Etiket: Katılım

  • “Katılım bankalarıyla iletişime geçebiliyoruz ama sonuç elde edemiyoruz”

    Muşlu işadamları ve Kayserili çiftçi “Bizim katılım bankalarından beklentimiz, düşük faizli kredi. Katılım bankalarıyla iletişime geçebiliyoruz ama sonuç elde edemiyoruz” dediler.

    Muş’ta faaliyet gösteren Yıldız İnşaat ve Mühendislik Yetkilisi Tarık Yıldız, yatırım kuruluşlarının, kendilerine lanse ettikleri sözleri yarıda bıraktığını savundu. Yaptıkları yatırımlarda yüzde 60 kredi verilmesi gerekirken, bu konuda kredi vermediklerini ve işi yokuşa sürdüklerini ifade eden Tarık Yıldız, “Biz bu kredileri almış olsaydık, yaptığımız yatırımları, en az yüzde 10-15 civarında daha düşük maliyetle mal etme şansına sahip olacaktık. Bu saatten sonra işletme kredisine ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanımızın sürekli dile getirdiği bir mevzu var. Kredileri, düşük faizli yatırımcıya verirlerse, bölgemizde ciddi yatırımlar olacak. Bizim katılım bankalarından beklentimiz, düşük faizli kredi. Katılım bankalarıyla iletişime geçebiliyoruz ama sonuç elde edemiyoruz. Bölgemizde sıkıntılar olduğundan dolayı, kredi alamıyoruz. Terör olayları dile getiriliyor, şube olarak yetkileri dahilinde olmadıkları söyleniyor ve bizi bölgeye yönlendiriyorlar. En az proje miktarı kadar teminat isteniyor. Bizim gayemiz kendi bölgemize yatırım yapmak, bölgemizi kalkındırmak, insanlarımıza istihdam sağlamak. Bu anlamda düşük faizli kredi talebimizi üzerine basarak tekrar dile getirmek istiyorum” dedi.

    “Bölge savaş ve vandalimz merkezi olarak lanse ediliyor”

    Alfa Çevre Danışman Firması Yöneticisi Mücahit Sönmez ise, bölgenin savaş merkezi olarak lanse edildiğini ve bunun da yatırımların önüne geçtiğini iddia ederek şöyle konuştu: “Ulusal ve uluslararası bütçelerden yararlanılarak yapılan yatırımlar, bölgemizde en temel özelliklerden bir tanesidir. Bölgemiz 6. bölge kalkınma alanında olduğu için devletin çok ciddi yatırımları var. Fakat yatırımların uygulanmasında çok ciddi problemler yaşanıyor. En büyük problemlerin başında bürokrasi ve finans kuruluşları geliyor. Daha önce yapılan yatırımlarda gördüğümüz örnekler ve yaşadığımız sıkıntıların en temel handikabı, Kalkınma Bakanlığı, Başbakanlık ve katılım bankaları arasında yapılan protokollerde yapılan yatırımların belli bir yüzdesinin yatırımcının finans gücüne nazaran karşılaması gerektiği halde ilimiz, Türkiye’nin en huzurlu şehri olmasına rağmen bankalar tarafından bir savaş, bir vandalizm merkezi gibi olarak lanse ediliyor ve yatırımların önüne geçiliyor. Şu anda bu ilde yatırım yapan herkes bıçak sırtında yatırım yapıyor. Kendi eşdeğer finansmanını çok zor ayarlıyor, yatırımcılara eşdeğer finansmanına bağlı bankacılık finansmanları sağlanmıyor. Sağlanmama sebebi, çok ciddi olmayan, gereksiz, köşe bucakta aranan problemlerden kaynaklanıyor. Özellikle bankaları, bakanlıklarla ilgili yaptığı protokolleri göz ardı ederek sadece yatırımcı ve yatırımcıya endeksli bölgesel güvenlik problemlerinden kaynaklı engellemelerle karşılaşıyoruz. Eğer, krediler sağlanmış olsaydı, şu anda yapılan yatırımlar iki katına çıkartılabilirdi. Bu konunun üzerinde durulması gerekiyor. Genelde merkezde yapılan çalışmaların sahaya yansıması için önemli bir fırsattır. Derhal denetlenmesi gerekiyor.”

    “Bizden korkmasınlar, bize destek çıksınlar”

    Muş Plastik Bidon Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Mahsum Özdemir de, bankaların kendilerinden korkmamasını isteyerek şunları kaydetti:

    “Muş’ta finansa erişme konusunda ciddi manada sıkıntılarımız var. Muş’ta katılım bankalarının uzun süreden beri olmayışı ve bundan sonra şube açacak katılım bankalarının özellikle yatırımcıyı yerinde tespit edip, faaliyetiyle alakalı, ne kadar güçlü olduğunu baz alarak, kredi fizibilitesinin ona göre değerlendirmesini istiyorum. Bölgesel olarak yatırımcılarımızın sıkıntılı olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla finansa erişim konusunda bize, artı puanlı bir destek verilmesini istiyoruz. Katılım bankası ve diğer bankaların bugüne kadar gayrimenkullerle alakalı ciddi manada talepleri oluyor. Yatırımcının gayrimenkulü yoksa kredi alamıyorlar. Gayrimenkulü olmayan yatırımcının da taşınabilir makine ve ekipmanlarına kredi verilebilir. Bu, yerinde tespitle çok ciddi manada yatırımcının taşınabilir makine ve ekipmanlarını olduğunu görecekler. Bizden korkmasınlar. Muş yatırımcısı olarak kredilerimizi düzenli olarak ödüyoruz. Bizden korkmasınlar, bize destek çıksınlar.”

    “Bankacılık sistemi temel olarak yatırımın özünü oluşturuyor”

    Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Muş Şube Başkanı Murat Meriç ise, bankacılık sisteminin, temel olarak yatırımın özünü oluşturduğunu belirterek, “Son dönemlerde katılım bankacılığıyla alakalı konu gündeme gelince, misyonumuz gereği bu bankaların kurulması bizi farklı şekilde heyecanlandırdı. Biz bu bankalardan, mevcut bankalar gibi bir destek ve yapı beklemiyoruz. Gerçek anlamda katılım bankacılığının İslami usul çerçevesinde ne yapılması gerekiyorsa o çerçevede yatırımcıyı yerinde inceleyip destek vermesini bekliyoruz. TKDK ile bankalar arasında bir anlaşma var. Bu anlaşma gereği projesi çıkan, onaylanan projeye ilgili banka destek vermek zorunda. Böyle bir anlaşma var. Fakat Doğu ve Güneydoğu Bölgelerin, gerek katılım gerekse de diğer bankalar bu desteği geri çekiyorlar. Bölgedeki terör olaylarını öne sürerek yatırımcının bu bölgeye gelmesini engelliyorlar” dedi.

    “Cumhurbaşkanı bir nevi bizim sözcümüz oldu”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatırım bankalarıyla alakalı sözlerini desteklediklerini dile getiren Meriç, “Son dönemlerde cazibe merkezleri noktasında gerek İl Valisi, gerek diğer kuruluşlar bu noktada çok ciddi ve özverili çalışma yapıyor. Biz bunları tamamlayan dinamikler olarak üzerimize düşeni yerine getirmemiz lazım. Dışarıdan gelene nasıl yer veriliyorsa, ilgili bankanın da buna finans olarak gerçek desteği sunması lazım. Reklamında ya da sunumunda biz bunu net bir şekilde görüyoruz. Ama müracaattan sonra, biz bu destekleri bugüne kadar alamadık, bundan sonra gelecek yatırımcılara da aynı şekilde, aynı muamele yapılırsa, maalesef şu son dönemlerde yapılan desteklerin hepsi boşa gidecektir. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız da özellikle katılım bankalarıyla alakalı yapmış olduğu açıklamayı destekliyoruz. Cumhurbaşkanı bir nevi bizim sözcümüz oldu. Katılım bankacılığının gereği neyse onu yapıp, bizi kalkındırma noktasında bize destek versinler. Normal bankalar gibi bize muamele yapmasınlar” ifadelerini kullandı.

    Çiftçiye ipotek zorluğu

    Kayseri’nin Özvatan ilçesinde hayvancılıkla uğraşan Resul Mercan, faizsiz kredi ile hayvan almak istediğini ama kredi için müracaat ettiklerinde bankaların karşılarına zorluk çıkardıklarını iddia ederek “2015 yılında devletin çıkarmış olduğu yasayla faizsiz 10 tane inek alabilmek için bir kamu bankasına müracaat ettim. Banka bizden kredi alabilmemiz için Kayseri merkezden bir ev istedi. Bugün devletimiz şehirden köye gidene 50 bin TL hibe verirken, banka kredi için bizden ipotek ev istedi. Bizde bunu veremedik ama baya bir uğraştım. Özvatan ilçesinde bulunan kendi evimi ve sulu arazimi ipotek verdim. Bunun üzerine evime eksper geldi ve 170 bin TL’lik evimize ve arsamıza sadece 60 bin TL’lik kredi çıkardı. Seçme kefilleri alarak dosyamız tamamlandı ama bu olay baya uzun sürdü. Dosyamızı tamamlayarak arazimizi, evimizi ve tarlamızı ipotek verdik. Bize kredimizin tamamlandığını ve hayvanlarımızı almamızı söylediler. Bu arada da 15 gün geçti. Biz Kayseri’ye gelerek hayvanlarımızı aldık ve faturalandırdık. Pazartesi günü parayı ödeyeceklerini söylediler. Biz gittikten sonrada krediyi ödeyemeyeceklerini söylediler. ‘Bu nasıl olur’ diyerek itiraz ettim. Dosyamızda hiçbir eksik olmamasına rağmen kredimizi ödeyemeyeceklerini söylediler. Biz bunun neden olduğunu anlayamadık. Bunun sebebini öğrenmek istiyorum ama öğrenemedim. 1 sene geçtikten sonra bankaya o kadar belge vermemize rağmen 40 bin TL kredi kullandırdı. Bizim çekmek istediğimiz kredi amacına ulaşmadı. Çünkü 10 tane faizsiz inek alacaktım ama bizim kredimiz o şekilde yattı. Devletimiz krediyi çıkardı ama buradakiler zorluk çıkardılar. Bize neden zorluk çıkardıklarını anlamıyorum. Devletimiz bu krediyi çıkarıyor ama herkes adamına veriyor. Hayvancılıkla alakası olmayan kişiler bu paraları aldı. Ben bunu binlerce defa ispat edebilirim” ifadelerini kullandı.

    Devletin sunduğu hizmetlerden faydalanmak istediğini dile getiren Mercan, sözlerini şöyle tamamladı: “Sezar’ın hakkının Sezar’a verilmesini istiyorum. Eğer ben köyde yaşayıp hayvancılık yapıyorsam, bu çıkan yasadan faydalanmak istiyorum. Hiçbir şekilde faydalanamıyoruz. Ben köyde yaşıyorum. Köyde hayvancılık ve çiftçilik yapıyorum. Benim Kayseri merkezde evim yok ki, evimi ipotek vereyim”.

  • “Kamu katılım bankalarının oranları ve şartları daha ağır”

    Eskişehir-Aksaray (İHA)-Kamu iştiraki olan katılım bankalarını faaliyetlerinin sektörde bekleneni karşılamadığı yönünde açıklamalarda bulunan esnaflar, şartların ve oranların diğer bankalardan yüksek olduğunu belirtti.

    Senenin başında bankacılık sektörü içindeki payları daha yüksek olan katılım banklarının sektörde faaliyet göstermeye başlayan iki kamu iştiraki katılım bankasının faaliyetine rağmen payları artmadı hatta geriledi. Esnaflar özellikle kamu katılım bankalarının kar değil ve ekonomiyi canlı tutmak için çalışmaları gerektiğini belirterek şartların ve oranların diğer bankalardan yüksek olduğunu faizle işleyen bir sistemin içerisinde yer almak istemeyen esnaf için durumun üzücü olduğunu söylediler.

    “Bankalara göre şartları çok daha ağır”

    Eskişehir’de faaliyet gösteren Yemek Dünyası isimli şirketin sahibi Adem Gündüz konuyla ilgili yaptığı açıklamada Katılım bankalarının şartlarının normal bankalardan çok daha ağır olduğunu belirterek, “Esnaf ve KOBİ yöneticileri olarak, bu konuda Cumhurbaşkanımız ile yüzde yüz hemfikiriz, aynı görüşteyiz. Katılım bankaları bunu tamamen kara dönüştürmüş durumdadır. Hatta şöyle de diyebiliriz, diğer bankalara göre çok daha ağır şartlarda çalışıyorlar. Gerçekçi olursak katılım bankalarına başvurmak, ulaşmak kolay mı? Kolay. Sonuçta onların da bir yerleri var, adresleri belli. Diğer bankaya nasıl gidiyorsanız oraya da gidiyorsunuz ama burada en önemli nokta, sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi, yani katılım bankaları birinci planda kar etmemeli. Siz bırakın kar etmeyi, bence diğer bankalardan çok daha üst düzey kar etmeyi hedefleyerek, o doğrultuda çalışıyorlar” dedi.

    “Vatandaş inançlarından dolayı katılım bankaları ile çalışıyor ama…”

    Gündüz, vatandaşın katılım bankalarıyla çalışma gerekçelerinin en önemlisinin faizsiz bir sistemde faaliyet göstermek istemeleri olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “İnsanımızın katılım bankalarıyla çalışmasını ya da katılım bankalarıyla çalışan insanımızın gerekçesi çok net. İnsanlar inançlarından ve değer yargılarından dolayı, katılım bankalarını tercih ediyorlar. Açık bir şekilde ifade edecek olursak, insanlar faiz kavramına bulaşmamak adına, katılım bankalarıyla çalışıyorlar. Burada iddialı bir şey söyleyebilirim, eğer insanların bu inançları olmasa, bence Türkiye piyasasında katılım bankalarının çalışma şansı sıfırdır. Bu şartlarda katılım bankaları, Türkiye bankacılık piyasasında mevcut olabilmeleri, rekabet etme ihtimalleri hiç yok. Ama ne var? Dedim ya, insanlar inançlarından dolayı, faiz kavramına bulaşmamak adına bu bankaların bir çok zorlu şartlarına da göğüs gererek, onları da göze alarak, bu bankalarla çalışıyorlar. Benim bizzat bildiğim, tanıdığım bir çok esnaf var, yıllardır katılım bankasıyla çalışıyor. Ama bir kredi alacağı zaman istemeye istemeye zoraki farklı faiz sistemiyle çalışan bankalardan alıyor. O yüzden bir sayın Cumhurbaşkanımız ile hemfikiriz. Katılım bankaları, bu konuda elini taşın altına koymalıdır.”

    “Oranlar bankalardan yüksek”

    Eskişehir’de faaliyet gösteren başka Arıman Hırdavat Şirketi’nin satış müdürü Ali Kahveci katılım bankalarının oranlarının yüksek olduğunu belirterek “Katılım bankalarıyla bir çok müşterimiz çalışıyorlar. Fakat şöyle bir şey var, özel bankalara binaen onların kredi oranları biraz daha fazla geliyor. Yani müşterilerimizden muhafazakar kesimin çalışmak istemelerine rağmen, bu tip kredi oranlarından dolayı diğer bankalara yöneldiğini görüyoruz. Aslında bu bankalar üzerlerine düşen görevi de tam olarak yerine getirmiyorlar. Bende şahsi olarak katılım bankasıyla çalışıyorum. Fakat bende aynı sıkıntılardan muzdaribim. Oranlar yüksek, yani otomobil kredisi almak istesek, diğerlerine göre oranlarının yüksek olduğunu görüyoruz. Tabi ticari faaliyet gösteren firmalarda bu daha fazla görülüyor” dedi.

    Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Koçaş: “Kamu iştirakleri elini taşın altına sokmalı”

    Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Koçaş da yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti: “Tabii ki beklentimiz her zaman kamu bankalarının özel bankalardan biraz daha faiz oranlarının, yatırım imkanlarının biraz daha yüksek olmasıyla alakalı. Ben buradan şunu söylemek istiyorum; Kamu bankalarının özellikle bu faiz oranlarının aşağı çekilme konusunda biraz daha ellerini taşın altına sokmalarını istiyorum. Çünkü kamu bankaları bir başlangıç yaptığı zaman bunun arkasından zaten özel bankaların da arkasından gerek faiz oranlarıyla alakalı, gerek diğer yatırım alanındaki vermiş oldukları kredilerle, vermiş oldukları mevduatlarla ilgili de tabii ki biraz daha esneklik yapacaklarını düşünüyorum. Bütün yatırımcılar tabii ki ellerinden geldiği kadar yapmış oldukları araştırmalar neticesinde en düşük hangi bankanın faizi düşükse yatırımını, kredisini oradan değerlendiriyor. Ama son dönemlerde özellikle kamu ve özelin arasında çok büyük bir farkın olmadığını görüyoruz. Hatta bazı durumlarda özel bankaların da kamu bankalarının altında faiz oranı ile hizmet ettiklerini, kredi verebildiklerini görebiliyoruz. Onun için kamu bankalarının biraz daha özel bankalara göre faiz oranlarını aşağıya çekmesi konusunda dikkat etmelerini istiyorum.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği ve ikazına rağmen Katılım bankaları istenileni veremedi

    İki kamu bankasının iştiraki olan Katılım bankalarının faaliyetleri, sektörde bekleneni karşılamadı.

    Katılım finans sektörünün son iki aktörü kamu bankalarının iştiraki olan katılım bankaları oldu. Fakat iş dünyasının beklentilerini karşılama ve hedef tutturmada istenilen duruma gelinemedi.

    Bankacılık sistemi içerisindeki pay artmadı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl Vakıf Katılım Bankası’nın açılışında yaptığı konuşmasında sistemin bankacılık sisteminin aldığı payın yüzde 5 olduğunu belirterek, “Yüzde 15’lik bir hedef var ama ben bunu yetersiz görüyorum. Yüzde 25’e çıkarmamız gerekir” demişti. Fakat tüm desteklere rağmen Katılım bankalarının Türk Bankacılık Sistemi içerisindeki payları artmadı. 2016’nın ilk ayında yüzde 5,04 olan pay Kasım ayı verilerine göre 4,79’a geriledi.

    Hedefler – Gerçekler

    Kamu iştiraki olan katılım bankaların 2016 şube hedefi 80 iken bu hedefin altında kalınarak 73 şubeye ulaşıldı. Kamu bankası iştiraki olarak sisteme katılan ilk katılım bankasının genel müdürünün daha önce yaptığı açıklamalarda 2016 yılı sonunda nakdi ve gayrinakdi fon kullandırım tutarının, 10 milyar liraya ulaşabileceğini öngörüsüne rağmen, üçüncü çeyrekte açıklanan fonların 6,5 milyar TL seviyesine ulaşması ile beklentinin altında kalacakları tahmin ediliyor.

    Erdoğan: “Yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmayan karşısında bizi, hükümeti bulacaktır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı konuşmada da finans sektörü ile ilgili açıklamalarda bulunarak Türkiye’ye yönelik saldırıların en önemli araçlarından birinin de ekonomi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu durumun ekonomiyi durdurma, sanayicilere ’yatırım yapmayın, paranızı bankada tutun’ söylemlerine kadar pek çok emaresinin bulunuyor. Paranızı bankada tutun’ denmesi ne demektir biliyor musunuz? ’Paranı o finans kuruluşlarının sahiplerine ver, onlar hiçbir yatırım yapmadan reel sektöre oradan korkunç vurgunlar vursun’ demektir. ’Ülkenin reel sektörüne değil, paranı git bankaya yatır, bankanın patronu kimlerse onlar da vurgunu vursun’. Bu odur. Finans sektörünün sahibi durumunda olanlar, eğer bu ülkede girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmıyorsa, kim ne derse desin karşısında bizi, hükümeti bulacaktır. Bu millet bize oyunu verirken ne dedi, ’Benim haklarımı sonuna kadar koru’ dedi. Biz de korumaya mecburuz. Acımasız parayı kullananları ben ’ekonomik terör estiriyorlar’ diye vasıflandırıyorum. Bu budur. Bunun başka izahı yoktur”.

    ADASO Başkanı Kıvanç’tan açıklama

    Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri üzerine Adanalı sanayici ve KOBİ’lerde bu söylemleri destekleyerek, katılım bankalarının, ticari bankalarla rekabet edebilecek düzeye gelmelerini istedi. Adana Sanayi Odası (ADASO) Başkanı Zeki Kıvanç, Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini, FETÖ darbe girişiminin başarısız olmasından sonra Türkiye’ye ekonomik olarak zarar verilmeye çalışıldığını söyledi. Kıvanç, “Bugün hükumetimizin sanayicimiz, işletmelerin KOBİ’lerin finansmana erişimi için çok kolaylıklar sağladı. Kredi hacmini büyüttü. Bunun yüzde 85’i hazine garantisinde yüzde 1’i bankalar tarafından risk alınacak. Bu finansmana erişemeyen birçok vatandaşımız için büyük bir nimet. Bankalarında elini rahatlattı bu olay. Bundan dolayı sanayicilerin finans sıkıntısının bir nebzede olsa aşılmış olduğunu düşünüyorum” dedi.

    “Finansman maliyetleri yüksek”

    Katılım bankalarının fiyatlamalarının yüksek olduğunu ifade eden Kıvanç, katılım bankalarının ticari bankalarının rekabet edebilecek düzeye gelmelerini belirterek şunları söyledi:

    “Katılım bankalarının fiyatlamaları yüksek. Ticari bankaların fiyatlamalarıyla normal katılım bankalarının fiyatlamaları arasında bir fark var. Bunu da mümkün olduğu kadar düşürürlerse buna da rağbet olacağını düşünüyoruz. Bu da tabi belki de katılım bankalarının maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı olabilir. Ticari bankalar nasıl finans kaynaklarına ulaşıyorlarsa katılım bankaları da o finans kaynaklarına ulaşıp katılım bankalarından istifade eden şirketlere daha makul fiyatlarla finansman sağlamasını arzu ediyoruz. Katılım bankaları finansman maliyetinin yüksek olduğunu her zaman için ön planda tutuyorlar. Bizde ticari bankalarla rekabet edebilecek düzeye gelmelerini arzu ediyoruz.”

    “Katılım bankaları devlet bankası zihniyetinde”

    Adana da faaliyet gösteren Akım Elektronik’in Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Duru’da katılım bankalarının devlet bankası zihniyetiyle çalıştığını bu sebepten sıkıntı yaşadıklarını ifade etti. Duru, “Katılım bankalarında sıkıntı yaşıyoruz. Hala devlet bankası zihniyetiyle çalışıyorlar. Özel bankalar ise bu konuda daha çok ilgi ve alaka görüyoruz. Özel bankalarda da katılım bankalarında da krediler hat safhaya çıktı” diye konuştu. Hasan Duru, katılım bankalarından kredi alamadıkları için katılım bankalarıyla mesafe kat edemediklerini de belirtti. Özel bir bankadan yüklü miktarda kredi çektiğini sözlerine ekleyen Duru, “Özel banka tercih etmemizin en büyük avantajı. Projelerimiz için vermiş olduğumuz teminatları katılım bankaları yüzde 100, yüzde 110 teminat istiyor. Ayrıca üretime başlamadan enerji tesislerimizin de teminatını istiyor. Ayrıca gelir temini de istiyor. Bizim elimiz kolumuz bağlanıyor. İkinci yatırımı yapamaz hale geliyoruz. Özel bankalar ise yüzde 50 teminatla bize projeyi de teminat olarak kabul ediyor. Dolayısıyla yüzde 50 teminatla biz yatırımcılara bize kredi veriyor” ifadelerini kullandı.

    “Özel bankaların katılım bankalarından daha az şartı var”

    Özel bankaların katılım bankalarından daha az şartı olduğunu kaydeden Akım Elektronik’in Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Duru, daha sonra şu ifadeleri kullandı:

    “Yüzde 50 olarak vermiş olduğumuz teminatları da enerji üretimine başladıktan sonra geri dönüş faturasıyla birlikte bizim kredi almış olduğumuz bankaya verdikten sonra teminatları kaldırma garantisi veriyor. Katılım bankaları teminatları ne zaman kaldıracağı belli değil. Özel bankalar ise taahhütname veriyor bize. Tesisiniz işlemeye başladıktan 2 ay sonra teminatlarınızı vereceğiz diyor. Dolayısıyla biz kendi kaynaklarımızı ikinci projeye aktarıyoruz. Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. Ülkemize istihdam oluşturacak yatırımlar için kendileri çok gayretli zaman zaman banka yöneticilerini toplayıp olumlu şeyler söylüyor. Bankalarımızın da özellikle katılım bankalarımızın da özel bankalarla aralarında ki regülasyonu sağlayabilmesi için yatırım bankalarımızın bize daha yakın faydalı olmasını yatırımlarımıza devam etmek istiyoruz”. Alp Mühendislik Elektrik Transformatör Yönetim Kurulu Başkanı Burak Aydoğan’da,”Katılım bankalarının sektöre can suyu anlamında çok büyük önem arz ettiğini düşünüyorum” diyerek gelişmelerden umutlu olduğunu söyledi.

    Mustafa Oğuz: “Özel sektörün hızlı gelişen taleplerine cevap veremiyor”

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan mücevher ticareti ile ilgili Bursalı işadamı Mustafa Oğuz, devlete ait ilk katılım bankasının açılmasıyla birlikte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bankalarla alakalı ikazlarını dikkate alarak firmasının işlerini buraya kaydırmayı düşündüğünü belirterek, “Ancak yeterli refleksi göremedik. Bursa’da ilk açılan devlet katılım bankası şubesi ile irtibata geçtik. Bir mal alımında murabaha (satın alma işlemi) müracaatında bulunduk. Bize önce bir limit oluşturacaklarını söylediler. Bizde şirketimiz ile alakalı her türlü evrakları verdik. Bir kaç defa da sorduk. Ancak bir daha bankadan dönüş olmadı. Biz çalıştığımız bankadan işleme devam ettik. Devletin katılım bankasının bize bir limit oluşturulduğunu 3 ay sonra niye gelmediniz diye arayıp sorduklarında öğrendik. Böyle bir iletişimsizlik yaşadık. Katılım bankası devlete ait olunca özel sektörün hızlı gelişen taleplerine cevap veremiyor. Biz de başlangıçtaki bu ilgisizlik sebebiyle ilk açılan katılım bankası ile çalışmayınca, bu defa yenisi reklama çıktığında onunla çalışmayı düşündük. Onların Bursa şubesi daha başarılı bir müşteri yaklaşımı sergiledi” şeklinde konuştu.

    Vatandaşın şikayetleri

    Vatandaşlar Kamu bankası iştiraki katılım bankalarıyla ilgi sıkıntılarını şöyle belirttiler:

    “Yalan söylenerek kredi kullandırılmaz”

    “80 bin TL kullandığımız konut kredisini 2 yıl vadeli istemiştik, fakat gelir durumu baz alınarak 4 yıl kullandırdı. 2 yıl ile 4 yıl arasında 10 bin TL kar payı farkı vardı. Aylık 2’şer taksit ödeyerek 2 yılda bitireceğimi, erken ödeme indirimleri almam gerektiğini söyledim. Bankada 2 yıl kullandığınız kar payı kadar indirim alamazsınız ama ona yakın bir tutar kadar indirimimiz olur demişti. Bu sözüne istinaden krediyi kullandık. Çift ödemeye başlayacaktım ki erken ödeme indirimi yapılmadı taksitler kuruşuna kadar tahsil edildi. 4 yıllık krediyi 2 yılda kapatıp nasıl hiç kar payı indirimi alamam? Bankada böyle bir uygulama yoksa, neden kullanmadan önce yanlış bilgi verildi özellikle sormuştum. Bu şekilde olacağını bilseydim krediyi o bankadan kullanmazdım. Bu yapılan hem kul hakkına girer, hem de kandırmaya. Yalan söylenerek kredi kullandırılmaz.”

    “Bunu yapan başka banka olsa zoruma gitmezdi”

    “1 ay önce konut finansmanı aldım. Olası bir faiz indiriminde yapılandırma yapabilir miyim dedim? Görevli bayan “tabi yapılandırabilirsiniz” dedi. Faizler iner inmez bankaya ulaştım “yapılandırma yapmıyoruz” dediler. Bunu yapan başka banka olsa zoruma gitmezdi.”

    “Faizden kaçmak isteyen bizleri faize teşvik etmekten başka bir şey değil”

    “02.08.2016 tarihinde 120 ay konut finansman kredisi kullandım. Yine bu ay içinde kredi oranlarında düşüşler yaşandı ve ben de bankayı arayarak kredimi yapılandırmak istedim fakat aldığım cevap karşısında şok oldum. Bana “Katılım bankalarında kredi transferi ve yapılandırma olmadığı” söylendi. Fakat başka bir katılım bankasında çalışan arkadaşıma sorduğumda yapılandırmanın bulunduğunu söyledi. Müşterinin lehine olan değişiklikleri faizci bankaların uygulayıp faizden kaçan ve katılım bankalarını tercih eden bizlere neden bu şekilde zulüm olduğunu anlamakta zorluk çekiyorum. Ben kredimi güncel oranlarda yapılandırmak istiyorum ve bu konuda gerekli tüm girişimleri yapacağım. Bu uygulama faizden kaçmak isteyen bizleri faize teşvik etmekten başka bir şey değil.”

    “Güven sarsıldı”

    “2 ay önce Katılım vasıtasıyla ev almak için şubeye gittiğimde bana diğer katılım bankalarından farklı olarak, kar oranlarında indirim yapılması halinde indirim yapacaklarını belirttiler (çıkması halinde herhangi bir yansıtma olmaz zaten, aslında yapılan işlemin fıkhi mahiyetine binaen indirim de söz konusu değil ama banka tek taraflı olarak hibe yaptıklarını belirttiler). Şu anda indirim yapıldı fakat bize bu indirim yansıtılmadı ve herkes farklı bir şey konuşuyor. Şube müdürü “fahiş bir fark olursa” diyor (aldığımız oran %1,08, şimdiki indirilmiş hali 0,95, bu fahiş olmuyorsa neyi fahiş kabul edeceğiz), şubedeki memur “1-2 aya yapılacak” diyor, başka bir yerdeki kişi “önümüzdeki seneden önce zor” diyor, merkezden gelen cevapta “indirim olmayacak” deniliyor. Madem yapılmayacaktı neden söz ve güven sarsıtıldı? Bu mağduriyetin hesabını kim verecek?”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği ve ikazına rağmen Katılım bankaları istenileni veremedi

    İki kamu bankasının iştiraki olan Katılım bankalarının faaliyetleri, sektörde bekleneni karşılamadı.

    Katılım finans sektörünün son iki aktörü kamu bankalarının iştiraki olan katılım bankaları oldu. Fakat iş dünyasının beklentilerini karşılama ve hedef tutturmada istenilen duruma gelinemedi.

    Bankacılık sistemi içerisindeki pay artmadı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl Vakıf Katılım Bankası’nın açılışında yaptığı konuşmasında sistemin bankacılık sisteminin aldığı payın yüzde 5 olduğunu belirterek, “Yüzde 15’lik bir hedef var ama ben bunu yetersiz görüyorum. Yüzde 25’e çıkarmamız gerekir” demişti. Fakat tüm desteklere rağmen Katılım bankalarının Türk Bankacılık Sistemi içerisindeki payları artmadı. 2016’nın ilk ayında yüzde 5,04 olan pay Kasım ayı verilerine göre 4,79’a geriledi.

    Hedefler – Gerçekler

    Kamu iştiraki olan katılım bankaların 2016 şube hedefi 80 iken bu hedefin altında kalınarak 73 şubeye ulaşıldı. Kamu bankası iştiraki olarak sisteme katılan ilk katılım bankasının genel müdürünün daha önce yaptığı açıklamalarda 2016 yılı sonunda nakdi ve gayrinakdi fon kullandırım tutarının, 10 milyar liraya ulaşabileceğini öngörüsüne rağmen, üçüncü çeyrekte açıklanan fonların 6,5 milyar TL seviyesine ulaşması ile beklentinin altında kalacakları tahmin ediliyor.

    Erdoğan: “Yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmayan karşısında bizi, hükümeti bulacaktır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı konuşmada da finans sektörü ile ilgili açıklamalarda bulunarak Türkiye’ye yönelik saldırıların en önemli araçlarından birinin de ekonomi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu durumun ekonomiyi durdurma, sanayicilere ’yatırım yapmayın, paranızı bankada tutun’ söylemlerine kadar pek çok emaresinin bulunuyor. Paranızı bankada tutun’ denmesi ne demektir biliyor musunuz? ’Paranı o finans kuruluşlarının sahiplerine ver, onlar hiçbir yatırım yapmadan reel sektöre oradan korkunç vurgunlar vursun’ demektir. ’Ülkenin reel sektörüne değil, paranı git bankaya yatır, bankanın patronu kimlerse onlar da vurgunu vursun’. Bu odur. Finans sektörünün sahibi durumunda olanlar, eğer bu ülkede girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmıyorsa, kim ne derse desin karşısında bizi, hükümeti bulacaktır. Bu millet bize oyunu verirken ne dedi, ’Benim haklarımı sonuna kadar koru’ dedi. Biz de korumaya mecburuz. Acımasız parayı kullananları ben ’ekonomik terör estiriyorlar’ diye vasıflandırıyorum. Bu budur. Bunun başka izahı yoktur”.

    ADASO Başkanı Kıvanç’tan açıklama

    Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri üzerine Adanalı sanayici ve KOBİ’lerde bu söylemleri destekleyerek, katılım bankalarının, ticari bankalarla rekabet edebilecek düzeye gelmelerini istedi. Adana Sanayi Odası (ADASO) Başkanı Zeki Kıvanç, Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini, FETÖ darbe girişiminin başarısız olmasından sonra Türkiye’ye ekonomik olarak zarar verilmeye çalışıldığını söyledi. Kıvanç, “Bugün hükumetimizin sanayicimiz, işletmelerin KOBİ’lerin finansmana erişimi için çok kolaylıklar sağladı. Kredi hacmini büyüttü. Bunun yüzde 85’i hazine garantisinde yüzde 1’i bankalar tarafından risk alınacak. Bu finansmana erişemeyen birçok vatandaşımız için büyük bir nimet. Bankalarında elini rahatlattı bu olay. Bundan dolayı sanayicilerin finans sıkıntısının bir nebzede olsa aşılmış olduğunu düşünüyorum” dedi.

    “Finansman maliyetleri yüksek”

    Katılım bankalarının fiyatlamalarının yüksek olduğunu ifade eden Kıvanç, katılım bankalarının ticari bankalarının rekabet edebilecek düzeye gelmelerini belirterek şunları söyledi:

    “Katılım bankalarının fiyatlamaları yüksek. Ticari bankaların fiyatlamalarıyla normal katılım bankalarının fiyatlamaları arasında bir fark var. Bunu da mümkün olduğu kadar düşürürlerse buna da rağbet olacağını düşünüyoruz. Bu da tabi belki de katılım bankalarının maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı olabilir. Ticari bankalar nasıl finans kaynaklarına ulaşıyorlarsa katılım bankaları da o finans kaynaklarına ulaşıp katılım bankalarından istifade eden şirketlere daha makul fiyatlarla finansman sağlamasını arzu ediyoruz. Katılım bankaları finansman maliyetinin yüksek olduğunu her zaman için ön planda tutuyorlar. Bizde ticari bankalarla rekabet edebilecek düzeye gelmelerini arzu ediyoruz.”

    “Katılım bankaları devlet bankası zihniyetinde”

    Adana da faaliyet gösteren Akım Elektronik’in Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Duru’da katılım bankalarının devlet bankası zihniyetiyle çalıştığını bu sebepten sıkıntı yaşadıklarını ifade etti. Duru, “Katılım bankalarında sıkıntı yaşıyoruz. Hala devlet bankası zihniyetiyle çalışıyorlar. Özel bankalar ise bu konuda daha çok ilgi ve alaka görüyoruz. Özel bankalarda da katılım bankalarında da krediler hat safhaya çıktı” diye konuştu. Hasan Duru, katılım bankalarından kredi alamadıkları için katılım bankalarıyla mesafe kat edemediklerini de belirtti. Özel bir bankadan yüklü miktarda kredi çektiğini sözlerine ekleyen Duru, “Özel banka tercih etmemizin en büyük avantajı. Projelerimiz için vermiş olduğumuz teminatları katılım bankaları yüzde 100, yüzde 110 teminat istiyor. Ayrıca üretime başlamadan enerji tesislerimizin de teminatını istiyor. Ayrıca gelir temini de istiyor. Bizim elimiz kolumuz bağlanıyor. İkinci yatırımı yapamaz hale geliyoruz. Özel bankalar ise yüzde 50 teminatla bize projeyi de teminat olarak kabul ediyor. Dolayısıyla yüzde 50 teminatla biz yatırımcılara bize kredi veriyor” ifadelerini kullandı.

    “Özel bankaların katılım bankalarından daha az şartı var”

    Özel bankaların katılım bankalarından daha az şartı olduğunu kaydeden Akım Elektronik’in Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Duru, daha sonra şu ifadeleri kullandı:

    “Yüzde 50 olarak vermiş olduğumuz teminatları da enerji üretimine başladıktan sonra geri dönüş faturasıyla birlikte bizim kredi almış olduğumuz bankaya verdikten sonra teminatları kaldırma garantisi veriyor. Katılım bankaları teminatları ne zaman kaldıracağı belli değil. Özel bankalar ise taahhütname veriyor bize. Tesisiniz işlemeye başladıktan 2 ay sonra teminatlarınızı vereceğiz diyor. Dolayısıyla biz kendi kaynaklarımızı ikinci projeye aktarıyoruz. Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. Ülkemize istihdam oluşturacak yatırımlar için kendileri çok gayretli zaman zaman banka yöneticilerini toplayıp olumlu şeyler söylüyor. Bankalarımızın da özellikle katılım bankalarımızın da özel bankalarla aralarında ki regülasyonu sağlayabilmesi için yatırım bankalarımızın bize daha yakın faydalı olmasını yatırımlarımıza devam etmek istiyoruz”. Alp Mühendislik Elektrik Transformatör Yönetim Kurulu Başkanı Burak Aydoğan’da,”Katılım bankalarının sektöre can suyu anlamında çok büyük önem arz ettiğini düşünüyorum” diyerek gelişmelerden umutlu olduğunu söyledi.

    Mustafa Oğuz: “Özel sektörün hızlı gelişen taleplerine cevap veremiyor”

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan mücevher ticareti ile ilgili Bursalı işadamı Mustafa Oğuz, devlete ait ilk katılım bankasının açılmasıyla birlikte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bankalarla alakalı ikazlarını dikkate alarak firmasının işlerini buraya kaydırmayı düşündüğünü belirterek, “Ancak yeterli refleksi göremedik. Bursa’da ilk açılan devlet katılım bankası şubesi ile irtibata geçtik. Bir mal alımında murabaha (satın alma işlemi) müracaatında bulunduk. Bize önce bir limit oluşturacaklarını söylediler. Bizde şirketimiz ile alakalı her türlü evrakları verdik. Bir kaç defa da sorduk. Ancak bir daha bankadan dönüş olmadı. Biz çalıştığımız bankadan işleme devam ettik. Devletin katılım bankasının bize bir limit oluşturulduğunu 3 ay sonra niye gelmediniz diye arayıp sorduklarında öğrendik. Böyle bir iletişimsizlik yaşadık. Katılım bankası devlete ait olunca özel sektörün hızlı gelişen taleplerine cevap veremiyor. Biz de başlangıçtaki bu ilgisizlik sebebiyle ilk açılan katılım bankası ile çalışmayınca, bu defa yenisi reklama çıktığında onunla çalışmayı düşündük. Onların Bursa şubesi daha başarılı bir müşteri yaklaşımı sergiledi” şeklinde konuştu.

    Vatandaşın şikayetleri

    Vatandaşlar Kamu bankası iştiraki katılım bankalarıyla ilgi sıkıntılarını şöyle belirttiler:

    “Yalan söylenerek kredi kullandırılmaz”

    “80 bin TL kullandığımız konut kredisini 2 yıl vadeli istemiştik, fakat gelir durumu baz alınarak 4 yıl kullandırdı. 2 yıl ile 4 yıl arasında 10 bin TL kar payı farkı vardı. Aylık 2’şer taksit ödeyerek 2 yılda bitireceğimi, erken ödeme indirimleri almam gerektiğini söyledim. Bankada 2 yıl kullandığınız kar payı kadar indirim alamazsınız ama ona yakın bir tutar kadar indirimimiz olur demişti. Bu sözüne istinaden krediyi kullandık. Çift ödemeye başlayacaktım ki erken ödeme indirimi yapılmadı taksitler kuruşuna kadar tahsil edildi. 4 yıllık krediyi 2 yılda kapatıp nasıl hiç kar payı indirimi alamam? Bankada böyle bir uygulama yoksa, neden kullanmadan önce yanlış bilgi verildi özellikle sormuştum. Bu şekilde olacağını bilseydim krediyi o bankadan kullanmazdım. Bu yapılan hem kul hakkına girer, hem de kandırmaya. Yalan söylenerek kredi kullandırılmaz.”

    “Bunu yapan başka banka olsa zoruma gitmezdi”

    “1 ay önce konut finansmanı aldım. Olası bir faiz indiriminde yapılandırma yapabilir miyim dedim? Görevli bayan “tabi yapılandırabilirsiniz” dedi. Faizler iner inmez bankaya ulaştım “yapılandırma yapmıyoruz” dediler. Bunu yapan başka banka olsa zoruma gitmezdi.”

    “Faizden kaçmak isteyen bizleri faize teşvik etmekten başka bir şey değil”

    “02.08.2016 tarihinde 120 ay konut finansman kredisi kullandım. Yine bu ay içinde kredi oranlarında düşüşler yaşandı ve ben de bankayı arayarak kredimi yapılandırmak istedim fakat aldığım cevap karşısında şok oldum. Bana “Katılım bankalarında kredi transferi ve yapılandırma olmadığı” söylendi. Fakat başka bir katılım bankasında çalışan arkadaşıma sorduğumda yapılandırmanın bulunduğunu söyledi. Müşterinin lehine olan değişiklikleri faizci bankaların uygulayıp faizden kaçan ve katılım bankalarını tercih eden bizlere neden bu şekilde zulüm olduğunu anlamakta zorluk çekiyorum. Ben kredimi güncel oranlarda yapılandırmak istiyorum ve bu konuda gerekli tüm girişimleri yapacağım. Bu uygulama faizden kaçmak isteyen bizleri faize teşvik etmekten başka bir şey değil.”

    “Güven sarsıldı”

    “2 ay önce Katılım vasıtasıyla ev almak için şubeye gittiğimde bana diğer katılım bankalarından farklı olarak, kar oranlarında indirim yapılması halinde indirim yapacaklarını belirttiler (çıkması halinde herhangi bir yansıtma olmaz zaten, aslında yapılan işlemin fıkhi mahiyetine binaen indirim de söz konusu değil ama banka tek taraflı olarak hibe yaptıklarını belirttiler). Şu anda indirim yapıldı fakat bize bu indirim yansıtılmadı ve herkes farklı bir şey konuşuyor. Şube müdürü “fahiş bir fark olursa” diyor (aldığımız oran %1,08, şimdiki indirilmiş hali 0,95, bu fahiş olmuyorsa neyi fahiş kabul edeceğiz), şubedeki memur “1-2 aya yapılacak” diyor, başka bir yerdeki kişi “önümüzdeki seneden önce zor” diyor, merkezden gelen cevapta “indirim olmayacak” deniliyor. Madem yapılmayacaktı neden söz ve güven sarsıtıldı? Bu mağduriyetin hesabını kim verecek?”

  • Ankara’da BES’e otomatik katılım masaya yatırıldı

    Ankara Ticaret Odası (ATO) Sigorta Hizmetleri Meslek Komitesi organizesinde Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği (TSB) tarafından düzenlenen bilgilendirme programında Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) otomatik katılım anlatıldı.

    BES’e otomatik katılım bilgilendirme toplantısında yeni yönetim kuruluna ve sigorta acenteleriyle ilgili gelişmelere değinen ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ziya Kemal Gazioğlu, “Bildiğiniz üzere 3 Aralık’ta ATO’da yönetim kurulu seçimleri yapıldı. Bu seçimler sonucunda Gürsel Baran’ın başkanlığında ATO’da yönetim kurulu yeniden şekillendi, ben de yönetim kurulu üyesi olarak seçildim. ATO’da ilk defa bir sigorta acentesi sizlerin adına temsil hakkını elde etti. Bu sizlerin bize olan desteğiniz ve bize olan güveniniz sonucu gerçekleşti. Bundan dolayı bize vermiş olduğunuz destekler için hepinize teşekkür ediyorum. Önümüzde yaklaşık bir yıllık bir çalışma süreci olacak, bir yılın sonunda tekrar seçimler yenilenecek. Bu bir yıl içerisinde daha önce olduğu gibi sizlerin sorun ve şikayetleriniz yönetime iletmek üzere ben kendimi görevlendiriyorum. Benim bilgilerim ve komitedeki arkadaşlarımın iletişim bilgileri zaten sizlerde var, gerek sektörle ilgili gerekse Ankara ticaretiyle ilgili aklınıza takılan veya bu konularla ilgili kafanızda oluşan projelerle ilgili bizlere ulaşmanızı önemle rica ediyorum. Çünkü sigorta acentelerinin şuan da Ankara ticaretinde çok büyük bir yeri var. Bu yeri hepinizin kullanmasını rica ediyorum, eğer sizler bu yeri kullanabilirseniz önümüzdeki dönemde sigorta acentelerinin protokoldeki yeri dolayısıyla hayattaki ve ticaretteki yeri çok farklılaşacaktır. Biz her ayın ilk salı günü burada komite toplantısı yapıyoruz bunu da sizlere duyuruyorum bundan sonraki toplantılarımıza da otomatik olarak hepiniz davetlisiniz, gelip bu toplantılarda bizimle sektörle ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz” şeklinde konuştu.

    “Sigorta acenteleri bundan faydalanabilecekler”

    Kısaca nefes kredisinden bahsetmek istediğini ifade eden Gazioğlu, “ATO Yönetim Kurulu göreve geldikten sonra Ankara ticaretinde yer alan insanlara ve tüccarlara 100 bin lira üst limitli, 9.99 faizli ve 12 ay taksitli bir kredi imkanı sundu. 50 milyon lira Deniz Banka, 50 milyon lira Ziraat Bankası’na para aktarmak suretiyle 1 milyar liralık fon oluşturuldu. Bu fonun kullanımında sigorta acenteleri de olacak, sigorta acenteleri bundan faydalanabilecekler. Bankaların herhangi bir şubesine gidip başvuru yaparak herhangi bir ipotek olmadan 250 lira dosya parasıyla size 100 bin liraya kadar kredi alabiliyorsunuz. 2-3 gündür yoğun olan bir konu ise KOSGEB’in KOBİ destekleri var. Sigorta acenteleri KOBİ statüsünde sayılmadığımız için bu destekten biz faydalanamıyoruz. Dolayısıyla bu ikisini birbiriyle karıştırmayalım lütfen ama şunu söyleyeyim, gerek yeni yönetim kurulu olarak bakanları ziyaretimizde gerekse Rıfat Bey’le görüşmemizden aldığımız sonuçla inşallah sigorta acentelerinin de KOBİ desteklerinden faydalanmaları için Bakanlar Kuruluna bir girişimde bulunulacak” dedi. .

    ATO Sigorta Hizmetleri Meslek Komitesi ve TSB’nin gerçekleştirdiği programda, Türkiye Sigorta Birliği Genel, Hazine Müsteşarlığı Özel Emeklilik Dairesi ve Emeklilik Gözetim Merkezi Genel Müdürlüğü yetkilileri konu ile ilgili sunum yaptı.