Etiket: Kaldırılmalı”

  • Londra Belediye Başkanı Khan talimat verdi: “Köle tacirlerinin heykelleri kaldırılmalı”

    Londra Belediye Başkanı Khan talimat verdi: “Köle tacirlerinin heykelleri kaldırılmalı”

    LONDRA (İHA) – ABD’de polis şiddeti sonucu ölen George Floyd’un ardından ırkçılık karşıtı protestolar devam ederken, Londra’nın Belediye Başkanı Sadıq Khan, “Londra kentinde kölecilikle ilişkilendirilebilecek tüm heykellerin kaldırılması için çalışmalar yapılmalı” dedi.

    ABD’de gözaltına alındığı sırada polis şiddeti sonucu ölen 46 yaşındaki George Floyd’un ardından birçok ülkede ırkçılık karşıtı protestolar gerçekleştiriliyor. İngiltere’de de Londra, Manchester ve Bristol şehrinde binlerce kişi “Black Lives Matter” (siyahilerin hayatı önemlidir) ve “I can’t breath” (nefes alamıyorum) sloganları atarak yürüyüş düzenlemişti. Bristol şehrinde gerçekleştirilen eylemler sırasında 17. yüzyılda yaşamış ve köle tüccarı olarak bilinen Edward Colston’ın heykelinin ip ve halat yardımı ile yıkılarak nehre atılması tartışmalara neden oldu. Başkent Londra’nın Belediye Başkanı Sadıq Khan, tüm heykellerin gözden geçirilmesi için talimat verdi. Başkan Khan yaptığı açıklamada, “Londra kentinde kölecilikle ilişkilendirilebilecek tüm heykellerin kaldırılması için çalışmalar yapılmalı” dedi.

    Khan, söz konusu çalışmaların gerçekleştirmesi için “Kamusal Alanda Çeşitlilik” adıyla bir komisyon kurulduğunu ve gerekli çalışmalara bir an önce başlanacağını duyurdu. Komisyon, kentte yer alan duvar resimlerini, sokak isimlerini, heykelleri ve anıtları gözden geçirerek hangilerinin tarihi, sanatsal ve kültürel olarak temsil değeri olduğu konusunda yönetime tavsiyede bulunacak.

    “Rahatsız edici bir gerçek”

    Londra’da bulunan birçok sokak ismi, heykel ve tabelaların çoğunun Kraliçe Victoria dönemine (1837-1901) dönemine ait olduğunu belirten Belediye Başkanı Khan, “Gerçekleştireceğimiz çalışmalarla birlikte köle ticaretinde yer almış ve bu dönemde heykeli veya herhangi bir yer izleri olan kişilerle ilgili gerekli çalışmaları yapmak için en kısa sürede harekete geçeceğiz” diye konuştu.

    “Ulusumuzun ve kentimizin zenginliğinin büyük bir kısmını köle ticaretindeki rolüne borçlu olması, rahatsız edici bir gerçek” diyen Khan, “Başkentimizdeki farklı toplumların bu kentin yaşamına katkısı bilerek görmezden gelinmiştir” dedi.

  • DSÖ: ‘’Korona virüs önlemleri kademeli olarak kaldırılmalı’’

    DSÖ: ‘’Korona virüs önlemleri kademeli olarak kaldırılmalı’’

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, korona virüse karşı alınan önlemlerin yavaşça ve denetimli şekilde kaldırılması gerektiğini, tüm önlemlerin aynı anda kaldırmanın yanlış olduğunu ifade etti.

    Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgı ile mücadele kapsamında ülkeler birçok önlem alırken, bazı ülkelerin önlemleri kaldırmaya başlamasının ardından Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) açıklama geldi. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, bugün İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan DSÖ’nün genel merkezinde video konferans yolu ile basın toplantısı gerçekleştirdi.

    “2009 grip salgınından 10 kat daha ölümcül”

    Direktör, “Korona virüsün hızla yayıldığını ve bunun ölümcül olduğunu biliyoruz. 2009 grip salgınından 10 kat daha ölümcül” ifadelerini kullanırken, vaka sayılarındaki düşüsün yayılma hızına göre çok yavaş kaldığını aktardı. Ghebreyesus, “Bu durum, kısıtlamaların yavaşça ve denetim ile kaldırılması gerektiği anlamına geliyor. Kontrol önlemleri, ancak halk sağlığı konusunda doğru önlemler alındığında kaldırılabilir. Buna, temasların izlenmesi için yeterli kapasitenin olması da dahil. Bununla beraber, bazı ülkeler kısıtlamaların nasıl hafifletileceğini düşünürken, özelikle Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki birçok düşük ve orta gelirli ülke, kısıtlama getirilip getirilmemesini tartışıyor” açıklamasında bulundu.

    DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, yüksek gelirli ülkelerde “Evde kalın” çağrıları ve çeşitli kısıtlamaların uygulanabileceğini dile getirirken, bu uygulamaların nüfusu kalabalık ve yoksul ülkelerde uygulanmasının yetersiz ve zor olacağını vurguladı. Direktör, yoksul ülkelerde yaşayan insanların günübirlik işlerle hayatta kaldığını belirtirken, sokağa çıkma yasağı getirilmesi durumunda bu insanların gıdaya ulaşamayacaklarını ifade etti.

    “ABD tarafından sağlanan fonların süreceğini umuyorum”

    ABD Başkanı Donald Trump’ın korona virüs salgını nedeni ile ‘’Çin yanlısı olarak davranmakla’’ suçladığı DSÖ’yü sağladıkları fonları askıya almakla tehdit etmesinin ardından Ghebreyesus, “Bildiğim şey, ABD’nin destekleyici olması. DSÖ’ye sağlanan fonların süreceğini umuyorum. Trump, ile İlişkimiz çok iyi ve bunun devam edeceğini umuyoruz” ifadelerini kullandı.

    Direktör, İngiltere’nin korona virüs salgını ile mücadelede DSÖ’ye destek olmak amacı ile sağladığı 200 milyon Sterlin’lik katkıdan dolayı teşekkür etti.

    Öte yandan Avrupa’da bazı ülkeler korona virüs salgını devam ederken önlemleri kaldırmayı tartışıyor.

  • Akpınar: “Harmandalı Çöplüğü Acilen Kaldırılmalı”

    Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, yerel seçimlerin ikinci yıldönümünde proje ve hizmetlerini anlattı. İki yılda 60 milyon liralık yatırım yaptıklarını söyleyen Akpınar “Kültür, sanat, spor ve turizmde marka kent olduk. Biz büyük bir aileyiz. 5 yıllık görev süremiz sonunda Karşıyaka’yı her anlamda dünya kenti yapacağız” dedi.

    Belediye Başkanı Akpınar, kent gündeminin önemli başlıkları stat, çöp tesisi gibi konularda da açıklamalarda bulundu. Akpınar, Harmandalı’da bulunan şehir çöplüğünün bir an önce kaldırılması gerektiğini belirterek “İktidar muhalefet çekişmesi içerisinde İzmir halkı burada zarar görüyor. İlla ben bilirim diye de bir şey yok. Biz illa ben bilirim ile uğraşmıyoruz. İkna sonuçta siyasetin temelindedir. Biat dinin temelindedir. Biat kültürü içerisinde siyaset yapanları ne yazık ki bugün bu hale getiriyor’’ dedi.

    Bugün sabah, Bostanlı Gondol Kafe’de, Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, İzmir’deki medya kuruluşlarının temsilcileri ve basın mensupları ile bir araya gelerek görev süresinde geride kalan 2 yılı değerlendirdi. İlk önce 2 yıllık faaliyetleri içeren tanıtım filmi katılımcılarla izletildi.

    YOL YAPMAK ÖNEMLİ DEĞİL ÖNEMLİ OLAN HALKIMIZLA BÜTÜNLEŞMEK

    Mazbatayı aldığı 3 Nisan 2014 gününden bu güne kadar çalışma arkadaşlarıyla birlikte Karşıyaka halkının desteği ile hizmetleri yerine getirdiklerini ifade eden Akpınar; sözlerini şöyle sürdürdü: ’’Yıldönümleri aynı zamanda bulunduğumuz noktayı görmemize, sorgulamamıza ve geleceğe dair tazelemeye yarar. Keşke bu güzellik yaşadığımız kederli ve acılı günlerin gölgesinde kalmamış olsaydı. Yitirdiğimiz bütün insanları büyük bir hüzünle tekrar anıyorum ve gelecekten de umudumuzu asla kesmiyoruz. Çünkü biz Türk toplumu olarak nice zorluğa, engele rağmen yeryüzüne örnek olmuş, ’Yurtta barış, dünya da barış’ sözünü yaşam biçimi olarak kabul etmiş bir ülkenin çocuklarıyız. Biz iki yıldan bu yana küçük dokunuşlarla büyük mutluluklara sebep olmak için çaba sarf ediyoruz.” Yerel yöneticiliğin zor olduğunu anlatan Akpınar, “Bugün yerel yöneticiliğin çok zor yapıldığı bir süreç içerisinde, tabiri caizse ince bir ipin üzerinde cambazlık yapıyoruz. Çok küçük bütçelerle büyük işler yapmaya gayret ediyoruz. Biz bu zaman kadar yaptığımız işleri büyük paralarla değil büyük bir aşkla, büyük bir sevgi ve savda ile yapılmış işlerdir. Belediyecilik sadece yol yapmak, kaldırım yapmak değil; biz yolları, kaldırımları, parkları, temizlikleri belediye açısından bütün hizmetleri yerine getirirken onun dışında da hizmetleri yerine getirerek halkımızla bütünleştik. Özellikle kamu kaynaklarını güzel bir şekilde kullanarak hiçbir şaibeye yol açmadan örnek bir belediyecilik anlayışını sergiledik” dedi.

    BELEDİYELER DEDİKODU İLE YÖNETİLMEZ

    Belediyeciliğin zor olduğunu ifade eden Başkan Akpınar; şunları söyledi: “Belediyeler yasa ile yönetilir. Belediyeler dedikodu ile yönetilmez, belediyeler ’mış’larla yönetilmez gerçeklerle yönetilir. Çünkü siz küçük bir yeri yönetmiyorsunuz, siz halka hizmetin olduğu bir yeri yönetiyorsunuz. Kendi şirketiniz değil, aile şirketiniz değil, halkın hizmet almak için örgütlendiği ve kurumsal bir yağı haline getirdiği belediyelerle siz bu işi yapıyorsunuz. Biz de bu anlayış içerisinde Karşıyaka Belediyesi olarak kamu kaynaklarını en iyi şekilde kullanarak halka hizmet etmeyi kendimize görev edindik.”

    BENİM ESERİM ’KARŞIYAKA’NIN FİLİZLERİDİR’

    Kendisi için önemli olan projeye değinen Akpınar; şunları söyledi:

    ’’Özellikle ’Karşıyaka’nın filizleri geleceğe hazırlanıyor’ projesi bizim için çok değerli. Toplumsal dayanışmanın en çok ihtiyaç olduğu bir süre içerisinde böyle bir projeyi ortaya çıkarmak ve Karşıyaka halkının da buna sahip çıkarak destek olması bizim için anlamlı. Çünkü bu para ile yapılacak bir iş değil, bu iş tamamen gönüllülük esasıyla yapılıp insanların bütününe dokunma işidir. Hem de ihtiyaç sahibi öğrenciye dokunuyorsunuz hem de ona karşılıksız burs veren aileye dokunuyorsunuz. Bana hep soruyorlar ’Başkanım 5 yıl içerisinde kente bırakacağınız en önemli eser nedir?’ diye, ben o eseri bıraktığımı düşünüyorum. ’Karşıyaka’nın filizleri’ ile çok önemli bir yerel yönetim eserini bıraktığımı düşünüyorum. Biraz önce izlediğimiz Anayasa meydanındaki anıtı yükseltmeyi herkes yapabilir, 15 metrelik anıtı 40 metreye yükseltiyoruz. En güzel parkları yapıyoruz, önümüzdeki süreçte Türkiye’nin ilk eğitim temalı çocuk parkını yapacağız. Ve nesiller boyu eğitim görerek parktan yararlanan çocukları göreceğiz oda bir eserdir. Kültür sarayları yapabilirsiniz, kuleleri herkes yapabilir ama insana dokunup insanın yaşamıyla ilgili geleceği ile ilgili kurgulayacağı yaşamına katkı koymayı da sonuçta herkes de yapamaz diye düşünüyorum.’’

    HAYALİM KARŞIYAKA’DA ÜNİVERSİTE

    Karşıyaka olarak, stratejik planda belirttiğimiz gibi Karşıyaka kültür, sanat, turizm ve spor kenti olacak anlayışı ile çıktığımız yolda Karşıyaka’nın aynı zamanda çok eğitimli olan nüfusunun bir de üniversite ihtiyacı olduğunu düşündüğünü belirten Akpınar, ’’Bu anlamda kentte arayış içerisine girdik. Yıllarca Anadolu Caddesinin üzerinde boş duran eski ismi ile herkesin top sahası olarak bildiği yerin akıbetini hiç kimse bilmezken, herkes belediyenin bir yeri, park alanı olarak düşünürken ve oranın da her yerde olduğu gibi bir binanın yükseleceği düşünülürken biz oraya bağışçı ailenin katkısı ile üniversiteyi getiriyoruz. Şimdi hayalim Karşıyaka’ya bir Güzel Sanatlar Fakültesini kazandırmak. Kurduğumuz Oda orkestramızla yılda 33 konser verip ülke çapında kültür sanat organizasyonlarının açılışlarında yer aldık” diye konuştu.

    Yerel yönetimde en büyük keyfin vatandaşa yapılan hizmet olduğunu anlatan Akpınar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hizmet yapıp vatandaşın mutluluğunu görmek mutluluk verici. Bu anlamda bize destek olan Karşıyakalılara teşekkür ediyorum. 7/24 ulaşılabilen bir anlayışımız var. Sorunlara anında çözüm bulan bir anlayış sergiliyoruz. Çabuk hareket eden bir anlayışa sahibiz. Aday adaylığım, adaylığım ve başkan olduğumdan beri yerel yönetimleri resmi daire algısından çıkartıp kentin en büyük sivil toplum örgütü haline getirmeye çalıştım. Tabi ki yasalara bağlı olarak. Biz bunu yapıyoruz. Belediyede birinci kattan girin, Başkanlık katına kadar özel bir sektöre geldiğinizi düşünürsünüz.’’

    KENTİN GELECEĞİ PLANLANIYOR, STAT ÖRNEKKÖY’DE OLMALI

    Konuşmasına devam eden Akpınar, ’’Siyasetçiler bence kent için çalışmalı, biz yerel yöneticiler olarak yaşadığımız kente hizmet ederken sonuçta vatandaşın rahat yaşaması için çalışıyoruz” dedi.

    Siyasetin bugün çok farklı bir ortamda ilerlediğini anlatan Akpınar, sözlerine şöyle devam etti:

    “Siyaset insanların birbirini karalaması değildir, birbirlerinin farklılıklarını ortaya çıkararak halkı buna inandırabilmektir. Bugün, muhalefette olan milletvekilleri, yani ülke de iktidar ama İzmir’de muhalefet olan milletvekilleri, muhalefet yapıyorlar ama neye karşı yaptıklarını tam kendileri de bilmiyor diye düşünüyorum. Çünkü hepimiz vatandaşa hizmet için çalışıyoruz. Bugün yerel iktidarda olan Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları, hizmet yaparken vatandaşını ayırmadan hizmetleri yerine getiriyor. Ama üzülerek görüyorum ki, AKP milletvekilleri ’Bize verirseniz, biz bunları yaparız’ diyorlar. Şimdi vatandaş üç yıl daha mı beklesin? 2019’da o hayaliniz gerçekleşmedi vatandaş bir 5 yıl daha mı beklesin? Ben bunun çok doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. Stadyum konusu sadece Karşıyaka’nın bir sorunu değil İzmir’in bir sorunu. Sportif başarı sorunu statlardan kaynaklanmadığı bugün Türkiye’nin birçok ilindeki takımların başarı oranı ile de görülmüş oluyor. Hemen Ege Bölgesinin medarı iftarı Akhisar Belediyespor’un stadı bile yok 2 yıldan beri ama bugün ligde ilk beşin içerisinde. Demek ki başarı stadyumdan kaynaklanmıyor o bir yönetsel anlayıştan kaynaklanıyor. Stadyum konusunda kent yöneticilerinin yapması gereken iş kentin doğru planlanması açısından ve geleceği açısından doğru yerde yapılmasını önermesidir. Bugün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı da ben de mevcut alanın çok doğru bir yer olmadığını düşünerek ve kentin çok dışında olmayan ve kentimizin göbeğinde olan Örnekköy’de sadece bir stadyum değil bir spor kompleksi yapılmasının çok daha doğru olacağını ve kentin önümüzdeki yıllarda daha rahat bir nefes alabileceğini inanıyoruz.’’

    HARMANDALI ÇÖPLÜĞÜ ORADAN KALDIRILMALI

    Yamanlar dağına yapılması planlanan katı atık bertaraf tesisine ÇED onay verilmemesini siyasi olarak nitelendiren Akpınar; şunları söyledi:

    ’’İzmir’de kimse kendi bulunduğu yerde Katı Atık Bertaraf tesisi istemiyor. Dünyanın her yerinde kent merkezinde çöp fabrikaları var. Biz Karşıyaka belediyesi olarak çöp tesisi açıyoruz atık ayrıştırma merkezi. Harmandalı gibi şehir merkezi içerisinde kalmış ve depolama alanı olan bir yerden artık İzmir’in hemen kurtulması gerekiyor. Bir an önce bütün kurumların bir araya gelerek, İzmir’de bir tanenin yeterli olmayacağını düşünerek, nerelerde yapılacaksa bu tesisleri yapıp bir yandan da ekonomiye dönülmesini sağlamak gerekir. İktidar muhalefet çekişmesi içerisinde İzmir halkı burada zarar görüyor. İlla ben bilirim diye de bir şey yok. Biz illa ben bilirim ile uğraşmıyoruz. İkna sonuçta siyasetin temelindedir. Biat dinin temelindedir. Biat kültürü içerisinde siyaset yapanlar ne yazık ki bugün bu hale getiriyor.”

  • İlahiyatçı, Sosyolog Erdoğan: “Camilerdeki Reklam Unsurları Kaldırılmalı”

    İlahiyatçı ve Sosyolog Erol Erdoğan, huşu ve estetik için cami içleri ve bahçelerin reklam alanı olmaktan kurtarılması gerektiğini söyledi.

    Erol Erdoğan, CF dergisindeki yazısında, büyük şehirlerdeki selâtin camilerinden köy camilerine hatta yollardaki mola mescitlerine kadar irili ufaklı her ibadet mekânının reklam alanı olarak kullanılmasının üzücü olduğunu belirterek, “Camilerdeki en masum reklam aracı saat ve takvimler. Minber ve mihrabın yanına veya dış cemaat yerine asılan saat ve takvimler estetik olmadığı gibi kasap dükkânından AVM’ye, otobüs firmasından kuyumcu esnafına kadar çeşit çeşit reklamlar içeriyor. Bazen küçücük bir camide 2-3 takvim yan yana asıldığı oluyor. Camilerdeki reklam araçları takvim, imsakiye, saatle sınırlı değil. Mesela namaz vakitlerini gösteren çizelgeler var. Bakıyorsun altında bir bilgisayar firması reklamı var. Bir köşede 32 farz tablosu var; altında bir manav veya elektrikçi reklamı. 54 farz kâğıdının altında da bir yayınevi logosu. Başka bir yerde bir hilye tablosu var. Onun da altında bir çiğköfteci ya da esnaf lokantası adresi” dedi.

    Camilerde klimanın cemaati rahatlattığını belirten Erdoğan, “Fakat altındaki ‘Bu klimayı filan bağışladı’ ibaresi olmasa daha güzel olacak. Başka bir duvarda, altında bir tur şirketinin adresi olan Kâbe fotoğrafı. Peygamber aleyhisselam “Dünyaya veda eden kişinin namazı gibi namaz kıl” buyurmuş. Biz ise bazı dünyalıkların namaz mekânına ‘bir şekilde’ iliştirilmesi ile karşı karşıyayız. Bir de her yerde ‘görünür’ olmayı prensip edinmiş belediyelerimizin camileri reklam alanı gibi kullanma alışkanlıkları var. Mesela tarihi camiler. Belki Mimar Sinan’ın, belki Sedefkâr Mehmet Ağa’nın ya da Atik Sinan’ın eseri bir cami düşünün. Yaptıranı bir padişah veya ona eş bir tarihi şahsiyet. Her birine emek verilmiş kocaman kocaman eserler. Her biri sanat eseri, her biri asırlardır koruna koruna bugüne kadar gelmiş. Bazısı iki minareli, bazısı dört minareli. Milyonlarca insan asırlardır o camilerde saf tutmuş, namaz kılmış. Bu camilerin çoğunda mimarının veya yaptıranının kim olduğuna dair avuç içi kadar bile tabela yer almazken, caminin avlusuna kondurulmuş tente güneşliğin üzerine büyük harflerle “filan belediye” yazılmış. Hem de tentenin her yerine; sağına, soluna, direğine, cıvatasına” dedi.