Etiket: istiyorum

  • Koronaya meydan okuyan esnaf maskesiz yakalanınca “Gebermek istiyorum” dedi

    Koronaya meydan okuyan esnaf maskesiz yakalanınca “Gebermek istiyorum” dedi

    Denizli’de daha önce korona virüse meydana okumasıyla gündeme gelen esnaf, protokolün gerçekleştiği denetimde maskesiz yakalanınca “Gebermek istiyorum, canıma yetti” diyerek kendisini savundu. Denetim sırasında eldivensiz çalışılan bir iş yerini uyaran Vali Atik, döner kesmeye devam edilmesi üzerine işletmenin faaliyetten men edilmesi talimatını verdi.

    Türkiye’nin 81 ilinde İçişleri Bakanlığı koordinesinde yapılan kapsamlı yeni tip korona virüs (Covid-19) tedbirleri denetimi Denizli’de de gerçekleştirildi. Denizli Valisi Ali Fuat Atik, İl Emniyet Müdürü Kenan Yıldız ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’nda korona virüs denetiminde bulundu. Vali Atik, girdiği bir lokantada çalışanların eldiven takmadığını görünce önce uyarıda bulundu. Uyarıya rağmen eldiven takmadan döner kesmeye devam eden çalışanlar ve iş yerine cezai işlem uygulandı. Vali Atik, sağlık ekiplerinin iş yerini daha sonra da denetlenmesi konusunda uyarıda bulundu. Salgınla mücadelede içerisinde kontrollü sosyal hayat döneminde vatandaşların temizlik, maske ve mesafe kurallarına uymaları gerektiği hatırlatılırken, iş yerlerinin aldığı tedbirler de denetlendi.

    “Gebermek istiyorum, canıma yetti”

    Vatandaşlarla sık sık sohbet eden Vali Atik, bir esnafın maske takmadığını görmesi üzerine “Maskeniz neden takılı değil?” diye sordu. Korona virüs salgınının ilk yayılmaya başladığı günlerde maske takmayı reddederek “Korona neredeyse gelsin beni bulsun” sözleriyle gündeme gelen Üzeyir Yazır’ın, “Gebermek istiyorum, canıma yetti” şeklindeki cevabı tepkilere neden oldu. Vali Atik’in maske takması konusunda uyarması ile maskesini takan Üzeyir Yazır, para kazanamadığını belirterek, daha önce haberlere konu olduğunu söyledi.

  • Ozan Korkut: “Başkan olduğumda Fatih Terim’e daha fazla yetki vermek istiyorum”

    Ozan Korkut: “Başkan olduğumda Fatih Terim’e daha fazla yetki vermek istiyorum”

    Galatasaray’ın son seçimdeki başkan adayı Ozan Korkut, önümüzdeki süreçte böyle bir isteğinin olduğunu ve sarı-kırmızılı ekibe başkan olması durumunda Teknik Direktör Fatih Terim’in daha yetkili olması gerektiğini, Sportif AŞ’de de yetkisi olması gerektiğini ifade etti.

    Galatasaray’ın son seçimdeki başkan adaylarından Ozan Korkut, TRT Radyo 1’e konuk oldu. Önceliğinin seçim değil mali genel kurulun gerçekleşmesi olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Korkut, başkan olması durumunda Fatih Terim’e daha fazla yetki vermek istediğini belirterek, “Fatih terim çok tecrübeli bir Galatasaraylı. Başkan olduğumda kendisine teknik direktörlüğün yanı sıra Galatasaray Sportif AŞ’de de yetki vermek istiyorum. Hocaya finansal durumu açıklamak lazım, bunda uzlaşmak lazım. Fatih Terim bizim için bir hocadan fazlasıdır. Paralı başkan değil güçlü başkan önemli. Galatasaray’ın içinden gelen, doğru tespitleri yapan ve en iyi ekibe sahip olan başkan güçlü başkandır” dedi.

    “Mustafa Cengiz’i başarılı bulmuyorum”

    Mevcut yönetimin göreve geldiğinden bu yana elde edilen 130 milyon Euro’luk gelire rağmen borcu artırdığını da sözlerine ekleyen Ozan Korkut, “Mustafa Cengiz yönetimini başarılı bulmuyorum, yönetimi bu yüzden ibra etmedim. Genel kurulda 3 farklı madde söyledim. Galatasaray’ın ilkeleri ve hakları iyi temsil edildi mi? Bu manada bir başarısızlık var. Seçimden önce söylenen projelerin kaçı yapıldı? 30’a yakın projeden sadece birkaçı yapıldı. Gelir oluşturulmazsa transfer olmaz. Bize çizilen gelecek planı nedir? Bu maddeler yeterli olmadığı için ibra etmedim. Kimseyi yıpratmak için değil, yanlışları düzeltmek için söyledim. Önceliğim seçim değil mali genel kurul. Yönetim istediği zaman seçim kararı alabilir. Bu benim kontrolümde değil. Ama öncelikle mali genel kurulun yapılması lazım. Durum tespiti yapmak gerekiyor. Durumu net olarak anlayalım. Neler yapabileceğimizi görmemiz lazım. Bu pandemi döneminde mali genel kurul stadyumda yapılabilir. Son mali genel kurul 700 kişiyle yapılmıştı. Hava koşullarına göre Sinan Erdem Spor Salonu’nda da yapılabilir. Önceliğim Galatasaray’ın iyiliği” açıklamasında bulundu.

  • Fatih Terim: “Sahada her şeyini veren bir takım görmek istiyorum”

    Fatih Terim: “Sahada her şeyini veren bir takım görmek istiyorum”

    Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Rangers karşısında sahada her şeyini veren bir takım görmek istediğini söyledi. Terim ayrıca bu tip maçların favorisinin olmadığını belirtti.

    UEFA Avrupa Ligi play-off turunda Galatasaray, yarın TSİ 21.45’ta Ibrox Stadyumu’nda İskoç ekibi Rangers ile karşılaşacak. Mücadele öncesinde Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, online olarak düzenlenen basın toplantısına açıklamalarda bulundu. Rangers hakkında konuşan Terim, “Rangers takımı sadece bir yerde değil takım olarak iyi bir takım. Her haliyle önemli bir takım. Rangers’ı Avrupa Ligi rakibi değil Şampiyonlar Ligi rakibi gibi görüyorum” dedi.

    “Psikolojik olarak evde oynamanın avantajı var”

    Maçın seyircisiz oynayacak olmasıyla ilgili deneyimli teknik adam, “Seyircisiz olan hiçbir maçın tadı tuzu yok. Alışık olmadığımız bir şekil. Bugün baktığımız zaman hem Galatasaray hem Rangers’ın seyircisi çok ateşli ve takımına tutkulu. Eğer normalde böyle bir düşmüş olsaydı karşılıklı birer oynayacaktık. İnanıyorum ki çok daha adil, çok daha çekişmeli ve zevkli bir eşleşme olabilirdi. Maalesef biz dışarı oynuyoruz. Her şeye rağmen psikolojik olarak evde oynamanın avantajı var. Pazar günü maç oynuyorsunuz, çarşamba 4.5 saatlik uzun bir yolculuk yapıyorsunuz. Bunları düşünecek olursa seyircinin bir avantajı yok ama içeride oynamanın bir avantajı var” diye konuştu.

    Böyle maçların favorisinin olmadığını vurgulayan Fatih Terim, “Tek maçlar her şeye açıktır. İki taraf da turu atlamaya çalışacak. Ben maç önce o favori, bu favori mantıklı bulunuyorum” ifadelerini kullandı.

    “Babel’in Arda’yı aratmayacağını düşünüyorum”

    Arda Turan yokluğunu sorulması üzerine Terim, “Her şeyi negatif çıktı ama maalesef ağır bir ateş ve grip geçiriyor. İyi de durumdaydı. Babel’in Arda’yı aratmayacağını düşünüyorum. Ya da başkası. Arda olsaydı iyi olurdu. Bu maçları oynamış tecrübeli bir oyuncularımızdan biri. Sağlığına bir an evvel kavuşması için bekliyoruz. Onun dışında bütün oyuncularımıza güveniyoruz” diye cevap verdi.

    “Ülke puanına tesir ediyorsa önemi bir kat daha artıyor”

    Herkes için önemli maç olduğunu söyleyen Terim, “Bizim için her maç önemli. Ülke puanına tesir ediyorsa bir kat daha artıyor. Biz daha 5. maçı oynadık. Onlar ağustosta başladı. Öyle bir avantajları var. Oturmuş bir takıma karşı oynayacağız. Deplasmanda oynayacağız. Seyirci olmasa da sahanın psikolojik avantajı olacak. Bunların hepsinin üstesinden gelebilecek bir Galatasaray bekliyorum. Bir ikinci maç yok. Yarın burada bir taktik anlayışı içerisinde tam bir konsantre düşünceyle hareket edeceğiz. Pazar günü oynanan son maçımızdaki bazı oyuncularımızın performans düşüklüğünü yorgunluğa bağladım. Oradaki eksikliklerini burada gidereceklerdir diye umuyorum. Lig maçlarının telafisi vardır ama bu maçın telafisi yok. Galatasaray bu tip maçlar alışkındır. Ben de alışkınım. İyi bir mücadele, sakin bir oyun ama her şeyini veren bir takım sahada istiyorum. İyi bir takım oynayacağız. Ciddi bir rakibimiz var. Oyuncularımdan bunu bekliyorum. Buradan çıkarsak ondan sonraki grup aşamaların daha çıkabileceğimize diye düşünüyorum. Bu maç aşağı yukarı bundan sonraki grupların kalitesindeki takımların maçı” değerlendirmesinde bulundu.

    “Her oyuncuya ihtiyacımız var”

    Marcelo Saracchi ve Arda Turan’ın yokluğuyla ilgili olarak ise başarılı teknik adam, “Saracchi bizim için önemli bir oyuncu. Olmadığı zaman oradan rakibin üzerine gitmede zorluk çekiyoruz. Çok da formdaydı. Maalesef son maçımızda da bu maçımızda yok. Bu da bizim için talihsizlik. Martin sağ ayaklı olmasına rağmen çok da iyi oynuyor. Ona da güveniyorum. Arda ve Saracchi sol tarafı iyi kullanıyordu. Futbolda yoklara alışmak zorundasınız. Kazandıktan sonra hiçbir şey getirmez. Futbol böyle bir oyun. Kazandıktan sonra her şey doğrudur. Kaybettikten sonra ne yapsanız yanlıştır. Hep beraber oynayabilirsek bizim için çok iyi olacak. Bu sene Türkiye ligi 40 maç olduğuna göre Avrupa ve kupaları da eklediğimiz zaman bütün takımı kullanmak zorunda olduğumuz süreç görünüyor. Onun için her oyuncuya ihtiyacımız var. Rekabeti de getirecektir. Bu da takıma faydalı olacaktır. Diğer arkadaşlarımız da bu görevi en iyi şekilde yapmalılar” şeklinde konuştu.

    “Ianis Hagi, ümit ediyorum babasını geçer”

    Rangers’ta form giyen Galatasaray’ın efsane futbolcusu Gheorghe Hagi’nin oğlu Ianis Hagi ile ilgili düşüncelerini dile getiren Terim, “Hagi benimle beraber 4 yıl çalıştı. Olağanüstü işler başardık. Çok büyük bir futbolcuydu. Saygı duyulması gerek bir oyuncuydu. Çok da önemli işler yaptı. Oğlunun çok yetenekli olduğunu biliyorum. Türkiye’de doğdu. Çok da başarılı gidiyor. Yetenekli bir genç. Babasına yetişir mi bilmiyorum ama ümit ediyorum babasını geçer. Babasının dileği de böyledir. Hagi’yi geçmek çok kolay bir şey değil. İyi bir futbolcu. Gelişmeye de açık. Çok da iyi oynayacağını düşünüyorum. Daha iyi zamanları da olacaktır. Çünkü o yetenekleri var” dedi.

    “Gerrard’ın teknik adam olarak başarılı olacağına inanıyorum”

    Son olarak Rangers Teknik Direktörü Steven Gerrard hakkında da konuşan deneyimli teknik adam, “Steven çok önemli bir oyuncuydu. Önemli bir kariyeri var. Bence teknik adamlığa çok da iyi başladı. Çok daha başarılı olacağına inanıyorum. Futbolculuğu tartışılmaz önemli bir oyuncuydu. Hem Liverpool için İngiltere için. Teknik adam olarak da kariyeri her gün biraz daha yükselecek gibi duruyor” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Rektör Bilgiç’ten akademisyenlere: “Sizlerden ‘dürüst kalma’ sözü istiyorum”

    Rektör Bilgiç’ten akademisyenlere: “Sizlerden ‘dürüst kalma’ sözü istiyorum”

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, ataması yapılan akademisyenlere, “Sizlerden, bundan sonra yapacağınız her türlü işlemde ’dürüst kalma’ sözü istiyorum” uyarısında bulundu.

    Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, doçent ve doktor öğretim üyeliği kadrosuna atanan akademisyenleri Senato Salonu’nda ağırlayarak tebrik etti. Göreve başladığı günden bu tarafa OMÜ’ye yeni katılan ve görevde yükselen akademisyenlerle bir araya gelmeyi önemsediğini ifade eden Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, bu sayede tanışma ve karşılıklı istekleri iletme imkânının doğduğunu belirtti. Toplantıya katılan 9 akademisyenle tek tek tanışarak bölümleri, projeleri ve ilgi alanları hakkında bilgi alan Rektör Bilgiç, onların istek ve önerilerini dinledi.

    “Görevinizi yaparken dürüstlüğünüzden ödün vermeyin”

    Akademisyenlerinden görevlerini yaparken dürüstlükten ödün vermemeleri gerektiğinin altını çizen Rektör Sait Bilgiç, artık değerlendirilen değil değerlendiren olduklarını hatırlattı. Bilgiç, “Ön lisans, lisans, lisansüstü ve doktora düzeyinde öğrencilerimizle muhatap olacaksınız. Onları ölçeceksiniz, değerlendireceksiniz, yetiştireceksiniz. Bunun için sizlerde, olması gereken çok temel kriterler var; bu anlamda yeterliliğiniz, becerileriniz gibi özellikleriniz çok önemli. Ama bunun yanında bir şey daha var ki; eğer bu özellikleriniz onsuz kalıyorsa, meslek etiğinizde, kendiliğinden veya bir baskıyla ya da bir taleple sapmalar olabiliyor. Bu nedenle başlangıçta temel bir ilkeyi vazgeçilmeyecek bir şekilde edinmeniz ve onu hatırlamanız lazım. Sizlerden, bundan sonra yapacağınız her türlü işlemde dürüst kalma sözü istiyorum” dedi.

    Rektör Bilgiç sözlerine şöyle devam etti: “Başlangıçtaki duruşunuz, gelecekteki duruşunuzun da temelini oluşturacak. Yani siz başlangıçta normalden herhangi bir sebeple sapabiliyorsanız sapma eğiliminiz görülüyorsa gelecekte bu çoğalıyor, bununla ilgili talepler ve baskılar her yıl daha da artıyor.”

    “Bundan sonraki atama-yükseltme süreçlerinde de proje şartı arayacağız”

    Üniversitenin gelişmesinde üniversitenin kendi imkânlarının yeterli olmadığına vurgu yapan, dış kaynağa ihtiyaç olduğunu, daha etkili daha yararlı sonuçları olan işlere imza atabilmek için, proje üretmek gerektiğini belirten Rektör Bilgiç, “Mutlaka bir proje üreteceksiniz. Başarılı olabilirsiniz, olamayabilirsiniz. Ama bunu deneyeceksiniz. Bu, TÜBİTAK projesi olabilir, sanayicilerle, sivil toplumla, iş adamlarıyla veya değişik bakanlıklarla işbirliği içinde olabilirsiniz. Bunun için en yaygın proje kaynağı TÜBİTAK. Bunu da denemenizi istiyorum, denedikten sonra devam edeceğinizi biliyorum. Bundan sonraki atama-yükseltme süreçlerinde de proje şartı aramaya başlıyoruz. İkinci uzatmalarınızda en azından bu projeyi denemiş olmanız, değerlendirme aşamasında alınmış olma şartı koyuyoruz. Daha sonraki atama süreçlerinde de bir projenizin kabul edilmesi şartı peyderpey gelecek. Bu nedenle, bu sözünüz de zaten yerine getirilmesi mecbur olan işlemlerinizden birisi için gerekli olacak. Sizlerden proje yapma sözü istiyorum” ifadelerini kullandı.

    Toplantı; akademisyenlerin kendilerini tanıtarak görüş, istek ve dileklerini Rektör Bilgiç’le paylaşmasının ardından toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.

    LGS şampiyonlarını ödüllendirdi

    OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, OMÜ Vakfı Başkanı ve Kurucu Temsilcisi Prof. Dr. Metin Yılmaz, Çarşamba İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rıza Karagöz, OMÜ Vakfı Koleji Okul Aile Birliği Başkanı Doç. Dr. Nevran Eylem Akman Gündüz, OMÜ Yapı İşleri Daire Başkanı Barış Alkur, OMÜ Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Emin Günaydın, veli, öğrenci ve idari çalışanların katılımıyla gerçekleşen törende LGS 2020’de üstün başarı gösteren ödüllendirildi. Başarılarıyla Samsun genelinde en üst sıralarda yer alan OMÜ Koleji öğrencileri 0,04 yüzdelik dilimdeki Işıl Banu Karagöz, 0,43’te Melih Bostancı, 0,50‘de Eren Lokumcu ve Yusuf Kaan Akdemir ile 0,82’de yer alan Ahmethan Batur’a gösterdikleri üstün çaba ve başarılarından dolayı “Onur Anıtı” biblosu takdim edildi.

    Ödül töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç; öğrencileri, ailelerini, öğretmen ve idari kadroyu tebrik ederken, OMÜ Vakfı Koleji’nin başarıdaki istikrarı ve öğrencileri geleceğe daha hazır hâle getirecek bir eğitim ve öğretim ortamının temini açısında OMÜ Vakfı ile çalışmalar yaptıklarını vurguladı.

    Bilgiç, katılımcılara törene teşrifleri için teşekkür ederek, öğrencileri, velileri ve öğretmenleri başarılarından dolayı tebrik etti.

  • Gökhan Akkan: “A Milli Takım’da kalıcı olmak istiyorum”

    Gökhan Akkan: “A Milli Takım’da kalıcı olmak istiyorum”

    Çaykur Rizespor’un ve A Milli Takım’ın genç kalecisi Gökhan Akkan, ay-yıldızlı takımda kalıcı olmak istediğini ve hedefinin Avrupa’da oynamak olduğunu söyledi.

    Çaykur Rizespor’da geçtiğimiz sezon başarılı bir performans sergileyerek A Milli Takım’a da seçilen genç kaleci Gökhan Akkan, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

    “Milli Takımda kalıcı olmak istiyorum”

    Yeni sezonda da başarılı bir performans sergileyerek Milli Takım’da kalıcı olmak istediğini ifade eden Akkan, “Yeni başladık, aramıza katılacak arkadaşlarla daha da iyi olacağız. Buradaki ortam çok güzel. İsmail hocanın tavrı ve davranışları çok iyi. Hem eğleniyoruz hem antrenman yapıyoruz. Milli Takım’a bir iki gidip gelmek önemli değil, orada kalıcı olmak istiyorum. Burada çok çalışıp orayı elde etmek istiyorum” dedi.

    “Resmi teklif almadım”

    Kendisi hakkında kulübüne gelen resmi bir teklifin olmadığını belirten Akkan, “Ben Rizespor’un sözleşmeli oyuncusuyum. Kulübüme gelen resmi teklif var mı, yok mu bilmiyorum. Gelirse oturup bir değerlendirme yaparız. Ben burada elimden gelenin en iyisin yapmaya çalışıyorum, onun için çabalıyorum. Kulaktan dolma dedikodular her oyuncu için çıkıyor. Resmi teklif gelirse kulübümün çıkarlarını düşünürüm” ifadelerini kullandı.

    “Geçen yılki gibi talihsizlik yaşamak istemiyoruz”

    Geçtiğimiz sezonun ilk devresinde 12 puan aldıklarını ancak ikinci devrede bu durumu düzelttiklerini ve bu yıl böyle bir talihsizlik yaşamak istemediklerini kaydeden Gökhan Akkan, “Geçen sezon 12 puanla devreyi bitirdik. İlk yarı kimsenin istemediği gibi geçti ama ikinci yarı bu durumu düzeltmek istedik, yeni gelenler çabuk adapte oldu. İkinci yarı bu takımı ligde tutmamanın bilincindeydik, herkes elinden gelenin en iyisini verdi. Herkes en iyisini verince de takım ligde kaldı. Benim bulunduğum mevkide elinden gelenin fazlasını yapmanız lazım ki takım daha iyi olsun. Geçen yıl önümüzde bir örnek var, hepimiz bu yıl bunun bilincindeyiz. Bunun için aramıza katılacak arkadaşlarla geçen seneki gibi talihsizlik yaşamadan, daha yukarıyı hedefleyerek Avrupa Ligi’ne gidebiliriz” açıklamalarında bulundu.

    “En az gol yiyen kaleci olmak istiyorum”

    Geçtiğimiz sezon en fazla kurtarış yapan kaleci olan Akkan, yeni sezondaki hedefinin de en az gol yiyen kaleci olmak olduğunu vurgulayarak, “Benim yaşım genç olduğu için tabii ki Avrupa’da oynamak istiyorum. Şu anda Rizespor ile devam eden sözleşmem var ama teklif gelirse oturur düşünürüz. Hedefim Avrupa’da oynamak. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum, inşallah bu yıl en fazla kurtaran değil de en az gol yiyen kaleci olurum. İstikrar önemli mevkimiz gereğince ama önemli olan bu istikrarı devam ettirmek. Tüm takım bunun bilincinde olursa ben de inşallah gelecek sezon en az gol yiyen kaleci olmak isterim” şeklinde konuştu.