Etiket: İthal

  • İthal gübreye rakip olan solucan gübresi çiftçinin gözdesi haline geldi

    İthal gübreye rakip solucan gübresi, verimi ve maliyet açısından uygunluğu ile organik tarım yapan çiftçilerin gözdesi haline geldi.

    Herkesin kolaylıkla yapabileceği ve neredeyse her yerde üretilebilen solucan gübresi, daha çok organik tarım işi yapan çiftçiler tarafından kullanılıyor. Solucan gübresi verimliliği sayesinde organik tarım yapan çiftçilerin şimdiden gözdesi haline geldi. Yalova’nın Elmalık köyünde solucan gübresi üretimi yapan ve bin lira sermaye ile başladığı işte aylık on bin lira kazandığını belirten İsmet Şimşek, devletin desteği ile Türkiye’ye bu işin kısa sürede yayılabileceğini söyledi. Ürettiği kırmızı Kaliforniya solucanının 1 yılda 16 kat arttığını belirten Şimşek, onlarca kalbi ve böbreği bulunan ve çift cinsiyetli olan bu solucanların çok hızlı ürediğini söyledi. Solucan gübresinin kullanıldığı ekili arazilerde yüzde 5 su tutumunun daha iyi sağlandığını belirten Şimşek, solucan gübresi sayesinde ekili araziden 25 gün daha erken mahsul aldığını ve yüzde 30 ile 50 arasında üretimin arttığını söyledi. Tonu 2 bin lira ile 5 bin lira arasında değişen solucan gübresinin genellikle meyve ve sebze ile fındık, ceviz, çay üreticileri tarafından daha çok tercih edildiğini aktaran Şimşek, “Tercih edilmesinin sebebi yüzde yüz doğal olması, her şeyi doğal çıkarması, doğal ürün olması, yetiştirilen ürünün lezzetinin çok farklı olması ve bir meyve ağacında 20-25 gün erken ürün alabiliyorsunuz. Salatalıkta, domateste, biberde hem doğal hem de fazla ürün alabiliyorsunuz” diye konuştu.

    “Deniz kumunu bile verimli araziye çevirir”

    Solucan gübresinin çöp toprağına karıştırılsa bile bir süre sonra o topraktan da ürün alınmasını sağladığını iddia eden Şimşek, “Türkiye’nin kurtuluşu artık bu yönde, topraklarımız tamamen bitmiş durumda. Bunu deniz kumuna katın 1 sene sonra orasını yüzde yüz doğal ekilecek toprak haline getiriyor. Bunu köylümüzün öğrenmesi lazım, köylümüze iyi anlatmamız lazım. Her köylü bunu ahırının köşesinde, evinin yanında üretebilir ve kendi bahçesi için de kullanabilir. Bunu devletimiz desteklerse eğer çok iyi şeyler olacağından eminim. Bunu herkes yapabilir, balkonunda yapabilir ama ufak çaplı yapar. Daha sonra geliştikçe bahçesine, daha sonra köylüsüne satar, bütün köy birbirine yardımcı olur” dedi.

    “Devlet desteği şart”

    Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Devletimizin buna kesin el atması lazım, bir an önce desteklemesi lazım bizi. Bana göre köylümüzün ve topraklarımızın kurtuluşu solucan gübresinde. 2019 yılından sonra yurt dışından gelen gübre yasaklanacak ve sırf kendi gübremizi kullanacağız. Şuanda bizim gübremiz yetmiyor. Türkiye’de 400-450 tane firmayız ama yüzde 10’u bile karşılayamıyoruz. Biran önce desteklenirsek çok daha iyi olup, daha hızlı üretip bütün Türkiye’ye bu işi yayabiliriz. Dolara ve euroya bağlı kalmadan İsrail’den gelen gübreyi kullanana kadar kendi gübremizi kendimiz üretip, çok daha doğal, çok daha kaliteli, çok daha ucuz üretim yapmış oluruz.”

  • MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu: “Türk malını değerinin altında ithal edebileceğini düşünenler yanılıyorlar”

    Makine ihracatı, Ağustos ayında 1,2 milyar dolar gerçekleşti, yılın 8 ayında sektörün toplam ihracatı 11 milyar dolara ulaştı. İlk 8 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16,6 ihracat artışı yaşandığını belirten Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu makine ihracatında kilogram başına fiyatlarda yüzde 8,8 artış sağladıklarını kaydederek, “Kur farkını bahane ederek Türk malını değerinin altında ithal edebileceğini düşünenler yanılıyorlar” dedi.

    Makine sektörünün, yılın ilk 8 ayında makine ihracatını 11 milyar dolara yükselten aynı dönemde Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı yüzde 10 olarak gerçekleşti. Makine sektörünün Ocak-Ağustos döneminde en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler Almanya, ABD ve İngiltere oldu. Gelişmiş ülkelerin tamamında pazar payını artırmayı başaran Türk makine sektörü ABD’de yüzde 21,9 Rusya’da ise yüzde 43,2 ihracat artışı sağladı.

    “Makinelerimiz gerçek değerini buluyor”

    Sektör geçen yılın ilk 8 ayında 5,7 dolar seviyesinde olan ihracatta kilogram başına fiyatları 6,2 dolara kadar yükseltmeyi başardığını belirten Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Makine İhracatçıları Birliği olarak, üyelerimizin dış ticaret süreçlerinde sorun yaşamaması ve sektörümüzün uluslararası rekabette geri kalmaması için ihracatçı firmalarla sürekli temas halindeyiz. İthalatçı ülkelerin kur farkını fırsata çevirmesine ve Türk makinelerin marka gücüne zarar vermesine izin vermeyiz. İleri teknoloji ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla makinelerimiz gerçek değerini buluyor. Bunun en iyi örneklerinden biri kilogram başına ihracat fiyatlarımızın ABD’de 14,3 dolara kadar yükselmesidir” dedi.

    Özellikle türbin, turbojetler ve hidrolik silindir satışında önemli bir artış sağlanan ABD’ye ihracatıın ilk 8 ayda 787 milyon dolara ulaştığını bildiren Karavelioğlu, “Türkiye’nin toplam ihracatı içinde makine sektörünün payı Almanya’da yüzde 15,6’ya, ABD’de ise yüzde 14,9 seviyesine yükseldi” şeklinde konuştu.

  • İthal muza getirilen ek vergi yerli üreticinin yüzünü güldürdü

    İthal muza getirilen ek vergi yükü, yerli muz üreticisinin yüzünü güldürdü.

    Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde muz üretimi yapan üreticiler, ithal muza getirilen ek vergiden dolayı hasada umutla başladı. Geçtiğimiz yıl bu dönemlerde 3.30 TL’ye dalında satılan muz, bu yıl aynı dönemde 4 TL’den satışa başladı. Fiyatların daha da artacağını düşünen üreticiler, diğer yandan dövizdeki hareketliliğe bağlı olarak artan girdilerden dolayı endişeli.

    5 dönümlük kapalı muz serasına sahip üretici Önder Doyuran, gümrük vergisinin artmasıyla ithal muzun ülkemize gelmemeye başladığını belirtti. Yerli muzun ithal muzdan daha kaliteli ve doğal olduğunu vurgulayan Doyuran, Türkiye’de muz ithalatına gerek olmadığını söyledi. Vergilerin artması ve ithal muzda düşüş yaşanması nedeniyle geçen yıl bu zamanlarda 3.30 TL’ye satılan muzun bu yıl 4 liraya dayandığını ifade eden Doyuran, “Güzel bir fiyattan başladı muz sezonu. Daha da iyi olacağını düşünüyoruz. Artması da gerekiyor çünkü artan döviz nedeniyle girdilerimiz arttı. Böyle kalması gerekiyor. İthal muz gelmediği zaman tüccarlar bir araya gelip fiyat kırıyorlar. Tüccarlar maalesef bizden 3.80’e aldığı muzu tüketiciye 7-8 liradan yediriyor. Parayı aracılar kazanıyor. Bizim üreticiler olarak birlik olmamız gerekiyor. Bu şekilde daha iyi kazanacağımıza inanıyorum” dedi.

    Bir başka üretici Mehmet Tuncer de sezona iyi başladıklarını ancak girdi fiyatlarındaki artışın endişe verici olduğunu söyledi. Gübre fiyatlarının 2 katına çıktığını belirten Tuncer, “Bizim 4 liraya sattığımız muzun İstanbul’da marketlerde 12 liraya satıldığını duydum. Demek ki burada aracılar para kazanıyor ve tüketici daha pahalıya muz yiyor. Biz devletimizden gübre desteği bekliyoruz ve denetim istiyoruz. Bizde de kabahat var, birlik kuramadığımız için fiyat belirleyemiyoruz. Girdilerin yüksek olması, artması nedeniyle fiyatlardaki artış bize pek yansımıyor” diye konuştu.

    Girdi fiyatlarındaki artıştan şikayetçi olan bir diğer üretici Furkan Doyuran ise “Geçen yıl fiyatlar 3 lira civarıydı. Bu yıl 4 TL civarında. Böyle devam ederse çok işimize yarayacak. Gübreyi biz önce 2 liradan alıyorsak bu sene 4 liradan alıyoruz. Bu da hep bizim cebimizden çıkıyor. Komisyoncuların yaptığı hak çalmak. Çok fazla kazanmak yerine uygun bir fiyat belirleyip ticaret yapsalar başka yerlere de ucuza muz gidebilir” şeklinde konuştu.

  • Katar, Çin sarımsağı yerine Taşköprü’den sarımsak ithal edecek

    Katar, Çin sarımsağı yerine Taşköprü’den sarımsak ithal edeceklerini açıkladı.

    Gıda ihtiyacının tamamını ithalat yoluyla karşılayan Katar, Taşköprü sarımsağını yakın mercek altına aldı. Batı Karadeniz Turizm Tanıtım ve İşbirliği Fuarında (BAKAF) Katar Ticaret Odası Dış İlişkiler Koordinatörü Ahmed Abunahia, Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan ile yaptığı görüşmede, Çin’den gerçekleştirdikleri sarımsak alımını Taşköprü’ye yönlendirebileceklerini söyledi.

    Taşköprü sarımsağının Türkiye’nin en kaliteli gıda ürünleri arasında yer aldığını BAKAF’ta öğrendiğini belirten Abunahia, numune incelemeleri sonrası sektör taleplerinin Taşköprü’den sağlanabileceğini kaydetti.

    Taşköprü sarımsağının coğrafi işaret tescil belgesine sahip olduğunu ve dünya markası haline getirme çabalarının devam ettiğini vurgulayan Belediye Başkanı Hüseyin Arslan ise numunelerin incelenmesi sonrası Katar’a ihracat potansiyelinin yükseleceğine inandıklarını ifade etti.

    Arslan, uzun raf önüne sahip, selenyum, vitamin ve mineraller bakımından zengin, antioksidan özelliği bulunan Taşköprü sarımsağının ihracatı konusunda Temmuz’un 15’inden sonra çıkacak yeni mahsulle birlikte başkent Doha’da Katar Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri ile temasa geçeceklerini bildirdi.

  • Çinliler, Türk lezzetlerini ithal etmek için Türkiye’ye geldi

    Gıda ürünleri ihracatında Türkiye’nin en önemli merkezlerinden biri konumunda olan Ege Bölgesi, Çinli gıda ithalatçılarını ağırladı.

    Çin Halk Cumhuriyeti’nde yerleşik Guandong Gıda İthalatçıları Derneği ve Derneğe üye 5 ithalatçı firmanın satın alma yetkililerinden oluşan bir heyet, Ege İhracatçı Birlikleri’nde gıda ihracatçısı 30 firma ile ikili iş görüşmeleri gerçekleştirdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi organizasyonu ve Ekonomi Bakanlığı ile Şangay Ticaret Müşavirliği koordinasyonunda yapılan programda Çin’den gelen VİP alım heyeti, farklı sektörlerde faaliyet gösteren 30 Türk gıda ihracatçısı firma ile 90 ikili iş görüşmesi yaptı.

    İthalatlarını Türkiye’ye yöneltecekler

    Çinli firmalar, görüşmelerin çok verimli geçtiğini ve önümüzdeki dönemde İtalya, İspanya, Tayland, ABD vb. gibi ülkelerden aldıkları ürünleri Türkiye’den almayı istediklerini ve bu ziyaretin iki ülke arasındaki ticaretin arttırılmasına önemli katkıları olmasını temenni ettiklerini ifade etti.

    Çinli gıda ithalatçısı heyetin Türkiye’yi ilk kez ziyaret ettiğini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep, Çinli ithalatçıların; Yaş meyve, meyve suyu, zeytinyağı ve yemeklik yağlar, kuru ve kabuklu meyveler, bisküvi, kahve, çikolata, şarap vb. pek çok farklı ürün grubundan gıda ithalatı yapma isteklerini dile getirdiklerini anlattı.

    Çin 1.5 milyar nüfuslu, 9 trilyon dolarlık dev bir pazar

    Çin’i, “1.5 milyar nüfuslu, 9 trilyon dolara ulaşan gayrisafi milli hasılası ile dünyanın en büyük ekonomilerinden biri” olarak tanımlayan Celep, “Çin’e yaptığımız ihracatın içinde en önemli payı kuru incir, kuru kayısı, çekirdeksiz kuru üzüm, fındık gibi kuru meyveler alıyor, Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatında önemli bir yere sahip olan bu ürünlerin Çin’e ihracatına yönelik çalışmalar meyvesini veriyor ve bu durum ihracat tablolarımıza da yansıyor. Son dönemde Türkiye’den kiraz ihracatı gündemde. Çin’in muazzam düzeylere ulaşan tarım ve gıda ürünleri ithalatında payımızı artırmaya dönük geçmişte de çalışmalarımız oldu., Çin pazarı için Kuru Meyve Tanıtım Grubu olarak kuru incir, antep fıstığı ve kuru kayısı için tanıtımlar yapıldı, çok emek verildi ve olumlu sonuçlar alındı. Bu heyetin temaslarının ülkemiz ve bölgemiz gıda ihracatının arttırılmasına katkı sağlamasını bekliyoruz” diye konuştu.

    Uluslararası ticarette son dönemde ortaya çıkan ticaret savaşları ortamında Çin gibi ülkelerin yeni tedarik kaynakları arayışına girdiğine işaret eden Celep şöyle devam etti:

    “”Bu durumu bir fırsata dönüştürebiliriz. Bu süreçte Türk ihracatçılarına düşen görev, Ülkemiz ürünlerini tanıtmak için önümüzdeki dönemde bu tür işbirliklerini arttırmaktır. Bu tip heyetlerin daha sık yapılması ve Çinli firmalar ile işbirliği imkanlarının geliştirilmesi Türkiye’nin ihracatına büyük katkı sağlayacaktır.”

    Guandong Gıda İthalatçıları Derneği Başkan Yardımcısı Elaine Li, 300’den fazla gıda ithalatçısı üyeleri olduğunu, Çin’e ihracat yapmak isteyen firma ve ülkeler için bir tanıtım platformu oluşturduklarını, ikili iş görüşmeleri, fuar organizasyonu, medya tanıtım aktiviteleri düzenlediklerini ifade etti.

    Li, “Kaliteli ithal gıda ürünleri giderek büyüyen Çin pazarında çok büyük talep görüyor. Çinli firmalar ve farklı ülkelerden gıda ithalatçıları ve ülkeler arasında yeni köprüler kurmak istiyoruz” dedi.