Etiket: Kapı

  • Zindan Kapı gün yüzüne çıkıyor

    Bursa’nın tarihi ve kültürel mirasını gün yüzüne çıkaran çalışmalarına hızla devam eden Büyükşehir Belediyesi, Bursa surlarının en önemli kapılarından olan Zindan Kapı’nın restorasyonunda gün sayıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa surlarının en önemli kapılarından biri olan Zindan Kapı’nın, restorasyonunun ardından orijinal haline kavuşacağını söyledi.

    Bursa’nın tarihi değerine değer katan ve köklü kültürel mirasını geleceğe taşıyan çalışmalara imzasını atan Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa surlarının en önemli kapılarından olan Zindan Kapı’nın restorasyon çalışmalarını yerinde inceledi.

    Restorasyonunun ardından Zindan Kapı’nın orijinal haline kavuşacağını belirten Başkan Altepe, Bursa’da tüm tarihi dönemlerin izlerinin ortaya çıkarıldığını anlatarak, “Bursa’da yapılan çalışmalarla sadece Cumhuriyet’in ilk dönemi ve Osmanlı dönemi değil, Bitinya döneminin surları ve diğer eserler de birer birer ayağa kalkıyor. Arkeolojik döneme kadar tüm medeniyetlerin izleri ortaya çıkarılmış oluyor” dedi.

    Başkan Altepe, yaklaşık 2500 yıla dayanan tarihiyle Bitinya dönemi surlarının bulunduğu bölgede yapılan çalışmaları anlatarak, “Bu bölge Bursa’nın da ilk yerleşim bölgesi Orhan Gazi’nin Bursa’yı fethettiği Sur İçi bölgesindeki surların yeni baştan yapılması ve tarihi izlerin oluşturulması konusunda Büyükşehir Belediyesi olarak çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. Yaklaşık 4 bin metreyi bulan, şehri çevreleyen surlar ve kapılarımız burada. İlk olarak Saltanat kapıdan ana hisar kapımızdan çalışmalarımızı başlatmıştık. Sonra Fetih Kapı, Yerkapı, ardından Tahtakale Yokuş Cadde Kapısı ve Kaplıca Kapı ile birlikte şimdi de Zindan Kapı’da çalışmalarımız sürüyor” diye konuştu.

    Harabeden çıkan tarih

    Zindan Kapı’nın kalenin en önemli bölgelerinden olduğunu ifade eden Başkan Altepe, “Zindanların da olduğu bu alan, surlarımızın güneybatısı ve Uludağ Yolu’na da bakan bu köşe harabe halindeydi. İçinde apartmana benzeyen binalar vardı. Bu binalar kamulaştırılıp yıkıldı ve sur önünü kaplayan binalar da kamulaştırıldı. Cilimboz boyu, Kaplıca Kapı’ya kadar tümüyle temizlendi” dedi.

    Başkan Altepe, Zindan Kapı surlarında rekonstrüksiyonun başladığını hatırlatarak, “Temizlenen alanlarla Zindan Kapı’nın hem güneye hem de batıya bakan sur duvarları, kuleleri, burçları ve zindanları ortaya çıkarıldı. Şehir için özellikli bir köşe Yaklaşık 3 metreye yakın çaplarda tünel ve özel kapıların bulunduğu, giriş çıkışların olduğu bölge kazılarla ortaya çıkarıldı. Yapılan bu restorasyonla tarihin izleri en güzel şekilde yaşatılmış olacak. Zindan Kapı’da artık kaplama çalışmaları sürüyor. Bugüne kadar harabe ve binaların arasında kaybolmuş gibi gözüken bu surlar, kısa zaman sonra pırıl pırıl parlayacak ve yaklaşık 2500 yıl önceki orijinalliğine, güzelliğine kavuşmuş olacak” şeklinde konuştu.

    Başkan Altepe, Zindan Kapı’da yapılan ve artık son aşamaya gelen çalışmaların Alacahırka ve çevre mahalleler başta olmak üzere Bursa’ya değer katacağını sözlerine ekledi.

  • Bakan Müezzinoğlu’ndan İnegöl’e çat kapı ziyaret

    Bursa’nın İnegöl ilçesine ikinci kez çat kapı ziyarette bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, kahvehaneye giderek okey masasına oturdu.

    Bursa’daki programın ardından Ankara dönüş yapmak için yola çıkan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu İnegöl ilçesinde çat kapış ziyaretlerde bulundu.

    İlk olarak İnegöl Rumeli Türkleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğini ziyaret eden Bakan Müezzinoğlu, Dernek Başkanı Salim Kaplan ve dernek üyeleri ile bir araya geldi. Dernek üyelerinin kiraz ikramını geri çevirmeyen Bakan, kiraz yiyip kısa süreli sohbetin ardından Kemalpaşa mahallesindeki bir kahvehaneyi ziyaret etti.

    İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve AK Parti İlçe Başkanı Adem Demirel’in de eşlik ettiği ziyarette Bakan Müezzinoğlu, okey oynayan vatandaşların masasına oturdu. Okey taşları ile kısa süreli oynayan Bakan Müezzinoğlu, vatandaşların isteklerini dinledi.

    Vatandaşlarla fotoğraf çektiren Bakan Müezzinoğlu, basın mensuplarının Rakka operasyonu ile alakalı soruyu yanıtsız bıraktı. Bakan daha sonra Ankara’ya gitmek üzere yola çıktı.

  • Ulucami’nin çalınan gümüş kapı tığı Londara’da sergileniyor

    Tarihçi ve yazar Talha Uğurluel, Bursa Ulucamii’nin çalınan gümüş kapı tığının Londra’da bir müzede sergilendiğini belirterek, yetkililerin bu paha biçilmez eseri getirterek, ecdadın kemiklerini sızlamaktan kurtarmalarını istedi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Müzeler Şube Müdürlüğü’ne bağlı Vakıf Kültürü Müzesi tarafından ‘Osmanlı’da Vakıf Medeniyeti’ konulu konferans tertiplendii. Vakıflar Haftası münasebetiyle hazırlanan programın açılışında konuşan Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Şükrü Köse, vakıf kültürünün hem dinimiz hem de köklü medeniyetimizden gelen bir birikim olduğunu söyledi. Köse, “Osmanlı adeta bir vakıf devleti olarak tanınmıştır. Hiçbir karşılık beklemeden han, hamam, medrese, kütüphane, aşevleri ve camiler yapılarak insanlığın hizmetine sunulmuştur. Bu kıymetli kültürü, Bursa Vakıf Kültürü Müzesi ile gelecek nesillere aktarmak istiyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak tarihimizin tüm eserlerini yeniden ayağa kaldırıyor ve koruyoruz” dedi.

    Tarihçi Talha Uğurluel de, vakıf kültürünü ve Osmanlı’daki örneklerini anlattı. Bursa Vakıf Kültürü Müzesi’ni çok beğendiğini belirterek, hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik etti. Her insanın ölümsüz olmak istediğini, bunun da vakıf geleneğiyle mümkün olabileceğini dile getiren Talha Uğurluel, vakıf kültürünün Peygamber Efendimizle birlikte Medine’de başladığını hatırlattı. Hiçbir faninin bu dünyada kazandığını öbür dünyaya götüremeyeceğini anlatan Uğurluel, hayatta iken kazancın vakıf işlerine harcamanın önemine değindi. Devamlı olan bir vakıf işiyle amel defterinin de kapanmayacağını belirten Uğurluel, “Hepimizde ölümsüzlük arzusu var. Bunun tek çaresi vakıf kültürüdür. Tarihi şehirlerimiz vakıf kültürüne ait eserlerle doludur. Çünkü büyük insanlar hep asıl hayat için çalışmıştır. Hepimizin küçük veya büyük bir vakfı olmalı. Böylece amel defterimizin kapanmamasını sağlarız. Eskiden camiler yapılırken onun giderleri için etrafına han, hamam ve dükkanlar yaptırılırmış. Çünkü ilerde cami için insanlar dilenmesin diye. Bugün Türkiye’de koskoca camilerin kapısında Diyanet dileniyor. ‘Boş geçmeyelim cemaat’ edebiyatı yapıyor. Kanuni ve hayırsever insanlar mezardan kalksa bize ne erdi acaba? ‘Koskoca Süleymaniye’yi kapısında dilenin diye yaptırmadım. Cami için etrafına birçok yapı kondurdum’ derdi. Ancak bizler zamanla bu yapıları gasp ettik, sattık, el koyduk. Şimdi kapıda mendil açıp ‘boş geçmeyelim cemaat’ diyoruz Bu çok çirkin. Eskiden sadece cami değil, birer yapılar topluluğu inşa ediliyordu. Tüm gelir ve giderler milimetrik hesaplanıyor ve kayıt altına alınıyordu” diye konuştu.

    Vakıf eserlerinden seçme örnekler sunan Uğurluel, eserleri, yapan kişileri, hayatlarını ve eserlerin hikayelerini katılımcılarla paylaştı. Osmanlı’da angarya İşlerin hepsini vakıfların çekip çevirdiğini, eğitimden sağlığa her konuda vakıfların hizmet ettiğini, devletin daha büyük işlerle uğraştığını aktaran Uğurluel, insanların kuracak yeni vakıf bulamadığını, Osmanlı’nın bu yüzden büyük ve beli bükülmeyen bir devlet olduğunu söyledi. Birçok vakıf eserinin zamanla yok edildiğini, önemli eserleri destekleyen yapıların satıldığını ifade eden Uğurluel, “Ölümsüz olmanın iksiri vakıflardır. Peygamber Efendimizin hadisinde buyurdu gibi, ‘Üç kişinin amel defteri kapanmaz. Hayırlı evlat, ilim ve sadaka-i cariye, yani hayırlı eser bırakanın. Bu kültürü tekrar ayağa kaldırmalıyız” dedi.

    Ulucami’nin çalınan gümüş kapı tığı Londara’da sergileniyor

    Programın ikinci bölümünde ise Talha Uğurluel Bursa Vakıf Kültürü Müzesi’ni gezerken, canlı yayınla hem salondaki konuklara, hem de internet üzerinden takipçilerine sunum yaptı. Müzenin girişindeki Koza Han kapısının imitasyonundan başlayarak eserlerin önemini ve hikayelerini anlatan Uğurluel, “Daha evvel Londra’da Victoria Albert Müzesi’ni gezdim ve orada Bursa Ulucamii’nin gümüş kapı tığını gördüm. Birileri çalmış, birileri satmış, birileri de utanmadan sergiliyor Altına da Bursa Ulucami kapı tığı diye yazmışlar. Yetkililere sesleniyorum, ne yapıp edip o eseri Bursa’ya geri getirelim. Eminim Yıldırım Beyazıt’ın kemikleri sızlıyordur” diye konuştu.

    Programın sonunda Başkanvekili Şükrü Köse ve Müzeler Şube Müdürü Muhterem Çevik tarafından Tarihçi Talha Uğurluel’e günün anısına Bursa Vakfiyeleri kitabı hediye edildi. Uğurluel daha sonra konukların kitaplarını imzaladı.

  • Kapı kolları mikrop taşıyor

    Hava alanlarındaki tuvaletlerdeki kapı kolları hastalık taşıyor. Dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan ve taşıdığı mikrobun bile farkından olmayan yüz binlerce kişinin kullandığı tuvaletlerin kapı kolların mikrop taşıdığı belirlendi. Almanya’nın Müster Westfalya Üniversitesi ve Berlin Robert Koch Enstitüsü ile ortaklaşa yaptıkları araştırmada, hava alalarında bulunan tuvalet kapı kollarından çok farklı ve tehlikeli virüs türlerine rastladıklarını açıkladılar.

    Müster Westfalya Üniversitesi ve Robert Koch Enstitüsü tarafından 2013 ile 2015 tarihleri arasında 59 ülkede, 136 hava alanında 400 ayrı kapı kolundan yapılan incelemelerde elde edilen değerleri yayınlayan Clinical Microbiology and Infection“ isimli ihtisas dergisi raporunda, hava alanlarındaki tuvaletlerin kapı kollarının tehlikeli mikrop saçtığı belirtildi. Dünyanın farklı coğrafyalarından gelen yolcuların kullandığı tuvaletlerde herkesin kapıyı açmak için kullandığı kapı kollarının kullanıldıktan sonra ellerin mutlaka yıkanması ikazında bulunuldu.

    Özellikle kış aylarından farklı virüs türlerinin ortaya çıkmasının nedenlerinin başında uluslararası insan hareketliliğinin yaşandığı havalimanlarında kapı kolları yoluyla insanların birbirlerine virüs bulaştırıldığı belirtildi. Elde edilen virüs türlerine göre verilen örneklerde, Hindistan’da yaygın olan ve bölge halkı üzerinde etkisi olmayan bir virüsün Avrupalı’daki etkisinin ölümcül olabileceği ikazı yapıldı. Önlem olarak geleneksel antibiyotiklerin yeterli olmayacağını belirten uzmanlar, hijyen kurallarına dikkat edilmesinin önemine vurgu yaptılar. Araştırmanın ardından bir çok uluslararası hava limanındaki giriş kapılarının kaldırıldığı gözlendi.

  • İkinci el kapı ve pencere satışıyla Ağrı’da yeni bir sektör oluşturdu

    Ağrı 29 Ekim Caddesi’nde ikinci el kapı ve pencere satan Fevzi Samancı adlı vatandaş, yıkım ihaleleri ve diğer illerden getirdiği malzemelerle kendisine özgü sektör oluşturdu.

    Ağrı merkez ve ilçeleri başta olmak üzere tüm illerden ikinci el kapı ve pencere alan Fevzi Samancı, açtığı iş yeri ile maddi geliri düşük vatandaşlardan büyük ilgi görüyor. Özellikle köylerde inşaat yapmak isteyen vatandaşlar ikinci el kapı pencereye yoğun ilgi gösterirken, iş yeri sahibi samancı ise satışlardan oldukça memnun.

    Kent merkezi 29 Ekim Caddesi’nde yıllardır ikinci el inşaat malzemelerini alıp satan Fevzi Samancı, malzemelerin çoğunu İstanbul’dan ihale usulü ile aldıklarını belirtti. Getirdikleri malzemeleri vatandaşlara uygun bir fiyata sattıklarını anlatan Samancı, ayrıca Ağrı ve ilçelerinde yıkım işleri olduğunda gidip bunları getirip sattıklarını belirtti. Genelde köylerde yaşayan ve maddi durumları iyi olmayan vatandaşların çok fazla tercih ettiklerini ifade eden Samancı “Köylüler ve dar gelirli olanlar genelde kapı, pencere ve mutfak dolapları alıyorlar. Sıfır malzemelere göre ikinci el malzemeler daha çok cazip geliyor. Yani malzemelerimizi sıfırın üçte biri fiyatına satıyoruz. Burada bizim 100 TL’ye sattığımız sıfır malzemeler olarak satılan yerlerde 300 lira’dır. Örnek verirsek bizde mutfak dolabı 400 lira, ama bunu sıfır almaya kalkarsanız 3 bin liraya alamazsınız. Bu yüzden de bizde fiyatlar uygun olunca vatandaşlar bizi tercih ediyor” ifadelerini kullandı.

    İlçeler köylerden vatandaşların ikinci el malzemelere yoğun talep gösterdiğini kaydeden Samancı” İlçelerden ve köylerden ihtiyacı olan insanlar gelip alıyor. Diyadin, Taşlıçay ve Patnos başta olmak üzere tüm ilçelerden geliyorlar. Malzemelerimizi Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerden getiriyoruz. Ağrı merkezde yıkılan binalar olursa onları alıp satıyoruz. İnşaat malzemelerimizi enkazı ihale alan müteahhit ile anlaşıyoruz ve ondan alıyoruz. Ağrı’da ihaleye girdiğimiz olmuyor. Bildiğimiz ve tanıdığımız müteahhitler yıkılacak binanın enkazını alıp birbirinden ayırt ettikten sonra vatandaşlara satıyoruz. Genelde çelik kapı, mutfak dolabı, pencere azda olsa kereste satıyoruz. Sattığımız çelik kapılar bizde 300 lira, ama sıfır olarak alırsanız bin 500 liraya alırsınız. Kereste 350 lira sıfırını alsanız 800 liradan alırsınız. Vatandaşların bizi tercih etme geneli fiyatların cazip gelmesidir. Başka bir sebebi yok, sattığımız ürünler çok kalitelidir dersek yalan olur. Sadece fiyat farkı var. Ev yapan vatandaşlarımız 3 bin liraya aldıkları pencereleri bizden bin liraya alıyor” şeklinde konuştu.

    Taşlıçay ilçesine bağlı Kumluca köyünde ikamet eden Mehmet Reşat Üzen, köyde yaptıkları evler için komşuları ile birlikte kamyon kiralayıp Ağrı’ya gelerek ikinci el kapı, pencere ve inşaat malzemeleri aldıklarını söyledi. Maddi durumları iyi olmadığını ve bu nedenle sıfır malzeme almak yerine mecburen ikince el malzeme aldıklarını dile getiren Üzen, “Ne yapalım gariban işi mecburen gelip alıyoruz. Köylü milletinde para olmayınca sıfır malzeme alamıyor. Bizle köyden gelip ikinci el almaya geldik. 4 arkadaş birleşerek nakliyat kamyonunu kiralayıp Ağrı’ya gelerek ikinci el pencereleri ve ikinci el kapılar aldık. Ekonomik sıkıntılar yüzünden bizde para olmayınca, ikinci el almak zorunda kaldık” dedi.