Etiket: Kapısını

  • Türkiye’nin yüzde 49’u gece yatarken kapısını kilitlemiyor

    Türkiye’nin güvenlik alışkanlıkları araştırmasına göre Türkiye’nin yüzde 38’i evden çıkarken, yüzde 49’u ise gece yatarken kapıyı kilitlemiyor. Araştırmaya katılanlara yaşam mekânlarının güvenliği konusunda en büyük endişeleri sorulduğunda ise yüzde 75’i evine, yüzde 81’i iş yerine hırsız girmesinden endişe ettiğini söylüyor

    Kale Endüstri Holding, araştırma şirketi Futurebright işbirliğiyle Türkiye’nin güvenlik alışkanlıkları ismini verdiği bir araştırma yaptı. Ev ve iş yerlerindeki güvenlik alışkanlıkları konusunda ilginç sonuçların çıktığı araştırma, Türkiye’yi temsil eden 8 ilde, ev ve iş yeri kırılımında 3 bin 150 kişiyle yüz yüze görüşülerek hayata geçirildi. Güvenli yaşam alışkanlıkları edinmek konusunda farkındalık oluşturmak hedefiyle yapılan araştırma, şimdiye kadar bu alanda gerçekleştirilmiş en kapsamlı tüketici araştırmalardan birisi.

    Ev güvenliği denilince akla kapı ve kilit, iş yeri güvenliğinde ise kamera ve alarm geliyor

    Türkiye’de ev güvenliği denilince, katılımcıların yüzde 36’sı kullanılan çelik kapının yüzde 19’u ise kapı kilidinin sağlam olması gerektiğini belirtirken, yüzde 17’lik bir kesim de, kamera sistemlerini tercih ettiğini söyledi. İş yeri güvenliğinde ise akla gelen güvenlik çözümleri yüzde 34’lük oran ile kamera sistemi, yüzde 30 ile alarm sistemi ve yüzde 15 ile kapı kilidinin sağlam olması şeklinde sıralandı. İşyerleri, evlere göre daha uzun süredir alarm sistemlerini kullanıldı. Beş yıldan fazla süredir alarm sistemi kullanma oranı evlerde yüzde 10 iken iş yerlerinde bu oran yüzde 32’ye çıktı.

    Çelik kapı güvenlik seviyeleri bilinmiyor, silindir sadece istisnai durumlarda değiştiriliyor

    Araştırma sonuçları evlerde güvenliğin çelik kapılara ve kilitlere emanet edildiğini gösterse de, kullanıcıların kapılarının ve kilitlerinin güvenlik seviyesi hakkında yeterince bilgiye sahip olmadığı da dikkat çekti. Araştırmaya katılanların yüzde 40’ı çelik kapı markalarının güvenlik seviyelerinin farklı olduğunu bilmiyor. Kilit güvenliğinin önemli bir parçası olan, halk dilinde kilit göbeği diye tabir edilen silindirler; araştırmaya göre, sadece taşınma, eve hırsız girmesi ve anahtar kaybetme gibi istisnai durumlarda değiştiriliyor, güvenlik seviyesini artırmak için silindir değiştirme alışkanlığı bulunmadığı kaydedildi.

    Ev ve iş yerlerine hırsız girmesinden korkuluyor ancak temel güvenlik önlemleri alınmıyor

    Türkiye’nin ev ve iş yeri güvenliği konusunda en büyük kaygısı hırsız girmesi olarak gözüküyor. Evlerin yüzde 75’i, işyerlerinin yüzde 81’i en çok hırsız girmesinden endişe ediyor. Üstelik hırsız girme kaygısı, apartman dairesi, site içi, müstakil ev fark etmeden her hane tipinde eşit oranda görülüyor. Araştırmaya katılanların yüzde 56’sının yakın çevresinde hırsızlık olayı yaşanmış olması bu kaygıyı destekledi. Hırsız girme kaygısı olanların yarısı ise (yüzde 50) aslında hırsızla karşılaşmaktan kaygı duyduklarını ifade etti. Hırsızla karşılaşma kaygısı kadınlarda yüzde 56 ile daha yüksek bir orana çıktı. Hırsızla karşılaşmanın aile bireyleri üzerinde ciddi psikolojik etkileri olan büyük bir kaygı olduğunu ortaya koyan araştırma; mahreme erişilmesinin, evdeki eşyalara yabancı bir elin değmesinin de başlı başına kaygı unsuru olduğunu ortaya koydu. Hırsız girme kaygısı bazı kültürel alışkanlıkları da etkiledi. Araştırmaya katılanların yüzde 75’i komşusuna anahtarını emanet etmediğini belirtti. Tüm bu kaygılara rağmen, araştırma sonuçları bazı temel önlemlerin alınmadığını da gösterdi. Katılımcıların yüzde 38’i evden çıkarken, yüzde 49’u ise gece yatarken kapıyı kilitlemediklerini belirtti.

    “Herkese önlem almayı hatırlatmak istiyoruz”

    Araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 61’inin kendilerini güvende hissetmek için birden fazla güvenlik ürününe ihtiyaç duyduğunu belirten Kale Kilit Satış ve Pazarlama Direktörü Aziz Emre Günel, şunları söyledi: “Çelik kapımız, kilit ve silindirlerimiz, alarm ve kamera sistemlerimizin amacı kötü niyetli kişileri, hane halkı ile bir karşılaşma olmadan kapıda caydırmak. Bu araştırma vesilesiyle herkese önlem almayı hatırlatmak istiyoruz. Öncelikle kapıyı kilitlemek gibi temel önlemlerimizi alalım çünkü her zaman vurguladığımız gibi; kilitlenmeyen kapı, kapalı değildir” dedi.

    “Çelik kapının kalite seviyesi, kilidin ve silindirin ise güvenlik seviyesi kapı güvenliğini etkiliyor”

    Kapıların güvenliğini sağlamak için üç temel unsura dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Günel, “Çelik kapının, kilidin ve silindirin güvenlik seviyesi kapının güvenliğini etkiliyor. Silindirin ve kapının güvenlik seviyesinin yüksek olması, kötü niyetli girişimlerde en sık kullanılan iki yöntem olan silindiri kırmak ve kapıyı gerdirerek açmak gibi girişimleri önlemek açısından son derece önemli. Oysa araştırma sonuçları kapı güvenliğinin en belirleyici unsurlarından olan silindiri sadece taşınma, eve hırsız girmesi ve anahtar kaybetme gibi istisnai durumlarda değiştirdiğimizi gösteriyor. Kötü niyetli girişim yöntemleri değişiyor, biz de silindirlerimizi sürekli yeni teknoloji ile geliştiriyoruz. Nasıl ki cep telefonlarımızı yeni teknoloji ile sık sık güncelliyoruz; güvenliğimizin en önemli araçları olan kilit, silindir ve çelik kapılarımızı da güvenlik seviyesi daha yüksek yeni teknoloji ürünlerle güncellememiz gerekiyor. Üstelik kapılarımızın kilit ve silindirlerini değiştirmemiz son derece kolay. Diğer yandan; yangın, fişte veya ocakta bir şey unutmak gibi kaygılara karşı alınabilecek önlemler konusunda da farkındalık oluşturmak istiyoruz. Türkiye’de alarm aboneliği sistemleri daha çok hırsızlar için caydırıcı olma özelliği ile biliniyor. Aslında duman, su veya gaza duyarlı dedektör alarm sistemi sahiplerini anında uyararak, duygusal ve maddi hasarı önlemeye yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.

  • Toyota Fabrikası kapısını basın mensuplarına açtı

    Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Kurumsal İlişkiler Müdür Yardımcısı Şebnem Erkazancı yaptığı sunumda, “2017 yılının ilk 10 ayında 21 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik” dedi.

    Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye yetkilileri 2017 yılının ilk dokuz ayında gerçekleştirdikleri faaliyetleri değerlendirmek ve gelecekteki vizyonlarını paylaşmak adına bir basın toplantısı düzenledi. Gerçekleşen toplantıya Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Necdet Şentürk ve Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Kurumsal İlişkiler Müdür Yardımcısı Şebnem Erkazancı ve basın mensupları katıldı. Toplantı öncesi basın mensuplarıyla C-HR ile test sürüşü yapan yetkililer daha sonra toplantıya geçti.

    “Üretimimiz 2 milyon araca ulaştı”

    Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Kurumsal İlişkiler Müdür Yardımcısı Şebnem Erkazancı toplantıda sunum yaptı. Erkazancı, “203 bin 797 adet ihracat gerçekleştirdik ilk 10 ay itibari ile. Sektörel ihracatta bir artış var ve bizimde bu konuda önemli bir katkı payımızın olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamanda çalışan sayımız, yatırımımız, toplam yatırım tutarı ve C-HR ile ilgili bunların hepsinde de artışlar olduğu ilk açıkladığımız dönemden itibaren yani geçen yıl 2016’da başladık seri üretime. Şuanda çalışan sayımız 5 bin 500, yatırım tutarımız 350 milyon euro idi, şimdi ise 400 milyon euro civarında, hala devam ediyor yatırımlarımız. Toplam yatırım tutarımızda 1,8 milyar euroya ulaşmış vaziyette. Yine ilk 10 ay içerisinde ulaşmış olduğumuz önemli bir dönüm noktası vardı sizlerle paylaştık, 2 milyonuncu aracımızı ürettik ve bu aracın hattan çıkışını kutladık. 1994 yılında başladık biz seri üretim yapmaya ve 2009 yılına kadar yaklaşık 15 yıllık süre içerisinde 1 milyon araç üretmiştik. 2009-2017 yılları arası 8 yıllık sürede 1 milyon daha araç ürettik. Toplam 2 milyon araca ulaşmış oldu şuanda üretimimiz” dedi.

    “21 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik”

    Erkazancı sözlerinin devamında, “Şimdi 2017 yılsonu beklentimiz hakkında bilgi vermek istiyorum. Yıl sonunda şuana kadar ki erişebileceğimiz en yüksek üretim rakamı, tam kapasite kullanımı ile 280 bin adet olacak. Bu üretim hacmiyle de Avrupa’da ki Toyota fabrikaları arasında ki en yüksek üretim hacmine sahip olmuş şirket olacağız. İhracata değinirsek, şuana kadar ki erişilmiş en yüksek ihracat rakamı 231 bin adet. Aynı zamanda bu yüzdeler üretime göre ihracat oranımızı gösteriyor orada da oldukça büyük bir yükseliş var. Kısaca Sakarya’ya katkılarımıza da değinmek istiyorum. İlk önce ihracat anlamında ki katkımızdan bahsedeceğim. Türkiye’nin dış ticaretine ihracat fazlasıyla otomotiv, lokomotif sektörü katkıda bulunuyor. Yıl sonunda 27 milyar dolarlık bir tüm zamanların ihracat rekoru bekleniyor sektörde. İlk 10 ayda şuana kadar 21 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirdi sektör. Bundan önce 2008 yılında erişilmiş bir rekor vardı bu sene o geçilecekmiş gibi görülüyor. Biz tabi Türkiye ihracatında Sakarya ili olarak 7. sıraya yükseldik. Yıl sonu itibari ile belki bu seviyenin biraz daha yükseleceğini tahmin ediyoruz. Geçen yılki ihracatımız 1,8 milyar dolardı ve Türkiye’nin 7. büyük ihracatçısı olmuş ve ödüllendirilmiştik. Bu yıl yaklaşık 100 ülkeye C-HR’in büyük etkisiyle gerçekleştirdiğimiz yoğun ihracat ile bu tutarın neredeyse iki katına erişmeyi öngörüyoruz. İstihdam anlamında bir katkımız var. Sadece biz değil bizim 80 tane yaklaşık yan sanayimiz var. Bunların 10 tanesi kadarı Sakarya’da yerleşik. Onların da doğrudan istihdamlarını kattığımızda 12 bin kişiye yakın bir doğrudan istihdam sağlıyoruz” diye konuştu.

  • Rusya kapısını 50 bin ton Türk domatesi için açıyor

    Rusya, yaklaşık 2 yıl aradan sonra 1 Kasım itibariyle Türkiye’den domates alımına başlıyor.

    Rusya’nın 50 bin ton olarak açıkladığı alım ile fiyatında 2 lira 40 kuruşu görmesi çiftçilerin umutlarını yükseltti.

    Erdemli Ziraat Odası Başkanı Rasim Şahin, yaptığı açıklamada, fiyatın dalında ortalama 2 liradan gitmesi halinde 50 bin tonluk alımın çiftçiye yaklaşık 100 milyon liralık bir gelir sağlayacağını belirtti.

    İhracat kapılarına Rusya’nın da eklenmesinin ümitleri arttırdığını ifade eden Şahin, “Daha önceki günlerde domatesi Suudi Arabistan, Romanya, İsrail ve Ukrayna gibi ülkelere gönderiyorduk. İnşallah Rusya buna ek olarak kapılarını açıyor. Rusya 50 bin ton alım yapacağını açıkladı. Bunun da Türk ekonomisine çok büyük katkısı olacaktır. Bunun daha da artmasını bekliyoruz. Çiftçilerimiz de bizler de bundan ümitliyiz” dedi.

    50 bin tonluk alımın bile ekonomiye büyük katkı sağlayacağını anlatan Şahin, “Şu anda fiyatlarımız 2 lira 40 kuruş ve 2 lira civarında satılmaktadır. 50 bin ton domates Türk ekonomisine, Türkiye bütçesine yaklaşık ortalama 2 TL’den gitse bile, bu çiftçilerimizi ve bizleri sevindirecektir, inşallah emeğin karşılığını alacaktır. Yakalaşık 100 milyon TL gibi Türk ekonomisine bir katkısı olacaktır. Rusya’ya ihracatımız artarsa fiyatlarımız da daha iyi olacak. Çiftçimiz emeğinin karşılığını alacaktır. Bir ay gibi, 15 gün önce yayla köylerimiz emeğimizin karşılığını alamadı. Girdi fiyatları yüksek, fide fiyatlarımız yüksek” diye konuştu.

    Üretici Ayhan Budak ise “Bugün ilk mahsullerimizi topladık, sabahın ilk ışıklarıyla, hayırlısıyla bugün gönderiyoruz. Fiyatlar da şu anda iyi. İhracat fiyatları 2 lira 40 kuruş ile 2 lira 50 kuruş arasında gidiyor. Sonu iyi olur. İyi başladı, bu şekilde devam eder” şeklinde konuştu.

  • Çevreye ateş açan kadın 21 saattir kapısını kimseye açmadı

    Sivas’ta geçtiğimiz gece tüfekle çevreye ateş açıp polislere ve vatandaşlara zor anlar yaşatan yaşlı kadın 21 saattir evinin kapısını kimseye açmadı.

    Sivas’ta geçtiğimiz gün 19.00 sıralarında Yenişehir Mahallesi 3’üncü Sokak’ta bulunan Lider Apartmanı’nda meydana gelen olayda, psikolojik sorunları olduğu iddia edilen 54 yaşındaki Adalet G. evindeki av tüfeğiyle apartmanın içerisinde ateş etti. Komşularının ihbarı üzerine olay yerine polis ekipleri, itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. Polis ekipleri yaşlı kadını ikna edemeyince ateş açabileceği düşüncesiyle özel hareket polisleri çağrıldı. 8’inci katta yaşayan kadının balkondan atlama ihtimaline karşı itfaiye ekipleri branda açarak önlem aldı. Apartman sakinleri de yaşanan olay karşısında panik yaşadı. Ortalığı birbirine katan yaşlı kadın eve girip, arada sırada balkona çıktı. Yaşlı kadın tüm ısrarlara rağmen yalnız yaşadığı evinin kapısını kimseye açmadı.

    Gece yarısından sonra güvenlik güçleri olay yerinden ayrılırken, kadının kendine zarar verebileceği ihtimaline karşılık mahallede bir polis ekibi, bir itfaiye ve bir ambulans bekletildi. Aradan 21 saat geçmesine rağmen Adalet G. evinin kapısını ne akrabalarına ne de komşularına açmadı.

  • Evin kapısını kırıp hırsızlık yapan şahıs yakalandı

    Samsun’da bir evin kapısını kırıp içeri girerek televizyon ve tablet bilgisayar çaldığı iddia edilen genç, polisin takibi sonucu yakalandı.

    Olay, Samsun’un İlkadım ilçesi Zeytinlik Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, gündüz vakti ev sahibinin evde olmadığı bir sırada evin kapısını kırarak içeri giren hırsız, 1 adet televizyon ve 1 adet tablet bilgisayarı çaldı. Hırsız kayıplara karışırken, Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Bürosu ekipleri yaptıkları araştırma sonucu hırsızlık olayını 23 yaşındaki U.T.’nin gerçekleştirdiğini tespit etti.

    Olayla ilgili U.T., bugün yakalanarak gözaltına alındı. Çalıntı televizyon ve tablet bilgisayar polis tarafından satıldığı yerden ele geçirildi. Soruşturma devam ediyor.