Etiket: isyan

  • (Özel Haber)Estetik uzmanının hayvan sevgisi, mahalleliyi isyan ettirdi

    Beykoz’da, hayvan sevgisi, estetik uzmanı Serpil Dikmen ile mahalleliyi karşı karşıya getirdi. Sokaklardan topladığı köpekleri bahçeli bir yerde toplayan Serpil Dikmen, binlerce lira harcayarak köpeklere bakmasına rağmen vatandaşlar köpeklerin kilitli kapılar ardında perişan olduğunu iddia etti.

    Plastik Estetik Uzmanı Serpil Dikmen, bundan 2 yıl önce sokakta bulduğu köpekleri toplamaya başladı. Köpekler için yer arayan Serpil Dikmen, Şişli’de oturmasına rağmen Beykoz’da bahçeli bir yer buldu. Buraya aylık bin lira kira ödemeye başlayan Dikmen, işinden arta kalan zamanlarda buraya gelerek topladığı sokak köpekleri ile ilgilenmeye başladı.

    Plastik Estetik Uzmanı Serpil Dikmen, “Benim bir tane cocker cinsi köpeğim vardı. Bir gün yolda terk edilmiş bir golden gördüm. Aldım besledim. Onunla gönül bağı kurdum. Sonra donmak üzere olan bir başka köpek daha buldum. Öyle buldukça bu köpekler 10’a kadar yükseldi. Aralarında kör olan var, ihtiyacı olan var, ayağı rahatsız olmuş ameliyat olan var. Ben de gidiyorum kendi çapımda, kimseden bir yardım almadan Avcılar Veterinerlik Fakültesi’nde onları tedavi ettiriyorum ve onlara bakıyorum. Hepsi sokak köpeği. Mecburen bakmak zorunda kaldım. Çünkü onlar bir canlı, sevgi dolu hayvanlar. Dışarı atamazsınız. Hani bende onları atacak bir yürek de yok” şeklinde konuştu.

    Hayvanların doğal ortamlarında yaşamaları gerektiğine inandığını ifade eden Dikmen, “Şehir içerisinde bahçeli bir evim yoktu. Pansiyona koymak istedim, pansiyon yüklü para istedi. Bende dedim ki bahçeli, gecekondu tarzında bahçeli bir yer tutayım, onları orada daha iyi daha sağlıklı, hem de doğa ile baş başa olur diye. Çünkü balkonda ve apartman içinde bakma gibi bu tür şeylere karşıyım. Hayvan doğa ile baş başa olması lazım” diye konuştu.

    “Düzenli olarak bakımları yapılıyor”

    Mahalle sakinleri köpeklerin perişan olduğunu iddia ederken, estetik uzmanı Serpil Dikmen, “Düzenli olarak iğneleri yapılıyor. Düzenli olarak mamaları veriliyor. Ben Nişantaşı’nda oturduğum için bir gün durup bir gün gelip onlara mama getiriyorum. İnanılmaz yoğunum ama bazen oluyor gece on ikide geliyorum. Bazen sabah çok erken geliyorum. Bazen dinlenmeye ayırdığım gün akşama kadar gidip onlarla ilgileniyorum. Böyle uğraşıyorum. Sırf onlara daha iyi bir hayat sağlamak için bir şeyler yapmaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı. Vatandaşların köpeklerin aç olduğu yönündeki sorularını da yanıtlayan Dikmeni, “Kocaman bir çift yapmışım. 7 bin lira verip etrafını çevirdim. O beyefendi aslında beni her gün görüp Allah razı olsun deyip teşekkür ediyor ama arkamdan farklı konuşuyor. Ben her hafta Dudullu’dan gidip 5 kasa tavuk alıyorum. Şişli’den her iki günde bir 20 kiloluk mamalardan alıyorum. Ve onları besliyorum. Bunları da herkes biliyor.

    Sanırım köpeklerin havlamasından rahatsız olup bu şekilde şikayetçi olanlar var. Ben dışarıdan alıp da kurtardığım bir hayvanı aç bırakmam için hasta olmam lazım. Ben oraya kira veriyorum. Aylık 7 bin lira mama masrafları var. Ve ben hiç kimseden yardım almıyorum” dedi.

    Vatandaşlardan tepki yağdı

    Mahallede oturan bazı vatandaşlar köpeklerin aç bırakıldığını ve perişan olduğunu iddia ederken bazı vatandaşlar da köpeklerin yazın etrafa koku saçtığını söyledi. Mahalle sakini Nedim Gülten, “Bu köpekler uzun süredir burada. Bu kadın arada bir gelip bunlara mama veriyor. Her tarafa koku saldı zaten. Mahalleli de şikayetçi. Belediyeyi aradık. Bu köpekler burada perişan halde. Çoğuna da biz dükkanın önünde bakıyoruz. İçeriye giremiyoruz ama içeride çok sayıda köpek var. Çevreden topladığı köpekleri buraya getiriyor. Getiriyor salıyor buraya, bu hayvanlar burada perişan bir halde. Bu hayvanların bu durumu yaklaşık 2 senedir devam ediyor” dedi.

    Mahalle sakini Emriye Bekar ise “Uzun süredir bunlar burada. Kışın neyse çekiliyor derdi de yazın çekilmiyor. Kokudan bu yoldan geçilmiyor. Ama köpeklerle ilgileniyor. İlgilenmiyor dersem yalan söylerim. Ben Allah’a can vereceğim yalan söylemeyeyim ama biz şikayetçiyiz. Şu bahçeyi ben ekiyorum ama köpeklerin yüzünden mahsul alamıyorum. Yazık günah değil mi bana” şeklinde konuştu.

    Etrafı çitlerle çevrili olan bahçedeki köpeklerin, insanları gördüğünde kapıya geldikleri, bazı köpeklerin ise çitleri aşarak dışarıya çıktığı ve sokaklarda dolaştığı görüldü. Bu sırada bazı mahalle sakinleri ise kapıdan köpeklere yemek verdi.

  • Kayıp gelinin kayınpederi isyan etti: “Üzerimize yapılan yakıştırmalardan kurtulmak istiyoruz”

    İzmir’in Bergama ilçesinde 2 yıldır kayıp olan gelinleri Fatma Odabaş’tan (27) haber alamayan baba Hasan Odabaş (56) ile anne Sarıgül Odabaş (52) töhmet altında kaldıklarını, gelinlerinin biran önce bulunmalarını istedi.

    9 Nisan 2015 tarihinde Bergama’nın Selçuklu Mahallesi’nde eşi Veysel Odabaş’ın (27) ailesiyle birlikte yaşadıkları evde gece yarısı birdenbire ortadan kaybolan 2 kız çocuğu annesi Fatma Odabaş’tan 2 yıldır haber alınamıyor.

    Nur (4) ve Hilal (2) adında iki torunlarıyla birlikte 2 yıldır büyük üzüntüler yaşadığını söyleyen baba Hasan Odabaş; “Gelinden 2 yıldır haber alamıyoruz. Bu süre zarfında büyük üzüntüler yaşadık. Oğlumun psikolojisi bozuldu. Büyük olan torunum Hilal’de psikolojik tedavi gördü. Tüm bunların yanı sıra birde töhmet altında bırakıldık. Biran önce gelinin bulunmasını ve olayın aydınlatılmasını istiyoruz” dedi.

    Olayı en başından anlatan baba Hasan Odabaş; “O gün zeytinyağını ucuza sattıkları için eşim ve gelinim ile tartışmıştık. Bu tip tartışmalar her ailede olur. Aynı günün akşamı çocuk ağlamasıyla uyandık. Gelinin odasında olmadığını gördük. 2 yıldır bir daha haber alamadık. Hem başına bir şey gelmesinden korkuyoruz. Biran önce olayın aydınlatılmasını ve üzerimize atılan karalamalardan kurtulmak istiyoruz. Böylece hem oğlum hem de gelin yeniden yollarını çizerler. Kendilerine yeni bir yaşam kurarlar. Gelin ortaya çıkmayınca boşanamıyorlar” dedi.

    Anne Sarıgül Odabaş ise “Gelinin kaybolduğu günden bu yana torunlarıma ben bakıyorum. Bir gün bile gelip soran olmadı. Onları çok seviyorum. Kimselere vermek istemiyorum. Ancak gelin kaybolduğu günden bu yana çok sıkıntı çektik. Gelinin biran önce bulunmasını istiyorum. Olay açığa çıksın. Boşansınlar. Sonra herkes kendi yoluna gitsin. Oğlum kendine yeni bir hayat kursun. Yeniden evlensin. Kendisi de meydana çıkınca, oğlumdan ayrılınca evlenmek isteyebilir. Yeniden yuva kurmak isteyebilir. Bu en doğal hakkı” dedi.

  • Evin ortasından geçen direk isyan ettirdi

    Düzce merkeze bağlı Gümüşpınar Mahallesi‘nde 5 yıl önce bir ev alan Tahtacıoğlu ailesi, ev sahibi olmanın sevincini yaşayamadan evin içindeki kolonun elektrik direği olduğunu öğrenince şok yaşadılar. Bir fabrikanın enerjisini taşıyan elektrik direğini kolon zanneden aile evin tam ortasında bulunan direkle yaşamaya çalışırken yetkililerden çözüm bulunmasını istedi. Evi aldıktan 1 ay sonra gerçeği öğrenen aile kolon şekline getirilmiş elektrik direğinin evlerinin içinden bir an önce kaldırılması istiyor.

    Düzce’nin Gümüşpınar Mahallesi’nde fıkralara konu olacak olay yaşanıyor. Mahalledeki bir evin içinde bulunan elektrik direği ev sahiplerini isyan ettiriyor. Tahtacıoğlu ailesi 5 yıl önce Gümüşpınar Mahallesi’nden tek katlı bir ev aldı. Ancak bu ev inşa edilirken yapılan hata, ev sahibi olmanın sevincini yaşayan ailenin epeyce başını ağrıttı. Nazmiye Tahtacıoğlu, maddi durumuna uygun olduğu için aldığı evin ortasında bulunan elektrik direğini önceleri etrafının kapalı olması nedeniyle kolon zannettiğini söylerken, 1 ay sonra gerçeği öğrendiğini dile getirdi. Nazmiye Tahtacıoğlu, “Gerçeği öğrenince şok oldum. Gece yağmur yağarken, şimşek çakarken çok korkuyoruz. Sadece bizim evimiz değil arkamızdaki evler de tehlike altında. Benim evim yansa hepsi yanacak. Yetkililere gittim yadım istedim. Evi fiyatı uygun olduğu için aldım. Çok da görmedim evi arkadaşımın aracılığıyla aldım. Sadece biz değil herkes kaldırılmasını istiyor” dedi.

  • Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: “Daha şimdiye kadar isyan eden, ‘nereden bu başımıza geldi’ diyen bir tek şehit ailesi görmedim”

    Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, birçok şehit ailesini, gazisini ve ailelerini ziyaret ettiğini belirterek, “Daha şimdiye kadar isyan eden, ‘nereden bu başımıza geldi’ diyen bir tek aile görmedim” dedi.

    Bugün Eskişehir’e gelen Kurtulmuş, ilk olarak Eskişehir Valiliğini ziyaret etti. Kurtulmuş, burada şeref defterini imzaladıktan sonra Vali Azmi Çelik ile bir süre görüştü. Daha sonra Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 3 gün önce El Babir’’ta meydana gelen saldırı sonucu yaralanan Eskişehirli Gazi Piyade Komando 24 yaşındaki Teğmen Levent Fevzi Göztaşı’nı tedavi gördüğü Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde ziyaret etti. Ziyareti sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, El Bab’ta gazi olan teğmeni ziyaret ettiklerini söyledi. “Çok şükür durumu çok iyi” diyerek, gazinin sağlık durumuna ilişkin bilgi veren Kurtulmuş, “Başından itibaren hem değerli valimiz hem başhekimimiz ve doktor arkadaşlarımız çok güzel bir şekilde ilgilenmişler. Ümit ediyorum, aldığım bilgilere göre birkaç gün içerisinde taburcu edilmesi mümkün olur. Allah, ecrini arttırsın kendisine de ifade ettim. İnşallah, Cenab-ı Allah şehitlik sevabı vermiştir. Bizim askerimizin fedakarlığını göstermesi bakımından çok önemli. Kendi himayesindeki bir erimizi kurtarmak için hamle yaptığı sırada kendisi de yaralanıyor. Sonra arkasından gelen başka arkadaşlar da orada şehit oluyorlar” ifadelerini kullandı.

    “Şimdiye kadar isyan eden şehit ailesi ve gazi görmedim”

    Kurtulmuş, şimdiye kadar birçok şehit ve gazi ailesini ziyaret ettiğini aktararak, “Daha şimdiye kadar isyan eden, ‘nereden bu başımıza geldi’ diyen bir tek aile görmedim. ‘Niye bu benim başıma geldi’ diyen bir tek gazimizi görmedim. Burada da gazimiz aynı şeyi söylüyor. Bıraksanız 1-2 saat sonra gidip aynı bölgedeki çatışmalara girebilecek bir ruh haline sahip. Bütün şehit ailelerimiz, ‘vatan sağ olsun. Allah vatanımıza, milletimize zeval vermesin’ diyor. Dayanışma içerisinde Türkiye’nin bütün bu düşmanlıklara karşı korunması için dua ediyor. Aile ve toplum olarak kenetleniyor. Büyük bir millete sahip olduğumuzu bu tür ziyaretlerde bir kez daha görüyoruz” diye konuştu.

    “El Bab’taki mücadele Türkiye’nin zaferi ile bitecektir”

    El Bab’taki mücadelenin Türkiye’nin zaferi ile biteceğini ümit ettiklerini kaydeden Kurtulmuş, “Ümit ediyoruz ki en kısa süre içerisinde El Bab’taki mücadele Türkiye’nin zaferi ile bitecektir. Orada Türkiye’ye tehdit oluşturan DEAŞ, PYD ve PKK unsurları tamamıyla o bölgeden temizlenecektir. Baştan itibaren ortaya koyduğumuz Fırat Kalkanı operasyonuyla ortaya koyduğumuz hedeflere ulaşacağız. Oradaki 5 bin kilometrekarelik alan terör örgütlerinden temizlenerek Türkiye’ye karşı tehdit oluşturmaların önüne geçilecektir” dedi.

    “İnşallah El Bab da Cerablus’un aynısı olacak”

    Kurtulmuş, şöyle devam etti:

    “Orası temizlendikten sonra o şehrin ahalisi gelecekler kendi şehirlerinde özgürce huzur içerisinde oturacaklar. Türkiye, bunu sağlamaya çalışıyor. Türkiye’nin Cerablus’ta ortaya koyduğu model aslında uluslararası camiaya örnek teşkil eden bir modeldir. Bizim kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok. Bir takım terör örgütlerini kullanarak vekalet savaşlarının paydaşı değiliz. Bizim amacımız; oradan Türkiye’ye karşı gelen saldırıları önlemek ve esasında o bölge halklarının kim neredeyse o gelsin tekrar o şehirde otursun. Cerablus’ta yaklaşık 45 bin kişi savaş öncesinde ortaya yaşayan insanlar tekrar oraya geldiler ve şimdi huzur içerisinde yine Türkiye’nin desteğiyle orada yaşamaya devam ediyor. Ümit ediyorum El Bab’ta da aynısı olacaktır. Arkasından Membiç ve diğer yerlerde de olacaktır. Türkiye, bu bölgenin bütünüyle terörden temizlenmesi için bir gayret sarf ediyor. Uluslararası camiayla da bu alanda ciddi bir dayanışma içerisinde olmayı arzu ediyoruz. Bir kere daha ifade ediyoruz ki terörün iyisi kötüsü olmaz, herkes terör örgütlerinin tamamına karşı samimiyetle mücadele etsin ve bu mücadelenin sonucunda da inşallah o bölge bütünüyle terörden temizlensin.”

    Gazi ziyaretinin ardından Kurtulmuş, hastanede tedavi gören diğer hastalara da ’geçmiş olsun’ dileklerini iletti.

  • (Özel) Kapalıçarşıda elektrik kesildi, esnaf isyan etti

    Fatih’te elektrik ekiplerinin çalışması nedeniyle Tarihi Kapalıçarşı karanlığa gömüldü. İş yerlerini mum ile aydınlatan, el ve cep telefonu feneriyle çalışan esnaf, duruma tepki gösterdi. Esnaf yetkililerden bir an önce sorunun çözülmesini istedi.

    İstanbul’da Fatih bölgesinde planlı elektrik kesintisi ve çalışması nedeniyle birçok yer karanlığa gömüldü. Bu kesintilerden etkilenen yerlerden birisi de tarihi Kapalıçarşı oldu. Son zamanlarda sık sık elektrik kesintilerine maruz Kapalıçarşı’da esnaf duruma tepki gösterdi. İş yerlerini mum ile aydınlatan, el ve cep telefonu feneriyle çalışamaya çalışan esnaf, yetkililerden duruma bir an önce çözüm bulmasını istedi.

    “Dünyanın göz bebeği olan bir kapalıçarşıda böyle elektriksiz kalıyoruz”

    4 tarafın karanlık olduğunu ifade eden Mustafa Sönmez, “1978’lerde de böyle oluyordu, yine bu duruma geldik. 38 sene önceki duruma geldik, bu günler için öyle. Son zamanlarda sık sık kesilmeye başladı. Zaten müşteri de yok. Bir de üstüne elektrik de kesilmeye başladı. Ne moral kaldı ne de iş kaldı. Bu ara kesintiler çoğalmaya başladı. Siber saldırı olduğunu duyduk. Yetkililere diyeceğimiz, bozuksa tamir etsinler, insanları elektriksiz bırakmasınlar. İnsanlar buna para veriyor ama zam deyince kimse bir şey demiyor. İşe gelince de burada karanlıkta kalıyoruz. Dünyanın göz bebeği olan bir kapalı çarşı da böyle elektriksiz kalıyoruz” dedi.

    “Buranın 1 gün kapalı olması felaket gibi bir şey”

    Elektrik kesintisinin ticareti olumsuz etkilediğini söyleyen Metin Çubuk da, “Hiç kimse karanlıkta içeriye girmiyor. Kapalı çarşının 1 gün kapalı olması ki burası ülkenin ekonomisinin can damarıdır. Buranın böyle olması ne demektir? Böyle bir şey olamaz. Felaket gibi bir şey. Gündüz arıza mı var, neden gece çalışma yapılmıyor. Bugün telefon açıyoruz, 4-5’de gelecek diyorlar. Mağdur oluyoruz, 1 gün çalışmamak ne demek. Kapalıçarşı gece kapalı, gece yapsınlar gündüz değil” ifadelerini kullandı.

    Esnafın karanlık çarşıda bekleyişi sürüyor.