Etiket: KANSIZLIK

  • Genç kadınlara ’kansızlık’ uyarısı

    Genç kadınlara ’kansızlık’ uyarısı

    Genç yaştaki kadınlardaki demir eksikliği tipi kansızlığın özellikle menopoz dönemine kadar sorun oluşturabileceğine dikkat çeken Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Şahin Balçık, “Demir eksikliği anemisi; halsizlik, yorgunluk, aşırı uyuma isteği veya uykusuzluk, saç dökülmesi, tırnak bozukluğu, kaşıntı, baş ağrısı, baş dönmesi, öğrenme güçlüğü, unutkanlık, çarpıntı, nefes darlığı ve göğüs ağrısı, yutkunma güçlüğü gibi çok sayıda şikâyete neden olabilir” dedi.

    Erken teşhis edilerek tedavi edilmediği takdirde sağlığımızı tehdit eden problemlere yol açabilen kansızlık (anemi); demir eksikliği, vitamin B12 eksikliği ve folik asit eksikliği gibi kan üretiminde gerekli vitamin ve minerallerdeki eksikliklerden kaynaklanmakla beraber, talasemi (Akdeniz anemisi) gibi doğuştan kan üretim bozuklukları, kanser, iltihaplı romatizma ve böbrek bozuklukları gibi sonradan gelişen hastalıklara bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor.

    Kansızlığın kandaki hemoglobin miktarının yaşa ve cinsiyete göre belirlenmiş normal değerlerin altında olması olarak tanımlandığını ifade eden VM Medical Park Samsun Hastanesi Hematoloji Kliniği’nden Doç. Dr. Özlem Şahin Balçık, sürekli tekrarlayan kansızlık konusunda bilgilendirmede bulundu.

    Demir eksikliği anemisi en sık görülen anemi türü

    Demir eksikliği anemisinin toplumda en sık görülen kansızlık nedeni olduğunu söyleyen Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Balçık, “Altta yatan nedenlerin araştırılmasının ardından kansızlığın kökenine yönelik yaklaşım tedavinin en önemli basamağıdır. Bazı hastalarda kansızlık tedavi edilmesine rağmen sıkça tekrarlamakta ve uzun dönemde kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Genç yaştaki kadınlarda demir eksikliği tipi kansızlık özellikle menopoz dönemine kadar sorun oluşturabilmektedir. Demir eksikliği anemisi; halsizlik, yorgunluk, aşırı uyuma isteği veya uykusuzluk, saç dökülmesi, tırnak bozukluğu, kaşıntı, baş ağrısı, baş dönmesi, öğrenme güçlüğü, unutkanlık, çarpıntı, nefes darlığı ve göğüs ağrısı, yutkunma güçlüğü gibi çok sayıda şikâyete neden olabilmektedir. Demir eksikliği anemisi tedavisinde ağızdan haplar, şuruplar ve iğneler kullanılmaktadır” şeklinde konuştu.

    Tedavinin tamamlanması gerekiyor

    Kansızlığın tekrarlamasının en önemli nedenlerinden birinin tedavinin tamamlanmadan bırakılması olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özlem Şahin Balçık, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Bir kısım hastada ise demir eksikliğine yönelik tedavi tamamlanmış olmasına rağmen bir süre sonra kansızlık tekrarlamaktadır. Bu durumdaki kişilere kansızlığın uzun süreli olabileceği ve bununla baş etme yöntemleri öğretilmelidir. Hastaya öncelikle diyet konusunda bilgilendirme yapılmalıdır. Et ve et ürünleri demir içeriği açısında en zengin gıdalardır. Bunun yanında kuru baklagiller de demir içeriği zengin gıdalar arasındadır. Tekrarlayan demir eksikliği olan kişiler şikâyetleri tekrar başladığında değil de doktorlarının önerdiği aralıklarla kontrole gitmeli ve ağır kansızlık bulguları gelişmeden erken müdahale ile tedavi edilmelidirler.”

  • Kansızlık Saç Dökülmesine Sebep Oluyor

    Uzmanlar kansızlığın saç dökülmesine sebep olduğunu belirtti.

    Hairestetik Turkey Saç Ekim Merkezi Koordinatörü Engin Sönmez, saç dökülmeleri kansızlık, beslenme bozuklukları, vitamin eksiklikleri, ağır hastalıklar, hormonal düzensizlikler ve bazı ilaç kullanımlarından sonra görülebilirse de genelde bir nedene bağlanamayacağını belirterek, “Ailesel yatkınlık, stres, mantar enfeksiyonları ve kalitesiz bakım ürünlerinin kullanılması dökülmeyi etkileyerek arttırabilmektedir.

    Saç dökülme alanları erkeklerde başın ön, üst ve tepe kısmında görülür ve değişken genişlikte olabilir. Çoğu kişide ileri yaşlara kadar başın her iki yanında ve ensede dökülmeyen alanlar kalır.

    Kadınlarda ise yaygın seyrelme tarzında dökülmeye daha sık rastlanır bölgesel dökülme nadir olarak görülür.

    Saç dökülmesi otuzlu yaşlara doğru başlar ve elli yaşın üstünde erkek nüfusunun hemen hemen yarısında görülür. Başlama yaşı ne kadar erken olursa dökülme o kadar fazla ve geniş alanda olur” dedi.

    SAÇ EKİMİ SONRASI VE BAKIM

    Saç Ekim Merkezi Koordinatörü Engin Sönmez, saç ekimi sonrası ve bakım konusunda şu uyarılarda bulundu:

    “Saç Ekiminden Sonra Saçların Yıkanması; Saçınızı ilk kez operasyondan 3 gün sonra yıkamalısınız.Özel bir losyon ve şampuanla 15. güne kadar, her gün günde 1 veya 2 kez, yıkamanın aşağıda anlatılacağı biçimde yapılması gerekir.Saç ekimi yapılan bölgeye elinize döktüğünüz losyondan elinizi hafif bastırarak ve asla sürtme hareketi yapmadan bol miktarda dağıtınız.Ekim yapılan bu bölgede kabuk ve pıhtıların yumuşaması için losyon 1 saat bekletiniz.Ardından ılık veya soğuk suyla elinizi yine bu bölgeye sürtmeden yumuşakça bastırılarak iyice durulayınız. Hemen ardından özel şampuanlı elinizle aynı şekilde hafifçe bastırılarak ve asla sürtme hareketi yapmadan bol miktarda ve hafif köpürünce ye kadar sürünüz ve beklemeden ılık su ile durulayınız. Yumuşak bir havlu ile saçlarınıza hafifçe bastırarak ve sürtme hareketi yapmadan saçlarınızı kurulayabilirsiniz. Ya da saç kurutma makinesi ile uzaktan tutarak ılık bir sıcaklıkta saçlarınızı kurutabilirsiniz. Yıkamanın 1 haftasından sonra ekim yapılan bölgeyi hafif bir şekilde ovalayarak yıkayabilirsiniz.Yıkamadan 10 gün sonra ekim yapılan alanda kabuk kalması iyileşmeyi olumsuz etkileyeceği için kalan kabukları, var ise dökmelisiniz.İki hafta sonra doktorlarımız sizi arayacaktır.Saçlarınız uzayana kadar güneşli günlerde şapka takabilirsiniz.

    Saç ekiminden 1 ay sonra havuza, hamama saunaya ve solaryuma girebilirsiniz. Saç ekiminden 2.5 ay sonra ekim yapılan bölgelerde sivilceler çıkabilir.Sizi rahatsız edecek kadar artış gösterirse bizi arayabilirsiniz.”

  • Çocuklara Kansızlık Uyarısı

    Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu, çocuklarda kansızlığın bağırsak kurdu belirtisi olabileceğini belirterek, gelişme geriliğinin önemli nedenlerinden biri olan bağırsak kurtlarının el, ağız, dışkı ve nadiren de deri yoluyla bulaşabildiğini söyledi.

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu, bağırsak kurtlarının belirtileri ve tedavisi hakkında bilgiler verdi.

    “BEBEKLİKTEN İTİBAREN BULAŞABİLİR”

    Bağırsak parazitlerin bulaşmasına zemin hazırlayan en önemli sorunu, hijyen kurallarına dikkat edilmemesi olarak gösteren Uzm. Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu, “Bu nedenle bebek doğduğu ve beslenmeye başladığı andan itibaren bağırsak kurtlarıyla karşılaşma riski de oluşur. Bebeklerde anne sütünden ek besinlere geçildiği dönemde besinler hazırlanırken hijyen kurallarına uyulması çok önemlidir. Aksi takdirde parazit bulaşabilir. 12 ay civarındaki bebeklerde her şeye dokunma ve bulduklarını ağzına götürme güdüsü güçlü olduğundan, bu yaş grubunda bağırsak parazitlerine daha sık rastlanır. Bağırsak kurtlarına bağlı enfeksiyonlar genellikle belirti vermez. Ancak çocuklarda ilerleyen dönemde anemi, beslenme bozukluğu, fiziksel ve zihinsel gelişimde azalmaya neden olabilir” dedi.

    PARAZİTİN BELİRTİLERİ

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu şöyle devam etti:

    “Çocuklarda genital bölgede kaşıntı, gece uykuda ağızdan salya akması, diş gıcırdatma, iştahsızlık, kansızlık, aşırı gaz çıkarma, geğirme, ishal, bulantı-kusma durumlarında parazit ihtimali akla gelmelidir. Bazen bebeklerin bezlerinde kıl kurtları görülebilir. Çok küçük çocuklarda ve bebeklerde parazite rastlanması, bağışıklık sistemi ile ilgili çok önemli sorunların olabileceğini düşündürmelidir. Hastalık, basit temizlik kurallarına uyulması ve parazit taşıyanların tedavi edilmesi ile kontrol altına alınabilir.”

    “EVDEKİ TÜM BİREYLER TEDAVİ EDİLMELİ”

    Bağırsak kurtlarının teşhisi için öncelikle dışkının incelenmesi gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. Nemlioğlu, “Bazen bunun birkaç kez tekrarlaması gerekli olabilir. Bunun yanında kan tahlilleri de yapılır. Anne-baba ya da bakıcı, çocukların makat bölgelerinde kıl kurtlarını çıplak gözle gördüğü durumlarda tetkik yapılmadan da tedaviye başlanabilir. Enfeksiyon evde ortaya çıktığında ailedeki diğer bireylere de hızla bulaşacağı unutulmamalıdır. Bu nedenle hangi ilaç grubu kullanılırsa kullanılsın tüm ailenin veya grubun tedavi edilmesi gerekir. Bağırsak kurdu ve parazitiyle karşılaşıldığı takdirde; iç çamaşırları kaynatılarak yıkanmalı, mümkünse ütülenmeli ve tırnaklar kısa kesilmelidir” diye konuştu.

    Bağırsak kurtlarını evlerden uzak tutmanın yollarını da anlatan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu, “Anne sütüyle beslenme koruyucudur. Bu nedenle bebekler ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmelidir. Ek besinlere geçildiği andan itibaren besinlerin hazırlanması, saklanması ve bebeğe sunulması aşamalarında temizlik kurallarına dikkat edilmelidir. Mama hazırlarken kullanılan sular güvenilir ya da kaynatılmış olmalıdır. Kaynağı belli olmayan sular ve kuyu suları hiçbir zaman kullanılmamalıdır. Çiğ et ve ürünleri tüketilmemelidir. Sebze ve meyveler çiğ tüketilecekse mutlaka iyi yıkanmalıdır. Çocukların çıplak ayakla toprakta gezinmesi önlenmeli ve mutlaka ayakkabı giymeleri sağlanmalıdır. Sokak kedi ve köpekleriyle temas en aza indirgenmelidir” dedi.

  • Kansızlık Dikkate Alınmalıdır

    Acıbadem Eskişehir Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Aydemir, sağlık kalitesini düşüren ve önemli hastalık bulgularından birisi olan anemi (kansızlık) ile nedenleri hakkında açıklamalarda bulundu.

    Açıklamasında, aneminin, hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre dünya sağlık örgütü tarafından kabul edilen kriterlerin altında kalması olduğunu belirten Aydemir, hemoglobin miktarının erişkin erkeklerde 13 g/dL, kadınlarda 12 g/dL’nin altı olarak kabul edildiğini ifade etti. Aydemir, 6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL’nin, 6-14 yaş arasındaki çocuklarda ise 12 g/dL’nin altındaki değerlerin anemi olduğunu aktardı.

    Açıklamasında en sık rastlanan anemi türlerinden bahseden Dr. Aydemir “Tanım olarak düşük miktarda demire bağlı olarak kanın kırmızı hücrelerindeki azalmadır. Kansızlığın en sık görülen şekli budur. Demir, kanda oksijen taşıyan pigment olan hemoglobinin önemli bir parçasıdır. Demir eksikliğinin nedenleri ise diyette az miktarda alınma, vücut tarafından az miktarda emilimi ve kronik kanamalar.”

    Dr. Burcu Aydemir, açıklamasında, çocuklarda kurşun zehirlenmesi sonucunda da demir eksikliği anemisi görüldüğüne dikkat çekerek, vücutta ve kemik iliğindeki demir depolarının harcanması sonucu kansızlığın yavaş yavaş geliştiğini belirtti. Genellikle kadınlarda demir depolarının daha az olduğunun altını çizen Aydemir, “Yüksek risk grubu içerisinde doğurganlık çağında olan ve adet dönemi nedeniyle kan kaybı olan kadınlar, demir ihtiyacı artmış gebe veya emziren kadınlar, çocuklar ve diyetinde yeterli oranda demir bulunmayan kişiler bulunmaktadır. Kan kaybına bağlı risk faktörü arasında peptik ülser, bağırsak kanseri, rahim kanseri, uzun dönem aspirin kullanımı sayılmaktadır” ifadelerini kullandı.

    DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİNİN BELİRTİLERİ

    Açıklamasında, demir eksikliği anemisinin belirtileri ve demir açısından zengin besinlerden bahseden Dr. Aydemir, “Belirtileri, yiyecek dışındaki şeylere istek, ağız kenarında ve tırnaklarda çatlaklar, tırnaklarda biçimsizlik, tahriş olmuş dil şeklinde kendisini gösterir. Kırmızı et, karaciğer, balık, kuru üzüm ve yumurta sarısı demir açısından zengin gıdalardır. Un, ekmek ve tahıllar demir ile zenginleştirilmiş olabilir” dedi.

    FOLİK ASİT EKSİKLİĞİNE BAĞLI ANEMİ

    Folik Asit eksikliğine bağlı anemiden bahseden Dr. Aydemir, “Vücudun yeterli kırmızı hücreleri oluşturmak için folik aside ihtiyacı vardır. Folik asit olmadığı durumlarda kan hücresi üretimi azalmaya başlar. Bu durum sonunda anemi görülür. Folik asitin emilimini ve metabolizmasını etkileyen en önemli madde alkoldür. Bu sebeple folik asit eksikliğine bağlı anemi en çok alkoliklerde görülür. Ayrıca keçi sütü ile beslenmekte folik asiti düşürür. Diğer nedenler bağırsak hastalıkları, ağızdan alınan doğum kontrol hapları, kanser için alınan çeşitli ilaçlar ve epilepsidir. Belirtileri ise ishal, depresyon ile şişmiş ve kırmızı bir dil” ifadelerini kullandı.

    B-12 VİTAMİN EKSİKLİĞİ ANEMİSİ

    Acıbadem Eskişehir Hastanesi Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Aydemir B-12 vitamininin anemisini ise şöyle açıkladı:

    “B-12 vitamininin emilimi mide de gerçekleşir. Bu emilimin gerçekleşmesi için mideB-12 asıl faktörü denilen bir maddeyi salgılaması gerekir. Bu faktörün eksikliği bu vitaminin eksikliğine neden olur. B-12 vitamini kırmızı kan hücrelerinin kemik iliğinden üretilmesi için gereklidir. Yetersiz miktar anemiye neden olur. Bu tarz anemi daha çok hayvan ürünleri yemeyen vejeteryanlarda ve mide rahatsızlıklarında görülür.”

    B-12 VİTAMİN EKSİKLİĞİ ANEMİSİNİN KENDİNE ÖZGÜ BULGULARI

    Açıklamasında bu aneminin kendine özgü bulgularını aktaran Aydemir, “Eller ve ayaklarda ürperme, bacaklarda, ayaklarda ve ellerde duyu kaybı, sarı ve mavi renklerle ilgili olarak renk körlüğü, şişmiş ağrıyan ve yanan bir dil, kilo kaybı, kararmış cilt, ishal, düzensizlik, depresyon ve entellektüel fonksiyonların azalması bu aneminin başlıca bulgularındandır” diyerek açıklamasını tamamladı.

  • Kansızlık saç döküyor

    Estecenter Plastik Cerrahi Merkezi Doç.Dr.Erdem Güven, “saç dökülmesinin önemli nedenleri arasında çevresel faktörler, yaş, hormonal düzensizlik,hava, su kirliliği gibi etmenler, kimyasal içeriğin yoğun saç ürünleri, jöleler ve kansızlık yer almaktadır.” dedi.

     

    Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç.Dr.Erdem Güven,”Dişiliğin en önemli sembollerindeolan saçların kaybı, sıklığının azalması veya incelmesi bile, bayanlarda beden imajı algısında ciddi sorunlara neden açabilmektedir. Saç, kadınların fiziksel görünümlerinin önemli kısmını oluşturur. Saçların parlak ve canlı olması insanların birbirlerini etkilemelerinde ve ilişkilerinde büyük önem taşır . Saçların canlılığı sağlığın ve kişinin kendini iyi hissetmesinin bir ifadesidir. Saç dökülmesine bağlı dış görünüm ile ilgili olumsuz kaygılar, psikolojik sorunlar oluşturmakta, yaşam kalitesini etkilemektedir. Saç dökülmesi genellikle erkeklere özel olarak kabul edilmesinden dolayı kadınlardaki saç dökülmesi fazla önemsenmeyerek ihmal edilir. Özellikle ergenlik çağından sonra birçok kadında tepe bölgelerde saç kaybı olsun olmasın şakaklardaki saçlarda az da olsa seyrelmeler görülür. Ergenlik döneminden başlayabilen saç dökülme sorunu çoğunlukla menopozdan sonra iyice fark edilir hale gelir. Saç dökülmesi ihmal edilirse özellikle stresli durumlarda çok ileri evrelere gidebilir. Kadınlarda saç dökülmesinde birçok faktörün sebep olabildiği ve olumsuz etkenlerin sona ermesiyle birlikte kadınların büyük kısmında saçların eskisi gibi gür çıkmaya başladığı fark edilir.”diye ifade etti.

    Doç.Dr.Erdem Güven,” Dünya genelinde bakıldığında her 5 kadından birinde incelme, seyrelme şeklinde saç kaybı ve hacim azalması görülmektedir. Türkiye’de bu konuda yapılmış geniş bir bilimsel araştırma olmamasına rağmen her 3 kadından birinde saç problemi olduğu söylenebilir. Ancak yaşa göre bakıldığında menopoz sonrasında her 2 kişiden birisinde ciddi saç problemi olduğu ve hemen hemen her menopoz sonrası kadında saç incelmesi olduğunu görüyoruz. Ancak menopoz öncesinde de nadir olarak saç dökülmesi görülebilir. Altta yatan belirli bir neden bulunduğunda belirgin saç açıklığına sebep olacak tarzda saç dökülmesi olabilir.”diye söyledi.

    Doç.Dr.Erdem Güven,”Kadınlarda 3 tip saç dökülmesi görülebilir.Yaygın (diffüz) tip: saçın tüm bölgelerinde eşzamanlı olarak seyrelme incelme ve açılmalarla seyreden tiptir. Tedavisi daha zor yapılabilir.Bölgesel (lokalize) tip: altta yatan belirli bir neden yoksa tedavisi daha kolay olabilen ve estetik kayıpların daha az olduğu saç dökülmesi şeklidir.Belli bir şekil veya madelli (patternli) tip: bu tip özel bazı hastalıklarda görülebileceği gibi genetik geçişlide izlenebilir. Tedavisi nispeten daha uzun sürer.”diye belirtti.
    Doç.Dr.Erdem Güven,” Kadınlarda saç dökülmesinin nedenleri ise şunlardır;Hormonal nedenler; östrojen hormon bozuklukları, tiroid hormon bozuklukları, doğum sonrası hormon çekilmesi, menopoz sonrası,Stres, Dengesiz beslenme, protein eksiklikleri,Anemi (Kansızlık), Demir, çinko gibi mineral eksiklikleri,Kaza ve yaralanmalar, cerrahi müdahaleler, kronik hastalıklar,Kimyasallar (kozmetik ürünler),Saç koparma hastalığı ve İlaçlar (Doğum kontrol hapları, Kortizon, Antidepresanlar, kemoterapi)”diyerek sözlerine şöyle devam etti:
    ”Saç dökülmesi tedavi seçenekleri şöyledir;Hormonal bozukluluklar veya vitamin-mineral eksiklikleri ilaçlar ve diyet katkıları ile tedavi edilebilir, Kansızlık (anemi) demir preperatları ve ürünleri ile tedavi edilebilir. Bu bireylerde Medikal (ilaç) tedavisini takiben, çoğu zaman saç dökülmesi durdurulabilir ve hatta kökleri ölmemiş saçlar yeniden çıkabilir. Medikal tedaviye cevap vermeyen durumlarda da saç ekimi yapılabilir. Bu şekilde yapılan tedavi kalıcıdır.”dedi.