Etiket: Kaldırıyor

  • Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi görüntü kirliliğini ortadan kaldırıyor

    Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, kentin muhtelif alanlarındaki duvarları boyayarak görüntü kirliliğini ortadan kaldırıyor.

    İnsan sağlığını tehdit eden gürültüyle mücadele etmek için başlattığı “Stratejik Gürültü Haritaları Hazırlanması Projesi” çalışmalarına devam eden Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, kentteki görüntü kirliliğine karşı da çalışma başlattı. Büyükşehir Belediyesi, görüntü kirliliğine neden olan site, okul ve kentin muhtelif alanlarındaki duvarları boyamak için 17 kişilik bir ekiple çalışma yürütüyor. Kurban Bayramı öncesi çalışmalara başlayan ekipler, merkez ilçelerde belirledikleri duvarları sabahın erken saatlerinde başlayarak boyamaya başlıyor.

    Ekipler, şimdiye kadar Bağlar ilçesinde Mevlana Halit Mahallesi 480. ve 491. sokaklar, Karacadağ Caddesi 969. Sokak, Cemiloğlu Caddesi, Batıkent Fevzi Çakmak Ortaokulu, Yenişehir ilçesi Benusen 208. Sokak ve Aile Sağlık Merkezi bitişiğindeki trafo, Mardinkapı Mezarlığı, Kayapınar ilçesi Fırat Bulvarı üzerinde bulunan Peyas Parkı, Peyas Mahallesi 285. Sokak, Mezopotamya Mahallesi 316. ve 318. sokaklarda çalışma yürüttü. Gün boyu süren çalışmalarda şu ana kadar 350 kilogram boya kullanan ekipler, site, okul ile kenttin muhtelif alanlarındaki duvarları boyayarak görüntü kirliliğine son verdi.

    Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin başlattığı çalışmanın önemine dikkat çeken vatandaşlar, boş duvarlardaki görüntü kirliliğini ortadan kaldıran Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı çalışma kapsamında kent merkezinde görüntü kirliliğine neden olan tüm duvarlar boyanacak.

  • (Özel haber) En ağır yükü forklift operatörü anneler kaldırıyor

    Bursa’da bir sunta fabrikasında çalışan forklift operatörü 45 kadın, erkek meslektaşlarına taş çıkarıyor. Tonlarca yükün altında forkliftleri büyük bir ustalıkla kullanan kadınlar Anneler Günü’nde “en ağır yük annelerin omuzlarında” mesajını verip tüm çalışan annelerin gününü kutladı. Anneler günü nedeniyle fabrika yetkilileri kadın forkliftçilere kırmızı karanfil dağıttı.

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde ağaç ve orman ürünleri üretimi yapan Starwood fabrikasında forklitfleri kadınlar kullanıyor. Geçtiğimiz senelerde Halk Eğitimi Merkezi iş birliğiyle düzenlenen kursları tamamlayan kadınlar, fabrikanın lojistik bölümündeki forklift ve çekici araçlarında operatör olarak göreve başladı. Zamanla sayıları 45’e yükselen kadın forkliftçiler erkek meslektaşlarını aratmıyor.

    Starwood Lojistik Müdürü Tahir Kitapçı, “AB ülkelerinde birtakım incelemelerde bulunduk. Oradaki fabrikalarda kadınların forklift operatörlüğü yaptığını gördük. Bu dikkatimizi çekti. Avrupa ülkelerindeki çoğu fabrikalar da ağır işleri kadınlar yapıyor. Biz de ilk bir kadınla çalışmaya başladık. Zamanla lojistik bölümümüzdeki iş makinelerini kullanan kadın sayısı 45’e çıktı. Kadınlarımız bizim için kutsaldır. Bugün tüm kadın çalışanlarımıza Anneler Günü vesilesiyle çiçek takdim ettik. Tüm kadın çalışanlarımıza teşekkür ediyoruz” diyerek karanfil dağıttı.

    “Biz bayanlarımızın kendi ayakları üzerinde durmasını istiyoruz”

    Eğitimci Fidan Dönmez Arslan ise “Toplam 100 bayan çalışanımız var. Bunlardan 45 tanesi forklift operatörü olarak görev yapıyor. Biz bayanlarımızın kendi ayakları üzerinde durmasını istiyoruz. Eğitim bizden başarması sizden diyerek projemizi başlattık” diye konuştu.

    Forklift operatörü Seyhan Yıldız, “8 aydır forklift operatörü olarak çalışıyorum. Kendimin de bu işi yapabileceğime inandım ve yapmaya başladım. Bir hevesle başlayan bu görev bende tutku haline geldi. Zorlanmadan işimizi yapıyoruz” şeklinde konuştu.

    Üç yıldır forklift kullanan Elif Baykal, “İş yerindeki mesai akşam eve gidince de devam ediyor. Çalışırken sıkıntı olmuyor. Ama güncel hayatta ne iş yaptığımız sorulunca biraz zor oluyor. Geçenlerde çocuğumun okuluna gittim. Okul müdürü ve öğretmenler bu işi yaptığımı duyunca çok şaşırdı. Eşim bile başta ön yargılıydı. Yapamazsın diyordu. Ama bizler erkek gibi değiliz daha dikkatliyiz” dedi.

    İki yıldır forklift operatörü olarak çalışan Deniz Kayman da, “Bu işi severek yaptığım için zorluklarını da aşıyorum. Her alanda bayanların görev almasını istiyoruz. Çünkü bayanların olduğu her yerde temizlik var, titizlik var, düzen var. Ayrıca bize böyle bir iş imkanı sunduğu için Hüseyin Yıldız Bey’e de çok teşekkür ediyoruz. Hem anne olup hem çalışmak çok zor tüm annelerin Anneler Günü’nü kutluyorum” ifadelerini kullandı.

  • (Özel Haber) Dünyanın pisliğini ‘siyah altınlar’ ortadan kaldırıyor

    Mersin’deki evinin bahçesinde solucan gübresi üreten Ziraat Yüksek Mühendisi, kompost gübre uzmanı Huriye Yıldız Kara, solucanların birer ’siyah altın’ ve insanlık için çok büyük bir şans olduklarını söyledi. Kara, “Nasıl ki arılar olmazsa yaşam bitmiş demektir, solucanlar da bittiği zaman yaşam bitmiş olacak. Solucanlar ve birlikte çalıştıkları bakteri ve mantarlar olmasa dünya kokudan ve pislikten geçilmez. Bizim pisliğimizi onlar kaldırıyorlar” dedi.

    Mersin’in Erdemli ilçesine bağlı Çeşmeli Mahallesi’nde yaklaşık 200 yıllık aile bahçesinde hem organik turunçgil yetiştiren hem de araştırmacı kimliğiyle yeni tatlar oluşturan, üç çocuk annesi 57 yaşındaki Ziraat Yüksek Mühendisi Huriye Yıldız Kara, kompost gübre uzmanı kimliğiyle de solucan gübresi yapıyor. Tarım alanında ar-ge çalışmaları yapan, konferanslar veren, öğrencilere ve ev kadınlarına kompost gübre yapımını öğreten, üniversite öğrencilerinin bir hafta-10 gün Çeşmeli’deki evinde kalarak, bahçesinde bizzat araştırma yaptıkları, konuya ilgi duyan herkesle bilgilerini paylaşan Kara, Hindistan ve Avrupa’nın tamamında organik çiftliklerde birçok çalışması olan çok yönlü biri. Akdeniz florası üzerine doktora yapan Kara, Tarım, Hayvancılık ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde organik tarım konusunda da 10 yıl ders verdi.

    Erdemli’deki Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nden emekli olduktan sonra kendisini tamamen bahçesinde yaptığı araştırmalara adayan Kara, özellikle kompost gübre alanında gerçekleştirdiği ar-ge çalışmaları ile solucan gübresi üretiyor. Bahçesinde solucanlar için atıklardan doğal bir yaşam alanı oluşturan Kara, her türlü atığı değerlendirdiği bu alanı aynı zamanda ar-ge çalışmaları için kullanıyor. “Kompost Ana” olarak adlandırılan Kara, solucanın önemini ve gübrenin yapılışını İHA’ya anlattı.

    “Atıklarımızdan sağlıklı bir şekilde kurtulmayı sağlıyor”

    Doğada var olan bir olguyu tarıma ve kentlere de taşımak gerektiğini belirten Kara, solucan gübresinin hem kent insanına hem de tarıma çok güzel çözümler getirdiğini ifade ederek, “Aynı zamanda da atıklarımızdan sağlıklı bir şekilde kurtulmayı sağlıyor. Solucan gübresinin en ideal yetişme ortamı sığır gübresidir. Solucanlar aynı zamanda evsel atıklara son derece rahat adapte olabiliyorlar ve taze atıkları hızlı bir şekilde gübreye dönüştürüyorlar. Çok hızlı çoğaldıkları ve çok fazla çalıştıkları için arıların bal yapması gibi bunlar da gübrelerini hep birlikte yoğun bir nüfusla hızlı bir şekilde yapabiliyorlar” diye konuştu.

    Solucanları bilimsel adları yerine kendi verdiği adlarla anlatan ve üst döküntü yiyen ‘eisenia fetida’ya esencan, ortadaki karıştırıcılar olan ‘endojeik’ türlere ortacan, alttaki toprak içinde çalışıp tünel kazan ‘anesik’ türlere de zorlucan diyen Kara, çocuklara eğitim verirken bu adlarla şarkılar söyleyerek çok eğlendiklerini anlattı. Solucan kompostunun kent yaşamına, kent bahçeciliğine, balkon bahçeciliğine çok uygun olduğunu vurgulayan Kara, “Çünkü toprağa uygun bakteri ve mantarlar çalışıyor. Solucan başka türlü yaşayamaz. Önden onlar bir işlem yapıyor, arkasından esencan dediğimiz üst döküntü yiyen solucanlar devreye giriyor” şeklinde konuştu.

    “Solucansız bir dünya bitmiş demektir. Bunlar siyah altındır”

    Kara, kent hayatında, kent bostancılığında, balkonda sağlıklı ürünler elde edebilmek için, ayrıca fidancılık ve tohum ekiminde de solucan gübresinin ‘siyah altın’ değerinde çok garantili bir ürün olduğunun altını çizdi.

    “Solucansız bir dünya bitmiş demektir. Bunlar siyah altındır” diyen Kara, şöyle devam etti:

    “Hem atıklarımızı değerlendiriyoruz hem de çok sağlıklı, çok değerli, çabuk faydalanılabilecek bir ürün. Bitkinin anlık ihtiyacını karşılıyor, yavaş salınım özelliği de veriyor. Bu kadar yoğun tarım yaptığımız için solucan gübresinin de ayrı bir önemi oluyor sera yetiştiriciliği, fidancılık, çiçekçilik gibi alanlarda. Kendiniz bile bu kompost gübreyi yapabiliyorsunuz. Başkalarına göre kurtulmak istenen bir atık, bana göre bir madde ve bunun bir şekilde değerlenmesi gerekiyor. Ana amaç, bir an önce toprağın hakkını toprağa döndürmek, bu atığı bir baş belası olmaktan kurtarıp bir hammaddeye dönüştürebilmek. Bunun sonucunda aynı zamanda çok değerli bir gübre alıyoruz. Burada tüm amaçlar birbirini bütünleyerek, insanın, doğanın ve tarımın yaşayabileceği sağlıklı bir yerküreye yol açar.”

    Bir solucan kutusunda uygun atıklar verilirse 1-3 ay arasında gübre oluştuğu bilgisini veren Kara, “Evsel atıklar içinde yumurta kabukları, ayçiçeği, kabak çekirdeği, fındık, ceviz kabukları en sona kalırlar yığında, çünkü solucan sudan oluşan nazik bir hayvan. Yağa ve tuza hassastırlar. Bir anda çok taşıyamayacakları kadar yük yüklememek gerekir. Günde en fazla bir gram atık tüketebiliyor. Ben evdeki bir kutuya 100 tane solucan koymuşsam, bu en iyi ihtimalle 100 gram atık tüketecekler demektir. Bunun içine salatalık, karpuz, kavun kabukları, kuru ot her şeyi koyabiliyorsunuz ama yağlı ve tuzlu olanlarla narenciye, zeytin suyu gibi keskin malzemelerde küçük kutulara girmemesine dikkat etmek lazım” ifadelerini kullandı.

    “Solucanlar ve birlikte çalıştıkları bakteri ve mantarlar olmasa dünya kokudan ve pislikten geçilmez. Bizim pisliğimizi onlar kaldırıyorlar”

    Solucanların dünyada şu ana kadar tespit edilebilen 4 binin üzerinde türü olduğuna dikkat çeken Kara, “Solucan bizim her türlü organik atığımızı üst döküntülerde, üst döküntülerdekini aşağı geçiren orta bölgede ve toprağın içerisinde bitkilerin köklerine uygun bir sistem meydana getirmede çok önemli rol oynayan bir hayvan. Dolayısıyla solucanlar olmasa ve tabi ki, onların birlikte çalıştıkları gözle göremediğimiz bakteri ve mantarlar olmasa dünya kokudan ve pislikten geçilmez. Bizim pisliğimizi onlar kaldırıyorlar. Tuvalet kağıdından da solucan besini yapabilirsin. Mesela kartonu çok severler. Önemli olan sürdürülebilir malzemeyle atık değerlendirmeyi hedef alarak yapabilmemiz. Bu atıkları hammadde olarak kullandığımız zaman bize yakıt da gübre de sağlayan bir şey. Solucanlar bu işi bir sistem içerisinde adapte olarak yapabildikleri için çok şanslıyız. Doğada zaten yapıyorlar ama bizimle birlikte de rahat çalışabilen solucanlar mevcut. Yani solucan olmazsa nasıl ki, arılar olmazsa yaşam bitmiş demektir, solucanlar da bittiği zaman yaşam bitmiş olacak. O yüzden ne kadar katkı sağlayabilirsen kendimizden ve en yakın çevremizden başlayarak, yani balkonumuzda hem atığımızı değerlendirerek hem de güzel bir domates, biber, teremizi, yeşil soğanımızı, maydanozumuzu yetiştirmenin, elimizle koparmanın tadına varacağız. Bir ucundan tutarak çocuklarımız, geleceğimiz için daha yaşanabilir bir dünyaya adım atmanın, insan ihtiyaçlarını toprağın, suyun, diğer canlıların hakkına riayet ederek yapmakla esasen çok daha refah içinde yaşayabileceğimizi, çok daha güvenli, huzurlu, keyifli bir dünya süreceğimizi, daha lezzetli gıdalarla şifayı ve lezzeti aynı anda alabileceğimizi deneyimleyebiliriz” dedi.

  • Çocuklar el ele engelleri kaldırıyor

    Sesli Betimleme Derneğince görme engelliler için sesli betimlemeli olarak düzenlenen Türkiye’nin ilk kukla çocuk filmi ’Rimolar ve Zimolar’, Gören Kalpler Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi öğrencileri ile Özel Bahar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin katılımlarıyla gösterime sunuldu.

    “Erişim Haktır!” projesi hakkında bilgiler veren Sesli Betimleme Derneği Başkanı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bakanlık Müşaviri Kenan Önalan “Sesli Betimleme Derneği olarak tüm görsel ve işitsel öğelerin görme ve işitme engelliler için erişilebilir hale getirilmesi için çalışan bir derneğiz. Görme engelliler için sesli betimleme, işitme engelliler için de işaret dili ve altyazı düzenlemelerini ülkemize tanıtarak bu engel gruplarının erişimlerini ve iletişimlerini sağlamayı ve hayatlarının önlerindeki engelleri kaldırmayı amaç edindik. Dernek olarak görme engelliler için sesli betimleme, işitme engelliler için de işaret dili ve altyazı düzenlemelerinin Türkiye’de geliştirilmesi yönünde Ankara Kalkınma Ajansı desteğiyle ’Erişim Haktır!’ başlıklı bir proje hazırladık. Zira ülkemizde sesli betimleme görme engelliler arasında dahi yeterince bilinmiyor” dedi.

    Türkiye’nin ilk kukla çocuk filmi ’Rimolar ve Zimolar’ın sesli betimlemeli olarak düzenlenmesiyle görme engelli ve engelli olmayan öğrencilerin birlikte özel bir gösterimle kaynaşarak film izleyebileceğini vurgulayan Kenan Önalan, “Bu bizim hayalimiz. Diliyoruz ki bu özel gösterimler ileriki zamanlarda sadece özel olmasın, tüm Türkiye’ye yaygınlaşsın. Çocuklardan başlayarak engelli engelsiz herkes bir arada film izleyebilsin, paylaşsın, bir arada yaşasın. Biz böyle bir Türkiye hayal ediyoruz. Bu sayede engellilerin erişim hakkı ve bağımsızlıkları teslim edilmiş olacak ve toplumsal bütünleşme de en üst düzeyde sağlanacak” şeklinde konuştu.

  • Vakıflar, Tarihi Camileri Ayağa Kaldırıyor

    Vakıflar Samsun Bölge Müdürlüğü çoğu tarihi camilerden oluşan 16 restorasyon çalışmasını 2016 yılında bitirmeyi hedefliyor.

    Vakıflar Samsun Bölge Müdürlüğü tarafından Samsun’da 8, Sinop’ta 7, Ordu’da 1 adet olmak üzere il merkezleri ve ilçelerde devam eden 16 restorasyon çalışmalarının 2016’da bitirilmesi hedefleniyor.

    Daha önceden Vakıflar Samsun Bölge Müdürlüğü tarafından 2017’ye ise sadece Samsun merkezde restorasyon çalışmasına başlanan tarihi Taşhan’ın kalacağı açıklanmıştı.

    YAPILAN VE PROJE AŞAMASINDA OLAN ÇALIŞMALAR ŞÖYLE

    Samsun: Taş Han restorasyon işi(İlkadım), Taşhan restorasyon işi(Vezirköprü), Vakıf İş Hanı yapım işi(Bafra), Süleyman Paşa Camii restorasyon işi(Çarşamba), Orduköyü Camii restorasyon işi(Çarşamba), Büyük ve Küçük Kaplıca Hamamları proje işi(Havza), Medrese Camii ve Çeşmesi proje işi(İlkadım), Kurşunlu Camii proje işi(İlkadım).

    Sinop: Beyazıt Veli Camii restorasyon işi(Boyabat), Kaya Camii restorasyon işi(Boyabat), Kemal Dede Camii proje işi(Boyabat), Yeşilyurt Köyü Camii proje işi(Durağan), Seyit Bilal Camii Minaresi ve Hatunlar Türbesi restorasyon projeleri hazırlanması işi(merkez), Kefevi Camii çevre düzenlemesi(Merkez), Hacı Ömer (Gümrük) Camii restorasyon projesi hazırlanması işi(merkez).

    Ordu: Eskipazar Camii proje işi(merkez)