Etiket: Kanserli

  • ‘Kanserli Hastalıklarda Cinsellik’ etkinliği SAÜ’de düzenlendi

    Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından ‘Kanserli Hastalıklarda Cinsellik’ başlıklı bir etkinlik düzenlendi.

    SAÜ Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşen etkinliğe Sağlık Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Dilek Aygin konuşmacı olarak katıldı. Birçok kanserin görülme sıklığının her yıl giderek artmaya başladığına dikkat çeken Doç. Dr. Aygin, “Ancak bazı kanser türlerinde erken tanı ile beraber görülme sıklığında düşüş yaşandı. Ama geriye kalan türler için bunu söylemek mümkün değil. Giderek sayısı artıyor. İşte bu yüzden erken tanının çok büyük bir önemi var” dedi.

    2016 yılı verilerine göre en çok meme, akciğer, prostat, kolon gibi kanser türlerinin göründüğünü belirten Doç. Dr. Aygin, “Kanser hastaları çoğu zaman sadece ‘kanserden kurtulayım bitsin, yeterli’ derdinde olmuyorlar. Bunun yanında hormonal değişiklikler olur mu, cinsel ilişkiden korkar mıyım, öz yeterliliğim kaybolur mu gibi birçok soruyla karşı karşıya kalıyorlar. Hastalar cinsel konuları hemşirelere danışmaya çekiniyorlar. Aynı şekilde hemşireler de hastalarına sormaya çekiniyorlar. Cinsellik hep üstü kapatılan bir konudur. Fakat bu çok yanlış bir algı. Hemşirelere cinsellik konusunda yeteri kadar bilgi verilirse, onlar da bu konu hakkında hastalara bilgilendirme yapabilirler. Hastalar çekinebiliyorlar. Bu konuyu rahat konuşacakları, birebir danışma fırsatı bulacakları odaların yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    Etkinlik sonunda Doç. Dr. Dilek Aygin’e teşekkür belgesi verildi.

  • Kanserli hastadan alınan parçaların kaybolduğu iddiası

    İzmir’de, iddialara göre kanser olduğunu öğrenen ve Ege Üniversitesi Hastanesine sevk edilen bir kişi, tetkik yapılması için alınan parçaların kaybolması üzerine konuyu yargıya taşıyarak dava açtı.

    İzmir’de yaşayan Tamer Adaş’a, şüphe üzerine gittiği hastanede prostat kanseri teşhisi kondu. Kanserle yıkılan Adaş, yapılan kontrollerin ardından Yeşilyurt’taki Araştırma Hastanesinden Ege Üniversitesi’ne sevk edildi. Kanser olduğunu için morali bozulan Tamer Adaş, çaresizlik içinde doktorların acilen ameliyat önerisini de kabul etti. Ameliyat olan Adaş’ın, operasyonu da başarılı geçti.

    Alınan parçalar kayboldu

    Öte yandan, doktorlar, iddialara göre, Tamer Adaş’ın vücudundan tahliller ve incelemeler yapmak için de parça aldı. Ameliyat sonrası birkaç gün yoğun bakımda kalan Adaş, daha sonrada kendine gelerek yaşadığına sevindi. Taburcu olan Adaş, bir müddet sonrada sonuçları almak üzere hastaneye tekrar gitti. Ada, hastaneye gittiğinde, duyduğu sözler karşısında ise şoke oldu ve tetkik için alınan parçaların kaybolduğunu öğrendi. Ege Üniversitesi Hastanesine bağlı Tıbbi Pataloji Anabilim Dalı Başkanlığı da, laboratuvara herhangi bir numunenin ulaşmadığını içeren yazı yazdı.

    Acemi bir personel hatasıymış

    Tamer Adaş, alınan parçalar bulunamayınca doktorlara karşı avukatı aracılığıyla bir tazminat davası açtı. Adaş, konu hakkında yaptığı açıklamada, “İnsanların sorumsuzluğu başka bir şey değil. Kanser hastalığının tedavisi ve yapılabileceklerle alakalı daha sorumlu olunması gerekiyor. Şuanda vücudumda kanserin ne derece olduğunu bilmiyorum. Taburcu olurken başarılı bir ameliyat olduğu söylendi. Pataloji raporunu bir türlü alamadım. Patalojide kaydımın olmadığı söylendi. Ameliyatımı yapan doktorlar irtibata geçtim. Doktorlar bir araya geldiğimizde ’kayıp bulamıyoruz’ dedi. ’Acemi bir personelin hatası’ dedi. Tedavim şuanda aksadı. Hiç bir şey yapılamıyor. Rapor yok” dedi.

  • Henkel’den kanserli çocuklara destek

    Henkel’in çamaşır ve ev bakım markaları ile CarrefourSA iş birliğinde geçen yıl başlatılan anlamlı sosyal sorumluluk projesi bu yıl ikinci kez gerçekleştirildi.

    Henkel ve CarrefourSA, kanser hastası miniklere umut oldu. 06-19 Ağustos 2016 tarihleri arasında CarrefourSA Hipermarketlerinden yapılan alışverişlerde Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’na (KAÇUV) destek sağlandı. Henkel ve CarrefourSA, ikinci kez gerçekleştirilen ve geleneksel hale getirilmesi planlanan bu sosyal sorumluluk projesi ile bir kez daha, maddi sorunları nedeniyle tedavileri aksama riski taşıyan çocukların tedavilerinin sürekliliğini sağlamak üzere faaliyet gösteren Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’na katkı yaptı. Kampanyadan elde edilen gelir, geçen yıl olduğu gibi Kanserli Çocuklara Umut Vakfı tarafından oluşturulan ve çocuklarının tedavisi için şehir dışından İstanbul’a gelen, maddi durumları yetersiz ailelere ücretsiz olarak konaklama ve gıda gibi sosyal imkanlar sunan Aile Evi’ndeki birçok ihtiyacı karşılamak için bağışlandı.

    Sosyal sorumluluk projesini değerlendiren Türk Henkel Çamaşır ve Ev Bakım Genel Müdürü Töre Birol, “Henkel olarak dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de birlikte faaliyet gösterdiğimiz toplumlar için değer üretmeye büyük önem veriyoruz. Bu noktada müşterilerimizle sürdürülebilir iş ortaklıkları kurarak birlikte hareket etmek ve hayata dokunan projeler gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Kanserli Çocuklara Umut Vakfı aracılığıyla ve CarrefourSA ile iş birliği içinde, ikinci kez hayata geçirdiğimiz bu anlamlı sosyal sorumluluk projemizi de sürdürülebilir hale getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sayede miniklerin ve ailelerin umutlarını her yıl tazelemeyi amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

    CarrefourSA Genel Müdürü Ziya Hakan Ergin ise yaptığı açıklamada, “Türk Henkel ile birlikte ikincisine imza attığımız sosyal sorumluluk projemizin, kamuoyunda farkındalık yaratma görevini yerine getirerek tedavi süreçleri boyunca hasta minikler ve ebeveynlerinin psiko-sosyal açıdan yaşam kalitelerini artırma hedefine önemli katkılar sağladığını düşünüyorum. Aynı şekilde bu önemli projenin sürdürülebilir sonuçlar için gelenekselleşerek devam etmesini diliyorum” dedi.

  • Minik Yasemin Kanserli Ağabeyine Can Katacak

    Kahramanmaraş’ta yaşayan Ali Can ve Türkan Yıldız Can çiftinin 10 günlük kızları Yasemin, ilik kanseri olan 9 yaşındaki ağabeyi Yunus Emre’nin yaşama tutunması için umut oldu.

    Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde yaşayan Ali Can’ın oğlu Yunus Emre Can, ilik kanserine karşı mücadele veriyor. Yaklaşık 3 yıldır tedavi gören 9 yaşındaki Yunus Emre’ye ilik nakli gerekiyor. Bunun için üvey annesi Türkan Yıldız Can, doktorların da tavsiyesiyle eşiyle beraber hamilelik kararı aldı. Yunus Emre’yi hayatta tutmak amacıyla böyle bir yola başvuran Can çiftinin 10 gün önce Ankara’da Yasemin isminde bir kız çocuğu dünyaya geldi. 6 ay sonra yapılacak kontrollerin ardından minik Yasemin’den doku örneği alınacak, doku eşleşmesi sağlanması durumunda ise Yunus Emre’ye ilik nakli yapılacak. Anne Türkan Yıldız Can, çocuk yaşta amansız bir hastalığın pençesine düşen Yunus Emre’yi üvey annesi olmasına rağmen öz evladından ayırmıyor.

    “KARDEŞİMİ ÇOK SEVİYORUM”

    Kansere karşı mücadele eden Yunus Emre Can, yeni doğan kardeşini çok sevdiğini söyledi. Fazla arkadaşı olmadığını anlatan Yunus Emre, daha çok kardeşleriyle oynadığını belirtti. Üvey annesinin kendisini Anıtkabir’e götürdüğünü söyleyen Yunus Emre, Anıtkabir’de askerlerden korktuğunu belirterek, “Onlar uzaktan heykel gibi duruyorlar, yanlarına gittiğimde kıpırdadılar, ben de ondan korktum” dedi.

    Sağlığına kavuştuğunda babası gibi TIR şoförü olmak istediğini anlatan Yunus Emre, “Ben TIR’ları çok seviyorum. Babamla çok TIR yolculuğuna çıktım, onun için TIR’ları çok seviyorum” diye konuştu.

    “YUNUS İÇİN HAMİLE KALDIM”

    Yaşadıkları dramı paylaşan anne Türkan Yıldız Can, “Yunus Emre 3 senedir tedavi görüyor, 4 kez ameliyat oldu, son ameliyatı geçen Eylül ayında olmuştu. Sonuç iyi çıkmadı, hastalığı biraz ilerlemiş. Onun için tekrar ışın tedavisi uygulayalım dediler, biz de onun için Ankara’ya geldik. Kızım Yasemin 6 aylık olunca ancak ilik nakli yapılabiliyormuş. Hocalarımız görüşüp durum değerlendirmesi yapacak, ondan sonra verilen karar doğrultusunda gereken ne ise yapılacak” diye konuştu.

    “6 AY SONRA NAKİL YAPILACAK”

    Yunus Emre’ye gerekli ilik nakli için hamile kaldığını söyleyen Can, “İlik nakli demişlerdi hocalar. Uyar mı uymaz mı bilmiyorum, hocalar karar verdi. Doktorların tavsiyesiyle oldu. İnşallah olur, inşallah Yunus Emre için hayırlısı neyse o olsun. Onun tedavisi için uğraşıyoruz. Hamile kalmamın nedeni de oydu, Yunus Emre’ydi, onun tedavisi içindi. Bebek doğdu, uyar mı uymaz mı bilmiyorum, şuan çok küçük olduğu için hocalar hiçbir şey yapamıyorlar. 6 ay sonra doku örneği alacaklar. 6 aylık olunca tekrar konuşacağız. Yunus Emre şimdi ışın tedavisi alıyor, MR sonuçları iyi çıkmadı. Bu tedavilerden sonra hocalarla tekrar konuşulacak. Bebek 6 aylık olana kadar nakil yapılmayacak, yani 6 aylık olduktan sonra yapılacak. Yunus Emre, koruma amaçlı, yarası vücudunun başka bir yerine sıçramaması için ışın tedavisi ve kemoterapi alıyor” ifadelerini kullandı.

    “HER TÜRLÜ ZORLUĞUN ALTINDAN KALKACAK BİR KADINIM”

    Maddi sıkıntılar dolayısıyla yeni bir çocuk yapma kararını almanın zorluğunu anlatan Can, “Ben yine de olsun çocuk rızkıyla gelir, haktan hayırlısı dedim. Her şeyin üstesinden gelecek bir kadınım, her zorluğun altından kalkacak bir kadınım, çok güçlü bir yapıya sahibim. Yunus da iyi karşıladı, o da çok seviyor beni, annesini de çok istiyor, annesini de görmek istiyor. Gitti gördü de ama yanında biraz vakit geçirmek istiyor. Anne de buna pek yaklaşmıyor” dedi.

    “ALLAH BÖYLE DERDİ DÜŞMANIMIN BAŞINA DAHİ VERMESİN”

    Üvey annesi olmasına rağmen Yunus Emre’yi yaşatmak için elinden gelen ne varsa yapacağını belirten Can, “Ben Allah için yapıyorum. Benim de yavrularım var, bu durum benim de başıma gelebilirdi, benim yavrularımın başına da gelebilirdi, benim yavrularım da bu durumda olabilirdi. Giderken herkes ne götürecek? Ben Yunus Emre’ye yardım edersem Allah benim yavrularımı esirgesin diye yapıyorum. Allah böyle derdi düşmanımın başına dahi vermesin, çok zor” ifadelerini kullandı.

    “EN BÜYÜK TEMENNİM YUNUS EMRE’NİN SAĞLIĞINA KAVUŞMASI”

    Yetkililere ve duyarlı vatandaşlara seslenen Türkan Yıldız Can, şunları söyledi:

    “Bize yardım etsinler, kirada oturuyoruz. Kirayı ödeyemiyoruz diye ev sahibi bizi kapıya da koyabilir. Eşim çalışmıyor, Yunus Emre’nin tedavisiyle uğraşıyor. Yetkililerden olsun, hayırseverlerden olsun bize bir yardım eli uzatsınlar. Hadi bizi de boşver, çadırda da olsa otururum ben, sadece Yunus Emre’nin tedavisi için ne gerekiyorsa yapsınlar. Bir an önce Yunus Emre sağlığına kavuşsun. En büyük temennim odur.”

    Yunus Emre’nin tedavisiyle ilgilendiği için çalışamayan TIR şoförü baba Ali Can ise, eşinin oğlunu öz evladından ayırmadığını ve tedavi süreciyle bizzat ilgilendiğini söyledi.

    CAN ÇİFTİNDEN ALTINDAĞ BELEDİYESİ’NE TEŞEKKÜR

    Can çifti, kendilerine desteklerini esirgemeyen Altındağ Belediyesi yetkililerine de teşekkürlerini iletti. 23 gündür Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Hastanesi’nde ışın tedavisi gören Yunus Emre ve ailesi, Altındağ Belediyesi Anafartalar Konuk Evi’nde kalıyor.

  • Kanserli Hastaların Üç Bileşenli Bakım Programı Sona Erdi

    TÜBİTAK destekli, kemoterapi alan kanserli hastaların üç bileşenli bakım programı(HEWET) sona erdi.

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksekokulu ve Samsun Eğitim Araştırma Hastanesi işbirliği ile Doç. Dr. İlknur Aydın Avcı’nın koordinatörlüğünde yürütülen, TÜBİTAK tarafından desteklenen ‘Kemoterapi alan kolorektal kanserli hastalara 3 bileşenli bakım programı HEWET’in etkinliğinin değerlendirilmesi’ konulu projenin kapanış konferansı Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konferans Salonu’nda yapıldı. Proje kapsamında yapılan ev ziyaretlerinde hastaların durumları gözlem altına alındı. Kemoterapi semptomlarına ait incelemeler yapıldı.2014 yılı Şubat ayında başlayan proje ile 30 hastaya ev ziyaretinde bulunuldu. Toplamda ise 100 hastaya ulaşıldı.

    “KANSERDEN KORKMAYACAĞIZ, GEÇ KALMAKTAN KORKACAĞIZ”

    Kapanış konferansında konuşma yapan Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzm. Dr. Dursun Mehel, “İnşallah hasta olmayız. Samsun’da yaşayanların bir artısı var. Samsun ülkemizde olduğu gibi son 10-15 yıl içerisinde Türkiye’de sağlık alt yapısının en fazla geliştiği illerden bir tanesi. Sağlıkta Samsun’da kum saati tersine döndü diyebiliriz. Şu anda dünyada ve Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde kanser vakaları 100 binde 550’nin üzerinde. Bizim ülkemizde ise bu oran 250 civarında. Ancak bu vaka sayımız maalesef artacak. Fakat bundan korkmamız gerekiyor. Samsun’da Kanser Erken Teşhis Merkezleri(KETEM) var. Bu yerler tarama testleri yapıyor. Son zamanlarda buralarda tespit edilen vatandaşlar var. Bu vatandaşlar erken teşhis olduğu için normal hastalıkmış gibi tedavilerine devam ediyorlar. Yani biz kanserden korkmayacağız. Geç kalmaktan korkacağız” dedi.

    “HEWET YERİNE BİR TÜRK İSMİ OLABİLİRDİ”

    Sağlık alanında yapılan yeni çalışmalar ile Türkiye’de kullanılan yabancı projeler olduğu gibi Dünya’da da Türklerin bulduğu tetkiklerin kullanılabileceğini belirten Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Fatih Özkan, “Sağlık noktasından bakıldığı zaman bir bütünüz. Kendimizi de ifade etmenin tek yolu hasta ve hasta yakınlarına yaptıklarımız ve bunları ortaya ifade etme şeklimizdir. Siz ne yaparsanız yapın. Eğer kendinizi ifade edip, bunu bir şekilde bir yerlere göstermezseniz biraz önce orada HEWET, yazıyordu ya belki de o Özkan olabilirdi. Ya da başka bir Türk ismi olabilirdi. Bir gün inşallah yurt dışındaki insanların, o programları bizim isimlerimizi anarak yaptığı testler, tetkikler olacaktır. İşte bunun önemine bu yayınlar, bu çalışmalar eklendiği zaman bir gün bunların projeleri, bizim projelerimiz TÜBİTAK’tan desteklenmiş, Dünya tarafından da desteklendiği zaman belki de tüm ülkeler bizim yaptığımız tetkikler ve testlerden yola çıkarak bunları yapacaklar. O zaman da biz milletimiz adına gerçekten bir şeyler yapmış olacağız” diye konuştu.

    Projenin kapanış konferansında ayrıca Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Nermin Kılıç, Proje Koordinatörü Doç. Dr. İlknur Aydın Avcı, İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Köksal, Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu da kısa bir teşekkür konuşması yaptı.

    Konuşmaların ardından projenin yapılmasında emeği geçenlere teşekkür belgeleri takdim edildi.

    Programa ayrıca Gazi Devlet Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Mahmut Ulubay, Kadın, Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Alaiddin Domaç, hastane çalışanları, hastalar ve hasta yakınları katıldı.