Etiket: “Kamuda

  • Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Arslan: “Hem kamuda hem yerel yönetimlerde artık taşeron devri sona erdi”

    Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, hem kamuda hem yerel yönetimlerde artık taşeron işçi devrinin sona erdiğini belirterek, “Bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çalışma hayatımızda alınmış en önemli karar ve gerçekten büyük bir reformdur” dedi.

    Hak-İş Sendikası Çorum Şubesi tarafından düzenlenen İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katılan Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Resmi Gazete’de yayımlanan KHK’da yer alan taşeron düzenlemesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Arslan, taşeron işçilerini 10 yıl önce Hak-İş ve bağlı sendikalarla henüz taşeron konusunda hiçbir düzenleme yapılmadığı dönemde “Türkiye’de bu ülkenin kunta, kinteleri olan, ücretli köleleri gibi muamele gören taşeron işçiliğine karşı birlikte mücadele etmeye” davet ettiklerini hatırlattı. O mücadeleyi bugün zirveye çıkarmanın onurunu ve gururunu yaşadıklarını dile getiren Arslan, 24 Ocak 2014’te Ankara’da 81 ilden 6 bin taşeron işçinin katıldığı bir programla taşeron işçilerin sendikalarda örgütlenmesi konusunda bütün Türkiye’de bir kampanya başlattıklarına dikkat çekti. O kampanyanın 6 ay içerisinde sonuç verdiğini ifade eden Arslan, “O gün başbakanımız, bugün cumhurbaşkanımız olan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 2014 yılı Temmuz ayında Meclisin tatile gitmesi gereken bir dönemde AK Parti hükümeti taşeron işçilerle tarihi ilk adımını attı. İlk kez taşeron işçilere toplu sözleşme hakkının sağlandığı, sendikalaşmanın önünün açıldığı, başta kıdem tazminatı olmak üzere izin hakkı gibi bütün temel haklarının kamu tarafından, devlet tarafından güvence altına alındığı ve fiyat farkı düzenlemesinin getirildiği bir taşeron mevzuatı o gün Meclisten çıkarıldı. Türkiye taşeron sisteminde en temel ve en önde atılan adım 2014 yılında çıkartılan yasadır. Bugün biz kadro meselesini çözmüşsek, bugün taşeron işçilerini Türkiye kamuoyuna taşımışsak 2014 yılındaki düzenleme tarihi bir düzenleme olarak önümüzde duruyor” diye konuştu.

    O düzenleme ile yeni bir dönemin başladığını anlatan Arslan, “O düzenleme ile biz artık binlerce toplu sözleşmeyi kamu kurumlarında gerçekleştirmeye başladık. Binlerce toplu sözleşme ile arkadaşlarımıza yeni mütevazi küçük ama önemli adımların atılmasını başlattık. Sayın Cumhurbaşkanımızın son hükümet değişikliği ile yeni oluşturulan Bakanlar Kurulu ile beraber bu meselenin hükümet programında olmamasına rağmen, 65. Hükümet’in programında taşeron düzenlemesi ile ilgili bir düzenleme olmamasına rağmen Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Başbakanımız, bakanlarımız ve ilgililerin çalışmasıyla yeni bir dönem başladı. Dün sabah itibariyle taşeron işçilerle ilgili mesele KHK ile sonuçlandırıldı. Burada bu kadar kısa zaman içerisinde Türkiye Cumhuriyeti’nin çalışma hayatında tarihi bir dönem yaşıyoruz. Birincisi küreselleşmenin bize dayattığı, içimizi acıtan kamunun küçültülmesi, devletin küçültülmesi, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi gibi uluslararası sermaye çevrelerinin bize dayattığı tüm dayatmalara rağmen Türkiye’de milli ve yerli bir ses çıktı. Tüm bu dayatmalara rağmen kamu hizmetlerini kamu işçileriyle yapacağız dedi. Bu sözü söyleyen milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Bu sadece ülkemiz için değil bölgemiz ve bütün insanlık için tarihi bir adımdır”

    Bütün dünyadaki trendler, demokratik ve gelişmiş ülkelerdeki trendlerin kamu hizmetlerini taşeron ve benzeri sistemlerle devam ettirdiğine işaret eden Arslan, “Türkiye’nin yaptığı iş dünyadaki bütün ezberleri bozan bir iş. İlk defa hem yerel yönetimlerde hem de bizzat bakanlıklarda ve kamunun alanında artık taşeron sisteminden vazgeçiliyor. Mevzuatımıza 1933 yılında giren, aradan geçen 80 yılın ardından ilk defa devletimiz, hükümetimiz tarafından reddediliyor. Artık kamuda taşeron sisteminden geçen bir Türkiye var. Bu aslında sadece bu ülke için değil bölgemiz ve bütün insanlık için tarihi bir adımdır. Artık kamu hizmetlerinin kamu çalışanları, kamu işçileri eliyle yapılmak istenmesi ve bu kararlılık küresel güçlere karşı bir meydan okumadır. Sadece sizler kadro almıyorsunuz, bundan sonraki kamu hizmetleri sizden sonra gelecek kamu işçileri eliyle yürütülecek. Tarihi adımın önemi buradan başlıyor. Burada arkadaşlarımıza verilen kadrolar sadece size verilen kadrolar değil, sizden sonra da kamu çalışanları kamu işçileri eliyle kamu hizmetleriyle yürütülecek. O yüzden Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve bakanımızın açıkladığı olay sadece 300 bin, 500 bin, 1 milyon insanı ilgilendirmiyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin kamu hizmetlerini, geleceğini ilgilendiren tarihi bir adım. Bu adım her türlü takdirin, teşekkürün üzerindedir. Kamu hizmetlerinin kamu işçilerinin eliyle yapılması hem maliyetleri düşürecektir hem hizmetlerin kalitesini artıracaktır. Bunun gerçek olduğunu biz matematik hesapları da değil, her türlü hesabı yapmaya hazırız ve bunu kamuoyuyla paylaştık. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki kararlığı Türkiye’deki yeni bir dönemin başlangıcının habercisi olmuştur. Bütün engellemelere rağmen, taşeron lobisinin baskılarına rağmen, içeriden ve dışarıdan buna karşı çıkanlara rağmen milletin adamının iradesi bütün bu engelleri ortadan kaldırmıştır. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bu süreç tamamlandı. Tarihi bir adım daha atıyoruz. Özel İdarelerde ve yerel yönetimlerde bütün taşeron arkadaşlarımızın bundan sonra belediyelerimizin şirketlerinde çalışmasına yönelik alınan karar da ikinci bir tarihi karardır. Belediyelerimiz bundan sonra taşeron firmalarla mücadelesini sona erdirmiştir. Biz bütün belediyelerimizdeki taşeron şirketlerinde çalışan arkadaşlarımız, belediye şirketlerinde belediye işçileri olarak görevlerine devam edecektir. Hem kamuda hem yerel yönetimlerde artık taşeron devri sona ermiştir. Bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çalışma hayatında alınmış en önemli karar ve büyük bir reformdur. Bu reformun ne anlama geldiği belki kamuoyunda yeteri kadar anlaşılmayabilir. Ama ben bir sendikacı olarak yaşadığımız tecrübeler, sıkıntılar ve bugüne kadar süreçte gelinen nokta gurur verici. Bu yeni dönemin milletimiz, çalışanlarımız ve tüm ülkemiz için hayırlar getirmesini diliyorum. Biz bu tarihi mücadeledeki başarımızla ne kadar övünürsek, bu başarıya destek veren, bunu KHK ile de hayata geçiren Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, bakanımıza, Bakanlar Kuruluna teşekkür ediyorum. Hem 4-C’li, hem geçici mevsimlik işçiler, hem yerel yönetimlerde çalışan mevsimlik işçiler, hem kamuda çalışan işçilerle ilgili tarihi adımlar bizim için önemli. Bu düzenlemenin eksiklikleri mutlaka var. Bunların düzeltilmesi için bir süreç bekliyor. KİT’lerdeki arkadaşların kadro alamaması gibi bazı sorunlar var. Ama büyük fotoğrafı gözden kaçırmayalım. Türkiye’nin en büyük reformuna imza atıldı. Bu düzenlenin önemini küçümsemeden diğer sorunların çözümü için çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    Taşeron konusunda birçok soru olduğunu vurgulayan Arslan, sözlerine şeyle devam etti:

    “Bu sorular gündemimizde. Dünden beri KHK’nın bütün kararlarını teknik olarak inceliyoruz. Teknik bazı kavramlar var. Yarın bir basın toplantısı yapacağız. Sonrasında hukukçularımızla değerlendirme yapacağız. Önümüzdeki süreçte eksik kalan alanlar, talepleri karşılanmayan arkadaşlarımızı ve bir kısım noktalarda unutulmuş düzenlemeleri onları da gündeme getireceğiz. Cumhurbaşkanımız ve bu işin mimarlarına dua etmemiz lazım. Bizi mutlu ettiler. Onurlandırdılar. Sorunlarımıza duyarsız kalmadılar. Bugün tarihi bir karara imza attılar. Bizde bundan sonra daha önce yaptığımız gibi gece gündüz çalışarak bize verilen emaneti en iyi şekilde yapmaya çalışacağız. Kamu çalışanları olarak yerel yönetimler ve kamu çalışanları olarak hayırlı bir iş yapıyoruz. 80 milyon insanımıza hizmet ediyoruz. Hem hayırlı bir iş yapıyoruz sevap kazanıyoruz hem de ailemizin rızkını kazanıyoruz. Bundan sonra bizlere daha büyük bir sorumluluk düşüyor. Artık bize emanet edilen işimizi daha büyük bir heyecan, motivasyon ve çabayla yapmaya çalışacağız. Ne diyorlardı ’Eğer bu işçilere kadro verirseniz çalıştıramazsınız, taşeron işçiler kadro alırsa çalışmazlar, biz onları çalıştıramayız’ diyen anlayışa inat daha çok çalışacağız. Bize verilen emanetin hakkını vereceğiz. Alın terimizi akıtacağız. Kamu hizmetlerini her yerde en iyi şekilde yapacağız. Verimliliği ve kamu hizmetlerinin kalitesini artıracağız. Bize bunu söyleyenlerin hepsi mahcup olacak.”

    Toplantıya AK Parti Çorum Milletvekilleri Salim Uslu ve Ahmet Sami Ceylan, Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, AK Parti Çorum İl Başkanı Mehmet Karadağ, MHP İl Başkanı Mehmet Akif Aras, Hak-İş İl Çorum İl Başkanı Mustafa Köroğlu ile taşeron işçiler katıldı.

  • Kamuda 13 bin 441 engelli kadrosu boş

    Türk Sağlık Sen Engelli Koordinasyon Başkanı Fatmagül Atlar, kamuda hala 13 bin 441 engelli kadrosunun boş olduğunu belirterek bunun doldurulmasını istedi.

    3 Aralık Dünya Engelliler Günü sebebi ile yaptığı basın açıklamasında, engellilere yönelik istihdam konusunda konuşan Atlar, “Eylül 2017 itibariyle kamuda yüzde 3’lük zorunlu istihdam kuralına göre olması gereken engelli memur kontenjanı sayısı 62 bin 244’dür. Kamuda görev yapan engelli memur sayısı ise 49 bin 873’dür ve hala 13 Bin 441 engelli kadrosu boştur” dedi.

    Atlar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

    “Kamu kurumları zorunluluk olan yüzde 3 engelli personel istihdamını bir an önce gerçekleştirmeli ve bunun daha da üstünde istihdam sağlamalıdır. Kamu kurumlarında fiziki çalışma koşulları, engelli kamu çalışanlarının hem hizmet vermesi hem de engelli vatandaşlarımızın hizmet alması için düzenlenmelidir. Onlara kolaylık sağlanmalıdır. Beklentimiz çalışma ve sosyal hayatında karşılaştığımız sorunların çözülmesi ve engellerin kaldırılmasıdır. Bunda da örnek olacak devlettir, kamudur. Umarız ki bu yönde adımlar atılır.”

  • Himmet Karadağ: “Şuan kamuda fazladan 250 milyar likit varlığımız var”

    Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, “Bizim şu an kamuda fazladan 250 milyar likit varlığımız var fakat yönetilmiyor. Bu fonu güzel bir şekilde kullanacağız” dedi.

    Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Eylül ayı Meclis Toplantısı’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Varlık fonunun anlatılması gerektiği gibi anlatılamadığına ve haksız eleştirilere maruz kaldıklarına vurgu yapan Karadağ, “Varlık fonu konsepti maalesef ülke gündemimizdeki siyasi hadiseler sebebiyle hak ettiği yeri alamadı ve anlatılması gerektiği gibi anlatamadık. Birçok yanlış soru ve cevapla hep gündemde yer aldı. G20 ülkelerinin tamamında varlık fonu var. Varlık fonu olmayan G20 ülkesi şuan itibariyle yok. Yine OECD ülkelerinin tamamında varlık konsepti tamamıyla çalışıyor” diye konuştu.

    “Kamuda fazladan 250 milyar likit varlığımız var fakat yönetilmiyor”

    Ekonominin birinci ligine uygun bir şekilde hareket edeceklerini ve varlıkları güzel bir şekilde kullanacaklarını ifade eden Karadağ, “Ülkemizin gerçekten çok nitelikli ve değerli kaynakları var. 50 milyar dolarlık varlığımız var. Varlık yok diyenler; bizim şuan kamuda fazladan 250 milyar likit varlığımız var fakat yönetilmiyor. Bu fonu güzel bir şekilde kullanacağız” dedi.

  • Hizmet-İş Başkanı Arslan: “Taşeron işçiler kamuda istihdam edilmeli”

    Hak-İş Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron işçilerin kadrolu olarak kamuda istihdam edilmesini istedi.

    Genel Başkan Mahmut Arslan, Balıkesir’de Hizmet-İş Sendikası il temsilciliğini hizmete açtı. Hak-İş’in 15 Temmuz’da milli iradeye sahip çıktığını belirten Arslan, “Bağımsızlığa milli iradeye sahip çıkmak adına fedakarlık gösterdik. 15 Temmuzu unutmayacağız. Çünkü hala 15 Temmuzun rövanşını almak isteyen hainler var. Türkiye bir ateş çemberinden geçmektedir. Bu ateş çemberinden birlikte geçeceğiz. Bu zor süreci birlikte aşacağız inşallah. İddialarını kaybetmiş, bölgedeki hedeflerinden vazgeçmiş bir Türkiye istiyorlar. Türkiye artık bunları geçti” dedi.

    Taşeron işçilere kadro talebi

    Gündemdeki taşeron işçiler meselesinden de bahseden Başkan Mahmut Arslan, “Hizmet-İş Sendikası açısından en önemli gündemimiz taşeron konusu. Hükümetimiz Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde Maliye Bakanlığı ile bir taslak hazırlamıştı. Bu taslak yeni hükümetten sonra bekletildi. Hak-İş olarak yaptığımız bütün mücadelede söylediğimiz şu; taşeron işçiler, işçi kadrolarıyla kamuda istihdam edilmelidir. Sendikal hakları, kıdem tazminatı ve serbest toplu pazarlık haklarının olduğu işçi kadrolarında istihdam edilmelerini istiyoruz. Bu konudaki çalışmalarımızı inşallah bundan sonra da devam ettireceğiz. Önümüze henüz yeni bir taslak getirilmedi, hükümetin bazı çalışmalar yaptığını biliyoruz. Bu çalışmaların nihai noktaya gelmesi aşamasında biz de birtakım girişimlerde bulunuyoruz. Taşeron mevzuunda, bir önceki hükümetin kamuoyuna duyurduğu, bütün taşeron işçilerin asıl iş ve yardımcı iş bakılmaksızın kadroya alınacağı hususundaki sözlerini işçi kadrosu olarak anlıyoruz. Özel sözleşmeli personel yapılmasına Hak-İş olarak şiddetle karşıyız. Özel sözleşmeli personel demek, serbest toplu sözleşme hakkımızın elimizden alınması demek. Özel sözleşmeli personel demek, kıdem tazminatı hakkından vazgeçmek demek, memuriyet haklarını alamamak demek. Biz böyle bir uygulamayı asla kabul etmiyoruz. Bizim bu konudaki talebimizde, hangi işte, hangi kurumda çalıştığına bakılmaksızın taşeronların kadrolu işçi yapılmasını istiyoruz. Bu konudaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz, sizlerin de katkısına ihtiyacımız var. Geçen hafta yayınlanan yeni bir kararnamede, özellikle belediyeler, şehir içi ulaşımla bankacılık sektöründe grevlerin ertelenmesini sağlayacak bir kararname çıkartıldı. Bu ve benzeri uygulamaların artık sona ermesini istiyoruz. Başbakanımızın söylediği gibi 2017 yılında OHAL’in kaldırılması yönünde bir çaba söz konusu. Biz bu çabaları destekliyoruz” diye konuştu.

  • Alanya’da kamuda açığa alınanların sayısı 204’e ulaştı

    15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ soruşturması kapsamında Antalya’nın Alanya ilçesinde kamu kurum ve kuruluşlarında açığa alınan personelin sayısı 204’e ulaştı.

    Bakanlıklar, Valilik ve Kaymakamlığın değerlendirmesi doğrultusunda, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasıyla (FETÖ/PDY) etkin bir şekilde mücadele devam ederken, Alanya’da 17 kamu çalışanı daha görevlerinden uzaklaştırılırdı. Ayrıca, 12 kamu çalışanın da gözaltındaki işlemleri halen devam ederken 33 kamu görevlisi daha önce mahkeme tarafından tutuklanmıştı. Alanya’da Fetullahçı Terör Örgütü’nün sivil yapısı ile ilgili yapılan mücadelede mahkemece tutuklanan kişi sayısı 21 oldu. OHAL kapsamında açığa alınan personel sayısı 204’e ulaştı.

    “Hainler devletin içinde barındırılmayacak”

    Alanya Kaymakamı Hasan Tanrıseven, Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve beraberliğine kasteden Fetullahçı Terör Örgütü ile etkin bir mücadelenin devam ettiğini söyledi. Kaymakam Tanrıseven, “Devletin kurumlarına sızmış olan FETÖ/PDY ile Kanun Hükmünde Kararname ve yasalar çerçevesinde elbirliği içerisinde mücadele ediyoruz. Devlete sızan bu çeteleri yürütülen çalışmalarla devletin içinden temizleyeceğiz ve hainler devletin içinde barındırılmayacak. Allah, devletimizin ve milletimizin birlik ve beraberliğini bozmasın” dedi.