Etiket: Kalbinde

  • Kalbinde 9 adet tümör ile doğan bebek sağlığına kavuşuyor

    Gaziantep’te kalbinde, büyüklükleri 0.6 ile 1.8 santimetre arasında değişen 9 adet tümör ile doğan bebek, sağlığına kavuşuyor

    Gaziantep’te yaklaşık 6 ay önce dünyaya gelen Gülay Ravza Tolu bebeğin anne karnında çekilen eko kardiyografisinde kalbinde kitleler tespit edildi. Doğumun ardından çekilen grafilerde de büyüklükleri 0.6 santimetre ile 1.8 santimetre arasında değişen tümörler belirlenen Gülay Ravza bebek, tümörlerin pasının ise kardiyak rabdomiyom olduğu belirlendi.

    Takip ve tedavisi için harekete geçen hastane doktorları, uyguladıkları ilaç tedavileri ile bebeğin kalbinde bulunan 9 adet tömörden 6 tanesi küçülerek tamamen temizlemeyi başardı. Kalan 3 adet tümörü de şuan kalbe zarar vermeyecek boyutlara indiren doktorlar, bebeğin sağlık durumunu yakından takip ediyor. Yaş ilerledikçe kalan tümörlerin kendiliğinde küçülme ihtimali olan bebek, aksi durumda ise yine ilaç tedavisi ile yada ameliyat ile kalan tümörlerden kurtarılması planlanıyor.

    Kalp tümörlerinin tedavisinde önde geliyor

    Hastane kalp tümörleri tedavisinde bölgenin ve ortadoğunun önde gelen hastaneleri arasında yer alıyor. Hastaneye Elazığ’dan Şanlıurfa’ya kadar bir çok ilden hasta geliyor. Suriye sınırından alınan ve hastane yoğun bakımında tedavi gören bir çok bebeğin de bulunduğu hastaneye daha önceden İstanbul yada Ankara gibi illere tedavi görmeye giden Hatay, Mardin, Osmaniye, Kahramanmaraş gibi Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinden hastalar da başvuruyor.

    Kalp tümörü uyarısı

    Hastana uzman doktorları ise, kalp tümörleri çok nadir görülürler. 10-15 bin bebek doğumunun yaklaşık 3 ünde görülebildiğini belirterek, kalp tümörlerinde en sık görülen türünün ise kardiyak rabdomiyon olduğunu kaydetti. Bu tür tümörler tek kitle olarak görülebildikleri gibi çok sayıda kitle şeklinde de bulunabileceğini de hatırlatan doktorlar, bu türde ise en çok korkulan etkilerinin kalbin çalışmasını bozmak, kalp kapaklarını ve damarlarını tıkayarak kan akışını engellemek ve kalpte ritim problemi yaparak ani ölüme sebebiyet vermesi olduğunu kaydetti.

    Hastane doktorları, bu korkulan etkilerine rağmen tümörlerin tedavsiinin mümkün olduğunu da ifade eti.

  • Şehrin kalbinde betonlar arasında 94 yıllık oksijen deposu

    İzmir Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı Ağaçlandırma ve Toprak Muhafaza Şefliği bünyesinde yer alan, İzmir’in Karşıyaka ilçesinde beton blokların arasında toplam 17 bin metre karelik alanda hizmet veren Orman Fidanlığı adeta yeşil bir vadi gibi bölgeye renk katıyor.

    1924 Yılında Atatürk’ün talimatları ile kurulan Karşıyaka Orman Fidanlığı neredeyse Cumhuriyetle yaşıt devasa bir oksijen deposu. Fidanlık içinde 300 den fazla bitki türü bulunduğunu belirten İzmir Orman İşletme Müdürü Erdal Şahan, Karşıyaka Orman Fidanlığının 1924 yılından bu yana ağaçlandırma sahalarının yanı sıra kamu ve özel sektörün park bahçe tanziminde kullanılabilecek her türde boylu, formlu fidan taleplerini istenilen miktarlarda karşıladığını söyledi. Fidanlığın her gün özellikle anaokulu ve ilkokul çağındaki öğrenci ve öğretmenlerinden oluşan yüzlerce ziyaretçisi olduğunu belirten Orman İşletme Müdürü Erdal Şahan, çocukların ormanların tohumdan fidana, fidandan ağaca olan öyküsünü dokunarak görerek burada öğrendiklerini, orman sevgisi ve bilincinin aşılanmasına büyük faydası olduğunu söyledi. Kapılarının hafta içi mesai saatlerinde ve cumartesi günleri de öğleye kadar ağaca ve ormana sevdalı olan, bitki ve ağaç türleri konusunda merakı olan, öğrenmek isteyen 7’den 77 ye tüm vatandaşlara açık olduğunu belirten İzmir Orman İşletme Müdürü Erdal Şahan, burada ücretsiz olarak orman mühendisleri tarafından bitki ve ağaç türleri hakkında eğitimler verildiğini, cd , afiş , broşürler dağıtıldığını da sözlerine ekledi.

    94 Yıldır beton bloklar arasında devletin himayesinde vatandaşlara hizmet veren Karşıyaka Orman Fidanlığı, içinde çeşitli boy ve yaşta ibreli-yapraklı ağaç, çalı, yer örtücü ve iç mekân bitkilerinden oluşan 300 tür bulunmakta bunlardan bazıları şöyle: İğne yapraklılardan; limoni servi, leylandiler, himalaya sediri, fıstık çamı, kara servi, mavi servi, mavi ladin, ardıç. Yapraklı ağaçlardan; mimoza, y.karabiber, gravilla, fenix, palmiye, bodur ve çin palmiyesi, çınar, demir ağacı, iğde, akçaağaç, tespih ağacı, kıbrıs akasyası, yalancı akasya, manolya, süs çalılarından; gül, abelya, kartopu, vangelya, dağ muşmulası, berberis, pitosporum. leylak, zakkum, boddur akasya, ada mercanı kokulu, gül, japon gülü, yer örtücülerden; ajuka, gazanya, sedum, serastiyum, buz çiçeği,yabani menekşe sarmaşıklardan; acem borusu, bodur acem borusu, beyaz yasemin, hanımeli, sarmaşık güller, orman sarmaşıkları, iç mekan bitkilerinde arokarya, benjamin ve şeflore en çok talep gören fidanlar türleri.

  • Gürsu Ayyıldız Mehter Takımı Bilecik’in tam kalbinde

    Bursa’nın Gürsu Belediyesi bünyesindeki Ayyıldız Mehter Takımı, Bilecik’te tarihi mekânlarda konser verdi.

    Gürsu Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü tarafından organize edilen “Şehrin Tam Kalbinde, Tam Vaktinde” faaliyetleri sürüyor. Ayyıldız Mehter Takımı tarafından Bilecik Şeyh Edebali Türbesi ve Ertuğrul Gazi Türbesi’nde sunulan gösteriler renkli görüntülere sahne oldu.

    Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, “Ayyıldız Mehteran Takımı’mızla Bursa ve ülkemiz çapında faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Bizi biz yapan tarihi, kültürel değerlerimizden olan mehter takımımız, kahramanlık ve fedakârlıklarla dolu muhteşem mazimizin dile gelişidir. Tarihimizden gelen mehteran kültürünün gelecek nesillere aktarılmasında katkımız olsun istiyoruz. Ayyıldız Mehter Takımı, gerçekleştirdiği gösterilerde büyük takdir toplamakta. Dünyanın ilk ve en eski ordu bandosu olan mehter takımı, bizim kültürel birikimimizin delili. İçimizi titreten, kalpleri şevke getiren, heybetiyle düşmana korku salan ve savaşa bayram havasında gidilmesini sağlayan mehter takımlarımızın gösterileri hala hepimizde aynı coşkuyu oluşturmakta” dedi.

  • BTSO üyeleri dünya ticaretinin kalbinde

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), üyelerini dünyanın en prestijli pazarlarıyla buluşturmayı sürdürüyor. Ekonomi Bakanlığı destekleri ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) işbirliğinde New York’un en işlek bölgesi olan Manhattan’da açılışı gerçekleştirilen Türk Ticaret Merkezi’nde Bursa’dan da 14 firma faaliyet gösteriyor.

    New York’taki Türk Ticaret Merkezi’nin resmi açılışı, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül başta olmak üzere devlet kurumlarının ve sivil toplum kuruluşları başkanlarının yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Tahran, Dubai ve Chicago’nun ardından hayata geçen New York TTM, BTSO’nun da odalar ve borsalar arasındaki ilk işbirlikçi kuruluş olarak yer aldığı merkez özelliği taşıyor. Ev tekstili, hazır giyim, halı ve iş kontratları sektörlerinden 30 firmanın bulunduğu New York TTM, kısa süre içerisinde deri ve ayakkabı sektöründen firmaların da katılımıyla toplamda 40 firmanın ürünlerini sergilediği bir merkez olacak.

    Dünya pazarlarının oyuncuları

    BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi’yle birlikte ev sahipliği yaptığı açılışta, merkezin ülke ekonomisine ve Bursa iş dünyasına sağlayacağı katkılara ilişkin değerlendirmede bulundu. Türkiye’nin ihracat stratejileri kapsamında açılan merkezlerin Türk firmalarına dünyanın en güçlü pazarlarında önemli bir rekabet avantajı sağladığını ifade eden Başkan Burkay, “Firmalarımız dünya ticaretinin merkezi olarak kabul edilen bölgelerde artık yerel oyuncu kimliği kazanıyor. İhracatçımıza sundukları desteklere yenilerini ekleyen Ekonomi Bakanlığımıza ve firmalarımızın koordinasyonunu sağlayan TİM’e teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

    Hedefte 10 merkez var

    Bursa iş dünyası olarak Türkiye’nin ihracata dayalı kalkınma hedeflerine önemli katkılar sunduklarını belirten Başkan Burkay, “Küresel Fuar Acentesi, Ticari Safari, Ur-Ge ve kümelenme projeleriyle ülkemizin dış ticaretine önemli katkılar sunmayı sürdürüyoruz. TTM projesiyle de Bursa firmalarını güçlü olduğumuz pazarların yerel oyuncusu olarak konumlandırmak istiyoruz. Bu kapsamda New York TTM’de de ev tekstili ve iş kontratları sektörlerinde faaliyet gösteren 14 firmayla yer alıyoruz. Sektör temsilcilerimiz, Empire States binasının 2 blok yanında yer alan bu merkezde yeni müşteriler kazanarak, ihracatlarını artıracak. Başta Moskova, Londra ve Shanghai olmak üzere 10 merkezde daha ticaret merkezi açmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin ihracatına yön veren Bursa’nın TTM’lerle birlikte yeni bir ivme yakalayacağına inanıyorum” diye konuştu.

    New York TTM’de BTSO ofisinin de bulunduğunu belirten Başkan Burkay, pazara ilgi duyan Bursa iş dünyası temsilcilerine teknik altyapı, mali, müşavirlik ve hukuk hizmetleri başta olmak üzere birçok konuda destek sunacaklarını da sözlerine ekledi.

    Türkiye ticaret merkezi

    Türkiye’nin 2023 ihracat stratejisi hedefleri doğrultusunda, değişen rekabet koşulları ve ihtiyaca uygun olarak ihracatın gelişmesine olanak sağlamak amacıyla Ekonomi Bakanlığı’nca desteklenen TTM projesi, TİM öncülüğü ve koordinasyonunda hayata geçirildi. TTM projelerinde kira, sektör uzmanı olarak çalışacak personel, sektörel tanıtım ve tefrişat harcamaları destekleniyor. Ekonomi Bakanlığı tarafından belirlenen destek oranı hedef ve öncelikli ülkelerde yüzde 75, diğer ülkelerde yüzde 60 oranında yapılıyor. Fuar merkezi mantığında işleyen Türkiye Ticaret Merkezleri, yurt dışı pazarlara açılmakta zorluk çeken orta ve küçük ölçekli firmaların da uluslararası pazarlara erişimini kolaylaştırıyor.

  • “Her yüz çocuktan birinin kalbinde problem var”

    Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nuri Cömert, kalp hastalıklarının bebeklik döneminde de görülebildiğini belirterek, yaklaşık her yüz çocuktan birinin kalbiyle ilgili problem yaşadığını söyledi. Cömert ayrıca, doğumsal kalp hastalığı olan bir bebeğin dünyaya gelme olasılığının binde 8-10 olduğunu belirtti.

    Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümünden Uzm. Dr. Nuri Cömert, çocukluk çağındaki kalp hastalıkları ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi. Çocukların çoğunun sağlıklı bir kalbe sahip olsa da, yaklaşık her yüz çocuktan biri kalbiyle ilgili problem yaşadığını kaydeden Cömert, “Erken tanı ve tedaviyle önlem alındığı takdirde kalp hastalığı olan çocukların sağlıklı bir şekilde yaşamlarına devam etmesi mümkün olabiliyor. Çocukluk çağında kazanılan sağlıklı beslenme ve düzenli spor alışkanlığı, hayatın sonraki dönemlerini etkileyerek ileriki yaşlarda ortaya çıkabilecek sorunları önlemede önemli rol oynuyor” dedi.

    “Kalp hastalıkları bebeklik döneminde de görülebiliyor”

    Çocukluk dönemindeki kalp hastalıklarının iki kategoride değerlendirildiğini aktaran Cömert, “Doğumsal ve sonradan kazanılmış kalp hastalıkları olarak ikiye ayrılmaktadır. Doğumsal hastalıklar; kalp kusurları denilen kalbin odacıkları ve büyük damarları arasında delik veya bağlantı olmasıdır. Sonradan kazanılanlar ise akut romatizmal ateşe bağlı kalp kapak hastalıkları ve çeşitli bulaşıcı hastalıklara bağlı kalbi tutan hastalıklardır. Yine çocukluk çağında kalp ritim problemleri, kalp duvar kalınlaşması veya incelmesi nadir de olsa görülebilir” diye konuştu.

    Bebeğinizin ağız çevresi ve tırnak dipleri morarıyorsa dikkat

    Bebeklerdeki kalp hastalığı belirtileri hakkında bilgiler paylaşan Cömert, “Bir anne adayının doğumsal kalp hastalığı olan bir bebek dünyaya getirme olasılığı binde 8-10’dur. Ülkemizde yılda yaklaşık 15 bin çocuk, doğumsal kalp hastalığı ile doğmaktadır. Çocuklarda kalp hastalıklarının belirtileri, hastalığın tipine göre önemli farklılıklar gösterebilmektedir. Önemli doğumsal kalp hastalığı olan çocuklar genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç ay içerisinde tanı alır. Bazen bebeklik döneminde ağız çevresinde veya tırnak diplerinde morarma ilk belirti olabilir. Ayrıca sık nefes alma, nefes alma zorluğu, beslenme bozukluğu, kilo alamama ya da kilo kaybı, aşırı terleme yine belirtiler arasında yer almaktadır” dedi.

    “Çocuklarda aşırı kilo kalp sağlığı için en büyük tehlike”

    Aşırı kilonun kalp sağlığı için büyük bir tehlike olduğunu vurgulayan Cömert, sözlerini söyle sürdürdü:

    “Dünya üzerinde okula giden her on çocuktan biri aşırı kiloludur. Dünyada yaklaşık 45 milyon üzerinde aşırı kilolu çocuk olduğu varsayılmaktadır. Çocukluk çağını aşırı kilolu geçiren bireylerde kalp hastalığı riski oldukça fazladır. Çocukluk çağı obezitesi, genel kalp sağlığı açısından toplumun geleceğe yönelik en büyük risktir. Çocuklara kalp sağlığını koruyacak düzenli spor yapmak, kilo kontrolü, sağlıklı beslenme gibi davranışları öğretmek alınabilecek en büyük önlemdir. Ayrıca sağlıklı beslenme alışkanlığı; çocuğun bedensel, sosyal ve duygusal gelişimi üzerinde önemli bir rol oynamaktadır.”

    “Spora başlayacak çocukların kalp kontrolünün yapılması gerekiyor”

    Spora başlayan çocukların ilk etapta kalp kontrolü yaptırması gerektiğini belirten Cömert, “Şikayeti olmayan çocuklar için risk değerlendirmesi yapılmalıdır. Ailede kalp hastalığı erken yaşta başlıyorsa, çocuk kilolu ve hareketsiz bir yaşam sürüyorsa çocukların sağlık kontrolü de okul döneminde başlatılarak gereken önlemler alınmalıdır. Spor yapan çocuklar için, spor sırasında aşırı efor sarf edildiğinden, bu durum sağlıklı bir kalpte problem yaratmazken altta yatan hastalık varlığında sıkıntı oluşturabilir. Çocukların yapacağı sporun zorluk derecesine göre; kalp hastalığı açısından detaylı bir kardiyoloji muayenesi, elektrokardiyografi ve kalp yapısını kontrol etmek içi ekokardiyografi denilen testler uygulanabilir” ifadelerini kaydetti.

    “Kalp sağlığı için stres faktörlerini azaltmak şart”

    Ergenlik geçiş döneminin kendine özgü stres oluşturacak etmenlerin arttığı bir zaman dilimi olduğunu söyleyen Cömert, bunun bazı çarpıntılara yol açtığını söyledi. Bazı çarpıntılarda ilaç tedavisinin gerektiğini belirten Cömert, stresör faktörlerini azaltmak ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını devam ettirmek için ebeveynlere sorumluluk düştüğünü kaydetti. Cömert, “Çocukların bu dönemde düzenli olarak yaptığı spor etkinliklerine yönlendirmek, sağlıklı bir fizik yapının gelişmesini sağlarken; ileriki dönemde, sağlıklı beslenme ile birlikte birçok kronik hastalığın oluşma riskini de azaltmaktadır. Yetişkinlik döneminde kalp hastalığının önlenmesinin temeli ise çocukluk çağında olduğu gibi günlük düzenli yürüyüşler yapmak, sağlıklı beslenme alışkanlığını yaşam tarzı haline getirmektir. Risk faktörlerine yönelik yaşam tarzı değişimi ve ilaç tedavisi, hedeflenen değerlere ulaşıldığında kalp hastalığı riskini minimuma indirmektedir” dedi.