Etiket: Katıldı

  • Bakan Pakdemirli, G20 Tarım ve Su Bakanları Toplantısı’na katıldı

    Bakan Pakdemirli, G20 Tarım ve Su Bakanları Toplantısı’na katıldı

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, G20 Tarım ve Su Bakanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, korona virüs salgınında gıda güvenliği, tarım ve suyun sürdürülebilir kullanımıyla ilgili sorumlulukların öneminin bir kez daha ortaya çıktığını belirterek, “Bugünkü toplantının Bakanlar Bildirisi kilit önemde birçok konuya değinmektedir ve ben bu konuların hepsinin işbirliği de dahil olmak üzere kapsamlı bir şekilde ele alınması gerektiğine inanıyorum” dedi.

    Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, video konferans aracılığıyla Suudi Arabistan’ın başkanlığında gerçekleştirilen G20 Tarım ve Su Bakanları Toplantısı’na katıldı. Türkiye’yi tarım ve su konularında Bakan Pakdemirli’nin temsil ettiği toplantıya 30’un üzerinde tarım ve su bakanının yanı sıra çok sayıda uluslararası kuruluş temsilcisi katılım sağladı. Toplantıyı organize ettiği için Suudi Arabistan’a şükranlarını sunan Bakan Pakdemirli, tarım ve gıda konusunda bir konuşma yaptı. Salgının gıda güvenliği, tarım ve suyun sürdürülebilir kullanımıyla ilgili sorumlulukların öneminin bir kez daha ortaya çıktığına işaret eden Pakdemirli, “Bugünkü toplantının Bakanlar Bildirisi kilit önemde birçok konuya değinmektedir ve ben bu konuların hepsinin işbirliği de dahil olmak üzere kapsamlı bir şekilde ele alınması gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.

    “Türkiye ve FAO, gıda kaybı ve israfı ile mücadele etmeyi ve toplumsal farkındalığı artırmayı hedefliyor”

    Pakdemirli, Türkiye olarak bu kilit konularda gayretle çalışmalarına devam ettiklerini ve son G20 toplantısından beri gıda kaybı ve israfı ve tarımın dijitalleştirilmesine daha fazla vurgu yaptıklarını söyledi. 2050 yılında dünya nüfusunun neredeyse 10 milyara ulaşacağını ve bu nüfusu besleyebilmek için gıda üretiminin yüzde 60 artırılması gerektiğini dile getiren Pakdemirli, buna karşın üretim kapasitesinin sınırlı kaldığını bildirdi. 2015 yılında Türkiye’nin G20 başkanlığı döneminde, gıda kaybı ve israfı meselelerini gıda güvenliğini sağlamanın bir aracı olarak dünya gündemine getirdiklerini anımsatan Pakdemirli, FAO-Türkiye Ortaklık Programı kapsamında Türkiye ve Orta Asya’da gıda kaybının ve israfının azaltılması bölgesel projesinin başlattığını belirtti. Bu proje kapsamında mayıs ayında “Gıdanı Koru” adında bir kampanya başlattıklarına değinen Pakdemirli, “Bu kampanya ile Türkiye ve FAO, hem ulusal hem uluslararası alanda gıda kaybı ve israfı ile mücadele etmeyi ve toplumsal farkındalığı artırmayı ve bölgesel seviyede iyi uygulamaları yaygınlaştırmayı hedeflemektedir” şeklinde konuştu.

    Salgın nedeniyle küresel gıda sisteminin büyük bir stresle yüzleşmek zorunda kaldığını ve gıda zincirinin tamamının da bu durumdan etkilendiğini vurgulayan Bakan Pakdemirli, salgının başlangıcında, gıda sanayisiyle yakın irtibatta olmak, perakende sektörünün stok seviyelerini artırmak ve mevsimlik işçilerin ulaşım ve yaşam koşullarını düzenlemek gibi birçok konuda gerekli önlemleri aldıklarını, bu önlemler sayesinde Türkiye’nin göreceli olarak yumuşak bir yayılma sürecini deneyimlediğini ifade etti. Dünyanın tamamın halen alarm halinde olduğunu ve bu durumun bir sure daha devam edecek gibi göründüğünü anlatan Pakdemirli, bu sebeple, herkes için gıda güvenliğinin sağlanması ve uluslararası ticaretin kesintiye uğramadan devam etmesi gerektiğine vurgu yaptı.

    “Dijital Tarım Pazarı kapsamında yapılan işlem hacmi 14 milyon dolara yani 110 milyon lirayı aştı”

    Diğer taraftan salgının çevirimiçi pazarlama metotlarının önemini açığa çıkardığını belirten Pakdemirli, şöyle konuştu:

    “Bu yüzden, bu durumu biz tarım sektörüne yansıttık ve Dijital Tarım Pazarı (DİTAP) projesini başlattık. Proje arz ve talep zinciri için web tabanlı bir dijital platform içermektedir. Ve bu platform, küçük çiftçilerden perakende sektöründeki büyük oyunculara kadar geniş bir üye yelpazesi içermekte ve çiftçilerimize birçok yeni fırsat sunmakta ve pazarlama kapasitelerini güçlendirmelerini kolaylaştırmakta ve etkili finansal araçları güçlendirmektedir. Sistem aynı zamanda sözleşmeli tarıma da uygundur. Yalnızca 4 aydır aktif olmasına rağmen Dijital Tarım Pazarı kapsamında yapılan işlem hacmi 14 milyon dolara yani 110 milyon lirayı aştı.”

    Salgının su ile ilgili sorunların dünya nüfusu üzerindeki etkilerini daha da kuvvetlendirdiğini dile getiren Pakdemirli, “Hepimizin bildiği gibi suyun aynı zamanda Covid-19’a karşı alınan güncel önlemler ve gelecekteki iyileşme ve toparlanma aşamaları için güçlü bir rolü vardır” dedi.

    Bakan Pakdemirli, atıksudaki virüs yoğunluğunda beklenmedik artışa karşı zamanında önlemler alabilmek amacıyla erken uyarı sistemi olması için virüsün atıksuda gözetimi üzerine bir çalışma yapmakta olduklarını ve bu çalışmanın Başkanlığın en iyi uygulamalar raporunda yer aldığına dikkati çekti. Bu platformun dünyanın büyük ekonomilerini temsil ettiğini, bu nedenle G20 ülkeleri tarafından alınan kararların küresel seviyede fark oluşturacağına inandığını kaydeden Pakdemirli, bilgi, en iyi uygulamalar ve deneyimin paylaşılmasının su, gıda ve tarım dahil hayatın her yönüne etki eden salgının aşılması için vazgeçilmez olduğunu da sözlerine ekledi.

    DİTAP projesi büyük beğeni topladı

    Toplantıda, küçük ölçekli çiftçilerin gıda güvenliğine yaptığı katkı nedeniyle DİTAP projesi G20 platformunda büyük beğeni topladı. Su konusunun G20 tarihinde ilk defa gündeme getirildiği toplantıda gıda güvenliği, beslenme, kırsal kalkınma, tarımda dijitalleşme ve sürdürülebilir su yönetimi gibi konuların önemi vurgulandı.

    G20 Tarım ve Su Bakanları toplantısı 2021 yılında İtalya’nın dönem başkanlığında yapılacak. Burada da gıda güvenliği, tarım ve kırsal kalkınma konularının G20 gündeminde olması bekleniyor.

  • BTSO Akademi’nin eğitimlerine 17 bin kişi katıldı

    BTSO Akademi’nin eğitimlerine 17 bin kişi katıldı

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), iş dünyası için eğitim ve gelişim platformu olarak hayata geçirdiği BTSO Akademi Projesi kapsamında 6 ay boyunca düzenlenen 40 eğitimine 17 binden fazla kişi takip etti.

    Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını sebebiyle online ortamda sunduğu hizmetleri artırarak sürdüren BTSO, Akademi eğitimlerini dijital ortamda düzenliyor. BTSO Dijital Oda Projesi çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen online eğitimlere iş dünyası temsilcileri de yoğun ilgi gösteriyor. Son 7 yılda 430’u aşkın eğitim programında yaklaşık 35 bin yönetici ve çalışanın faydalandığı BTSO Akademi’de düzenlenen video konferans eğitimlerinde katılımcılar konuşmacılara sorular da yöneltebiliyor.

    BTSO Akademi eğitimlerinde öncelikle devletin iş dünyasına sunduğu destek ve teşvikler hakkında bilgiler verildi. Eğitimlerde kurum müdür ve yöneticileri, iş dünyasını yakından ilgilendiren kısa çalışma ödeneği, Sosyal Güvenlik Kurumu, KOSGEB ve İŞKUR destekleri, vergi düzenlemeleri ve devletin pandemi sürecindeki birçok desteği hakkında detaylar paylaştı. Eğitimlere iş dünyası temsilcileri yoğun ilgi gösterdi.

    BTSO Akademi kapsamında 6 ay içerisinde düzenlenen 40 eğitimde ayrıca; dış ticaret bilgilendirme eğitiminden risk yönetimine; nakit akışı ve finansal planlama eğitiminden satış motivasyonuna kadar salgın döneminde iş hayatına katkı sağlayacak konular ele alındı. Dijital ortamda düzenlenen eğitimlere şimdiye kadar 17 binden fazla kişi faydalandı. Eğitimler BTSO’nun resmi Youtube kanalından da canlı yayınlanıyor. Eğitimlerden faydalanmak isteyenler aynı şekilde Odanın Youtube hesabına yüklenen videoları inceleyebilir.

    BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, korona virüs salgını sebebiyle Bursa iş dünyasının zor bir dönem geçirdiğini söyledi. Haziran ayı itibariyle başlayan yeni normal dönemle birlikte iş dünyasının toparlanma sinyallerinin ekonomideki büyümeyi hızlandırdığını ifade eden Başkan Burkay, bu dönemde BTSO olarak firmaların yanında yer aldıklarını dile getirdi. Sosyal mesafenin büyük önem kazandığı bu dönemde Oda olarak BTSO Akademi eğitimlerini dijital ortama taşıdıklarını dile getiren Burkay, “Üyelerimiz bu zorlu dönemde devlet destekleri başta olmak üzere iş hayatını kolaylaştıran birçok konuyu yakından takip ediyor. Bu süreçte BTSO Akademi yöneticilerimize ve çalışanlarımıza rehber oldu. İş dünyasının taleplerine göre belirlenen eğitimler, firmaların risklerden daha az etkilenmesini ve desteklerden daha fazla faydalanmasına imkan tanıyor. Tüm firmalarımızı sunmuş olduğumuz hizmetlerden faydalanmaya davet ediyorum” diye konuştu.

  • Kaymakam Aslan korona virüs denetimlerine katıldı

    Kaymakam Aslan korona virüs denetimlerine katıldı

    Van’ın İpekyolu Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Sinan Aslan, korona virüs önlemleri kapsamında ilçede yapılan geniş kapsamlı denetime katıldı.

    İçişleri Bakanlığı kent genelindeki şehir içi ve şehirlerarası toplu ulaşım araçları, lokanta, restoran, kafe, kahvehane ile kıraathane, kafeterya, kasap, berber, AVM, kuaför ve güzellik merkezi gibi birçok iş yeri ve faaliyet alanında “Sağlık İçin, Hepimiz İçin” sloganıyla denetimler yapılması için bütün valiliklere 3 Eylül’de kapsamlı bir genelge daha gönderdi. Genelgede, içerisinde bulunduğumuz kontrollü sosyal hayat döneminde salgınla mücadelenin genel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra her bir faaliyet alanı-iş kolu için alınması gereken önlemler ayrı ayrı belirlenerek, bu kural ve tedbirler çerçevesinde faaliyetlerin sürdürülmesi istenildi. Yine denetimler sırasında vatandaşlara yönelik rehberlik edici ve bilinçlendirmeye yönelik faaliyetlere ağırlık verilmesi gerektiği ifade edildi. Genelgede hemen giderilebilir nitelikte anlık uygulamalardan kaynaklı süreklilik taşımayan aykırılıklar için ise birinci ihlalde uyarı, ikinci ihlalde idari para cezası, işyeri, ticari taksi ve toplu ulaşım araçları için üçüncü ihlalde 1 gün, dördüncü ihlalde 3 gün şeklinde faaliyet durdurma cezası teklifleri mülki idare amirine iletilebileceği açıklanarak, halk sağlığı açısından ciddi anlamda risk oluşturan ve süreklilik oluşturan ya da kurallara-önlemlere aykırı davranışlarda ısrar edenler için ise İl-İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca belirlenecek cezaların mülki idare amirlerince uygulanabileceği belirtildi.

    İlçe Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Sinan Aslan da, genelge kapsamında İlçe Jandarma Komutanlığı, İlçe Emniyet Müdürlüğü, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Gençlik ve Spor Müdürlüğü, İpekyolu Tarım ve Orman Müdürlüğü ile İlçe Sağlık Müdürlüğü, mahalle muhtarları ve zabıta ekipleriyle birlikte kentin yeni cazibe merkezlerinden olan Gölbaşı Caddesi’ndeki işletmeleri denetledi. Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Aslan, kovid-19 virüsünün etkisini hala sürdürdüğünü belirterek, “Tedbirlere sıkı sıkıya uymak zorundayız. Özellikle mesafe, maske ve hijyen konusunda her bir vatandaşımız sorumluluğunu yerine getirmeli. Özellikle kafeler, lokantalar, AVM’ler, işletmeler çok daha dikkatli olmalıdır. Çünkü buralar insanların yoğun olarak bulunduğu yerler. Kurallara uymayan kişi ve işletmelere cezai yaptırım uygulanacak” dedi.

    Yine genelge kapsamında içerisinde birçok meslek örgütünden temsilcinin bulunduğu 7 farklı ekibin ilçenin birçok mahalle, cadde ve sokağında denetimleri sürdürdüğü ifade edildi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara-Niğde otoyolunun açılışına katıldı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara-Niğde otoyolunun açılışına katıldı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dışarıdaki ve içerideki bozguncuların senaryoları birer birer deşifre oluyor. Vesayetle, terörle, kaosla, darbeyle, nice tuzakla durduramadıkları Türkiye’yi ahlak ve vicdan dışı yeni oyunlarla rotasından çıkarmaya çalışanlar bir kez daha hüsrana uğrayacaklardır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara-Niğde Otoyolu Açılış Töreni’nde konuştu. Yap-İşlet-Devret modeliyle Türkiye’ye kazandırılan ve toplam uzunluğu 330 kilometre olan yolun bugün birinci ve üçüncü kesimlerinin hizmete alındığını söyleyen Erdoğan, ikinci kesiminin ise 2020 yılı bitmeden trafiğe açılacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Marmara, Karadeniz ve Akdeniz bölgelerini birbirine bağlayan bu güzergah Avrupa, Kafkasya, Asya transit koridorunun da önemli bir parçasıdır. Edirne’den otoyolu kullanmaya başlayan bir araç bu otoyolun tamamen hizmete açılmasıyla hiç şehir içine girmeden Şanlıurfa’ya kadar gidebilecektir. İstanbul üzerinden de İzmir ve Aydın’a kadar otoyolu kullanarak gitmek mümkündür. İhalesi geçtiğimiz aylarda yapılan kesimin bitmesiyle bu güzergah önce Denizli’ye daha sonra da Antalya’ya kadar uzanacaktır. Marmara Denizini çepeçevre saran otoyolun ve Çanakkale Köprüsünün tamamlanmasıyla ülkemizin en yoğun insan ve araç trafiğinin yaşandığı bölgelerin ulaşım sorununu inşallah tamamen çözmüş olacağız. Ankara-Niğde Otoyolu işte bu büyük ağın en kritik parçalarından biridir. Hizmete açtığımız bu proje ile trafik akışının hızlı konforlu güvenli şekilde sağlanması yanında pek çok ekonomik fayda da göreceğiz. Mevcut yolda 317 kilometreyi 4 saat 14 dakikada kat eden bir sürücü otoyolu kullandığında 275 km giderek 2 saat 22 dakikada aynı noktaya ulaşabilecektir. Hesaplamalara göre yılda bu otoyol sayesinde ülkemizin vakitten 885 milyon lira, akaryakıttan 743 milyon lira olmak üzere toplam 1 milyar 628 milyon lira kazancı olacaktır. Kazaların azalmasıyla can ve mal güvenliğinin artması bir diğer önemli faydadır. Tuz Gölü, Derin Kuyu, Kapadokya, Göreme gibi önemli turizm merkezlerine erişimin kolaylaşması bu alanda da ülkemize ciddi katkılar sağlayacaktır. Güzergah boyunca dikilecek 6.5 milyon bitki ve 1.1 milyon metrekare çimlendirme ile bozkır ikliminin hakim olduğu bu bölgenin çehresi de değişecektir. Ankara-Niğde Otoyolunun bir diğer özelliği, döşenen fiber iletişim ağı, sensörler, kameralar, veri ve kontrol merkezi vasıtasıyla akıllı yol olarak tasarlanmış olmasıdır. Eskiden tamamen insan gücüyle yapılan pek çok işlem bu yolda akıllı ulaşım sistemi tarafından gerçekleştirilecektir. Trafik yoğunluğundan buzlanmaya bakım onarım ihtiyacından ileride akıllı araçların kullanımına imkan sağlayacak altyapısına kadar pek çok özelliği ile bu projeyle geleceğin yolunu inşa ettik. Yatırım tutarı, işletme süresi ve garanti ücret mukayesesi yaptığımızda bu otoyol devlet açısından da oldukça karlı bir yatırım olmuştur” diye konuştu.

    “Ülkemizin her karışını erişilebilir kılmak amacıyla yola çıktık”

    Kalkınmanın ve gelişmenin temel altyapılarından birisinin ulaşım olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan ve yük taşımacılığının güvenli, hızlı, ekonomik şekilde yapılamadığı bir ülkede kalkınmayı gerçekleştirebilmekte, vatan sathına yaymakta mümkün değildir. Bunun için ulaşımda gitmediğin, gidemediğin yer senin değildir anlayışıyla en doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine kadar ülkemizin her karışını erişilebilir kılmak amacıyla yola çıktık. Özellikle karayolu, havayolu, demiryolu taşımacılığında ülkemize adeta çağ atlattık. Denizyolunda da inşa halindeki dev limanlarımızla ülkemizin önünde yepyeni bir dönemi başlatıyoruz. Bugünkü açılışımızla birlikte ülkemize son 18 yılda kazandırdığımız yeni otoyol mesafesi bin 581 kilometreyi buldu. Böylece daha önceden devraldığımız bin 714 kilometrelik otoyolla birlikte ülkemizin toplam otoyol uzunluğu 3 bin 295 kilometreye ulaştı. Bölünmüş yollarda ise çok daha parlak bir fotoğraf ortaya çıkardık. Bölünmüş yol uzunluğumuzu göreve geldiğimizde 6 bin 10 km ile aldık. Biz buna 21 bin 400 km ilave ettik, toplam 27 bin 500 kilometreye yükselttik. Ülkemizin toplam yol ağı da 68 bin 429 kilometreyi buluyor. Son 18 yılda inşa ettiğimiz 361 km uzunluğunda ki 3 bin 261 köprü ile ulaşımın daha sağlıklı ve ekonomik olmasını temin ettik. Aynı şekilde bu dönemde uzunluğu 483 kilometreyi bulan 315 tüneli hizmete alarak zor coğrafyalarda ulaşımın hızlı ve güvenli şekilde işlemesini sağladık. Sadece şu son korona virüs salgını döneminde açtığımız ve inşasını sürdürdüğümüz projeler dahi ülkemize ulaşım alanında kazandırdığımız hizmetleri göstermeye yeterlidir. Durmak yok yola devam. Korona virüs filan engellemiyor, devam edeceğiz” dedi.

    “Hep engellediler ama biz dur durak bilmedik ve Ilısu Barajını da bitirdik”

    “Terör örgütünün engellemek için yapmadığını bırakmadığı Cudi Dağı Tünellerinin inşasını tamamladık bu arada” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde Ilısu Barajı. Terör örgütü Ilısu Barajı ile ilgili neler çektirmedi ki. Ilısu Barajının yapılmasını istemediler. Hep engellediler ama biz dur durak bilmedik ve Ilısu Barajını da bitirdik. 1915 Çanakkale Köprüsünün her aşamasında bizzat orada bulunduk. Hedefimiz 2022 18 Mart’ında bu köprüyü hizmete açmaktır. Kimi belediyelerin başlattığı ancak akim bıraktığı bazı projeleri de bakanlıklarımız vasıtasıyla devam ettiriyoruz. Bunlardan biri de Adana için sembol bir eser olacağına inandığım Seyhan Barajının hemen yanı başındaki köprüdür. Fiziki gerçekleşmesi yüzde 47 seviyesinde olan bu köprünün kalan kısımlarını 530 milyon lira maliyetle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız tamamlayacaktır. Ayrıca köprü giriş ve çıkışlarındaki kavşaklarda yine bakanlığımızca inşa edilecektir. İnşasına Devlet Bahçeli Köprüsü adıyla başlanan bu eserin adını Devlet Bahçeli’nin talebiyle 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak belirledik ve bu şekilde de bitireceğiz” açıklamasında bulundu.

    “Türkiye’nin boynundaki siyasi boyundurukları kırıp attık”

    “Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak sorumluluk üstlendiğim 18 yıldır Türkiye’yi her alanda hem kalkındırdık hem siyasi ve ekonomik olarak güçlendirdik” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Bugün her alanda başı dik bir Türkiye varsa bunu 18 yıldaki başarılarımıza borçluyuz. Türkiye’nin boynundaki siyasi boyundurukları kırıp attık. Türkiye’nin ayaklarına takılan ekonomik prangaları parçalayıp bir tarafa fırlattık. Türkiye’nin geleceğini ipotek altına alan korkuları çiğneyip geçtik. Kendine güvenen, kendine inanan, potansiyelini ve gücünü kendi hedefleri, çıkarları, planları doğrultusunda kullanan bir ülke inşa ettik. Kimsenin parmak sallayarak konuşamayacağı, kimsenin had bildirmeye teşebbüs edemeyeceği, kimsenin üzerinde pervasızca operasyonlar yürütemeyeceği bir Türkiye kurduk. Savunma sanayinde kendi kendine yeterliliğini her geçen yıl artıran bir ülke olarak kimseye minnet etmeden güvenliğimizi sağlayacak hale geldik. Bugün Doğu Akdeniz’de, güney sınırlarımızda ve daha pek yerde, Türkiye’nin ağırlığı bu derece belirgin hissediliyorsa gerisinde sahip olduğumuz siyasi, ekonomik, askeri güç vardır. Karadeniz’de keşfettiğimiz doğalgaz rezervi ve halen süren diğer çalışmalarımız enerji alanında ülkemizi birinci lige terfi ettirebilecek zenginliktedir. Siyasi olarak yok hükmünde kabul edilen bir devletten tüm denklemlerde kritik role sahip bir ülke seviyesine çıktık. Pek çok uluslararası platformun aranan takip edilen, sözüne ve tavrına göre pozisyon alınan ülkesi konumuna yükseldik. Ekonomi olarak 3 kuruşluk tuzaklarla yerle yeksan edilen zayıf bir yapıdan ardı ardına onlarca saldırıyı göğüsleyerek 2023 hedeflerimize yürümeye devam ettiğimiz bir yere geldik.”

    “2023’ü milletimiz için yeni bir zaferin miladı haline dönüştürmek için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz”

    Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye kadar tüm hizmet alanlarında gelişmiş ülkelerin dahi gıptayla takip ettiği bir altyapıya sahip olunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın döneminde pek çok ülkenin sağlık sistemi tüm unsurlarıyla çökerken biz vatandaşlarımıza en iyi hizmeti ücretsiz olarak verdik. İş vereninden çalışanına, esnaf sanatkarından garip gurebasına kadar toplumun her kesimini destekleyerek ekonomik ve sosyal dengelerin güçlü kalmasını sağladık. Milletimizin gönlündeki yerimize öyle kuru lafla, mugalatayla, yalanla, iftirayla, içi boş şovlarla değil; yaptığımız hizmetler, inşa ettiğimiz eserler, elde ettiğimiz neticelerle sahip olduk. İnşallah aynı anlayışla bu yola devam edeceğiz. Türkiye’nin önündeki ilk seçimler 2023 yılında, önümüzde yaklaşık 3 yıllık kesintisiz bir hizmet dönemi bulunuyor. Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’ü milletimiz için yeni bir zaferin miladı haline dönüştürmek için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıktığımız müddetçe hiç kimse bu ülkeyi hedeflerine ulaşmaktan alıkoyamaz. Dışarıdaki ve içerideki bozguncuların senaryoları birer birer deşifre oluyor. Vesayetle, terörle, kaosla, darbeyle, nice tuzakla durduramadıkları Türkiye’yi ahlak ve vicdan dışı yeni oyunlarla rotasından çıkarmaya çalışanlar bir kez daha hüsrana uğrayacaklardır” dedi.

    “Ankara Niğde Otoyolu da yerli ve milli akıllı ulaşım sistemleri ile donatıldı”

    Ankara Niğde Otoyolu’nun; Edirne’den başlayarak İstanbul ve Ankara üzerinden Güneydoğu’ya kadar uzanan ve yapılması planlanan Şanlıurfa-Habur Sınır Kapısı kesimini de kapsayan Trans Avrupa Kuzey Güney Otoyolu’nda (TEM) kesintisiz ulaşımın sağlanmasında önem arz ettiğini söyleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ise, “Ankara Niğde Otoyolu da yerli ve milli akıllı ulaşım sistemleri ile donatıldı. Akıllı otoyolumuz, ana kontrol merkezinden yönetilecek ve yol güvenliği en üst seviyede olacak. 1,3 milyon metre fiberoptik ağı ve trafik sensörleri ile meteoroloji ölçüm istasyonları, olay algılama kameraları, değişken mesaj sistemleri ile donatılmış otoyolumuzda akıllı ulaşım sistemlerinin en gelişmiş örnekleri uygulandı. Vatandaşlarımızın güvenliğini ve konforunu önceliklendirdik. Ankara-Niğde Otoyolu da tüm ulaştırma ve haberleşme yatırımlarında olduğu gibi geçtiği her bir noktada üretimi, ticareti, turizmi, istihdamı önemli derecede artıracaktır” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, TÜRKSOY – Özbekistan tanıtım toplantısına katıldı

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, TÜRKSOY – Özbekistan tanıtım toplantısına katıldı

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, TÜRKSOY-Özbekistan kitabı için düzenlenen çevrimiçi tanıtım toplantısına katıldı.

    TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı’nın moderatörlüğünde düzenlenen etkinlikte Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’nun yanı sıra TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Özbekistan Kültür Bakanı Ozodbek Nazarbekov, Özbekistan’ın Ankara Büyükelçisi Alişer Agzamkhodjaev, Türkiye Cumhuriyeti Taşkent Büyükelçisi Mehmet Süreyya Er, Bursa Milletvekili, Türkiye – Özbekistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Osman Mesten, Dışişleri Bakanlığı Kültürel Diplomasi Genel Müdür Yardımcısı Emir Salim Yüksel birer konuşma yaptı.

    Anadolu’da yaşayan Türkler ile ata yurdu olarak gördükleri Özbekistan’da yaşayan Özbekleri iki farklı beşikte büyüyen iki öz kardeş olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Özbekistan’ın Anadolu’da yaşayan Türklerin değil bütün Türk Dünyası’nın, Türk-İslam âleminin ilim ve medeniyet beşiği olduğunu, İmam Maturidi’nin, Nakşibendilerin, Buharilerin yaşadığı topraklar olduğunu kaydetti. TÜRKSOY – Özbekistan kitabında derlenen kültürel ilişkilerin Türk Dünyası için önemine de değinen Topçu, kitabın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.

    Topçu, Özbekistan’ın Türkistan coğrafyasında doğarak, bölge ve dünya medeniyetine ve tarihine çok değerli katkıları olduğunu, ayrıca Özbekistan’ın zengin siyasi, ekonomik ve kültürel birikime sahip bir ülke olduğunu belirtti. Topçu, “Kardeş Özbekistan’ın 1 Eylül 1991’de bağımsızlığa kavuşması Türkiye’de büyük bir sevinç ile karşılanmış, Özbekistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke Türkiye olmuştu. Taşkent’teki ilk Büyükelçilik de Türkiye tarafından açılmıştı. Özbekistan’ın en büyük günü olan Müstakiliyet Bayramı’nın 29. yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyorum” dedi.

    Topçu, bugünün 4 Eylül Sivas Kongresi’nin 101. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “101 yıl önce 4 Eylül’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk Başkanlığında toplanan heyet, yedi düvele karşı “ya istiklal, ya ölüm” kararı olan kurtuluş savaşımızı başlatmak üzere toplandı. Cumhuriyetimizin kurucusu Kurtuluş Savaşımızın başkomutanı büyük önder Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyorum” ifadelerini kullandı.

    Konuşmasında 1938 yılında SSCB tarafından haksız yere kursuna dizilerek şehid edilen merhum Özbek şair Abdulhamid Süleyman Çolpan’ı da rahmetle anan Topçu, Çolpan’ın, Kurtuluş Savaşı’na atfen yazdığı ‘Tufan’ adlı şiirinin, ‘Anadolu kışlağının muzaffer ordularına’ diye başladığını belirtti.

    Toplantının açılış konuşmasını yapan Genel Sekreter Kaseinov, TÜRKSOY olarak bugüne kadar Asya’dan Avrupa’ya, Arjantin’den Japonya’ya, Altaylardan Balkanlara çeşitli ülke ve bölgede düzenlenen etkinliklerde davet edilen sanatçılarla Özbek halkının da temsil edilmesine dikkat ettiklerini ve Özbekistan’ın bayrağını diğer kardeş ülkelerin bayraklarıyla birlikte gururla dalgalandırdıklarını kaydetti. 2020- Türk Dünyası Kültür Başkenti Hiva tanıtım filminin gösteriminin ardından Genel Sekreter Düsen Kaseinov, TÜRKSOY – Özbekistan kitabının kurdele kesimini gerçekleştirdi.