Etiket: Kalbe

  • Yedi Başak’tan ‘Kalpten Kalbe İyilik’ projesi

    Yedi Başak İnsani Yardım Derneği Kurban 2018 çalışması ile binlerce aileye hayırsever halkımızın destek ve iyiliklerini ulaştırdı.

    Yedi Başak İnsani Yardım Derneği bu yılki Kurban organizasyonunu “Kalpten Kalbe İyiliktir Kurban” sloganıyla yurt içindeki Kurban çalışmaları ile birlikte 3 kıta 10 bölgede gerçekleştirdi. Kurbanlarını Yedi Başak’a bağışlayan hayırseverler, kurban çalışmaları için belirlenen ülkeler arasından diledikleri yerde kurbanlarını kestirdiler. Yedi Başak İnsani Yardım Derneği, 2018 yılı Kurban çalışması kapsamında Türkiye ile birlikte 10 bölgede kurban bağışlarını sahiplerine ulaştırdı. Bu yıl da Kurban vesilesiyle kesim bölgelerine giden Yedi Başak gönüllüleri onları bekleyen kardeşlerine sadece kurban eti götürerek değil, aynı zamanda hayat koşullarını iyileştirmeye yönelik çeşitli projelerle de destek oldu. Özellikle Afrika Çad’ta su kuyularının, eğitim merkezlerine destek, Kur’an-ı Kerim Dağıtımı, süt keçisi desteği gibi projelerin temelleri de kurban ziyaretlerinde atıldı.

    Türkiye’deki ihtiyaç sahiplerine de yardımlar ulaştı

    Kurban sevincini ülkemizdeki ihtiyaç sahibi kardeşlerimizle de yaşayan Yedi Başak İngiltere merkezli Islamic Relief Türkiye Temsilciliği ile birlikte Gaziantep merkez ve Nizip ilçesinde bin 860 aileye kurbanlık et ulaştırdı. Yedi Başak Şanlıurfa Temsilciliği de kestikleri 480 koçun etlerini ise, 3 bin ihtiyaç sahibine ulaştırdı. Öte yandan Yedi Başak Siverek ve Viranşehir Temsilcilikleri de bölgelerindeki muhtaçlara ayrılan etleri ulaştırdı.

    Savaş ve kriz bölgelerine öncelik

    Yedi Başak kurban çalışmasını öncelik mülteci kampları, savaş ve yoksulluk bölgelerinde gerçekleştirmeye çalıştı. Bu kapsamda Filistin, Suriye, Somali, Yemen, Bangladeş ile Arakan’da çalışmalara öncelik verildi. Yedi Başak Suriye krizinin sekizinci yılına girdiği bu kurban bayramında bağışçıların iyiliklerini Suriyeli mültecilere ulaştırdı. Uzun süredir savaş ve zülme maruz kalan Suriyeli halka kurban vesilesi ile halkımızın selamını götüren Yedi Başak onları yalnız bırakmadı.

    Yedi Başak ekipleri, Müslümanlara yapılan zulmün bitmediği Arakan’da da kurban organizasyonu gerçekleştirdi. Bangladeş kamplarına sıkışmış 1 milyon 300 bin Müslüman Arakanlı mülteciye ulaştırılmak için derneğe vakalet verilen kurbanlıklar mülteci kamplarında kesilip ihtiyaç sahibi halka ulaştırıldı. Dernek sadece Kurban bayramında değil Arakan’da katliamlar sonucu evlerini terk etmek zorunda kalan Arakanlı Müslümanlara acil yardım çalışmaları kapsamında sürekli yardım ulaştırıyor.

    Son dönemde yaşanan saldırılardan çok etkilenen Yemen’de ise kurban kesimi yapan Yedi Başak bölgede yaşayan zor durumda kalan ailelere et dağıtımları yaptı. Çatışmalardan dolayı bölgede insanlar gıda maddelerine ulaşmakta çok zorluk çekiyor. Aynı zamanda kolera gibi salgın hastalıklar yüzünden çok sayıda kişi hayatını kaybediyor.

    GazzeAntep Kardeşliği

    Yedi Başak, Filistinli ihtiyaç sahiplerini de unutmadı. Bağışçıların büyük önem verdiği bölgede Yedi Başak ekipleri, abluka altında özgürlüklerinden mahrum olarak yaşamak zorunda bırakılan Filistin ve Gazze’deki ihtiyaç sahiplerini iyilik taşıdı.

    Derneğin yürüttüğü Filistin çalışmalarına bu yıl Gaziantep Şahinbey Belediyesi’nin de anlamlı destek geldi. Abluka altında bulunan Gazze de hayat ve ekonomik şartlar git gide zorlaşıyor. Şahinbey Belediye’nin desteği ile Gazze içinde satın alınan kurbanlıklar bayramın ilk günü kesilerek kardeş Gazzelilere ulaştırıldı. Gaziantep ve Gazze arasında gönül köprüleri kurmaya çalışan Şahinbey Belediyesi Yedi Başak’ın destekleri ile iki halk arasında güzel çalışmalara imza atıyor.

    Bu yıl dernek Filistin’de kurban sevincini yıl boyu sürsün diye Hindistan’da kesilen kurbanları paylara ayırıp, dondurularak gemilerle Gazze ve Kudüs’e ulaştıracak. İhtiyaç sahibi ailelere dağıtımlar yıl boyu devam edecek.

    Afrika’ya Gönül Köprüsü

    Yedi Başak ekipleri, Afrika’da da yoğun bir kurban çalışması yürüttü. Afrika’da çok sayıda proje yürüten Yedi Başak, bu sene ihtiyaç duyulan birçok ülkede kurban çalışması yaparak ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırdı ve bir nebze de olsa onların mutluluklarına ortak oldu. Somali’de kurbanlıkları kesen dernek, etleri fakir halka ulaştırdı. Afrika Nijer, Burundi, Uganda da kurban kesimleri ve dağıtımları yapılarak yüzbinlerce kişiye ulaştırılmaya başlandı.

    Yedi Başak Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bulut ve Genel Sekreter Ferhat Tuncer’inde bölgeye giderek çalışmaları yürüttüğü Çad’ta dernek binlerce insana yardım ulaştırdı. Afrika Çad’ta su kuyularının, Kur’an-ı Kerim dağıtımı, süt keçisi desteği gibi projelerin temelleri de kurban ziyaretlerinde atıldı.

  • Dr. Yücel: “Kederlenmek, kalbe oldukça zararlıdır”

    Çevredeki olayların çok fazla etkisi altında kalmanın ve onlar için kederlenmenin kalbe oldukça zararlı olduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Oğuzhan Yücel, kişinin sürekli kendini memnun ve mutlu edecek bir şeyler bulmasının kalp krizi geçirme riskini düşürdüğünü söyledi.

    Kalp ve damar hastalıklarının küresel olarak bir numaralı ölüm sebebi olduğunu belirten Büyük Anadolu Hastaneleri Kardiyoloji Uzmanı Dr. Oğuzhan Yücel, kalp krizini önlemenin mümkün olduğunu söyledi. Kalp krizi riskini azaltan önerilerde bulunan Yücel, “Kalp krizi riskini arttıran faktörlerden birkaçı da sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite, tütün kullanımı ve alkol kullanımı yer almaktadır. Sağlıksız beslenildiği takdirde yetersiz fiziksel aktivite etkisiyle kan basıncında yükselme ve şeker yüksekliği gibi faktörlerin görülmesine neden olur. Kalp krizi riskini azaltmak için düzenli olarak fiziksel aktiviteler başta olmak üzere sağlıklı beslenme, sebze-meyve tüketimi ve alkol, sigara gibi zararlı kullanımından kaçınılmasının kardiyovasküler hastalık riskini azalttığı gösterilmiştir” dedi.

    Gülmek ve ağlamak

    Gülmenin keyif hormonu salgıladığını belirten Yücel, “Genellikle aşırı üzüntü, öfke, aşırı yük gibi faktörler ağlama ya da gülmeye neden olur. Kişi gerçekten durumu kafasında algılayarak mizah duygusu ile hareket ederek gülerse, büyük oranda rahatlar. Gülmek, keyif hormonlarını salgılar ve stres hormonlarının baskılanmasına yardımcı olur. Bu sayede kalbe zararlı olan faktörler de ortadan kalkar” diye konuştu.

    Stresten ve dertlerden kaçınmak

    Stresten ve dertlerden uzak durulması gerektiğini vurgulayan Yücel, “Çevredeki olayların çok fazla etkisi altında kalmak ve onlar için kederlenmek, kalbe oldukça zararlıdır. Çünkü kişinin sürekli kendini memnun ve mutlu edecek bir şeyler bulması, kalp krizi geçirme riskini düşürmektedir. Mutluluk, var olan hastalıklarının ilerlemesini de yavaşlatır” şeklinde konuştu.

    Günlük egzersiz ve aktiviteler

    Hareket ve egzersizlerin büyük önem taşıdığını belirten Yücel, “Hareketsiz olarak 2 saati masa başında geçirmek ciddi bir kalp krizi riski oluşturmaktadır. Öncelikle günlük 45 dakikalık yürüyüş yapmak çok önemlidir. Otururken yapılabilecek egzersizler çok önemlidir. Bunlar; boyun çevirme, bacakları karna çekip uzatma, pedal hareketi yapma ve kolları arkaya doğru açarak germedir” dedi.

    Öğle uykusu

    Ruhsal olarak uykusuzluğa dayanmanın zor olduğunu belirten Yücel, “Öğle uykusu uyuyanların uyumayanlara göre kalp krizi geçirme riski yarı yarıya düşmektedir. Çünkü uykuda beden ile birlikte ruhsal dinlenme de vardır. Fizik olarak uykusuzluğa dayanabilir ama ruhsal olarak dayanmak mümkün değildir. Ruhsal gerilim de vücutta zararlı hormonların salgılanmasına neden olur, bu da kalp krizi riskini tetikler” diye konuştu.

  • Kök hücre nakli ule ikinci hayatlarına kavuşan hasta ve bağışçılardan ’İlikten Kalbe Mektuplar’

    Hiç tanımadığı, hatta hiç tanışamayacağı kişilere yeniden hayata bağlayan kök hücre bağışçıları ve hastalar, birbirlerine gönderdikleri ilikten kalbe giden içten mektuplarla bağ kuruyorlar. Arnavutluk vatandaşı Ariana Pepa ve Şeyda Yılmaz, ’İlikten Kalbe Mektuplar’ projesi kapsamında Türk Aferez Derneği tarafından düzenlenen 12’nci Ulusal Aferez Kongresi’nin davetlisi olarak İstanbul’a geldi.

    Bu yıl İstanbul’da düzenlenen 12’nci Ulusal Aferez Kongresi’nin 2 tane özel konuğu vardı. Kongrede oturumlar yanı sıra tanımadıkları hiç kişilerden aldıkları ilik nakli ile sağlıklarına kavuşan Arnavut vatandaşı Ariane Pepa (58) ve üniversite öğrencisi Şeyda Yılmaz (21) dikkat çekenler arasındaydı. Arnavutluk Tiran’da yaşayan Akut lenfoblastik lösemi, (PH+ B-ALL) hastası Ariana Pepa, Türkiye’de kök hücre nakli olduktan sonra hastalığı yendi ve torununu görme şansına sahip oldu. Ariana Pepa, şimdi mutlu ve sağlıklı bir babaanne. Nadir ve genetik kökenli Fankoni Aplastik Anemisi hastası olan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Şeyda Yılmaz’ın üniversite birinci sınıfta iken böbreğinden tümör alınıyor ama rahatsızlıkları geçmiyor cildinde büyük mor halkalar oluşuyor ve 2016 yılında böbreğindeki tümöre de neden olan Fankoni Aplastik Anemisi teşhisi konuyor. Çözüm kemik iliği (kök hücre) nakli. Hemen aile üyelerine bakılıyor, 4 kardeşinden biri uyumlu çıkıyor ama o da Fankoni Aplastik Anemisi taşıyısıcı, yani derdine çare olamıyor. Yaklaşık 3 yıl önce hayata geçirilen milli kök hücre bankamız TÜRKÖK’e başvuru yapılıyor ve bağışçı (Donör) bulunuyor. Yapılan nakil sonrasında Şeyda hayata yeniden tutunuyor ve yeniden doğuyor.

    ’İlikten Kalbe Mektuplar’ süreci hakkında bilgi veren Doç .Dr. Emre Tekgündüz, ’’Kök hücre nakli ülkemizde çok büyük bir gelişme gösterdi. 2016 sonlarına doğru, yaklaşık 4 bin nakle ulaştık. Herhalde 2017’de 4 bini aşmış olacağız. Bu nakillerin kabaca yüzde 50’ye yakını başka bir vericiden yapılan nakiller. Burada bir kardeş verici yok ise akraba dışı verici adayları taranıyor. Ülkemizde TÜRKÖK kapsamında tarama yapmak mümkün olduğu gibi; yurtdışı doku bankalarına da başvuru yapılabiliyor. Akraba dışı nakil olduğu zaman sizin adını bilmediğiniz bir kardeşiniz olmuş oluyor. Burada ister istemez hiç tanımazsanız bile bir gönül bağı kurulmuş oluyor. Belli bir süre geçtikten sonra gerek hastalarımız gerekse vericilerimiz birbirlerini tanımak istiyor. Bu işin içinde gizlilik olduğu için teknik olarak mümkün değil. Kök hücre naklini gerçekleştiren merkezler üzerinden bir sistem var. Onların talepleri oluyor. Örneğin; yurtdışında doku bankasında yani Almanya’dan nakil yapılan bir hastamızın Alman vericisi, kök hücre verdiği kişiyi tanımak istiyor. İsteğini, kök hücre naklinde aracılık yapan kuruma yazıyor. Kurum daha sonra bize dönüyor. ’Bir mektup var, nakil yaptığınız hastaya iletebilir misiniz’ diyor. Mektubun çevirisini yapıyor sonra hastamıza söylüyoruz. Hastalarımız çok duygulanıyorlar ve karşılık vermek istiyorlar’ dedi.

    ’’Ben Arnavut vatandaşıyım ama benim tekrar doğuşum kök hücre nakli ile Türkiye’de oldu’’

    İlik nakli olan 58 yaşındaki Arnavut vatandaşı Ariane Pepa, mektup sürecini şöyle anlattı: ’’Türkiye’ye geldiğimde herhangi bir yabancılık çekmedim. Etrafımdaki insanlar, doktorlar ve hemşireler çok sıcak kanlı. Kendimi sanki buranın bir vatandaşı gibi hissettim. Bunu kaşı taraf bana hissettirdi. Vericim benim kalbimde. Onu tanımıyorum ama anlatmaya bildiğim kelimeler yetmez. Ona karşı sevgim de ve saygım da sonsuz. Ben Arnavut vatandaşıyım ama benim tekrar doğuşum Türkiye’de oldu. İlk mektup, transplantasyonun yapıldığı gün geldi. 2’ncisi ile yaklaşık 6 ay önce gönderildi. Birbirimizi tanımamıza rağmen karşı taraf bana Türkmüşüm gibi hitap etti. O sıcakkanlılığı hissettim. Tanımadığınız insanın size böyle yardımda bulunması çok güzel birşey. Babaanne oldum, vericimin bunda katkı payı yüksek. Bu anlatılamayacak bir duygu. Torunumu görme adına bir beklentim vardı. Hastalık sürecim içinde torun sahibi olmak bana ayrıca mutluluk verdi’’.

    ’’Şanslıydım TÜRKÖK’e başvurduk ve bir hafta içinde uygun donör bulundu’’

    Vericisine mektup yazan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Şeyda Yılmaz, ’’Hastaneye gittiğimde tek çarenin nakil olduğu söylendi. Aileye bakıldı ve hiçbiri olmadı. Sonra TÜRKÖK’e başvurduk. Bir hafta içinde uygun donörün olduğu ortaya çıktı. Vericinin Türkiye olduğu ve kendisinin kabul ettiği söylendi. 1 sene sonra nakil oldum. Donör mektubu ben yazdım, kendisi de bana gönderecek. Kendisi 24 yaşındaymış ondan mektubu bekliyorum. Kendisini ve böyle kararı nasıl verdiğini çok merak ediyorum. Ben 18 yaşından sonra kan vermek istedim. Kızılay ve bağış kurumlarına gittim ama bir şekilde ya kan değerlerim düşüktü ya da kimliğimi unutuyordum. Bu işaretmiş herhalde hiçbir zaman kan verememiştim. Bunu çok değerli birşey olduğunu biliyordum ama düşündüğünüz birşeyi başka birinin size yapması çok daha farklı bir durum. Çünkü size tekrar hayatınızı bahşediyor ve yaşıyorsunuz. Ben biyopsi sırasında ya da yapılan iğneler nedeniyle çok acılar çektim. Verici biraz acı çektiyse ondan çok özür diliyorum. Benim 1,5 senede yaşadığım acıları kendisi dindirdi. Eğer o iliği vermeseydi rutin tedavide devam ediyordum ama iyileşme şansım yoktu. Kendisine minnet duyuyorum. Bunun tarifi olamaz. Yasal süre dolduğunda kendisiyle görüşmeyi çok istiyorum’’ şeklinde konuştu.

  • Çürük dişler kalbe vuruyor

    Çürük dişlerin kalbi de olumsuz etkilediği bildirildi.

    Diş Hekimi Metin Ayan, diş ve kalp sağlığı üzerinde rol oynayan bakterilere dikkat çekerek, “Diş eti hastalığı olan insanlar genellikle kötü sağlık alışkanlıklarına sahiptir. Sigara ve alkol kullanımı, kötü beslenme alışkanlığı ve hareketsizlik kalp rahatsızlığının en güçlü tetikçileridir. Ayrıca, diş eti hastalığı olan birçok insanda diyabet hastalığı da görülür. Bu da kalp hastalıklarında bir başka güçlü risk faktörüdür” dedi.

    Ağız içi enfeksiyonların dolaşım sistemi yoluyla vücuda yayılabileceğini belirten Ayan, basit yöntemler ile önlenebilecek rahatsızlıkların kalp krizi ve felce sebep olabilecek kronik iltihaplanmalara kadar ciddi boyutlara ulaşabileceğini vurguladı. Ayan, “Diş eti iltihabı, diş etinde kızarıklık, şişlik, ağız ve diş temizliği esnasında kanama, diş eti üzerinde beyaz lekelenmeler ile kendini gösterir. Tedavisine dişler üzerindeki plak ve diş taşının uzaklaştırılması ile başlıyoruz. Bu dönem kişi bizimle işbirliği yaparsa diş etinde iltihaba sebep olan bakterilerin uzaklaştırılması kolaylaşır. Ağız ve diş sağlığı konusunda bebeklik döneminden başlayıp düzenli olarak diş hekimi kontrolünü aksatmamak ve yılda en az iki kez olmak üzere devam etmek büyük önem taşımaktadır. Ancak bu sayede ciddi diş ve diş eti hastalıkları erken dönemde teşhis edilebilir. Ağız bakımına özen göstermeli” şeklinde konuştu.

  • Lindsay Lohan’dan Cumhurbaşkanına övgü dolu sözler: “Erdoğan büyük bir kalbe sahip”

    Hollywood’un ünlü ismi Lindsay Lohan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük kalbi olduğunu söyledi.

    Ünlü film yıldızı Lindsay Lohan, Daily Mail gazetesine yaptığı açıklamada, Trump’ın yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yaparak Türkiye’ye destek vermesini istedi. Lohan, Donald Trump’ın Türkiye’deki mültecilerin durumunu ve mülteciler konusundaki yaptıklarını yerinde görmesinin Amerikan halkı için de önemli olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkı tarafından sevilen biri olduğunu belirten Lindsay Lohan, mülteciler konusunda yaptıklarını gördüğünü ve Erdoğan’ın büyük bir merhamet sahibi ve kalbi olduğunu kaydetti. Lohan, mülteciler konusunda bir belgesel çalışması yaparak, mülteci sorununu dünyaya duyurmaya çalışacağını açıkladı.