Etiket: İthal

  • Hayvan yemi diye ithal edilen bezelyeler paketlenip piyasaya sürülüyor

    Karacabey Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem, yurt dışından hayvan yemi olarak ithal edilen bezelyenin paketlenerek piyasaya sunulduğunu, çiftçi ve sanayicinin mağdur edildiğini söyledi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 4 adet saatte 2,5 ton kapasiteli selektör makinalarını teslim aldıklarını ifade eden Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem, ’’Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan ve emeği geçen herkese Karacabey çiftçileri adına teşekkür ediyorum. 4 farklı bölgeye buğday, arpa, yulaf ve fiğ ekimi yoğun olan Karakoca, Canbaz, Dağkadı ve Danışment mahallerine selektör makinalarını dağıttık’’ dedi.

    Hayvan yemi olarak getirilen bezelye çiftçiyi mağdur ediyor

    Hayvan yemi olarak ithal edilen bezelyeleri merdiven altı firmaların paketleyerek piyasaya sunduğunu belirten Erdem, ’’Karacabey’imizde marka değeri olan fabrikalarımız, çiftçimizden taze dalından bezelye alıp, hem yurt içi, hem de yurt dışına veriyor. Ancak, hayvan yemi olarak getirilip bazı merdiven altı firmaları tarafından paketlenerek satışa sunulan bezelyeler hem çiftçimiz, hem de fabrikaları mağdur ediyor. Bu şekilde kendi malımızla rekabet edemiyoruz’’ ifadesini kullandı.

    Bakırköy, Mustafakemalpaşa bor madenlerinden suya karışan borun toprağı ve mahsulü olumsuz etkilediğini belirten Erdem, bununla ilgili topraktan, sudan ve ürünlerden örnek alarak Tarım Bakanlığı’na göndereceklerini söyledi.

  • Tanrıverdi: “İthal Pamuğu Mecburiyetten Alıyoruz”

    Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Ertuğrul Korkut Tanrıverdi, “ABD ve Brezilya çiftçisini Türk çiftçisinden çok sevdiğimiz için ithal pamuk almıyoruz. Mecbur olduğumuz için ithal pamuk alıyoruz” dedi.

    Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinde (KSÜ) düzenlenen 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayın da konuşan Tanrıverdi, sektörde yaşanan sıkıntılar, ithal pamuk ve çırçır işletmelerinin standartları hakkında bilgiler verdi.

    2 gün 8 oturum şeklinde düzenlenen çalıştayın 2’inci oturumunda konuşan Ertuğrul Korkut Tanrıverdi, “İthal pamuk kolay bir iş değil. Bunun planlanması, bunun programlanması gerçekten ciddi bir emek istiyor. Tekstilcilerimiz haziran ve temmuz ayında işleyeceği ürünün pamuğunu şimdiden almak durumunda” dedi

    “Bunun piyasa riskini, operasyon riskini satın alıyoruz” diyen Tanrıverdi şöyle konuştu: “

    Farklı departmanlar kurup personel çalıştırıyoruz. ABD ve Brezilya çiftçisini Türk çiftçisinden çok sevdiğimiz için bu işi yapmıyoruz. Mecbur olduğumuz için ithal pamuk alıyoruz. En öncelikli olarak Dünyanın büyük firmalarına üretim yapıyoruz. Biz günü geldiği zaman 12 aylık satışlar yapıyoruz, 12 ay sonra teslim edeceğimiz ürünü şimdiden satıyoruz. 12 ay sonra satacağımız ipliğin pamuğunu alıp, depoya koymak ticari olarak mantıklı değil ekonomik olarak mümkün değil. Bu bize has bir özellik değil, dünyada hiçbir firmanın 12 ay sonra satacağı ipliğin pamuğunu alıp depoya koyma özelliği yok.”

    “SÖZLEŞME PROBLEMİ VAR”

    İthal pamuk alırken yapılan sözleşmelerin Türk pamuğunu alırken yapılmadığını ve bunun sektöre ciddi dezavantajının olduğunu belirten Tanrıverdi, “Türkiye’de bu sözleşmeleri yapamıyoruz. En büyük problemlerimizden birisi bu. Kısa vadeli işlemler yapabiliyoruz. Yakın zamanlı işlem yapmak zorunda kalıyoruz. Ödeme bacağından bakacak olursanız, ithal ettiğiniz pamuğun fabrikanızı getirmeden ödemeniz lazım. Başka türlü getiremiyorsunuz. Sistemimiz buna yeni izin vermeye başladı. Türk pamuğunu almak çok daha kolay. İzmir’e gidip, Diyarbakır’a gidip 5-10 bin ton pamuk alıp gelmek çok daha kolay bizim için. Bunu neden yapamıyoruz? Çırçırcı arkadaşlarımızın bunu bir sorması lazım kendilerine” ifadelerini kullandı

  • Hepatit C Hastası, Yurt Dışından İthal Edilen İlaç İçin Yardım İstiyor

    Samsun’un Terme ilçesinde yaşayan hepatit C ve siroz hastası Ali Karaduman(64), yurt dışından ithal edilen ilacı alamadığı için yardım istiyor.

    Terme ilçesine bağlı Çangallar Mahallesi’nde ikamet eden 64 yaşındaki Ali Karaduman’a 3 yıl önce hepatit C teşhisi konuldu. Bu hastalıkla mücadele eden Karaduman, bir süre sonra kalça protezi ameliyatı oldu. Ameliyat sonrası durumu ağırlaşan hepatit C hastasına siroz teşhisi konuldu. Siroza yakalanan hastaya ayrıca Çarşamba Devlet Hastanesi tarafından yüzde 99 engelli raporu verildi. Yatağa mahkum olan Karaduman’ın ailesi, siroz hastalığı için kullanması gereken ‘Harvoni’ adlı ilacın SGK tarafından karşılanmadığını iddia etti.

    Siroz hastası Ali Karaduman’ın eşi 65 yaşındaki eşi Hanife Karaduman, “İlaç almaya paramız yok. Hastayı götürmeye arabamız yok. Kocam 3 sene önce ameliyat olmuştu. Son bir senede durumu ağırlaştı. Hastanelerde yatıyor. Alınması gereken ilacı bir türlü bulamadık. Sahip çıkan kimse yok. Bir maaşımız var ama hastamızın masrafını karşılayamıyoruz. Devlet bize bakmazsa biz ne yapacağız?” ifadelerini kullandı.

    Karaduman’ın oğlu Sezai Karaduman, “Babama hepatit C hastalığı teşhisi konulmuştu. İlk zamanında kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumdaydı. Tedavi oluyordu. Kalça protezi ameliyatından 15 gün sonra babamın karnı şişmeye başladı. Ayaklarında şişmeler başladı. Şimdi hiçbir şey yiyip içemiyor. Biz sadece kullanması gereken ilacın karşılanmasını istiyoruz. Babamın kurtulmasını istiyorum” diye konuştu.

    Sezai Karaduman, ithal olarak getirilen ilacın pahalı olduğunu, maddi imkanları olmadığı için yetkililerden yardım istediğini dile getirerek, “Babamın kullanması gereken bir ilaç vardı. Raporu alarak Kaymakamlığa gittim. Orada bana SGK’ya gitmemi söylediler. SGK’dan da bana ilacın karşılanmadığını söylediler. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na gitmemi söylediler. Buradan da sonuç çıkmayınca Valiliğe gittim ama bir sonuç alamadım” şeklinde konuştu.

    Çaresiz kalan aile yetkililerden yardım istiyor.

    SGK yetkilileri ise ailenin bahsettiği ilacın Sağlık Uygulama Tebliği’nde bulunmadığını söyledi.

  • “Fiyatlar Düşmezse İthal ET Gelecek”

    Kırmızı Et Üreticileri Birliği Muhasip Üyesi Şaban Cetizli, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ‘tavan fiyat’ uygulamasını değerlendirdi.

    Tarım Bakanı Faruk Çelik, kıymanın kilogramı için 32 lira, kuşbaşı ete ise 34 liralık tavan fiyat belirlediklerini açıkladı. Bakanlığın bu kararını değerlendiren Kırmızı Et Üreticileri Birliği Muhasip Üyesi Şaban Cetizli, bunun uygulanmasıyla ne at, ne köpek, ne de kedi kesileceğini, insanların sağlıklı bir şekilde aldığı eti tüketeceğini söyledi. Cetizli, “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla et fiyatlarının aşağı çekilmesi konusunda çalışma yapıldı. İnsanların gözüne et batıyor. Kimse bu gün kuru soğanın kilosunun 5 lira olduğunu söylemiyor. Girdi maliyetlerini düzenlemeden fiyatların geri çekilmesinin sakıncalı olduğunu ifade ettik. Toplantılar yaptık. Bakanımız rakamları açıkladı. Kıymada tavan fiyatın 32, kuşbaşı ette ise 34 lira olduğunu söyledi. Dana kesim fiyatının ise 23.3 liraya çekileceğini ifade etti. Bu fiyatlara çekilirse desteklemeler artacak dedi. Bakanımız üreticinin zarar etmemesi için gerekli çalışmayı yapacağını söyledi. Destekler artarak devam edecek. Kasaplar Federasyonu ile karşılıklı imzalar atıldı. Biz de üreticimize sahip çıkarak desteklerin artarak devam etmesi halinde bunu kabul ettiğimizi söyledik” dedi.

    Mayıs sonuna kadar et fiyatlarının 32-34 TL bandında olacağını ifade eden Cetizli, “Bir anda fiyatlar aşağı çekilmez. Kademe kademe fiyatlar çekilecek. Benim de oğlumun kasap dükkanı var. Ona her kesimde bir lira aşağı çekerek fiyatı normale indirmesini söyledim. Küçük kasapların bu fiyatları birden uygulaması zor olur. Ama marketler kısa sürede bu fiyatlara uyum sağlar. Şu anda dana kesim fiyatı 24 lira. Etin kilo maliyeti 30-32 liraya geliyor. Yani kasaplar zor duruma düşer. Günde 30 kilo et satan kasapla, günde 500 kilo et satan market bir değil. Bunları ayırmak gerekiyor. İstanbul’da bazı bölgelerde kıymanın fiyatı 45 lira. Ama Kartal, Maltepe gibi semtler de kıyma fiyatları 36 lira” diye konuştu.

    Fiyatların belirlenen seviyeye çekilmemesi halinde Türkiye’ye ithal etin gireceğine dikkat çeken Cetizli, “Bakanımızın kesin talimatı var. Bakanlar Kurulundan kararı çıkarttırmış. Almış yazıyı cebine koymuş. Şayet fiyatlar geri çekilmezse Türkiye’ye 50 bin ton ithal et getirileceğini söyledi. Eğer yetmezse bir 50 bin ton daha getirileceğini ifade etti. Fiyatlar o seviyeye inmezse bu sefer ithal et yüzünden kasaplar da besiciler de zarar eder” şeklinde konuştu.

    KABURGADAN KIYMA DAHA EKONOMİK

    Tüketiciye tavsiyelerde bulunan Şaban Cetizli, “Kıyma kaburgadan olur, onun da fiyatı düşük zaten. Löp etten kıyma olmaz. Siz o yüksek fiyatlara gitmeyin, o pirzolaları, bonfileleri almayın. İmkan el verdiği sürece onları da yiyeceksiniz. Alım gücü düşük olan insanlarımız çok. Bu gün asgari ücret bin 300 lira oldu, lakin her şeye de zam geldi. Etteki KDV yüzde 8’den yüzde 1’e indirilirse zaten et fiyatları otomatikman 3 lira düşer” şeklinde konuştu.

  • Yurt Dışından İthal Edilen İlacı Alamazsa Ölecek

    Trabzon’da ’karaciğer sirozu, kronik Hepatit C’ hastalığına yakalanan 4 çocuk annesi Hamiye Aygün, doktorun yazdığı 150 bin TL’lik ithal ilacı SGK karşılamayınca ne yapacağını şaşırdı. Kara kara düşünen Aygün ailesi yetkililerin duruma bir çare bulmasını istiyor.

    Trabzon’da yaşayan dört çocuk annesi Hamiye Aygün, doktorların “Karaciğer Sirozi, Hepatit C” teşhisi koyduğu hastalığıyla ilgili yurt dışından ithal edilen “Harvoni” isimli ilacı Sosyal Güvenlik Kurumu karşılamayınca ne yapacağını şaşırdı.

    İlacın yaklaşık maliyetinin 150 bin TL olduğunu belirten 52 yaşındaki Hamiye Aygün ilacı alacak parasının olmadığını söyledi. Doktorun verdiği “Harvoni” isimli ilacın ithal edildiğini ancak SGK’nin bu ilacı karşılamadığı için ölmekten başka çaresi kalmadığını ağlayarak ifade eden Aygün, “20 yıldır hepatit C rahatsızlığım var. O zamanlar fazla ilerlememişti. Şimdi hastalığım ilerledi, sınıra geldi. Hastalığımın ilacı Türkiye’de olmadığı için yurt dışından gelmesi gerekiyor. Onu da alamadığımız için bu durumlara düştük. İki merdiven çıkamaz oldum. Bu zamana kadar da doğal ilaçlarla geldim. Şimdi tamamen fenalaştım, tahliller yaptırdım, doktor bana hastalığımın sınıra geldiğini söyledi. ’Bu ilacı almazsan durumun iyi değil’ dedi. O ilaç yurt dışından geliyor. 150 bin TL olduğunu söylediler. Bu ilacı ekonomik olarak alma imkanımız yok. Sigorta ilacı karşılamıyor. Yapacak başka bir şeyimiz yok. Sigorta karşılamazsa ölümü bekleyeceğim. Hastalığım siroza dönmek üzere. Dört çocuğum var. Yardımseverlere de sesleniyorum. Herkesten yardım bekliyorum. Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza sesleniyorum ama elimden bir şey gelmiyor” diye konuştu.

    Eşi Hüseyin Aygün de ilaçla ilgili şu ana kadar umut verici konuşan olmadığını kaydederek, “ ’Devlet bu ilacı karşılamıyor’ dediler. İlacı alma imkanımızı da yok. Eşimi kaybediyorum. Şu ana kadar bize umut verici konuşan olmadı. Devlet büyüklerimizden bu ilacın onaylanması istiyoruz. Eşimin kurtarılması için yardım bekliyoruz” dedi.

    “NE OLUR ANNEMİ KURTARIN”

    Oğlu Vedat Aygün de annesinin ilacı kullanmaması durumunda her gün ölüme adım adım yaklaştığını belirterek “Annemin ilacıyla ilgili olarak doktorumuza Sağlık Bakanlığı’ndan bir yazı geldi. Doktorumuz ’Gözünüz aydın, ilaç onaylandı, gelin reçetenizi yazayım, ilacını alın’ dedi. Yazıda ’ilgili ilaç, ruhsatlı olup reçete ve sağlık raporu ile eczaneden temin edilebileceği’ şeklindeydi. Daha sonra eczaneye gittik. Ancak eczacı bunun yeterli olmadığını SGK’nın da onay vermesi gerektiğini söyledi. ’Yani SGK ilacın ödemesini yapmadığı sürece bu ilacı alamazsınız’ dedi. Bunun üzerine ilgili makamlarla iletişime geçtik. Bize bu konuyla ilgili ’kurulun toplanması gerekiyor’ dediler. Kurul da, önce Resmi Gazete’de yayınlanacak, daha sonra kurulda kimlerin olup olmayacağı belirlenecekti. Bunun da uzun süre alabileceğini söylediler. Doktorumuz ise annemin belirtilen ilacı alamadığı taktirde hastalığının Siroz’a çevirebileceğini söyledi. ’Siroza çevirdikten sonra ilacı alsanız da bir etkisi olmayacak’ dedi. Burada sıkıştık, kaldık. Annemi her akşam acile götürüyoruz. Çünkü kan değerleri yükseliyor, kullandığı diğer ilaçlar da fayda vermiyor. Bu ilacı mutlaka almamız gerekiyor. Bununla ilgili bize yardım edebilecek herkese sesleniyoruz. Bize yardımcı olun. Bu ilacı bize verin, annemi kurtarın” şeklinde konuştu.