Etiket: Kalıyor

  • Türkiye’de 1 milyon kişi uykusuz kalıyor

    Türkiye’de yaklaşık 1 milyon kişi uyku apnesi rahatsızlığı ile mücadele ediyor. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Karaman, uyku problemleri de yaşayan hastaların robotik cerrahi ameliyatı ile bu sorundan kurtulabildiğini söyledi.

    Robotik Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Başkanı Doç. Dr. Murat Karaman, Türkiye’de yaklaşık 1 milyon kişinin uyku apnesi sorunu ile mücadele ettiğine dikkat çekerek, “Uyku apnesi diye bilinen bu hastalıkta şiddetli horlama nefessiz kalınan bir dönemle kesilmektedir. Bu sırada solunum tam ya da kısmi durmuştur. 10 saniyenin üzerindeki nefessiz kalma nöbetlerinin bir saat içinde sık görülmesi yaşamı ciddi şekilde tehdit eder. Gece uyku sırasında sık tekrar eden bu durum uykunun sürekli bölünmesine neden olur” şeklinde konuştu.

    “Uyku apnesi olan hastaların trafik kazası yapma riski normalden 8 kat fazladır”

    Uyku apnesinin pek çok sağlık problemlerine neden olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Karaman, “Gece uyku kalitesinin bozulması nedeniyle gün boyunca kendini yorgun hisseden hastaların kitap okurken ya da televizyon seyrederken uyuklamaları olabilir. Bu, özellikle araç kullanan hastalar için önemlidir. Uyku apnesi olan hastaların trafik kazası yapma riski normalden 8 kat fazladır. Uyku apnesinin yüksek tansiyon, kalp büyümesi ve kalp atımında düzensizlikler, ani kalp durmaları, uykuda ani ölümler, sık idrara çıkma, uykuda aşırı terleme, uykusuzluk ve huzursuz uyku, aşırı ve hızlı kilo alma, konsantrasyon güçlüğü, depresyon ve davranış bozuklukları, cinsel isteksizlik, yetersizlik, sabah baş ağrısı ve ağız kuruluğu, mide yanması, çocuklarda hiperaktivite, insülin direnci ve diyabet, felç ve kalp krizi gibi pek çok etkisi görülür” diye konuştu.

    “Obezite en önemli risk faktörlerinden biridir” diyen Doç. Dr. Karaman, “Kilo vermek gerekir, sırt üstü yatmasını önleyecek bir takım tedbirler almak, alkol kullanılıyorsa bırakmak, eşlik eden hastalık varsa (hipotiroidi, büyüme hormonu bozukluğu) tedavi edilmesi gerekir. Uyku apnesinde medikal tedavi, pozitif havayolu basıncı tedavisi (PAP), ağız içi araç tedavisi ve cerrahi tedavi hastanın durumuna göre uygulanmaktadır” ifadelerini kullandı.

    Uyku apnesinde robotik tedavi çığır açtı

    Uyku apnesinin önemli sebeplerinden biri olan dil kökü büyüklüğü ve üst gırtlak doku sarkıklığına müdahale edilebildiğini söyleyen Doç. Dr. Murat Karaman, ‘‘Robotik cerrahide ağız ve boğaz ameliyatlarına uygun daha ince ve küçük cerrahi ekipmanların geliştirilmesi ile özellikle dil kökü ve gırtlak bölgesinde kullanılmaya başlamıştır. Ancak uyku apnesinin önemli sebeplerinden olan dil kökü ve gırtlağın özellikle üst kısmındaki bölgede görüş alanının kısıtlı olması nedeni ile ağız yolu ile ulaşım ve müdahaleler zor olmaktadır. Robotik cerrahinin üstünlüğü ise bu noktada başlamaktadır. Açılı kamera sistemleri, büyütülmüş üç boyutlu görüntü imkanı sağlayan robotik cerrahi ile dil kökü ve üst gırtlak bölgesine rahat ulaşılmakta ve ameliyat gerçekleşmektedir. Ameliyatın kısa iyileşme süresi, daha az ağrı, ağrı kesici miktarının azalması, yara ya da kesi izinin olmaması, kan nakli ihtiyacında azalma, hastanede kalış süresinin kısalması, enfeksiyon riskinde azalma robotik cerrahinin avantajlarından sadece birkaçı” dedi.

  • Tekerlekli sandalye üzerinde hastanede kalıyor

    Samsun’da bir kişi uzun süredir tekerlekli sandalye üzerinde hastanenin acil servisinde kalması, hem hastaları hem hasta yakınlarını hem de hastane personeline zor anlar yaşatıyor.

    Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinin acil servisinde tekerlekli sandalye üzerinde hayatını sürdüren ve hastaneyi mesken turan bir kişi yapılan girişim ve şikayetlere rağmen hastaneden ayrılmıyor. Ayağının biri yara içinde olan ve adının Ahmet olduğu öğrenilen yaşlı adamın yaklaşık 5-6 aydır hastanede kaldığı öğrenildi. Tekerlekli sandalye üzerinde hastane içinde dolaştığı öğrenilen yaşlı adamın geceleri de yine tekerlekli sandalye üzerinde uyuduğu öğrenildi.

    Vatandaşlar, şahsın yıkanmadığı için etrafa koku saçtığını, zaman zaman hasta yakınlarını ve hastane personeline de sözlü sataştığını belirterek, yetkililerin buna çözüm bulmasını istediler.

  • Josipovic: “Türkiye olmadan AB eksik kalıyor”

    Hırvatistan eski Cumhurbaşkanı Prof. Ivo Josipovic, Türkiye olmadan AB’nin eksik kaldığını söyledi.

    Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde Avrupa’nın ve Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği tartışıldı. Moderatörlüğünü Allianz Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD Eski Başkanı Cansen Başaran Symes’ın yaptığı panele Atlantik Konseyi Kıdemli Üyesi Anders Aslund, Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Hırvatistan Eski Cumhurbaşkanı Prof. Ivo Josipovic ve Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott katıldı.

    Panelde ilk konuşmayı yapan Atlantik Konseyi Kıdemli Üyesi Anders Aslund, ilk olarak ABD-Avrupa ilişkilerine değinerek, ABD Başkanı Donald Trump’ın diğer birçok ABD’li gibi Avrupa’yı anlamadığını söyledi. ABD için ikili ilişkilerin daha önemli olduğunu belirten Aslund, AB gibi çok uluslu organizasyonların değerinin ABD’de anlaşılamadığını ifade etti. Demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi konulara değer vermek açısından AB’nin yalnız kaldığını anlatan Aslund, “Dünyadaki en iyi üniversiteler listesine bakın, 16’sı ABD’de, 4’ü ise İngiltere’de” dedi.

    “Türkiye olmadan AB eksik kalıyor”

    Hırvatistan eski Cumhurbaşkanı Prof. Ivo Josipovic, Hırvatistan’ın AB ile görüşmelere Türkiye ime aynı zamanda başladığını hatırlatarak, şu anda AB’nin üyesi olmaktan yaşadıkları memnuniyeti aktardı. Josipovic, “AB aslında bir ekonomi projesi değil, bir barış projesi olarak kuruldu. Bizim için AB’ye üye olmak güvende olmak demek. Kendini koruyabilen bir birlik içinde olmak demek. Biz AB’nin genişlemesine de barış, güvenlik açısından bakıyoruz. Sırbistan, Bosna Hersek, Kosova, Türkiye olmadan AB eksik kalıyor” diye konuştu

    “Brexit’in avantajları da dezavantajları da var”

    Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının birçok avantaj ve dezavantaj oluşturduğunu söyledi. Chilcott, İngiltere’nin ayrılmasının ardından AB içinde siyasi ve ekonomik açıdan daha entegre bir yapı kurmak isteyenlerin daha rahat olabileceğini ifade ederek, “İngiltere’nin bir ayağı dışarıdaydı. Euro, Schengen gibi alanlarda zaten yoktuk. İngiltere’nin AB’de olmaması AB açısından bir eksiklik oluşturacaktır. Londra’da odaklanan finansal uzmanlığın eksik olması da AB için iyi olmayacak. Dış politika ve savunma açısından bakıldığında da her zaman uluslararası bir bakış açısına sahip İngiltere’nin masada olmaması AB için bir dezavantaj sayılabilir” açıklamasını yaptı.

    İngiltere’nin AB içinde Türkiye’nin çıkarlarını her zaman gözeten bir dost ülke olduğunu hatırlatan Chilcott, “Bundan sonra İngiltere, AB içinde olmayacak ama Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden rayına oturacağına inanıyorum. Türkiye, İngiltere için çok önemli bir stratejik ortak olmaya devam edecek. Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyadan kaynaklanan sorunları çok iyi anlıyoruz. Birçok alanda ortak çalışmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

  • O yaprağı yiyen hayvanlar hem hastalanmıyor hem de besili kalıyor

    Ordu’da çobanlar yamaçlarda yetişen yeşil yapraklı taflanları topluyor.

    Kabadüz ilçesinde çobanlar koyunlarının besisini korumak ve hastalıklara karşı dirençli olmaları için orman kenarlarında yetişen yeşil yapraklı taflanların dallarını topluyor. Toplaması zor taflan yapraklarını yiyen hayvanlar hem besili kalıyor hem de hastalanmıyor.

    Süt ve yoğurt verimini artırıyor

    Kabadüzlü çiftçi Yaşar Kılıç, yamaçlardan keserek topladığı yeşil yapraklı dalların hayvanların süt ve yoğurt verimini artırdığını söyledi. Hayvancılık yaparak geçimini sağladığını belirten Yaşar Kılıç, “Kış ayında koyunlarıma kuru ot ile birlikte yeşil yapraklı olan taflanı da veriyorum. Yeşil olduğu için hayvanlarım besili kalıyor, hastalıklara yakalanmıyor. Süt ve yoğurt verimi de artıyor. Bu nedenle kışın taflan dallarını kesiyor, hayvanlarıma yediriyorum. Hayvanlarım yaz ayında olduğu gibi kışında besili ve sağlıklı oluyor” dedi.

  • (Özel Haber) Savaştan kaçan Şeyme, 16 çocukla tek odalı evde kalıyor

    Irak’ta savaştan kaçıp Adana’ya sığınan Şeyme Neccar, 16 çocukla tek odalı bir evde yaşamını sürdürüyor. Çocukların 4’ü kendisine ait olan Neccar, kayınlarından ve kardeşlerinden kalan 12 çocuğa da bakıyor. Neccar, “Orada uçaklar vuruyordu buraya geldik. Başımızda kimse yok. Zor durumdayız” dedi.

    Irak’ın Musul iline bağlı Telafer ilçesinde yaşanan savaşta annesini, babasını, eşini, kayınbabasını, kaynanasını, kardeşlerini, amcalarını ve kayınlarını kaybeden Şeyme Neccar (28), 16 çocukla ortada kalınca 2 yıl önce Adana’ya geldi. Çocukların 4’ü kendisine, geri kalan 12’si ise kardeşlerine ve kayınlarına ait olan ve onlara da kimseleri olmadığı için bakmak zorunda kalan Neccar, iş bulup çalışamayınca da Seyhan ilçesine bağlı Meydan Mahallesi’nde tek odalı bir evde 16 çocukla yaşamını sürdürüyor. Çocuklardan en büyüğü kağıt toplayarak para kazanırken geri kalan 15 çocuk ise evde Şeyme Neccar ile birlikte kalıyor.

    “Başımızda kimse yok”

    Adana’da, Telaferli bazı akrabaları olan Şeyme Neccar, akrabalarının da maddi durumlarının iyi olmadığı için kendisine yardım edemediğini belirtti. Uçakların evleri havadan vurduğunu kaydeden Neccar, “Orada uçaklar vuruyordu, geldik buraya. Burada da ne çalışanımız var çocuklarımız küçükler. Başımızda kimse yok. Kocam, kaynanam, kayınlarım, kayınbabam, amcalarım uçak vurunca hepsi öldü” diye konuştu.

    “Burada çok zor geçiniyorlar”

    Şeyme Neccar’ın akrabası Kahtan Neccar (22) ise kadının durumunun çok kötü olduğunu anlatarak, şu ifadeleri kullandı:

    “Bu ablam akrabam oluyor, burada 16 çocuğa bakıyor. Ne işi var, ne kimsesi. O da savaştan dolayı geldi buraya. Kayınlarını, kayınbabasını, kaynanasını, eşini kaybetti orada. Şimdi şu çocuklara bakıyor tek başına. Ne anne ne baba var. En büyükleri 13 yaşında o da çalışıyor. Burada çok zor geçiniyorlar. 1 tek oda ve salonda oturuyorlar. Durumları çok kötü.”