Etiket: Kalmayacak

  • Bakan Işık: “Hiçbir şehidimizin kanı yerde kalmayacak”

    Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Kocaeli Başiskele’de düzenlenen iftar yemeğinde şehit ve gazi aileleriyle bir araya geldi.

    Milli Savunma Bakanı Fikri Işık şehit ve gazi ailelerinin davet edildiği iftar yemeğine katıldı. Başiskele’de düzenlenen iftar yemeği, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Gölcük Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, siyasi partilerin il başkanları ile şehit ve gazi ailelerinin katılımlarıyla gerçekleşti.

    İftar yemeğinde konuşan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık verilen mücadeleyi devam ettireceklerinin vurgusunu yaparak, “Hiçbir şehidimizin kanı yerde kalmayacak. Hiçbir hain de bu ülkede emeline ulaşamayacak. Bunun için gece gündüz mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyi ta ki Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik hiç kimse yan gözle bakamaz hale gelene kadar sürdüreceğiz” dedi.

    Şehadet makamının önemine değinen Bakan Işık, “Şehit ailelerimiz bize şehitlerimizin en önemli emanetidir. Şahadet makamı bizim için peygamberlikten sonraki en yüksek makamdır. Biz de şehit olmak ölümlerin en güzeli ve en hayırlısıdır. Bu açıdan da şehitlerimizin, şehadet sebebi de ülkemizin varlık sebebidir. Şehitlerimiz bu topraklarda milletimiz hür ve bağımsız yaşasın, milletimiz kendi değerleriyle yaşayabilsin diye canlarını feda ettiler. Onlara layık olmanın en önemli ve öncelikli yolu şehadet değerlerine sıkı sıkıya bağlı kalmaktır” şeklinde düşüncelerini ifade etti.

    Bakan Işık 35 yıldır süren terörle mücadelenin en yoğun olduğu bir dönemde bulunulduğunun vurgusunu yaparak, “Bir taraftan şehitlerimizin kanını yerde bırakmıyoruz. 35 yıldır terörle mücadele tarihinde en yoğun mücadelenin olduğu dönemdeyiz. Şehit veriyoruz. Her bir şehit haberi yüreğimizi dağlıyor. Şunu da çok iyi biliyoruz ki şehitlerimizin hiçbirinin kanı yerde kalmıyor ve kalmayacak. 23 Temmuz 2015’te hain terör örgütünün Ceylanpınar’da iki polisimizi yatağında şehit etmesinin ardından başlayan operasyonlarda bugüne kadar 10 bin 564 terörist etkisiz hale getirildi. Şundan emin olunuz ki, hiçbir şehidimizin kanı yerde kalmayacak. Hiçbir hain de bu ülkede emeline ulaşamayacak. Bunun için gece gündüz mücadele veriyoruz. Bunun için devletimizin bütün birimleri tam bir koordinasyon içerisinde hareket ediyor. Bu mücadeleyi ta ki Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik hiç kimse yan gözle bakamaz hale gelene kadar sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

    Terör örgütlerinin milletin bağımsızlığına el uzattığına değinen ve FETÖ terör örgütünün de bunlardan biri olduğunun vurgusunu yapan Bakan Işık, “Allah’a hamd olsun bu ayın 9’unda Savunma Sanayi Fuarı’nı gerçekleştirdik. Orada sergilediğimiz silahlarımız, mühimmatımız, teçhizatımız dostlarımıza büyük bir güven verdi. Düşmanlarımızda da büyük bir korku oluşturdu. Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığını herkes gördü. Bu açıdan bu çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Şu anda artık Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarının hiçbir karışı terör örgütlerinin, ’Ben burada rahatım. Kimse operasyon yapamaz’ diye düşünebileceği bir yer değil. 15 Temmuz gibi bir hain darbe girişimini bu asil millet göğsünü kurşunlara siper ederek, tankların önünde durarak altına yatarak etkisiz hale getirdi. 15 Temmuz bir kez aha gösterdi ki Türkiye’de mücadele etmemiz gereken terör örgütleri sadece PKK, DEAŞ, YPG, veya PYD değil. Aynı zamanda FETÖ terör örgütü de milletin bağımsızlığına el uzatmaya çalışan örgütlerden biridir” şeklinde düşüncelerini ifade etti.

    Fırat Kalkanı operasyonunda 3 bin 563 teröristin etkisiz hale getirildiğinin altını çizen Bakan Işık, “Bir tarafta terör örgütüyle mücadele sürdürülürken sınırlarımızın dışındaki tehditleri bertaraf etmek için de askerlerimiz tüm gücüyle çalışmaya devam ediyor. Fırat Kalkanı operasyonu sırasında askerlerimiz tarafından 3 bin 563 tane DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirildi. Türkiye şu anda hem PKK hem DEAŞ hem de diğer terör örgütleriyle en fazla mücadele eden tek ülkedir. Bu mücadeleyi de kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.

    Bakan Işık, TSK içerisinden 7 bin 800’ün üzerinde kişinin terör örgütüyle bağı olduğu gerekçesiyle temizlendiğini belirtirken, bir yandan Milli Savunma Üniversitesi’ne öğrenci alımıyla ilgili konuya da değinerek, “Bizler 15 Temmuz’un ardından peygamber ocağımız Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içerisine sızan hainleri tek tek tespit ediyoruz. TSK içerisinden 7 bin 800’ün üzerinde kişiyi bu örgütle bağı olduğu gerekçesiyle uzaklaştırdık. Bir taraftan bu hainleri temizlerken, bir taraftan da ordumuzu güçlendirmeyi ihmal etmiyoruz. Milli Savunma Üniversitemizin 2016-2017 eğitim ve öğretim yılı için 5 bin 200 öğrenciye ihtiyacı vardı. Duyuruyu yaptığımızdan beri 305 bin gencimiz başvuru yaptı. Bu millet kendi ordusuna sahip çıkmayı sürdürüyor. Bundan sonra da sürdürmeye devam edecek. Birliğimizi, beraberliğimizi korudukça, hiçbir gücün Türkiye’nin bileğini bükmesi mümkün değil” şeklinde konuştu.

  • Köktaş: “Yapanın yanına kar kalmayacak”

    AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, medyada kendisi hakkında çıkan Adil Öksüz ve FETÖ haberlerine tepki göstererek, “Bunu yapanlar ve yaptıranlar şunu bilsinler: Hem hukuki hem siyasi mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz. Yapanın yanında kar kalmayacak” dedi.

    AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, AK Parti Samsun İl Başkanlığı’nda bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Kendisi hakkında önceden yapılmış haberleri değerlendiren Köktaş, ağır ifadeler kullandı.

    “Elinde belge olanların müracaat etmesi gereken yer cumhuriyet savcılığı”

    Referandum süresi boyunca birçok karalama kampanyasıyla karşılaştıklarını belirten Milletvekili Fuat Köktaş, “28 Mart’ta Cumhurbaşkanımızı buraya ağırlama telaşındayken; özellikle şahsımla alakalı, FETÖ ile ilişkilendirilmeye çalışılan haberler ulusal yayın organlarına da servis edilerek yazıldı. Sanki Cumhurbaşkanımızın Samsun’a gelişinin öncesinde planlı programlı şekilde buradan servis edildi. Bu bizi son derece üzdü. Seçim çalışması yaparken bunlarla da uğraşmak zorunda kaldık. Buradaki mantık ’çamur at izi kalsın’ mantığıydı. Fuat Köktaş’ı bilenler bu şehirde bilirler. Görevde olduğu makamlarda verdiği hizmetlerden başka bir şey düşünülemez. Burada ulusal gazetede üç şahıs üzerine kurgulanan bir haberi gördük. Milletvekili olarak şahsım Fuat Köktaş, belediye başkanı olarak Erdoğan Tok, şehrimizin ve Türkiye’nin en önemli sanayici iş adamı Yeşilyurtlar bir proje dahilinde bir paket yapılarak ulusal basına servis edildi. Bizi siyaseten linç etme çalışmalarına girdiler. Tabii bunun arka planı da var, bunu özellikle söylemek istiyorum. Çünkü dayanak olarak baktığınızda yerel yayınlara dayanak gösterilen; ’biz oradan aldık, orası söyledi’ diye ifadeler duyuyoruz. Şahsımızı itibarsızlaştırmaya yönelik haberlerde Cumhuriyet Başsavcılığı da işin içine dahil edildi. Fakat Cumhuriyet Başsavcılığı hemen refleks göstererek böyle bir ifadenin olmadığını, böyle bir kaydın olmadığını açıkladı, bunu da basınla paylaştı. Burada bile ince bir siyasetin izlendiğini görüyoruz. Nedir bu taktik? Karalama haberi yapıyorlar. Burada şahsen iyi niyet olmadığını düşünüyorum. Haberin tamamının asılsız olduğunu daha önce açıkladık. Bir şeyi iddia edenin onu ispatlaması gerekir. İspatlamazsa müfteri durumuna düşer. Bu durum bu haberde de böyle gözüküyor. Demek ki ellerinde bir belge yok. Elinde belge olanların müracaat etmesi gereken yer, cumhuriyet savcılığıdır” dedi.

    “Gücümüzü hazmedemiyorlar”

    İki türlü siyasetçi olduğunu belirten Köktaş, “Biri çok üst düzey bilgi birikimine sahip yüksek donanıma sahip siyasetçi. Diğeri de yerelde yetişmiş, tabandan gelmiş siyasetçi. Ben taban siyasetinden yanayım. Samsun’da büyümüş, Samsun’da kazanmış, Samsun’da kaybetmiş, Samsun’un gelişmesi için katkı sağlamış bir siyasetçiyim. Demek ki buradan şu ortaya çıkıyor: Bir takım çevreler bu işi tezgahlayanlar; birilerine ön açmak isteyenler yerelde güçlü siyasetçiyi, tabanla barışık, milletin içerisinde yaşayan siyasetçiyi hazmedemiyorlar. Bunları bir şekilde itibarsızlaştırma çalışmalarını yürütmeye gayret gösteriyorlar diye düşünüyorum. Bunlar şahsıma isnat etmiş oldukları iftira mahiyetindeki sözleri aslında kendi gelecekleri için yapıyorlar. Gücümüzü hazmedemiyorlar. Bu kişiler siyasette ya da bu şehrin farklı yerlerindeki varlıklarını bizim yokluğumuza bağlı olarak görüyorlar. Çünkü biliyorlar ki Fuat Köktaş’ın olduğu yerde yalan, hilen barınamaz. İnsanların yüzüne karşı söyleyeceğini arkasından söylemeyeceğini bilen bu insanlar; kendilerinin itibarları bozulmuş çürümüş insanlar, kendi hainliklerini başkalarına iftiralar atarak bu süreci yürütüyorlar. Ya da bir başkalarına yaranmak için onların duymak istediklerini kaleme alarak şahsımızı ciddi şekilde itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar” diye konuştu.

    “Bunlar lağım fareleridir”

    Hukuki mücadelelerinin sonuna kadar devam edeceğini belirten Köktaş, “Bunu yapanlar ve yaptıranlar şunu bilsinler: Bunlarla hem hukuki hem siyasi mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz. Yapanın yanına kar kalmayacak. Bunu kimin yaptırdığını biz de biliyoruz. Samsun’daki uzantılarını kim olduklarını net olarak biliyoruz. Cumhuriyet Başsavcılığı bu kalpazan zihniyete gerekli cevabı verdi. Bu anlamda soruşturma başlatmış durumdadır. Biz de 20 şikayet dosyasıyla Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ettik. Bu konularda bizim başımız dik, alnımız açık. Göğsümüzü kabarta kabarta sokakta geziyoruz. Gezi olaylarından sonra Samsun’da ilk mitingi yapan o zamanki bir il başkanıyım. 17 Aralık olaylarından sonra 21 Aralık’ta bir gecede 20 bin kişiyi Çarşamba Havaalanına götürüp o zamanki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ciddi moral veren bir il başkanıyım. 30 Mart yerel seçimlerinde yapmış olduğumuz seçim çalışmalarıyla 17 ilçenin 16’sını AK Parti’li yapan bir il başkanıyım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve sonraki seçimlerde çalışmalarımız ortada. O gün bize paralel yapıya karşı ’bu kadar ağır konuşma, çok incitiyorsunuz karşı tarafı’ diyenler bugün bakıyorum ki benden daha fazla FETÖ karşıtı kesilmişler. Bunları ben kısacası lağım farelerine benzetiyorum. Bunlar lağım fareleridir. Lağım fareleri ne yaparsa yapsınlar bu şehir için, bu ülkenin geleceği için elimden geleni yapmaya gayret göstereceğim” ifadelerini kullandı.

    Köktaş, konuyla ilgili belgeleri savcılığa gönderdiklerini, konunun takipçisi olacaklarını sözlerine ekledi.

  • Bursa’da doğalgazsız ev kalmayacak

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, doğalgazın yaygınlaştırılması için yeni bir kampanya başlatıldığını söyledi.

    Meskenlerde ve sanayide doğalgazın önemine dikkati çeken Başkan Recep Altepe, “Doğalgazın daha da yaygınlaştırılması için özellikle dar gelirli ve doğalgaz tesisatı yaptıramayan, doğalgazı kullanamayan vatandaşlarımızın desteklenmesi lazım. Onların belediyemiz, Bursagaz ve diğer kurumlarca desteklenmesi ve Bursa’daki en fakir eve dahi doğalgazın girebilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu konuyu Bursagaz’ın yönetim kurulu toplantısına taşıdık. Bursagaz yöneticileriyle görüştük. Gerekli tedbirler alındı. Hedefimiz, önümüzdeki yıl herkesin doğalgazı kullanabilmesi ve bunun yaygınlaştırılmasıdır” diye konuştu.

    Büyükşehir Belediyesi’nin ‘sağlıklı çevre’ ve ‘temiz hava’ hassasiyetine de vurgu yapan Recep Altepe, “Sağlıklı bir toplum ve sağlıklı bir kent için geleceğe yatırım yapıyoruz. Her konuda olduğu gibi bu konuda da öncü ve pilot il Bursa olsun. Herkes doğalgaz kullansın, herkes temiz hava solusun Kampanyamızı başlattık, kurum ve kuruluşlardan da destek bekliyoruz. Daha temiz günlere daha temiz bir geleceğe ulaşalım” diye konuştu.

  • Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Selvi: “Öğretmen ataması, ihtiyaç kalmayacak şekilde yapılmalı”

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, öğretmen atamasının, ihtiyaç kalmayacak şekilde yapılması gerektiğini söyledi.

    Eğitim-Bir-Sen Sinop Şubesi tarafından düzenlenen İl Divan Toplantısına katılmak üzere Sinop’a gelen Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi Sinop İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Sinop Valiliği ve Sinop Üniversitesi Rektörlüğünü ziyaret ederek fikir alışverişinde bulundu. Sinop ve Türkiye’nin genel ahvaliyle alakalı olarak görüşmeler yapan Selvi, ardından Sinop Öğretmenevi’nde düzenlenen divan toplantısına katıldı.

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, “Biz Halep’te ateşkese uyulmasını istiyoruz. Halep’teki yaşanan insanlık dramına vicdanı olan hiçbir kimsenin onay vermesi mümkün değil. Bunun içinde en azından bir insani yardım koridorunun açılması, oraya yardımların ulaşması, oradan ayrılmak isteyen kadın, ihtiyar, hasta, çocuk her kim varsa bunlarında o hain saldırılarla muhatap olduğu yerden ayrılıp daha güvenli bir yere gitmelerine imkan vermesidir. Biz bu noktada kararlıyız. Buradaki insani değerlere önem veren kimsenin kabul etmeyeceği şeylerin burada sonlandırılmasını istiyoruz. Bu hususta Türkiye’nin kararlığının çok yerinde olduğu kanaatindeyim. Millet olarak da vicdansızca saldırganların yapmış oldukları şeyleri asla tasvip etmiyoruz. Halep’le ilgili genel değerlendirmemiz bu. Bu çerçevede biz Memur-Sen olarak 5 aşamalı bir yol izledik. Birisi dünyadaki bütün eğitim sendikalarını ve kamu sendikalarını mektuplar yazdık yaşanan dramı dile getirdik. İkinci önemsediğimiz insani yardım kuruluşlarıyla birlikte Kızılay başta olmak üzere ortak bir açıklama yaparak buradaki insani yardımların ulaşması için ve milletimizin de hamiyetperver duyarlılığının yansıması için bir açıklamamız oldu. Sonra İstanbul’dan bir ses vermek için İstiklal Caddesi’nde tünelden Galatasaray Lisesi’ne kadar yürüyerek ve orada kısmi miting yapmak suretiyle milletimize duyarlılığa çağırdık. Bütün şubelerimizde bir seferberlik başlattık. Cuma günü gıyabi cenaze namazı, yarın bir basın açıklaması olacak bütün şubelerimizde. Sonra da Cumartesi günü Cilvegözü Sınır Kapısı’nda hep birlikte Türkiye genelinden katılan arkadaşlarımızda yaklaşık Memur-Sen’e ait 150 tır ve bunun dışında da insani yardım kuruluşlarında katkısıyla gelecek yardımların ulaşması için de bizim bir inisiyatif alması gerektiği düşüncesinde biz de ‘Halep’e Yol Aç’ eylemine katılıyoruz” dedi.

    Ülke kaynaklarının adil paylaşım mantığıyla yönetilmesi için uğraştıklarını belirten Selvi, “Birçok sorunun adil paylaşımın olmamasından kaynaklandığına inanıyoruz. Bu nedenle, adil bir paylaşımın, hakça bölüşümün olması için mücadele ediyoruz. Biz aldığımız görev ve üstlendiğimiz sorumluluğun bilincinde olarak diyalogu elden bırakmadan, başımız dik bir şekilde, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da doğru bildiğimiz yolda yürümeye, haksızlıklarla mücadele etmeye var gücümüzle devam edeceğiz. Sağlam temeller üzerine kurulmuş, eğitimli bir toplumun geleceği parlak olur. Birlik ve beraberliğimizin teminatı olacak bir anlayışı hakim kılmalıyız. Bu da eğitimle, eğitimcilerle mümkündür. Eğitim sistemindeki reformları kalıcı kılacak olan, okullarda boş ders kalmaması ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin olmasıdır. Bu nedenle, öğretmen ataması, ihtiyaç kalmayacak şekilde yapılmalıdır. İstihdamda güçlük çekilen yörelerde görev yapan eğitim çalışanlarının gönüllülük ve isteklilik katsayısının ve toplumsal hayata katkı ve katılımlarının artırılması için çalışma şartları iyileştirilmeli ve kendilerine ek tazminat ödenmelidir. Eğitimde fırsat eşitliğini ve başarıyı ancak bu şekilde sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.

    Eğitim-Bir-Sen Sinop Şube Başkanı Ramazan Çelik ise Eğitim-Bir-Sen’in Sinop’ta yürüttüğü faaliyetlerden bahsederek, üyelerini çalışmalar hakkında bilgilendirdi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Yanlarına kalmayacak, daha ağır bedeller ödeyecekler”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin terörle mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğini vurgulayarak, “Bunlar yanına kalmayacak, daha ağır bedeller ödeyecekler” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bombalı saldırıda yaralanan polisleri hastanede ziyaret etti. Hastane ziyaretleri ardından Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaralıların durumunun iyi olduğunu söyledi.

    “Meydanı bu kahpelere bırakacak kadar alçalmadık”

    Saldırıda 38 şehit, 155 yaralı olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Terör belasıyla mücadelede bir defa milletimin, halkımın sonuna kadar bu mücadeleyi sürdüreceğimizden şüphesi olmasın. Eğer bizi bunlarla korkutmayı falan hedefliyorlarsa biz öyle korkup meydanı bu alçaklara bu kahpelere bırakacak kadar alçalmadık. Biz bu yola kefenlerimizi giyerek çıktı. Biz şehadet makamına ermeyi, şereflerin en yücesi olarak kabul etmiş bir inancın mensuplarıyız. Bundan çekinmek diye bir şey söz konusu değil. Bu vatan bir defa bu vatanın gerçek anlamda sahiplerinindir. Bunların bu vatanda en ufak bir hissesi, payı söz konusu değildir. Bunlar bu vatana yönelik bir aşkları yok” diye konuştu.

    “Bunlar yanına kalmayacak, daha ağır bedeller ödeyecekler”

    Beşiktaş Bursaspor maçında görevli polislerin taraftarları huzurlu şekilde evlerine gidebilmeleri için çalıştığını hatırlatan Erdoğan, “Bir milli görevi yerine getiriyorlar. Bunlar kalleşçe otobüslerine dönmek üzere hazırlıklarını yapan bu genç aslanlarımıza, çevik kuvvet mensuplarına bomba ile saldırıyorlar, içimizi sızlatan tablo ile karşı karşıya kalıyoruz. Tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Bunlar yanına kalmayacak, daha ağır bedeller ödeyecekler” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan saldırının gerçekleştirildiği bombanın cinsi ile ilgili bir soru üzerine ise, “Bütün incelemelerini yapıyorlar, bu incelemeler bittikten sonra bunların cinsi nedir, bundan sonra bunlar tabii ki el yapımı bombaların değişik şeyleri var. Nedir ne değildir incelemeler yaptıktan sonra detaylı açıklamalar yapılacak” şekline konuştu.