Etiket: Kan

  • Kan davalısıyla karşılaşınca kafasına sıktı

    Kan davalısıyla karşılaşınca kafasına sıktı

    Diyarbakır’da bir kişi kan davalısıyla karşılaşınca başına sıktı, 1 kişi ağır yaralandı.

    Olay, Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesi Nazım Hikmet Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, R.T. (40) isimli bir kişi kan davalı olduğu M.T.Ç. ile karşılaşınca belindeki tabancayla onu başından vurdu. R.T. olay yerinden koşarak uzaklaşırken yaralı M.T.Ç.’yi görenler haber vermesi üzerine olay yerine gelen 112 Sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan yaralı hastaneye sevk edilerek tedavi altına alındı. M.T.Ç.’nin hayati tehlikesi devam ederken, olayla ilgili güvenlik güçleri inceleme yapıp kaçan R.T.’nin yakalanması için geniş çapta operasyon başlattı. Öte yandan güvenlik güçlerinin hastane etrafında etten duvar ördüğü görüldü.

  • Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş, Kızılay’a kan bağışında bulundu

    Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş, Kızılay’a kan bağışında bulundu

    Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Kızılay’a kan bağışında bulundu. Savaş, insanın yaşam süresi boyunca kana ihtiyacı olabileceğini ve bu yüzden Kızılay’a kan bağışında bulunulması gerektiğini söyledi.

    Antakya Cumhuriyet Meydanı’nda kurulan kan bağış standına gelen Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı Kızılay Hatay Şube Başkanı Kudret Özbakış karşıladı. Başkan Savaş, kan bağışı yaparak, emeği geçenlere teşekkür etti. Kızılay’ın vatandaşların yardımını beklediğini belirten Başkan Savaş, “İnsan doğuyor, yaşıyor ve ölüyor. Bu yaşam sürecinde her türlü komplikasyonla karşı karşıya gelebiliyor. Bu süreçte hastalanıp, kan ihtiyacı olabiliyor. Kızılay’da bu ihtiyaçları gidermek adına tüm Türkiye çapında kan alıyor ve vatandaşımızın yardımını bekliyor. Biz de Köprübaşı Meydanı’nda Kızılay için bir yer yaptırdık. Biz de altı aylık ara ile kampanya yapıyoruz belediye olarak. Bugün bu yaptırdığımız yerde örnek olmak istedik. Buradan insanlar geçerken kısa bir zamanını ayırarak kan versinler” dedi.

  • ARÜ kan kaybetmeye devam ediyor

    ARÜ kan kaybetmeye devam ediyor

    Ardahan Üniversitesi kan kaybetmeye devam ediyor. Son 4 yıl içerisinde üniversiteden ayrılan akademisyenler nedeniyle yaşanan beyin göçü bir türlü önlenemiyor.

    2008 yılında kurulan Ardahan Üniversitesi, Ardahan Üniversitesi Kafkasya, Orta Asya ve Uzak Doğu’ya açılan bilim kapısı olma vizyonu ile kurulmasına rağmen bugüne kadar yaşadığı sorunlar nedeniyle bu hedefinden uzaklaştı.

    Bölgesel kalkınmada bulunduğu coğrafyanın ufku olmayı misyon edinen üniversitenin yaşadığı beyin göçü Ardahan halkının da umutlarını boşa çıkardı. Prof. Dr. Mehmet Biber’in ikinci kez Rektör olarak atandığı Ardahan Üniversitesinde son dönemlerde yurt dışı kadrosundan 7 profesör, 18 yardımcı doçent, 8 doçent ve 6 profesör üniversiteden ayrıldı. Yönetimsel sorunlar yaşayan üniversitede aynı dönemde 9 idari kadroda yer alan personelinde ayrılması üniversitede endişeyle karşılanıyor. Rektör Prof. Dr. Biber’in kendi döneminde göreve getirdiği bir rektör yardımcısı ve genel sekreterin de görevlerinden ayrılması yaşanan beyin göçünü ve yönetimsel sorunu açıkça ortaya koyuyor.

    Göreve getirilen akademisyenlerin kısa sürede üniversiteden ayrılma kararı alması Ardahanlıları da olumsuz yönde etkiliyor. Üniversitenin şehir merkezine uzakta kurulması kent ekonomisinde de beklenen katkıyı sağlamadı.

    Ardahan için büyük umutlar beslenen Ardahan üniversitesinde yaşanan olumsuzlukların ümitlerini kırdığını dile getiren vatandaşlar, “Ardahan Üniversitesi bölgemizden yaşanan göç için bir umut olarak görülmesine rağmen kendi bünyesindeki beyin göçü ile hepimizi şaşırtıyor.

    Ardahan Üniversitesi’nin vizyonu evrensel düzeyde bilgi üretmek, ürettiği bilgiyi paylaşmak ve işbirliği yapmak; bulunduğu coğrafyanın ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik yönden kalkınması ve ilerlemesi için öncülük etmek ve bu amaçlar doğrultusunda bilimsel faaliyetler yapmaktır. Maalesef bugün bu hedef ve vizyondan çok uzakta kalmıştır” dediler.

  • KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e: “Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu Yunanistan’dır”

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e: “Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu Yunanistan’dır”

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Türkiye hakkındaki küstah söylemlerine karşı çıkarak, “Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu Yunanistan’dır” dedi.

    KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yaptığı yazılı açıklamada, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Türkiye’yi işgalcilikle suçladığı küstah söylemlerine karşı çıktı. Tatar, “Kıbrıs’ta esas işgalci olan EOKA terör örgütünü kuran, Akritas Planı doğrultusunda Kıbrıs Türk halkını yok etmek için başlatılan Rum saldırılarını destekleyen ve organize eden, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını gerçekleştirmek için 15 Temmuz 1974 darbesini düzenleyen Yunanistan’dır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs konusuyla ilgili gayri resmi 5 + BM toplantısının gerçekleşmesi yönünde girişimler devam ederken, bulunacak çözüm modeliyle ilgili kararlı duruşlarını devam ettirdiklerini belirtti.

    “Geri adım atmayacağız”

    “Duruşumuzdan geri adım atacak değiliz” ifadelerini kullanan Tatar, “Kararlılığımız halkımızın siyasi eşitliğini, egemenliğini, Türkiye’nin etkin ve filli garantörlüğü ile Türk askerini Kıbrıs’taki varlığını korumak, halkımızı azınlık durumuna düşürmemek ve tek gerçekçi çözüm yolu olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirmek yönündedir” dedi.

    Kıbrıs’ın gerçeklerine uygun olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirebilmek için uğraşlarına devam ettiklerini belirten Tatar, “Rum-Yunan ikilisinin çözüm karşıtı tahrikleri de devam ediyor. Bunun en son örneği de Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Güney Kıbrıs ziyaretinde yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.

    “Rum-Yunan ikilisinin gerçek dışı iddiaları diyalog ve görüşmeleri dinamitleyici nitelikte”

    Cumhurbaşkanı Tatar, “Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasaidis’in birlikte düzenledikleri ortak basın toplantısında yapmış oldukları açıklamalar Rum-Yunan zihniyetinin değişmediğini ve değişmeyeceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. BM Genel Sekreterinin gayri resmi 5+BM toplantısının gerçekleşmesi yönünde girişimleri devam ederken, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’ye yönelik gerçek dışı iddiaları ve suçlamaları diyalog ile görüşmeleri dinamitleyici niteliktedir” dedi.

    “Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı devam ettiği sürece emellerine ulaşamayacaklar”

    Tatar, “Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis yaptığı açıklamada 1960 garanti sistemini hedef alırken, Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını içeren bir çözümü hedeflediklerini belirtmiştir. Anastasiadis’in bu açıklaması Rum tarafının değişmez hedefi olurken, 1962 yılından bu yana Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırma yönünde devam ettirdikleri faaliyetlerin günümüze yansımasıdır. Türkiye’nin garantörlüğünün ve Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı devam ettiği sürece emellerine ulaşamayacaklarını çok iyi bilmektedirler” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye kırmızı çizgimiz”

    Türkiye’nin Barış Harekatı ile tüm Kıbrıs’a barış ve huzur getirdiğini dile getiren Tatar, Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığının, Kıbrıs Türk halkının en büyük güvencesi ve kırmızı çizgisi olduğunu ifade etti. Tatar, Kıbrıs Türk halkının asla Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçmeyeceğini kaydetti.

    “Rum-Yunan ikilisi görüşmelerin çökmesine neden oldu”

    Tüm müzakere süreçleri boyunca Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını, Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını talep eden ve Kıbrıs Türk halkına azınlık hakları öneren Rum-Yunan ikilisinin bu tutumunun kabul edilemeyeceğini bildiren Tatar, “Son olarak Mont Pelerin ile Crans Montana görüşmelerinde de ’sıfır asker- sıfır garanti’ dayatmasında bulunan, Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliği ile egemenliğini kabul etmeyen Rum-Yunan ikilisi bu görüşmelerin çökmesine neden olmuştur” ifadelerini kullandı.

    “Bu yolda da yürümeye devam edeceğiz”

    Cumhurbaşkanı Tatar, “Bunların yanı sıra Annan Planı referandumu ve Crans Montana’da yaşananlar federasyona dayalı çözüm modelinin tükendiğini de gözler önüne sermiştir. Rum’un azınlığı olmaya karşı çıkan Kıbrıs Türk halkı, egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modelinin hayata geçmesini istemektedir. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde de iradesini bu yönde kullanmıştır. Temennimiz ve uğraşımız Rum zihniyetinin değişmesi, Kıbrıs’a ve bölgeye huzuru getirecek egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modelinin kabul edilmesidir. Kıbrıs sorununa çözüm bulunması girişimlerinde en gerçekçi yol budur. Bu yolda da yürümeye devam edeceğiz” dedi.

  • GTO’dan 100’üncü yılda ’Gazi’ şehre kan bağışı çağrısı

    GTO’dan 100’üncü yılda ’Gazi’ şehre kan bağışı çağrısı

    Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Başkanları, şehrimize “Gazi”lik unvanı verilişinin 100’üncü yıl dönümünde Gazianteplilere önemli bir çağrıda bulunarak, 5. Geleneksel Kan Bağışı Kampanyası’na destek olmaya davet etti.

    GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım ve Meclis Başkanı Hilmi Teymur, Gaziantep’e “Gazi” unvanı verilişinin 100’üncü yıl dönümünü yayımladıkları mesajla kutladılar.

    GTO Başkanları, dünyada ilk ve tek Gazi’lik unvanına sahip şehri olmalarının pek çok özel sebebi olduğuna dikkat çekerek, “Antep’e Gazi, Maraş’a Kahraman, Urfa’ya Şanlı deniliyorsa eğer, her birinin ardında bizim kelimelerimizin anlatmaya yetmeyeceği bir kahramanlık destanı gizlidir. Bundan 100 yıl önce öyle bir mücadele verdi ki dedelerimiz, emsali dünya tarihinde görülmedi. Yalnızca resmi kayıtlara göre 6317 şehidin kanıyla sulandı bu topraklar. Bizler ne yapsak, ne etsek de atalarımıza olan borcumuzu ödeyemeyiz. Yalnızca onlara layık bir yaşam sürerek şehrimizi geleceğe taşımak, ülkemizin gücüne güç katmak için durmaksızın çalışmalı, üretmeli, değer katmalıyız” ifadelerine yer verdi.

    Salgın, kan stoklarını tüketti

    “Bu özel şeref günümüzde hemşerilerimize bir çağrımız var” diyen GTO Başkanları, 8 Şubat Pazartesi günü GTO’da yapılacak geleneksel kan bağışı organizasyonu hakkında bilgi verdi. Gazi unvanının verildiği bu şeref gününde hayat kurtarılması için kan verilmesini talep eden Başkanlar yayımladıkları mesajda, “Kahraman atalarımız tereddüt etmeden can verdi bu topraklar için. Bu anlamlı günde yapılabilecek en güzel hayrın da bu olacağı inancını taşıyoruz. Belki farkında değiliz ama kan bağışına hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuluyor. Salgın sebebiyle stokların kritik seviyede olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle tüm Gazianteplileri 8 Şubat Pazartesi, sabah 09.30’dan akşam 16.30’a kadar Gaziantep Ticaret Odasına davet ediyor, 22 Nolu İnşaat Malzemecileri Meslek Komitemiz öncülüğünde düzenlenen kan bağışı kampanyamıza destek olmalarını rica ediyoruz. Verilecek bir kanla 3 hayatın kurtarılabileceği asla unutulmasın. Gazi’lik unvanı alışımızın 100’üncü şeref yılını bir kez daha gururla kutluyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşlarını, kahraman atalarımızı ve tüm şehitlerimizi minnetle yâd ediyoruz” dedi.