Etiket: Karaer;

  • Karaer; “8 Mart onurlu bir emek ve ekmek mücadelesinin adıdır”

    Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, “8 Mart onurlu bir emek ve ekmek mücadelesinin adıdır” dedi.

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün 8 Mart 1857 tarihinde kadını sömüren ve köleleştiren kapitalizme başkaldıran, emek ve ekmeğinin mücadelesi uğruna canlarını feda ederek adını tarihe yazdıran kadınların anısı olduğunu belirten Sağlık-Sen Şube Başkanı Baki Karaer, “Hak ve adaletten söz eden Batı’nın ikiyüzlülüğünü ortaya koyan örneklerden biri olan bu hadise, kadın hak ve özgürlükleri açısından bir ibret vesikası olarak tarihteki yerini almıştır. Kadına gerçek değerini, kız çocuklarının diri diri kumlara gömüldüğü bir zaman dilimi ve bu coğrafyada insanlığa indirilen son din İslam vermiştir. Cenneti kadınların ayakları altına seren dinimiz, kadınların erkeklere Allah’ın bir emaneti olduğunu buyurmuştur. Kadın; ailenin temeli, gelecek nesillerin teminatıdır. İnsani değerlerle donanmış bir annenin yetiştireceği evlatlar geçmişte nasıl bir Ertuğrul Gazi, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim olmuşsa, yakın geçmişimizde Nene Hatun olmuş, Sütçü İmam olmuş, Seyid Onbaşı olmuştur. 28 Şubat’ta Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu, 15 Temmuz’da 250 şehidimiz olmuştur” dedi.

    “Kadın, toplumun mayasıdır”

    Kadınların toplumun mayası olduğunun altını çizen Karaer, “Sağlam bir gelecek, kadınlarımızın bilgeliğinde, çağı kuşanmasıyla, her alanda kendini yetiştirmesinde şekillenecektir. Bu amaçla kadının eğitimine temelden başlanmalı, bebeklik ve çocukluktan itibaren eğitimlerine gerekli ihtimam gösterilmelidir. Sağlık-Sen olarak, çalışan kadınlarımızın çoğunlukta olduğu hizmet kolunda sendikacılık yapıyoruz. Bu sebeple kadın çalışanlarımızın sorunlarını daha yakinen takip ediyor, çözümü için çalışıyoruz. Kadınlarımızın çalışma hayatında yaşadığı en büyük mağduriyet olan başörtüsü engeli, Memur-Sen olarak bizim düzenlediğimiz imza kampanyası sonrası giderilmiştir. Okullarımızda yaşanan başörtüsü mağduriyeti yine bizim mücadelemiz sonrası çözülmüştür. Çalışma hayatında kadınlarımızın yaşadığı en büyük sorunlardan biri de kreş sorunudur. Özellikle 24 saat esasına göre çalışan sağlık çalışanlarına yönelik 24 saat hizmet veren kreşlerin açılmaması bir eksikliktir. Bu konuda ilk adımı atan Sağlık Bakanlığı’nın kreş uygulamasını yaygınlaştırması gerekmektedir. Kadınların çalışma hayatında yaşadığı bir başka mağduriyet ise, bu toplumun bir ayıbı olan mobbing ve tacizlerdir. Bu yönde toplumsal bilinç artırılmalı, yaşanmaması ve konuşulmaması dahi gereken bu olaylar sona ermelidir. Hiçbir kızımız, kadınımız bir kendini bilmezin kurbanı olmamalıdır. Kadınlarımıza, milletçe sahip çıkmalı, bütün kadınları Yaradanın bir emaneti olarak görmeli, ona göre davranmalıyız” diye konuştu.

    “Kadın; her zaman toplumun vicdanıdır”

    Kadınların toplumun vicdanı olduğunu kaydeden Karaer, şöyle konuştu: “Maalesef ki, bu vicdan günümüzde sürekli kanıyor. Şiddete, tacize, tecavüze maruz kalıyor. En çok da savaşta mağdur oluyor. Filistin’de, Suriye’de, yakın geçmişimizde Irak’ta, dünyanın birçok coğrafyasında en çok kadınlar ağlıyor, çocuklar ağlıyor. Doğu Guta’da katil Esed tarafından bombalanıyor, çocuklarıyla birlikte can veriyor. Kaç bin kadının Suriye’de hayatını kaybettiğini bile bilmiyoruz. 13 bin 581 kadın tutuklandı. 6 bin 736 kadın ise halen bu hapisteler ve işkence görüyor, tecavüze uğruyorlar. Suriye rejimi, kadınlara tecavüzü bir silah olarak kullanmaktadır. Maalesef ki, bu vahşete karşı dünya gözünü kapatmış görmezden gelmekte, yükselen feryatlara kulağını kapatarak duymazdan gelmektedir.

    Bu anlamda, İstanbul’dan yola çıkan Vicdan Konvoyu’nun misyonu büyüktür. Farklı ülkelerden çok sayıda kadının katılarak destek verdiği bu konvoy, acıları dindirmek, yaraları sarmak için yola çıktı. Savaşta işkence altında olan ve kendi çocukları da aynı işkencelere maruz kalan kadınlarımızın bu acılarını dindirmek, ayrıca çok önemli bir konu olan çocuk istismarının önüne geçilmesi amacıyla farkındalık oluşturulması, kadınlar günü için anlamlı bir öneme sahip olacaktır.

    Kadınların acısını dindirmek, yaralarını sarmak bizlerin bir insanlık borcu ve görevidir. Ne yazık ki, kadına yardım eli uzatılırken bile iğrenç taleplerle gidildiğini iğrenerek görüyoruz. İnsanlıktan nasibini almamış birilerinin kadını bir sömürü aracı olarak, hayvani duygularını tatmin aracı olarak gördüklerine şahitlik ediyoruz. Önce hepimizin insan olduğunun bilincinde olmalı, içimizdeki insanı ve vicdanı dinleyerek hareket etmeliyiz.

    Az önce de ifade ettiğimiz gibi kadın gerçek değerini İslam’da bulmuştur. Bütün sorunların çözümünün reçetesi nasıl Yüce Dinimiz ise, bu sorunun çözümü de dinimizin kurallarına uymaktır. Kadına, emrolunduğu gibi davrandığımız takdirde inanıyoruz ki, bütün sorunlar aşılacak, kadınlarımız hak ettiği değeri bulacaktır.

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün, gelenekselleşen kutlama günlerinden sıyrılıp, kadının gerçek sorunlarının ele alındığı ve çözüme kavuşturulması konusunda gerçekçi iradenin ortaya konduğu günlere dönülmesini, acıların sona ermesini, gözyaşlarının dinmesini diliyoruz”

  • Karaer; “Sorunlardan beslenmek yerine, çözüm üretiyoruz”

    Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, Sağlık-Sen’in sorunlardan beslenmek yerine çözüm üreterek sendikacılık yaptığını belirtti.

    Sağlık-Sen’in sağlık ve sosyal hizmet politikalarına katkı yapmak, bu alandaki sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin sunulması amacıyla Sağlık-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi’ni (SASAM) kurulduğunu anımsatan Sağlık-Sen Şube Başkaı Baki Karaer, “Sorun odaklı değil, çözüm odaklı sendikacılık yapıyoruz. Sağlık ce sosyal hizmet iş kolunda görev yapan üyelerimizi dinliyor, talepleri Sağlık-Sen Genel Merkezimize taşıyoruz. SASAM ekibimizin de katkısıyla sorunların çözümüne yönelik çalıştaylar düzenliyor ve çözüm önerilerimizi ortaya koyuyoruz. Bizim başarımızın sırrı, teşkilatımızla bir ve beraber olmamız, sorunlardan beslenmek yerine çözüm üretmemizdir” dedi.

    “TTB’nin tek sesliliği bitecek”

    İsmindeki “Türk” kelimesinin çıkarılması gündemde olan Tabipler Birliği’nin STK kisvesine sığınıp hekimler adına konuşmasının yanlış olduğunu savunan Karaer, “Tabipler Birliği’nin ismindeki Türk ifadesi kaldırılacak ve bu örgütün hekimlerimizden aldığı zorunlu aidat soygunu son bulacak. Bu örgüt Türkiye’nin terörle mücadele sürecinde hep terörün yanında yer almıştır. Ne zaman terörle mücadele başlasa, bunların aklına doktor oldukları ve yaşatma duygusu geliyor. Kızılay’daki, Merasim Sokak’taki patlamada vatandaşlarımız can verirken, güvenlik güçlerimiz şehit edilirken bu yaşatma duygusu hiç mi aklınıza gelmedi. Biz, bunların ne olduğunu, kimin ağzıyla konuştuklarını çok iyi biliyoruz” diye konuştu.

    “Sağlık Çalışanlarımız Destan Yazıyor”

    TSK’nın Suriye’de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’na da değinen Karaer, “Ülke sevgisi, ona hizmetle ölçülür. Ülke için canını vermekten daha büyük sevgi mi olur? Ülkesi ve milleti için can veren şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize sabır ve baş sağlığı diliyorum. Bu uğurda gazi olan Mehmetçiklerimize acil şifalar diliyor, minnet ve şükranlarımı iletiyorum. Bu hayati mücadeleye gözünü kırpmadan katılan sağlık çalışanlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bölgede görev yapan sağlık çalışanlarımız destan yazmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

  • Karaer; “Sağlıkta şiddet bitmeli”

    Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, sağlık alanında yaşanan şiddet olaylarının bitirilmesi için gerekli adımların bir an önce atılması gerektiğini belirtti.

    Yoğun ve zor şartlarda çalışan, yetersiz istihdam sebebiyle iş yükü altında ezilen sağlık çalışanlarının en büyük mağduriyetlerinden biri olan şiddetin önlenmesi gerektiğini belirten Sağlık-Sen Şube Başkanı Baki Karaer, “Sağlıkta şiddetin önlenmesi gerekir. Şiddet uygulayanlara karşı caydırıcı önlemler hayata geçmelidir. Tutuklu yargılanmaları, kolluk kuvveti eşliğinde hizmet almaları bunlardan biri olabilir. Bunun yanı sıra şiddet uygulayanların sağlık harcamaları 6 aylığına bu kişilerden alınmalıdır. Sağlık Bakanlığımız ve kurum yöneticilerimiz de gerekli fiziki önlemleri almalıdır. Şiddete uğrayan çalışanlara sahip çıkılmalıdır” dedi.

    Sağlık ve sosyal hizmet sektöründe yetersiz istihdama da değinen Baki Karaer, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının yoğun iş yükü altında ezildiğine dikkat çekti. Yeni istihdamlarla iş yükünün hafifletilmesi gerektiğini savunan Karaer, diğer alanlarda gerçekleştirilen istihdam politikasının sağlık hizmetlerinde de hayata geçmesi gerektiğini ifade etti. Karaer, sağlık 3 bin 5 bin yerine, 20 bin 30 bin gibi rakamlarla istihdama gidilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

  • Karaer; “Sağlık Bakanlığı re’sen atamalardaki keyfiliğe son vermelidir”

    Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, “Sağlık Bakanlığı, re’sen atamalardaki keyfiliğe son vermelidir” dedi.

    Sağlık-Sen Şube Başkanı Baki Karaer, yaptığı açıklamada; “Evde Sağlık Hizmetlerinde görev yapan çalışanların ve Halk Sağlığı Müdürlüklerinde görev yapmakta olan PDC fazlası personellerin re’sen atamaları Kamu Hastaneleri Kurumu’na yapıldı. Öncelikle bu keyfi atama ile ilgili Sağlık Bakanlığının yaptığı yanlıştan dönmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Herhangi bir duyuru yapılmadan gerçekleştirilen bu atamalar sağlık çalışanlarını mağdur etmiştir. Hem Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hem de Sağlık Personelinin İl İçi Yer Değiştirme Usul ve Esaslarına İlişkin Yönerge gereği, sağlık birimlerinin devri ve PDC fazlası gibi durumlarda resen atamalar öncelikle personelin görev yaptığı kurum içerisinde yapılmalı ve ilgili personelin tercihi alınmalıdır” diye konuştu.

    Sağlık-Sen’in konunun takipçisi olduğunu ve gerekli girişimleri başlattığını kaydeden Karaer, şöyle konuştu: “Sendikamız tarafından Sağlık Bakanlığı’na ve Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı’na da iptal talebimizi içeren dilekçeyi de ilettik. Üyelerimiz adına bu yanlış kararla ilgili her türlü hukuki desteği vereceğimizin bilinmesini isteriz. Bu atamaların iptali için Sağlık-Sen olarak konunun takipçisi olacağız”

  • Karaer; “Türkiye’nin geleceği için ötekileştirmeden ‘Evet’ diyeceğiz”

    Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, Türkiye’nin geleceği için anayasa değişikliği referandumunun önemine işaret ederek; “Ötekileştirmeden ‘Evet’ diyeceğiz” dedi.

    Anayasa değişikliği sürecinde kutuplaşmalara yol açmadan ve ötekileştirmeden haklı gerekçelerin anlatılması gerektiğine vurgu yapan Baki Karaer, Türkiye ve milletin geleceği için referandumda ‘Evet’ diyeceklerini belirterek; “Memur-Sen ve Sağlık-Sen ailesi 18 Şubat tarihi itibariyle sahaya çıkarak ve kendi ’Evet’ gerekçemizi ortaya koymaya başlayacak. Bizler bu ülkenin en zor dönemlerinden hep inisiyatif aldık, elimizi değil gövdemizi taşın altına koyduk. Kutuplaşma ve kamplaşmaya sebep olmadan, kimseyi ötekileştirmeden kişisel görüş, ideolojilerimizi bir kenara bırakarak sadece ülkemiz için çalışacağız. Bu ülkenin geleceği için hep kapı kapı, ev ev dolaşıp, farklı düşüncedeki arkadaşlarımızı ikna ederek millet iradesinin sandığa yansımasını sağlayacağız. Ülkemizin geleceğinin inşa edilmesinde Sağlık-Sen ailesi olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek zorundayız” diye konuştu.

    Sağlık-Sen’in sürece katkı sunmak için çalışacağını kaydeden Karaer, “Amacımız millet iradesinin sandıklara yansıması, ekonomik ve siyasi belirsizlikleri sona erdirecek yeni bir dönemin başlaması. Kişilere göre değil anayasa ve yasalarla teminat altına alınan bir yönetim sisteminin hayata geçmesi için çalışacağız. Halkın tercihleriyle sandıktan çıkacak sonuç, demokrasinin gereği, hepimizin tartışmasız kabul etmesi gereken bir sonuçtur. Referandum süreci ülkenin geleceği için önemli ancak kamu görevlilerinin haklı talep ve beklentilerinin de ötelenmemesi gerekiyor. Özellikle yıpranma payının bütün sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde hayata geçmesi, ek ödemelerin emekliliğe yansıması, kadro beklentilerinin karşılanması, performans sisteminin değiştirilmesi gibi konuların da takipçisi olmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.