Etiket: İstedi

  • Sağlık-Sen Diyarbakır Şubesi, döner sermaye sisteminin değiştirilmesini istedi

    Sağlık-Sen Diyarbakır Şubesi, döner sermaye sisteminin değiştirilmesini istedi

    Sen Diyarbakır İl Başkanı ve Sağlık-Sen Şube Başkanı Nurhak Ensarioğlu, sağlık çalışanlarının temel sorununun döner sermaye sistemi olduğuna dikkat çekerek hakkaniyeti esas alan yeni bir döner sermaye sisteminin oluşturulması gerektiğini söyledi.

    Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı ve Sağlık-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Nurhak Ensarioğlu, beraberinde sendika üyeleriyle birlikte Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde sağlık çalışanları arasındaki adaletsiz döner sermeye ödemelerine tepki gösterdi. Başkan Ensarioğlu, sağlık çalışanlarının temel sorununun döner sermaye sistemi olduğuna belirterek, hakkaniyeti esas alan döner sermaye sisteminin oluşturulması gerektiğini vurguladı. Başkan Ensarioğlu, “Sağlık, kamunun vatandaşlarına vermekle yükümlü olduğu hizmetlerin en önemlileri arasında yer almaktadır. ’Sosyal devlet’ ilkesinin esas alındığı ülkelerde her bir vatandaş, sağlık çalışanları eliyle sunulan hizmetlerden eşit bir şekilde yararlanır. Bu durum sosyal bir hukuk devleti olan ülkemiz için de geçerlidir. Bu manada ülkemiz, çok şükür dünyanın en kapsamlı ve en donanımlı sağlık sistemlerinden birine sahiptir. Pandemi sürecinde bir defa daha test edilen bu sistem, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmıştır. Elbette sistem ne kadar iyi olursa olsun ve ne kadar teknolojik donanıma sahip bulunursa bulunsun, onu işleten, ayakta tutan, memnuniyeti had safhaya yükselten, fedakar sağlık çalışanlarıdır. Bu manada sağlık çalışanları ordumuz, pandemi süreci öncesinde olduğu gibi salgına karşı canları pahasına yürüttükleri amansız mücadelede de bu hakikati tüm çıplaklığıyla ortaya koymuşlardır” dedi.

    “Sağlık sistemi en güvenlik liman olmuştur”

    Sağlık sisteminin, kutsal görevlerini her koşul ve şartta üstün fedakarlıklarla yürüten sağlık çalışanları sayesinde milletin sığındığı en güvenli liman olduğunu kaydeden Ensarioğlu, “Hemşiresinden doktoruna, ambulans şoföründen sağlık teknikerine yüzbinlerce sağlık çalışanının ortak alın teri, bu limanın yegane can suyudur. Bu limanda sağlık hizmetleri o kadar bir ve bütün yürütülmektedir ki işi, unvanı, statüsü ne olursa olsun her bir çalışanın alın teri, bir diğerinin tamamlayıcısıdır. Bir diğer ifadeyle, sağlık hizmetlerinde sunulan hizmetin, verilen emeğin, dökülen alın terinin tamamı ortaktır ve tüm çalışanlarındır. Sağlık hizmetlerinin külfetinde söz konusu olan bu ortak paylaşım, ne yazık ki dökülen ortak alın teriyle yeşeren nimetin paylaşımında yerini, haksızlığa, adaletsizliğe, eşitsizliğe, huzursuzluğa ve umutsuzluğa bırakmaktadır. Tüm bu olumsuzlukların ana kaynağını döner sermaye sistemi oluşturmaktadır. 2004 yılında, sağlıkta yeni döneme geçiş sürecinde önemli sorunların çözümünde anahtar rol görmesi amacıyla tüm sağlık tesislerinde uygulanmaya başlanan döner sermaye sistemi, ilk yıllarda başarıyla uygulanmışsa da gelinen noktada işlevini yitirip, kronik bir sorun halini almıştır. Bu sistem nedeniyle özellikle son 6-7 yıldır, meslek ve unvan bazındaki farklı hak edişler, sağlık çalışanları arasında memnuniyet sınırlarının ötesinde ne yazık ki kargaşaya yol açmıştır. Sistem gerek hekimler arasında gerekse hekim dışı sağlık çalışanları arasında dengeli ve hakkaniyetli bir paylaşıma imkan vermemektedir” diye konuştu.

    “Performansa dayalı ek ödeme sistemi adil ve hakkaniyetli değil”

    Vicdanları yaralayan aynı acı durumun iller, hastaneler ve birimler arasındaki sağlık çalışanları için de geçerli olduğunu aktaran Başkan Ensarioğlu, “Sorun ne yazık ki her geçen gün daha da büyümekte ve içinden çıkılmaz hal almaya doğru ilerlemektedir. Endişemiz ve aynı zamanda umudumuz, sağlık sistemine dolayısıyla insanımıza zarar verici noktalara ulaşmadan çözüme kavuşmasıdır. Çözüm amaçlı palyatif tedbirlerden bir sonuç çıkması da mümkün olmamıştır, olmayacaktır da. Mart ayı başında, yönetmelik değişikliğiyle yürürlüğe konulan uygulama bunun en son örneğidir. Bu yönetmelik değişikliğiyle, kısmi çözüm bir yana, sorunun derinliği ve yakıcılığı daha da artmıştır. Şöyle ki yapılan değişiklikle birkaç meslek grubunun lehine adım atılırken, sayıları yüz binleri bulan hekim dışı sağlık çalışanları tam bir hayal kırıklığına uğratılmıştır. Hakkaniyetle, adaletle ve vicdanla bağdaşmayan bu ve benzer düzenlemeleri kabul etmek mümkün değildir. Döner sermaye uygulamasındaki ana kurgu değişmeden, emek ve alın teri temelli dengeli ve adil bir paylaşım gözetilmeden, sistemin teşvik ediciliği her bir çalışanı kapsayacak şekilde genişletilmeden ortaya konacak her bir düzenleme, sorunun derinleşmesinden başka bir işe yaramayacaktır. Bu çerçevede, salgınla mücadele sürecindeki uygulamalara baktığımızda da ne yazık ki benzer olumsuzlukları görüyoruz. Bakanlık, sürecin en başında, performansa bakmaksızın belirlemiş olduğu usul ve esaslar çerçevesinde, pandemiyle mücadelede direk yer alan hekimler için tavandan, diğer hekimler için ise kadro ve unvanlarına göre tavanın yüzde 45 ile 75 aralığında. Hekim dışı sağlık çalışanlar için ise tavandan ek ödeme verileceği yönünde karar aldı. Ancak performansa dayalı ek ödeme sisteminin adil ve hakkaniyetli olmadığı, mevcut sorunları çözücü özelliğinin kalmadığı, ihtiyaçları karşılamadığı gibi nedenlerle, zorlu salgın günlerinde sağlık çalışanlarında ciddi huzursuzluklara yol açmıştır. Daha vahimi, salgın süresince, hakkaniyetli olmasa da tüm sağlık çalışanlarının yararlanacağı açıklanan ek ödeme desteği, alınan yeni bir kararla, salgınla mücadele eden sağlık çalışanları ile sınırlandırıldı. Üç aylık dönemi kapsayan ek ödeme desteği uygulamasında da süre uzatımına dair yeni bir karar olmadığı için 15 Temmuz itibarıyla sona gelinmiştir. Bu yanlıştan acilen dönülmelidir” şeklinde konuştu.

    “Hakkaniyeti esas alan döner sermaye sistemi oluşturulmalı”

    Sağlık çalışanlarının salgınla mücadelesinin devam ettiğini anlatan Ensarioğlu, şöyle devam etti:

    “Sağlık çalışanları, hiç olmazsa salgınla mücadele süresince, uygulamadaki haksızlıkların giderilip ek ödeme desteğinin her bir çalışanı kapsayacak şekilde genişletilmesini beklerken, 15 Temmuz itibarıyla uygulama sona ermiştir. Salgınla mücadelede cephenin en ön safında yer tutan ve hatta canlarıyla bedel ödeyen sağlık çalışanlarının hiçbiri, bu tür haksızlıkları kabul etmemektedir, palyatif adımlar, sorun ve memnuniyetsizlik üretmeye devam etmektedir. Sistemi, çalışanların bir kesimini maksimum düzeyde memnun ederken, bir diğer kesimini daha az memnun ederek veyahut memnuniyetlerini sıfırlayarak sağlıklı bir şekilde sürdürmek mümkün değildir. Neticede her bir sağlık çalışanı aynı işi yapmasa da aynı sorumluluk bilinciyle hareket ediyor ve risklere karşı aynı göğsü geriyor. Salgın sürecinde de çok net bir şekilde görüldüğü gibi virüs, risk, tehdit cephede, sahada ayrım yapmıyor. Sağlık hariç hiçbir kamu hizmetinde, aynı işi yapmasına, aynı saat çalışmasına ve aynı statüde olmasına rağmen farklı ücret alan bir çalışana rastlamak mümkün değildir. Sonuç olarak, fedakar sağlık çalışanları arasında ayrım yapan, hak gasp eden, alın terini yok sayan, bu çarpık döner sermaye sistemine bir an önce son verilmelidir. İnsan hayatını, insan sıhhatini konu olan bir kamu hizmeti, kangren halini almış böylesine büyük bir sorunla sağlıklı işleyemez. Kamu hizmetlerinde çözüm yerine sorun üreten bir sistem, sadece çalışanları değil, herkesi sorunun bir parçası haline dönüştürür ve belli bir aşamadan sonra herkese zarar verir. Sağlık sistemini tehdit eden döner sermaye sistemi, maalesef hızla bu yönde ilerliyor. Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonlarını sarsan, iş barışını ve huzurunu olumsuz etkileyen, hak kayıplarına yol açan ve çalışanları meslekten soğutan döner sermaye sisteminin bir an önce düzeltilmesi gerektiğine inanıyoruz ve bu yöndeki çağrımızı bir defa daha tekrarlıyoruz. Hakkaniyeti esas alan döner sermaye sisteminin oluşturulması mümkündür ve bunu her platformda muhataplarımızla paylaştık.”

  • Sağlık-Sen döner sermaye sisteminin değiştirilmesini istedi

    Sağlık-Sen döner sermaye sisteminin değiştirilmesini istedi

    Memur Sendikaları Konfederasyonu’na (Memur-Sen) bağlı Sağlık-Sen Düzce Şube Başkanı Cihan Özal, sağlık çalışanlarının temel sorununun döner sermaye sistemi olduğuna söyleyerek, hakkaniyeti esas alan döner sermaye sisteminin oluşturulması gerektiğini söyledi.

    Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Düzce Şube Başkanı Cihan Özal, beraberinde sendika üyeleriyle birlikte Düzce Atatürk Devlet Hastanesi binası önünde sağlık çalışanları arasındaki adaletsiz döner sermeye (ek ödeme) ödemelerine tepki gösterdi. Özal, Türkiye’nin 81 ilinde aynı anda yapılan açıklamada sağlık çalışanlarına ödenen Döner Sermaye ücretlerinde hakkaniyet gözetilmesini istedi.

    2004 yılında, sağlıkta yeni döneme geçiş sürecinde önemli sorunların çözümünde anahtar rol görmesi amacıyla tüm sağlık tesislerinde uygulanmaya başlanan döner sermaye sisteminin, ilk yıllarda başarıyla uygulanmışsa da gelinen noktada işlevini yitirip, kronik bir sorun halini aldığını belirten Cihan Özal, sistemin gerek hekimler arasında gerekse hekim dışı sağlık çalışanları arasında dengeli ve hakkaniyetli bir paylaşıma imkan vermediğini savundu.

    Sorunun ne yazık ki her geçen gün daha da büyümekte ve içinden çıkılmaz hal almaya doğru ilerlemekte olduğunu öne süren Özal, “Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonlarını sarsan, iş barışını ve huzurunu olumsuz etkileyen, hak kayıplarına yol açan ve çalışanları meslekten soğutan döner sermaye sisteminin bir an önce düzeltilmesi gerektiğine inanıyoruz ve bu yöndeki çağrımızı bir defa daha tekrarlıyoruz. Hakkaniyeti esas alan döner sermaye sisteminin oluşturulması mümkündür ve bunu her platformda muhataplarımızla paylaştık. Yol yakınken, bu yanlıştan bir an önce dönülmeli; sağlık çalışanlarının yüzü güldürülmelidir. Mart ayı başında, yönetmelik değişikliğiyle kısmi çözüm bir yana, sorunun derinliği ve yakıcılığı daha da artmıştır. Şöyle ki, yapılan değişiklikle birkaç meslek grubunun lehine adım atılırken, sayıları yüz binleri bulan hekim dışı sağlık çalışanları tam bir hayal kırıklığına uğratılmıştır. Hakkaniyetle, adaletle ve vicdanla bağdaşmayan bu ve benzer düzenlemeleri kabul etmek mümkün değildir. Döner sermaye uygulamasındaki ana kurgu değişmeden, emek ve alın teri temelli dengeli ve adil bir paylaşım gözetilmeden, sistemin teşvik ediciliği her bir çalışanı kapsayacak şekilde genişletilmeden ortaya konacak her bir düzenleme, sorunun derinleşmesinden başka bir işe yaramayacaktır” diye konuştu.

    “Döner sermaye sistemindeki adaletsizliğe son verilmeli”

    Döner sermayede olduğu gibi salgınla mücadele sürecindeki uygulamalarda da benzer olumsuzlukların görüldüğünü belirten Sağlık-Sen Düzce Şube Başkanı Cihan Özal, “Salgın süresince, hakkaniyetli olmasa da tüm sağlık çalışanlarının yararlanacağı açıklanan ek ödeme desteği, alınan yeni bir kararla, salgınla mücadele eden sağlık çalışanları ile sınırlandırıldı. Üç aylık dönemi kapsayan ek ödeme desteği uygulamasında da süre uzatımına dair yeni bir karar olmadığı için 15 Temmuz itibarıyla sona gelinmiştir. Bu yanlıştan acilen dönülmelidir. Neticede, sağlık çalışanlarının salgınla mücadelesi devam etmektedir. Sağlık çalışanları, hiç olmazsa salgınla mücadele süresince, uygulamadaki haksızlıkların giderilip ek ödeme desteğinin her bir çalışanı kapsayacak şekilde genişletilmesini beklerken, 15 Temmuz itibarıyla uygulama sona ermiştir. Salgınla mücadelede cephenin en ön safında yer tutan ve hatta canlarıyla bedel ödeyen sağlık çalışanlarının hiçbiri, bu tür haksızlıkları kabul etmemektedir; palyatif adımlar, sorun ve memnuniyetsizlik üretmeye devam etmektedir. Sistemi; çalışanların bir kesimini maksimum düzeyde memnun ederken, bir diğer kesimini daha az memnun ederek veyahut memnuniyetlerini sıfırlayarak sağlıklı bir şekilde sürdürmek mümkün değildir. Neticede her bir sağlık çalışanı aynı işi yapmasa da aynı sorumluluk bilinciyle hareket ediyor ve risklere karşı aynı göğsü geriyor. Salgın sürecinde de çok net bir şekilde görüldüğü gibi virüs – risk – tehdit cephede – sahada ayrım yapmıyor. Sağlık hariç hiçbir kamu hizmetinde; aynı işi yapmasına, aynı saat çalışmasına ve aynı statüde olmasına rağmen farklı ücret alan bir çalışana rastlamak mümkün değildir. Sonuç olarak; fedakar sağlık çalışanları arasında ayrım yapan, hak gasp eden, alın terini yok sayan, bu çarpık döner sermaye sistemine bir an önce son verilmelidir” şeklinde konuştu.

  • Bulut, çocuk istismarcıları ve teröristler için idam istedi

    Bulut, çocuk istismarcıları ve teröristler için idam istedi

    BBP kongre çalışmalarını Hafik ilçesinde sürdürdü, Hafik İlçe Başkanı Bahattin Özbek beraberinde ilçe esnafı ziyaret edildi.

    Büyük Birlik Partisi Hafik İlçe Başkanı Bahattin Özbek, Hafik’in sorunlarını, ilçe esnafının sorunlarını ve çözüm yollarını iyi bildiğini belirtip, tüm bu sorunların BBP’nin aktif siyaseti ve gücü ile çözüme ulaştırılabileceğini ifade etti.

    İdam istedi

    BBP Sivas İl Başkanı Uğur Bulut, doğruya doğru yanlışa yanlış diyen siyasi anlayışları olduğunu vurgulayarak “özellikle son dönemde hükümetin gerek terörle mücadelesi gerekte Suriye politikası yerinde ve doğru buluyoruz. Bu manada kendilerinin sonuna kadar yanındayız” dedi.

    Artan çocuk istismarı vakalarına da değinen Bulut, bu suçlar için dam istediklerinin altını çizerek, “Cinsel istismar ve terör propagandası yapanların idam cezasına çarptırılması gerekmektedir” dedi.

    İlçe Başkanı Bahattin Özbek ve İl Başkanı Uğur Bulut ve partililer, ilçe esnafını ziyaret ederek esnafın sorunlarını dinledi. Hafik esnafının teşkilat mensuplarını ilgi ile karşıladı.

  • Vali Memiş, Ünlü Kasap Nusret Gökçe’den Erzurum’a restoran açmasını istedi

    Vali Memiş, Ünlü Kasap Nusret Gökçe’den Erzurum’a restoran açmasını istedi

    Erzurum Valisi Okay Memiş, Nusr-Et restoran zincirlerinin sahibi ünlü kasap Nusret Gökçe ile telefonda görüştü. Palandöken Kayak Merkezi’ne yılda 1 milyonun üzerinde turistin geldiğini aktaran Vali Memiş, Nusr-Et restoranının 1 şubesini Erzurum’a açmasını istedi.

    Vali Memiş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla dikkat çeken ünlü işletmeci Nusret Gökçe ile telefonda görüştü. Tuz dökme hareketi ile dünyaca üne kavuşan ve “Salt Bae” ismiyle anılan Gökçe’yi Erzurum’a davet eden Memiş, “Hemşerileriniz sizi ve Acun beyi çok seviyor. Sizleri burada görmek onları çok mutlu edecektir. “dedi.

    Dünyanın birçok ülkesinde et restoranları açan Nusret Gökçe’den Erzurum’a bir şube açmasını isteyen Memiş, turizm kenti Erzurum’da marka bir et lokantasının şehre değer katacağını belirtti.

    Erzurum’da her alanda ciddi çalışmalar yaptıklarını anlatan Memiş, yaz ve kış turizminde kentte büyük bir patlama yaşanacağına dikkat çekti.

    Memiş, “Erzurum, özellikle kış turizminde Türkiye’nin gözbebeği olan bir merkezdir. Bunun yanında Mavi Beyazlı takımın bugünde Adana Demirspor ile maçı var. Erzurumspor’umuz inşallah Süper Lig’e yükselecek. Takım iyi gidiyor, sizlerin de bunda büyük katkısı var. Erzurumlular sizleri çok seviyor. Sizleri şehrimizde ağırlamak istiyoruz. Çok güzel işler yaptık. Eğer düşünürseniz açacağınız restoran için sizlere her türlü kolaylığı sağlayabiliriz.” ifadelerini kullandı.

    Erzurum’a uzun zamandır gelmeyi düşündüğünü ifade eden Gökçe, şehirde yapılan çalışmaları yakından takip ettiğini söyledi.

    Acun Ilıcalı ile birlikte yakın zamanda kente geleceklerini belirten Gökçe, “Ben de sizleri sürekli takip ediyorum. Şehre yaptığınız katkıyı bir Erzurumlu olarak görüyor ve takdir ediyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde Acun Beyle birlikte gelmeyi düşünüyoruz.” diye konuştu.

  • Öğretmen istedi, AFAD yardıma koştu

    Öğretmen istedi, AFAD yardıma koştu

    Erzurum’da bir köy okulundaki öğretmenin öğrencileri için mont ve bot yardımı isteği üzerine harekete geçen AFAD Erzurum İl Başkanlığı ekipleri, minik öğrencileri sevindirdi.

    Erzurum’un Aziziye ilçesine bağlı Dağdagül mahallesinde sınıf öğretmenliği yapan Nurdan İpek öğrencilerinin maddi durumundan kaynaklı olarak eskiyen kıyafetlerini değiştirmek için AFAD’ın sosyal medya hesabından yardım istedi. İpek’in isteğini geri çevirmeyen AFAD Erzurum İl Müdürlüğü, Ebu İshak Vakfı ile birlikte köy okulundaki öğrencilere mont ve bot yardımında bulundu.

    Down sendromlu miniğin mont ve bot sevinci

    Yeni kıyafetlerine kavuşan öğrencilerin mutluluğu gözlerinden okunurken, sınıfta bulunan down sendromlu 7 yaşındaki Zinnur Çoşkun’un yeni kıyafetlerine kavuşurken yaşadığı sevinç görülmeye değerdi.

    Sınıf öğretmeni Nurdan İpek ise, verilen kıyafetleri öğrencilerine kendi elleriyle giydirdi. Nurdan Öğretmen, AFAD’a isteğini geri çevirmedikleri için çok teşekkür ettiğini ifade ederek, “Daha önce AFAD’ın bu şekilde yardımlar yaptığını duymuştum. Fakat acil olay işlevselliği dolayısıyla yardım kampanyalarına çok fazla katılamadıklarını da biliyorum. Yine de yardım isteğimi sosyal medya üzerinden personellere ulaştırdım. Çağrıma kısa sürede dönüş yaptılar. Benim isteğime kayıtsız kalmadılar” dedi.

    AFAD İl Müdürü Selahattin Karslı ise, “Hocamızın sosyal medya üzerinden bize ulaşması sonrası bu talebi kabul ettik. Böyle duyarlı bir öğretmenimiz varsa biz de duyarsız kalamazdık. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bize gelen genelgede her hangi bir konuda bizlerden istenen yardımı geri çevirmemiz gerektiğini söylediler. AFAD Başkanlığımızın “kimsesizlerin kimsesi olma” yolunda isteği üzerine bizde talepleri geri çevirmemeye çalışıyoruz. Bugün öğrencilerimize mont ve bot desteğinde bulunduk. AFAD olarak her zaman bu gibi durumlarda elimizden geleni yapacağımızı belirtmek isterim” şeklinde konuştu.