi güneşliklerle gölgelendirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı; bunun mümkün olmadığı durumlarda ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalı veya silinmelidir. Susuzluk hissi olmasa bile her gün en az 2-2,5 litre yani 12-14 su bardağı sıvı tüketilmelidir. Kahvaltıda az yağlı peynirler, zeytin ve taze sebzeler bulunmalı, kafein içeren içecekler yerine de süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir. Yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmalı; yemeklerde bitkisel sıvı yağlar kullanılmalıdır. Yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır. Vücut direncini artırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral almasını sağlamak için bol miktarda sebze ve meyve tüketilmelidir. Terleme ile artan sıvı ve mineral kaybının önlenmesi için her zamankinden daha fazla miktarlarda sıvı alınmalıdır. Sıvı alımında su içmek esas olmakla beraber, su dışı sıvı alımında kahve, çay ve gazlı içecekler yerine süt, ayran ve meyve suyu gibi içecekler tercih edilmelidir. Eğer doktor tarafından sıvı alımı kısıtlanmış veya idrar söktürücü ilaç kullanılması söz konusu ise ilgili doktora başvurmak gerekir. Mide kramplarına neden olabileceği için çok soğuk ve buzlu içecekler tercih edilmemelidir. Kafein, alkol ve fazla miktarda şeker içeren içecekler vücuttan daha fazla sıvı kaybına yol açtığı için tüketilmemelidir” dedi.

    “Yaz mevsiminde gıdalarımızı uygun koşullar altında saklamalıyız”

    Okur, sıcaklarda gıdaların uygun koşullarında saklanması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalı, çabuk bozulma riski olan besinler et, yumurta, süt ve balık gibi besinler açıkta bekletilmemeli, besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına özen gösterilmelidir. Tükettiğimiz gıdaları uygun bir biçimde saklamamız için öncelikle gıdaların üretim tarihlerini bilmemiz gerekiyor. Paketlenmiş gıdaların üzerinde çoğunun üretim tarihi ve son kullanma tarihi yazılı. Ayrıca çoğunun üzerinde mevcut gıdanın, saklama koşulları da not edilmiş. Mikroorganizma ve enzimler belirli bir sıcaklık derecesinde faaliyet gösterdiklerine göre besinler soğuk yerde saklanırsa, tazeliklerini koruyabilirler. Besinleri buzdolapları, soğuk hava depoları ve dondurma araçlarında saklanabilme süreleri kadar bulundurmalıyız.”

  • Antalya’ya kavurucu sıcaklar geri geliyor

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan son verilere göre Antalya’da geçtiğimiz hafta etkili olan kuru ve kavurucu sıcaklar geri dönüyor. Hava sıcaklıkları önümüzdeki 3 gün boyunca 41-42 derecede seyredecek.

    Turizmin başkenti Antalya önümüzdeki 3 gün kavurucu sıcaklıkların etkisi altında olacak. Geçtiğimiz hafta etkili olan ve 43 dereceye kadar çıkan sıcak hava kente geri dönüyor. Antalya, hava sıcaklığını 3 gün boyunca mevsim normallerinin 4 ila 6 derece üzerinde geçirecek. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan verilere göre Antalya’nın Serik, Aksu, Döşemealtı, Kepez başta olmak üzere birçok ilçesinde sıcaklık değerleri 40-41 dereceye kadar yükselecek. En yüksek sıcaklıkların ise yine 42 derece ile Aksu ilçesinde ölçüleceği tahmin ediliyor. Sıcaklıkların pazartesi gününden itibaren yine mevsim normallerine dönmesi bekleniyor.

    1 ila 3 derece artacak

    Antalya’da hava bugün az bulutlu ve açık geçecek. Sıcaklık ise Antalya merkez ve kıyı ilçelerinde 1 ila 3 derece artacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Rüzgar, güney yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek.

  • Kavurucu sıcaklarda hayvanların imdadına ekipler yetişti

    Adıyaman’da etkili olan kavurucu sıcaklar nedeniyle sıcaktan bunalan ve susayan sokak hayvanlarının imdadına Doğa Koruma ve Milli Parklar Şubesi yetişti.

    Hava sıcaklığının 43 dereceye kadar yükseldiği ve nem oranının yüzde 16’ya ulaştığı Adıyaman’da sıcaklar etkili oluyor. Vatandaşların gündüz dışarı çıkmaktan çekindiği Adıyaman’da sokak hayvanları sahipsiz bırakılmadı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Şubesi ekipleri cadde ve sokaklardaki kaldırımlara, park ve bahçelere su kapları bıraktı. Bırakılan su kaplarını su ile dolduruldu. Ekipler tarafından yaklaşık 50 su kapı çeşitli yerlere bırakıldı. Su kaplarının bırakılmasıyla birlikte sokak hayvanları da susuzluklarını bu kaplardan giderdi. Görevliler, havaların çok sıcak olmasından dolayı hayvanlarında bu sıcaklıktan etkilendiğini ve kendilerinin su kapları bırakarak onları sahip çıkmak istediklerini dile getirdi.

    Vatandaşlar ise, Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerine gösterdikleri duyarlı davranışlarından dolayı teşekkür ederek, sıcaklık karşısında insanlar gibi hayvanlarında dayanamadığını dile getirdi.

  • (Özel Haber) Kavurucu Adana sıcağına özel ‘içilebilir baklava’

    Ağır bir tatlı olduğu için kavurucu yaz günlerinde çok fazla tercih edilmeyen baklavayı, Adana’daki bir kafe süt, buz, şeker şurubu ve Antep fıstığı tozuyla blenderden geçirerek “içilebilir baklava” adıyla müşterilerine servis ediyor. 8 TL’den günlük en az 100 bardak ’içilebilir baklava’ sattığını söyleyen kafenin sahibi Veysel Şakir, “Müşterilerin yorumları çok iyi. Adana’ya yeni bir tat kazandırdık” diye konuştu.

    Adanalı girişimci Veysel Şakir (29), uzun yıllar İstanbul’da çalıştıktan sonra memleketi Kozan’a dönüp kafe açmak istedi. Elinde biriktirdiği para ve ailesinden aldığı destek ile Şakir, 2 sene önce Kozan Tufanpaşa Mahallesi’nde Keyf-i Kahve isimli iş yerini açtı. Değişik tatları denemeyi seven Şakir, geçen sene yaz aylarında ise iş yerinde baklava satışı yapamadığından dolayı baklavayı gelen müşterilere nasıl daha fazla satarım düşüncesiyle ‘içilebilir baklava’ fikrini buldu.

    Baklavanın üzerine buz, süt, şeker şurubu ve Antep fıstığı tozunu atan Veysel Şakir, bütün hepsini blenderden geçirerek içilebilir baklavayı bardağı 8 TL’den satmaya başladı.

    “Yazın sıcağında tercih ediliyor”

    Bardağı da çikolata ile kaplayan Şakir, günde en az 100 bardak ‘içilebilir baklava’ sattığını ve müşterilerin memnun kaldığını İHA muhabirine anlattı. Denemeler yaparak içilebilir baklavayı şimdiki kıvamına getirdiğini söyleyen Şakir, “Yeniliklere açık bir kişiliğim. Kozan’da ve Adana’da olmayan tatlar arayışı içerisindeyim. Özellikle Gaziantep’in baklavasını nasıl içilebilir hale getiririz diye çalıştık. Denemeler yaptım. Buz, süt, şeker şurubu ve Antep fıstığı tozunu karıştırdım. Bunu insanlara tattırdık. Yazın sıcağında tercih edilmeye başladı. Şu anda 100 bardağın üzerinde satıyoruz. İlk önce insanlar şaşırıyorlar ama içtikten sonra sürekli istediler” dedi.

    “Çok farklı bir lezzet”

    Adana’dan Kozan’a ailesini ziyarete gelen ve sosyal medyada gördüğü içilebilir baklavayı deneyen Elif Aşan (23), “Sosyal medyadan duymuştum burayı. Denemek istedim. Çok güzel. Herkese tavsiye ediyorum. Çok farklı bir lezzet. Ben çok beğendim. Yazın sıcağında gayet iyi oluyor” diye konuştu.

    “Adana’nın sıcağında gayet başarılı bir içecek”

    Gaziantepli olan ve Kozan’da ikamet eden Serhat Kaya (35) ise içilebilir baklavayı beğendiğini belirterek, “Daha çok baklavayı porsiyon olarak yemeye alışkınız. Bu içilen bir versiyonu olduğu için ilgimizi çekti. Kesinlikle tavsiye ederiz. Adana’nın sıcağında gayet başarılı bir içecek” yorumunda bulundu.

  • (Özel haber) Kavurucu sıcaklarda kışa hazırlık

    Bitlis’in Ahlat ilçesindeki çiftçiler, kavurucu sıcaklara rağmen şimdiden kış aylarında hayvanları için yem hazırlığına başladı.

    Ahlat ilçesindeki yüksek kesimlerde ve Sutey Yaylası’nda ot biçme zamanı geldi. Çiftçiler, gerek teknolojiyi kullanarak gerekse tırpanlarla ot biçmeye başladı. Doğu Anadolu’nun altı ayının yaz, altı ayının da kış olduğunu belirten çiftçiler, yaz aylarında kışa hazırlık yapmanın zorluklarını yaşadıklarını belirtti. 35-40 derece güneşin altında hayvanlarına yem hazırlığı yapan çiftçiler, yazın tatil yapmak yerine kış aylarında hayvanlar rahat etsin diye kavurucu sıcaklarda çalışmayı tercih ettiklerini kaydetti.

    Hayvanları için ot biçen çiftçi Ali Elçi, bölgenin hem kış hem de yaz şartlarının çiftçiler için ağır olduğunu belirterek, “Şimdi bizler bu sıcakta hayvanlarımız için ot biçiyoruz. Doğu’nun kışı meşhurdur. Altı ay karla geçiyor geriye kalan altı ayımız da kışa hazırlıkla geçiyor. Hayvanlarımız için ot biçiyoruz. Traktörle, tırpanla ot biçiyoruz, topluyoruz. Tırmık yapıyoruz. 35 derece sıcaklıkta çalışıyoruz. Anlımızdaki ter hiç soğumaz. Ot biçiminde de acele etmemiz lazım. Çünkü kısa sürede otlar biçilmediğinde kurumaya başlar. Ot biçme işini 10 gün içerisinde, toplama ve işleme işlemiyle birlikte bir ay içerisinde bu işi bitirmemiz gerekiyor” dedi.

    Yaylalarda ot biçen çiftçileri ziyaret eden Ahlat Ziraat Odası Başkanı Necat Demirden ise “Çayırlarımız da ve Sutey Yaylasında ot biçimini gerçekleştiren çiftçilerimizi ziyaret ettik. 35-40 derece sıcaklıkta çiftçilerimiz zor şartlarda kışa hazırlık yapıyor. Hayvanlarına yem biriktiriyorlar. Çiftçilerimiz çok zar şartlarda ekmek mücadelesi veriyor. Yazın kavurucu sıcaklarda çalışan çiftçilerimiz, kışın ise eksi 20-25 derece soğukta karın altında hayvanlarına bakmak zorunda kalıyor. Onun için şimdiden hazırlık yapıyorlar. Yem biriktiriyorlar. Bu sıcakta, güneşin altında kavurucu sıcakta nasıl şartlarda çalıştığını görüyorsunuz. ‘Çiftçinin ürünleri pahalı, et pahalı, yem pahalı’ deniliyor. Bunu diyenlere biz diyoruz ki; gelsinler görsünler bizler ne şartlarda çalışıyoruz. Bu çiftçimiz hangi şartlarda savaş veriyor. Kışa nasıl bir hazırlık yapıyor. Nasıl para kazanıyor, gelsin herkes görsün” şeklinde konuştu.