Etiket: İthal

  • 5 yılda 34 milyon 243 bin 93 gözlük ithal edildi

    İthal edilen gözlük adedi 2013 ile 2017 yılları arasında 34 milyon 243 bin 93 olurken, güneş gözlüğü ithalatı 628 milyon 748 bin 962 doları buldu.

    Medya takip ve raporlama ajansı PRNet, ithal gözlükler üzerine yapılan araştırmayı inceledi. PRNet’in Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinin yanı sıra medyaya yansıyan haber başlıklarından derlediği bilgilere göre, 2013 ile 2017 yılları arasında ithal edilen gözlük adedi 34 milyon 243 bin 93 olarak belirlendi. İthal edilen güneş gözlüklerine ise 628 milyon 748 bin 962 dolar harcandığı öğrenildi. En fazla ithalat yapılan yıl da 2015 olarak görülürken, söz konusu yılda 135 milyon 323 bin 748 dolarlık dış alım yapıldığı saptandı.

    En fazla ithalat Çin’den

    PRNet ve Ajans Press’in gerçekleştirdiği medya incelemesinde ithalat başlığı altında medyaya yansıyan haber adetleri belli oldu. 2018 yılında 17 bin 61 haber çıkışı belirlenen ithalat başlığında, geçtiğimiz yıl 35 bin 300 haber yansıması tespit edildi. Öte yandan ülke bazında değerlendirilme yapıldığında, Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı ülkenin Çin olduğu belirlendi. Çin’den 5 yıl içerisinde 321 milyon 867 bin 229 dolarlık alım yapılırken, bu tutarın toplam güneş gözlüğü ithalatının yüzde 51,2’sini oluşturduğu görüldü. Çin’den sonra en fazla ithalat yapılan ülke ise İtalya olarak kaydedilirken, 5 yılda 261 milyon 177 bin 407 dolarlık güneş gözlüğü satın alındığı saptandı. Bu tutarın da toplam ithalat içindeki payı yüzde 41,5 olarak tespit edildi. Böylelikle, Çin ve İtalya’dan yapılan ithalatın 5 yıldaki toplam payı yüzde 93 olarak kayıtlara geçti.

    İthal edilen gözlükler tür bakımından incelendiğinde ise, en fazla ithalatı yapılan gözlükler plastik camdan imal edilmiş olanlar oldu. Söz konusu gözlükler için 2013 ile 2017 yılları arasında 490 milyon 864 bin 237 dolar ödenirken, plastik camlı gözlüklerin toplam gözlük ithalatı içindeki payı yüzde 78 olarak belirlendi.

  • İthal anguslar İskenderun Limanı’na geldi

    Türkiye Et ve Süt Kurumu, Güney Amerika ülkelerinden 20 binin üzerinde angus ithal etti. İthal edilen anguslar deniz yoluyla İskenderun Limanı’na getirildi.

    Angus cinsi büyükbaş canlı hayvan taşıyan gemide, Veterinerlik Sınır Kontrol Noktası’nda görevli veteriner hekimler tarafından hayvanların belgeleri kontrol edildi. Canlı hayvanların nakliyesinde kullanılacak araçlar da dezenfekte işlemi yapılarak Türkiye Et ve Süt Kurumlarının ilgili işletmelerine sevk edilecek.

    İskenderun Limanı’na demirleyen angus yüklü gemiden kente yayılan yoğun kokudan dolayı rahatsız olan vatandaşların şikayetlerini ilgili kurumlara ilettikleri öğrenildi.

  • Bakan Fakıbaba: “Türkiye et ithal etmeyecek ve kendine yetecek”

    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, yakın zamanda Türkiye’nin et ithal etmeyeceğini, kendisine yeteceğini söyledi.

    Türkiye’de Tarım Politikaları ve Ülke Ekonomisine Katkıları Uluslararası Sempozyumu değerlendirme oturumuyla sona erdi.

    Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı ve Harran Üniversitesi iş birliğiyle 12-14 Nisan 2018 tarihlerinde Şanlıurfa’da Türkiye’de Tarım Politikaları ve Ülke Ekonomisine Katkıları Uluslararası Sempozyumu gerçekleştirildi. Sempozyuma katılan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, milli ekonominin temelinin ziraat olduğuna değinerek, tarımı stratejik ve iktisadî bir sektör haline getirdiklerini ve çiftçiyi de bu stratejinin tam merkezine alarak projeler belirlediklerini söyledi.

    81 milyonluk ülke nüfusumuzun yanında ağırlanan misafirlerle de nüfusun 90 milyona ulaştığını belirten Fakıbaba, zaman zaman gündeme gelen et ithalatıyla ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. “Türkiye et ithal etmeyecek ve kendine yetecek” diyen Fakıbaba, şu an et ihraç eden ülkelere bakıldığında 15 yıl öncesine kadar bizim gibi et ithalatçısı olduklarını; onlar başardılarsa bunu bizim de başarabileceğimizi kaydetti.

    250 bin damızlık projesi ile hayvansal ürünler ithalatını yakın zamanda bitireceklerini söyleyen Fakıbaba, ilk olarak 26 Nisan’da Şanlıurfa’dan başlatacakları 300 damızlık koyun projesi ile orta ve uzun vadede hayvan ithal eden değil ihraç eden ülke konumuna geleceğimizi söyledi.

    Bakan Fakıbaba’nın teşrifinin ardından devam eden oturumlarda toplam 40 bildiri sunularak Türkiye’de tarım çeşitli yönleri ile bilimsel olarak tartışıldı.

    Bildiri sunumlarının adından gerçekleşen değerlendirme ve kapanış oturumunda Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Turan Binici, Atatürk Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Dr. Nihat Büyükbaş ve Harran Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Müjde Sakar değerlendirmelerde bulundu.

    Beyhan yapmış olduğu değerlendirmede, sempozyuma konu olan tarım politikaları ve ülke ekonomisine katkılarının da Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı’nın inceleme ve araştırma alanı içerisine girdiğini belirterek, sulamadan tohum ıslahına pek çok hadise ile karşı karşıya olunduğunu dile getirdi. Sempozyumda sunulan 40 adet bildiriden 26’sının tarihle ilgili ve zamanımıza ulaşan bilgi ve belgeler ışığında toparlanıp tahlil edilen bildiriler olduğunu da sözlerine ekleyen Beyhan, geçmişi geleceğe taşımak açısından bunun önemli olduğunu vurguladı. Beyhan sözlerine şöyle devam etti: “Akademi dünyası bilgi üretir, yegane işi odur. Bilgi üretir, problemleri tespit eder, bu problemlere yönelik çözüm önerilerini geliştirir. Uygulayıcılar, devlet adamları, siyasetçiler de bu bilgiden yararlanırlar. Bu bilgiler üzerine siyasetlerini inşa ederler.”

    Binici, tarım politikasının sadece statik bir politika olmadığını dinamik bir yapıya da sahip olduğunu belirtti. Tarım ekonomistleri açısından alışıldık olmayan bir sempozyum gerçekleştiğini belirten Binici, tarım ekonomistlerinin, bir tarım politikası uygulandığında bunun kimi ve hangi kesimleri etkilediğini, sürecin nasıl işlendiğini ve sonuçta bundan kimlerin faydalanacağını göz önünde bulundurduklarını fakat gerçekleşen bu sempozyumla birlikte tarım politikalarına tarihsel açıdan bakıldığını ve bunun da farklı bir bakış açısı getirdiğini ifade etti.

    Büyük ve bereketli bir ovaya ve en köklü ziraat fakültesine sahip ilimizde bu sempozyumun gerçekleştirmenin isabetliliğine değinerek sözlerine başlayan Dr. Nihat Büyükbaş, Atatürk Araştırma Merkezi olarak kurumsal anlamda ilk defa Şanlıurfa’da bir sempozyum gerçekleştirdiklerini belirtti. Büyükbaş, iş ve işlemlerimizde ve stratejilerimizde kullanmaya çalıştığımız bilgiyi başkaları ürettiği için yerel meselelerimize yerli bilgi arayışı içerisinde olduklarını sempozyumun bu alandaki bilgi üretimi açısından önemli olduğunu bildirdi. Türkiye’nin eğitim yoluyla pek çok şeyi başarmak üzere yola çıktığını söyleyen Büyükbaş, bugün bir dünya markası haline gelen Malatya kayısısının dönemin bir eğitim kurumunun ziraat dersleri vasıtasıyla yöreye geldiğini, eğer ziraat ve veterinerlik fakülteleri bu yönde çalışmalara öncülük edebilirlerse eğitimin amacına ulaşabileceğini de sözlerine ekledi.

    Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Müjde Sakar, bildirilerini sunan değerli bilim insanlarından önemli bilgi ve değerlendirmeler aldıklarını ifade etti.

    İleriye yönelik vizyon geliştirici sunumlar yapıldığını belirten Sakar, sempozyumda tarımın dünü ve bugünü ile tarımın ortaya çıkış noktası, uygulamaları, problemleri, siyasi, sosyal ve ekonomik hayattaki yeri, tarım politikalarının değişim nedenleri, tarım potansiyeli gibi önemli konulara değinildiğini belirtti.

    Sempozyumda sunulan bildiriler 2018 yılı içerisinde kitaplaştırılıp e-yayın olarak Başkanlığın genel ağ sayfasından kamuoyunun istifadesine ücretsiz olarak sunulacak.

  • Temel Kotil: “Bilgiyi ithal edelim makineyi burada yapalım”

    Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Genel Müdürü Temel Kotil, projelerde eksikliklerin bu işi yapmış insanlar olduğunu dile getirerek, “Bu işi yapmış çok insanımız yok. Bizde jet eğitim uçağı, savaş uçağı, yolcu uçağı tasarlayacak kişimiz yok. Bilgiyi ithal edelim, makineyi inşallah burada yapalım” dedi.

    Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde ‘üretimin geleceği’ paneli gerçekleşti. Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın moderatörlüğündeki programda Akkök Holding İcra Kurulu Başkanı Ahmet C. Dördüncü BASF Türkiye CEO’su Buğra Kavuncu, Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu, Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Genel Müdürü Temel Kotil ve SOCCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov açıklamalarda bulundu. Dünyada öncü olunması gerektiğini ifade eden Kotil, “Bizler özgül ürünler yapıyoruz. Teknolojik olarak ulaşabilecek en son seviye. Türkiye’mizde kendi otomobilimizi yapamadık. Kendi uçağımızı da yapamadık. Bunun üstüne, yüksek teknolojiye çıkmak için dünyada bu işi en iyi bilen kim varsa bulup getirmemiz gerekiyor. Biz yabancılarla çalışıyoruz. Çok yüksek maaş vermek gerekiyor. Dünyada en büyük ilk 10 savunma şirketinde biri olmak istiyoruz. Şuanda 50’lerdeyiz. 2 milyar dolar ciromuz var. 10 milyar doları hedefliyoruz” diye konuştu.

    Türkiye’nin bugüne kadar çok güzel şeyler yaptığını belirten Kotil, “İkinciler, birinciler oldu. Asıl para yüksek teknolojide. Uçan bir cisim ile uçmayan cisim arasında fiyat farkı on. Yaptığınız zaman katma değer olarak pahalı satıyorsunuz. Türkiye teknolojide oyuncu olması lazım. Oyuncu olması için ürün çıkartması lazım. Üründe Amerika ise Amerika, Almanya ise Almanya. Bunu yapmada projede sıkıntımız yok. Devletin yap diye bana verdiği projeler var. Eksiğimiz bu işi yapmış insanlar. Bu işi yapmış çok insanımız yok. Bizde jet eğitim uçağı, savaş uçağı, yolcu uçağı tasarlayacak kişimiz yok. Bilgiyi ithal edelim, makineyi inşallah burada yapalım” açıklamasında bulundu.

  • 4 milyon ithal oyuncak denetimden geçemedi

    Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Zafer Soylu, ’’Sıkı ithalat denetim politikası uygulanmaya başlandıktan sonra toplam 141 milyon oyuncağı temsil eden numuneler alınmış ve laboratuvara gönderilmiştir. Laboratuvarda 30 bininin üzerinde test yapılmıştır. Bu testlerin sonucunda 4 milyon oyuncağın ithalatına izin verilmemiştir’’ dedi.

    Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Zafer Soylu ile Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, Beylikdüzü’nde bir oyuncak fabrikasında gerçekleştirdikleri toplantıda oyuncak sektörüne yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Toplantıda sektörün ulaştığı boyut ve oyuncak güvenliği hakkında bilgiler paylaşılırken ithal ya da yerli olsun çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği açısından büyük önem taşıyan oyuncakta standart dışı ürünlere göz yumulmaması gerektiği mesajı verildi.

    Türkiye’nin 600 milyon dolara yakın oyuncak ithalatı olduğu bilgisini veren Zafer Soylu, ’’Bu oyuncakların tamamı ithalat aşamasında Ekonomi Bakanlığı’nın denetimine tabiidir. Sıkı ithalat denetim politikası uygulanmaya başlandıktan sonra toplam 141 milyon oyuncağı temsil eden numuneler alınmış ve laboratuvara gönderilmiştir. Laboratuvarda 30 bininin üzerinde test yapılmıştır. Bu testlerin sonucunda 4 milyon oyuncağın ithalatına izin verilmemiştir’’ dedi.

    ’’Özellikle Uzak Doğu’dan gelen ürünlerde yanlış ve yanıltıcı bilgiler var’’

    Temmuz 2017 tarihi itibariyle sıkı ithalat denetimi politikasına başladıklarını söyleyen Soylu, ’’Denetimleri gerçekleştirirken, ürün beraberindeki belgeleri ve ürün üstündeki işaretlerin yanlış ve yanıltıcı olduğunu gördük. Özellikle Uzak Doğu’dan gelen ürünlerde yanlış ve yanıltıcı bilgiler var. Denetimde ürün üzerindeki güvenlik işaretlerine bakılıyor. Ürünü belgelerine bakılıyor. Bunun haricinde üründen numune alınıyor. Alınan ürünler laboratuvarlara teste gönderiyor. Testlerin sonucu olumlu olursa ürünlerin ithalatına izin veriliyor. Ancak olumsuz sonuçlanırsa bu ürünlerin ithalatına izin verilmiyor’’ açıklamasında bulundu.

    ’’En çok adaptörlerde uygunsuzluklarla karşılaştık’’

    Yapılan test ve deneylerde nelere dikkat ettiklerini ifade eden Soylu, ’’Öncelikle ürünlerin kimyasal yönden uygun olup olmadıklarına bakıyoruz. Çünkü oyuncaklarda zararlı kimyasallar kullanılmış olabilir. Bunun dışında ürünlerin üzerinde güvenlik işaretlerinin olup olmadığına bakılıyor. Fiziksel ve mekanik testler yapılıyor. Eğer ürünün içinde elektrik sistemi varsa bu elektrik sisteminin zararlı olup olmadığına, güvenli olup olmadığına bakılıyor. Özellikle adaptörler en çok önem verdiğimiz ürün gruplarından bir tanesi. En çok adaptörlerde uygunsuzluklarla karşılaştık’’ şeklinde konuştu.

    Özellikle 3 yaş altı çocuklarda oyuncakların küçük parça içermemesi lazım diyen Soylu, ’’Çocuk, küçük parçayı kopardıktan sonra solunum yoluna kaçma ihtimali var, buda ölümle sonuçlanabilecek bir durum. Dolayısıyla 3 yaş altı çocuklar için üretilen oyuncakların küçük parça içermemesi, keskin kenarlı olmaması ve sivri uçlu olmaması lazım. Denetimlerde en çok karşılaştığımız uygunsuzluklar da bunlar’’ ifadelerini kullandı.

    Yavuz Eroğlu ise şöyle konuştu: ’’Çocuklarımızın gelişimini sağlayan oyuncak, çocuklarla ilgili en önemli ürünlerden biri. Bunun için ayrıca özen göstermemiz gerekiyor. Çocuklarımızın kullandığı oyuncakların denetimine önem veriyoruz. Türkiye’de yerli oyuncakçıları temsil eden PAGEV Yerli Oyuncak Komitesi bu konuda bakanlığımız ile birlikte yakın çalışma içinde’’.

    ’’Çocukların oynadığı ithal oyuncakların güvenliği çok önemli’’

    Oyuncakların nasıl denetlendiği açıklayan Eroğlu, ’’Yurtdışından gelen oyuncaklar gümrük kapılarında denetime tabii tutuluyor. Bu denetimin kurallarını Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği Denetimi Genel Müdürlüğü belirliyor. Uygulamayı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yapıyor. Türkiye’de çocukların oynadığı ithal oyuncakların güvenliği çok önemli. Geçen sene yapılan testlerde yaklaşık 4 milyon oyuncak testleri geçemedi. Gümrükten içeri girmesi engellenmiş oldu. Bu çok önemli. Eğer bu oyuncaklar denetlenmeseydi 4 milyon tane sağlıksız ve uygunsuz oyuncağı anne ve baba olarak bilmeden çocuklarımıza verecek ve sağlıklarına risk oluşturacaktık’’ dedi.

    ’’Türkiye’de yerli oyuncak üretimi, gümrükteki denetimlerin artması ile birlikte hızla büyümeye geçti’’

    Türkiye’de yerli oyuncak üretiminin, gümrükteki denetimlerin artması ile birlikte hızla büyümeye geçtiğini vurgulayan Eroğlu, ’’Maalesef geçmiş dönemde kontrolsüz şekilde ithalatın getirdiği bazı sıkıntılar oldu. Ağırlıklı oyuncak üretimi Çin’de gerçekleştiriliyor. Çin’de düzgün firmalar olduğu gibi hızlı büyüme içinde kontrolsüz şekilde büyüyen merdivenaltı sağlıksız üretim yapan firmalar da var. En önemli şey; denetimde sağlıklı ve kaliteli oyuncakla kalitesiz oyuncakların iyi şekilde ayrılması ve bunların Türkiye’ye girişinin engellenmesidir. Merdivenaltı üretim olan Çin ürünleri, Türkiye’ye girmediği zaman Türkiye’de üretim yapan yerli oyuncak sanayicilerimiz haksız rekabetin dışında hızla gelişip Türkiye’de tüketicilere güvenli oyuncaklar sunma imkanına kavuştular’’ diye konuştu.