Etiket: isyan

  • Adana’daki feci kazada 2 kızını kaybeden baba isyan etti

    Adana’da hafif ticari aracın kaldırıma çıkarak çarptığı çocuk arabasında bulunan 2 ve 4 yaşındaki kızlarını birer gün arayla kaybeden baba Hıdır Savcı, gözyaşları içinde sürücünün en ağır cezayı almasını istediğini söyledi.

    Edinilen bilgiye göre, kaza, Seyhan ilçesi, Yenibey Mahallesi’ndeki Eminağa Caddesi’nde dün meydana geldi. 01 BPN 82 plakalı hafif ticari araç sürücüsü direksiyon hakimiyetini kaybedince kontrolden çıkarak park halindeki 01 UL 618 plakalı motosiklet ve 31 MC 371 plakalı kamyonete, ardından kaldırımda yürüyen yayalara çarptı. Kazada Hediye Savcı (25) ile çocuk arabasındaki kızı Aslı (4) ile 2 yaşındaki Cahide Savcı, Nedim Kılıç (36) ile oğlu Enes Kılıç (12) yaralandı. Yaralılar, olay yerine gelen ambulansla sevk edildikleri özel hastanede tedaviye alındı. Olaydan sonra 2 yaşındaki Cahide Savcı hayatını kaybetti. Aile, Savcı’yı gözyaşları içinde dün Küçükoba Mezarlığı’nda toprağa verdi. 4 yaşındaki Aslı Savcı ise durumu ağır olduğu için Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Aslı Savcı da tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak bu gece hayatını kaybetti. Baba Hıdır Savcı, birer gün arayla iki kız çocuğunu kaybetmenin acısıyla yıkıldı.

    Aslı’nın cenazesi hastane morgundan alınarak gece adli tıp kuruma morguna kaldırıldı. Sabah yapılan otopsinin ardından Aslı’nın cenazesi Küçükoba Mezarlığı’na getirilerek burada kılınan cenaze namazının ardından kız kardeşinin yanında toprağa verildi.

    Baba Hıdır ve küçük kızın amcaları mezar başında gözyaşlarına boğuldu. Baba Savcı, kızlarına çarpıp öldüren, eşini ise ağır yaralayan sürücünün en ağır bir şekilde cezalandırılmasını isteyerek gözyaşlarına boğuldu. Baba Savcı, iki kızını kaybettiğini, canının çok yandığını belirterek, kızının mezarı başında “kızlarım” diye ağlaması mezar başındaki herkesi gözyaşlarına boğdu.

    Özel Güney Adana Hastanesi’nde tedavi altında olan anne Hediye’nin ise durumunun ağır olduğu öğrenildi. Hürriyet Polis Merkezi’ne teslim olan sürücü Ahmet E. ise hala sorguda. Sürücünün, ifadesinin ardından bugün adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.

  • İrfan Buz küfürlere isyan etti

    TFF 1. Lig’in üçüncü haftasında Denizlispor, evinde ağırladığı Yeni Malatspor’la 1-1 berabere kaldı.

    Maçın ardından her iki takımın teknik direktörleri basın açıklaması yaptı. Taraftarın kendisine küfür ettiğini belirten Yeni Malatspor Teknik Direktörü İrfan Buz, çok sert tepki gösterdi.

    Maçı değerlendiren Yeni Malatyaspor Hocası Buz, “90 dakikayı gördüğümüzde net gol pozisyonları olan Yeni Malatyaspor vardı. Özellikle ilk devrede Pereira’nın bir aşırtma pozisyonu var. Tabi maalesef hiçbir yerde bir görüntü olmayacak. O yüzden tam olarak göremiyoruz, çizgide mi, dışarıda mı? Önemli değil, ikinci devrede de pozisyonlarımız oldu” dedi.

    “Ne çoluğumuz kaldı, ne de çocuğumuz”

    Küfür eden taraftarlara karşı sert tepki gösteren Buz, “Dördüncü senem olacak Türkiye’de, hayatımda bu kadar küfür hiçbir yerde yemedim. Ben bunu hiç hak etmiyorum. Benim de çoluk, çocuğum var. Benim yapım hırslı, kendi takımımı gider ateşlerim, her şeye yaparım. Ama karşı takıma hiçbir zaman gidip, bir saygısızlık yapmam. Seyirciye de yapmam. Ama benim arkamda, geçen sefer ki içeride olan veya buradaki olan, hayatımda yemediğim küfürleri Denizli’de yedim. Bu olmayacak bir şeydir, yakıştıramıyorum. Kesinlikle yakıştıramıyorum. İtiraz edersiniz, teknik adam çıkar, işte seyircilerle konuşur ama ben orada mücadelemi veriyorum. Ne çoluğumuz kalıyor, ne çocuğumuz kalıyor. Yaparsınız bir hareket o zaman size karşılık verilir. Ben kendi takımımı tabi ki, ateşleyeceğim. Ben size karşı bir şey yapmıyorum ki. Bunu Denizlispor’a yakıştıramıyorum. Bu kadar köklü bir takım, UEFA’yı görmüş bir takım, olmayacak, güzel değil. Ben ona üzüldüm, tabii ki, iki puanı kaybettiğimize üzüldüm. Yoksa futbolda her şey mümkündür” şeklinde konuştu.

    Beklediklerinden daha zor bir maça çıktıklarını belirten Denizlispor Teknik Direktörü Selahattin Dervent, “İlk 20 dakika etkin bir oyun oynamaya çalıştık. Kendi oyunumuzu oynayamadık ama bunu devre arası hatırlatınca tekrar ikinci yarıya iyi başlamış olduk. Yani golü çıkardığımız için bir gol attığımız için sevinçliyim. Gücümüz yettiğince galibiyeti yine aramaya çalıştık. Değişikliklerin de olumlu olduğunu düşünüyorum. Zamanlamanın da yerinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü mümkün olan en iyi oyunu oynamaya çalıştık ve bunu 90 dakika sürdürmeye çalışıyorduk. Bu açıdan değerlendirdiğimizde gördük ki, doksan artıda kaçırdığımız gol de bunun ispatıdır. Yani böyle bir oyundan 3 puanla da ayrılabilirdik. Ama şöyle baktığınız da, gerçekten güçlü diri bir rakip vardı. Sonuçta bir puan aldık ve ligin başında, içeride 3 puanla devam etmek isterdik. İçerideki ilk maçında 3 puan almıştık, kısmet olmadı. Bundan sonraki maçlarımızda yine 3 puan için hazırlanacağız, 3 puan için mücadele edeceğiz, maça çıkacağız. Dilerim şans bizim yanımızda olur” ifadelerini kullandı.

    Dervent, son olarak futbolcuların pazar ve pazartesi izinli sayılacağını, salı günü akşam ise idmanlara başlayacaklarını belirtti.

  • (Özel Haber) Yasin Hayal’in babası FETÖ’ye isyan ediyor, oğlunun tahliyesini istiyor

    İstanbul’da 2007 yılında silahla vurularak öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde azmettirici olarak yargılanarak müebbet hapis cezasına çarptırılan Yasin Hayal’in babası Bahattin Hayal, bu cinayetin azmettiricisinin oğlu olmadığının FETÖ Operasyonları ile ortaya çıktığını belirterek oğlu Yasin Hayal’in tahliyesini istedi.

    Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Bahattin Hayal, oğlunun yargılandığı dönemlerde cinayetle ilgili şüphelerinin bulunduğunu ancak FETÖ’nün hiç aklına gelmediğini söyledi. Bahattin Hayal, oğlu ile en son 9 Eylül Cuma günü telefonda görüştüğünü belirterek “Oğlumla yüz yüze görüşeli ise 4-5 ay kadar oldu. Kendisiyle FETÖ olaylarıyla ilgili de görüştüm. Tek kişilik koğuşta televizyonu vardı, televizyondan takip edebiliyordu. Ancak bu televizyon bir şekilde odasından alındı mı, yoksa kendisi mi bozdu bilemiyorum. Bana televizyonum bozuldu dedi ancak ben inanmadım. Bu olayların ortaya çıkmasından sonra benim oğluma FETÖ tarafından baskı yapıldığı imajı bende yükseldi. Bu televizyonu da onlar bozdular. Oğlumu fazla dışarıyla haşır neşir etmemek için televizyonunu da bozdular, gardiyanlar da oğluma kötü davrandılar. Oğluma baskı yaptıklarını düşünüyorum. Benim oğlumun dışarıyla münasebet kurmaması için gerekli her şeyi yaptılar. Zaten bunların kolları ahtapot gibi uzanmadığı yer kalmadı” dedi.

    “HSYK hakimin verdiği kararı neden bozmuyor”

    Oğlunun cezasını veren hakimin FETÖ kapsamında tutuklandığını ancak bu cezanın HSYK tarafından bozulmadığını kaydeden Hayal, “Benim oğlumun cezasına karar veren hakim FETÖ davasından tutuklandı, dünyada böyle bir şey var mı? Avukatlarımız tarafından kararın bozulması için başvuru yapılacak. HSYK o hakimin karar verdiği bu davayı neden hemen bozmuyor, Yasin’i çıkartıp tutuksuz olarak yargılamıyor. Karar verildiği gün bütün basında ’Karar çok aceleye getirildi’ denildi. Hakimin burada görevi neydi, hakim dedi ki ’Ben kararı vermesem Yasin çıkacaktı’ Çünkü 5 sene hükümlülük süresi doluyordu. Sen adaletli kararını ver. Adamın ayrı bir ajandası var. Eğer biraz daha devam ederse bu iş ortaya çıkacak, kendisi de zaten kendi kendini yargılamak durumunda kalacak. İş ortaya çıkarsa burada Ramazan Akyürek, Trabzon İl Jandarma komutanı Albay Ali Öz, daha çok polisler, askerler, jandarmalar bu işin içerisinde. Çoğunun ismini bilemiyorum. Biz bunları o zamanda söyledik niye bunlar irdelenmiyor. Bizi mahkemede konuşturmadılar. Avukatımızı bile konuşturmadılar. Benim oğlum kimdi ki İl Jandarma Alay Komutanı Ali Öz’ün odasına girsin, çıksın. Benim oğlum için dönemin Trabzon Terörle Mücadele Şube Müdürü Yahya Öztürk 2004 yılında Trabzon’daki Mc’Donald’s bombalaması sonrası ’Bayrak yere düştü, Yasin gibiler bu bayrağı ayağa kaldıracak’ demişti. Sonrasında da bunlar yaşandı” diye konuştu.

    O dönemler şüphelerinin bulunduğu ancak FETÖ’nün hiç akıllarına gelmediğini kaydeden Hayal, “Bizim o dönemlerde de şüphelerimiz vardı. Ama bu FETÖ’müdür nedir? FETÖ hiç akla gelir miydi ? Aynı hakim, kararı veren hakim aynı davadan bugün Hrant Dink davasından tutuklu. Avukatlarımız gereken başvuruyu yapacak. Bir yıl önce yeniden yargılanmaya başvurduk, reddettiler. Yargıtay karar vermişti, Yargıtay da demek ki onlardan. Türkiye’nin durumunu görüyorsunuz bütün kılcal damarlarına girdi bunlar. Hiç ummadığımız bir durumla karşılaştık” şeklinde konuştu.

    “Oğlum kandırıldı”

    Oğlunun kandırıldığını iddia eden Hayal, “Benim oğlum bunlar tarafından kandırıldı. Zaten o günden beri dedik ki benim oğlum azmettirici olamaz, kapasitesi yok. Subaylar, astsubaylar, emniyet müdürlerinin olduğu bir yerde bunun örgüt olduğu ortaya çıktı. Yasin bu örgütün neresinde; başında olamaz. Bir albayın bir emniyet müdürünün olduğu yerde Yasin emir mi verdi ’şu şöyle olacak’ diye. Mutlaka emri onlar verdi. Yasin’in bunlardan haberi bile yok. Erhan Tuncel onlarla Yasin ve Ogün arasında bütün bağlantıyı sağlayan kişi. Yasin’i azmettiren Ogün’ü azmettiren Erhan Tuncel’dir. Yasin’in kafasını yıkadılar. Bugün her şey açığa çıkıyor. Bundan sonrası için bir an önce mahkemenin bu kararı yok sayılıp Yasin serbest bırakılıp eğer varsa suçu tekrar yargılanır gerekli cezayı alır. Yasin kullanılmış” ifadelerini kullandı.

    Ogün Samast’ın ailesiyle cinayet olayının yaşandığı o günden buyana hiç görüşmediğini de kaydeden Hayal, “Ogün Samast’ın ailesiyle hiç görüşmedim, hiç irtibatım olmadı. Aramızda hiç konuşma olmadı. Bir kaç gün önce Ogün Samast’ın televizyonda görüntülerini gördüm. O dönem mahkemede söyledim. Sayın başkanım dedim Ogün Samast yakalanıyor bir tarafında jandarma, bir tarafında polis. Bayrağı kaldırıp gösteriyorlar. Ogün Samast o görüntülerde bayrağı kaldırırken sanki bir kahramanlık yapmış. Adam öldürmüş, katil” açıklamasında bulundu.

  • Dereden gelen pis koku ilçe halkını isyan ettirdi

    Kocaeli’de bir dereye kaçak olarak dökülen kimyasal maddeden yayılan kötü koku tüm ilçede hissedildi. Kaynağı tespit edilen kimyasal maddenin denize karışmaması için derenin içerisine set çekildi.

    Olay Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde meydana geldi. Alınan bilgi ve iddialara göre, akşam saat 18.00 sularında ilçe genelinde pis bir koku hissedilmeye başladı. Bunun üzerine ilçede bulunan geri dönüşüm fabrikalarını tek tek dolaşan yetkililer, fabrikalardan bir sonuç alamayınca ilçedeki su kaynaklarını araştırmaya başladı. Araştırmaları sonucu Kullar deresine gelen Kocaeli İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, Başiskele Belediyesi ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, derenin Marmara Denizi’ne döküldüğü noktadan yaklaşık 2 kilometre içeride bir noktaya kimyasal bir maddenin döküldüğünü belirledi.

    Numuneler TÜBİTAK’a gönderilecek

    Saatler süren araştırmanın ardından kötü kokunun kaynağını belirleyen yetkililer, hemen Vezirçiftliği mahallesinde bir arıtma seti oluşturarak kimyasal maddenin denize karışmasını engellemek için çalışma başlattı. Dere üzerine emici pedler ile set çekilirken, Kocaeli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yetkilileri de incelenmek üzere kimyasal maddeden numune aldı. Alınan numunelerin TÜBİTAK’a gönderilerek kimyasal maddenin ne olduğunun ve kim tarafından döküldüğünün belirleneceği öğrenildi. Kullar deresinde yapılan temizlik çalışmaları devam ediyor.

  • Leylek ölümleri isyan ettirdi

    Türkiye’deki leylek ölümleri doğaseverleri harekete geçirdi. Araştırmacılar, göç yolları üzerindeki yüksek gerilim ve elektrik hatlarının yer altına alınmasını istiyor.

    Göç yolları üzerinde bulunan Türkiye, her yıl milyonlarca leyleğe kapılarını açarken, ne yazık ki pek çok leyleğin de ölümüne şahitlik ediyor. Günümüzde ciddi bir mesele haline gelen insan kaynaklı leylek ölümleri, doğaseverleri ve araştırmacıları isyan ettiriyor. Hayvanseverlerin talebi ise özellikle göç yolları üzerindeki elektrik ve yüksek gerilim hatlarını yer altına alınması ya da kabloların izole edilmesi oldu.

    Geçtiğimiz aylarda Macaristan’da halkalanan Garam leylek gündemde geniş yer bulurken, uydu vericisi takılmış olan Garam adlı leylek, 10 bin kilometreden fazla yol yaptıktan sonra Sakarya Taşkısığı Mahallesi civarında elektrik hattına çarparak telef oldu. 14 ülke gezen leyleğin ölümü ne yazık ki Türkiye’de elektrik hatlarından olmuş oldu.

    Bu kötü habere önceki gün bir yenisi daha eklendi. Bu kez doğa araştırmacı Halim Diker tarafından Edirne’de bulunan ve yine Macaristan’da halkalandığı anlaşılan leyleğin bu defa araba çarpması sonucu telef olduğunu belirlendi. Bu olayın ardından bir kötü haber de Adana’dan geldi. Samsun’da bu yıl halkalanan 8 leylekten ikisinin Adana’da elektrik tellerine çarparak telef olduğu belirlendi. Uzmanlar, bunların halkalama ve vericilerle izlemeye alınan kuşlardan sadece birkaç tanesi olduğunu, bu sayının görünmeyen tarafının çok daha fazla olduğunu ifade etti.

    Yurt içinde ve diğer leyleklerin bulunduğu ülkelerde leyleklerin birinci ölüm sebeplerinin elektrik hatları olduğunu ifade eden araştırmacılar, bazı zamanlarda aynı hattın altında yüzlerce leyleğin elektrik çarpması sonucu telef olduğunu kaydetti.

    Kuş bilimci Kiraz Yavuz, “Bu leylek ve diğer göçmen kuş ölümlerinin azaltılması için yapılabilecek en önemli adım, göç yolu üzerindeki elektrik hatlarının yer altına alınmasıdır. Böyle bir proje hayata geçtiği takdirde Türkiye leylekler için tehlikeli bir geçiş bölgesi olmaktan çıkacaktır. Mesela İstanbul Büyükçekmece civarı binlerce leyleğin önemli toplanma alanı. Adana tarafında Amanosları geçmeden önce Çukurova’da yine leyleklerin önemli toplanma alanları mevcut. Bu tespit edilen yerlerde yüksek gerilimlerin yer altına alınması veya en azından elektrik tellerinin izole hale getirilmesi gerekiyor. Bu yıl Samsun’da bizzat taktığım uydu vericili leyleklerden ikisi, daha araştırmamızın başında Türkiye’den çıkamadan telef oldu. Bu gerçekten üzücü bir durum. Yetkililerin artık buna karşı tedbir alması gerekiyor’ dedi.

    Avrupa leylek köylerinden olan Eskikaraağaç Leylek köyüne ev sahipliği yapan Bursa’da önceki yıllarda toplanma bölgesindeki göçmen leyleklerin güvenli kalkışları için elektrikler kesilmiş ve yüzlerce leylek aynı anda sabahın erken saatlerinde hiç zayiat vermeden göçlerine devam etmişti.