Etiket: Katliama

  • Arakan’daki katliama tepki için pedal çevirecekler

    Hatay’da bisiklet sporu yapan Ebubekir Birecik ve Ufuk Sönmez isimli sporcular, Myanmar’ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik katliamlara tepki amacıyla bisikletle Hatay’dan Gaziantep’e gitmek üzere yola çıktı.

    Birecik yola çıkmadan önce üzerinde “Kirli Savaşa Karşıyız” yazan pankartı ve Türk bayrağı bulunan bisikletiyle Antakya Atatürk Parkına geldi. Burada yaptığı açıklamada, amaçlarının Arakan’daki Müslümanların çektiği zulme son verilmesine katkıda bulunmak olduğunu belirten Birecik, “Hatay’dan Gaziantep’e yaklaşık 200 km pedal çevireceğiz. Gaziantep’te bizleri bazı bisikletçi gruplar karşılayacak. İnşallah barışa bizlerin de katkısı olur”dedi.

    Birecik ve Sönmez yaptıkları açıklamanın ardından Gaziantep’e gitmek üzere bisikletleriyle yola çıktılar.

  • Arakan’daki Müslümanlara yönelik katliama tepki

    Çalışan-Sen Konfederasyonu Van İl Başkanı Yusuf Adli, Myanmar’ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik katliamları sert bir dille eleştirdi.

    Sendika bürosunda bir açıklama yapan Yusuf Adli, Arakan’da yaşanan Müslüman soykırımına seyirci kalınamayacağını belirtti. Myanmar Devletini ve bu katliama seyirci kalan dünya devletlerini şiddetle kınadığını ifade eden Adli, “25 Ağustos’ta Arakan’da Müslümanlara yönelik saldırılar başladı. Şu ana kadar binlerce Müslüman; çoluk çocuk, kadın, erkek, genç yaşlı demeden hunharca katledildi. Köyler boşaltıldı, evleri yakıldı, camiler kapatıldı, iş yerleri tahrip edildi, göçe zorlandılar. Bölge boşaltılarak Müslümansızlaştırılmak isteniyor. Budist rahipler adeta birer cellât gibi Müslüman avındalar. Dünyanın gözü önünde cereyan eden bu katliama dur diyen çıkmıyor. Myanmar Devleti, 21. yüzyılda ortaçağ katliamları yapıyor. Sırf Müslüman oldukları için vatandaşlık haklarını ellerinden alınarak yok sayılıyor. En temel barınma ve yaşam gereklerinden yoksun bırakılıyor. Böyle bir zalimliği ancak insafsız, vicdansız, kana susamış ortaçağ zihniyetine mensup kan emiciler yapabilir ve dünya bu zalimliği seyrediyor. Çünkü zulme uğrayan ve mağdur edilen Müslüman. Eğer bir Hıristiyan ya da bir Budist, Müslümanların yaşadığı bu zulmü yaşamış olsaydı dünya ayağa kalkardı. Sosyal yardımların ulaştırılmasını bile engelleyen Myanmar, insan saymadıkları Müslümanların başka devletlere sığınmalarını önlemek için sınıra mayın döşüyor. Myanmar Devletine karşı çok şiddetli yaptırımlar geciktirilmeden uygulanmalıdır” dedi.

    Müslümanların yaşadığı coğrafyada büyük zulümler yaşandığını ve Müslümanların paramparça olduklarına vurgu yapan Yusuf Adli, “Üzülerek ifade ediyorum ki Müslümanların bu parçalanmışlığı Haçlı zihniyetini, şimdi de Budistleri cesaretlendiriyor. Kurban Bayramı’nda bile bu zulüm artarak devam etti. Ayrı milletlerden de olsak eğer Myanmar’da canı yanan ümmetin bir ferdinin acısını hissetmiyorsak, imanımızı sorgulamamız gerekir. Vicdanımızı, insanlığımızı sorgulamamız gerekir. Hâlbuki Müslümanlar kardeştir. Birlik ve dayanışma içinde bulunması gerekir. Ama Müslümanların içinde bulunduğu hâli incelediğimiz zaman üzülmemek elde değil. Sayın Diyanet İşleri Başkan Vekilinin de ifade ettiği gibi ‘Cehalet, tefrika, sefalet peşimizi bırakmıyor.’ Her yerde kan, gözyaşı, zulüm ve acı var” ifadelerini kullandı.

    “Müslümanlar bir araya gelmeli, birlik olmalı, dayanışma içinde bulunmalıdır” diyen Adli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “İslam devletleri bu parçalanmışlığa son vermelidir. Arakan’da Müslüman kardeşlerimize yapılan bu zalimliği durdurmak için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Bir gecede trilyonları harcayan İslam devletlerinin kralları, prensleri, şeyhleri nerede? Din kardeşleri zulüm yaşarken sesleri neden çıkmıyor? Bu yaşanan zulüm İslam devletleri için büyük bir ayıptır, utançtır. Burada akan kanı durdurmak Müslümanların görevidir. Zulme sessiz kalmak kabullenmektir. Bu zalimliği kabullenmemiz mümkün değil.”

    Hem Türkiye’de hem dünyadaki insan hakları savunucularının sesini çıkartmadığına da değinen Adli, “Sokaklarda yürüyenler, protesto edenler, emperyalizmi kınayanlar nerede? Biz, bu nedenle ‘Türkiye kaledir’ diyoruz. Dünya Müslümanlarının tek umudu Türkiye’dir. Arakan’da yaşanan zulme dur diyecek tek Müslüman ülke yine Türkiye’dir. Ülkemizin gayretleriyle bu zulmün durdurulacağına inanıyoruz. Yine inanıyoruz ki Türkiye, bütün İslam devletlerini bir araya getirerek bu parçalanmışlığa son verecektir. Türkiye’nin gayretleri ise ümit verici. İnşallah bu bölgedeki Müslümanlar Türkiye sayesinde kurtulacaklar” şeklinde konuştu.

  • Nobel Ödüllü Myanmar Devlet Başkanı Aung, katliama sessiz kalıyor

    Nobel Barış Ödülü sahibi Myanmar Devlet Başkanı Aung San Suu Kyi, Myanmar ordusunun katliamlarına ilişkin çıkan haberleri yalanlayarak katliama sessiz kalıyor. İslami Eğitim, Bilim ve Kültürel Organizasyonu ise Aung’un Nobel Ödülü’nün geri alınmasını talep etti.

    Myanmar’da binlerce Arakanlı maruz kaldıkları zulmü bütün dünyaya haykırmaya çalışıyor. Birçok ülke bu zulme sadece sessiz kalınmaması çağrısı yaparken, yaşanan zulme en başta Myanmar hükümeti göz yumuyor. Hükümet yetkilileri, ordunun evleri basarak binlerce kişinin öldürülmesine ses çıkarmıyor. Arakanlı sivil toplum kuruluşları zulme maruz kalan yaklaşık bin sivilin hayatını kaybettiğini ifade ederken, ses çıkarmayan yetkililerin başında ise Nobel Barış Ödülüne layık görülen Myanmar Devlet Başkanı Aung San Suu Kyi geliyor.

    Myanmar’da insan hakları için mücadele ederken 15 yıl hapis yatan ve “en ünlü siyasi mahkum” olarak anılan Nobel Barış Ödüllü Aung San Suu Kyi, Myanmar ordusu tarafından Arakan Müslümanlarına karşı yapılan zulmü yalanlayarak katliama sessiz kalıyor. Aung, evlerini terk etmek zorunda kalan 101 Rohingya kadınının Myanmar ordusunun tecavüz ve cinsel tacizine uğradıklarına ilişkin Birleşmiş Milletler’in şubatta yayınladığı raporu yalanlayarak kadınları suçluyor. Aung’un makamından yapılan açıklamada kadınlar yalan söylemekle suçlandı, yaşanan olaylar “sahte tecavüz” olarak nitelendirildi.

    “Nobel Ödülü geri alınsın”

    Katliama sessiz kalması nedeniyle dünya basının en ünlü gazetelerinden tepki alan Aung’un Nobel Ödülü’nün geri alınması gerektiğine ilişkin tartışmalar başladı. İslami Eğitim, Bilim ve Kültürel Organizasyonu (ISESCO) bu yönde bir adım atarak Aung’un Nobel Ödülü’nün geri alınmasını talep etti. ISESCO tarafından yapılan yazılı açıklamada, Nobel Barış Ödülü komitesinden 1991 yılında barış ödülü kazanan Myanmar Devlet Başkanı Kyi’nin ülkesinde yaşanan insanlık suçuna karşı gösterdiği tutumdan ötürü ödülünün geri alınmasını talep ettikleri belirtildi.

    73 bin Arakanlı Müslüman Bangladeş’e geçti

    Öte yandan yanlarında temel gıda malzemeleri, su ve ilaç bulunmayan en az 30 bin Arakanlı Müslüman, Bangladeş sınırı yakınlarındaki tepelik arazide mahsur kaldı. Birleşmiş Milletler de, 25 Ağustos’tan bu yana en az 73 bin Arakanlı Müslümanın sınırı geçtiğini duyurdu.

  • Bakan Elvan: “Dünya, Myanmar’daki katliama sessiz kalıyor”

    Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, dünyanın Myanmar’da yaşananlara sessiz kaldığını belirterek, “Myanmar’da, Arakan’da Müslüman kardeşlerimizin binlercesi katledildi. Açıkçası orada soykırım uygulanıyor” dedi.

    Bakan Elvan, Kurban Bayramı’nın 3. gününde Mersin’in Çamlıyayla ilçesinde düzenlenen bayramlaşma programına katıldı. Burada coşkuyla karşılanan Elvan, bayramların, kardeşliğin, birliğin ve beraberliğin doruk noktasına ulaştığı günler olduğunu belirterek, Arakan’daki katliam nedeniyle İslam aleminin bayramı buruk kutladığını söyledi. Dünyanın, Myanmar’da yaşananlara sessiz kaldığını ifade eden Elvan, çoluk-çocuk, yaşlı-kadın demeden Arakan’da Müslümanların katledildiğini vurgulayarak, “Açıkçası orada soykırım uygulanıyor. O gelişmiş ülkelerden, o insan haklarından bahseden ülkelerden ses çıkmıyor. ’Ne oluyor burada? Bu mazlum insanlar, çocuklar, kadınlar neden öldürülüyor, neden katlediliyor diye sorulmuyor. Bir tek sahip çıkan ülke var o da Türkiye. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bunun mücadelesini veriyor. Birçok lideri aradı, devlet başkanlarıyla temas kurdu ve buraya müdahale edilmesini istedi” diye konuştu.

    İslam’ın, barış, kardeşlik, dostluk, birlik, bütünlük, beraberlik olduğunu kaydeden Elvan, “İslam mazlumun yanında olmak demektir. Ancak maalesef Orta Doğu’da da Müslüman’ı Müslüman’a kırdırıyorlar. Bu terör örgütlerinin tamamı birilerinin, bir üst aklın, bazı devletlerin taşeron olarak kullandıkları örgütlerdir. Para ve silah desteği veriyorlar, Müslüman’ı Müslüman’a kırdırıyorlar. Böyle bir süreci yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin de üzerinde oyunlar oynanmak istenildiğini, ancak bu oyunlara izin vermeyeceklerini vurgulayan Elvan, şunları kaydetti:

    “Allah’a çok şükür bizi bölemeyecekler, parçalayamayacaklar. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak güçlendikçe güçleneceğiz, büyüdükçe büyüyeceğiz. Bundan hiç tereddüdünüz olmasın. Yeter ki biz, sizi arkamızda görelim. Sizin o güçlü desteğiniz arkamızda devam etsin. Allah’a çok şükür, adam gibi adam, dünya lideri bir Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan’ımız var. Bu milleti nasıl İstiklal harbinde, nasıl 15 Temmuz’da adeta yek vücut olarak, zillete mahkum etmediysek, istiklalimize, geleceğimize sahip çıktıysak, inşallah ülkemizi 2023 ve 2053 hedefimizle, 2071 vizyonumuzla daha da güçlendireceğiz, daha da büyüyeceğiz.”

  • Samsat’ta Arakan’da yaşanan katliama tepki

    Adıyaman’ın Samsat ilçesinde, Arakan’da yaşanan olaylar protesto edildi.

    Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) üyesi bir grup Samsat ilçe merkezindeki Hacı Ömer Camii’nde Arakan’da yaşanan olayları protesto etti. Myanmar’ın Arakan eyaletinde Müslüman halka yönelik saldırılar nedeniyle TÜGVA Samsat İlçe Temsilcisi Şenol Kuştepe yaptığı açıklamada, her geçen gün İslam coğrafyasının küresel sömürü düzeninin kıskacında kan gölüne dönüldüğünü ve yanı başımızda Suriye’de ayrı bir insanlık dramı yaşandığını ifade etti. Kimyasal silahlarla masum kadın ve çocukların katledildiğini ifade eden Kuştepe, “Myanmar’ın Arakan eyaletinde cereyan eden ve şiddeti giderek artan zulmün artık dayanılacak hali kalmamıştır. Son bir asırdır batı dünyası tarafından merhamet ve aydınlanma felsefesi olarak lanse edilen Budizm dinine mensup eli kanlı teröristler geçtiğimiz beş gün içerisinde 3 bini aşkın çocuk, kadın ve yaşlıyı herhangi bir ayrım gözetmeksizin masum, Müslüman bir halkı hunharca katlettiler. Filistin’de, Suriye’de Moro’da, Cezair’de, Doğu Türkistan’da, Etiyopya’da, Bosna’da yaşanan kıyımlar gözümüzün önünde iken; terör ve İslam kelimelerinin aynı cümlede zikredilmesinin, vahşi ve sinsi medeniyetin kullanışlı maşalarının yaşanan vahşete meşrutiyet sağlaması amacıyla tasarladığı algı operasyonunun bir parçası olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz bunları insanlığa davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Samsat İlçe Müftüsü Mehmet Seri Doğru’nun yaptığı duadan sonra grup dağıldı.