Etiket: kalem

  • Her kalem farklı bir karakter

    Üzerine işlediği figürlerle kalemleri bambaşka bir görünüme kavuşturan Akif Gözcü, “Çekmecede duran bir kalem değil, hayatın içinde olan kalemler üretmek istiyorum” dedi.

    Son dönemlerde farklı işlemelerle süslenmiş kalemler dikkat çekmeye başladı. Ünü sınırları aşmış mücevher ustası Sevan Bıçakçı’nın öğrencisi Akif Gözcü’nün, kalemlere işlediği figürler görenleri mest ediyor. Farklı tasarımlarıyla dikkat çeken Gözcü, kendisini bir cümleyle şöyle ifade ediyor; “Çekmecede duran bir kalem değil, hayatın içinde olan kalemler üretmek istiyorum”.

    Kalemleri sanatla buluşturan Akif Gözcü’nün eserleri farklı tasarımlarıyla görenleri hayran bırakıyor. İHA’ya açıklamalarda bulunan Gözcü, bir kalemin kullanıcıya ulaşmadan önce çok ciddi zaman ve emek aşamasından geçtikten sonra, teslim edildiğini söyledi. Akif Gözcü, “Kalemlerimiz tasarım aşamasından itibaren, finale kadar süren süreç yaklaşık bir dört beş ayı bulabiliyor bazen. Çünkü tasarım süreci en önemlisi. Kişiye özel kalemler yaptığımız için, o insanları tanımak, hikayelerini bilmek durumundayız; nelerden hoşlanırlar, neler isterler onlara dikkat ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Çekmecede duran bir kalem değil, hayatın içinde olan kalemler üretmek istiyorum”

    Çekmecede duran bir kalem değil, hayatın içinde olan kalemler üretmek istediğini ifade eden sanatçı, “O yüzden de kalem sürecimiz uzun sürebiliyor. Akif Gözcü kalemini taşımak isteyen bir kişi, kalemine sahip olabilmesi için en azından bir dört beş ay beklemek durumunda fakat daha sonra elinden bırakamayacağı bir kaleme sahip oluyor” dedi.

    “Yaklaşık 14 ay süren, 900 kilogram ağırlığında bir ofis masası hazırladım”

    Sadece kalem tasarımı yapmadığını bunun dışında her türlü objeler üzerinde farklı tasarımlar yaptığını belirten Gözcü, “Bunlardan bir tanesini örneklendirecek olursak eğer; sevgili Sevan Bıçakçı için hazırladığım bir ofis masası var; yaklaşık 14 ay sürdü, 900 kilogramlık bir masa. Dünyada eşi benzeri yok. Masanın üzerine, binlerce sardalya balığı, onu çeviren yunuslar, batık gemiler ve bir boğaz işledik ve her iki yakasında da İstanbul’u resmettik. Bu da çok uzun sürede ortaya çıkan, başlı başına bir sanat eseriydi” ifadelerini kullandı.

    “Her kalem farklı bir karakter”

    Gözcü, her kalemin kendisi için farklı bir karakteri olduğunu söyleyerek, “İnsanların hayatına dokunan, onları mutlu eden, sadece günlük kullanım için bir eşya obje haricinde onların kimliklerini yansıtan şeyleri üretmeye devam ediyorum. Türkiye’deki bir çok ünlü ve siyasi isim Akif Gözcü kalemlerini kullanıyorlar. Kalemlerimizi genelde kişiye özel olarak tercih ediyorlar. Kendi hayatlarına dokunacak şeyleri tercih ediyorlar. Bizi biz yapan unsurlardan bir tanesi, kişiye özel kalem yapıyor olmamız ve onlara ait olan hikayeleri konu edinmemiz. O yüzden tercih ediliyoruz diyebilirim. Çok özel ama bazen çocuğunun ismi olabilir, bazen firmasının logosu olabilir, bazen burcu olabilir, bazen onun için hayatında çok önemli olan bir anının minyatür veya rölyef olarak kalemin üzerine aktarılmış olması olabilir. Bu tür şeyleri konu edinebiliyoruz” açıklamalarında bulundu.

  • GKV Liselerinden kara kalem resim sergisi

    Gaziantep Kolej Vakfı Özel Liselerinde düzenlenen törenle “Bizim Eksik Yarımız Ata’mız” konulu resim sergisi açıldı. 50 eserin yer aldığı sergide öğrencilerin kara kalem ve nokta çizgi çalışmalarından oluşan eserlerine yer verildi.

    Atatürk haftası etkinlikleri kapsamında GKV Özel Liselerinde açılan resim sergisi büyük ilgi görüyor. Açılışı GKV Özel Liseleri Müdürü Mehtap Özdemir, Ortaokul Müdürü Abdullah Dağlı ve Anaokulu Müdürü Gökçen Bulut tarafından yapılan sergide 50 öğrencinin özel olarak çalıştığı kara kalem ve nokta çizgi teknikleriyle yapılmış eserleri yer alıyor. Görsel Sanatlar Zümresi öğretmenlerinden Melek Kaman Aslan rehberliğinde hazırlanan serginin hafta boyunca ziyaretçilere açık tutulacağı açıklandı. Serginin büyük bir titizlikle öğrenciler tarafından hazırlandığını ifade eden Görsel Sanatlar öğretmeni Melek Kaman Aslan “Öğrencilerimiz konu Atatürk olunca çok büyük titizlik içerisinde sergimizi kısa bir sürede hazırladılar. Kara kalem ve nokta çizgi tekniklerinin kullanıldığı eserlerde Atatürk portrelerinin yanı sıra öğrenciler eserlerinde kendi yüzlerini yarım resmederek diğer yarıyı boş bırakıp “Bizim eksik yanımız Ata’mız mesajını verdiler. Sergimiz hafta sonuna kadar sanat severlerin beğenisine sunulacaktır. Emeği geçen idareci, öğretmen ve velilerimize teşekkür ediyorum” dedi.

  • Nesilden nesile aktarılan Parker dünyanın ilk kalem festivaline katıldı

    Prestij kalemin öncü markası Parker’ın kurucusu George S. Parker’ın 3’üncü kuşak torunu Geoffrey Parker, dünyada ilk kez yapılan prestij kalem festivali Penfest’e konuk oldu. Torun Parker, 130 yıllık markanın kuruluş hikayesini anlatarak, “Parker’ı merak tutkusu nesilden nesile aktardı. Büyük büyükbabam seyahate, dedem havacılığa ben de tarihe meraklıyım. Bu da Parker’ı hep canlı tuttu” dedi.

    Dünyanın ilk prestijli kalem festivali Penfest, İstanbul’da başladı. Parker markasının kurucusu George S. Parker’ın 3’üncü kuşaktan torunu Geoffrey Parker da Penfest’e katılan ünlü konuklar arasındaydı.

    Markanın ‘Daima daha iyi bir kalem yapılabilir’ felsefesi ile 1888’de kurularak tam 130 yılı geride bırakma hikayesini paylaşan Parker, sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyük büyük dedem Janesville Wisconsin’in çok kırsal bir yerinde doğmuş ve babası bahçıvanmış. Daha sonra kendi çiftliklerini işletmişler. Ancak 20 yaşına geldiğinde evi terk etmiş ve en büyük tutkusu olan seyahat etmeyi seçmiş. Bu sırada iş imkanı yüksek olduğu için telgrafçılık öğrenmiş. Demiryollarında işe girmesine rağmen istemediği bir yere tayin olmuş. Telgrafçılık öğrendiği okulu arayarak eğitmen olmak istemiş ve kabul edilmiş. Kazandığı ona yetmeyince bir kalem şirketinde satış elemanı olarak çalışmaya başlamış. Öğrencilerine de sık sık bu kalemlerden satıyormuş. Fakat sattığı kalemler akmaya, sıçramaya başlayınca sorumluluk hissiyle onları tamir etmiş. Kalem onarma işinde ilerleyince ‘Neden kendi kusursuz kalemlerimi üretmiyorum?’ diye düşünerek henüz 25 yaşındayken Parker’ın temellerini atmış. Ancak bir düzinenin yarısı kadar kalem üretebilirken bir sigortacının bin dolarlık yatırımı ile işlerini büyütmüş. Ve her zaman daha iyi kalem üretmek gayesi ile hareket etmiş.”

    “Dedemin tasarımını kullanıyorum”

    Kendisinin tamamen ruh haline göre kalem seçtiğini söyleyen Parker, bu tür etkinliklere katılırken mutlaka dedesinin tasarladığı kalemi yanında taşıdığını böylece aile büyüklerini yanında hissettiğini ifade etti.

  • Ergani’de KPSS’den kalan kalem ve silgiler köy okullarına

    Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde bir grup öğrenci Kamu Personeli Seçme Sınavından (KPSS) çıkanlardan köy okullarına gönderilmek üzere kalem ve silgi topladı.

    Ergani Süleyman Nazif Lisesi öğrencileri köy okullarına destek olmak amacıyla bugün gerçekleştirilen KPSS sınavından çıkanlardan kalem ve silgi topladı. Kutudan yaptıkları sandıkla Ergani Lisesi önünde bekleyen öğrenciler ellerinde “kalem ve silgi ile köy okullarına destek olalım” yazılı dövizle sınavdan çıkan vatandaşlardan kalem ve silgilerini istedi.

  • Yaylanın çimeni kağıt, kazma kürekler kalem oldu

    Gümüşhane’nin Kürtün ilçesinde sevgililer birbirlerinin adını yaylanın karşısındaki çimenlik alana kazıyarak ölümsüzleştiriyor. Yıllar önce başlayan uygulama nedeniyle çimenlik alana yüzlerce isim kazındı.

    Kürtün ilçesine bağlı ünlü Çıkrıkdüzü yaylasına yakın bir mesafede denizden bin 800 metre yüksekte bulunan Çatakçayır yaylası çimeninin kağıt gibi kullanılması nedeniyle ilgi çekiyor.

    Yaylanın karşı tarafında bulunan çimenlik yamaçta yıllar önce birbirini seven gençlerin isimlerini çimene kazma ve kürek yardımıyla kazımasının ardından geçen sürede alana yüzlerce isim kazındı.

    Hem sevgililerin birbirilerinin adlarının yazıldığı hem de yayla sakinlerinin bir anı olarak isimlerini kazıdığı alan, yolu kullanan çok sayıda vatandaşın da dikkatini çekiyor.

    Yayla sakinlerinden Hasan Kandaz, “Buraya yazılan isimler birer anı olarak gençlerden geleceğe kaldı. Aynı zamanda sevgililer de birbirilerinin isimlerini kazıyor. Yazanlar fotoğraflarını çekmeyi de ihmal etmiyor” dedi.

    Yazıyı yazanlar arasında evlenenlerin de olduğunu kaydeden Kandaz, yoldan geçerken gören vatandaşların mutlaka durup fotoğrafını çektiğini ve yayla sakinlerine buranın hikayesini sorduğunu söyledi.