Etiket: Katılım

  • Sıcak Hava Balonu Festivali’ne 100 binden fazla katılım bekleniyor

    Filipinler’de Sıcak Hava Balonu Festivali bugün başladı.

    Filipinler’in Pampanga eyaletinin Angeles şehrinde bugün başlaya 21’inci Filipin Uluslararası Sıcak Hava Balonu Festivaline (PIHABF) 100 binden fazla yerli ve yabancı kişilerin katılacağı tahmin ediliyor. Festival 12 Şubat’a kadar devam edecek. PIHABF Organizasyon Genel Sekreteri ve Başkanı Kaptan Joy Roa festivalde 31 sıcak hava balonundan 14’ünün Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki ülkelerden olacağını açıkladı.

    Dünyanın dört bir yanından gelen pilotlar havada hünerlerini sergileyecek. Hava akrobasisi şovlarından birini pilot Sean Clarke gerçekleştirilecek. Filipinler’de uzun yıllardır yapılan festival, turizm ve havacılık sektörünü geliştirmeyi amaçlıyor.

  • Vanlı STK’lardan katılım bankacılığı açıklaması

    Doğu ve Güneydoğu Bölgesinde katılım bankalarının karnelerinin çok da iyi olmadığını savunan Vanlı STK temsilcileri yetkililerin bu duruma el atmasını istedi.

    Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Van OSB Başkanı Şemsettin Bozkurt ile Van SMMMO Başkanı İbrahim Şahin, İHA muhabirine yaptıkları açıklamalarda, bölgede finansa erişim noktasında sıkıntı yaşadıklarını belirterek, burada kamu iştiraki olan katılım bankalarının normal bankalardan farksız olduğunu ifade ettiler.

    Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, halihazırda Van özelinde 5 katılım bankasını işlem gördüğünü belirterek, “Bir katılım bankasının ise önümüzdeki süreçte faaliyetlerine başlayacağını biliyoruz. Katılım bankalarını diğer klasik bankacılık anlayışından ayıran temel özellikle onların fonları toplamı ve kullandırmada yaşanan farklılıktır. Klasik bankacılıkta temel unsur para alışverişidir ve faiz esaslı işlemlerin yürütülmesi söz konusudur. Katılım bankalarında bu işlemler daha farklıdır. Özellikle malı özel alan ve kâr-zarar temelinde fonların toplanıp kullandırıldığı gerçeği var. Bankalar biliyorsunuz ekonominin vazgeçilmez araçlarından bir tanesidir. Bankacılık sistemini sürekli şikayet ederiz. Özellikle finansa erişim noktasında üyelerimize yönelik uyguladıkları katı politikalarının biraz gevşetmeleri gerekir” dedi.

    “Katılım bankalarının kolaylaştırıcı bir tedbir aldıklarını henüz duyabilmiş değilim”

    Kamu bankaları çerçevesinde bir tane katılım bankasının Van’da faaliyet yürüttüğünü ifade eden Takva, “İlimize yeni şubeler açılacak. Bununla birlikte iki tane kamu destekli katılım bankası faaliyetine başlamış olacak ama ben şu ana adar bu katılım bankalarının istediğimiz düzeyde finansa erişimi kolaylaştırdıklarını söyleyemem. Yeterli bir portföye sahip olduklarını da düşünmüyorum. Şu ana kadar katılım bankalarının özellikle finansa erişim noktasında diğer bankalardan daha kolaylaştırıcı bir tedbir aldıklarını da henüz duyabilmiş değilim. Onlar da faizli bir sistemle faaliyet yürüten klasik bankalar gibi ipotek, teminat zorlukları ile finansa erişimi kolaylaştırmadıklarını ve üyelerimizin çeşitli zorluklarla karşılaştıklarını biliyoruz. Umarım klasik bankalarının zorluklarına katılım bankaları da bir ek yük olarak binmez” şeklinde konuştu.

    “Kredi vermemek için birbirleri ile yarışıyorlar”

    Kamu iştiraki ile kurulan katılım bankalarının normal banka mevzuatı çerçevesinde faaliyet yürüttüğünü ifade eden Van Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt ise “Bu anlamda özellikle KOBİ’ler başta olmak üzere esnafımız çok da istediği şekilde ve istediği koşullarda finansa erişemiyor. Bölgemizde zaten bir güvenlik endişesi algısı olduğu için gayrimenkuller dörtte bir değer ile değerlendirilmektedir. Bankalar da aynı gözle bakarak bölgeyi riskli bölge gördükleri için bin bir dereden su getirerek, kredi vermemek için adeta birbirleri ile yarışıyor” ifadelerini kullandı.

    Son dönemlerde yaygınlaşan katılım bankacılığının faizsiz kredi sağlama anlamı taşıdığını anlatan Van Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı İbrahim Şahin, “Ancak özellikle ilimizde bunun sonuçlarını iyi göremedik. Belki bu bankaların yeni olması ya da ilimizdeki esnaf ve tüccarın durumundan kaynaklı olabilir. Ancak katılım bankalarının ciddi bir çalışmasını da görmüyoruz. Çünkü oda olarak biz esnafla iç içeyiz ve esnafın kredi alama şansı çok zorlaşmış ve kredi alamaz duruma gelmiştir. Dolayısıyla katılım bankacılığının, buralarda aktif bir rol aldıklarına şahit olmuyoruz” dedi.

    Bu bankaların kuruluş amaçlarının faizsiz kredilerle esnafı ayakta tutmak ve esnafın karına ortak olmak olduğunu anlatan Şahin, “Diğer bankalar faiz sistemi ile kazanırken katılım bankacılığı öyle değil. Katılım bankacılığı daha çok esnaf ve tüccara yardımcı olmak kaydıyla onların elde ettikleri kara ortak olmayı amaçlamaktadır” şeklinde sözlerini sonlandırdı.

  • İş dünyası katılım bankalarından yakındı

    Orta Karadeniz Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (ORKASİFED) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Bahri Uğurlu, “Katılım bankalarıyla alakalı olarak 2016 yılından gelen bir sıkıntı var. Bankalar kendilerini garanti altına almak için verdikleri kredileri geri çağırır hale gelmeye başlıyor. Bu da piyasayı domino etkisi gibi etkiliyor” dedi.

    ORKASİFED Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Emin Bahri Uğurlu, yatırım ve katılım bankalarının verdikleri kredileri geri çağırması sonucunda dev firmaların batması konusunda açıklamalarda bulundu.

    Ülkenin ekonomik olarak 2016 yılını iyi geçirmediğini belirten Emin Bahri Uğurlu, “Ülkemizin yaşamak istemediği bir 2016 yılı geçirdi. Allah bir daha böyle bir yıl nasip etmesin. 2017 yılı da kışla başladı. Şehrimiz, bölgemiz ve ülkemizde yeni yıl da sıkıntılı bir şekilde devam ediyor. Çünkü 2016 yılındaki hedefler ve düzenler bozuldu. Bunların yerine gelmesi için zamana ihtiyaç var. Bu arada hem yatırım bankaları hem de normal bankalar sistem bozulunca onlar da bu durumdan rahatsız oldular. Bu bankalar son zamanlarda fazla garanti üzerine gidince esnaf darlanmaya başladı. Zaten KOBİ’ler dediğimiz, ithalatçı, ihracatçı dövizin bu kadar çok oynak olduğu bir yerde, insanların at yarışı izler gibi bu oynamaları seyredince tüketici alımlarını erteliyor. Ertelemeler olunca, bunalımlar da oluyor. Bankalarda da bu yüzden aksamalar meydana geliyor. Onlarda rahatlatma yerine garantiye alınca çember daralmaya başladı. Şimdi son bir haftadır Hazine tarafından bir tedbir alındı. Kredi Garanti Fonundan yüzde 85’ini devlet hazinesi bankaya garanti edecek. Bunu yapınca bankaların yüzde 15’lik bir riski kaldı. En azından eldeki öz kaynakları kuvvetli olup da ödeme dengesi bozulmuş firmalar vardı. Bunların bir düzenli hale getirilmesi lazım” diye konuştu.

    “Öz sermayesi yüksek olan firmalara destek olunması lazım”

    Katılım ve yatırım bankalarının garanti konusunda daha çok dikkatli olması gerektiğini belirten Uğurlu, “Ama firmalarda Kredi Garanti Fonundan aldıkları bu parayı devlet fonu diye gidip de lüks araçta, yatta, katta kullanıyorsa o da onun bir hatasıdır. Affedilmemesi lazım. İllegal yoldan parayı bir şekilde plase ediyorsa bu yanlıştır. İşin normalinde orta ve ortanın üzerinde yüzde 50-60 oranında ödeme dengesi bozulmuştu. Bunu hep birlikte el birliği ile düzelteceğiz. Cumhuriyet tarihinde, bu güne kadar bütün krizlerin altından kalktık. Bunun altından da kalkarız. Biz ülke ve firmalar olarak öncelikle direnç arttıran önlemler almalıyız. Hükümet ve devletteki bütün mekanizma da Nisan ayında referanduma odaklandı. Geçen sene de seçimlerle çok oyalandık. Bir an önce ekonomi konuşur hale gelmemiz lazım. Referandumla beraber ekonomiyi de öne almamız lazım. Tahmin ediyorum ki 2017’nin 2’nci yarısından sonra toparlanacağız ama inşallah o zaman kadar fazla kayıp vermeyiz. Çünkü bardak kırılınca yapıştırmayla eski haline gelmez. İnşallah ilk 6 ayda bu kırılmaları önleriz. Bu yatırım bankaları ve diğer bankalar da lütfen biraz daha duyarlı olmaları gerekir. Öz sermayesi yüksek olan firmalara biraz daha destek olup önlerini açmalarını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

    “Bankalar, kendilerini garantiye almak için kredilerini geri çağırıyor”

    Bankaların verdikleri kredileri geri çağırmasının doğru bir davranış olmadığının altını çizen Uğurlu, “Katılım bankalarıyla alakalı olarak 2016 yılından gelen bir sıkıntı var. Bankalar kendilerini garanti altına almak için verdikleri kredileri geri çağırır hale gelmeye başlıyor. Bu da piyasayı domino etkisi gibi etkiliyor. Çok firma da bu yüzden kapanıyor. Türkiye çapında da bir gecede tabelaları kalkan firmalar var. Bu firmalar da uzun yıllar hizmet vermiş çok büyük firmalardır. Bu firmalara yazık oluyor. Bir taraftan istihdam yapacağız diye gayret ediyoruz. Onun için duyarlı olup herkesin el birliği ile durumu toparlaması lazım. Vatandaşlardan da alımlarını ertelememelerini istiyoruz. İhtiyaçlarını gidersinler ki piyasa ilerlesin. Şirketler geçen seneyi ekside kapattı. Her sene anketlere baktığımızda kapanan-açılan firmalara baktığımızda açılanın fazla olduğunu görüyorduk. Çünkü gelişmekte olan bir ülkeyiz. Ama bu arada durumun eksi olduğunu zannediyorum” ifadelerini kullandı.

  • “Romanların İş Hayatına Katılım” projesi

    Samsun Bafra Musiki Cemiyeti Derneği tarafından hazırlanan ve Bafra Belediyesinin proje ortağı olduğu “Romanların İş Hayatına Katılım” projesi tanıtımı yapıldı.

    Bafra Musiki Cemiyeti Derneği tarafından hazırlanarak Çalışma Bakanlığı Avrupa Birliği Dairesi başkanlığına sunulan “Romanların İş Hayatına Katılım” projesi bakanlığın değerlendirmesi sonucunda kabul gördü.

    Bafra Musiki Cemiyeti binasına dernek başkanı Namık Anarat düzenlediği basın açıklamasında proje hakkında bilgi verdi. Anarat, “Müzik sanatın önemli bir parçasıdır. Eğlence ve turizm faaliyetlerinde müzik önemli bir ögedir. Son yıllarda özellikle ihtiyaç duyulan kaliteli ve nitelikli müzisyenler yetiştirmek mecburiyeti hasıl olmuştur. Bu noktada zaten Müziğe kabiliyetleri ile meşhur Bafra Roman çocuklarını eğitmek geliştirmek, kolektif çalışma kabiliyeti kazandırmak. Bu proje ile Sinop, Samsun ve Giresun illerimizde faaliyet gösteren özel ve kamuya ait eğlence ve turizm amaçlı tesislerde yetişen gençlerimiz çalışma imkanı bulacak” dedi.

    Bafra Belediyesinin proje ortağı olduğu Bafra Balkan Türkleri Derneği’nin de iştirakçi olduğu proje kapsamında 90 gence 12 ay süreli müzik bilgileri verilecek. Projeye Bafra Halk Eğitim Merkezi ve İŞKUR’un da destek verdiği projeye şu ana kadar 35 bayan, 73 erkek olmak üzere 108 kişi müracaat etti.

  • İzmir iş dünyası katılım bankalarına seslendi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kredi musluklarını açması için seslendiği katılım bankalarının iş dünyasına destek vermesi gerektiğini belirten İzmir’in ekonomi yöneticileri, yüksek faizlerle yatırımların devam etmesinin mümkün olmadığını, katılım bankalarının ekonomik istikrar için üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.

    15 Temmuz darbe girişimin ardından katılım bankaların kredi konusunda tutumunun olumsuz olduğunu kaydeden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı ve Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Türkiye çok büyük bir ülke, bugün 160 milyar dolara yakın ihracat yapabilen bir konuma geldi. Bunun da yüzde 92’si sanayi ürünlerinden oluşuyor, Türkiye’de sanayi oldukça gelişti ama bunu yaparken de Türk sanayicisi hem yenilikleri takip etti hem de finansman imkanı sağlamaya gayret etti. Çünkü bizim bir hedefimiz var Türkiye’de, dünyadaki her evde bir Türk malının olması. Bunu başarabilmek için de üretmek kadar satmak önemli ve bu noktada da çok önemli yatırım gerektiren, bilgi teknolojilerini iyi kullanmayı gerektiren bir konumla karşı karşıya kalıyoruz. Bankaların özellikle bu 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ortaya çıkan süreçte maalesef yeteri derecede Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi kredileri sanayicilerin kullanımıyla ilgili önemli bir rahatlama içine girmediklerini gördük. Hala faiz oranlarının yüksek olduğunu görüyoruz. Yüksek faizlerle bu yatırımların yapılması söz konusu değil mutlaka faizlerin aşağıya indirilmesi lazım” dedi.

    “9.9 faiz oranlı krediye büyük talep oldu”

    Sanayicinin her durumda krediye ulaşabilir olması gerektiğini vurgulayan Başkan Yorgancılar, “Biz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak nefes kredisi altında kredi garanti fonu ile birlikte sanayicilerin nefes alması ile ilgili firma başına 100 bin TL’ye yakın kredi sağladık. Bunun faiz oranı 9.9 ve bu rakam bile yüksek baktığınız zaman. Ama o kadar çok talep oldu ki 100 bin liralık bir limit kullanmak isteyen sanayicilerimiz var. Eğer bankalarda faiz oranlarını bu seviyelere getirebildiği takdirde sanayici de bunu kullanıp ödeyebilir halde oluyor. Yoksa yüksek faizli para kullanıyorlar, para kazanmadığı müddetçe de bu kredilerin geriye dönük ödemeleri de o derece zorlaşıyor” ifadelerini kullandı.

    “Bunu başarırsak 500 milyar dolarlık hedefi yakalarız”

    Bankalardan kredi kullanımına ilişkin bir anket çalışması yaptıklarını belirten Yorgancılar, üyelerinin büyük kısmının kredi kullandığını gördüklerini söyledi. Özellikle yüzde 50 oranında döviz kredisi kullanıldığını aktaran Ender Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Tabi iş adamlarımız döviz geçmiş yıllarda daha stabil halde gittiği, kur riski olmadığı için bugüne kadar fazla sıkıntı yaşamadılar. Ama özellikle 2016 yılında yüzde 30’un üzerindeki döviz kurlarında oynamanın bilançolarına da olumsuz yansıdığı görüyoruz. Bir kere önemli olan bu borçların ne şekilde ödeyeceğidir. Para kazanırsa bu borçları ödeyebilecek, faiz yüksek olduğu müddetçe bu paraları ödeyebilme imkanı söz konusu değil. O açıdan kredilerin yapılandırılması, faiz oranlarının düşürülmesi ve mutlaka tüm bankacılık sektörünün krediyi çok daha rahat şekilde verebilir konumda olması gerekiyor. Eğer biz dünyada her evde bir Türk malı olmasınız arzu ediyorsak ihracatımızı da üretimimizi de buna göre pazarlamamız gerekiyor. Bugün dünyada e-ticaret son derece gelişmiş durumda, artık insanlar oturduğu yerden cep telefonuyla internete girerek, istediği malı istediği yerden alabilme imkanına sahip. Bunu bizim de Türk ürünleri olarak bütün dünyaya Türkiye’den satabilmemiz gerekiyor. Bunu başardığımız zaman 500 milyar dolarlık ihracat hedefini çok rahat yakalayabileceğimizi biliyorum”.

    “Finansman ekonomi dünyasının can damarı”

    Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD) Başkanı Aydın Buğra İlter ise finansmanın ekonomi dünyasının can damarı olduğunu ve yatırıma dayalı kredilerin mutlaka makul fiyatlarla sağlanması gerektiğini söyledi.

    “İş dünyası finansmana ulaşmada ciddi sorun yaşıyor”

    Ekonomik istikrar için katılım bankalarının da üzerine düşeni yapması gerekliliğini belirten Aydın Buğra İlter, “İş dünyasında yatırım, üretim ve istihdam zincirinin bozulmaması ve artarak ilerlemesi için iş dünyasının finansmana ulaşımı önemli. Genel olarak Türkiye’de iş dünyasının uzun vadede makul faizli krediye ve finansmana ulaşımda ciddi sorunları var. İş dünyası finansmana ulaşmada limit ve teminat sorunları yaşıyor. Teminat sorunlarıyla ilgili hazine destekli kredi garanti fonunun devreye girmesi yatırımcıların ve iş dünyasının önünü ciddi anlamda açtı. Bu anlamda tüm finans sektörünün buna yardımcı ve destek olmasını bekliyoruz. Bu noktada hem bankaların hem de katılım bankalarının önemli bir rolü var” dedi.

    “Krediler sağlanmazsa yatırım yapmak mümkün değil”

    Özel bankaların yanı sıra katılım bankalarının mevcut hükümetin çağrıları doğrultusunda kredileri makul fiyatlama ile iş dünyasına arz etmelerinin gerekliliğini vurgulayan EGİAD Başkanı İlter, “Bu arada kredi ve finans kuruluşu açısından fonlama maliyetleri risk birimleri ve kar primleri çerçevesinde bir fiyatlama yapılıyor. Ama katılım bankalarının fonlama maliyetlerinin daha uygun olacağı düşünülürse diğer bankalara göre daha makul maliyetli krediler gündeme gelebilir. Uzun vadeli krediler olmazsa sanayicinin yatırım yapması, teknolojisini ilerletmesi mümkün değil. İstikrarlı bir ekonomi için makro ihtiyat tedbirlerine riayet etmek zaruridir” diye konuştu.

    Risk birimi düşük finansman

    Finansmana erişim konusunda adımlar atılmasının gerekliliğine işaret eden Başkan İlter, “İş gücü piyasalarının liberalleşmesi ile ilgili yapılmış çalışmaların yasalaşmalı. Vergi barışı ve yeniden yapılandırmalar çok olumlu ama bunların yanında vergi ve yasal yükümlülüklerini düzenli yerine getiren işletmelere ve şirketlere ilave indirimler ve avantajlar sağlanması gerekiyor. Bu avantajlardan bir tanesi de daha ucuz finansmana erişim ve daha risk birimi düşük olarak finansmana erişim olarak düşünülebilir” diyerek sözlerini tamamladı.