Etiket: “Kamuya

  • Kamuya Yararlı İşte Ücretsiz Çalıştırılma İşbirliği Protokolü İmzalandı

    Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı ile Erzincan Valiliği arasında kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalıştırılmaya ilişkin bir yıllık işbirliği protokolü imzalandı.

    Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Hüsnü Aldemir, Erzincan Cumhuriyet Savcısı Burhan Saç ve Erzincan Denetimli Serbestlik Müdürü Burhan Yener, Erzincan Valisi Süleyman Kahraman’ı makamında ziyaret ettiler.

    Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Hüsnü Aldemir ziyaret anısına Vali Süleyman Kahraman’a Erzincan Cezaevindeki mahkûmlar tarafından hazırlanarak yapılan Vali Kahraman’ın portresinin yer aldığı kara-kalem çalışmasını hediye etti.

    Vali Kahraman, mahkûmların boş zamanlarında yaptıkları kara-kalem çalışmasını başarılı bulduğunu belirterek, hükümlü ve tutukların boş zamanlarını değerlendirmek adına bu gibi çalışmalarda bulunmalarının sevindirici olduğunu belirtti. Daha sonra ise Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı ile Erzincan Valiliği arasında kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalıştırılmaya ilişkin bir yıllık işbirliği protokolü imzalandı.

    Toplum yararına kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma tedbiri olan hükümlülerin çalıştırılmasına yönelik imzalanan protokol, Vali Süleyman Kahraman ve Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Hüsnü Aldemir arasında imza altına alındı.

    2016 yılı için imzalanan protokol kapsamında ceza infaz kurumlarından salıverilen hükümlülere, mahkemeler tarafından kısa süreli hapis cezaları yerine verilen seçenek yaptırımlar arasında yer alan; kamu kurum ve kuruluşlarında kamuya yararlı işte, ücretsiz olarak çalışma tedbiri ile yükümlülerin cezalarının infaz edilebilmesi öngörülürken, hükümlülerin yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirerek, sosyalleşmelerini teşvik etmek, toplumu suça karşı korumak, toplumsal kurallara saygılı ve sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumlarını kolaylaştırmanın amaçlandığı belirtildi.

    Vali Süleyman Kahraman, imzalanan protokolün kamu hizmetlerinin yürütülmesine önemli katkılar sağlayacağını belirterek, “denetimli serbestlik, kamu düzeninin devamında kamu menfaati ile özel kişilerin menfaati arasında bir denge oluşturmak bakımından güzel hükümler taşımaktadır.”dedi.

    Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Hüsnü Aldemir ise; “İmzaladığımız protokolle Denetimli Serbestlik kapsamında bulunan hükümlülerin; Kamu kurumlarının temizliği, ağaçlandırma faaliyetleri gibi alanlarda değerlendirilerek, hükümlüleri toplumdan soyutlaştırmadan, toplum içinde kalarak cezalarını infaz etmek suretiyle topluma daha etkin bir şekilde kazanılmasını sağlamaktadır.”dedi.

    İmzalanan protokol sonrası Erzincan Denetimli Serbestlik Müdürü Burhan Yener, Vali Süleyman Kahraman’a hükümlülerin denetimi için uygulanan elektronik kelepçenin tanıtımını yaptı. Elektronik kelepçenin çalışması hakkında teknik bilgiler veren Yener; “Elektronik kelepçe ayak bileğine takılıyor ve ısıya duyarlı çalışıyor. Herhangi bir çıkarmaya teşebbüs ya da zarar vermede faks makinesine benzeyen alete sinyal gönderiyor. Bizde elektronik kelepçe takan kişiyi uyarıyoruz.” dedi.

  • Aydın’da Yılbaşı Öncesi Kamuya Açık Mekanlarda Denetim Yapıldı

    Aydın Emniyet Müdürlüğü ekipleri yeni yıl öncesi kamuya açık mekanlarda denetim yaptı. 300 polisin katıldığı denetimlerde 219 işyeri denetlenirken, 3 Bin 430 kişinin GBT sorgulaması yapıldı. Denetimlerde 14 işyerine yasalara aykırı olduğu gerekçesi ile ceza kesilirken, çeşitli suçlardan aranan 8 kişi de gözaltına alındı.

    Aydın Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı KOM, Asayiş ve Mali Şube ekiplerine bağlı polisler Efeler’de umuma açık eğlence mekanlarının yanı sıra kahvehanelerde denetim yaptı. 300 polisin katıldığı denetimlerde ani baskınlar yapılan işyerlerinde evrak denetimlerinin yanı sıra mekanlardaki vatandaşların GBT sorgulaması yapıldı.

    Vatandaşın huzur ve güvenliği açısından belirli aralıklarla Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan huzur operasyonları vatandaş tarafından takdir ile karşılandı.

    Aydın İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, umuma açık 219 iş yerini denetlerken 3 Bin 430 kişinin GBT sorgulamasını yaptı. Polislerin yapmış olduğu GBT sorgusunda çeşitli suçlardan aranan 8 kişi göz altına alındı. Denetimler sonrasında 14 iş yeri ruhsatsız olması, yüksek sesle müzik dinletilmesi ve kapalı mekânda sigara içilmesine izin verdikleri için Kabahatler Kanunu göre para cezası uygulandı.

  • Türkiye’de Kamuya Bağlı İlk Obezite Ve Diyabet Merkezi

    Bülent Ecevit Üniversitesi sağlık alanında yürüttüğü topluma hizmet üretimi faaliyetleriyle çok büyük boyutlu yatırımları hayata geçirmeye devam ediyor. Üniversite diyabet ve obezite alanlarında ulusal referans merkez haline gelecek yatırımlarında da önemli bir yol aldı. Bülent Ecevit Üniversitesi Obezite ve Diyabet Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliği’nin 25 Kasım 2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla Türkiye’nin kamuya bağlı ilk Obezite ve Diyabet Merkezi resmi olarak kurulmuş oldu.

    Bülent Ecevit Üniversitesi Obezite ve Diyabet Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğüne atanan Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu, obezite/şişmanlık ve diyabet/şeker hastalığının güncel önemini vurguladı. Bayraktaroğlu şöyle dedi:

    “Dünyada değişen yaşam tarzı, fiziksel aktivitede yetersizlik, beslenme bozukluklarıyla obezite ve diyabet hastalığı giderek artmaktadır. 2009 sonu itibarı ile tüm dünyadaki diyabet nüfusu 285 milyon iken bu sayının 2030 yılında 438 milyona ulaşması beklenmektedir. Bölgemizdeki nüfusun obezite (% 27-41) ve diyabet oranı (%12-13) yüksektir. Dünya genelinde, Avrupa’da ve Türkiye’de çoğunlukla kadınlarda olmak üzere üç kişiden biri obezite ile ilgili sorun yaşamaktadır. Çocukluk ve adölesan döneminde de fazla kilo, obezite ve diyabetin giderek önemi artmaktadır. Obezite ve diyabet hastalığı kontrol altına alınamazsa komplikasyonları, göz kaybı, böbrek kaybı, sinirlerin etkilenmesi, koroner kalp hastalıkları, beyin damar hastalıkları ve ayak damar hastalıkları daha erken yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Obezite ve diyabet yaşam kalitesini düşürdüğü gibi beklenen yaşam süresini de etkilemektedir. Ülkemizde görülme sıklığı giderek artan obezitenin önlenmesine yönelik bilimsel ve sektörler arası faaliyetlerin güçlendirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu amaçla mücadele ve kontrol programları oluşturulmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Diyabet Federasyonu, ülkelerin sağlık örgütlerinin yanında Türkiye’de Sağlık Bakanlığımızca “2014-2017 Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” gibi önemli eylem planları oluşturmuştur. Üniversitemiz bünyesinde kurulan Obezite ve Diyabet Uygulama ve Araştırma Merkezimizin obezite ve diyabet hastalığına yönelik üst düzey çalışmalar yapacağına inanmaktayım. Merkezin kurulmasında destekleri ile Üniversitemize kazanılmasını sağlayan Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut Özer’e ve emeği geçenlere teşekkürlerimi sunarım.”

    Rektör Prof. Dr. Mahmut Özer, üniversitenin yatırımlarıyla sağlık hizmetlerini, eğitim kalitesini ve bilimsel araştırmaları daha nitelikli hale getirdiğini belirtti. Özer, konu ile ilgili yaptığı açıklamada; “Bülent Ecevit Üniversitesi bölgesel lider konumunda, eğitim, bilimsel aktiviteler ve sağlık hizmetini ‘insan odaklı’ olarak en üst düzeyde, çağdaş ve son derece güncel teknolojiyle donanımlı ve uzman kadrosuyla yürütmektedir. Ülkemiz ve bölgemizde hızla artan obezite ve diyabet hastalığının olumsuz etkilerini azaltacak, üst düzeyde koruma, tedavi ve eğitim hizmetlerini sunan bir merkezin kurulmasına ihtiyaç vardı. Kalkınma Bakanlığından aldığımız destekle merkeze ait fiziksel şartları-merkez binası- oluşturuldu. Merkez, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından obezite ve diyabetle mücadele amacıyla hizmet verecektir. Bu nitelikte Kamu’ya bağlı ilk merkezdir. Faaliyetlerini ulusal ve uluslararası ölçekte; üniversitenin diğer birimleri, kamu kurum ve kuruluşları, ulusal ve uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleriyle bir koordinasyon içerisinde gerçekleştirecektir. Merkezimizin Bölge halkımıza, Ülkemize ve Üniversitemize hayırlı olmasını diliyor, kurulmasında emeği geçenlere ve verdiği destek nedeniyle Kalkınma Bakanlığı’na şükranlarımı sunuyorum” dedi.

  • Dilencilerden Çıkan Para Kamuya Geçti

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Encümen Toplantısı’nda 28 gündem maddesi görüşülerek karara bağlandı.

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Encümen Toplantısı, Genel Sekreter Doç. Dr. Tahir Büyükakın başkanlığında gerçekleştirildi. 28 gündem maddesinin görüşüldüğü encümen toplantısında, idari yaptırım cezaları, idari para cezaları kesilmesi ve kamulaştırma kararları alındı. Büyükşehir Zabıtası’nın talebiyle dilencilerinden üzerinde paralar da kamuya geçti.

    BÜYÜKŞEHİR ENCÜMENİ CEZAYI KESTİ

    Kocaeli Büyükşehir Belediye Encümeni tarafından, Kocaeli Sebze Meyve Hali’nde bildirimsiz olarak mal girişi yaptığı tespit edilen 5 kişiye para cezası kesilmesi kararı verildi. Zabıta Daire Başkanlığı’nın talebiyle üzerlerinden para çıkan dilencilerin paralarının kamuya geçirilmesine karar verildi. İmar ve Şehircilik Dairesi’nin talebiyle İzmit Kabaoğlu 34 No’lu düzenleme bölgesi imar uygulaması ve Kartepe Köseköy’de askı öncesi parselasyon plan onayı kararları alındı.

    ŞOFÖRLERE KURAL İHLALİ CEZASI

    Toplu Taşıma Daire Başkanlığı tarafından yapılan denetimlerde toplu taşıma araçları şoförlerine güzergah ihlali, fazla yolcu taşıma gibi kural ihlalleri sebebiyle 100 adet idari para cezası kesilmesi kararı encümen tarafından alındı. Gebze Cumaköy’de izinsiz olarak hafriyat döktüğü tespit edilen 3 vatandaşa idari yaptırım uygulanması kararı alındı.

  • Ali Erdoğan; “Kamuya Yarar Sağladık, O Da Cezasız Kalmadı”

    Cumhuriyet Halk Partisi Uşak Milletvekili adayı Ali Erdoğan hakkında verilen ceza ve Uşak’taki Paralel Devlet Yapılanması operasyonuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

    1 Kasım Genel Seçimleri için CHP Uşak’ta aday gösterilen Ali Erdoğan, Uşak Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde hakkında açılan bir davanın geçen hafta sonuçlanan karar mahkemesinde aldığı 5 ay ceza ile ilgili yaptığı açıklamada: “Siz ne zaman kamunun kaynaklarını korumak isterseniz, Devletin zorlayıcı gücü ve siyasi baskı neticesiyle karşılaşabilirsiniz” dedi. Kamuoyunda farklı yorumlanan mahkeme kararı ile davanın detaylarına açıklık getiren Ali Erdoğan yaşanan süreci şu şekilde anlattı; “2009 yılından Uşak Belediye Başkanlığına aday olduğumda seçim vaatlerim arasında kentteki çatı alanlarının kullanımıyla ilgili bir vaadim vardı. Belediye meclisimizle birlikte çatı alanlarının önlerini yükselterek bağımsız alanların kullanımı sağlayan bir karar aldık. Çeşitli şikayetler oluştu, yargılandık ve 9 ay ceza aldık, o da ertelendi. Daha sonra kamuoyunda sıkça gündeme gelen Kentsel Dönüşümle ilgili bir mesele yargıya taşındı. Dönüşüm alanlarındaki binaların yıkımıyla ilgili TOKİ’nin yıkım kararı vardı ve 12 milyon TL’ye yıkım yapması gerekiyordu. Yıkıma ilk başladığımızda hurdacıların demir parçalarını para karşılığı alma taleplerini gördük. Bunun üzerine talepte bulunan birçok hurdacıyla görüşüp para ödemeksizin binaları yıktırıp üzerine Uşak Belediyemize gelir elde edebileceğimizi tespit ettik. Nihayetinde devletin 12 milyon TL’sini kullanmadığımız gibi, üzerine 3 Milyon TL belediyemize peşin gelir sağladık. Bunları yaparken bir kural hatası yaptığımızı gördük. Belediyeden para çıkacağı bir yerde gelir getiren bir iş yapmış olduk. Buda daha sonraki zamanda şikayet konusu oldu. Dava İzmir ve Uşak’ta bilirkişiler tarafından incelendi. Kamu yararı sağlandığı, belediye gelir elde edildiği tespit edildi, fakat kural hatası olduğu için 5 ay gibi cezaya maruz kaldım. Bu cezada ertelendi ve cezaya da itirazda bulunduk. Kısacası burada hem Devletin 12 Milyon TL gibi bir parasını koruduk hem de üzerine 3 Milyon TL gibi bir parayı belediyemize gelir olarak sağladık. Türkiye’de şöyle bir şey var siz ne zaman kamunun kaynaklarını korumaya başlarsanız, mutlak suretle devletin zorlayıcı gücüyle ve siyasetin baskısıyla karşılaşabiliyorsunuz. Biz zaten yola çıkarken her şeyi göze alıyoruz. Buradan aldığımız 5 aylık ceza aşağı yukarı çatılardan aldığımız cezanın yarısı kadar. Nihayetinde hakkımızda verilen cezalara itirazda bulunduk. Ehemmiyeti olmayan cezalar fakat benim için temizlenmiş olmanın göstergesi olacak. Bu da son davamızdı zaten. Bununla birlikte Belediye Başkanlığım döneminde hiç davam kalmamış oldu.

    “DEVLETİ KORUYAMAYANLARA EN İYİ CEVAP SANDIKTA VERİLİR”

    Son haftalarda Uşak gündeminin önemli konusu olan “Paralel Devlet Yapılanması” operasyonu ve tutuklamalarla ilgili de açıklamalarda bulunan CHP Uşak Milletvekili adayı Ali Erdoğan, “Devlet o kadar muhalif insanla uğraşır hale geldi ki, artık Antep’ten Ankara’ya arabayla giden bombacıyı takip edecek görevlisi kalmadı.” İfadesi kullandı. Bu yaşanan gelişmelerin çok hassas konu olduğuna değinen Erdoğan; “Tanzimat dönemiyle birlikte cemaat ve cemiyetlerin sivil toplum örgütü olarak ortaya çıktığı görülmekte. Toplum içerisinde de bir takım ihtiyaçları karşıladığı da aşikardır. Aslında din daha çok ölümden sonraki hayatı tanımlar. Türk toplumunun %99 Müslümandır ve Türkiye Cumhuriyeti içersinde farklı anlamda, ruhsal anlamda yol, yöntem arayan insanların ortaya çıkardığı bir organizasyonlara rastlanmaktadır. Zaman zaman da bu dini liderlerle ve devlet arsasında güç savaşları yaşanmış ve nihayetinde bu topluluklara destek veren kişiler çok büyük sıkıntılar yaşamıştır. Hiç kimse şunu kabul etmez bende etmiyorum; Devletin içerisinde, Devletin haberi olmadan üst kadroları dinleyerek dışarıya deklare eden kim olursa olsun yargılanmalıdır. Ancak bunları bahane göstererek Ülkemizin birçok yerinde masum, yurt yapmak için, çocuk okutmak için hayır yapan insanlara da hayrınızı neden takip etmediniz diyerek ceza evlerine atılması da son derece üzücü. Anadolu insanı bağış veren insandır, hayır yapmasını seven bir çok cemaate yardım eden insandır. Bugün Cuma Namazına gidiyorsunuz, namaz çıkışı sandıklar açılıyor para atıyorsunuz içine. Peki kim takip ediyor bunu? Buradaki hayrın nereye harcandığını kim bilebilir? Anadolu’da hayır veren insanlar hayrını takip etmezler. Hayrını verirler vazifeleri bitmiş olur. Dolayısıyla toplumun duygularını istismar eden varsa Devlet hiçbir insan, cemaat, kurum ayırt etmeden tamamının hesabını sormalı. Yasalarla kurulmuş hayır organizasyonları yasalara hesap vermeli, bunu suiistimal edenler ise topluma deklare edilmeli. Yani şu kavram var toptancılık yapılmamalı. Bu güne geldiğimizde Uşak’ta göz altına alınan ve ya tutuklanan insanlara baktığımızda bu şehrin hayır sahibi, ellerinden kimseye kötülük gelmemiş tam tersi toplumun her kesimine yardım eden insanlar. Yukarıda Siyasi bir dini liderle, siyasi bir iktidar sahibinin savaşı varsa bu onların arasında olmalı. Halkı bu savaşa dahil etmemek gerek. Uşak’taki bu hayır yapan insanların çoğu masum, altında aileleri ve o kadar çalışanı var. Geldiğimiz nokta artık şunu gösteriyor; Türkiye’de kamplaşma, kutuplaşma ve suçlama o kadar toptancı hale geldi ki, Devlet o kadar muhalif insanla uğraşır hale geldi ki, artık Antep’den arabaya binen bombacıyı takip edecek insan kalmadı. Büyük Devlet aslında şudur; bu ülke topraklarında yaşayan her birey birbirinden ne üstündür ne de alçaktadır. Bunların canı, malı, namusu Devleti idare edenlerin sorumluluğu altındadır. Bunlara kastedenlere ise Devlet haddini bildirmelidir. Büyük Devlet kendi insanına eziyet eden sorgulayan değildir. Büyük Devlet kendi insanlarını koruyan, suça teşvik olmasını engelleyendir. Böyle idare edenlerin başımızın üzerinde yeri var. Böyle yapmayanlara da verilecek en güzel ceza ise sandıklardadır.