Etiket: isyan

  • Rober Hatemo sahte tıklamalara isyan etti

    Ferdi Tayfur klasiklerinden ’Canına Okuyacağım’ şarkısını coverlayarak müzik yolculuğuna devam eden başarılı yorumcu Rober Hatemo, CRI TURK’te Michael Kuyucu’nun konuğu oldu. Rober Hatemo, “Müzik dünyasında sahte sosyal medya hesapları ile yapılan manipülasyonlara değindi ve 80 milyonluk ülkede kim 100 milyon tık yapıyor?” diye çıkıştı.

    Rober Hatemo, Michael Kuyucu’ya müzik dünyasında son zamanlarda yaygınlaşan sahte YouTube tıklanmalarına değinerek bu konuya isyan etti. Rober, “Sahte sosyal medya tıklanmaları ve YouTube için bazı şarkıcıların verdiği rakamlar 30 bin TL’ler falan. Ayda bir tekrarlayanlar var bunları. Para kocasından ya da babasından geldiği için sorun etmiyorlar. Yapsınlar tamam ama onlarla kıyaslanmak acı oluyor. Ben şu anda organik tıklanma ile gidiyorum. ’Giden Candan Gidiyor’ 20 milyon organik izleme aldı. Türkiye nüfusu zaten 80 milyon. Bazı şarkıcıların klipleri nasıl 100 milyon, 200 milyon tıklanma alıyor anlamıyorum. Herhalde mezardakiler kalkıp tıklıyor” dedi.

    Sosyal medyada hile yapan şarkıcıların psikolojik sorunları olduğunu söyleyen Rober Hatemo, “Müzik dünyasındakiler bir de Instagramda falan da takipçi satın alıyorlar, işleri zor. Bu bir hastalık. Mitomani hastalığı bu. Olmadığın bir şeye inanmak ve gerçekten öyleymiş gibi yaşamak. Adam hileyle hurdayla kariyerini yükseltiyor ve gerçekten kendini öyle sanıyor. Bir yere oturduğunda 100 milyon kişi onu gerçekten izlemiş gibi davranıyor. Karşıdaki de buna inanıyor. Böyle bir geri zekalılık var mı? Adam dünyasında göremeyeceği paraları kazanıyor bu hileler sayesinde. Karşı taraf da inanıyor diye oluyor tüm bunlar” diyerek bu konuda çok sert eleştiride bulundu.

    “Bu nasıl Türkçe kullanımı?”

    Rober Hatemo, Michael Kuyucu’ya yaptığı açıklamada günümüz pop müziğinde üretilen şarkılarda kullanılan Türkçe’nin de kötü olduğundan yakındı ve “Şarkılar da garip. Yeni pop şarkılarını birkaç saniye dinledikten sonra Türkçe olduğunu anlıyorum. Bir heceye o cümle sığmıyor diye söyleme şeklini değiştiremezsin. Garip garip, çirkin çirkin sözleri söyleyip söyleyip duruyorlar” diyerek popüler müziği eleştirdi.

    “21 gün askerlik eğitim için az”

    Askere gittiği ilk gün gayrimüslim olmasından dolayı dayak yediğini söyleyen ünlü sanatçı, isminden dolayı çok ciddi bir mahalle baskıyı yaşadığını söyledi. Rober Hatemo, “Baskıyı işimde, çocukluğumda, askerde adımdan dolayı çok yaşadım. Ben 19 yaşındayken babam kulağımdan tuttu “Askere gideceksin” dedi. 18 ay askerlik yaptım. Gittiğimde 60 kiloydum. Askerde adımı sordular derken ’Bu ne biçim isim’ diye küfür ederek bana bir yapıştırdılar, yere yapıştım. “Allah’ım ben ne halt yiyeceğim daha ilk günden bunlar oluyorsa” dedim. Çok sıkıntılı zamanlar geçirdim, çok canımı sıktılar. Ama sonra müzik yanımı keşfettiler orkestralar kuruldu, smokinler giyildi. Resmen bir gazino kuruldu ben de çıktım orada solistlik yaptım. Şimdi askerlik değişti. 15 bin lira verip 21 gün askerlik yapıyor gençler. Bence 21 güne hiçbir eğitim sığmaz. Boşu boşuna 21 gün geçmiş olur, silahlı kuvvetlerimizi de meşgul edecekler boş yere. Bence hiç askere gitmesinler. 25 bin lira versinler hiç gitmesinler askere” şeklinde konuştu.

    “Müzikte 21’inci yılımı tamamladım”

    Rober Hatemo, yakında bir best of albüm yapmayı da düşündüğünü söyleyerek, “Müzikte yirmi birinci yılımı geride bıraktım. Geriye baktığımda kendimle gurur duyuyorum. Hiç kimse gibi olmadım. İyi şeyler yaptım. Best of muhakkak yapacağım. Albüm benim için bu saatten sonra sadece ’Rober Hatemo Hitleri’ olacak. Bir yeni şarkı sonrası best of albüm yayınlayacağım. Şu an Ahmet Selçuk İlkan’ın projesinde büyük bir hitim var, çok güzel oldu. Çok güzel bir iş geliyor söyleyebilirim bunu” şeklinde sözlerini sonlandırdı.

  • Başkentin yanı başında çekmeyen telefon, köy sakinlerini isyan ettirdi

    Ankara’nın Bala ilçesine bağlı mahalle statüsündeki köyde telefon şebeke vericilerinin iyi çekmemesi nedeniyle Enise Cihaner askerdeki oğluyla hafta içi telefonda görüşemezken köy sakinleri ise cep telefonu görüşmelerini tepe ve çatılara çıkarak gerçekleştirebiliyor.

    Bala merkezine yaklaşık 22 kilometre uzaklıktaki Aşağı Hacı Bekir Mahallesi’nin tümü mobil telefon hizmetlerinden faydalanamazken vatandaşlar telefon görüşmesi için köy çevresindeki tepe ve çatılara çıkmak zorunda kalıyor. Mahallede GSM şebekelerinin iyi çekmemesi köy sakinlerini adeta çileden çıkarıyor. Sevdikleriyle diledikleri gibi görüşemeyen vatandaşlar, köylerine bir şebeke alıcısı kurulmasını istiyor. Bölgede yaklaşık 100 konut bulunurken, vatandaşlar yetkililerden acil çözüm bekliyor.

    Köy sakinlerinden anne Enise Cihaner, Kocaeli’nde vatani görevi yapan oğlu Haydar Cihaner ile hafta içi telefonla görüşme gerçekleştiremediğini söyledi. Anne Cihaner, “GSM şebekelerinin çekmemesinden dolayı tepelere çıkarak görüşme yapıyoruz. Kayınvalidem askerdeki torunu ile görüşmek istiyor ama görüşemiyor. Şebekenin çekmemesinden dolayı çok sıkıntı çekiyoruz. Askerdeki oğlum ile görüşebilmek için dolayı eve internet bağlattım ama o da zor oluyor her zaman ona ulaşamıyoruz. Hafta sonu çarşıya çıktığı zaman internet üzerinden görüşme yapıyoruz. Akrabalarımız dostlarımız ile telefon ile görüşemiyoruz. Hangi telefon olursa olsun çekmiyor. Hafta içi oğlum ile görüşemiyorum çok özlüyorum. Hafta sonunu dört gözle beklediklerini” ifade etti.

    Çobanların aileleri ile iletişimleri tamamen kesiliyor

    Hatice Cihaner ise ailelerin, çobanlık yapan yakınlarıyla iletişime geçemediklerini aktardı. Cihaner, “Bu köyde yaşayan köy sakinleri telefonlarının çekmediğinden şikayetçi. Bu çok önemli bir sorun. Bu köyün geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Bu köyde 12 yakın sürü var. Çobanlar, yazın otlaklarda kalmak zorunda kalıyor. Çobanların aileleri ile iletişimleri tamamen kesiliyor. Acil bir şey olduğunda mesela kurt saldırıları olabiliyor, erzakları bitebiliyor. Bu yüzden çok zor durumda kalıyorlar. Burası Ankara’nın Bala İlçesi’ne bağlı bir mahalle yani başkenttin bir mahallesi bu durumda mı olma. Akrabalarına ölüm olduğunda haber veremiyorlar” dedi.

    GSM operatörlerine defalarca müracaat etmelerine rağmen çözüm alamayan Aşağı Hacı Bekir Mahallesi muhtarı Cemal Bektaş, şöyle devam etti:

    GSM şebekelerinin çekmemesinden dolayı sıkıntının en büyüğünü ben yaşıyorum. Gerek resmi dairelerden gerekse vatandaşlar bana ulaşmak istiyor. Sürekli olarak yüksek bir yerde durmam gerekiyor. Bunu da yapıyorum. Bu sorunun çözülmesi için köy sakinleri baskı yapıyor. Muhtar olarak bu soruna çözüm bulamamanın ezikliğini yaşıyorum. Psikolojik olarak etkileniyorum. GSM operatörlerine defalarca müracaat ettim. Somut bir cevap alamadım. Şu anda çok mağduruz.”

    Köy sakinleri olarak en çok hediye bizim almamız lazım

    GSM operatörlerinin şebekelerin çekmemesi durumunda hediye kampanyasına atıfta bulunan muhtar Bektaş, “Köylüler yaz ayında tepelere çıkıp görüşme yapmaya gidebiliyor. Kış ayında ne yapacağız. Bizlerin haberleşme özgürlüğü yok mu? Bu devir millet uzaya çıkıyor. Biz ise, Bala merkeze 22 kilometre uzaklıktayız telefon görüşmesi yapamıyoruz. GSM operatörleri reklamlarda çekmezse hediye vereceklerini söylüyorlar. O zaman en çok hediye bizim almamız lazım. Gelsin kendileri de görsün. En çok hediyeyi biz hakkettiklerini” diye konuştu.

    Köylerine Baz istasyonun kurulmasını isteyen Mikhail Cihaner, “5 yıldır telefonum çekmiyor. İnternete girmek gerektiği zaman tepe bulmam lazım. Oraya çıktığımda da zorla girebiliyorum. İhtiyaçlarımı gidermek için tepe arıyorum. Hayvancılık işiyle ilgilendiğim için bazı yerlerde hayvan otlatıyorum. Oralarda ailem ve arkadaşlarım ile irtibata geçemiyorum. İllaki yüksek bir yere çıkmam gerekiyor. Buraya Baz istasyonu kurulmasını istiyoruz. Yaz ayında telefon görüşme ihtiyaçlarımızı zorda olsa gideriyoruz. Önümüzde kış ayı var o zaman ne yapacağız” ifadelerini kullandı.

    Çevremdeki kişilere arıyor bana ulaşana kadar gün bitiyor

    Köy sakinlerinden Mehmet Yavuz, kendisine ulaşmak isteyen kişilerin günün sonunda irtibata geçebildiğini, acil durumlarda tepelere çıktığını aktardı. Yavuz, sözlerine şöyle devam etti:

    “Evlerimizde telefon çekmiyor. Çocuklarımız hep şehirlerde onlar ile görüşemiyoruz. Gündüz bir şekilde hallediyoruz ama gece ne yapalım? Evlerin çatısına, tepelere mi çıkalım? Operatörlere iletiyoruz onlardan ses çıkmıyor. Acil bir durum olduğunda tepelere çıkıyorum. Bu seferde konuşurken telefon görüşmeleri kesiliyor. Arıyorum bu sefer düşüremiyorum. Karşı taraf bana ulaşamıyorum. Çevremdeki kişilere arıyor bana ulaşana kadar gün bitiyor. Buraya Baz İstasyonu kurulmasını istiyoruz.”

    Aşağı Hacı Bekir Cami imamı Gurbet Batıt, şebekelerin çekmemesinden dolayı konuşma ve internet paketlerinin azını kullanabildiğini, müftülükten internet üzerinden gönderilen Cuma Hutbesini tepelere çıkarak alabildiğini dile getirdi. Batıt, “Bala Müftülüğü’ne kayıtlıyım. İmamlar arasında WhatsApp grubumuz var. Şebeke çekmediği için müftülükten gelen önemli mesajları göremiyorum. Hutbelerin mesaj olarak atılacağı günde tepeye çıkarak alıyorum. Ailem Batman’da yaşıyor. Acil bir şey olsa ne onlar bana ulaşabiliyor ne de ben onlara ulaşabiliyorum. Görüşmek için Tepe’ye çıkmak istediğimizde de köpeklerden korkuyoruz. 10 GB internet paketim var. Sadece 500 MB kullanabiliyorum. Fatura geldiği zaman hemen ödüyoruz. Kullanamadıklarım boşuna gidiyor. Geçen ay 750 dakika konuşma paketimden 400 dakikası boşa gitti. Şebeke olmadığından dolayı konuşamıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Hatalı park isyan ettirdi

    Tekirdağ’da yanlış yere park eden sürücü, trafiği kilitledi. Onlarca araç ve otobüs daracık sokakta ilerleyemezken, vatandaşlar bu otobüslerden inip sokağa döküldü.

    Olay, Tekirdağ’ın merkez ilçesi Süleymanpaşa’nın Ertuğrul Mahallesi’nde bulunan Güneş Sokak’ta meydana geldi. Tekirdağ’da hatalı park edilen bir araç kent merkezinde trafiği adeta durdurdu. Caddede onlarca halk otobüsü ve otomobil kuyruk oluştururken, otobüste bekleyen yolcular sokağa dökülerek hatalı park eden aracın sürücüsüne isyan etti.

    Yaklaşık yarım saat süren bekleyişten sonra bir anda ortaya çıkan otomobilin sürücüsü, aracına binerek hızlıca gözlerden kayboldu.

    Çevrede bulunan vatandaşlar ise haftada bir burada böyle bir olayın yaşandığını ifade ederek, “Adam aracı hatalı park edip ortadan kayboluyor. Millet burada bekleye bekleye rezil oluyor. Her hafta artık var böyle bir olayımız” diyerek duruma tepki gösterdi.

  • Fırsatçıların una yaptığı zamlar fırıncıları isyan ettirdi

    Fırsatçıların un fiyatlarına yaptığı fahiş fiyat artışları fırıncıları isyan ettirdi. Temmuz ayında 75 lira olan bir çuval unun 110 liraya fırladığını anlatan fırıncılar, bu durumun fırsatçılardan kaynaklandığını, hükümetle, euro veya dolar ile hiçbir ilgisi olmadığını anlattı.

    Dolar ve euro kurundaki dalgalanmalarla birlikte her ay zamlanmaya başlayan unun çuvalı, son olarak 110 liraya kadar ulaştı. Eskişehir’de uzun yıllardır fırıncılık yapan Hüseyin Topçu, geçmiş ayın faturaları ile un fiyatlarındaki fahiş artışı gözler önüne serdi. Son 2 ayda unun çuvalına 35 liralık zam yapıldığını ve bu işin fırsatçılığa dönüştüğünü vurgulayan Topçu, bu fiyatlar ile fırıncıların yıl başına kadar dayanmasının mümkün olmadığını dile getirdi. Fırıncıların suçlanmasının doğru olmadığını dile getiren Topçu, “Biz 7’inci ayda 75 liraya aldığımız unu şuanda 110 liraya alıyoruz. Çuval başına 35 lira gibi büyük bir fark var. Bizim için bu çok büyük bir fark. Günde 20 çuval un işlerse bir ekmek fabrikası, 700 lira fark yapar. Şuanda bunu kimse bilmiyor. Bu fiyatlar da durmuyor. Bugün 110 lira oldu, yarın 115 lira olacak. Almış başını gidiyor. Kimse buna müdahale etmiyor. Şu anda vatandaşların bunu bilmesi gerekiyor. Bizlik bir şey değil bu. Fırsatçılık var bu işin içinde” şeklinde konuştu.

    “Şu anda fırıncının yılbaşına kadar dayanacak gücü yoktur”

    “9’ucu ayın 4’ünde aldığımız 100 liralık un, 9’uncu ayın 21’inde 110 liraya geldi” ifadelerini kullanan Topçu, “Aslında burada fiyatın düşmesi lazım. Bakanlık açıklama yaptı, ihracatı durdurdu. Euro düştü, dolar düştü, faizler düştü. Ama una gelince, un düşmüyor. Zam istediğimiz zaman da Bakanlık el atıyor. ‘Ekmeğe yıl başına kadar zam yok’ diyorlar. Şu anda fırıncının yılbaşına kadar dayanacak gücü yoktur. İnsanları bu ekmeği yemeye muhtaç edecekler. Bunu da fırsatçılar yapıyor. Bunun hükümetle, euro ile, dolar ile hiçbir ilgisi olmadığı kanaatindeyim” dedi.

    “Un alamayan arkadaşlarım var”

    Una gelen fahiş zamların durdurulması gerektiğini belirten Hüseyin Topçu, aksi halde bu durumu fırıncıların kaldırma gücünün olmayacağını söyledi. Topçu, konuyla ilgili şunları kaydetti:

    “Ekmeğe şu an yüzde 100 zam gelmesi gerekiyor, ama bu işi kurtarmaz. Un fiyatını durdurmak lazım. Yoksa benim ekmeğe 50 kuruş zam yapmam bu işi çözmeyecek. Yarın 120 lira yapacaklar unu. 10 günde ne değişti Türkiye’de? Şuanda iş, ekmeğe zam yapmaktan çıktı. Bizim ekmeğe 25 kuruş zam yapmamız bunu kurtarmaz. 75 lira ile 110 lira arasında 35 lira gibi büyük bir fark var. Biz şuanda sadece bunu konuşuyoruz. Diğer ham maddelerimizi konuşmuyoruz. Şuanda fırıncılar bunu cebinden karşılıyor, ama fazla karşılayamazlar ki. Un alamayan arkadaşlarım var. Biz şuanda buna bir çözüm istiyoruz. Devlet büyüklerimizden istiyoruz. Biz un fiyatları bir sabitlensin istiyoruz. Her gelişte 5 lira, 10 lira zam olmaz. Eskiden 1-2 lira zam gelirdi. Ama şimdi 10-20-30 lira zam geliyor. Bunlar çok büyük rakamlar. Bunu fırıncının kaldırma gücü yok. İnsanları ekmeğe muhtaç etmesinler.”

  • Tavuk eti fiyatı esnafı isyan ettirdi

    Adana Kasaplar Tavuk Balık Eti Şarkütericiler Odası Başkanı Saruhan Yağmur, tavuk eti fiyatını yüzde 200 artıran üreticilerin fırsatçılık yaptığını belirterek, “Böyle devam ederlerse yönetim kurulu kararıyla tavukçuları 3 gün süreyle kapatırım. Üreticiler tavuklarını kendileri yer” dedi.

    Döviz kurunda yaşanan hareketlilikler, tüm sektörlerde olduğu gibi tavukçuluğa da yansıdı. Son 6 ayda gelen zamlarla birlikte tavuk etlerinde yüzde 200’lük artış yaşandı. Zamların ardından tavukçular fırsatçılık yapanlara tepki göstererek hükümetten destek istediklerini iletti.

    21 yıldır tavukçuluk yapan Halil Güzergül, esnaflığı boyunca böyle bir rezalet görmediğini ifade ederek, “Bundan 6 ay önce tavuk göğüsün kilosu 5 liraydı, şimdi 12 lira oldu. İran, Irak, Suriye gibi ülkelere aşırı derecede tavuk ihracatı yapıldığı için durum böyle. Üreticiler tavuğu yurtdışına dolar üzerinden gönderiyor ve ‘iç piyasa bizden tavuk almazsa daha iyiyiz’ diyorlar. Bu fırsatçılığın daniskasıdır. Vatandaş bir gün başını kaldırırsa, herkes gününü görür” diye konuştu.

    Güzergül, tavuk fiyatlarında yaşanan yükselişe kesinlikle bir çözüm bulunması gerektiğini vurgulayarak, “Biz tüm tavuğu 8 liraya alıyoruz, 8 buçuk liradan vatandaşa satıyoruz. Resmen işin hamallığını yapıyoruz. Bundan 3 ay önce karşımızda el pençe duran kesimhaneci, şimdi ayak ayak üstüne atıp, ‘ister al, ister alma’ diyor. Sabrımızı taşırmasınlar” ifadelerini kullandı.

    “Tavuk üreticisi haddini bilsin”

    Adana Kasaplar Tavuk Balık Eti Şarkütericiler Odası Başkanı Saruhan Yağmur ise üreticilerin ortak kararla tavuğa zam yaptığını belirterek, “Üreticiler bu durumu dövize bağlamasınlar. 6 ay içerisinde yüzde 200 zam görülmemiş bir durum. Bu uçuk fiyatlarla tavuk alınmaz. Biz çok sabırlıyız, bir patlarsak mezbahanelerini başlarına yıkarız” diye konuştu.

    Sürekli telefonlarına zam mesajlarının geldiğini kaydeden Yağmur, “Vatandaşın alım gücü ortada. Bu esnaf tavukları kime satacak? Zaten ülkenin durumu belli. Üreticiler sanki bir yerden talimat almış gibi devletin üzerine gidiyorlar. Hadlerini bilsinler. Bu süreç böyle devam ederse yönetim kurulu kararıyla tavukçuları 3 gün süreyle kapatırım. Ondan sonra üreticiler tavuklarını kendileri yer” ifadelerini kullandı.